19 ikincikânın 1011 Yazan: Eski Kars Mebusu General Muhlddin Akyüz ai a Cibuti valisi Mösyö Şapo Bi- | sakla zevcesinden saat 3,5 de Mareşal Franşe Döspare şerefi- ne verecekleri bir kabul vesmi- ne davetname aldım. Derhal i- cabet edemiyeceğime dair cevab verdim, Bir kere mütareke günü bir Fransız resmi hükümet ko- nağına gitmek isteyemezdim. Akşama Cibutinin - Humbulu denilen bir mahalline gittim. O- rada harbi umumide Adisababa- da maslahatgüzarımız (Konsül generalimiz) bulunan Mazhar beyin kabrini buldum. Ziyaret ettim. Fatiha okudum, Kabir harab olmakta. Memleketinden uzakta vefatına ve Cibutinin bir şesinde medfun olmasına çok müteessir okdum. Göz yaşlarımı tutamadım. — Oranın en hatırlı bir müslümanına para verdim. Kabr2 bakmasını tenbih ettim. Hükümetime arzedeceğim. * riniseni 1930 - Çarşam-| Alman Sarburuken vapuruna bindim. Alman — murahhası da beraber. Vapur 12000 ton. Ye- ni ve pek temiz. Şamburu unut- turdu. 16 da Süveyşe vasıl ola- cakmışız. Vapurun müzikası da güzel *ten pek tenha.. Ha- Va ne serin. Akdeniz bundan serin ve lâtif olamaz.. Saat 6,5 Aden istika- metini — geçiyoruz. Gramoton sifink İngiliz havalarını çalıyor. Dün gece yemekten sonra 9| da vapurun 8 kişiden mürekkep | musikisi dans havaları çaldı. Bazı kadın ve erkekler dans et- tiler. Sarburukende beraber seya - hat ettiğim Almanyanın Adisa- babaya gönderdiği heyeti mu - rahhasa reisi vâpurda almanca ve ingilizce yazılı dünya telgraf- tasyonda manevralara — gitmek üzere iken mühim bir suikast ol- muş. Üç defa kendisine kan verilmiş.. Japonyada arz hare- kâtı 'dursa bile el ve kol hare- keti durmuyor.. Vapurun birinci mevkiinde Çinden uzaktan gelen Almanlar, | İngilizler, Ruslar bazı Prünsız -| Jar da var. Fakat her halde birine yabancı soğuk bir heyet. Ben Alman sefirinden başka kimse ile görüşmüyorum. Han- gisinin fransızca bildiğini bilmi- yorum ki, arayacak ta değilim. Yarm zaten deniz seyahati biti-| yor. Süveyşe çıkacağım. Serinliğe diyecek yok.. Bahri- ahmerin böyle hoş - halleri de varraış.. Cidde istikametini geç- tik.. Allah bu menhus şehri bir daha göstermesin. Gemi kaptaniyle görüştüm. Bremenden Çine iki ayda gidi- yormuş. Her defasında iki haf- ta evde kalabiliyormuş. * 16 Teşrinisani 1930 - Pazar: Bu sabah pazar olduğu icin trembun dini âyinine davet e- den bir hava 7,5 ta uyandırdı. Dikkat ediyorum; ve tabii her | Türk te dikkat etmektedir: Av- rupalılar, Amerikahlar umumi yetle hıristiyanlar hattâ bilhas- Sa Habeş hırristiyanları bize nis- betle o kadar mutaassıptırlar ki. Akabe körfeziyle Süveyş kröfezinin vücude - getirdiği şi: bihcezireyi sağda bırakarak lerliyoruz. Her tarafta kumluk | ve kuru tepeler.. Baktıkça in- sana keder geliyor. Bu kum te- peleri ve yalçın kayalıklar için kaç yüz bin Türk feda edilmiş.. Bari bir istifademiz olsaydı.. Bu gece 12 de Süveyşe çıka- cağım. — SON — HABEŞISTANj Cibutiye avdet ettiğim zaman umumi harb- de Adisababa maslahatgüzarımız olan | Muzaffer Beyin kabrini ziyaret ettim | Ancak derpi İ HER SABAH | 'İcabederse bu fedakâr- lığı da seve seva yaparız Hava taarruzları — dolayısi çıkabilecek yangınlara karşı zı tedbirler alınmasına dair him bir kanun projesinin hazır- lanmakta olduğunu gazeteler, haber veriyorla: Bu projeye göre bü zum gördü ümet lü- kesabalardaki ahşab ovleri timlâk etmek suretile ortadan kaldırabilecektir. Hava tehlikesinin y: ve kasabalar içi beşeriyet için korkunç bir âfet şu sırada yurdü bir kötü ihtimale karşı natuf bir tedbir hak- kında söylenecek söz yoktur. olunan - tedbirde yangın tehlikesini önlemek için kasahalardaki ükümet tarafından istimlâki bahis mevzuu olduğu- na ve pek çok şehir ve kasaba- mızdaki emakinin azim bir ek- seriyetini de ahşab binalar tes- kil eylediğine göre hudanekerde herhangi bir tehlike ihtimali karşısında hükümet tarafından istimlâk edilecek binaların he- yeti umumiyesinin ortadan kal- dırılmıyarak - bazılarının yıkıl- ması suretile biribirinden ayrı adacıklar vücude getirilmesi de yangın sirayeti ihtimalini tah- did edecek bir tedbirdir denile- bilir. Medeni geçinen insanlık bu- gün öyle tahribkâr harb vasıta- maktadır ki sükün ve de yaşıyan sulh sever bir camiaya namerd bir hava taarruzu ihtimali karşısında kendi evini, barkını kendi clile yıkmayı düşündürmesi bile o in- Safsız harb hakkında kâfi bir fikir verebilir. Fakat bundan ne çıkar? Son| dakikaya kadar sulha bağlılı; nı isbat etmiş Türk milleti gibi kabraman ve feragatkâr hir millet nihayet harbe icbar edilir- se yuvasını elile yıkmak, hattâ canını seve seve foda etmek ba- hasına da olsa istiklâlini, şere- fini ve namusunu korur. fakat kahraman Yu- nan milletinin dosta da düşma- 'na da parmak ısırtan fedakârlık mucizelerinin sırrı işte bu zorla harbe sürüklemenin nefisde u- yandırdığı ölçüsüz fedakârlık ve hayatı istihkar hissinde giz- lidir. Hülâsa hakkından emin olan başka türlü döğüşüyor. A. C. SARAÇOĞLU larından beni alâkadar edecek birisini okudu. Teigraf 9 Teşri- nisani tarihli idi. Hariciye Veki- limiz Tevfik Rüştü Bey Cenev- reden Romaya gidecek ve ora- daki erkânı siyasiye ile görüşe- cekmis. Bundan maada Türkiye, Yunan, Bulgar, Macar hükü- metlerinden mürekkep bir blok vücude getirilecek ve bu bloka ilerde İtalya da girecekmiş! 1 Kânunuevvelde İngilterede bütün kömür amelesinin grevi bekleniyormuş. * 15 Teşrinisani 1930 - Perşem- Bu sabah 7,5 de trombonun 1 bir çalışiyle yolcular uyan- dırıldılar. 8 de kahvealtı var- mış. Ben gitmedim. Hemen altı fa yemek var. Traş olduktan | sonra güverteye çıktım. İngiliz- ellerinde küçük küreklerle rmi tahta parçalarını tebe- e çizdikleri ve numaraladık- ları dairelere sürüp oynuyorlar- di. Oyunun ismini tabit ö im, Dün gece ve bu sabah Sap denizi sertti. Epey büyük dalgalar vardı. Bereket versin | 2.000 tonluk vapurumuz - çok oturaklıydı da bu dalgalara al- dırmıyordu. Hiç rahatsızlık his- setmiyorum. Alman heyeti murahhasa re- si olmasaydı. kiminle konuşa- caktım acaba? Almanlar — gar- sonlara kadar ingilizce konuşu- yorlar.. 9 da bir sinema verdi- ler. Güzel manzaralar — vardı. Fakat film pek karışıktı, sıktı. Alman sefiri uyumada tekad - düm etti. Gece sıcak ve rutubet- li idi, Yapışkan bir ter izaç edi- yordu. Sefirle harbi umümiye ve ondan evvelki ahvale dair bir Çok konuştuk. Çok mühim ve- kaiye karışmış bir zat! * 15 Teşrinisani 1930 - Cumar- tesi: Alman sefiri telgraflarda o- kumuş. Japonya Başvekiline is- ingilizlerle yeni ticari müzakereler yapılıyor İngilizlerin memleketimizden | yeniden satın alacakları 10 mil- yon liralık ihracat maddeleri - nin nevirlerile fiyatları üzerinde Ankarada müzakereler — cere-, yyan etmekte olduğu öğrenilmiş- | tir. Haber aldığımıza göre hü-| kümet — İngilizlere — verece; 50,000 balya tiftik stokları-| ni elde bulundurmak için yeni| mahsul idrak edilinceye kadar diğer memleketlere vermemek - — Peki öyleyse... dinleyin.. hiç bir zaman Redlong ve hem palarının ortağı olmadım. — İn- giltere polis idaresine mensup bir hafiyeyim... İki buçuk sene- | dir. Marki dö Olmstidin mücev:. herlerini çalan hırsızları - polis direktörleri arıyorlardı. Niha- yet altı aydır bu işe beni mı mur ettiler. Size Redlong ve ar- kadaşlarından nasıl şüphelendi- ğimi anlatırım, yalnız şunu söy- liyeyim ki... Fakat... fakat.. — Fakat siz de benim sözü- mü kesmeyiniz... Yalnız şunu söyliyeyim ki, Faynsintin mü- cevherlerini çalan benim, fakat sahibi ile anlaşarak bunu hırsızlık - gibi sat onların beni yaklaşmaları idi. vak'asına kadar adalarına gi mem imkânsızdı, fakat bu vak'- adan sonra ortak olmayı teklif bir ettiler. Adanın Dalmaçya — sa- hilinde olduğunu - biliyordum. Şimdi az çok bir şey anlıyorsu- nuz ya.. rdi.. Şimdi tev- Diye cevab ve! kif edildiler mi? Büyük bir polis gemisi, tam | aunda ter gün evvel yaptıldarı üsans ta- leblerine Vekâletten elâa cevab verilmemiştir. Bu malların fi- yatları üzerinde İngilizlerle he- nüz bir anlaşma temin edile - memiştir. Teklif edilen fiyatlar dünya piyasası fiyatlarının dü- bulunmaktadır. - Diğer taraftan yeni sene mahsulleri - den Almanlara da bir tiftik ihraç edileceği hakkında şayielar dolaşmaktadır. PTT LN OAT LA S DET takdirde şehir ve| ahşap| . Tiftik ihracatçılarının 10| mikdar | SABAH YENİ 25 Birinciteşrin 1 riye Nazırlığına ve Nazırlar heyet namesinde kullanılan - tâbirler şunlardı: : (Bahriye Nezaretinin -bütün muamelâtından Krallık ve par- lâmento huzurunda mes'ul.) Bahviye Nazırlığım 28 mayıs 1915 tarihine kadar devam et- miştir. Bu müddet zarfında şu hâdiseler cereyan etti: Almanyaya karşı göze alınan harbin son hazırlıkları, daha muhasamata başlanmadan ev- vel filonun seferberli; nın tatbiki, 1914 senc yanın dört köşesinde bulunan İngiliz kuvvetle: i, Ok yanuslarda ticaret filolarımızı eden Alman kruvazörle- rile korsan gemilerinin temizlen mesi, 1914 ve 1915 de İngil losunun yeni inşaat ile takv 1915 de Alman tahtelbahirleri- nin ticaret gemilerine açtıklar taarruzun hezimete ve bozguna ratılması, Çanakkaleye karşı taarruz.. Gene bu müddet zarfında, harb başlamadan evvel Britan- | ya İmparatorluğunun deniz mu- harebelerine aid plânlarının ta- mamen gözden geçirilmesi, İngi- liz donanması için hem sür'atli hem 380 santimelrelik toplarla mücehhez ve petrol yakan hârb gemileri inşa olunması, deniz teslihatının tahdidi hakkındaki teklifi Almanyanın kabul etme- mesi, Britanya donanması için parlâmentonun o zamana kadar esirgediği pek büyük tahsisata razı olması gibi hâdiseler var- dir. Benim Bahriye Nazırlığım es- nasında Holanda sahilleri açık- larında üç kruvazörün başına gelen felâket, Coronel'de bir fi- lomuzun ziyar, Çanakkale boğa- | zıni zorliyan bahriyemizin mu- vaffakıyetsizliği hatırlarda ka- lacaktır. BENİM ÜSULÜM Bütün bu vak'alara daii rek İngilterede ve gerek memleketlerde bir çok yazılar yazıldı. Bu vak'aların kahra - manları başlarından geçenleri anlattılar: Lord Fişer ve Lord Jellico gibi bir çokları muhare- beye aid hâdiselerle bunlardan an münakaşalarda fikirlerini açıkça yazdılar. Bu hususta Alman raporları da pek çoktur ve Alman şefleri tarafından yazılmıştır. Amiral ç, Amiral Sheer hikâ- yelerini naklettiler. Bütün bunlarda bana ba mes'üliyetler isnad olunmu: Bu mes'uliyetlerden kurtulm işmak hem hakkım, bem va- | c ziferadir. hakkında ilksöz Vakıâ bu eserler, kilaplar ve; nından pek az zaman — sonra — yazılmışlardır. Bunlarda mı ve 1915 seneleri | n 1918 de ve ondan sönraki senelerde tecrü belerin ve ilmin kudretli ve kat'i altında gözden geçirilme-| si kabil bulunuyordu. Ben baş- ka bir metod takib ettim: Devlet menfaatinin mevzuu| bahis olduğu her vak'a zamanın da tarafımdan yazılmış notlar, muhtıralar, mektuplar, telgraf- lar ve talimat vardır ki bunlar tarihin ve zamanın kabul ettiği vesikalardır. Bu vesikalardan bir kaçını neşretmiyorum. Mak- sadıma bazı şahsi hisleri beyhu- de kırmamak, dost — milletlerin gururunu gözetmektir. Bahriye Nezaretinin — işlerini tanzim ederken yazılan başlıca notlar her hâdisede kendi daire- min yüksek icrai kuvvetinin doğ | rudan doğruya mes'ulü olduğun | kararlarını ihtiva etmektedir. Bunları kendi tâbirleri ve cümle iyle neşrediyorum. Bahriye birinci - Lordu te, filoları ve gemileri harekete getiren başlıca telgraf- Otomobil lâstiği Tevzi işinde ihdas olunuyor Avrupadan ithal ohıı:ın ?ıfl'madoh_ya gönde- mobil ve otobüs letindey yete yeni bir emir tebliğ olunmuştur. Bu emre klere ge- len lâstikler — vilâyetin emrine | ecek ve tevzi nize edecektir Vil yet tevzi Bu iti- smi rı itibara alacaktır. vilâyet makamı her e bir tamim gönder lâstik ihtiyaçları olup olmadı tik edikle- tesbit edecek ve bu| dıktan sonra, geri n yüz- ea /fA | C| SŞ ZABITA a y Tefrik ROMANI | —a ee | No 30 İ l a İ 6 ECİ A ( EM ınıza kazmayı vüra - vereceksiniz.. rı ve benim (yyarenin| otelindeyiz. Şehrin en büyük ve/ — İkisi de gü sesini işittiğiniz zaman demir-| meşhur doktoru size bakıyor..| — — Artık tayyareniz tamir -| lemişti - bile... Harmonu ha: Uzun bir uyku tav i, MTilek telkik bamkume. | haneye rmek- fi Biraktık... Uyudunuz.. İşte şim-| 1elerden sonra cna tekrar sahib| ya attım, kabul etmedi di de uyandınız ve her geyi an-| olacaksınız.. Şimdilik ho l hayet başka bir bahane bul -| Jadınız art ci | dum, ve polise haber verdim, | — Jak derin ve rahat bir nefi Bdit gitmek için aya; | Bütün polis kuvvetini üzerle- rine saldırttım. Fakat onlar yetişinceye kadar, kazma sizin başınızı parçalıyabilirdi. Tay yaremi alçaltarak — tabancamla nişan aldım, ve tam kazma bi şınıza ineceği sırada tabanca - min mermisi azılı haydud Dey- linin kalbine girdi. Yere yıkıldı. Tabil bunu gören Redlong da tabana kuvvet kaçmağa başla- di Öteki haydudları yakaladık, Çalınan mücevherleri bı Fakat siz rahat lis me tayya tirdim azizim sIZdınız, runun yardımı ile e aldım, ve buraya mdi İtaly sizi -| düd ( O kodar n: garkı söylüyor, oturduğu yerde | sıçrıyordu. Çünkü Miz Edit hay- ğildi aldı. lenmişti k | t | i; | Mis Edit devam | iliyor musunuz ki, ikimiz de çok zengin olduk.. Jak yine şaşlınla: engin mi dediniz? 'abif canım.. —dö Marki| imstid ortaya koyduğu mü-| n yüzde onunu aramızda | n etti. Jak yine b aldı | — Fakat işiniz var. Milâno hava meydanında çenesini yum- vukladığınız zavallı polise ceza şını elleri arasına da ne: < LA akat Jak kolund kalac 'a c raz daha oturunuz Fakat arlık giyinmeli Bir onra, hususi ve çeklerle Ş bir — salon başbaşa ye rlardı. isinin de en bahsediyor ,| ını birinci 8 ayfaların rediyorlardı, Bu işte sormak is “on bir sual daha va diğim | , dedi, nız? F işi başarabilirdi- n- lar nihaf bir tasdik ile benim im- | zamı taşırlar. Ben şifahen hiç bir mühim e- mir vermem. Bu sebeble elimiz- de idari işlerin olduğu kadar ic- rai işlerin de tam bir tarihi var- dir, Eğer bu yazılardaki karar ve emirlerin büyük bir kısmında bi- zi hezimete sürüklediği iddia o- lunacak hatalar varsa bu husus- taki kabahat bana aiddir. Eğer her hangi bir kimse ba- na aid olmıyan bir şerefe istih- kak iddiasında olduğumu söy - lerse ona şu ciheti hatırlatırım: Ben, İngiliz Kralının babriye- sinde fevkalâde zekâların doğ- ru, hiç bir tesir ve kayd altın- da bulunmıyan mesaisinden is- tifade ettim, Bahriye Nezareti - nin ve filonun bütün menbaları beni bol bol tenvir etti ve kendi muhakememi, başlarında bütün dünyanın cn mükemmel bahriye mutahassısları bulunan kimsele- rin muhakemelerine tatbik et - mekten başka bir şey yapma- dim. Harbe takaddüm eden meş'- ura senelerde iktidar mevkini yüklenen ve harbin başlangıcın- da ilk safhalarının harikulâde tehlikesine karşı koyan Nazırla- rın politikasını çekiştirmek mo- dadır. Ümid ederim ki bu eser, hiç olmazsa memleketinin iyili- ğini istiyen, onun deniz hizmet- lerini, idari tesislerini, siyasi ha- yatını düşünenlere hoş görüne- cektir. Ve ümid ederim ki nihayet, Büyük Britanyanın ve İmpara- torluğunun, muharebenin büyük ihtilâçları esnasında fena idare edilmediğini kabul edeceklerdir. V. ÇÖRÇİL vesika usulü Sayfa : 8 ŞİMDİLİK BU KADAR Kurulması lâzım gelen bir. müessese Takriben on sene kadar e. vel okumuş olduğum faşizr hakkındaki bir kitapta bu idea lojiyi müdafaa ve prensiplerin izah eden müellif şöyle diyor du: “Bizim fazla mikdarda ilim a damlarmma ihtiyacımız - yoktur 500 âlime malik olmnkhı.ıı İtalyan üniver sitelerine büyük mikyasta tah didat vazedildi. İtalyı ünivııı siteyi ikmal etmek ya Mütevakkıf bir iş haline gı lnlynyı bugünkü harbde ma dun mevkie düşüren âmillerdei biri de muhakkak ki ilim ve tek karşı gösterilen bu lâkay Bugün İtalyan tayyareleriniz kıymeti İngiliz tayyarelerinder o kadar aşağıdır ki, Alman ha va kuvvetlerini imdada çağır miş olmakla İtalya bunu bizz. bizzal itiraf etmiş bulunmaktadır. Ay ni teknik gerilik gemi inşaatin de, top imalâtında da mevcut: tur, ve bütün bunlar İtalyayı u gçuruma doğru sevkeden âmiller meyanındadır. Kirabilir bu fa şizm ideolojisine kurban gider kaç müstaid, fakat fakir oldu ğu için tahsilini ikmal edemi - yen İtalyan genci daha mükem: Tel silâhlar ve tayyareler imak | edebilmek hususunda İtalyaya * g iyük yardımlarda bulunabilir. Bizde ige bunun - aksine versite tahsili fevkalâde ucuz - dur. Orta halli bir aileye men- sub her genç yüksek tahsilini ikmal edebilir. — Binaenaleyh yüksek ve hakiki ilim adamla- Ti yetiştirmek hususunda ilk sart bizde çok müsaiddir. Fakat buna mukabil “Üniversiteden sonra,, dediğimiz saha çok ço- raktır. Klâsik bir tahsil devresi olan üniversiteyi ikmal eden gençlerimiz lise muallimli! de veya merni dilmektedir. Şüphe yok lara da memleket — muhtaçtır. Fakat hiç olmazsa hakikaten yüksat istidad sahibi olan on yahud yüz İ dan biri kendisini ilme verehi melidir. Bu sayede yülksek ilim adamları yetistirebilmeliyiz. Bu naeil olabilir? Kolay. Hükümet her sene Ü- niversite mezunları arasında imtihanlar açmalı ve temayüz e- den müstesna gencleri Avrupa- indermeli, sadece ilimle v recek ve mdeîmww miz şoförlerine taksim edecek-| hayatlarını Tahai tir. Otomobil lüstiklerinden yüzde yetmişi şehrimizde tevzi olu- nacak ve yüzde otuzu da Ana-| doluya gönderilecektir. Şehrimizde bırakılacak. olan | kamyon ve otomobil lâstikleri- nin tevzii için de vesika usulü ihdas olunacaktır. Lâstik istiyen şoför, veyahud motorlu vesait sahibleri vilâyete müracat ederek birer vesika a- lacaklar ve bu vesikaları tica - rethanelere ibraz ettikleri tak - dirde lâstik alacaklardır. | — Sizsi: fakat dokundu,. mi? ne diyorsunuz? ana büyük yardımınız Sizden cesaret aldım.. Jak genç kıza dikkatle baktı: | lit asil duygunuzu ben-| liy uZ gözlerini utanarak den Edil önün eödü Fakat s sanmışlım.. ar inmeniz hazırlanmış da.. bir| bir | plâna benziyord! yu sefer Jak genç kızın| aldı | rini elleri arasına mra, bütün - dün- sayfalarında şu Bir hafta harflerle 'lardı: kadın yük haberleri leşhur lerinden Mis Bdit ninmiş Fransız tayyarecile den Jak Mörsol ile bugün Pa- riste evlenmişlerdir. M »T bal aylarını geçirmek üzere | İstanbula hareket etmişlerdir.,, | — SON — | nıftan yüzde bilecekleri bir tahsiset bağla - malıdır. İstanbulda veya Anka- rada hakiki ilim adamlarından müzekkeb bir akademi kurmalı, bu akademinin himayesinde cok geniş ve her ilim şubesi mensub- larını tatmin edecek büyük lâ- boratuvarlar tesis etmelii rupada ihtısas tahsillerini ikmal eden gencler buralarda ilmi ta- 'de bulunabilmeli, ayrıca ide kurulacak öir ilmt teşekkülden memleket fev- kalâde İ i emlek_ sanayii bundan r. Memlekette bir an evvel ya- hu dihhayatı ratmalıyız. MURAD SERTOĞLU (Avukatlar hakkın- 'da mühim kararlar (Baş tarafı 1 Incide) roların tatbik edecekleri ücret tarifesi bir kodeks halinde ha- rlanmıştır. İkinci sınıf barolar rinci sınıftan yüzde yirmi ve ücüncü sınıf barolar birinci 5- kırk nisbetinde z bir tarife tatbik edecek - üc lerdi Avukatlar haysiyet — divanı avukatlık kanununda mevzuu bahsedilen meslek - sigortaları hakkında da kararlar vermiş- tir. Bu hususda milli bir sigor- keti ile anlaşma yapılmış- tır. Her avukat asgari 500 ve ami 6000 Jiraya kendini gorta - ettirecektir. Azami si- gorta miktarından ancak 55 ya- sına kadar olan avukatlar isti- fade edebilecekler ve 55 yaşın- dan daha yukarı olan avukatlar 3000 liraya kadar sigorta olabi- lerdir. Sigorta primlerini avukatlara bir ihtar — yapılacak ve yine âdemekten isti f eder se o avukat barodan ihraç olu- nacaktır. Bu karardan ancak fakrü halini isbat eden avul ma tutulacak ve bu! orta primleri bağlı ol- demeyen