24 *Birincikânun 18410 BALKAN Buyuk Mıllet meselelerinde | bir Türk tezi (Başmakaleden devam) | tan büyük bir hata yoktur. Nisbi| ve azami bir iyilik ile iktifa et- meğe mecburuz. Böx iki kamşu işte böyle yaplık ve yaptığımı-| za hiç de pişman olmadık. Bil- âkis.. Bugün - Türkiyı esaslı mü- biraz E- ırkı vaş. Yunanistanda da Fakat onların birer va- afatiyle karşı hududlar olmaları bizi de mes'ud edıyıı Onların yaşadık- ları toprakları da mutlaka ken- hududlarımız içine al- mak gibi bir davaya çok daha büyük ve'lakiki menfaatler fe-| da edilemez. Ve etmiyoruz. Demek istiyorum ki Türkiye ile Yunanistan anlaşırken — iki millet de çok acılar duymüştur . Çok kıymetli emellerden ve ha-| tıralardan vazgeçmiştir. Fakat | bunları yapımak - siyasi bir inki- | gaf ve olgümluk eseri idi. Her iki memleket için anlaşmanın tevli edeceği milli menfaatler, feda e- dilen şeylerin acılarıni çarçabuk unutturacak kadar esaslı. ve hayati idi. Nasıl ki böyle aldu. | 'Türk ve Elen milletleri hesab- larında yanılmadılar. Bugün iki memleket arasın- daki his ve menfaat. birliği en kuvvetli bür imtihan ve en ciddi bir tecrübe geçiriyor. Yunanis- tana bir tecavüz vüku bulduğu | haberi üzerine bütün Türkiye sanki kendi hududlarma taar- ruz edilmiş gibi derin derin tit- redi. Yunan milletinin davası ve hakkı büzüm davamız ve hak- kımız öldü. Yunân harb sahası bizim için kendi cebhemiz de- mektir. Bütün kalbimiz dostla- rımızla beraberdir. Bu harbde Türkün — Yunanistana yardımı . yalnız nazari bir sempatiden iba- | ret kalmamıştır. Türk dostluğu- na güvenen Yunanistan Türk HÜTÜÜÜNETMMEEMEN >DoŞ —e karak bütün kuvvetleriyle düş-| mana hücum etmek — imkânını bulmuştur. Ayni zamanda Tür- kiye ilk dakikada sesini yüksel- terek Yunanistana arkadan vu- kua gelebilecek herhanigi taarru- za karşı derhal harekete ve mu- kabeleye geçeceğini - bildirmiş- tir. Bunun aksi olsaydı, Yunanis-| tan ne kadar sıkışık bir vaziyet- | te kalırdı. Garbi Trakyadaki es- | ki topraklarını — istirdad etmek | istiyecek ve intikam pesinde ko-| şacak bir Türkiye için bir çok | imkânlar açılmış — olacaktı büu yüzden muhakkak ki bütün Balkanlar kan içinde kalacak- tı. Fakat Türkiye ile Yunanis- tanın samimi surette anlaşmala- | rı hem Yunanistanın müdafaası- m kuvvetlendirdi, Hem Türki- yeyi maceraya atılmaktan men- etti, hem sair Balkan devletleri- nin de rahat durmalarına sebeb oldu. badeleye rağmen, hâlâ len ve | Yunanistanın misali göz önün. de dururken, diğer Balkan dev-| letleriyle de ayni tarzda anlaş -| manın mümkün olduğunu iddia edersem çok fazla nikbin, cok fağla hayalperverlikle ithamı e- dilebilir miyim? Bence, bu an- laşma yalnız “mümkün,, addedil- memelidir. “behemehal —lâzım,, telâkki olunmalıdır | Hüseyin Cahid YALÇIN İstanbulun imar plânı (Baş tarafı 1 incide) yücuda getirilmektedir. Bura -| daki tarihi çeşme yerinde oldu- ğu gibi muhafaza olunacaktır Fakat meydan - üzerinde bulu - nan Denizkomutanlığı — binası | kaldırılarak burası meydana ilâ- | ve olunacaktır. Karaköyde, Karaköypalasın | kargısına isabet eden ada tam men kaldırılacaktır. Burada- ki Mehmed Ali paşa hânı da kal- dırılacak ve Karaköyde meydana ilâve olunacaktır Meclisinde | (Baş tarâfı 1 incide) Kanun lâyihasının birinci müza- keresi esnasında ileri sürülen| bazı mütalealar ve enstitünün başardığı ve başarmakta bulun-| duğu işler üzerinde hatipler ta-| rafından ileri sürülen takrirlere | karşılık olarak Suhat ve İçtimat| Müavenet Vekili cevab vermiş ve Refik Saydamın 938 senesin- de tesis etmiş olduğu bu mües-| sese ses sız çalışmasına devam etmiş ve bugün memle -1 ketin ihtiyacına cevab verdikten | başka komşularımıza da yar -| dım edecek bir hale gelmiştir (Bravo sesleri, alkışlar) örada | galışan arkadaşlarımız çok mü-| asız işlerini görmeye devam etmektedir. — | Bu arkadaşlarımızın en bü -| yük zevkleri işlerindeki muvaf- x fakiyetlerile günden güne te - kemmülerin hissedişleridir. Baş- | ka hiç bir maddi emelleri yok - şad tur. Müessesenin istiklâliyeti meselesini istikbale - terkediyo-| ruz. Bu-iş üzerinde mütedavil sermaye vesaire ile beraber bel- ki beş altı sene sonra yeni bir| hamle yapacağız. O vakit bunu huzurunuza getirmiş oluruz. Bu- günkü vaziyette bugünkü şekil- | de çalışmasını daha faydalı, da- | ha verimli görüyoruz. Başvekil müe: nin faaliye- ti hakkında takdirlerle karşıla- nan malümat vermiştir. Yerli mahı kumaşdan elbise | giyilmesine dair kanunun birin-| müzeyyel maddesine ihasının da da serdedilen mütalealara ce- | vab veren Milli Müdafaa Vekili Saffet Arıkan, mevzuu müzake-| re olan kanunun - bir zaruretin ifadesi olduğuna işaret — etmiş| ve demiştir ki: | Temin ederim ki bugün| mevcud milli - fabrikalarımızı| tam manası ile işgal etmiş bu- lunuyoruz. Bu işgalde de devam| edeceğiz. Bunun haricinde zaru-! ret hasıl olursa ona cevaâb ver-| miş olmak için böyle bir müsa- adeyi istiyoruz. Yoksa memle ket dahilinde milli malımız var- ken milli kabiliyetimiz varken, fabrikalarımız işlerken tabiatile | hariçten mal almak işimize gel- mez. Sonra malümu âliniz ki bu-) gün vaziyetimiz sizce de malüm-| dur. Günün birinde milyonlari| mütecaviz bir orduyü ortaya çi-! karabilmek için herhalde ihti-| yatlı ve tedbirli bulunmak lâzim-| dır. Lütfedip bu kanunu çıkarır- | sanız milli fabrikalarımızın yap makta olduğu imalâttan daimi| surette istifade etmeyi ve onları | işletmeyi takdimen ve tercihan | yapmakla beraber bu müsaade-| den de istifade kapısını - açmış| buluyoruz. İzahatı müteakıb kanunun maddeleri okunarak birinci mü-| zakeresi bitirilmiştir. B. M. Meclisi gelecek toplan-| tısını çarşamba günü yapacak- tır. Ankara, 23 (Hususi) — Milli korunma kanunundaki bazı mad | delerin tadili hakkındaki lâyiha | meclis ruznamesine - alınmıştır. Bu tadilâta göre koordinasyon heyetinde işleri hazırlamak için bir koordinasyon bürosu teşkil edilmektedir. Iktısadi işler için icabında yeni teşekküller ihdas,ı müesseseler kurması için hü -| kümete salâhiyet verilmektedir. | Başvekil lüzum göreceği bir daireyi herhangi bir daire âmi- rine Vvermeğe salâhiyettardır. Bütün daire ve müesseseler milli korunma kanunile alâkadar ka rarları hemen tatbik ile mük leftirler. Tatbikatta kusuru gö- rülen memur, hangi Vekâlet ve- ya mMüeşseseye mensub olursa olsun Başvekil, mzibati cezalar- dan herhangi birile tertib gözet- mel b landırabilir. Hükümet sanayi, maadin ve balkın ve milli müdafaanın ihti- yacı olan her nevi maddeleri, değer fiyatının tediyesi mukabo- linde el koymağa ve bunları tev- zi veya satmağa salâhiyettar kılmaktadır Hükümet lüzum gördüğü maddeletin istihlâkini menedeceği gibi bunların istih - lâk şekil ve mikdarını tayin ve tahdid edecebilir Hükümet, halk ve milli mü - dafaa için hariçten mal müba yaa ve stoklar yapmak ve bun İartn satış, tevzi, toplama ve sevk işlerile istigal eylemek sa lâhiyetlerini haizdir Kira bedelleri ve mukavele şartları hijçbir suretle artırıla- mıyacaktır. Mukavele geraitini an kiracılar için tahliye da- vaları dinlenmiyecektir. Hükfi -| met dahilde Iüzum maddelerin azami fiy bite salâhiyettardır. Muhik - bir &b olmadan bir malı fazla fi- atla satmak fazla — fiyatla atmak satmak maksadile mâlı aklamak veya fiyatları fiyat - ları yükseltmek maksadile pro - paganda yapmak yasaktır. SON HABERLER— BARDİA şiddetli ateşaltında (Baş tarafı 1 ineli Daily Telegraph gazetesi dı- 'da muhasara altına a- lınmış olan İtalyan garnizonu, İngiliz ize Kküvvetlerinin gittikçe artmakta olüh tazyik - lerine karşı koyuyorlar. İngiliz hava kuvvetleri, sahil boyunca takviye kıtalarının gelmesine mâni olmak için orduya müte- madi yardımlarda bulunmakta- dır. Bu tayyareler ayni zaman- da Bardia üzerine esir edilen İtalyan generallı isimleriy- le esir efrad adedini bildiren be- yannameler atmaktadır. Roma, İtalyan çizmesindeki Brindizi istilâ limanımın bom - bardımanını itiraf etmiştir. Mareşal Grazzianinin raporu . Londra, 23 (a.a.) — Reuter, bildiriyor: Şimali Afrikada İtalyan kuv- vetlerinin başkumandanı mare- şal Grazziani “Garb çölündeki harekâtın ilk safhası hakkın- da,, Mussoliniye verdiği rapor- da, İngiliz muvaffakıyetlerini motörize — kuvvetlerin ezici bir üstünlüğünde olmasına atfet"- mektedir. İngiliz kıtaatının kuv vetli oluşunu da bilhassa dört kıtadan toplanan güzide efra - dın mevcudiyetinde bulmakta - dır. Resmi İtalyan kaynakların - dan alınan haberlere göre, İns giliz taarruzu tam- İtalyanların | Sidi - Barraniden Marsa - mat-. rüha doğru ilerlemek üzere ha- zırlıklarını ikmal ettikleri sıra; da yapılmıştır. İtalyanlar yalnız | nakliye kamyonlarının gelmesi-| | ni beklemekte imişler. Afrikada hava harekâta Kahire, 23 (a.a.) — Orta şark| İngiliz hava kuvvetlerinin dün neşrettiği tebliğ: 20/21 ilkkânun gecesi zarfın- da İngiliz hava kuvvetlerine mensub tayyareler Bingazi ile Birka'ya hücum etmişlerdir. Bıri kada yangınlar ve'infilâklar şahede edilmiş ve dağınık bir| halde yerde duran tayyareler 150 metre irtifaından mitrolyöz ateşine tutulmuştur. yareler — tarafından zide —yapılan bombardıman - lar — neticesi — dalga — kıran | üzerinde müteaddid infilâklar | husule gelmiş ve harb gemileri- nin yakınında iki yangın görül- Bardia ve Tobruk mıntaka - larında birçok keşif uçuşları ya- pılmış ve Savoi 79 tipinde bir| düşman bombardıman tayyaresi | alevler içinde düşürülmüştür. - | Cenubi Arnavutlukta Tepe - delenin civarında devriye uçuş- | ları yapan avcı tayyarelerimiz | 8. 79 tipinde bir düşman bom - bardıman tayyaresi teşekkülüne | tesadüf ederek bunlardan birisi- | ni imha etmiştir. Ayni devriyı filotillâası diğer bir bombardı -| man teşekkülüne tesadüf ederek | bundan da iki tayyare düşmüs.- tür. Bütün bu harekâttan tayyare- lerimiz üslerine dönmüşlerdir. Manchesterin bombardımanı (a.a.) — Dün ge-| şehri, ilk uzun uğramıştır. | chestere hücum, güneşin | ından biraz sonra başla- mıştır. Alman tayyareleri geni: bir mıntaka — üzerinde yelp: halinde açılmışlar ve mutad tak- tikleri mucibi Londra ce, Manchester bombardımana bübmas evvelâ yangın bombalarını atmağa başlamış - lardır. Yangınlar -çıkmış, fakat daha alârmdan evvel tamamiyle seferber edilmiş olan itfaiye ser- visleri, derhal faaliyete geçmi,: tir Hücumun en şiddetli devre sinde bile yangınlarla müc leye devam etmiş olan itfa gösterdiği kahramanlık bilhas- sa tebârüz ettirilmektedir. Ölü| ve yaralı mıktarı henüz tesbit edilmemiştir. Fakat bomba isa- bet eden binaların enkazı altın- da bir mıktar kimsenin kalmiş kulmaktadır. En- bu sabah de am CHURCHİL İtalyanlara hitaben bir nutuk söyledi (Baş taratı 1 incide) muhasımlarınız olmadık. Alman- lara, Avusturyalılara karşı geçen | geçen harbde arkadaşlarınızdık . Geçen harbden sonra on beş sene dostunuz — olduk. Geçen harbden sonra - kabul ettiğiniz Müesseselerin bizimkilere ben- zemesine ve bizimkilerden aykırı olmasına rağmen, sulh ve h nüniyet içinde hâlâ birlikte yü- rüyebiliyorduk. İtalyan milletin- | den binlerce kişi, İngilterede milletimizle beraber — yaşıyor- | du. İngiliz milletinden binlerce | kişi, İtalyada milletinizle bera-| ber yaşıyordu. Birbirimize karşı dostlukları- mız vardı. İyi anlaşıyorduk. Bir- birimez karşılıklı yardımlar yapı yordu. Aramızda dostluk mev-| cuttu. Hürmet mevcuttu. Ve şimdi harb halindeyiz. Şimdi birbirimizi tahrib için ça- lışmağa mahküm bulunuyoruz . Sizin tayyareleriniz Londra üze- rine bombalarını atmağa teşebs- büs ettiler. * Bizi. mordularimız sizin Af- rika imparatorluğunüzu parça parça ediyorlar. ve parca parça edecekler. Size yalmız şunü Söyleyebili- rimki, ben; Churchili, İtalya ile İngiliz imparatorluğu -arasında bu harbe mâni olmak için elim- den geleni yaptım ve bunu size isbat için,harbin- başlamasın - dan evvelki meşum günlerde Sin yor Mussoliniye göndermiş - ol- duğu mesajı okuyacağım. |— Zihnen bu senenin 16 mayı- sına rucu ediniz. Fransız cebhe- siç— kırılmıştır $.Pransız ordüsü | henüz mağlüb 6lmamıştır. Bü -| yük Fransa meydan muharebe- | si halâ bütün şiddetile devam etmektedir. Sinyor Mussoliniye o gün gönderdiğim mesaj sudur: “Başvekilli ve müdafaa nazır- lığı yazifelerimi deruhte ettiğim | bu anda, Roma toplantılarımızı hatırlıyorum ve kendimde, si atle genişlemekte olan körfezin öbür kıyısından İtalyan milleti- nin şefi olarak size hüsnüniyet sözleri — göndermek arzusunu hissediyorum. | İngiliz ve İtalyan milletleri a- rasında bir kan nehri akmasını | önlemek için çok geç midir? — | | | — Muhakkak biribirimizde ciddi yaralar açacağız, birbirimizi par | çalayacağız ve kavgamızla Ak denizi zulmete boğacağız. — Siz| eğer böyle olmasına karar w—rirı yorsanız, böyle olacaktır. — Fa- kat ben vunu beyan ederim ki| ben hiç bir zaman İtalyan mil- letinin düşmanı, — ne de hattâ, kalbimin içinden, kanunu yapan | İtalyanın muhasımı oldum. Ha- len Avrupada bütün şiddetiyle hüküm sürmekte olan büyük meydan müuharebelerinin hakkında, den tahminle bulunmak mânasızdır. — Fakat şundan eminim ki, kıtada ne o- evvel, Tursa olsün, İngiltere, evvelce de yapmış olduğumuz - gibi, tek başına da kalsa, sonuna kadar | gidecektir | Ayni zamanda bir dereceye kadar emin olarak zannediyo- i, Amerika Birleşik Dev- letleri tarafından ve hakikatte Amerika tarafından git-| rum ki bütün tikçe artan bir mıkyasta yar-| dım göreceğiz. Tarih sayfalarında kalacak 0- lan bu hitabı, zâf ve korku his: ile yapmadığıma inanmanızı Ti-| ca ederim. Bütün hitapların üs-| tünde, bütün tarih çağlarının ö- | | tesinden, Lâtin ve hıristiyan me- | | deniyetinin müşterek varisleri -| nin bir hayat memat mücadele-| sinin de karşı karşıya bulunma- maları hitabı geliyor. — Bütün | hürmetle erefle izden is ö - Si gi n 'RUMANYAYA Eden Hari- ciye Nazırı oldu (Baş tarafı 1 inci sayfada) Londra, 23 (a.a.) — Vikont Haliafaxın — İngilterenin Ame- rika sefiri sıfatiyle müteveffa Marki de Lothian'ın yerine ge- | tirilmesi ile İngiliz kabinesinde husule gelen değişiklik İngilte- renin her işe o işin ehlini bulup getirmekteki meharetini gös-| teren yeni bir misal teşkil et- mektedir. Halk yapılan deği - şiklikleri hemen hemen mütte- fikan memnuniyetle karşıla - maktadır. Başlıca gazeteler bu memnuniyeti izhar etmektedir - ler. gelen yeni Alman kıtaatı Bükreş, 23 (a.a.) — Stefani: Gazetelerin verdiği bir habere | göre ayın 17 inci ve 18 inci gün- | leri Tamşıvara yeniden Alman talim ve terbiye kıtaları sevke- dilmiştir. Bu kıtalara kuman - da etmekte olan general Huber, Tamşıvar — civarındaki bütün Alman — kıtalarının kumandan- lığına tayin edilmişti. F ransaı:ın'—yeni Suriye komiseri Ankara,23 (Hususi) — Yeni Suriye Fransız komiseri bu ge$ ceki Toros ekspresiyle buradan geçti. rilmesinden evvel beni niz. Bu feci işaret, hiçbir zeman | dinleyi- bizim tarafımızdan veritmiye- | cektir.,, | Bu mesaja aldığım cevab işte şudur: “Memleketlerimizin - birbirine | muariz saflarda yer almasını | mucib olan tarihi mahiyetli va-| him sebebleri muhakkak sizin | de bildiğinizi söylemek — üzere, | göndermiş olduğunuz mesapa ce vab veriyorum. | Çok fazla geriye gitmeden, ne | sizin menfaatlerinize ve arazile- rinize, ne de diğerlerininkine hiç dokunmadan Afrika toprağında kendisine küçük bir parça temin etmekte olan İtalyaya karşı Ce- nevrede zecri tedbirler organize | etimek için hükümetiniz tara -| fından 1935 de alınan teşebbü- | sü size hatırlatırım. Bugün İ- | talyanın kendi /denizinde içinde | bulunduğu hakiki kölelik - vazi- yetini de size hatırlatırım. Hükümetiniz eğer — imzasına hürmet için Almanyaya karsı harb ilân etti ise, şunu anlıya - caksınıb ki İtalyan - Alman mu- Bi ; olduğumuz ta- ayni hürmet hissiyatı, bugün İtalyan siyase- tine rehberlik edecektir.,, | ün tozlanmış bir halde bulunan bu cevab üzerinde hiç bir mütalea yürütmuyorum. Bu cevab, kendi kendisini pek gü- zel anlatıyor. e Bugünün İtalyanın karşı da bulunduğu ağır iki şık nedir? an- Bu ağır iki şık şudur: Ya, de- nizde, havalarda ve Afrikaı bütün Britanya imparatorluğu -| nun darbelerine ve Yunan mil -| letinin siddetli mukabil hücu - muna mukavemet etmek, veya-| hud İtalyayı işgal etmek, İtal-| yan milletini esaret altına al -| mak ve himayesine vermek için, | Brenner yolu Almanyanın as. kerlerini ve Gestapo ajanları çe- telerini çağırmak | Bir adam, bir tek adam, işte| sizi buralara se | Bu hikâyeyi bitirmeden bu -| radan bırakıyorum. Tâki bir gün | muhakkak surette gelecek ve o| gün İtalyan azmi, kendi mukad- | deratını bir kere daha kendi eli-| ne alacaktır * arbü v odi Makıne guna gittiği sırlarını bulan insanlar, bu ke-| gilleriyle, ayni zamanda tabii ö-| mürleri seksen - doksanı bu-| lan eski insanlara nazaran da- ha az yaşamanın sebeblerini de| beraber keşfetmişlerdir. | Doktor Alexis Carell'den son- | ra san'atkâr Charlie Chaplin, âlimin lâboratuvar tecrübeleriy- | le vardığı hakikati, bize hayatım | içinden aldığı ve karikatürleş- | i fikirler ve resimlerle da- | ha canlı bir şekilde gösterir. €harlie'ye nazaran medeni- yet yakında o kadar iletleyecek ve öyle bir kemal derecesine e- | rişecektir ki belki yirmi birinci asra varmadan insan uzuvları- | na aid vazifelerin çoğu tamamen makinelere intikal edecektir. Charlienin “Yeni, zamanlar, | adlı filmi bize bu'intikal devri-| sıin doğurübeğil garaberlösi <üke vir bakımından bir şaheserdir. | Bu eserde canlandıran - acayib vaziyetlerden birine göre, me- selâ insanın oturduğu iskemlede | elini dahi kımıldatmadan — ye-| meğini yemesi makine sayesin- | de imkân dahiline girmiştir. — | Çorba kendiliğinden önüne ge- | lir, tabak kendiliğinden ağız hi-| zasına çıkar ve otomatik hbir kaşık yemeği tabaktan alıp mü- | temadiyen ağza — boşaltmağa | başlar. Ancak, bütün mükem- silüyötneeruzmeni varikalilde| icadın tek kusuru sudur ki, şa- yed yarı yolda âlet bozulur ve| yahud insanın iştihası kesilirse, | otomatik kepçeyi durdurmağa | imkân yoktur. Demir kaşık şu-| ursuz bir surette - çorbayı ağza | boşaltmağa devam eder ve in-| san kendisini kıskıvrak eden MeRgeneden « Kurkulamaz ı © l Fakat, âlimin teerübeleri — ve | san'atkârın filmi, harbden ev-| velki sıhai medeniyetin ifadesi-| dirler. Yoksa, her ikisi, eğer bugünkü harb içinde meydana çıkan medeniyet neticelerini de | görselerdi, insana azab kaynağı olarak tasvir ettikleri makineyi insanın öz katili olarak tarifde şiibhesiz tereddüd etmezlerdi. | Bir makineye biniyorsunuz. Bir düğmeye basıyargunuz. Bir | dakikada üç bin, beş bin, an bin| metre yükseliyorsunuz. Bu irti- fa, yeri insanla Allah arası olan | yeni bir fevkalbeşerin | yaşama mıntakasıdır. Bu yıık-; seklikteki. hava cereyanları için- | de teneffüs edebilmek için nor- mal insanın iki ciğeri değil, fev-| kalbeşerin dört ciğeri gerekir. | On bin metrelik bir irtifaa ulaştıktan sonra bu sefer ikinci ysunuz v , beş yüz, bin kilo - metre hızla gidiyorsunuz. —As- gari sür'atle şehirlerin üzerin- den en az bir rüzgâr gibi geç- meğe mahkümsunuz. Bu sür'at-| cinsin, - | | | Şırketı Hayriyeden: DİKKAT! Ahval dolayısile kara nakil vasıtalarının azlığını Şirketi Hayriyece sayın halkın İstirahatini teshil için kış tarifesinde Bebek, Beşiktaş ve nın tertip edildiği ilân olunur, Sayın yolcular bu seferleri muhi iskele gişelerinden Hoşa gidecek en Bir SİNGER saatic Meşhur SİNGER saatleri hiçbir zam görmeksizin eski fiatlarla Arnavutköy, Köprü arasında azimet Va avdet seferleri olarak 42 posta- meccanen alabi lirler. ınsan' le insanm bir şey görebilmesi için gözlerinin en içindeki taba- kaların- yüzde yüz sağlam ve a- zami büyülten bir Zeisa objek- tifi gibi esrarengiz kudretlere sahib olması iktıza eder. Nihayet elinizdeki âleti gö- ğün şimşekleri ve firtınaları içinde kullanmak, havanın mu- kavemet derecelerini hesabhla - mak, önünüzdeki âletlerin ka- rışık muadelelerini bir anda ve isabetle hallederek binlerce met- re aşağıdaki bin toplu iğne ara- sında — kaybolmuş, bin birinci bir toplu iğneden farksız hede- finizi ve fazla olarak gece ka- ranlığında bulmak için dimağın bankalardaki otomatik muhase- be makinesinden daha kudretle işlemesi ve sinirin hiç bir şeyden müteessir olmıyacak bir sertlik derecesine ermeşsi iktıza eder. Hakikat şudur ki insan düş- manını yenecek bir âlet yarat - ü yanlışlıkla kendini yenen bir makine yarat- mıştır. Çünkü makinenin sayısı- ni alöminyom ve işçi terkibiyla lâyetenahiye kadar çıkarmak kabil olsa bile bu makineyi kul- lanabilecek dört ciğerli, Zeisa insanları bin insanda bir Churehillin dediği çok doğru- dur: “Bugün bütün dünyanın mu- kadderatı bir kaç bin genç pi- lotun elinde kalmıştır. Tarihin hiç bir devrinde bu kadar çok insan kütleleri, bu kadar mah- dud bir ekalliyetin irade küvve- tine bağlı olmamıştır. ,, . * ie Şimendiferin — arabalaştığı, zıhlının uçaklaştığı, uçağın-. yıl- dırımlaştığı ve — Vaşingtordaki “Bureau of Standards,, 'ın neş- riyatına nazaran 60 kilometre uzakta yanan bir mumun hara- retini ölçecek âletler yaratıldığı muazzam bir devrin eşiğini aşı- yoruz. Bu harbi kimin kazanaca- ğ kat'iyetle malüm olmasa bile neticeyi mutlaka makinenin ka- zanacağı artık kat'iyetle malüm bir keyfiyettir. Kimin makinesi daha iyi, kimin makinesi “daha çok, kimin makinesi daha mües- sir surette kullanılıyorsa —bu harBden o müzaffer çıkacaktır. Yüzde yüz zafer, ne yalnız makinenin, ne yalnız irade fakat makine ile tek vücud ha- lini alabilen ve birbirini tamam- hyan (makine - insan) n zaferi olacaktır. Bu harbin cehennemleri a- rasından geçerek muazzam bir makine medeniyetinin yüksel diği öyle hayal aşırı bir yeni il lime doğru ve öyle korkunç bir hızla koşuyoruz ki çocuklarımı- zın bir gün semalarda oturacak- larını ve bugünkü şehir yıkıntı larma babalarının mezarlıkları gibi bakacaklarını söylerlersa şaşmamalıyız!. — A.N. gözönünde tutan yolculuklarını Kürüçeşme, Ortaköy, temin ve hususi tarifeyi yukarıda yazılı makbul hadıya 8 satılmaktadır. SİNGER saatinin kalitesi yüksek, mübayaa şeraiti faydalıdır. Cep saati Krone'an arkası fantazi 2 Lira » , 8 > » — > çok ince 25 » > , 30 > Ucuz saatler hakiki tasarrufu temin etmez, Saatin kalitesi yüksek, mübayaa şeraiti faydalı olmalıdır Türkiyede evsafının yüksekliğde — şöhret bulan S |N GER Saatleri bütün faydaları camidir. Çünkü; diğer mar atlerden ucuzdur. Tasarrufu temin ede Çünkü; Hayatınızda sizi başka saate muhtaç etme n er fında tamir parası vermezsiniz. Bu n iİstifade etmek İstiyen taşra müşterilerimiz bedelini posta h rder de posta ücreti tarafımıza aid olmak üzere ütleri İstanbilda ya Eminönü — “merkezindeki DİKKAT. d İ tstanbulda SAATLERİ Mağazası, İştanbul, Eminönü, caddesi No, 8 yoktur 3a * SS SY AYA KN TzT AAA