ae diyordunuz. d ı'. Bt Bu meclisi bana vak- tile bir Hindli ahbabım r Kukla meclisi,, diye tarif etmişti. ——— Hint parlâmentosu - binasının ne içi ne de dışı İngiliz parlâ- mentosuna benzer. Westminister (1) dört köşe, karanlık bir binadır, Toplantı salonu müstakildir. Işığı sönük- tür. Mebusların kıyafeti hep bir- birine benzer. Umumiyetle her- kesin içi sıkılıyor zannedersi Azaların birçoğu ayaklarını, e- ğer boş ise, karşısındaki sıraya dayar. Aksi aksi sesler çıkarır- lar, az konuşurlar fakat muha- liflerine umumiyetle - terbiyeli davranırlar. — Hulâsa — erkek bir meclistir , — ve asırlarla yavaş yavaş tekemmül etmiş yerli bir müessesedir. | Hint parlâmentosu yuvarlak bir bina, meclis salonu da - öyl İçi aydınlık, kıyafetler — rengi renk, hiçbir yeri - (Westminis- ter) e benzemez. Buna rağmen bana burası, girer girmez İngi- liz parlâmentosunu hatırlattı. Belki reisin başındaki peruk, hükümet partisinin — kıyafeti, belki de müzakere tarzı ve kul- dandıkları tâbirler. Mütemadi- yen “muhterem centilmen,, Ho- narable Gentleman,, kelimeleri tekerrür ediyor. Bu meclisi bana vaktile - bir. Hintli ahbabım “bir kukla mec- lisi,, diye tarif etmişti. Bana o hissi vermedi. Yerli ve milli fır- kaların şüphesiz İngiliz, parlâ- mentosu müzakere tarzını taklit attikleri hissediliyordu. Buna yağmen meclisi - benimsemişler. Burada içinden fahatsız - oldu- 'ğunu — hissettiğiniz — adamlar Tunkli kıyâfetlerle yerliler de- ğil, Avrupai kostümlerile hükü- met partisi idi; Onlarda her ih- tiyur imparatorluğun, sayısı faz- la yabancı bir halka hükmieder- n duğduğu emiyetsizliği his- Berhalde nın ilk muasir “demokrasi,, sinin harici bir alâmeti sıfatile bu meclis bir yabançiyi alâka- dar edebilirdi. Mistfir localarından aşağı bakarken karşısı kongre parti- sinin sıraları, örtası ekalliyetle- rin sıraları. Bir meclisten ziya- de Raca sarayına yaraşacak ih- tişamla giyinmiş kırmızı setreli, beyaz sarıklı, süslü hademeler, sıralara kâğıt bırakıp geri geri gidiyorlar. - İngiliz parlâmento- sunda olduğu gibi burada da mieclis reisine -arkalarını çevir- müiyorlar, Bugün İngilterenin Hindista- na teklif ettiği (Esas kanun) a kongre partisi namına reisleri Bulabay cevap verecekti. Bir sü- rü küçük nutuklardan sonra karşıdaki sıradâ oturan Bula- 'bay kalktı. Bir saatten fazla sü- “ren bir nutuk söyledi. Meclisin biraz evvelki hafif suni havası değişti. Herkes dişlerini sıkmış gibi dinledi, Bu nutuk Hindistanın iç siya- setine taalluk ettiği için tekra- rı kimseyi alâkadar etmez. Fa> kat burada Hint davasını teşrih eden Bulabayla sofrada, salon- (1) Bir İngiliz parlâmentosu Türkiye — Ecnebi BENELİK — 1400 Krş. 2700 Krş. BAYLIK — 760 » 1450 » SAYLIK — 400 »— 800 » TAYLIK — 160 » “800 » 28 Birincikânun 1940 PAZARTESİ 23 Zilkade 1359 10 Birincikânun 1856 Gün 358 ay 12 yıl: 940 öğl İki 48 Güneş 289 — 728 — 949 — Ezanl 823 18443 — 15.38 — Vasati Akşamı — Yüt — Imsak 12.00 139 1251 — Ezanl 1746 1923 — 6.85 — Vasatl #lunmaz ve bunların kaybolmaların. dan doleyi hiş bir. mesüliyet kabul | muüreakiv 1 HALİDE EDİB —No.26 da konuştuğumuz adam &a sındaki büyük farkı derha) sez- dim. Konuşmak üslübu hep o idi; fakat Mmevzuunun tanzimi çok dikkate şayandı. Hindistan yasının ana hatlarımı birer ka hn, salâbetli sütun gibi gözünü önünde çizdi. Üstlerini i lemedi, Olanca çıplaklığı ile bı- raktı. Ne bir avukatın mantık oyunlarını, ne de halk politika- cilarının kullandığı " mübalâğa, ı | Vakalar ve istatistikler üz. kurulan bu davanın can nokta- ları ehemmiyetlerine göre bu nutukta yer — tuttul. İngiliz edebiyatı profesörlüğü yapmış olan bu adam o edebiyattan hiç bir misal almadı. Hindistanda Mahatma Gandhinin en çok mo- da yaptığı sade bitabet üslübu- nun zannedersem Bulabay - en iyi nümunelerinden biridir. Yanımda oturan, ve eski rı mantik hitabetinin kuvvetli ör- neklerinden olan bir Hindu ba- na: “Davamızı zayıf gösterdi,, dedi. Ben kendi hesâbıma ilk defa Hint istiklâl davasının Küdreti- ni, arkasındaki faciayı ahladım. Şimdiye kadar Hintliler dava- larını hep mübalâğa ile teşrih ederler, kelime tumturağı arka- sında ruhunu boğarlardı. Bula- bay bu acı hakikatin yüzünü kalın bir peçe gibi örten üslüp cephesini söktü attı. . Bulabay ayni zamanda bu va- kur ve Sade üslübile, hitap et- tiği adamların ruhiyatıni tanı- dığını da isbat etti. Yerlere eği- len, hakkını hak diye değil, sa- daka' dilerir gibi yalvararak is- tiyen eski Hintliye İngiliz * bir dilenci muamelesi eder. Halbü- ki zavajlı adama bu fazla teva- Zu 'aldığı eski terbiyeden gelir. Hakkmı isterken sövüp sayan, rine ne tüküren , yahud yum - ruk sallıyan yeni Hintli, yeni el- de etmiye başladığı kudrete he- nüz alışmadığı için böyle bağı- rır. Fakat İngiliz bunu zaaf te- lâkki eder. İngiliz, büyük giir yaratmış bir milletin ferdidir. Fakat şiirleri- ni ocak başında okur. Onun için siyasiyat her şeyden evvel bir (iş) tir. İş realist temeller üstü- ne kurulur, (Arkası» var) Birlikler Umumi Kâtibi istifa etti Geçen hafta Ankaraya giden Ticaret Birlikleri umumi kâtibi Sâlih Bankooğlu dün gehrimize dönmüştür. Haber aldığımıza göre Salih Bankooğlu birlikler umumi kâtibliğinden istifa et - miş ve Takas Limited Şirketi müdürlüğüne asaleten tayin e- dilmiştir. Kendisi ayni zamanda birlikler umumi kâtibliği vazife- sini de vekâleten idare edecek - tir . L Tekirdağında Namık Kemal günü 'Tekirdağ, 22 (a.a.) — Dün Tekirdağ halkı büyük hemşehri- leri vatanperver — şair Nâmık Kemalin doğumunun yüzüncü yıldönümü — münasebetiyle yur- dun her yanında olduğu gibi bü- Yük bir tören yapmışlardır. 'Namık Kemalin doğduğu evin önündmeki âbide etrafında yapı- lan ve vilâyet erkânı ile bütün hemşehrilerinin iştirak eyledik- leri bu merasime İstiklâl Marşı ile başlanmış ve eşsiz vatanse rin hayatı ve eserleri hakkında bir hitabe irad edilmiştir. hitabeyi büyük şairin mektep- liler tarafından okunan gürleri takib etmiştir. milli ı$ tehditlerle İngiliz Yüzü-| Bu| z TEzmar | | Uç muhtekir | | yeye Kömürü 7 kuruşa veren kömürcü adli- verildi | tarafından yapılmakta — olan bir şümul peyda etmiştir. tertipten ol: | edilerek adliyeye ni takibata geçilmiştir. ——— 5 suna gitmişlerdir. tır. Si Hağbei. Hava Kurumuna yardımi artiyor: ftafa karısı Fatma da 25 mişlerdir. Ankarada da yüz lira vermiştir. kuruma 596 lira vermişlerdir. Kütahyada vermiyen diği lişer, Mehmet vatandaş da dir. Orhangazinin Görel yü halkı 99, Gemiç köyü hi 53 lira, Tarsusun Balıkçı kı halkı da 25 lira vermişlerdir Nazillide mani Hüsi tuzar, Ayşe Bezdik 2! Ali Özirmak, Ay: 70 lira vermişlerdir. Alucrada tüccardan Temel Çı ri işletmesi memurin ve mü tahdimleri 500 ve Gediz n ve köyleri hâlkı da kuruma 1.5 Jira teberrüde bulunmuşlardir. ye reisi Zaf re köyü muhtarı Yani £ oğlu, Tepeköy muhtarı I| Yanarudi ve vergi m san Özdemir, Hassada muhasebe memuru Fu: 1 9'el daha tu_i'ıflduW Belediye iktısad müdürlüğü kontroller son günlerde bilhassa | odun ve kömürcülere de geniş| Bu| 'ak Firuzağada Ha-| mam caddesinde 81 mumarada Ht e Haa kollanıı | Fömüret Önk, Tünami ni | gal kömürünü? kuruş gibi çok yüksek bir fiyata sattığı tesbit | verilmiştir. Bundan başka Kaklıköyünde Al- tıyol ağzında 166 nümarada tu- hafiyeci Rupen 'ile Sultanhama- mında Rıza paşa Yokuşunda Ma- nifaturacı David Aydarın da ih- tikâr suçu ile haklarında kanu-| Türkkuşu Samsun- 'dada bir şube açtı Samsunda da bir Türkuşu şu- besi açmak üzere bir müddetten- | beri yapılan hazırlıklar neticpi lenmiş ve faâliyete geçilmiştir. Bu cümleden olmak üzere Ha- vacılık genel direktörü ile Türk| kuşu pilotlarından bazılari Sam- İlk olarak tedrisata mektep- lerde bâşlanacaktir. İlkmekteb- lerin dördüncü — sınıfıhdan “iti- | baren orta ve lise thlebeleri ders 'edrisata şimdi-| lik yaltız modelejlik'üzerinde ola | 'cak ve ilkbahârdan sonra plâ - nörcülük tedrisatına başlanacak Ankara, 22 (a.a.) — Son gün- ler içinde Hava Kurumuna ya- pilmiş olan yardımlara dair al- dığımız haberlere göre, bir - kı- sım Balikesir halkı ve esnafı- 'nın yeniden kuruma 853 lira, Ay dının Germencik nahiyesine bağ | h Hıdır köyü halkının 221, Çan-| kırıda İmaret camii imamı Kur- ra Mehmet Dilek 21, Ovacık kö- yü halkı 31, Kavukçuoğlu Mus- lira ver merkez müftülüğünde Sadullah Seyhan Karamürselde yapılân Bir top| lantıda manifaturacı Cemal Gi- rid, tüccardan- Ahmet Gökçe, | Mehmet Şükrü ve manifaturacı Arif ikişer yüz, şekerci Mustafa Şekeröz ile bakkal İbrahim Ati- la yetmiş beşer lira, Halid Atı-w la, Hüsnü Bayrak, Hasan Ter- can, Tevfik Demir ve Hasan Bül bül ellişer lira, İbrahim Önal 40 lira, Yusuf Ziya, Mustafa Gök- çen otuzar lira teberrü eylemiş- lerdir. Yine bu toplantıya işti- râk eylemiş olan 46 vatandaş da gaçköy un fab- rikası gahibi Rifat Şekercioğlu 100, Süleymar Diler 75, Hüse- yin Bobik, Mustafa Esin, Akif| Alkış, İsmail Çalışlar ve ismini r bir vatandaş el- ini 40 ve yedi lira vermişler- did kö- uracı Hakkı Peynirci ile Süleyman Uyduk 0- Bakır, Ahmet Sarı Kâhyaoğlu, Bilgin yirm- şer lira diğer yedi vatandaş da tır 80, Divriki Demir madenle- Z 00 PST Mücadelenin teşdidi için |Hükümetin yeni bir tamimi | Bazı köy ve kasabalarda kü-| | çük sa'y mükellefiyeti ile izale- | si mümkün su birikintilerinden | hasıl olan bataklıklar hakkında | verilmiş emirlerin ve mevcud nizamatın tatbik edilmemesi yü | zünden buraların tekrar sivri -| sineklere yuva olacak hale gel-| diği ve sıtma vakalarının baş | gösterdiği görülmektedir. | Bu hususa dair Dahiliye Ve- kâletinden vilâyete mühim bir tamim gelmiştir, Köy, belediye, sıtma müc: delesi ve tapu kanunlarile tali- | matnamelerinin müteaddid mad | deleri, bu gibi küçük su birinkin tilerini kurtarmıya ait çalışma | larda halkın yapmağa mecbur | bulundukları “mükelelfiyetlerle bunları takib ve temin ile mü - kellef teşekkülleri ve teyid kuv vetlerini, kurutulan yerlere aid hakları sarahatle tayin ve tes-| bit etmiştir. Köy kanununun 43 47 ve 48 inci maddeleri de her| geye tercihan çalışma program | larında başa alınması mecburi sağlık işlerinin geri bırakılma- sı hâlinde veya işbirliği yapıl - masında köyler arasındaki ihi lâfın hallinde idarenin müda - hale hak ve salâhiyetlerini gös- | termiştir. | Az çok sulak olup da zeriya- ta müsaid olmıyan arazinin v ya yeni ameliyelere rağmen ta- Mamen sızıltıları ve sulaklıkları giderilmiyen yerlerin, kökleri | çok su emen okaliptüs, söğüd, kavaâk Vesaire gibi fidanlar ile ağaçlandırılması ve : buraların sivrisinek üremiyecek halde mu/ hafazası köy, belediye.ve or - man kanunları icabındandır. Umumi sağlığı bozabilecek, binnetice, vatandaşların çalışma kabiliyefini ve istihşal kudertini rsahilecek mahiyetteybulunan | u İdükemmların Sizakt ve imhası )| diçin yurdun her tarafjlida bele- ,diye ve köy idarelerinin devlet sağlık teşkilâtile işbirliği ya - arak lüzumlu yerlerde nafıa Memurlarımızın teknik mesai- lerinden de istifade edilerek ta- Mamen bedeni mesaiye-dayanan bu mükellefiyetleri 941 yılı iş| program ve takyimlerinin b: şına almaları zaruri gö tür. imü İdare âmirlerinin bu mesai- | yi bizzat devamlı surette takib| etmeleri lâzımdır. -Bu- hususta gezici sağlık memur ve köy ko- Tucularından azami faaliyet is-| tenecektir. Bunlar, su birikin -| tilerinin kurutulmasında, helâ, lâğım ve çukurlarile çeşme, ku- | yu, pınar, hark; değirmen yolu, | bulaşık suyu birikinti ve akın- tılarının tanziminde, süprüntü ve gübreliklerle bunların yerle - rinin tesbit, temin ve naklimde; | sazlıkların temizlettirilmesinde Ziraat ve orman meurları da bu işe yarar tohum ve çelikten fi- dan yetiştirme ve ağaçlandır - ma işlerinde sıhhi ve fenni di- rektifler vererek bizzat rehber- lik edecek ve bu suretle vatan- daş zaman ve emeğinin hedre - dilmemesine itina eyliyecekler- dir. | Bu çalışmalarda belediye ve köy ıdarelerile sıtma mücadele heyetleri daha muvafık bir ne- ticeye ulaşabilmeleri içi kanun talimat, tebliğleri alâkadarlara Tütün piyasası önü- müzdeki hafta açılıyor | Ege mıntakası tütün piyas: sının önümüzdeki hafta içmde açılması takarrur etmiştir. Öğrendiğimize göre tütün pi- yasası için bütün kumpany: Ve tütün tacirleri hazırlıklarım | tamamljamışlardır. — Amerikan | â| tütün kumpanyaları, tütün mın- | takalarında denk haline gelen tütünlerin “tesbit muamelesini -| bitirmişlerdir. Diğer ahcılar, zaten daha evvel bitirmiş bulu- nuyorlardı. Amerikalıların al - dıkları tütünler Basra yolile sev kedilecek ve Münakalât Veki leti bunun için elde hazır va bulnduracaktır. Nazif Uluışıl atar, Konyı Mustafa Y Afyond: veteriner müdürü Esâd Eren v | eşi evlenme yüzüklerini hava - | kurumuna terkeylemişlerdir. | Hnmiş ve suçlular hakkında ta- tevzi ederek nazarı dikkatlerini | bu esaslı sıhhat vazifesine cel- beyliyeceklerdir. Vekâlet, elde edilecek netice- lerden peyderpey malümat ve -| ni de emretmektedir. Biribirine giren | sarhoşlar Evvelki gece Beyoğlunda çok kanlı bir netice vermesi muhte- mel olan büyük bir kavganın ö- nü polis tarafından tle a- rilm kibata başlanmıştır. — Öğrendi- ğimize göre İmam sokağındaki ki bir içkili gazinoda iki masa müşterileri birbirile lâf atarak kavga çıkarmışlar ve Zarif Öz- kral isminde bir genç, Kemal a- dındaki masa komşusunu muh -| telif yerlerinden bıçakla yara - lamıştır. Suçlu yakalanmış yaraliı hastahaneye götürülür- ken yapılan üst baş aramasında ceblerinden iki tabanca çıkmış: tır. Dikkati calib görülen bu ci- het üzerinde polis makamatı hassasiyetle ayrıca takibat yap- maktadır. Gıda - maddelerinin fiyatları ucuzlayacak | .Gıda mâddeleri satışlarında ihtikâra mâni olmak için bugıln& | esaslı faaliyete geçilecektir. Belediye iktısad müdürlüğü - hün yaptığı tedkiklere göre ba- | zı gıda maddelerinin halen top- tan satışları şu şekilde teşbit e- dilmiştir: Kurü çah fasulyesi 23 - 24, fasulye sıra Ordu 19 - 21, bar- bunya, 20 - 21, mercimek - 19,10 * 19.20 bakla dökme, 6,20 - 6,30, | susam 25,29 - 26,10, mısır 7.10 - 7,15, çavdar 6,25 - 6,35 pirinç 32 . 34 küruş arasindadır. Peraken | OKUYUCU —) DİYORKİ: Belediyeyi alâkadar eden üç mühim şikâyet Gedikpaşada Mimar Hay - reddin mahallesi, Hattat s0- kağında oturan “Remzi,, iszmi ile aldığımız bir okuyucumu- zun mektubunu aynen neşi diyoruz. Bu okuyucu göyle di- yor ize üç mühim meseleden bahsedeceğim. İşte bi 1 — Mürakabe komisyonu 7 kuruşa kömür satan bir tek kömürcüyü mahkemeye ver - || miş?,. Acaba Gedikpaşada ve bütün şehirdeki mahalle kömürcülerinin 7 kuruştan a- ağı kömür — satmadıklarını lâ komisyon bilmiyor da yeni mi işitiyor? Alın size ikincisini de vere- || yim: IL. Mahalle aralarında 8 den | evvel satıcı geçmesi ve ba- || ğırması yasaktır. Fakat evle- rinde kunduracılık, helvacılık imalâtile uğraşanların rahat- sız ettikleri sokak ve mahal- || | | leler o0.kadar çoktur ki. Bun- lar her sabah saat âltıdan başlar ve her Allahın sabahı bu böyle devam eder!.. Buna polis ve belediye bir şey de- mez mi acaba?.. şte bir üçüncüsü: — Bekçilerin maaşı hâlâ bir illet hâlinde. Hele Gedik- paşada. Her evden asgari 60, 70 kuruş almak istiyorlar. Şikâyet edilse de aldıran, ol- muyor. Acaba bu hususla kim || lâkadardır ki gidip te şikâ- yet edelim, İşte simdilik bu kadar hep; si. Baki saygılarım. efendim.., “Almaryaya 600 bin liralık palamut satılıyor Almanya ile imzalanan 22 mil- yon liralık anlaşma hükümleri- | He göre 600 bin liralık Palamı tun ihracına müsaade edilmiş tir, Bu malların sevking yakın- a başlanacaktir.” * | de satışlarda ise bu mıktara de 40 nisbetinde zam yapıldığı Şi e. Bu itibarla gı- da madd&lerine kKonulacak azami patış fiyatlarında Bugünkü - fi-| yatların bir-parça düşeceği tah-| min edilmektedri. KI | —Düribaşı Mamur! —. Arkadaş davetine gitmek mi; ' diyordu. Bir daha mı? Bin tövbe, yüz bin tövbe ! ; Geçenlerde — cürmümeşhut halinde adliyeye intikal eden bir sarhoşluk vak'asına şahit olduk; 'duruşmada bütün bir alâka ile cereyan eden safa- hatı dinledik, vak'a çok ko- mik ve kohik olduğu kadar da ibret alinacak - bir veçhe gösterdiğinden- vak'ayı hü- Tâsa ederek hikâye eyliyoruz: Zengin ve'iyi bir “ailenin oğlu olan Rüşdü Aral, ar daşları arasında hovardalığı ile şöhret bulmuştur. Evvel- cati Sungur, Atıf | - Araç ve Burhan napılı ismin- | de üç arkadaşı Rüşdü Aralı: — Bu akşam bizdesin. Dört başı mâmur eğleneceğiz. Hay- di gel. Diyerek çalışmakt yazıhanesinden almı: na çıkarmışlardır. İlk önce yikam olmasın diye da, büradi? kafaları — bir i tütsüledikten sonra ma- ruf sazlı gazinolardan birisiye yanlamışlardır. Mükemmel bir masa düzülmüş ve der kiloluklar bir saat zlenmiştir. Bu âlem arasında bir aralık Atıf Araç aradan kay pek gözdesi olan B malarından birini peş rak dönm AL bi | kimi de getirdim?.. a?... Dörtb: adan vazgeçti. u gece diye rhoşluktan Ve oturulmuş.. Bir yeni neşe ara S ve- ve getaret İç - ril ü Aral mah- m il " arken | - 5 davetine gitmek? | |et £ ortay cebimde param yoksa bin töbe, | — E.. Rüşdü can B y N Â a aa eee z İ hep sen şapır şupur, bize Ya- rabbi şükür olur.mu ya?...Mi Sande'et de biz de-gidip birer | arkadaş bulalım. Rüşdünün gözdesi bu tekli-'|! fe el çırpmış, kendine de - üç || tane ar eleceğini sevinç- || le karşıl lür. | Bunu! rine. Atıf Araç, başta olmak üzere Necati Sun- gur ve Burhan Namlı üçü bir- den kalkıp kendilerine gecelik kısmet aramaya çıkmışlardır. Amma ne çıkış miz ?... Hâlâ o ölmuş işte... Geriye dö- bir daha. Gazino- am oluncaya ka- nun vakti tar dar beklemişsler ve nihayet he- sap pusul Rüşdünün burnu- î na, yzanım amam on sekiz g| lira altmı ş. | Tabif biçare Rüşdü Âral di hal ayılmış. Cebindeki -parayı say kmüş ki ancak on iki lir Bii bü yüzden gürültü u bir ni bırakan or: dövmedikl. poli: oradan da cü dan kar r sürüklemişler. min önün- e vak'ayı böylece anlattı ve || t makamı bu hareketin- bir unsuru - görmedi. ünkü v nda Rüşdüni b yaptığı bir telef ile o gün ga- bi görüldüğü an- nonun hesa Keşifler, ihtiralar K4 ŞA a Elektrik kablolarında tekâmül Elektriğin fabrikalarda, ofis- Jerde ve evlerdeki tâtbikatının artması, şehir ve kasabaların | gittikçe büyümesi elektriğin bü- hsaline lüzum yük mikyasta | göstermiştir. Büyük mikyasta elektrik enerjisi istasyonlarda istihsal edilir. Bu istasyonlar * ya hidro elektrikdir; yani su e- nerjisinden istifade eder veya Mmahrukat ile suyu kolay bulur (yani buharı ucuza -mal eder). | “Enerji membat ne olursa olsun elektrik cereyanı teller ve kab- Iolarla naklolunur. Şehirlere sü isalesinde taleb arttıkça kullanılan - boruların kuturları büyür ve sevk & den kuvvetler artar. Âyni su - retle, elektriğin naklinde telle - rin kalınlaşması ve elektrik kuv vetinin — arttırılması icab eder. Su borularındaki tazyike tek: bül etmek üzere elektrik kat larında (voltaj) termi kullanı- hir, Elektriğin bir santraldan pek uzaktaki şehirlere, abalara naklinde mühendisler havai bat 4 mürac etli direkler llerin herkesin er yeceği irtifada bulunma: zımdır. Aksi taktirde pek 3 sek voltajda'olan bu. teller do- kuhanı yakar. Bu direkler ara- sına çekilen üçer telin biribirin- den epey, açıkta bulunması 1â - | zımdır. ehiflere * gelince, buralarda yük&ük”direkler veya- kulelerin arastna: gerilen ve yüksek vol tajdaki elektriği nakleden tel - ler,pek tehlikeli olur ye ayni Zzâamanda tatbik kabiliyeti- de yoktur. Bunun için şehir şebe- kelerinde yeraltı kabloları ter- cihedilir. Bu kablolardaki mub telif teller ar: I ının önüne geçmek için izo- yonları yüksek olmalıdır. İş te bundan dolayı mühendisler #piftakım'roşekş'yapmak mecbu- riyetinde kalmışlardır. Bundan birkaç'sene evyel 33 bin. volta kadar yüksek voltaj- da elektrik cereyanı nakleden kabloların yapılması bir zâru - ret olmuştu. Bu kadar yüksek voltajda cereyan taşıyan kablo yonu meselesi pek kolay halledilmemiştir. -Bu -kablolar kullamaçakları voltajların bir kaç misli Yoltaj altında muaye- neye tâbi tutuldukdan b Si cak ve soğuk mühit, tecrübele miş olma- ydırlar. Bu n ikalarına, büyük “işler âtlin: yarıma birakıyoruz. TOKATTA Köycülük kursları 'Tokat, 22 (a.a.) — Köy ka- nunun tam olarak tatbikini te min etmek ve böylece köyleris mizde idare, imar ve sıhhat iş- lerinin yerine getirilmesini ko - ırmak maksadiyle bura- f ihtiyar heyetlerine mah- eden simle köy & Bu kursa iştirak ihtiyar heyetleri mer: tâtürk anttına bir çelenk koy müslar ve muhtarlar bu müna- sebetle söyledikleri nutuklarda Müli Şef İsmet İnönüye karşı olan sarsilmaz bağlılık ve sevgi duygularını ifade © Bu töreni takiben de vali tara: findan çocuk esirgeme kürümu binasının temel atmâ iherasimi yapılmıştır. Askerlerimize tandaşlarımızın yapmakta olduk ları teberrüat etrafında aldığı mız haberler, Akhisar halkının gimdiye kadar 2158 parça yün- '& topl, rını, ordü hal- kının şimdiye kadar Kızılay kezine 1208 çift yün çorap, 212 pamuklu, 136 çift yün - eldiven Ve 66 parça da muhtelif yünlü eşya teslim eylediklerini bildir» mektedir.