AAAT CN Bugün her halde orta- Yıkta bir bayram havası vardı, herkesin yüzü gülüyor, ihtiyarlar bile 'Ççocuk gibi sıçrıyor, gözleri parlıyordu... Bu zihniyet bir beyaz karınca gibi milletin temellerini yemiş- tir. Bu zihniyeti kaldırırsak Cas- 'te denilen şey de, din farkı de- nilen şey de kendi kendine kal- kacaktır. Yalnız o zaman Hin- 'distanda bir Hind milleti ola- caktır. Müslümanlar. Sikh'ler, Hıristiyanlar, Parsiler, Yahudi- ler, hülâsa bütün cemaatler, büyük bir ağacın muhtelif dal- ları gibi aralarındaki birliği his- ,, zihniyeti -Hindistanda bir realitedir. O kadar ki her müceddid o topraklarda Hari - janlığın, bu zihniyetinden mes- l oduğunu farzederek, lâğvına çalışmıştır. — Meselâ (Arya - Samaj) hareket ve teşekkülü bunda eskiden en çok muvaffak olmuştur. Fakat Arya - Samaj da nihayet başlı başına bir Cas- te olmuştur. İçtimai inkılâplar gimdiye kadar Hindistana yeni bir Caste daha ilüve etmekten başka Bir şey yapamamışlardır. Bütün bu inkilâplar bir Caste- den öteki Caste'e bir takım . in- sanları nakletmekten ibaret kal- mıştır. Mahatma Gandhiyi eski inkılâpçılardan ayıran şey bu- dur: © ilk defa (Caste) siz bir Hind milleti düşünüyor. Ona doğrü yürüyor. 2 — Harijanların simdiye ka- dar teşekküllerini muhafazala- rında bir başka sebeb daha var- dir. Müslümanlar — Hindistanı istilâ ettikleri vakit müslüman olan her Harijan zelil mevkiin - den kurtuluyor, hâkim bir sını- fın müsavi haklı bir ferdi olu- yordu. Ondün dolayı birçok Harijan hattâ başka derecesi — aşağı Caste efradı müslüman olmuş- tur. Fakat neden hepsi olmamış- tır? İngilizler Hindistanı hâki- miyetlerine aldıkları zaman Ha- rijanların, hepsi Hıristiyan ol- sa gene ortadan kal- kardı. B'Ğ'#gfgîmek için Hı- ristiyan misyonerleri çok emek sarfetmiş ve hâlâ da etmektedii Halbuki Hıristiyan olanların sa- yısı müslüman olanlara nisbe- ten çok — azdır. Neden hâlâ bu- gün kırk milyon Harijan var?. Neden bunlar Müslüman veya Hıristiyan olarak kendilerine bu kadar zulmetmiş olan Hin- duizm'den ayrılmıyorlar? Çün- kü ne kadar derecesi aşağı olur- sa olsun inandıkları ecdattan kalma bir dinleri var. Ekseriyet bunu bırakmaktansa, her zillete katlanmayı tercih ediyor. İşte burada Hindistanda elle tutulur gibi varlığını hissettiğiniz baş- ka bir realite ile karşı karşıya geliyoruz: Din realitesi... Gandhi'nin faaliyetlerine dair Arabalar hâli bir araziye gir- di ve durdu. Hepimiz indik, yü- rüdük. Biraz sonra köylüler a- lay, alay gelmiye başladılar. " Gandhiji - Ki - Jai âvazeleri yükselmiye başladı. Bunun mâ- nası “Gandhiye zafer!,, dir. Ka- labalık arttıkça köy ihtiyarları ve köycü gençler elele vererek Mahatmayı kalabalık sıkmasın diye etrafımızda bir kordon yap- tılar ve yürümiye başladılar. Bu köylerin hepsinde yaşayıp, çalışan köycü kadın ve genç erkekler hep orada idiler. Güneş tepemizde — kaynıyor, »hepimiz, bir duman - bulutu için- 'de yürüyorduk. Herkesin yüzün- den ter akıyordu. Bu yorgunlar güruhu arasında hiç solumıyan, terlemeyen, odasında yürür gibi sükünla yürüyen, konuşan, Ma- hatmanın kendisi idi. Köylüler - le şaka ediyor, bize Cenubi Af- ABÖNE BEDELİ 'Türkiye — Ecnebi 1400 Krg. 2700 Krg, 780 » 1450 » 400 » — 800 » 150 » — B00 » 19 Birincikânun 1940 Perşembe 19 Zilkade 1369 6 Birincikânun 1356 Gün 354 Ay 12 Yıl: 940 - Kasım 42 Güneş — Öğle — İkindi 239 — 728 — 948 Bz1 — 13li — 1531 Akgam — Yatar — Imsak 1200 — 1,89 — 1251 1743 — 1922 — 524 DİKKAT €Yeni Babahe « gönderilen yazılar Ve evrak neşredilein edilmesin lade unmaz ve bunların kaybolmaların- lan dolayi hiç bir. Mesuliyet kabul dllmoz. SENELİK 6 AYLIK 8 AYLIK 1 AYLIK Hğüz e y # ) f Ka I l Iğ?; L.:' İ : YAZAN No. 22 rikadaki hayatından bazı fıkra- lar anlatıyordu. gençlerin müşahedesine nazaran onun kadar yorulmadan, mun- tazam yürümenin sırrmı - bilen adam yoktur. Bence bu bir sır değildir. A- yakları rahat olmak - şartiyle ayni tempoyu muhafaza ederek yürüyenler çok uzun gidebilir - | ler. Bu hususda bizim neferleri geçen insan yoktur. Bu köylere girdiğim — zaman Hind köylüsünün ve köylerinin sefaleti, fikaralığı hakkındaki iddiaları evvelâ biraz mübalâğa- h gördüm. Her halde şarkta böyle, hattâ bunlardan daha ip- tidai görünen köy çoktur. Ayni gübreli pis sokaklar, ayni içi karanlık evler.. Sığırları bana biraz zayıf görünüyordu. Fa-| kat köyl kendisi de pek zayıf görünüyordu. Bugün her halde ortalıkta bir bayram havası vardı, her- kesin yüzü gülüyor, ihtiyarlar | bile çocuk gibi sıçrıyor, gözleri parlıyordu. Arkadaşıma — sor- dum '— Bunlar Harijan mi?,, —. Hayır karışık... ,, (Arkası var) SABAHTAN SABAHA Akdeniz yolu tama- men açılacak (Baştarafı 1 Inci sayfada) yerek İtalyan kuvvetleri önüne ge- tirmişler ve birden baskın yapmış- lardır. Bu baskın Sidi Barranideki İlal- yan karargâbını ve büyük kuvvetle- rini gafil avlamış, otuz bine yakın esir alınmasına sebeb olmuştur. Fa- kat baskının hızı hâlâ geçmemiş, ga- fil avlanan İtalyanlar hâlâ kendile- rine gelememişlerdir. İngilizler, Mı- sır toprağındaki son müstahkem mev kü, yani Sollumu da alarak İtalyan | toprağına girmişler, — butadaki Kö- puzzoyu ve diğer Kaleleri &e geçir- mişlerdir,. Şimdi Trablusdaki Bardi- ya limanından ötededirler. Bu dokuz günlük hareketlerin en büyük manası bazı toprakların alın- masında değil, İtalyanların — bozgu- nuna uğramalarındadır: — Esirlerin, topların, mühimmatın, mitralyöz ve tayyarelerin ele geçen mikdarı boz- gunun dehşetini göstermiyor. İngiliz- lerin kum fırtınalarına, rüyet şart- larının fenalığına rağmen, durma- dan ilerleyişi ve her mukavemet te- şebbüsünü derhal kırmaları İtalyan- Tların mukavemetsiz kaldıklarını gös- teriyor. köyleri Trablus toprağının sahil kısmında Atalyanlar, bir gün Mısır üzerinden Süveyşe taarrüz elmek emelile mü- kemmel şoseler yapmışlardı. Afrika da eksik olan su yolları da burada tamamlanmıştır. Fakat bu inşaatın üç buçuk aydanberi Mısır toprağın- da temadisi, nasıl İngilizlerin eline geçmiş ve bugünkü taarruzda il lerin işine yaramışsa senelerdenberi Libya ve Trablus sahilinde yapıları yollar da kaçan ordudan ziyade kova- Jyan ordunun işine yarıyacaktır. ... Akdenizin şarkını çoktan emniyet altına âlan ve burada sularımıza ka- dar rahatça nakliyat yapan, nihayet Giridde hava ve deniz üsleri tesis ederek her tehlikeyi önliyen İngilte- re Trablusdaki ilerleyişi ile Akdeni- zin garbını da temin etmek üzeredir. Buradaki nakliyat büyük ihtiyatlarla yapılıyordu. Panterlarya adasile Si- Cilya sahillerinden Trablus sahilleri arasını kaçamak hücumlarla tehdid eden İtalya Trablusdaki üslerini kay- beden artık Akdenizde hiçbir sözü olmayan bir kuvvet haline geçecek- tir, Akdenizin bütün cenub sahilleri hemen hemen İngilterenin elinde bu- lunacaktır. Fransanın son — vaziyeti Franız müstemlekelerinin, hele şi- mali Afrikada general — Weygandın mihver devletlerine asla yar olmıya- cağını göstermiştir. Trablus topraklarındaki harb ma- reşal Petain'in vaziyetini şimdiden aydınlatmaya başlamıştır. Bu suretle Cebelüttarık da mihver için ebedi- yen bir mesele olmaktan çıkıyor. Mihver, Süveyşden ümidi kestiği gibi Cebelüttarıkı İngiltereye kapa- maktan da zaten vaz geçmiştir. İs- panya, Bay Hitlerin istediği cevabı vermemiştir. Vakıa Tancadaki bey- nelmilel idareyi kaldırdı. Fakat bu son hareket İngiltere kadar İtalyaya da karşıdır. İngiltere orada İspanyol tahkimatına razı olmuyacak, bu mev- kiin idaresi İspanyanın eline geçme- sine karşı da şimdilik lâkayd kala- caktır, Şimali Afrikada kazanılan — zafer, bütün harbin kazanılması için şim- diye kadar alılan adımların en bü- yüğüdür. Behçet SAFA Dyen © HALİDE EDİB | Mahatma ile yürüyen bütün | | | gözeeeren a ABÂH LA 8 Tasarruf haftası ve bir çift zarf Ki li Masanın - üzerinde iki zarf duruyor. Kenarlarında kuruluşun — firma: bu iki zarfın her ikâsi “Yeni bah,, da neşredilmek üzere bir kuç satırlık ilânı ihtiva etmekte ve ayrı ayrı zarflara konularak gönderilen bu iki ilânm her iki- sideayni tarihi taşımaktadır- lar. Gönderen ayni müessese, gön- derilen müessese ayni mücssese ve her iki zarf da ayni günde gönderilmiş. Halbuki tasarruf haftasında- yız. Erken gelsin, geç gelsin, gü- nün muayyen bir saatinde inti- gar eden, bir gazeteye aid ol- duğuna göre aczba o iki mazruf ayni zarfa konularak — gönderi- lemez mi idi? Vâkıa bunu yapmakla tasar- ruf edilecek şey sadece bir zarf- tar, yani bugünkü tutariyle beş on paralık bir tasarruf.. Ancak bu zarf ve mazruflar İstanbulda yalmız Türkçe inti- r eden 16 gazeteye böyle çift gönderildiği takdirde şu kırtasi- ye malzemesi yokluğunda — s0- kağa atılan bir senelik zarf be- deli (17) lirayı bulur. Bugünkü şartlar içinde, bil- hassa tasarruf haftasını ya- şarken — hiç birimizin senedo (17) Hirayı sokağa atmıya hak- kamız yoktur. A. C. SARAÇOĞLU HARB AZİYETİ Amerikanın İngilte- reye yardımı (Bap tarafı 1 Inci sayfada) arzuşunu temih etmek maksadile ya- pılmamıştır, - Amerika muhariblere silâh ve malzeme satmakta kendini serbest addetmiş ve bittabi bu sa- tışdan ancak denizlere hâkim olan taraf istifade eylemiştir. Bu alış verişin ameli safhasından yalnız bir tarafın istifade etmesi Al- manlârı sinirlendirdi. Japonya ile bir pakt imza ederek Amerikayı endişe- ye düşürmek istediler. Bu hareket aksi tesir yaptı. Amerika geçen harbin başında her iki tarafın davasına Jâkayd kalmış, ve Vilsona Avrupada harbin başlâ- diği ve gün ağırı bir devlktin muilüta dahil olduğu söylendiği zaman mü- şarünileyh — Avrupa devletlerini zin- cire vurulacak deliler olmakla itham etmişti. Halbuki bu zat dört sene sonra Almanya ve müttefiklerine karşı seferberlik emrini imzaladı, Bu harbde de vaziyet aynidir. Ev- velâ ihtilâfa yabancı kalan -Ame- rikalıları hâdiseler gittikçe demok- rasilere yaklaştırmaktadır. Bu yak- laşmanın zaman ile daha müessir bir sekil alması çok muhtemeldir. Bitaraflık kanunu harbin .hemen başında tadil olunduğu için kenunun muaddel şekli İngiltereyi tatmin ede- cek mahiyette değilfiz. O tarihdeki ruhiyattan mülhemdir. Filvaki Ame- rikalılar - İngilizlere tayyare, top, tank veriyor. Fakat bunlar peşin pa- ra ile satılmakta, mukabilinde döviz istenmekte, logiliz gemilerile İngil- tereye nakli şatt konulmaktadır. İn- giltere bugünkü — şartlar dahilinde bu mübadele esasına sadık kalmak- ta müşkülât çekiyor. Bütün müstem- leke ve dominyonlardaki halk elin- deki dövizi İngiliz parasile mübade- leye davet olunmuştur, Denizaltı mu harebeleri yüzünden gemi — kıtlığı kendini hissettirmektedir. İngilizler Amerikadan ya bu şartiarın - tadilini veyahud da borç verilmesini istemiş- lerdir. Conson kanumu mucibince ge- çen harbde Amerikaya borcunu öde- memiş devletlere Amerikanın borca mal vermesi memnudur, İngiltereye yardımı icab ettiren zarüret bugün Amerikada dahi kabul edildiğinden bu kantn förmalitesine bağlı kalmak üzere Amerikanın Panama veya ce- nub devleterinden birine kredi aç- ması ve İngilterenin bu devletten ih- tiyaçlarını tedarik elmesi gibi for - müller üzerinde tetkikt — yapıldığı *haber veriliyor. sa—— Bir imza sahtekârlığı Belediye Reis Muavini Lütfi Ak- soyun imzasını taklid ederek belediye hesabına yolcu bileti alan bir sahte- kâr yakalanmıştır. Bundan evvel de belediye reis muavinlerinden Ekrem Sevencanın imzasını takliğ — ederek mahküm olduğu anlaşılan — sabıkalı derhal müddeiumumiliğe teslim olun. YENİ SABAH GAREMAXK YETLERDR TECAEMTA | H ka Müna Şehrimizide bulunmakta olan Mü- | ât Vekili Cevdet Kerim İnce- | dayı veskâlete bağlı — müesseselerdi tetkiklerine devam etmektedir. Vekil dün öğleden sönra gelerek bir müddet meşgul olmuş ve motörle Haydarpaşaya geçerek Dev- let Demiryolları Birinci İşletme Mü- dürlüğü teşkilât —ve müesseselerini ziyaret etmiştir. Vekil Haydarpı da malzeme teslim ambarlarile ticari eşya ambarlarını, işletme servilerini, tamirhaneleri ve antrepoları gezmiş nal liman dairesinc MAARİFDE Talebe yurdu nihayet yapılabilecek mi? Fatih medreselerinin talebe yur- du haline ifrağı hakkında — yapılan tetkikler dün Üniversite tedris heye- ti tarafından tetkik olunarak muvafık görülmüştür. Partinin maddi yardı- mile medreseler tamir ve ıslah olu- narak talebe yurdu haline ifrağ olu- nacaktır. Maarif Vekâletinin teşekkürleri Maarif Vekâleti köy mektebi inşası hususunda gösterdikleri gayret ve fanliyet dolayısile Vali ve Belediye | Reisi Doktor Lütfi Kırdarla Maarif Müdürü Tevfik Kut'a teşekkür et- miştir. Okullarda iktısad haftas Dün bütün okullarda iktısad haf- tası dolayısile iktısad mevzuu etra- fında bir güzel yazı müsabakası ya- pılmıştır. Bu müsabakada muvaffak olanlara hediyeler verilecektir. HAı.KEVı.EğI ç Konferans Bakırköy Halkevinden: 18/XIL/1940 "perşembe — günü saat 20 de İktısad ve Tasarruf mevzulu bir konferans evimiz salonunda veri- lecektir. Konferansa gelmek herkes için serbesttir. Fotograf ve resim sergisi Şişli Halkevinden: Halkevimiz — salonlarında 15 gün sonra bir fotoğraf ve resim sergisi açılacaktır. Bu sergide Tablo, Afiş, Dekor, Karikatür, Minyatür, Tezhib ve fotoğraf gibi san'atin bütün şu- belerine aid resimler teşhir edile - cektir, Tafsilât için her gün saat 16 dan sonra Şişli Halkevine müracaat olunması. SPOR L g A SA Kız liseleri arasındaki voleybol maçları Dün Eminönü — Halkevinde Kız liseleri arasında tertib edilen voley- bol müsabakalarına devam edildi, İlk müsabaka Çamlıca Kız lisesi ile Kandilli arasında idi. | Birinci sept çok — heyecanlı oldu. Ve 14 - 18 Kandillinin lehine neti- celendi. İkinci septi güzel oynuyan Çamlıcalılar 8 - 15 kazandılar. Üçün- cü sept her iki takım da bütün gay- retlerini sarfettiler. — Daha düzgün | oynıyan Çamlıcalılar. Bu son septi | 15 - 11 kazanarak galib bitirdiler. İkinci maç Erenköy kız lisesi ile Şişli Terakki arasında yapıldı. Bu se- ne şampiyonfuğa namzed olan Eren- köy kız lisesi zayıf rakibini birinci sept, 15 - 13 ikinci sept 15 - 4 mağlüb | etti, Türk kayakçıları | davet edildi l Harb dolayısile yapılamıyan mıu! olimpiyadlarının yerine - Finlandiya | federasyonu Helsinkide beynelmilel | bir kayak müsabakası tertib etmiştir. Önümüzdeki mart ayında yapılacak bu müsabakalara Türk kayakçıları da et edilmiştir. Portsaidden 60 bin boş çuval geldi Akdeniz harbini mütcakıb Portsa- | idde kalan ithalât malları peyder - pey memleketimize - getirilmektedir. Son günlerde Mersine yehiden bir parti mal nakledilmiştir. Bunlar me- 'yanında 60 bin boş çuval bulunmak- tadır. Burada memleketimize nakle- dilecek daba bir milyondan fazla çu- müştur, — .- IBUNRAK AA Vekili İncedayı dün Haydarpaşadaki demiryolları tesisatını tedkik etti y.ziyet Fiy ve Haydarpaşada yeni yapılmakta o0- | lan büyük tramvay köprüsü in; ni da gözden geçirmiştir. Vekil Ha; darpaşada bulunduğu müddet zarfın- da memür işçi ve ameleler ile gayet yakından temas ederek erile | alâkadar olmuştur. İnce Haydar- paşada akşam geç vakte kadar kal- dıktan sonra sant 7 de motörle Hay- darpaşadan İstanbula geçmiştir. Ve- kilin bugün Devlet Denizyolları t kilâtında meşgul olması muhtemel- dir. İGELEDİVEDE | Bir doktor hakkında tahkikat yapılıyor Sarıyer hükümet doktoru, çağırıl- dığı bir hastaya normal bir sebeb göstermeden gitmeklen istinkâf etti- ğinden hakkında tahkikat yapılma- sına başlanmıştır. ) & AKDEEKDI K K— â %— AA H Üî%LEmR! A, gD L BN EEE e KTT P TAUSRI Et fiyatlarında ihtikâr yapıldığı anlaşıldı — gö at mürakabe komisyonunda bugün ted olunacak apiaz Belediye İktisad Müdürlüğü, şehrin muhtelif mıntakalarında — perakende et fiyatlarını ve bunların mezbahada atış fiyatlarını tetkik ettik- ten sonra et fiyatlarında geçen sene- nin bu mevsimine nisbetle 9 15 - ©6 20 nisbetinde bir tereffü olduğu- nu tesbit etmiştir. İktısad — Müdürlüğü — bu tereffle normal bir sebeb görmediğinden va- ziyeti mufassal bir raporla birlikte fiyat mürakabe komisyonuna havale etmiştir. Komisyon bugünkü — toplantısında et vaziyetini tetkik edecektir. Komis- yonun taplantısına topdan et tacirle- ri ve kasablar da davet olunmuştur. Tacir ve kasablar et fiyatlarında resmen tesbit olunan bu tereffüü izah edemedikleri takdirde haklarında ka- nuni takibat yayılacaktır. Komisyon lüzum görürse et için azami satış fiyatı tesbit edecektir. topdan Namık Kemal günü * (Baştarafı 1 Inci Sayfada) if Mü- üniversitesi- leti bu hususda bütün Ma: dürlüklerine, İstanbul ne, yüksek mekteplere Tüzumlu di- rektifler vermiştir. Ünüversitede İstanbul Üniversitesi Namık . Ke- malin doğumunun yüzüncü yıldönü- mü dolayısile parlak bir program ha- zırlanmıştır. Merasim, curaartesi gü- nü saat 14 de Üniversite merkez bi- nasında konferans salonunda yapı- lacaktır, Üniversitede yapılacak merasimin programı şudu Açiş nutku, Namık Kemal (İnsan), Profesör Hâlide Bdib, (Vatanperver- liği ve divanı) Ali Nihad — Tarlan, (Fikirleri) Ziyaeddin Fahri Fındık- Oğlu, (Hayatı ve san'ati) Ahmed Hamdi Tanpınar, ve son olarak tale- be tarafından seçme parçalar okun: caktır. Konferans — salonunda — yapılacak merasimden sonra İnkılâb müzesinde| tertib olunan sergiye gidilip serginin resmi küşadı yapılacaktır. Halkevlerinde Şehrimizde bulunan ilk orta okul ve liselerde cumartesi — günü bi Namık Kemal saati yapılacaktıı biri saatte okul — öğretmenlerinden Namik Kemal hakkında bir konfe- | (—Memur mu, değil mi?—-xış Dün mahkemede bir azlık okulu ho- casının vaziyeti münakaşa olundu. Dün Altıncı Asliye Ceza mal kemesinde bir muallimi tahkir da- vasına bakıldı. Ve hâdise oldukça münakaşayı mucib olmuştur. Bundan bir müddet evvel yine bu sütunlarda yazınıştık. Maamafıh bir kere daha vak'ayı hatırlatalım: Beyoğlunda bir Rume mektebin- de türkçe öğretmeni — olan Muallâ talebelerden birini mektep divanına şikâyet ederek bir hofla müddetle derslerine almamayı — karar altına aldırmış, bu hareketlen çok üzülen talebe velisinin caatlerine rağmen ceza üynen tat- muştür. Çi idra namındı n bir müteaddid mürü- n annesi i genç Rum ktebe giderek : Muallâya bu hususda bir kaç söz ve iddia edildiğine göre bu arada birçok talikirlerde de bu- lunmuştur. söylemi: Öğretmen Muallâ — Aleksandranın kendisini tahkir - etmesi — üzerine mahkemeye müracaat ile hakkında ceza verilmesini taleb etmiş ve ge- çen celsede de iddia makamı tara- fından Aleksandranın vazife başın- da bir memura hakarette bulundu- u sabit görüldüğünden bir ay müd detle hapsedilmesi talebinde bulu- nulmuştu. Bu defa yapılan duruşmada Alek- sandranın vekili avukat Salâhadd'n müdafaasını yaparak müvekkilinin hiçbir tahkirde bulunmadığını ileri sürmüş ve ezcümle demiştir ki: yı tahkir bile id- — Aleksandranın Muall ettiği sabit ve vaki bulun: dia makamının talebi gibi bir me- muru tahkir mahiyetinde değildir, Çünkü Muallâ bir hükümet memu- val bulunmaktadır. rans verecek ve talebeler Namık Ke- alar okuya -| malin caklardır. Nâmık Kemal Broşürü . Maarif Vekâleti, Namık Kemalin doğumunun yüzüncü yıldönümü mü- Dasehetile güzel bir broşür hazırla- Miştir. Broşürde Namık Kemalin büyük kıtada bir fotoğrafı ve bir şiirinden alınan şu parça vardır. şiirlerinden par Gelir bir gün ki derler sayel feyzi hamiyette Kemalin senki kabri kalmadıysa namı kalmıştır. Okullarda Şehrimizde bulunan bürtun-malk leri Namik Kemalin doğumunun yü- züncü yıldönümü — dolayısile birçok| konferans, müsamere ve - toplantılar tertip etmişlerdir. Eminönü Halkevinde: 21/12/940 cumartesi günü akşamı saat 20 de Namık Kemal için hazırlanan mera- simin programı şudur: İstiklâl Marşı, | açış, Narcık Kemalin hayatı ve eser- deri, Namık — Kemalin - eserlerinden parçalar, eserlerinden besteler, (Akif Bey) piyesinden bir pasaj. Kadıköy Halkevinde: Bayan Hali- de Edib tarafından bir konferans, Narnık Kemalin şiirleri, Namık Ke- | mal hakkında yazılan şiirler. ru değildir. Her nekadar — kendisi yüksek Vekületçe Rum — mektebine tayin ve nasbediliniş ise de maa Rum kilisesi bütçesinden aldıi ve memurin kanununa göre ise me- murluk vasfı ancak hükümet büt- çesinden maaş alanlarla hükümete bağlı hususi bütçelerden ücret alan- lara münhasır olacağı kaydedilmek- tedir. Binaenaleyh — Muallâ bir memur sayılamaz, ve Aleksandra tarafından tahkir edilmiş ise bile suç adi bir tahkirden ileri gitmiş olamaz. Su- çun vasfı bu şekilde tayin ettikten onra'yüksek mahkemenizden hak delet dileriz, Avukatın bu müdafaası hakkında iddin makamından ne diyeceği so- ruldu ve müddelumumi dosyada bu- lunan Maarif Vekületinin gönderdiği tahriratı da gözden geçirdikten son- vem Muallânın hükümet memuru addedilemiyeceği için Aleksandra- nin hakareti adi tahkir mahiyet.n- de görüleceğinden eski talebimizin kaldırılarak bu yolda ceza verilme- sini isteriz, Sözlerile avukat — Salâhaddinin müdafsa ve iddlasına iştirak etti. Faket mahkeme riyaseti derhal ka- rarırı veremiyerek dosyayı tetkik için mukakemeyi başka — bir güne biraktı Gelecek celsede karar verileceğine göre tahkirin ne şekilde telâkki e- dileceği ancak o zaman belli olacak Ve tabj Muallânn mur olup olm demektir me- bu suretle anlıyabileceğiz. Bakalım me- mur mu, değil mi? 19 Birincikânun 1910 İlim Köşesi Yazan: _P_&sıım Murad Uzdilok Keşifler, ihtiralar —— Nebatlarla karbonun tesbiti -Tabiatın randı- mansız fakat en esasi ameliyesi Yer yüzünde yaşıyan insanların a- dedini 2.000,000.000 ve her insanın günde sarfettiği enerjiyi vasati ola- rak 2000 büyük kalöri kabul eder- sek bu enerji senede takribi olarak 15.000.000,000.000.000 — büyük kalörl olür Diğer hayvanlarla toprakda ya yan mikrop organizmleri' de hesaba katarsak bu rakamı 1 in önüne 16 sıfır koyarak ifade edebiliriz, ki bu da kolay olsun diye on bin milyom kere milyon büyük kalöri olur. Bü- tün bu enerji tabiatin pek randıman- sız olan fotosentez ameliyesile teda- rik edilir. Bu ameliye ise güneş rad- yasyonunun — nebatlara yeşil renginl veren klorofil müvacehesinde h daki karbon asid gazı ile su buhari- 'nın formaldehide ve oradan nişasta- ya inkılâbıdır. Nebatlara gelen güneş — ziyasının (ve radyasyonunun) — ancak yüzde bir mikdarı bu iş için sarfedilir, Şim- di buna göre bir hesap yapaltm. Yer yüzünün toprak kıs hast takribi olarak 140 metre murabbar alınabilir. Bunun yarısı senede altı ay yeşilliğini muhafaza ediyor diyelim. anin - mes nilyon Bu altı ayın her gününde yer yü- zünün toprak kısmının beher san- timetre murabbama güneşden — 500 küçük kalöri enerji düştüğünü farz edersek ve bunun yukarıda söyledi- ğimiz gibi, yüzde birinin bu işe ya- radığını kabul edersek — nebatların büyüme mevsiminde güneşten tak- riben 6 - 5 milyon kere milyon kere milyon büyük kalorilik enerji aldı- ğını basit bir hesabla çıkarabiliriz. Bu ise yukarıda verdiğimiz on bin milyon kere milyon büyük kalorinim 64 misli kadardır. Binaenaleyh yüz- de biri yerine on binde 64 ü demek- liğimiz lâzım gelir ki yüzde biri ka- byl etmekle pek bol keseden gitmiş oluruz. Güneşden şlınan bu kadar enerji 9 milyon kere milyon ton an- trasit kömürünü (yani yer yüzünde her sene istihsal edilen kömürün 900 mislini) yakmakla elde edilebi- lir. Kaldı ki insanlar bu enerjinin binde ikisini ancak kullanıyor. İşte bu basit hesaplardan anlaşıl- dığına göre tabiatin en esaslı ame- liyesinin bile randımanı yüzde bir kadardır. Bu fotosentez ameliyesinin randı- manına yüzde değil binde birkaç k: dar ilâve edilse tabiatten istihsal e- dilecek enerji daha fazlalaşmış ola- caktır. Tabiat bu kadar küçük ran- dımanla çalışırken tabiat içinde yüz- de yüz randımanla makine istiyen ve tabiatle yarışa çıkan (dai- mi hareket) makinecilerine acın tan başka me yapalım! Alâka uyandıran bir konferans Tanınmış İngiliz tiyatro mü- nekkid ve müelliflerinden Lord Duncany dün akşam Beyoğlu Halkevinde “Dram,, mevzuu etrafında bir konferans ver- miştir. Lord, konfernsında dra- mın tekniğini izah ettikten son- ra hayatı hakikiyeye intibak şekillerini anlatmış ve nihayet dramın telâkkilerindeki muh - telif noktai nazarlara temas e- den hatib bunlardan bazılarını kabul ve bazılarını tenkid et - miştir. Hatibin selis bir İngilizce ile verdiği konferans üniversite do- çentlerinden Vâhid 'Turhan ta- rafından terceme edilmiştir. Konferansda vali ve belediye reisi doktor — Lütfi Kırdar, parti müfettişi Reşad Mimaroğ- lu ve üniversite talebleri ha- zir bulunmuştur. Dünkü ihracat Dün muhtelif memleketlere 250 bin ihtacat İnuamelesi kaydedil- liral miştir, Gönderilen bu mallar meya- nanda Rumanyaya mühim miktarda mandalina, Amerikaya mavi haşhaş, İsviçre ve Macaristana tiftik vardır. ——o0—— Sinemaların kontrolü düks mühalleri, Bazı sinemaların nisbeten daha ucuz — olan yerlerden çok fazla olduğu belediyeye şikâyet edilmiştir. Belediye bütün sinemaları kontrol etmeğe karar vermiştir.