12 Ekim 1940 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

12 Ekim 1940 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 BİRİNCİTEŞRİN 18 İDEN#GAYRETLER| Gİ _âG YRE s çerz çevmen — Ö—x_ Hüseyin Cahid YALÇIN — SİRNEYRE HENDERSON. —t0— Hükümeti ele / geçirmek için| iyapılan mücadeledeki hirmetle- | Ti için kendilerine Relchstag mebusluğu, Gauleiter'lik ilh gibi) bir çok zafer hediyeleri veril miştir. Salisen Himmler — ile Siyah gömlekli . 5. leri ve giz- M zabıta, Gestaponun / vicdansızca zu- dümleri, hapishanelerin ve tah- karagühlarının vahşeti, jure | Sakcılık ve bafiyelik sisteminin | u kadar âdileştirilmesi - benim| nazarımda nazi sisteminin —en iğrenç simasını teşkil - etmekle kalımıyarak bana Alman kas Takterinin en mes'uliyetli ta - Tafını da gösterdi. Anglo Sakso- mun kabahatleri, ne olursa ol Sun, biç şübhe yok ki dünya- daen iyi kalbli adamdır. Benim ibi ccnebi memleketlerde ya Şamiş bir adam için bu bilhassa| 'geydir. Ne zaman İngiltereye döndüm ve Doverde| bir hamala rast geldim ise ken- disinin göze çarpan evsafını Gerhal - farkettim. — İngilizler Kattâ dahili harblerinde - bile, Sirf işkence yapmak zevki için Zulüm ve tazyik icrasına hiçbir| zaman meyletmemişti. Teuton- Jarımızda — bü “sadisme,, le- hesi bu sebebden dolayı — izah edilemiyecek bir şey sayılır. Çünkü Almanlar normal ha- yatta/ İngilizler kadar iyi kalb- didirler. Çocukları ve hayvan - darı sevmeleri de. fitri ve sami- midir. Fakat bir Almanı anor- mal bir otorite mevküne koydu- muz mu, ekser ahvalde - derhal onu suistimal edecektir. - Eski Alman ordusunda bile N. C. O. hususi ferdlere zorbalık ettiler. Thtimalki Almanın tamamiyle anlayabileceği lisan - budur. iangıcında bu ciheti AL man damarlarında büyük nis- betle dolaşan — Slav. kanı ile izah etmeğe çalıştım. - Bu ihti-| lâtın pek kötü bir netice verme- #i çok ihtimal dahilindedir. Böy- le olmakla beraber bu elim ve farık vasfi ancak kısmi surette) izah edebilir. İngüterede bir Gestapanun — vücüd. bulmasını akıl alamaz: Neden Alman mil- detiitaata alışmış. ve disipline müstaki olmakla beraber. bu | Gestapo — üsüllerini tabil — di. YE — kabul etmeseydi ve bina enaleyh onlara tasvib ve takdi. re değil de âdeta müsamahaya varan bir Jâkaydi ile” bakmar| saydı neden onun üsüllerine ve Türk Rumen ticari | münasebetleri — | tamamen asılsız olduğunu - bil- dirmiştir. Yunanistana karşı; petrol ih- racatının memnuiyeti bahsine #gelince, bu da siyasi değik Fi bir auitefehhüm - neticesidir Faasen bu suitefehhüm de - ta- mamen bertaraf edilmiştir Bükreşten gelen haberler Bükreş, 11 (aa.) — Reter: Rümen. petrol makamları, Yü manistana petrol mahsülleri ih Tacatının men'i hakkındaki / va: ziyeti yeniden tedkike tâbi tut- muştur. Bu petrol mahsüllerinin “yeniden ihracının önüne geçmek üzere Yunanıstanda - icab eden kontrol. vazolunduğu — takdirde öğrenildiğine — güre, Rumanya Yunanistanın normal ihtiyaçla- rını karşılamayı kabul edecek tir. Bu suretle, yukarıda. bildiri- len kadar Yunanistana yapılan pet- rol ihracatında ancak ufak- bir inkıta olacaktır. Rumanyanın - Türkiyeye pet- ol ihracatını menedeceği hak. kındaki habere, bükreşte inanıl. mamaktadır. Bükreşteki resmi mahfillerde söylendiğine göre Rumanya son kliring anlaşması mucibince, on iki bin ton pamuk | mukabilinde Türkiyeye petr vermeyi taahhüd / etmiştir. Ve bu anlaşma tatbik olunacaktır. | e ymtrolün ” hazırlanmasına zalimliklerine tahammül edecek- Gestapo zaman kalkacaktır. Fakı #usunda beni hâlâ pek mütecesif| eden ve endişeye düşüren ci het Alman gençliğinin terbiye- Bi idi. Ben tahsil ve terbiye bah- kat vasati bir. Alman çocuğu- 'nün tahsil ve terbiyesi asağı, yukarı âtideki tarzda cereyan e- der. Altı yaşında, / ilkmektebe,| yahud köy mektebine gider. Ye- | di yaşında Hitler gençliğinin | (Youth) küçükler —— gubesine | yani Jungyolk'a / girer. Jung- yolkdaki terbiyenin büyük kıs- a bizim “Boy Seouta,, lara te- kabül etmektedir. | Fakat burada Nasyonal/ Sos- yalist Tuhuna göre siyasi kon- | feranslar da vardır. (Yani irk üstünlüğüne ve —milli” kifayete | dair konferanslar). Nişan talim- leri de yapılır. Çocuğun omuzu- 'na yedi yaşında iken tüfek ve- zilir. Osi dört yaşından, on seki- zine kadar, çocuklar için asıl Hitler gençliğine iltihak etmek smocburidir Burada siyasi ve askeri ter- biyeleri ileri götürülür. On se- kiz yaşında, altı ay iş hizmetini ifa eder. On sekir yaşı ile yirmi arasında Çyani iş hizmetini bi-| frdikten sonra) iki sene süren askerlik hizmetini yapar. Hayrete şayan bir hırsızlık - vak'ası hakkuk memurlarından ” Ke- 'nan vaziyeti görmüş ve âmir- | lerine malümat vermiştir. Sür'atle ea yakın polis mer kezine O malümat — verilerek derhal tahkikata ve takibata başlanmıştır. Polis çok geçmeden bu - çıkgöz hırsızı Taksimde dük- kân dükkân dolaşıp borularla muslukları satmak - isterken yakalanmıştır. | Osman Nui adındaki — bir açıkgöz, pek meşhur ve sabı- Kal bir harsızdır. Yakalancı. ) sırada borularla muslük- darı birakarak kaçmak iste- miş ise de yakayı - polisin & linden kurtaramamıştır. Cürmümeşhud. halinde ya- kalanmış olması üzerine der- hal zabit tutulmuş ve Beyoğ- u müddelumumi muavinliği: 'ne verilmiştir. Akşam geç vakit - yapılan | zerpusunu müteakib suçu sa- bit görülmüş ve tevkifine ka: rar verilerek — müzekkeresi kesilmiştir. Suçlu — Osman | Nuri de tevkif edilip tevkif- haneye gönderilmiştir. Bir ara kulağına hafif bir ök- sürük sesi geldi. Bu, / Müzeyyenin — sesi - idi. Hemen başını sola çevirdi. Üç oda ötede bulunan Müzeyyenin 'odasının balkönunda bir gölge gözüne ilişti. Bu her halde Mü- | Zeyyen Glacakti. Hafif bir ses- ie — Siz misiniz Müzeyyen ba- 'nim? diye sordu. Gölge kendisine doğru dön- — Siz de uyumadınız mi Bi dend. bey? — Hayır.. Uyuyamadım. Benim de uyküm - kaçtı. Şehri seyretmeğe karar verdim. Fakat böyle gece vakti dı- garıda bulunmanız iyi değil.. ©- — Omuzlarıma atkımı aldım. Müzeyyen. ufak bir tereddid Vaziyet hakkında | fikir edinmek için iölllkn vepi Ürüm el Gaatallll Belar n u eak ee Gizieak y 'Sinyer Gayıda'nın behaettiği- air Mahaletirde. Teka laka ”| Hlar da varı Göyaeya e İn.| Gilr ilaldarı Tekalliedir Çün. kü Almanlar — Avrupada, İtal-| Tz S ddi ah gel Tşae Ö reR Salk bee Herlrişen tebele aa bayatmama | Bu bir İtalyân sözüdür.. Aca- | ba doğru u yanlış mit Bu| babda bir kanaat peyda etmek için sakın İngiliz iddialarına Bakmıyalım. Çünkü onlar fena | bi vaziyetle İler, yek tabillir Hrmlla y Kaf sabi ae BELASMZ Hd l ae İ t Bu hakitatler ins Gaydanın özin ukab dN NU | da Almanlar, " İngiliz toprakla- | Tana girmek göyle dürsün oraya adım atmak teşebbüsüne bile ce- | arct edememişlerdir. - İngiliz | adaları Gaydanın makaleleriyle istili edilemez. Gayda düşman topraklarına girdik diye her gün bağırsa, hakikaten - girmiş almaları lüzım gelmez. Afrikada da İngiliz topraklar | yına girmek sözü hududdaki iki | ileri mbyzie girmekten ihbarettir. | İtalyanlar burada dirlerinin ba. İ gözülmüş bir hakle durmak- tan başka- bir şey yapmıyorlar. | Daha, Misirda hakiki müharebe| yaşlamamıştır. Bir devlet, mü-| harebeyi mutlaka - hudüd üze. rinde kabul “etmez.. Müdafaa| hatları çok gerilerde bulunur. ve ilk taamruır eden taraf hudud - dan bir parça içeri girebilir. Bur lir. Fakat hiç Bilmeyenleri aldatmak yaziyeti iyi olsay- dı, İngilirlere karşı bir üstünlük temin etselerdi. en maruf telâk- | ki edilen muharrirleri böyle e- Sassız hülyalardan ve teviller » | den mi/ imdad. umarlarda? İnc, kâr kabul etmez muvaffakıyet ve galebe vakıalarını ileri süz| rerlerdi. | başka ellerinden. bir şey gelmi yor. Gaydanin - iddiasına - göre İngilizler ümidsiz müdafaa va- ziyetinde imişler. Mademki böy ledir, 'e dürüyorlar? — Neden u ümidsiz. vaziyetler istifade | edip de İngilizlerin hakkından Eelmiyorlar? | Ümidsiz müdafaa vaziyetinde- ki bir devlet her gece hem ken. disini şiddetli tayyare - hücum- Jarına karşı müdafaa edebilir, hem Almanyanın hattâ- İtalya- 'nın her tarafını bomba yağmu runa tutabilir mi? — Ümidsiz devlet diye ona denir Ki Akde- nizde - güya, kocaman bir do. nanması olduğu halde bunü ne Telere saklayacağını düşünmek- 'den sonra sordu. | Kuzum sirde okunacak bir İstanbuldan. hareket eder- ken akklücele - bir kaç mecmun ve kitab satın almıştım. Derhal takdim edeyim. Bir red cevabi almaktan kor. kar gibi sür'atle balkondan içe Ti girdi. Bavulunu karıştırarak bir köşesine koymuş oldugu iki mecemua ile bir kitabı aldı Koridora/ çıktığı zaman kal bini garib bir heyecanın kapla: miş olduğunu hissetti. Ne olu. yordu? Ne vandı” Bütün yapa: cağı gey Müzeyyene iki mec mua ile bir kitab vermek oldu. u balde niçin böyle heyecan duyuyordu? Onunla; bütün gün beraber idiler. Beraber yemek yemişler ve gezmişlerdi. Bütür gününü omu tâ yanı başında 'ten ve muttasıl kaçmaktan baş- Alman kuvvetleri Tayinler n | Saüam, Satütümüt sate: Rumeg AtoP'.kıı' birimizden) — Sıhhiye Vekâle- da ilerliyor —| ü masaederinda " uagidali 1 incide) | makil ve tayinler yapılmıştır: Denizli/ sihhiye müdürü Dr. üzerine | Rifat Van sıhhiye müdürlüğüne, ileri sürülen| Ordu sıhhiye müdürü Atıf Çan: bir adamın umürü Grektörüüğel ları - shiye — müdürlüğüne.| tayini, gayri katünidir. ve Hol- | Hakkâri sıhhiye müdürü - Ha-| Janda, bunü resmen protesto et-| bib Burdur sihhiye müdürlü -| miştir. | iüne, Niğde — sihhiye müdürü Rumanyada İngiliz menfaat- | Naci Erzincan - sıhhiye müdür. lerini tamamiyle ortadan kal -| lüğüne, Müdurnu hükümet ta- | irmayı istihdaf eden Alman | bibi Naci, Bingöl sıhhiye mü-) propagandası, durmadan devam | dürlüğüne, Ankara / hükümet | KMT K hare | Gaküğt, l 2K z T KK ağansından | lahhiye müdürü Nazmi/ Muğ-| Berlin ve Bükreş hükümetle- / i4 sihhiye müdürlüğüne, Elüziz Ti arasında akledilen itiliflar | sihhiye müdürü Necmeddin Di Mucibince — Teansilvanyanın | yarbalar shhiye müdürlüğüne, (ilermanstadı) ve (Maduseh) / Ersincan mhhiye müdürü. Resit | gibi ekseriyeti Alman olan ge- Elâmg sihhiye — müdürtüğüne | Tirlerinin belediye reisi/ Bükren | Sıhhiye Vekâleti müsteşar mua. Mükümeli tarabenlen tapki GörÜ v Büam n aNN | İecek olan Alman ırkına mensub | Cti reisliğine, teftiş heyeti rekal bir kimse olacaktır. Osman İsmet sihhiye - müste-, İngilizler — Rumanyayı — | şar müavinliğine tayin edilmiş.- | terkediyorlar derdir. j Bükreş, 11 (a) — Revter: aa İngilterenin " Bükreş elçiliği, | mahflerde b mretle bloke edlimi bugün bütün İngilizlere derhal | olan Rumen matlubatımı 25 mülyon | Rumanyayı terketmeleri — hak- | Sterlin olarak tahmin edilmekledi kında talimat vermiştir. | Tramsilvanyn da Alman işgali İngiliz hükümeti de Rumen tehlikesi altında alacaklarını blake etti —| — Bükrek, 11 (aa) — Revler Nevyork, 11 (aa) DİNEB. :| Alman kataati bugün — Beagov'da| Londradan — öğrenildiğine göre Tagiliz hükümeti, İngilteredeki bütün - Rumen alacaklarını blo- / gema höçit bayraklar - dağılılmak- | muşlardır. Bambardımandan n ke etmiştir. iadir, Tamşararda ve Tuna lmanle. | Amerikadeki Kumen paraları — Tieden Bramiüe de. bucün Güman a Blanakldr. Yaş Tami| ehi Gillen Teansivasya sesi » ka bir gey yapamaz. İşte zıd haberler arasında ha- kikati azıcık olsun - sezebilmek | in tertip ve tatbik ettiğimiz usul budur. Okuyucularıma tav- Siye ederim: Her iki taraf ken- di menfaatine uygun, bazdn e- kassız, bazan / heyecan — verici, | bazan mübalâğalı, bazan da eksik haberler neşredebilirler . Alehitlâk hiç bir habere inanma- gınlar, prensip - olarak kendi a kıl ve mühakemelerini - kullar ıT ve yalnız müsbet vakti- Jara itimad etsinler. Hüseyin Cahid YALÇIN EMİL Bugün eğlenmek, kahkaha , et | muzlarından — tutarak — içeriye doğru itti. Kapı da kendiliği Htsederek geçirmişti. Böyle ol- | den açıldı. Ve Bülend kendisini duğu halde şimdi niçin kalbi ye- / Müzeyyenin odusunda buldu. rinden kopacakmış gibi atıyor |— Müzeyyen sadece * yatağının | du bağ veandaki hafif işikli kır Müzeyyenin oda kapısının &- / ni clektriği” yakmış olduğun. nüne vasıl olduğu zaman bir da- Pa çine T arm ği kika kadar dinlenmek ihtiya imde ü Dalkemma ka çını düydü. Biraz kendine ge- / pısi açıktı. Uzaktan dürmadan dince kapıya vürdü.. Kapı hei yanıp Sönen, göz Kirpan eleki men açıldı. Ve Bülend Müzey- / trik işıkları görünüyordu. — | yenin ince gölgesini gördü. Müzeyyen aasklı? — Bülend| Şimdi ve yapacaktı? Ne yap- malı idi? Kit 'ma pek bakamıyordu. — Yalnız| Pa Mecmuayı u- - üzerinde yerlere kadar uzanı zatıp kapıdan derbal - dönmesi| bir elbise ve omuzlariyle mi lâzım gelirdi, yoksa içeriye | sünü örten bir atkı bulundu girmesi ve uykusu — gelmediği, | nu farkediyordı belki de cami sıkılmış olduğu| — Bir müddet sensiz ve hareket- anlaşıları, Müzeyyenle — iki çift /| siz durdular. Bülend bir geyler ݆atması mi tcab ediyordu? | söylemek özimgeldiğini anlı u tereddüdünü / sevkitabilsi| yordu. Fakat boğazı halletti. İki kuvvetli kol kurumuş.- | öz söylemeğe teşebbüs İük bembalarının tahribatı ingiliz donanması Cherbrug'u bom- |: bardıman etti Çöeş taratı $ n Görülmüyüz. Gemlerlmle, görek he | Gt yaklaşırlen gerek hadel, kan | SEmeeLiZ Kalaa ae | Ka ea merveteriniz. söğaen Ka | Keleladiz. Va bi d hai e| | ölmemiştir. Chertourgda - düşmanın| sine rağımen, düşman, bahri mahi <| Tanda, 11 (a) — İngiliz bava| ilmişür. / Burada da hasar gören “antakalarda infilaklar mücaheder e- dilmistir. Çıkan iki büyük — yanaın| Hambur, 11 (aa — DONR. eler ve avlalar. Merabrolmaş vese| Hasara. Uşramlrı Bir mahablede 3 | N, 15 ağır yaralk Ve biz.çok da he-| Ka a Te Kalutalik. dizer bir müallede de| KN Bdebiyat — dünyasında — devir ZOLA | eeei — y . A ĞÜŞ ÖLMEYEN ADAM l Sinema Alemini yerinden aymalan bu şaheser Pek yakında (,  L E Sinemasında ; doya doya gülmek isteyenler sinemacılık âleminde bugüne — kadar yapılan en komik - film. ZORLA TAYYARECİİ ŞAHESERLER ŞAHESERİNDE TÜRK SKK ÖZLÜ FkAıvsız,şfh ORİJİNAL | ipek'te u Melek'te görmelidirler. Çünkü bu bir kahkaha kasırgası, neş'e menbardır. Bugün saat 1 ve 2,0 da tenzilâtl matineler vardır edeceği anda sesinin titriyece #ini biliyor ve bunu istemiyor. d Lükayd. görünmeğe çalışı: yordu. Bu ikici sükütü — Müzeyyen bord — Hâlâ sokak elbisenizi çe karmamıştınız.. Galiba gene di garı çıkmağa niyetiniz var? Yök canım. Hayır. . Biraz kitab okudum. Biraz da- Bak| kondan şehrin. işıklarını seyret tim, Yerimi / yadırgadığım. için| olacak hiç uykum. yok. O halde odamda - bir kac dakika- oturabilirsiniz. Elektri- yakayım. | Yakmayın! Böyle daha iyi | değil mi' l Müzeyyen ufak bir tereddüdi a geçirdi lrsiniz. - Şöyle otu- ru (Arkası var | ŞİMDİLİR Li OKdN Tek bacak' Mustafanın derdi SA 7 Dün bu sütunda tok bacakli” Mustafanın / derdini okuyanlar, bu zavallı Türk işçisinin uğra dığı felüketi öğrenmişlerdir. 'Tek bacaklı Mustafa, - Zonguldakta: Fransiz şirketinde kazan ustar 5 olarak çalışırken bir kaza ne- ticesinde ayağını - kaybettikten. sonra / kovulduğu — fabrikadan tazminat alabilmek için mahke- meye müracaat ediyor. Muhar keme 6 sene/ sürüyor. Fransız girketinin bir sürü avukatına karşı zavallı Türk işçisi tek başına hakkını müdafan etmeğe | galışıyor. Fakat neticede mağ- Jüb oluyor. Ve beş para tazmi- | nat alamadan davayı - kaybedi- yor. Fransız sermayeli şirketim. yüksek- ücret alan parlak avur katları, tek bacaklı Mustafaya 'on para tazminat verdirmemek için kanun maddeleriyle birer virtiyöz maharetiyle oynamağa ve bü muazzam müvaffakıyeti göstermeğe muvaffak olmuş - lardır. Evet, neticede altı sene süren bir didişmeden sonra tek bacaklı Mustafa, hayatının en kaymetli bir uzvunu / uğrunda feda ettiği bu ecnebi / şirketin kapısından / gözleri” yaşlı, cep- deri boş, yorgun argın uzaklaşıp Eidiyor. Buna benim aklım eremiyor. Nasil oluyor da bir işçi, calışt &i fabrikada, iş başında uğradı. &i bir kaza neticesinde bir ba- cağını kaybettikten sonra ken- disine beş para tazminat verik mmeden bu mücsseseden atılabili. yör? Bu kususda işçinin kaba- hatli olabilmesine imkân ve ihe timal yoktur. Aklıselimle dü- günecek olursak — bu hâdiseyi haklı — gösterebilecek tek bir mazcret bulamayız. Niçin? Mustafa ayağını istiye istiye mi makineye parçalattı, yahud ateşte yakta? Çıldırmiş bir a- dam olmadığına göre buna im- kân yoktur. Dikkatsizlik mi? İşte şirketin parlak diplomalı avukatlarının bu bedbaht işçiyi Mmahvetmek için bulabildikleri mel'an . kelime Cambazlığı bu olacaktır. Dikkatsilik “ne de- mektir? Kazan ustası Müstafa Kimbilir he ağır şerait - içinde” çalışıyordu. — Beşer takatinin fevkinde çektiği - yorgunluktan bir saniye başı döndü, ayağı sürçtü ise, bu bir saniyelik gaf detini sağ bacağı ile ödemesine rağmen, bunu kendisine beş pa- ra vermeden Sokağa atımak için masıl küli bir sebeb addedebili- nasıl kâfi bir sebe addedebili Bu davada, muazzam bir hak- mazlık vardır. Elimizi vicdanımı za koyzrak düşünecek olursak bu neticeye zaruri olarak vasıl olmak / mecbüriyetinde kalırız . “Tek bacaklı Mustafanın derdi, misalleri belki de binleri aşan Türk isçilerinin bir derdidir. 'MURAD SERTOĞLU Sıvastopolda hava (müdafaa tecrübe- leri yapıldı Moskova, 11 (a.a.) — Reuter ajansı bildiriyor. Sivastopolda hava tanrruzla- vına karşi pasif müdafaa ta - dimleri dün nihayet/ bulmuştur. Bu tecrübeler. Üç gün sürmüş - Leningradda ve başka yerler de yapılan diğer tecrübeler e. da alâkadar hükümet ma- kamları hakiki hava/ hücumlar rında intizar edilecek vaziyetleri ihdasa gayret etmişlerdir. Japon donanmı H .

Bu sayıdan diğer sayfalar: