“SAÇ MERAKLISI,, Yazan : Mücellâ YAKAR — Hayroln Maeid, - böyle teliçli” Relişh nereye gidiyormm?” Tstiklkr gendesinde iki arkadas karçılaştılar. Hüncid, arkadaşının merakını gider- mek İçim sinirli, sinirl - konuşmağa Başladı — Sorma birader dedi. Şu son gün- dende öyle dehşetli bir sinir buhranı Eesiriyordum ki'ne sen sor nede Ben söyleyeyim. Macid mıstu, arkar daşının da merakı bir kat daha art &. Macidin koluna girdi, birkaç ar dim biç konuşmadan yürüdüler fa> Kat arkadaşı daha fazla dayanamı. yarak sordu: — Kurum allahaşkına, pek iyi aa kiyamadım, seni böyle - günlerce ü zen derdin sebebi nedir. bana anlar tarmısın Macid biraz düşünükten sonra: Pordiciğim diye hikâyesine baş- hdi. Bilinsin — ben ötedenberi, saça gök meraklıyımdır. Ve bu. merakım | Şüzünden / başımı hâdiseler gelmiştir. fakat bu sonuncusu hep- inden netameli çıktı. Ve eskilerin Üzerine tuz biber ekti. Malüm ya benim cski ödetimdir. Hangı kadını veya z görsem evveli saçına ba- karım, eğer saçı güzelse, 0 kadın. Ö güzeldir. derim | Bence kadın güzelliğinin en büyük ayanı saça vermelidir. Na ise çok ur Astıp ta senin canimi sıkmak - iste | mmem, asıl ben kendi derelimi anlata- | yım Yoldu bizim Turgnda - rastladım, hoşbes ettikten sonm bana bir dar Ha ki hafta benim yaş günümü ya- Pacağız, sen de gel, diye davet etti. öki dost, batımını kırmak olmaz Giyerek söylediği gün gittim. Keşe keayaklarım. karık olaydı a: gide. mez olaydıra, ne ise, oldu bir kere, Ev epeyce kalabalıktı. Hemen Şişlinin en Hüzel kadimı ve kızları, orada idi. Turgid beni genç ve güzel bir kız. | İ tanıştırdı, hoş bunu ben istemiş | fim ya, sira kızın gayet / güzel saç. Jarı vardı. Yüzüne pek yakışan bir gekilde taramıştı. Kumral rengi sa- çına bir kat daha güzelik veriyor. u. Geç !vakite kadar hiç durmadan Gansetik, Akşamleyin ayrilirken bir dahn ki hafta için ondan bir rande vu istemiştim kabul etti, bembeyaz e- Tinin küçücük parmaklarına ufak bir. Base kondurarak ayrıldık. Aradan bir iki hafta geçmiş dostluğumuz. da ilerlemişti. Ve benim kırk yıllık şikâr gibi Rezana görülden tutu- Kumral saçları gönlümü doyurmuş. fbu. Fakat neye yarar. somu iyi çık- madı ki, bundan bir ay/ evvel bir. akşam evime geliyordum. Önümden. Aaçık sarı saçlı bir kadın koşarak bi zim apartmana. girdi, ötedenberi sa> m ve siyah renklerden nefnet ede. rim, biç istifimi bozmadım — merdi.. yenlerrden çıktım. fakat o ne, yar bancı kadın bizim kapıyı Tuzl hazlı Çalıyordu. yanına yaklaştım, gevrek Bir kahkaha kopararak bana döndüü, işte o zaman sanki beynim bir gra- hite çarpmış gibi sersemledim. Re> zan karçımda ellerini yeni boyattığı — Hamburgiu, fakat Viyanalılar dan bile iyi vals oynuyor kelimeleri garptı. Muvaffak oluyordum. O dansdan sonra her dans başın da önümde bir çok erkekler eğilmeğe başladılar. Ben memnüniyetle hemen hemen her dansı kabul ediyordum. Bir ara gözüm Thod'a ilişti. Muhte- gem büfenin bir kenarına — çökmüş, bir tarafdan ihtiyar dostile durma - dan konuşuyor, bir tarafdan d ar. saçlarında gezdirerek bana gülüyor da. Eve girdim girdim amma aklım dü başımdan gitmisti. Rezan hiç oe Tah olmuyor, hak ne güzel - oldum değil mi diye, gımarıyordu. — Gayri Ahtiyari elim ittim. ve Saçını eeki rengine sokuncaya kadar; gürüme gözükme - dedim. Ve 'evden çıktım. O gün bu gündür ber Kaman telefonla karımla temas er-i yor, vaziyeti soruyorum. O hiç oralı olmuyor daha düzelmedi diye benim. he alay ediyordu. Nihayet bu sabah kararımı verdim. e telefon açtım gayet sert bir lisanla” / Rezan des dim, tam bir ay olayor evimden u- zak bir yerde bulunmanın / azabını, gekiyorum. Bana karşı çok fena bir oyun oynadın, ve yetişmiyormuş gi- bi hiçbir af talebinde de bulunmuyor #un, sana son defa söylüyorum. Ya açının boyasını sildirir. eski baline koyarsın veyahutta beni artık ebedi. 'yen. görmezsin. Bana ne cevab verse beğenirsin. “Macid bey bana nezaketle, ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gi dersin sözünü hatırlatmak istiyorsu: 'muz, öyle ise peki, ben deve güt mek istemiyorum, ve evinizden ya- rındar tezi yok gideceğim. Ve çat diye telefonu kapadı. Şimdi sen söyle Perdi ben ne yapayım, ya o beni bi rakıran. beni nasil / yaşarım. Macid' Çok mütcessir görünüyordu. arkada- | Si döndüğü kadar onu teselli et- Gi ve biraz sonra ayrıldılar. 15 gün sonra yine sokakta Macid Perdiye rastladı, ve karısı ile. aralı Tındaki- anlaşmamazlığın — geçtiğini #üyliyerek evine davet etti. Ferdi genç kadının elini öperken hayretten Bözleri faltaşı gibi. açılmıştı. — Zira genç kadının tatlı kumral saçlarının yerini koyu siyah bir nenk kaplamış. *a, ve genç kadın bu koyu - saçların altında da yine çok güzel gözüküyor- du. Fordinin hayretini sezen Macid yavaşça yanına sokuldu. Ve kulağına kasık bir sesle: fağmurdan kaçarken — doluya tutulduk. Dedi sarıyı kumral yapa- yım diye koyu siyaha boyamışlar. Karacabeyde pancar zeriyatı Bursa (Hususi muhabirimizden)— Büyük bir seylâptan kurtulan - Ka> racabey ve havalisine ne ekilme çok #güzel ve bol bir mahsul almdığı ma- dümdür. Bunu nazarı dikkate alan geker fabrikaları şirketi Karacabey- de 7000 dönüm — kiralamıştır. Bu maksatla geker Şirketi Kamcabeye bir mıntaka âmirt ile iki fen memu- u, bir kontrolör ve bir de seyyar zi raat müdürü gönderecektir. Geçen sene Karacabeyde - teerüi - beler yapılmış, kazada ve- köylerde pancar ekilmişti. Bundan çok müs- bet netice alınmıştır. Burada yeti- gen pancarın. şeker üsaresi / yüzde Yirmi iki, onda üç olarak bulunmuş- fur ki; bu miktar Türkiyede hemen hemen başta gelen bir. verimdir. Şirket kiraladığı araziye dünüm bar #ına 6 lira vermektedir. Bu sayede köylü bundan çok memnun olmak- tadır. — Hayatımda sizin kadar güzel danseden bir kadına tasadif etme - dim. Kendimi kollgrından biraz sıyır- düm. İçimi çektim — Neye yarar ki? Bu tavrımla, alâkadar oldu. Bemı| Bözlerimi sabit bir noktaya dikerek konuşmakta devam ettim: — Dansetmeyi nasıl unutmadığı: ma bill şaşıyorum. Thodla - geçen Ka arkaya içki kadehlerini boşaltı - | Hayatımız o kadan can sıkıca o Kadar yardı. yeknasak ki. ne dans var; ne eğlen Sabirsizlikin - bekle Ge var. sadece geldi: Yüzteşi Beder önümde e » Başımı Tüodün — dürmaden içtiği T Bmen dama başladik. O 6i | asaya çerirerek oe Şaktım. İ SOit dene ediyordu. Kendimi çok | der de beni taklid ctti. Sonra devam © d ha başıma, biraz tazia yakı | SÜD b Tei Onun için hayat, aadece içmek. 9 | Bir genç kadimın ne istediğini ne cevab verdim- | haza elimek ağlına bile gelmez. Fi dar deği kat ben de neler söylüyorum. Affe. sesaret aldı. Beni, kete | dersiniz. Size tallüku olmayan şey. a biraz daha fazla çektir | lerle belki de camınımı ait YENİ SABAN | Merinas yetiştirmesini istihdaf eden | Büree mintakasında bü sena kışın gok şiddetli. ve devamir yağmurlu #itmesi Karacabey ve M. Kemalpasa kazalarının kzsa # ietililarına uğraması bu mıntaka kayvanatının shhatleri kadar ba: Vyatlarını da tehdid. etmişti. Seylâb | felüketin yüzünden bir taraftan aç. Jik, diğer taraftan soğukların tesi- iyle bayvanatta safület / başlamış. *a. O eivardaki Merinos koyunların- da bumun tesiriyle uyuz hastalığı da Zabıtam kömlsyonu bu kastaliğın da- ha fazla intişar etmemesi için bit ko. misyon halinde ehemmiyetli ve müs- tacel tedbirler almıştır. Üç aydan: Beri Yenişehir, merkezi M. Kemalpa- a ve- Karacabey — mintakalarında Mmütemadi faaliyette - bulunan bu v- | yuztarama baytar ekibleri 82 köyü | aye ayrı gezerek bu köylerde mev. | cud' olan 80881 koyun ve keçiyi bi- | rer birer muayene ettikten - sonmn hastalık bulunan mahallere el konu- Jarak kamuni ve fenmi tedbirler alin. anıştır. Baharın yaklaşması ve havaların da çok müsnid gitmesinden istifade eden halkın; elinde bulunan bütün bayvanatımı hastalıksız olarak yak- Jaşan Merinos tohumlnmasına arz- etmesi için alınan en mühim tedbir. lerden birisi de vilâyet mıntakasın. dh bulunan uyuz koruma sabit ban- yolurının mayıs 10 dan itibaren fa- aliyete geçirilmiş ve bu / banyolara memur ve baytar ekibleri gönderil miştir. Bu ekibler tarafından bazırlanan. banyolarda halkın - bütün hayvana- t parasız olarak banyoya tâbi. tur balmaktadır. Diğer taraftan her şehir bu mın- takada çıkan ve koyunlar arasında büyük telefata sebebiyet veren şar bon bastalığından kurtarmak- ve memleket iktisadiyafanı - büyül za. rarlardan korumak / için mart son- Jarma döğru villyetin muhtelif kar zalarında memur ve baytar ekibleri tarafindan — başlanan — Profilaktik, Antraks “şarbon hastalığına karşı İ aşn aşısı tatbikatı 'devam etmiş ve #imdiye kadar da 100 bine yakın ko- yun, keçi ve kuzu bu aşı ile aşılana- rak şarbon hastalığına karşı muaf kalınmıştır. Halk, Cümhuriyet hükümetinin candan ve allikali yardımından dola- yi gükran Hisleriyle sevinmektedir. Çelikpalas açılıyor Bursa. (Hususi muhabirimizden) — Çelikpalasın yeni müdürü Tayyar Akkeskini, bugün Çelikpalastaki bür Fosu başında ziyaret ettim ve ken- disinden otel hakkında izahat aldım: “— Bu yıl seyyah akınları cenebi memleketlerine — gidemiyeceklerdir. Onun için bu. grupların memleket dabilinde seyahat edecekleri - gözü- nüne alınarak, şehrimize- gelecekle- rin istirahatlerini temin - için idare heyetinin vermiş olduğu karar mu- cibince otel yanındaki bina'da- gelen misafirlerin istirahatine tahsis edil. Beni kollarında daha fazla mkti: — Bilâkiş, bana karşı göstermiş olduğunuz bu samimiyet beni çok mü | tehassis etti. Her şeyden evvel bir Irkdaşımla tanışmış olmak üzerimde | sonsuz tesirler biraktı. Benim de an- 'nem Hamburgludur. Onun için Ham. burglulara karşı hususi bir sempa, tim vardır. Erkekler ne kadar çabuk avlana- biliyorlardı. Reder kendisile konu - İ ahi beş dakika bile olmadan hemmem, | Hçmen nerede ise bana ilânı aşk e decekti: — Çok yorüldüm. Soğuk bir gey içsek — Banredersiniz. Bursada hayvan hastalıklarile mücadele Halİz, hükümetin gösterdiği yardım | ve alâkaya çok müteşekkir Baraz (Hüsus muhabirimizden)— | dan banyosuz. 150, banyolu ise- 200 famlalarta büyük | görülüyordu. Vilâyet hayvan sağlık | K Tn I ban Estağfirullah oğlum!. Sen de bir pehlivansın, sonra babanın cke meğini yemişimdir. Sana iyilik ob- #i diye böyle yaptım. — Bap iyilik etmek istiyornan, Adalıyı bana ver? kuruşa kadar ucuz bir fiyatla yatak- | — — Bu iyilik olmaz, kötülük olur. far ihzar edilmiştir | Deyinca, Mümin sinirlendi, ada - Ötel fiyatlarına - gelince; geçen | hiyr tutmak isteğindo-lerar etti. © geneye nazaran Çok ucuzlatılmış - | vakit ihtiyar Cazgır, müdahale eder fr. Banyosuz tek yatak fiyati/ 3, | tarada: banyolu. ise 5 liraya indirilmiştir. | — — Oğlum! Kara Osmanı meydan- Çüft yataklı odalar ise B lirayaindi- Ülka ode üyetiani Ö ai öeme | ve nazaran ucuzlamıştır. Tavelam gögei:. müzelü Bkecel! bahçenin açılmasını maalesef biraz | Beciktirmiş ise de, açılma içinei ha eee demam alieküslir. l Bi Hazirandan itibaren muzik e- | gaje edilecek ve ayni günde bahçe de Misalirlerimize açımış bulunacak: Enrsada tütün satışları Buraa. (Elususi mühabirimizden)— Mintakamızdaki “tütün satışları bi miştir. 400 mahaulü 938. senesi tür tünlerine nisbeten yüzde altmış ka. dar fazla fiyatla satılmıştar. Bu Seneki satışlar çok hararetli ve ati | €a addedi de geçen seneden fazla ol | dan çıkarı bir görtün.. Ondan sonra istediğin kerdi kendine meydana - yağina gelir, dedi. Çolak Mümin, ihtiyar Cazgırın ken düsine itimad etmediğini sezince. — Kara Osmanı, meydandan çi karamıyacağımı mi zannediyorsun? — Vallah bilmem oğul! Eğer, nu meydandan çıkarırman o vakit Ada- ha karşındadır. Deyip lâfi kosti. İtiyar Cazgır, Çolak Mümitin öyle kolay kolay Ka- 'a Osmanı ortadan çıkaracağına ka- | aati yoktu. Kara Osman, Adalıdan bir gömlek açağı idi. Lâkin pehlivan oğlu pehlivandı. re hatalamıştı. Diğer hep berabere kalmıştı. Yani Adali Hali, Kara Osmanı, gacını bükme meydandan güreşlerinde çıkarmış Muştur. Bu vaziyetten. - tütüncüler, Gok memmindür B sebeble çifiçi | değildi. İtiyar Casgırın söylediği önümüzdeki sene için geniş hazırlık- | değrüydü. — Jar yapmakta bir çokifirmalar gele- | — Eğer, Çolak Mümin, Kara Osmam mağlüb ederse o vakit Adalı Halil, | bilmecburiye kendisine rakib olacak- &. “Adalı Halil, Çolak Müminin, Ka- ra Osmana e. düştüğünü anlayınca lerek. Filibeliye şunları söyledi; — A bel Bu, molla çildırmış be ek aa larendan tütünenimn almı Yünnimdiden, karan vermişlerdir. — | Bursada yol inşaatı Baree (Eastaf) — 19 aydanberi | yapılmakta olan. Bursaminı en iş- Tek caddesi olan Altıparmak yolu bir aç güneledar sene ermiş: bakna: cüktir. Yeni belediye reisimiz - | Ki be? dedi. vukat Sadık Tahsin Arsal, banyo | gu ada Kara Osr banyo | — Ba, sırada <man yanlarına geevsiminin yaklaşması döleyisiyle | çelmişti. Yüzü gülüyondu. Çünkü, Bu yolun sür'atle yapılmasını müte- ahhide bildirmiştir. Bursada iki zehirlenme Bursa (Hususi muhabirimizden)— Bursa gazetesi makinisti Kümil A- talın kardeşi Orman Mektebi talebe- sinden Remzi, pazar günü akşamı Mezunen evine geldiği sırada sabah- leyin kahvaltı yaparken yediği pey nirle zehirlenmiştir. Kızkardeşi Rem ziye de ayni süretle peynirden zehir- kendimie Çalak Mümin düşmüştü. kalından tutarak mağlüb edecekti Adalı Halil, Kara Oemana h | ben: — Ulan Kara... İşin yolunda bu: gön güreş değil, oynaş yapacaksın? dedi, Kara Osmün, keyifli keyifli: — Eh! Allah bur. Talihimiz var denmistir. Her ikisi de derhal tedavi | T5 — Gazgira, düzet.. eeei — Mhtiyar; her vakit korur beni. Üğ Kozlar mahalisdinde Dereso- | Z Kağında 7 numarali evde otüran ©- | T eli der dektrikçi | Hümü ile karısı kapıla - | rından geçen bir seyyar satıcıdan al diklari yarım kilo peyniri yerlerken | iki çocuklariyle birlikte zehirlene - rek memleket hastahanesine kalıdırı!. amışlardır. Polis tahkikat yapmakta - — Ulan Osman, öyle keyifli keyif/ Ti gölme., Bu, softalar tens olur ha. Deyince; Osman: — Ne kadar tems olau, ne yapabi- Hi be! dedi. Ve, elini havaya kaktırarak — Tehey! Şuncaz kadar adam bet Diye alay etti. Filibeli, Adhlı, Kar va Osman öyleaçık konuşuyarlardı. ki, bunların konuşmasını hem Caz> #r işidiyordi. hem de Çolak — Mür Mümin, hiç ses çıkrmıyordu. Alla- ha rabti kalbeylemişti. O, Kara Os> manı meydandan çıkardıktan sonra, yarınki: / final güreşinde Adalı ile karşı karşıya gelmeğe azmeylemisti. Mümin, / derdliydi. Adalr Halik omu insan ve pehlivan yerme koyup kahvede ensesini bile/ ölçmemişti. Şimdi de kazanı dibinde aleni alay e diyondu.. Hiner büyüktür Lâkin müs tevekkil dürüyordu, deklarim evvelce yazmıştık. Bu kere eğitmenler İzmir civarında Eğridir. de açılanı dağelik kampında - staj görmeğe davet edilmişlerdir. Yurdun her tarafına dağılmış e- dan eğitmenler kampaiştirak etmek Üzere bu ayın yirmisinde Eğridirde bulunacaklardır. Kamp yirmi gün 1 eyler söylemek istiyor. fakat çeki myordu. Nihayet konuştu: | T Zeveiniz fena olmuş — Galiba biraz fazla iemiş? Telüşi yetimden fırladım. Halkı yararak Thod'ün - yanına - koştum. karul uyuyordu. Hemen bir elimle başımı tuttaum: — Aman yarabbi şimdi ne yapa - Ah bu Thod! Her zaman böy le bir skandal çıkarır. ayırıldık. - Büfeye | doğru ilerledik. Birer kadeh içki tik. Karşıdan Thodin göz göze gel dik, yüzü kızarmış, gözleri yumul - Mmuştu. Belli idi ki adamakılı sarhoş olmuştu. Başını hafif hafif salhya - | — Kulağımın dibinde yüzbaşının rak gülümsedi. Sonra otunduğu is - | Si duyuldu: kemleden mrt Üstü yere yuvarlandı. Merak etmeyin madam, Şimdi Gürültü Üzerine herlms o tarafa | her sey düzelir. Koşuştu. Ben sanki olan bitenlerden | — Sonra iki genç müli t et babersizmisim. gibi: ti. Rep birden T Ne oldu? | dişam çıkardılar. en d Diye sordüm. Reder | kib ettim — Bana bir saniye mümnade eder- | — Aşağıda küçük bir odaya girdik, geniz, derhal anlayıp geleyim, dedi. | arkamızdan bir de dokt n Ve yanımdam uzaklaştı. Tod'u müayene eti Birar sonra yanıma - dündü. Bir Merak edecek bir şey yok m İ isi kolaydı. Softayı bir iki elde sa- | ALİÇONUN s GURE&LEYLH YAZAN : M. Sami KARAYEL Nihayet, davul zurnalar durdü 2 Cuzgir artya çıkarak, eç — tutmuş pehliyanları ilân eyledi. Kara Cumanın da Molia Müminle tutuşacağını — söyledi. — Seyirciler, Moliaaım, Kara Osmana eç olamıyan cağı kanaatindeydiler. — Yüzde yüş mağlüb olacağına emindiler. Cazgır; pehiivanların - menakibin akurken, Kara Osmanin Mümine m4 Te gelince, Osman için bir çok meda hiyelerde. bulundu. Mümin için de yalnız. şunları söye « — lişte, buna da Molla Mümin dere ber. Okkası hafif, kolu çolak ise do dinamit gibidir. Onman, hasmını za- yef görme, sakia kendini şak küne tesinden.. dedi. Güreş başlamıştı. Seyircilerin gör İ z Adalı Hai ile Filibetide idi. Kar ra Osmanla, Mümin hocaya bakam bile yoktu. Çünkü herkes emindi kil Kara Osman, Mollayı benzetecekti. Binaenaleyh, onların zevksiz güre. eee n e | Kara Osmanı meydandan çıkarabilir | gini takib etmekte müna bulanmyore lardı. Peşrevler başladı. Kara - Osman; kendinden o derece emindi ki, çırpı-. zarak peşrev yapması bile kısırdı. Hemen tutuşup hasmının işin bitir. mek, yerine çekilip istirahat etmek Molla güreşe aşkla bağlı olduğu' içim, buzur peşrevi yapıyordu. Sağa,| #ola çırpımyor ve sıçrayordu. Fakat Mollamın bu şahlanması ve, çırpınması seyirciler üzerinde aksi tesir husule getirmişti. Herker Mollanın meydanda bir kö- çek gibi oynamak istediği.. — fakat| | çok gremeden hasmı tarafından çire fınip oyaamasının geei çıkartılacar aa emindi. Kara Osman, çırpınmasını bitir « miş, Mollayı bekliyordu. Molta, ora- Tüaf yıkıklığı yende sızmış, horul | larda değildi. Ceylân gibi ayak baş| parmakları üzerine dikilmiş iki tara-| fa yaylanmrak sçrayıp uzayarak tat- h bir peşrev yapıyordu. Helâllaşmalarda ilk ense enseye) gelişte ve ense bağışlayışta Molla- hin dürüşü ve çalımı ihtiyar enagırın. göründen kaçmamıştı. On binlerce seyirei içinde Molla - 'nın güreşini takib eden tek bir kişi vardı. O da ihtiyar cazgındı. Cazgır, Maollanın parmakları ucü- 'na kalkarak yerinde ve cazibeli bir. sürette yaptığı pesreve bayılmıştı. Hele, el enseye gelişi, el ense bağ- Jayışı ihtiyarı heyecana getirmişti. Cazgır, Mollayı, Armavud oğluna benzetmişti. Arnavudoğlu gibi peşrev yapıyor. du. Omun gibi tetik ve atikti. Yine o- 'nun gibi ense Bağlıyor ve hazıının üzerine geliyordu. Cazgır, Çoluk Müminin hetillaş - mağn kadar olan gösteriş hareket- lerini beğenmişti. Hattâ, yanında bulunan eeki peh- tivanlardan Loftalt Sürı Ahmede: — Sarı, Mollanın peşrevini gör - dlin mü? dedi. Halbuki, Sarıt Ahmed de Mollayı Bakıyordu. / Molinin peşrevi ense bağlayışları, hasmın üzerine gelişle- Ti muzarı dikkati cetbetmişti. Caz - girin sözlerine derkal cevab verdi. — Ben de ona bakıyorum. ne gü- zel peşrev yaptı be?. Hele ense bağ- Jayışıma” bayıldım. /dam? dedi. Zevciniz biraz fazla iç- miş. — Kendisini ayıltmağa imkân yok muz. — Maalesef. — Kendisine gelmesi içim en az beş altı saat uyuması Tüzımdır. Ben küçücük mendilimi bursuma götürüyor. ağlıyordum. Reder beni | teselli etmek için büyük bir şeyret gösteriyordu. Fakat ben wsrar edi - yordum — Ali bu Tnod! Koca bebek! Bir daha seninle bir yere gitmem için yalnız başıma bilmediğim bu yerler