Sayfa DARUŞŞAFAKA | M'“w;nj Memlek_ete bînlercç y_oksuldan bin-| :: “Türk yetimlerinin talim ve terbi. | zarelen Aakee d yesi için kurulmuş yüksek bir irfan | aa L yalüz bi Abidesi olan “Darüşgafaka,, nn 67 | ü h A l aa nn Ânci tesis yalı münasebetile geçen | Ğ TKayül ilemi Cei tüi Hafta yapılan merasime eski bir me- | z G viküli e aai aa l Zin safatile ben de iştirak ettim. —| a K 16 HADK Aye Ca orkeninam (e Büyükten küçüğe sevgi, küçükten | torahim Özcür. büyüğe saygı hislerile dolu kalbler - | cuşma Çrurü Bilgik ve vev- den taşıp dökülen anmimi bir tezar | hür içinde eski hatıraların sürur ve | inşirahını canlandiran hayali bir lev- | ğ hanın manevl temaşasilo bir daha 1920 zik: Famıi heyeti ermesti heyecan oldum. Oradaki sa- | İ f 2ü16 Komuşma (Gümün meseleleri Mimiyet, orudaki ülfet ve muaşeret | Ü ŞAİ © gün haz ve gıpta ile görülecek bir tecelli idi. Geniş ve uzun koridorlar- Ü ee 'a gahyen her eee bir mmimi ta - ü irsek öekam GYi Kambiyo. hassüsün ifadesi oluyordu. Küçük - B lerin el öpmesinde, büyüklerin sar * l üeen v maşıp kucaklaşmasında urun hasret | ve iştiyak günlerinin bitmesinden mü 7230 Hüi Curbana (PL) (aat devellid engin bir sürür. ve inbisat a ada yülna aa ” len vedanie) Yetmiş beş yaşla yirmi yaş ara - sanda teballf eden ihtiyar ve genç Mezunların yine ayni sakaf altında, ş Bugün KAHKAHALARLA y sıralara oturarak ve ayai sami İ İPEK Hşzoııâ:f_aYNEm Sa ea |Muallim GündüzNadir|) — eeet Ş lemiyen mahayyel ve maneri bir e E OLİVER HARDİ han manzarası arzediyordu. ve ziyaret ederiz. Onun “içindir ki Ğ Ben elliyi bulan yaşımın otuz se- |'mekteb hâlâ bizim için en müşfik bir geramlle kaşfiklldü büt ÜÜ Şiğeklin 'neye yakın bir zamanını muallim 0- W ana, hocalar manevi bir baba ve her TÜRKÇE SÖZLÜ İarak'hep mektepte geçirdim. Leyli | talebe de birer öz kardeştir. Orayt Ve ehari mekteplerin hususiyetle - |/ siyaret ederken anamızın kucağında: F [ I D K U File bütün meddiyet ve maneviyeti. | ki mcak havayı teneffis ederiz. Onun. min her zerresi her çeşid intsbuları | adımı anarken kutsileşmiş bir. mev kana kanm tattı ve duyduü. Vefa, sa- | cudiyet — bafızamızda / canlanır. ve. Büyük taklidli- komedi Biniya, muhaboet büinekteplerin | "Darlşenlakar, yi topluca ziyazet ot Ga ll veafarindandı: dâkin “Da- | tiğimle gün, “üünc fariman, mi ea |İİ Mejrete Kraka önünde yapdan rediesüllir “3 kımlık Büyük Harb Tüsgafaka, nın'havayi manevisinde | etmiş müminler gibi bütün günah - Fimd, ve yeşi ZON ÜNT üieke Bu mekteplerle kıyas kabul etmiyen | larımızdan silkinmiş bir insanı kâ Bugün sâat 1 ve 2.30 da teniilâtli matincler. bir üstünlük farkı vardır. Biz, oras | mil huzuru duyarız. a mektebi hakiki bir ana, hocaları | / — Bu, neden böyledir? Gönüllerimize (, Thtirasın ateşi.. Aşkın kudreti.. Kıskançlığın - iztirabile” çerçevelenen| hakiki ve müşfik birer baba ve tale- | hâkim olan bu hissin menşe ve mem büyük Pransız Filmi Beleri de aai ana ve babanın temiz | bar nedir acaba?.. Niçin ayni taha- kanını taşıyan birer öz kardeş telük- | süs başka mekteplerde, başka mek- n SY A K U PA" F ı R T ı N A Ki ederdik. Tlcın b yalnız mektepde | tep talebelerinde - yoktur da yalnız Okulduğumuz vakte münhasır bir key | "Darüaşafakallar,. a has. ve mün D aç bsak & açi eat Hiyet değildir. Nitekim mektebi biir. | hame bir keyfiyetiri. — ”"*; OGER DÜĞHENE'nin ikten ve hayatın bin bir cilvesile | — Aziz kari, sen de eğer bizim gibi | bacna “alarak . harici ülemin | öksizlüğün husranını çektinse, eğer | CONRAD VEİDT - SESSUE HAYAKAWA - MADLEN ROBENSON haır ve neçir olarak harici âlemin | sen de göderini bayata 'açtığın za MİŞIKO TANAKA gibi büyük yıldılarla yarattığı bu'his bizle ailinmez bir intba ha - | man imldeizlik ve husan harasile |N Sonsuz bir heyecan kaynağı.. Baş döndüren bir avantürün romanıdır. Tinde kaldi. Onun. içindir.ki” hala ieklelleli hir Bihe hayele ü | Bu şaheser bugün L Â L E sinemasında T Programa ilâve olarak : c 1 — Müttefiklerin bavada, denizde; karadaki hazb hazırlığı 1000 met- Telik muazzam türkçe film. 2 — Yeni Paramunt Jurnal Norveç deniz harbi. Bugün 1 ve 230 da tenzilâth matineler. “ geyaaaa! Bıgüin SÜ MER sşinemasında Dans, caz ve musiki filmi olup güldüren ve dansettiren ÇILGIN GENÇLİK Şaheserinde KEN MURAY — KATHLEEN KANE'nin Meşhur 'TED WEEMS cazı ve DANSÖRLERİNİN - iştirakile yarı 've bütün modemn dansın parlaklığını sinema perdesine aksettiren Yeni SVVİNG dansını göreceksiniz Görülmiye şayan danslar... Dinlenmeğo seza şarkılar... İâveten: EKI MAFT JURNAL son dünya ve harb havadisler Bugün saat 1 de tenzilâtlı matine, Yazan : Fime ilâve olarak? İngiliz ordumu vasıl hüğirtiiyor. Nasil yetiştiriliyor) D Fakat zavalli ben. “D.— vapurunun gövertesinde, par cağım. maklıklara dayanarak, geride burak- Sana yazacağım Peritan. Nerede İ ği İstanbulun gurup' Tomnrarasına olaağumu dalme bileceksin Yalaız. | dalçın dalçim bakayı Bü lkacma bana, n yaptığın, h | “Bir hafta sonre, Franmaya ayak 'Tatini bildirirsin.. Eğer bunu da | basacağını, ve cradan da Asyaya | yolcunun gözlerine simsiyah geliyor- | mektub düruyordu. Hepsi de Periha: yapmak ister.cesen, Bekliyeceğim: | müteveccien hareket edeceğini dü- | d 'nın adresine idi, ve hepsi de kapalı bu da benim cezam olacak #ünlyordu. Zira son dakikada “Av - | " Odada tıbkı esrarengiz bir mahal- | görünüyordu. Pulları muhtelif mem- 'Her işlerime bakan vekilim, ha- İ rupayı doluşmak fikrinden vazgeç - | de, bir hasta odasında imiş gibi, ses- | Jeketlere aiddi. yatının madl cihetlerile alâkadar o | miş, Asyanın olgun ve sıcak ülke - | siz adımlarla yürüyordu. | " Veysi, düşünceli düşünceli bu mek İacaktır. Eğer iztersen, oğlunu ya - | Jerinde, acisını unutmak teşebbüsü: | — Eakiden yabancı olmadığı bu esya, | tublara baktı ve eline alarak mua- zina da getirtecektir. ün daha 1y neticeler vereceğine ka. İ iki seneden fazla bir zamandanberi | yene etti. Mektublur postadan gel Perihan, mektubumu evde okudu - | aat getirmişti. yerkerinden oymamamış gibi idi. O- | dikçe üstüste konulmuş gibi idi. Bun #unu zannediyorum. Sen evimize ge Dü ü danın içinde, muhtelif yerlere vaz: | ları, kendisi yazmıştı, ve posta dam- Tirken ben çok uzaklarda, kimbilir, ŞÖM Gömmlş vamlardaki taz çiçeklere, | gaularımdan ua vüren seyakatinin arzın hangi noktasında avare bir z li Kapalı mahallerde ekseriya seneler : | muhtelif safhalarını tekrar nazar - hayat silreceğim. Uzaklarda bulun - | — Aylar, sencler geçti. den, aylardanberi değişmiyen ve ta- | larında canlandırabilirdi. duğumu.. düşünccek. belki de, beni | — Veyei, tekrar evine döndü ve illy İf edilemiyen kokuya kadar her | — Bu mektublar, seyahat düşüncele- Yazan : SAİBE ÖRS Ben hâlâ Almanyayı yeryüzünün cenneti sanıyordum Hasan beyin serveti yoktu, ay - | mazlardı ve hocalarını da dinlemem- hığile geçinirdik. Meşrutiyetten son- | lerdi. ra rütbe tasfiye kanunu dört rüt - | — Çocuklarımın böyle geri kalmalar! besini birden geri almıştı, ve o va | beni ekldi surette düşündürüyordu kit, evi geçindirmek için ben el - | ve her fedakârlığı göze alarak rahı maslarımı satmıştm. Beş sene : | metli babalarının direktifi ahi kıntı içinde yaşamıştım. Ve tam re: | hareket etmeğek arar verdim. faha ererken başıma bu felâket geli- yordu. Ah, ümid, ümidi.. Yalan yere in- | aanları avutan ümüd.. Her alçaklı: | | — Çök isabet ediyorsunuz.. diye İ bize irtiklb ettiren, akdatıı ümid? | €8 SAMİMİ. en yakın görüştüğüm in. Sanlar beni tevik bile ettiler. Vç çocukla bana aytik bağlandı: | — Belki yüzüme karşı böyle Söyle: Adam başına beşer yüz kuruş düçü- | Yorlardı da, arkamdan gülüyoriradı. yordu. Dost ne demek olâ; Hiçbir zaman, süse tuvalele, heves | öğrendim. Ben o zam etmemiştim, ve kendi. derecemdeki | kes doğru ve düşündüğü gibi hanımlardan çok sade giyiniyor - | yur bilrdim. dum. Atam arabam olsun diye özen İ — “Tabil ecnebi bir memlekette iki ço- memiştim. Akrabalarımın hepsinin | cuğun tahsil etmeleri dehşetli - bir kendi atı arabaları olduğu halde, İ masrafa bakacaktı. Bir evim vardı, ben kira arabasına binerdim. Mevkü. | sattım. Kalan elmaslarımı da güz. miz sarsıldıktan sonra evde bir tek | den çıkardım. hizmelçile her işi görürdüm. Hatta, icabında, çamaır bile yıkardım. Varlığına sebeb, dünyanın nuru, | gocuklarımdı. Onları delicesine e - | ÜT Yerdim Onlare hizmet etmek, vahat | , Alanyada emin bir adatma coçuk dariai temin clznek benim için ir | İN tlim cinek husisunda./ Bey kayifti. eğlence İi tatir bir vazite | Völler'e danıştum ve babalarile ka- ça a yi çacuklarma iç | Tarlekrmış okluğu vektür Röreng a tetili frank'un yanına iki çocuğu gönderi Hattâ, bu. hümüsta, rahmetli, ve- | ĞN aa ie e Bu adam, Almanyada, “Kolonya, " len ölecek olurmun, hanımci- | Yehrine yakın, Burşayt kasabasındı . sen çocuklarıma iyi bakacak - | ilk mekteb hocası ve müdürü id Fairekar z Ayni aziz ahbab yanında, bir Türk | " u doğru idi: biçbir zahmet | Socuğu daha pansiyoner olarak bur bir yorgunluk, bir fedakârlık, on- / İunuyordu. lar için, bana ağır gelmezdi. Kimse bana: — Bunu yapma!.. demedi. Bilâkisı | | — Herkes parasını bankaya kor, benim bankam çocuklarım - olsun. derdim. Çök iyiyiz annöciğim, çok iyi- sın, iyi misin?, Fakat neden sonra anladım ki zi- 'yade fedakârlık da iyi bir sey de - | Yit Sen nası ümiş. Ne kadar olm insan yaptığı | — Bir sene — çocuklardan bu. yolda fedakârlığın karşılığını görmek is- | mektub aldım, tiyor ve 9 kargılık nankörlük çıkaraa | — — Tatilde, acabasben €i gideylem; fena kırılıyor! yoksa, onları mı buraya gel Kocamın vefatına kadar ben, - | diye düşünürken, tbki bu 'mun gölgesinde yaşamıştım. Yanım. | bi. müharebe çıktı. Amma, o vakil, da bulunmadığı zamanlar bile, yine | kervana biz de karışmıştık. onun nüfuzu Üzerimde idi. Nasıl bir Devamı var) çocuk annesinin elinden tutup yürür. « | Se ben de o ana kadar, kocamın elini | — MÜESSİF ÖLÜM tatarak yürümüştüm. Şimdi. yanım: | Gan, kılavuzum yok olmuştu. Keşke o öleceğine ben öleydim! Eibet siz de işitmişinizdir: Eski den bazı memlekette âdetmiş. Bir a- dam ölünce karısını da öldürürler miş. Bunu okuduğum zaman tü Tim ürpermişti. Fakat öğrendikten sonra © kanu: 'nun gayet derin bir düşünce neticesi olduğunu anladım. Temyiz mahkemesi azasından Bay Sadi Sağnağın eşi, Mutasarrıf müte- kaidlerinden Karay'ın kıı BAYAN | MEDİRA SAĞNAK müptelâ olduğ | hastalıktan yaşılan bütün ihtimam- Jara rağmen. şifayap - olamıyarak 1/5/940 sabahı tedavi edilmekte duğu Etfal hastahanesinde vefat et- miş ve Ereaköy 5 k hrayı Ceditteki aile kabrine tevdi edilmiştir. Kendi- sine rahmet ve kederdide ailesine sa- | bırlar dileriz. Kocamın vefatında dünya nedir? Ben bilmiyordum. Doğrulukla, fe - dakârlıkla yani silâhsız olarak haya. ta atıldım. Bugün saat 1830 da n mühim eli şacakların at İESARAY Sinemasında 'On ile on bir yaşına geldikleri Riyaseticumhur AM n e |e son Kokseni YAK AAA NNN NIN DAİAi ta. Ekseriya, bu, ufak bir kat '[ daha. fazla. dayanamıyaral Fiyatlar: 100, kasa bir mektub idi. Fakat bazan da, genç kadını alâkadar eylemek Maksadile, uzun tasvirler, ve uzak | dönmüştü. diyarlardaki — seyubatlerin — daima İ — — Bvinden, memteketinden bu ka- | mneydana koyduğu © ar uzak diyarlarda we yapıyordu” kaleme almıştı. Hayatını altüst etmiş olan dramdan 'Şimdi bütün uzak memleketler, o- | ne diye öyle uzak kalmak ralardan geçirdiği hayat ne kadar | ti? Kendisile birlikte kalbir #islere bürünmüş bir vaziyette idi. | damet hislerini de birlikt Bomboş duran odanın sessizliği çe risinde Veysi artık yalnızdı. | — Ont.Bu vessiztik çok korkunç | idi. Yalanmz gerülletleri Devika eçt Gonç adam, hâlâ gözlerini masa - | dikleri alâka çabuk silinmişti. Sıcak 'nin üzerindeki mektublardan ayıra- | ve sinirleri gevzetici iklimlerde, ma- Mıyordu. Bunlardan bir kasanı birkaç | nevi ve maddi yorgunluk Veyainin aylık, bir kısanı da iki secslikti. — | kavi bünyesine tesir etmişti. Genç Söletmek için İstanbula çağıracak | sdımlari kendisini geniş konaktak? / gey, ona hâlk yuvasına dünmiyln © | rini ihtiva ediyordu. Kendi kendine a karısının odasına götürdü. A hatırlatıyordu Terdiği söz dolayısile genç adam, , filerinden öpmeme müsande eder | “Kiymetli ağarlardan yapılmış mo- | " Odayı bir baştan birbaşa katede | Perihana, dalma nerede bulunduğu 'altin Perihan, seveli kanağım?. | büyelar, pencerelerdeki dantet tül. | vek bir köşede duran ve akajudan — mu bildirmiş ve mihhatinden bahsey. Vaymi, — | ler, hepsi yanı karanlık içerisinde, | yapılmış hir masanın yanına. geldi. | lemişti. VA İMMEL di mat senma Bene. adam | Aryanın paçlak - günerine - aa | Pacirk anermenin üetünde bir yağın | “Heman ha haft karısına yazmışı 'En 200 olarak yolladığı mektub: | adam incelmiş ve ayni zamanda ihe dar ince Mi Veysi artık uzun yazı- | tiyarlamış gibi idi. Vlar- yazmağa: cesaret / edememişti. | — İstanbula, tamamile değişmiş bir | Gelmiyen bir cevabı beklerken, yavaş | halde geliyordu. Hafif ee yanmış | yavaş her türlü ümidı de kaybet - | simasında açık mavi gözleri daha, |meğe başlamıştı. Nmayat bir gün | derinleğmişti; TDrstm varl