Tefrika No 94 Yazan: M. SIFIR Hintli Taburu Bize Doğru İlerliyordu Tabur Talim Yapıyordu. Halbuki Ortada Biz Bulunuyorduk z göcünmüştü. Yemeğimizi yedik- İlen 'sonra Nuriyi yol kenarına gö- den sonra Nuriyi yel kenarına göz tülağe göndermiş, biz de yeşillikler üzelrne serilmişti. Müpamli İbrahim, cihan harı binde Dulunduğu Çanakkale, Kere-| izdere harplerinden bir bahis aç Bap datbi eli anlatiyor ve Hoca Bekir'le beni ağtına baktırıyordu. Mülletimizin " Çanakkalede yarattır Ha Barıkaların, kazandığı gerefii za eclerin birer. kaymetli destanları adâslunmağa gerçekten Jiyik olan a menbeleri dinlerken, ben ini- hbir gekerlemeye dalmiş ve nihi. et te uyuyakalmışım. e kadar. uyusuğumu bümiyo- vum Yalnız kolumun ansızın çeki İip sarsılmanı ve Hoca Bekir'in dur Gaklarını kulağıma yapıştırarak ba. İarmanı ile sıçramış ve uyanmıştım. Tabik'ne olduğunu anlıyamadığım için birden afallamış ve Hoca Be. Hirin yüzüne sersem sersem baka Kalmışm. Mapavrili s tulumunu, Hemşinli Nuri de dağarcığı omuz: Jarından sırtlarına geçirmeğe vi #iyor, Hoca Bekir de telâşl bir tar) arla yaziyeti bana anlatmağa uğra a Ve M n Mehmet, diyordu. Birden sakın korkme ha Bir Hintli taburu ol üzerinde durdu. - Biraz senral bizt doğru cephe alarak açıldı ve Yayıldı Şimdi üzerimize geliyorlar. Hdi çıbuk topla kendini de kaçar 'i Tandalkların - arasından / Kayış dağının tepesine doğra kaşar adım- İa Hlerliyor, arasıra durup gerimizi Börlüyor ve dintiyorduk. Gerçi bir| dey göremiyorduk. amma - Hindi- Terin bize doğru yaklaşın cavılılı geslerini pek güzel işitiyorduk. Bu hareketin bize müleveccih olmadı. Şina şüphemiz yekta.. Hindirlere Hece Tatbikatı yaptırıdıı besbeli İ Pakat, ne de ols yetişmeleri bi mizle kaçtıkça sesler büz takip edi 'yor, sağ ve sol istikametlere doğra da yayılıyor ve açılıyordu. Hintli taburunun / Kayışdağı te- pesine bir taarruz tatbikatı yaptığı- ı hepimiz anlamıştık. Fakat ferah- Tamamış, bilâkis fena halde telüş. Janmıştik. . Çünkü, biraz sonra ve depeye doğru yaklaştıkça ilerimiz. den ve. hatf zirvenin / gerisinden bile ses almağa başlamıştık. Bu, Hind taburunun dağı sardı bizim de sarıldığımıza delâlet eden gok fena bir işaretti tabil. Bu fenâ yaziyetle ne yapacaklık? Hepimizi kara düşünceler sarmıştı. Hem yü- rüyor, hem de görüşüyorduk. Ev. veli, yürüyüş - istikametimizi de- Bşlirmiş, “yarım sağa dönmüştük. Böylece zirveye değil, zirvenin sağ gerisine geçecek ve eğer. o tarafa| kimse yoksa aşağıya doğru süzüle- eektik. Bu istikamette on dakika da- ha seri bir yürüyüşle ilerlemiştik. Artık Kayışdağının Maltepe'ye na- zır olan kısmında idik. Biraz durup etrafı dinledikten sonra yüzlerimiz gülmüştü. Çünkü ileri istikameti- mmizden hiç bir ses alamamıştık. Ev- velce gerimizden men de tol gerimizden gelmesi, kur. tulduğumuz zannını haml elmişti döndüğümüz takdirde de arkadaki| kuvvetin kucağına düşecektik. He- nen istikametimizi yine değiştirdik. Üirmza doğrü yürümiye başlamız- tık, Maksadımız, ileri ve gerimizden gelen kıt'aların sağımızda birleşme- sinden evvel, kendimizi yapılan iha- 1a çemberi haricine atmaktı. Ne ya- zık ki, bunu da yapamamıştık. Yine cephemizden Hintlilerin, Adeta 31 gakırtıları gibi ses veren haykırışla- vi ile karşılaşmıştık. Korktuğumuz başımıza gelmişti. Tepeye doğru ilerledikçe araların- daki açıklıkları tabiatile daralan bir gemberin tamamile içinde kalmıştık. Bizim geveze Hoca Bekirin sesi ke- Silmiş, soluğu da değişmişti. Hani biz de ondan pek farklı değildik. Düşünmek ile geçirilecek bir| dakikamız bile yoktu. - Nerede ise Hintliler üstümüze uğrıyacaklardı. #esler o kadar yakınlaşmıştı. Hepi- miz heyecandan titriyor, nohut gibi ecel teri döküyorduk. Gelen seslere 'arka vermiş, mecburen yine tepeye doğrulmuştuk. Biraz sonra da, sağ- dan soldan gelen seslerle kulakları- mnaz dolmüya ve hele - şakaklarımız zonklamıya başlamıştı. Şaşkın şaşkın etrafıma bakınıyor, tutulmak endişesi aklıma dokunu- yordu. Çıkılacak ne bir ağaç, soku- Jacak ne de bir kovuk vardı. O es- nada, “her varlıktan imdat uman gözlerime, yüz metre kadar ileri: mizde yüksekçe bir kaya yığıntısı| ilişmişti. Ümitle değil aziz dinleyi-| cilerim, sırf şaşkınlığın verdiği bir şuursuzlukla oraya doğru koşmuş. tum. Arkadaşlarım da beni takip e' mişlerdi. Kayalık, bazı yerleri tah- minen iki ve bazı yerleri de üç mei- ye yüksekliğinde bir duvar gibi yüksek ve kenarları kesme, üstü de| eğri büğrü bir yığıntı idi, Biribiri. mize arka vererek hemen üstüne| çıktık ve yüzü koyun kapandık. Sözüm yabana saklanmıştık. Kendi-| mizi taliin Mütufkârlığına bırakmış- tık. Uzandığımız yerde ne konuşuyor!| vene de kımıldanıyorduk. Fakat, he-| yecandan yüreklerimiz çırpınıyor, vücutlerimiz sarsılıyordu. Gürültü- ler gittikçe yaklaşıyor. yaklaşıyor. du. Bir an olmuştu ki, sesler kulak- larımızın dibinde ve soluklar ense- mizde gibi gelmişti bana. Hemen hemen Gzerime basılıyormuş — gibi olmuş, sanki kayanın üzerinde pes- H gibi yaşsılmıştım. - Üst tarafını bilmiyorum artık. Korkudan bayıl- mış miydim?. Onun da pek farkında| olamamıştım. doğrusu. - Yalnız, ku-| daklarımın zarını yırtacak gibi #ızın ve biribiri ardınca patlıyan hların takırtısı ile sıçradığımı ha urlıyorum. Seslerin flerimizden gel-| diğini farketmiştim. Yalnız tehlike-| yi atlattığımızı her halde hissetmi tim ki, başımı kaldırmış, ileriye bir. göz atmıştım. Hintliler süngü tek- auşlar, uğultulu ve çığıltılı bir fer- tepeye hücum ediyorlardı. Bu Hoca Bekirin sesi çıkmıştı. (Devamı var) 18 Mayız 1939 Perşembe Hlerli28 Rebiülervel 1356 bizde. Tinden geeçn Büyük Bakkalköyü tle Başıbüyük arasındaki yoldan da ay. Bağımıza doğru yürümiye başlamış- d Bu vaziyetle ilerlemiye - devam ettiğimiz takdirde, bu defa da cep- hemiz — istikametinden — flerliyen Hinililerle karşılaşscaktık. Gerivel Kamlı SMAYIS 1355 Ruzi hizir; 13 Değe aaati: 439 Öğle : 1210 — İkindi » 16,07 Akçami 1923 — Yatsıı ZL13 k 1283 YENİSABAH | Ağır Cezada Bir Katle Teşebbüs Davası Bitti Fatma Aliyeyi ıînıîı öldürmek İstiyon Hüseyin Çengel 12 sana hapse mahküm oldu Bundan bir müddet evvel Orta-| köy ile Kuruçeşme arasındaki Pren- 408 Şükriyenin yalısı civarında Fat-| ma Aliyeyi bir defa yaralamak ve| bir defada öldürmeğe teşebbüs et- mek, bayan Fethiyeyi do korkutmak kasdile silâh atmaktan suçlu Hüse-| yin Çengelin bir müddettenberi ağır| cezada devam etmekte olan muha-| kemesi dün bitmiştir. Dün akşam okunan karara gö- Te maznunun suçları sabit görülmüs) | ve 12 sene 12 gün hapis cezasile 40| | lira tazminat vermeğe mahküm ©-| Tunmuştur. Suçlu bu kararı derin bir tees-| gürle karşılamış - ve mahkemedeni | çikarken: — «Ben gaten manen - öldüm. Fakat çocuklarıma yazık oldu. di- ye mirıldanmıştır. Adaların Su Derdi Hazirandan itibaren kat'i surette hallediliyor Adalara verilecek Elmalı suyu i-İ çin su tanklarının - yanaşması için) yapılan iskelenin inşaatı başlamış- tır. Diğer taraftan —su borularinın tefrişine de başlanmış ve süratle de-| vam olunmaktadır. İskele civarında — bir su havuzu da yapılacak ve buraya bir tazyik, motörü konularak su Adada mev- cut Kazoğlu deposuna çıkarılacak- tir. Adada - satılacak suyun metre mikâbi 35 kuruşa satılacak - ve bul #üretle tenekesi 30 paraya gelecek- tir. BELEDİYEDE : İktısat Müdürlüğü kadrosu İktisat Müdürlüğü kadrosu yenli bütçeye nazaran çıkacak memurlar. dan başka ücretli olduklarından is- tifa edeceklerle kadro 16 ya inecek. tir, İNHISARLARDA İnhisarlar Vekili Gümrük ve İnhisarlar Vekili Ali' Rana Tarhan bu hafta içinde şehri- mize gelecektir. İnhisarlar Vekili bir müddet şehrimizde kalacak ve İnhi. Sarların piyasaya çıkarmıya karar verdiği düşük dereceli rakı etrafın. a tetkiklerde bulunacaktır. sucu mahküm oleu Süleyman ve Sait isminde iki su- uş ağrı mühürsüz kaplarda su sat mak suçile yakalanmışlar ve Sultan- ahmet Birinci Sulh Ceza Mahkeme- sine verilmişlerdir. iki sucuyu 10 lira para gezasına mahküm etmiştir. İstanbul - Londra asfalt şosesinin| hudutlarımız dahilinde olan İstan. bul - Edirne kısmını teftiş etmek ü-| zere 20 kişilik bir heyet Londradan| gehrimize hariran içinde gelecektir. Evkatfın yeni hanı Yeni Postahane karşısında inşa o- Tuman Evkafın yeni Valide hanı beşi katlı olarak yapılacak ve binanın i-| ginde 80 oda ve alt katında da 12) dükkün olacaktır. Bina asansör tibatını halz bulunacak ve 150 bin. Tiraya çıkacaktır. / Binanın — inşaatı) başlamıştır. 12 ay sonra ikmal edil- İ mip olacaktır. ŞEHİR HABERLERİ T eE l Okuyucularımız Diyor kl « Maltepe otobüs istiyor Topkapı dıpındakıi Mahtepeliler e- tobus keüyorlar: Bugün İotrabulun Küvik gükyedi da ülgene gü zel bir seyfiyesi olan Ha da llli olan işlek biz yerdir. İEML aati FO aai Tlee bir de lik maktap vandız, İlallya Üa sirrminli Si he ge ae Va aS eeyarı dönmek mecbüriyetindedirler. Bon. Fa buranı bir meyva buhçeliği har pabuprr ğği aranbr de İstanbulla #lâkası çoktur. Böye af rarayerhağrarkarağ lan Bakli vastanı Topkapı iramvey ve Siobüsleridir. Halbuki Topkapıdan Mahepe'ye kadar 20 dakikelik bir yol vardır. Bugün bu yol elektrik K aremla ae iria Ki gnn Üekir Bakelerı vi aha Şibi yakında Mallape clvarma Teri Ka memkr v Mahepelilerin - şimdi.en . birinci Gertleri bir nakli veniendir. Eğer braye. #ti lT el Melirgâ yek yekımda belsabelan ga Bi S üşilerinden bi balias Gölecek ve böylelikle o civer ihya Olacaktır. Hlanır Sirkeci l Topkapı Silği harea cellrer, eli Biçin bir çeyrek, yirmi dakike öter Geki Mülepeye kadar gitmerler? Hiğer bu otobüzler Maltepeye kadar Hüi Mt li Hai Çk intilade edecek, hem Mallepe Balkı rahat eyliyeceklerdir. İe. tanbalın birçek yerlerindeki nok” sanları her gün ay eyri tamamla y ç agıt Yoğakürarıraş biz Müllepe halkı d Topkapı olo: bözlerinin Maltepeye kadar işleti. aS gö ee püyoruz Teni sabeh — Topkapı Maltepe- Hi ardayan aha ae yara berlele oe Kahb Veldek, lasaba h d el Gür seyfiyesi olen el depenin irtikbeldeki olacağı şekti Hzerins de' ğe ibüblerle çok e- ir eladiklır. Muterem velimizin Üa çak hayprlı e biz de Gikketir bedigelreseek Sünnet Düğünün- de İşlenen GinayL Bir genci taşla öldürüp sonra üstüne çıkarak Çiğneyen Iki kişi mah- küm edildi Çatalcanın - Harmanlı” köyünde bir sünnet düğünü gecesinde vukua | gelen feci bir cinayetin bir müddet tenberi devam eden / muhakemes dün akşam neticelendirilmiştir. fün esnasında çıkan bir kav. Sabri isminde bir geaci taşln vurmak süretile öldür- | mekten suçlu Ahmet, bu cürmünden| dolayı 5 sene hapse mahküm olup) 've yaralının Üstüne çıkıp çiğnemek:- 'ten maznun Mehmet te 1 sene ha | pis cezas Canlı kuzü — ihracatı artıyor. Bu sene memleketimizden ecnebi| memleketlere sevkedilen canlı kuzu ihracatı son günlerde hızlanmıştır. Bu kuzuların mühim- bir miktarı Yunanistan, Misir ve Şark memle- ketlerine gönderilmektedir. Yanı nistana ihraç edilen kuzular Edirne. den ve Masır'a gidenler de Mersin Timanından ihraç edilmektedir. Yerli Mallar Sergisi hazırlıklar On birinci Yerli Mallar Sergisi nin hazırlıkları ilerlemiye başlamış. tar, Vali Lütfi Kırdar sergi Komltesi di kabul etmiştir. Komite, ilk toplantısını mayısın 22 nel günü ya- pacaktır. Ayni gün Sanayi Birliği İdare heyeti de içtimaa davet edil- miştir. inönü Vapurun- daki Yangının Muhakemesi Geminin 1 inci ve 2 nci süvari- sile mülâzim kaptanı, ambarcısı yangına sebep — olmakla — itham ediliyorlar Bundan bir müddet evvel Bod. rum limanında ambarı ve içindeki | Gğyası yanan «İnönür — vapurunun | #üvarisi Osman kaptan, ikinci kap- 'tan Süreyya, mülüzim kaptan Şev- ket, ambarcı Esat bu hâdiseden do- Jayı mahkemeye verilmişlerdir. Bu zatlar, tedbirsizlik ve dikkat- Sizlik neticesinde vapurun iki nu- Maralı anbarından — yangın çıkar makla maznundurlar ve muhakeme | 'ye Bodrum asliye cezada başlanıl-| mıştır. Bodrum asliye ceza mahkemesi| yapur yolcularından yirmi sekiz şa-| hidin İstanbulda bulunduğunu tes- bit etmiştir. Bunun Üzerine, şahitlerin ifadı derinin alınması İstanbul müddelm- mumiliğine bildirilmiştir ve bunlar- dan onunun ifadeleri dün asliye ce- mahkemesinde alınmıştır. Dün dinlenen şahitlerden anbar| memuru Mustafa şunları söylemi tiri — «Anbarda eşya nakli ile meş-| guldük. Birdenbire eşya yığınları arasından alevler çıktı ve süratle her tarafa yayıldı. Maznun olarak isimleri geçen kaptan ve diğer me- Murlar yangını söndürmeğe çok ça- hıştılar. Yangın iki gün devam etti 've itfaiyenin müdahalesile - söndü- rüldü. Diğer şahitlerde ayni ifadede bu| Tunmuşlardır. Bundan sonra mahkeme, gelmi-| yen şahitlere tebligat yapılması ve bu ifadelerin - Bodrum asliye ceza| mahkemesine gönderilmesini karar- laştırmıştır. AAA ÖERRLEDE Münakale - Vekili ve - Denizyolları Umum Müdürü geliyorlar Denizyolları Umum Müdürü İb-) rahim Kemal Baybura ve Limanlar' Umum Müdürü Raufi Manyasinin yarın Ankara'dan şehrimize gelme- leri beklenmektedir. Bu hafta için. de de Münakale ve Muhabere Ve- kili Ali Çetinkaya şehrimize gelerek hazirandan itibaren yeni faaliyete başlıyacak olan yeni teşkilâta dahil Mmüesseseler - etrafında / tetkiklerde bulunacaktır. Vekil, İstanbulda bu- Tunduğu müddet zarfında bu mües- seselerde çalışacak olan müdür ve) şeflerle tanışacaktır. Kolonyacılar dün toplandılar İnhisarlar İdaresinin bu ayın yir-| misinden itibaren satılığa çıkarmıya karar verdiği yeni tip ucuz kolon. yanın, kolonya tüccarları arasında telüş uyandırdığını yazmıştık. Dön| bu hususta bazı tedbirler almak ü zere Sanayi Birliğinde toplanack olan kelony bir çoğu gelemediğinden dolayı taplantı önü Müzdeki çarşamba günü yapılacak. /Almanya mısır ve meşin Dün Almanya için dört buçuk ku Tuşlan 45 bin kilo sarı misır satık muştur. Bundan başka Almanyadan meşin Üzerine piyasaya — külliyetli #iparişler verilmektedir. Peynir bollaşıyor ve ucuzlüyor Bu sene hayyanlarımızın iyi ye- tiştirilmiş olması ve kış mevsiminin| adetli geçmemesi yüzünden - söt mahsullerimizin çok güzel ve bol ol. duğü birçok mıntakalardan piyasar ya gelen haberlerden anlaşılmaktar dır. Bir kısmı ihraç edilen ve büyük bir kısmı de dahilde istihlâk edilen peynirlerin gerek kaliteleri gayet £ yi ve umumf rekolte de diğer sene lere nazaran çok fazladır. Bu sebep le bu seneki peynir fiatları piyasa da yüzde 25 derecesinde noksan fi afla açılmıştır. Tenekesi 440 kuruş tan olan peynirler son günlerde 460 470 kuruşu yükselmiştir Yugoslavya ve mihver siyaseti Yağedarya el maibi Preme Puti Ronayı Telmen. SAi 1936 da aktedilen italyan . Yugos- Jav anlaşmasının açtığı ve Arnavut- kuğun İtalya tarafından işgali ve Almanyanın da şimalden tazyiki hâdis olan vaziyet karşısında ehem- miyetli bir hâdise teşkil etmektedir. Diğer taraftan, mihver devletlerinin Akdenizde ve ezcümle Balkanlarda, Yugoslavyayı mihver siyasetine cel bederek, yayılma hareketinde isti- fadeler elde etmek istemektedirler. işte, Belgrad hükümetinin haricf siyaseti istikametinin de teyidi ma- hiyetinde olan bu iyaret, Kont Cia- 20 ile Markoviçin Venedikteki ko- nuşmalarından ve yine Yugoslav Hariciye nazırının Berline seyaha- tından sonra vukum gelmesi de na- zarı dikkati celbetmektedir. Fakat Prens Paul'ün Romayı zi- yaretinin, daha ziyade evvelden ter- tip edilmiş bir protokol meselesi ol- duğu söylenebilrse de, Prens Paul- tün ayni zamanda Berline de bir se- yahat yapacağı haberleri, Belgradın. kendi hareket istiklâlini muhafaza İle birlikte mihver siyasetine tevcih edebilecek bir yol takibi - mevzuu bahsolabileceğini düşündürebilir. Buna rağmen, yani mihver mat- Buntının ve siyasf mahafilinin Bel- gradı sıkı bir teşriki mesaiye sok- muş gibi - görünmelerine — rağmen Belgrad henliz kat'1 olarak © tarafa Birmemiş, ne komintern aleyhtarı pakta duhul etmiş ve ne de milletler Cemiyetinden çekilmiştir. Ayrıca Balkan paktı devletlerinden de elini gekmemiştir. Bütün bu vaziyetler, Yugoslav- yyanın bilhassa iktısadi menfaatleri- 'nin emrettiği çerçeve dahilinde bir hareket ihtiyar etmeyi tercih ede- ceğini göstermektedir. Yugoslavya bu siyaseti, hudut- darı boyundaki mihver hareketinin ve bir de dahili kuvvet unsurlarının tenevvü ve birbirine muhalif men- faatleri karşısında ele almaktadır. Ezcümle Hırvat ve Sırp meselesi, dahili ekonomi meseleleri yine bü: tün şiddetile ortaya çıkmıştır. Bir aralık, Hırvat lideri Maçekle bir an- Jaşma yapılmak Üzere bulunulmus, fakat neticede müsbet bir eser ta- hakkuk edememiştir. Zira Romanın takip ettiği siya- et dolayısile harici - hudutlarının Muayyen bir müddet zarfında ga- ranti teklifine maruz kalan Yugos- Javya bundan kuvvet alarak, müf- rit bulduğu Maçekin bazı teklifleri. ni kabul etmiyebilir ki bu da dahilf gerginliğin yeniden meydana gelme- ini intaç eder. Dahili sarsıntının yariçte ne gibi tesirler edebileceği de düşünülecek bir keyfiyettir. Bundan başka mihver siyaseti, Yugoslavyanın benüz katiyet kes- betmemiş siyasi ve diplomasi vazi- yetinden müşterek emniyet prensi- binin kuvvetlenmesi için sarfedilen mesaiye karşı istifadeyi düşünmek- tedir. Bu arada Türkiyenin sırf sulh zımnında ve her hangi bir devlete Müteveccih —olmuyan - bir anlaşma yapmasile, Akdenizdeki müvazeneyi Sulhün idamesi seyrinde, kuvvetlen- dirmesile, mihver siyaseti, Balkan paktını içeriden saremak ve bu dip- Joması hâdisesini, —paktın ruhuna Münafi olarak göstermek gayesini takip etmektedir. Fakat hakikat ne olursa olsun kapatılamaz. O, kara bulutların a- Tasından ergeç, her tarafı nurlan- dıran bir şaşan ile ortaya çıkar ve kalpleri aydınlatır. Dr. Reşad SAGAY İ AaAnAAAAARARAAAAAAR AAA HALKEVLERİNDE , 19 MAYIS Fatih Halkevinden: 19 mayıs cuma günü “aaaf 15 de Spor ve Gençlik bayramı evimiz ku- rağındaki bahçede kutlanacaktır. Bu merasime herkes gelebilir- Program: 1—İstikiti marşı. £ — Resmi geçit ve bayrak mera- simi, 5— Söylev. 4— Sporcuların cevabi ve and &e 5— Spor hareketleri. 6— Voleybol tumnuvı