Mücrim Medih Egemen Aatanbul birkaç gündenberi he yecan içinde.. Herkesin - ağrından hep ayni sözleri işitiyoruz kim. &- dürü mücrim kim. Fakat günu itiraf etmek lümen gelirse bunu bende merakia kag) Gefa kendi kendime sordum... Fakat Gevabi'ne fikirlerim. e hi | larim bir türiü veremedi. Ortada bir | ölü ver fakat katli acaba kim? her. kes bunu düşünüyor. İşte bende bügün ayazında İetanbalun — bir bataklık yahat da göl haline gelmiş viran kaklırımlı cski semtlerinden birinde K evimden diyebilirim ki her geyimi| erk ederek bu enteresan muhake. Mmesin en beyecanlı anlarını takibe | gidiyordum. Görlerimde katil mev. inde bulunan 14-15- yaşlarında bir çocuk, fakat bakışları böyle bir, cinayeti işliyecek bir nette olduğu. Bu biçte ihaas etmiyor / gözlerim; gizlerin altında zaman zaman uçaa güvercinlerde fakat bütün en ufak felerruatına varıncaya kadar kaç defa okuduğum bu cinayet yine bü- fün telerrntiyle dimağıma kadar Brliyor.. Gün, cümartesi akşam asat T- 48 raddelerinde Nuruoemaniyenin ke ar sokaklarında ilerliyen / iki çocuk Genecek kadar zenç iki insan, ikisi, Ge birbirinden perişan, — - birbirle Tine dert yanıyorlar. Bir tanesi: — ğer sen daha bu kafada gi- Gernen biz aç kalmakta devam ede- Tz İmanım, - — Birak gu boş lâfları da karnımızı doyurmak için biraz öleberi tırıklyalım — yokaa midem kemiklerime yapışacak diyor.. Diğeri — Hayırı.. Yapamıyorum, &L meğe razıyım, - hayatın en bedi bahit insanları bizlermişik - öüşünü. yorumda her halde benimde bir. Debam vardı. Abİ. Onu balsam, ku Jaklarımda annemin sözlerini işiti. yordüm; — Oğlum, ben / ölüyorum -u altun aat ve gu mektupla belki bir. gün babanı bulabilirsin doğru ol Ne yapalım oflum hayatta senin ve benim nasibimiz bu imiş” dediğini! hatırliyorum fakat tam 3 sene, her) göcem; kenar sokakların çamurlu | kaldırımlarında ve günlerim hep Jo- Jaşmakla geçti. Karsımı zaman va. man ahcıların artık yemeklerile ve| Bazan da açlıktan bayılacak - vazi-| yette inlediğimi hatırlıyorum. He atl. Tülmde - hayatımın — yegüne| nişanesi babamın yegâne emaneti| Onu da bugün veriyorum.' - Bütün Berşey mahvoluyor.” Bu iki genç) ilerliyor, — rutubetlen rengini kay-| göetmiş kapısı yarı kapalı - üf ko. kan bir haneye giriyorlar, köşede| Pencereleri demirlerle kapalı kapısı —enliz açık bulunan bir kapıdan içeri Eiriyorlar, burası kuyumcu () Gükkünı. sabahin bu tosunun sahibi iller ile en küçük oğlu bir gece Yapmış oldukları bir gezintiden ev. derine dünüyorlarmış halbuki şa- toya, boğazı müdhiş surette par - galanmış bir attan başka bir canlı Mahlük gelmemiş, derhal anaştır. Malara başlanınca, on üç yaşında olan genç Hemsudun ormandan ölü 've yarı parçalanmış bir halde bu- lunmuş. Babasının ve atının cesed. Terine de yol kenarında rastlanmış Yaziyete göre, canavara karşı mü- 'Cadele ederken ölmüşlerdi. Çünkü atların böğürleri parçalanmış, et- leri koparılmıştı. Culpper, şato sahibinin büyük 'olu ve dostu olan Reginaldin rica- 41 Üzerine şatoya gelmiş. Bize şimdi Culpper'in 16 — ka. Tünuevvelinde yazmış olduğu bir Bektebu okuyacağım B e... Hemandların vampir we Jabdan oldukları ve içlerinden biri. 'İn vaktinden evvel ölümü dolayısi. İs, bazı devirlerde yaşıyan bir mali Kuyumcu saatı tetkik ediyor. Ve gocuğu söyleyin bakalım Z Bunu nerden aşırdınız. Ço- cuk Saatin kendisine ait olduğunu söylüyor çıkarıyor.. Bu esnada diğer Aışarı çıkıyor ve içeride kuvvetli bir Tmünakasa başlıyor. Çocuk aaatı is- tiyor, kuyumcı ak ietiyor, bu eanada elektrik sönüyor. ve bir çığlık ve imdat sesleri liyor, polis koşuyor.. Ve içeri gir diklerinde elinde kanlı bir demirle gencin: — Saatim, aaatim diye haykırdı. ni görüyorlar Çocuğun mühakemesinin bugün ea mühim - safhamı çünki aati v gocüktaki babasına ait mektup ta mühakemeye / getirilecek ve heyeti hakime bunu tetkik edecek ve müd- detimüminin — müdafaası / ve mah: kümün cesası taytn edilecek . Bun ları düşünürken.. Ben de — Adliye Sarayının mermer merdivenlerindea #alona doğru yavaş yavaş ilerliyo- Tum... Bu güne kadar.. Bu kadar Kalabelik bir mühakeme hiç dinler memiştim.. Herkeste - bir heyecan acaba ne olacak.. mücrüm kim . Bu meyanda bir çok fikir yürt. tenler var.. Uzaklardan kulakları. 'a gelen scseler içinde çocuk öldür. müştür.. O da cesasını çekmelidir. Bir kasım da esbabi müha€fefe icet etmekte devam ediyorlar Saat on. Her taraf tıklım tıklım do ha, herkesin görü kenar kapılarda heyeti hâkimeyi bekliyor. Birdenbi. ge bir kaynaşma oldu, danımı çocuk başımı çe virdim. Kapıdan heyeli hükimenin | mevkilerine doğru ilerlediğini gör- düm. Hepsi yerlerini almış... Müd-| Gelumuml biraz dalgın.. Belli ki bu günlerde çok yorulmuş.. Hâkimin ilk sözü “müerimi getirin oldu”. — Birden bire yan kapı açıldı. | İi jandarma arasında yürüyen bir Çocuk göründü. Fakat bakışlarında içime kadar işliyon — bir mcı vardı. Ürkek adımlarla kondisine gösteri len yere oturdu. Gözlerim bir türlü ondan ayrılmıyordu, - gördüklerinm hayatın açılığını göstermek için ba. a kâfi geldi. Derin bakışlarile, insanı heyeca- 'na düşüren iki elk gör; bu gözleri gerçevelemiş kirli sarı bir yüz, ve hiç yıkanmadığından - birbirine yar Piğmiş kumral saçlar... Fakat ona kumral demek için biraz da fedar kârlik lâzım, bir benek çamur, ya hut ta yağ hamuru demek ha doğ. a. Ve bu başı taşıyan simsiyah bir. boyun.. Yırtıklarından etleri görü- 'nen bir mintan ve heyeti umumiye-| sile bir sefalet timsali olan bu bed. baht. Hâkimin ilk sözü — Oğlum, soracaklarımıza doğ Tu cevap vereceğine allahın tüzerine yemin eder misin? Herkes ayakta, kocu #alonda de- kanını içerek mezarında yı gadığı hakkındaki - hikâyeye ge. Hince... İşte bundan iki ay evvel mu harebe —meydanında ölüp buraya defnedilen kardeşiniz için halk b nu biribirine anlatıyor. Anketime mehtab var iken baş- ladım. Çünkü gece yapacağım araş tırmaları kolaylaştıracaktı. Bugüne kadar canavarın ortaya çıktığı ta. Tihleri ve saati mümkün mertebe tesbite çalıştım. Bu suretle azizim Reginakd sizi, ilmi nücum aaye #inde bayallerden hortlaklardan, Mhasıl bütün fena mahlüklardan korumağı istedim. Godard nefer almak için durdu. Ve — Mektubun bu kısmında bi Yük bir yırtık var, diye izah etti Zaten bu mükaddemeden ne kas: dedilmek istenildiğini anlıyamı < yorum. Tuna: — Bilâkis, anlıyorum, dedi. Ren NASI oanavarın mahiyetini anla mak için arkeolofi fle hipnotizma YA müracaat ettim isa, Calpeper de Ocağının Kayseri (Hususl, )r ocağından on beş athdan mü. Adli Ba iketinde Talas nahiyesinin Zinekdere köyüne gidip gelmişler otur kilemetrelik bir yü, Tüyüş yapmışlardır. Köy kalkınmaları Vilâyetimizde - köylerin kalkın. | “masını temin etmek ve ayni zaman. da para salma — yükünü asaltmak üzere Tohumu köy sandıklarından. verilmek şartile köy sandıkları n mına her çiftçi çifğ başına birer 48. tarla ekmeğe ve nüfus başına Ga birer fidan ekmeğe mecbur. tu. tulmuştur. Kayeeri vilâyetinin Bünyan ka. zanına bağlı bulunan Karadayı köy yerinin münhat olması itibarile her yıl silab afetine uğramaması has, bile bu köy yerinin değiştirilmenine tevesatil olunmuştur. Yeni eğitmen kursu açılıyor: Bu sene iki yüz mevcutlu olarak| Kayeerinin Pazarören - nahiyesinde Eğitmenler kursu önümüzdeki nisan başlanmıştır. - Kura binasının inga Yeni Vali İki Tarafı İzmit, (Hususı) — İzmitte be-) dediye intihabının | Devlet Şüre| tarafından ibtal edilmesi üserine, borada müdakaşa ve dedikodu| hat bir safhaya girmiştr. Şehrin belediye işleri ile sakidenberi meş. ü olan zümre ikiye. ayrılmış ve bi ol bayır siz olamaz. | ainaz, abr, sönleri use.| Yıp durmaktadır. Görünen vaziyete göre, İamitin| iman ve inkişafinde büyük enerdi| | ve hizmeti zeçen sabik belediye re- | isi Kemal Öz ve arkadaşları bu Ia. #Hhabı kazanmakta asla güçlük çek miyeceklerdir. Zira halk kendile | rini candan istemektedir. | Bununla beraber ortada deâk- | koduları kaldırmak ve her iki tar zafi birleştirmek için şehrin bi tar Tef münevver sümresi” valiyi zi yaret ederek şehir halkı hamıne'| Ticalarda bulunmuşlardır. YA Tekeli ortadaki ih- tf halledeceğini ve işi muhak kak sürette ehline ve lyakatı olaş Jara vermeğe çalışacağını vadetmiş.| tir. İzmit halkı bu müjdeyi en sa| Mhiyetli bir — lisandan — öğretnekle rin bir süküt, herkesin başı eğik, gocük alnını kaldırıyor. — Yemin ederim, diyor. | kes oturuyor. Hâkim soruyor; — İsmin nedir? Çocuk Ancak aile sahiplerinin ismi olacağına göre, benim ne lsmim ola- bilir. Yalnız annem Ürait derdi. — Baban var mı? — Bu suali sormak icap ederse İ birakın da ben sorayım. Fakat her | halde bir babam olaa gerek, Pakat bu kimdir? bilmiyorum. Her. İzmitte Belediye Dedikoduları Uzlaştırmıya Çalışıyor , Kayseri Atlı Spo[ Gezileri ' Kayseri atlı spor ocağı üye- lerinden Bayan Perihan Ata oğuz; atı ile beraber içinde açılmak — üzere hazırlıklara atı ikmal edilmek üzeredir. ..x bahtiyardır. Ve neticeyi şimdi em| niyetle beklemektedir. Azılı Bir Demirci Mahküm Oldut. İzmit, (Hususı) — İzmitte de-| mirci İlyas isminde bir adam ya Binda çalışan çırağı Halile teca. vüz etmek İstemiş. Vaki istimdat Üzerine vaka mahalline polis gi-| derek bu azılı demirciyi eörmümeş hut halinde yakalıyarak mahkeme. ye vermiştir. Ağır ceza mahkememiz ilk d fa olarak cürmümeşhut hükmünü) vermiştir. Demirci İlyas 8.5 sene Ağır hapse mahküm olmuştur. — | İzmit, (Humut) — İamit halk. | evi temell kolu vaki olan davet ©- zerine Ankara ve Eskişehire gide| ek ora halkevleri temsiller vore-| 'ek ora halkevlerinde temsiller ve- | receklerdir. Hazırlıklara - devam, edilmektedir. Yanan Bir Kadın Müti İstıraplarn. Can Verdi! İzmit, (Hususl) — İzmit tele- fon memuru Mehmedin annesi — 75 yaşında Zehra isminde ihtiyar bir kadıncağız da mangalda ateş ya. karken, etekleri tutuşmuş ve yır cayır yanarak müthiş ıztıraplar | içinde ölmüştür. Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma| Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarını: Tefrika No. 43 ayni maksat için ilmi nücuma mü- Tücaat etmeyi tasarlamıştı. — Bu Gihetten hakkınız gibİ geliyor. Bakın okumağa vam edeyim; Çeviren 1 R. Bu adam gençliğinde sihirbaz Mag nus'un medyumü Slinflordu. epey tanıdığını söylüyormuş. Cerrah o. lan bu zat kendisine arkadaşının yapmış olduğu itirafattan kimseye SAGAY İki batın evvelki büyük ceddi- tahsetmek istememişti. Derhal bu nilin banavarla, Tastlaşmasını tod. Adamın evine gillim. Beni, torü. MA Ytlkm: Vaslinlardan bunan 16 fu Besaketle kaşıkyatak, bere, teşrinisani 1556 da - vukubulduğu - beyaz, yüzü buruşuk içerisinde e. ve onun babasınınkinin de 8 şubat lan ve fakat gözlerini şayanı hay, 1526 da vukubulduğunu öğrendim. ret bir gençlik gösteren büyük ba. Her iki karşılaşmanın aaatini tes: basının yanına götürdü ve kendisk. bit edemedim. Annenizin hizmet- ne ismimi, ziyaretimin sebebini £ çilerinden bir kızın verdiği izahat e Danordaki ve civarlar. daki komşularınızı ziyaret - ettim ve nihayet Steyting'de Yes isminde birisinin bulunduğunu — öğrendim. zah ettikten sonra ikimizi de yal Biz biraktı İhtiyar Yes bana: — Bvet Mözyö Culpper, Bun- 'dan doksan sene evvel Slinford'un Tefrika No; 26 Fakat denizin üstünde, Beyas) yelkenlerini şişirten ılık bir rüzgü- Tın tesiriyle, kayıp giderken birkaç gün sonra buralarını bırakanak ko- leğe döneceğimi düşünerek etrafa, bakıyordum. - Bütün bu kayalıkla- , sahilin girinti, çıkıntılarım —azı fak biliyordum. —Bu sakin köşede uzun müddet yaşamış eaki bir mem leketli gibiydim. Gözlerim gayri ihtiyari, kaya- hk burünün kenarında — yükselen duvarların sakladığı eve doğru kay d B... ye gelişimden birkaç gün gonra, kumlukta, Emine hanımın yanında oturürken — Burada kim oturuyor? diye — Genç bir hasta kadın, ceva- bini almıştım. O gün ihtiyar kadı- nan, bu kelimeleri söylerken heye canda olduğunu ve hattâ dudakla. nn titrediğini farkeder gibi ol muştüm. / Fakat diğer günler bi düşüncelerimi teyit edecek bir l mete rastlamamıştım Bugün bu düvarlara bakarke şek sesle- — Ne olursa olsun, hasta - bi İnsan için bu ev fazla rüzgüra, xo ağa maruz, diye söylendim. Dümeni idare eden vasim yavaş. ça kabaran denize dalmış bakıyor. du. Sözlerimi işitince hafifçe tit redi ve kendisini derin bir düşünc veya hayalden uyandırdığımı a) ladım. — Söylediklerim doğru değil mi? Böyle bir binada bir hastanın _I_Aşi(ııî _Kuvveti Nakleden : ORHAN 8. Bununla beraber karaya yakla - girken bir aralık çok - korktuğum kotra anl surette bir rüzgür sğa- ağının altında tamamile yana yat. , Nallin tam zamantıda düme nini kullanması civardaki kayalık lara çarparak batmamıza mani ol dü. Bakır rengindeki bulutların ee rasından sizan aydınlık altında Nailin sararmış olduğunu gördü Hüm zaman, büyük bir tehlike at Jattığımızı anladım. Ne ise sahile oldukça yakın bulunduğumuz için daha fazla bir. tehlikeye marum kalmadan karaya / çıktık. Pakat yağmur bardaktan — boşanırcasına yağıyordu. “Ben size demedim md idi?,, diye söylenen ihtiyar balıı çıya bile bakmağa vakit olmadı ve adetl, sürükliyerek eve doğrü koşmağa başladı. İçeriye girdiğimiz zaman sıraklam olmuştuk. Emine hanım ellerini havaya kaldırarak önümü- ze çıktı — Ne kadar da endişe içerisin. de idim bilseniz! Maydi, Cahi &elin de üstünüzü değiştirelim. Nall de: — Ayni zamanda sıcak bir şey içirin.. Anladın mı Zehra, scak hem de kaynar bir çay! dedi. Bu son 1 kadı! vasim elimden tutarak lemişti, serk da hitaben vi bir ap verdi. — Peki siz, Nail Bey ne yapa caksınız? Evvelâ sizi düşünürüm 'ban. Ondan sonra yabancı ile meş gl olacağım. Hakikaten garip bir şey! Sesi, her vakitkinden daha sert ve kısıktı. Nazarları daha uzak- lara, ufuklara dalmıştı. Kotra hâlâ, kısa dalgaların 0-| zerinde sekiyordu. Nail bugün çok Vasim, ileriye doğru bir adın atarak: — Burada yabancı kimse Karşınızda okı dedi duran genç kız yeğenim ve ayni zamanda kızım sa yılır. Bunu unutmamanı tavsiye e sükütü idi. Benim de konuşmağı arzum yoktu, İstanbula dönüşümde B.. yi ve hele çok sevdigim Emine hanımı arkamda birakmaktan mü- tevellit hüznümü şimdiden düşünü-| yordum. — Bakın, dikkat etmi Ço kuzaklara ki tına da kopmak üzere, b dE 'asim birdenbire harekete geç Filhakika güneş birdenbire kara bulutların arasında — kaybol-| muş, Füzgür daha kuvvetle esmeğe | başlamıştı. Hemen geriye döndük. Fakat fırtına bizden daha hızlı ge liyordu. Bir müddet - sonra kotra| dalgaların üzerinde çırpınmağa kol yuldu. İyi bir denixci olan Nail deniz. den korkmayan bir adam idi, bu-| nu bildiğim için içim rahat etti. derhal koser yanında çırak idim tam yüz dokuz kim, — Sizi boş yere rahatsız ede- ceğim galiba, çünkü bizi alâkadar 'eden hâdise o kadar eskidir ki! de dim. — Merak etmeyin, hayat, baş- ngıç ve nihayetinden başka bir gey hazırlanmıyan iyi bir tiyatro piyesine benzer. Ben hâlâ çocuk- luğumda yediğim şekerlerle, ayak- larıma geçirdiğim süslü ayakkabı. ları/ hatırlarken dün ne yediğimi bilemiyorum. Size, 1559 da - Slin- İki ay sonra yaşına — basaca. ford'un O bana neler anlattığımı sıhhatla söyliyebilirim. Bir gün benim sihir işlerinden — bahseden bir kitabı okudumu görünce hid- detlenerek bağırdı ve böyle şeyleri okumamaklığımı menetti. - Sonra kızgınlığın: yenemiyerek: “böyle meraklardan insan karar arayıcılı Kına kadar düşer. Buna misal ola: Tak, eskiden herkesin cemaret ve iri kalpliliğine hayran olduğu ve hürmet ettiği, fakat sonraları yap- miş olduğu iptiyatsız hareketler . derim. Sesi kısa ve ciddi idi. Zehra bar şim eğerek mutfağa gitti Bu hâdiseden sonra şiddetli bir nezleye tutuldum. Hastalığıma son günlerde havanın kapalı — gitmesi de inzimam dince evden dışarı ç Fakat / bügünler — çok kısa geçti. Çünkü vasim, yanımda, Alâka verici, tahsil ve malümatımı Yükseltecek şekilde konuşmalarda bulunuyordu. Bazan da çocuklu: #um tutarak, şimdi büyük dostum kamadım. İ olan Ajaka ile'halı üzerinde oynar yordum. Teşrinievvelin ilk haftası ge- lince, İstanbula dönen vasimle ber raber B... den ayrıldık. Emine ha- nımi kucaklarken ağlıyordum. Pa: kat bir taraftan da içim rahat 1di. Zira Nall banaı — Gelecek sene takrar buraya gelirsiniz, demişti. ği Artık fazla zahmet çekmeden çalışma hayatına yeniden atıldım. Bilhassa, büyük istidadım olduğu söylenen musikiye çok - çalışıyon 'dum. Ahlâk vaziyetim de yavaş ya. vaş değişiyor ve daha yumuşak o- Juyordu. Ayni zamanda müdire ile vasimi memnun etmek için ciddi bir genç kız tavrı yordur 'den dolayı çocuklar ve büyükler ında bir korku ve dehşet âml Ji olarak ortaya çıkan eski efendim Sir Magnus Mamsudu. gösterebili. rim. Diye izah etti. Kendisinden bu hikâyeyi anlatmasını rica - ettim. İşte bana anlattıklarını, — hatırlı. yabildiğim kadar size söylüyorum Sir Magnus, içki içmezdi. Run. dan maada karısından başka bir kadına bakmamış şeref ve servete ehemmiyet vermemiş bir adamdı. Girdiği muharebelerde cesaretiy - le tanınmış, kral sarayına almak istemiş fakat o, şatosunda münze- vi yaşamağı ve tetebbu ile vaklt Keçirmeği tercih etmişti. Sir Magnus beni yanına almış- &. Çünkü anmemle babamı - kaye betmiştim. Uzun seneler onun ya aında, Aaraştırmalarında yardım ederek kaldım bidayette bu çalış- Masi zararsız İdi, © zamanki oku. müş adamlar gibi bazı kiymetli ve hayatı alâkadar eden şeyleri a- Tamağı aklına koymuştu. Sir Mage nus'un esaslı gayesi hayat iksirini bulmaktı. (Devamı var)