YENİSABAH Serbest Fikirler Çocuk Esirgeme Kurumu Çocük Esirgeme / Kurümünün bir yılda yaptığı içler hakkında a malümatı öğrendim: V Aakarada Çocuk Esirgeme Ku rumu” Genel Merkezi 888 yılmda 7150 çocuk / müayene” ve tedavi 6608 Çocuğun dişleri müsyene ve dedavi, 23221 çocuk — sicak banyo, 40810 oÜt yağrusuna süt darlamın.| dan 24638 Kü0 süt verilmiş, ana, G bbem Kurum himayetlede| Teyli mekteplerde okutulan 12 çe GöğK Hakliğ Hirba, takalt ölerk | 3422 lira 73 kuruş, 62430 çocuğa| Scak yemek, yazın yüzme bavır| Tundan 6884 çocuk istifade ve 18) Çocuklu mühtaç sileye yiyecek, yas Kacak verilmiştir. Bundan - başka a. babedın, mahrun ekserlei bir Şizlüklen alt, yedi aylık olmak Üzere 140 yavrıı sefalet ve ölümün Şeçedbaleri kartünlerik Derumn Biçlümleki ü kazağında balat- makta bulunmuştur. Kreşte: Çahşicı işçilerin gün Güz berakıp alişam akdıkları aüt ç0-| Gikikür da dahil altı yaşındaki ço Gökler Hurumum — kendi sarayında. tesis ettiği kreşte bu süretle bakı- Jan 1249 yavruya sabahı, öğle, ikin. di olmak üzere 111,170 kap yemek Şerilmek suretile ana, babalarının işlerine engel olmaktan — kurtarıl- ilin, Dü yavrelar iyi mürebbi ve öğretmenler eli altında - iyi duyga ve Bilgili yavrular haline konmuz: dur, Bu süretle mühtelif yardımlar Yapılan Çocuk sarayı (150/4Z7) olar Tak 9 yılına girmiştir. Bötün / varlığını mületin evlit Bevgi ve muhabbetinden alarak çe- İlşan Çocuk <airgöme Kurumunun daba fazla yardımda bulunabilme. Si ve ölümün pesçesinden yoksul Yavruyu sağlığa ulaştırabilmesi ( Hiç şüphe yok ki bu ziraat kong- | 'resi memlekette zirai kalkım için | ilk yapılan çok mühim bir hareket-i tir. Yine hiç şüphe yok ki kıymet-| li başbakanımız B. Faik Kurtoğ- Ja gibi çok azimli, yüksek ihz bir zatın eline zirant vekâiletini tev- di etmekle bu kalkımı — mutlaka| temin ettireceklerdir. Yalnız bir vazife olarak deği bir köylü aşkiyle çahışan ziraat kilimiz ziraf kalkım için izhar et | tiğini gördüğümüz bruze tamamile ilme, ihtiyaca ve derin tetkike | istinatla meydanu getirilmiş, esas- h ve varlık yaratacak bir teşki. Jâttır. Ziral ihtiyaçları tetkik ede- bilen ve bu yolda çalışan hiç kim- e bundan fayda görülmiyeceğini çin yılda bir lira ver Kuruma sen e kabul edemez. Ba hakikati kabul etmekle be | Toplanı | aber bilâ fasıla 30 sene bu dava pesinde gezdiğimden memlekete Ve yorulmak bilmez kiymetli zira- at vekilimize hizmet edeceğimi zan 'ederek görebildiklerimi anla iım. Zirai kalkımı iki safhaya ayır - mak İâzımdır, birisi manasiyle il-| mi ziraat yapmak ikincisi de bu Yüksek Tı - Cemiyetinin toplantısı Türk Tıp cemiyeti 939 senesi/ ilk içtimanı kongre — halinde yap-) niş ve heyeti idareye altta isimleri yazılı doktorları seçmiştir. Birinci rels: Dr. Şükrü Hazım Tiner, İkinci reis: Dr. Ali Eşref Gürsel, İkinci reis: Dr. ihsan Şük- Tü Aksel, Umumi kâtip: Dr. Nuri) Osman Eren, Veznedar: Dr. Pethi Brden. Gülhane Müsamereleri Külhane tatbikat Mp, ve kı Üinin senelik müsamerelerinden kincisi 13/1/989 cuma günü sant | 1730 da Gülhane kanferans salo- nunda yapılacaktır. Arzu eden mes- dekdaşların teşrifleri rica olunur. Yüksek İktisatçılar n Toplıntısı Yüksek İktisat ve Ticaret Mek- tebinin 56 ıncı yıldönümüne rastlı.| yan 16 ikincikânun pazartesi günü ektepte bir merasim yapılacak ve mezunlar cemiyeti tarafından d ayni günde Beyoğlu Tokatliyan - teli salonlarında sat 17-22 arasın a bir çay ziyafeti verilecektir. Askerlik İşleri yacak memleket ekseri. yetinin vaziyeti umumiyesini ıslah etmektir. Onları bir izbe içindet ve hayvaniyle beraber yaşamaktan | kurtararak benliğini bildirmek. evvel “anavatanda yerleştiğimiz zaman ziraatla ya - Şamak bunu zamanla inkişaf ettir. mek gayesi takib olunmuştar. O zamanki noktai nazar fırsat düş | tükçe tevessü etmek, kudret ve mevcudiyeti muhafaza içinde arruzdan masun, hiç olmazsa bir| | kaç taraftan tabiatın muhafazasın. dan ifade edecek yerler aran -| oralara barınılmaştır. O za. | man sirf harb noktaj nazarından | Seçilen bu yerleri şimdi sirai inki. | Safimiz için istimal edemeyiz. A | | Sirlik tecrübeler, - bilhasın Cum-) huriyet idaremiz ehemmiyetle bu. ralarda imarı takib ettiği ve köyi bütçelerinin yekânu ki devlet büt- | çesinin üçte birini teşkil eden 80| milyon lira sarfedildiği hale e - Vsaslı bir varlık- elde edilmemiştir. Şu itibarla muhterem Zirant Vek; kilimiz bir tara tan ziral kalkımı, Eminönü A, Ş. sine mensub 316 1338 doğumlu olap yoklama Ka YAK ederken diker taraftan küy. ah ve saklılardan — müameleleri| STi YazİYcti umumiyesini de bu uda bena seferberlik içine alması. Tâzımdır 329 doğumtalardı Bit bit bestder aei ct Mmaksızın ön beş senedir devam edi. | 'yor. Senede 80 milyon lira sarfı diliyor. Bir köylü devlet vergisin. olanlar ve şimdiye kadar askere çağrılmamış 880 doğumlu müslim | 've piyade sınıfından bulunanlarla den fazla bu işe para veriyor. Şim- :“ B p eee | & ba n zlsük Kalkıni zibi res, men başlamalı ve eski kurumda Bakaya ve yoklama kaçağı ve| verimsiz, sıhhatsız, fena yerler sakhlardan / olmayıp / vaziyetleri! den valkı Ccoğrafi vaziyeti itiba. olanlardan bedeli nakti vermek istiyenlerin bedelleri 20/ 2. künun/989 cuma günü akşamı- 'na kadar kabul edilecektir. Bedel vermiyecekler için şube de toplanma günü 21 2, kân. 639 cümertesi günü aakere sevkedile cekleri ilân olunur, riyle icabeden yerlere leştirmelidir. Arazisi müsait köy- | leri de bir araya toplamak ve top- Üöraksızları” toprağa sahip kılmak, ziraf kalkımı daha kuvvetle muvaf- | fakıyetlendirecektir. Bu işte sar Ti şebekesinin de kurulması mü - him yer aldığından kazaların he- | birlikle yer. Cumhurreisimiz İsmet İsönü son Zi Zirai Kalkınmamız Nasıl Tahakkuk Edebilir ? at kongresini man ekserisinde çalıştırlan itfal yeci, sucu, elektrikçiliği bunların| bunların hepsi sanatkârdır, itfaiye garajlarının yanında meydana ge- tirilecek bir atelyeye, daha birkaç sanatkâr alınmakla bu iş te temin edilir. Dördüncü ihtiyaç da köylünün) yetiştirdiği mahsulünü halka üçün- cü hattâ dördüncü elden sonra &: tılma işidir. Bu işte kâri mutavas sıtlar kazanmakta müstahsi kaza- namadığı gibi ahıcı da tahammüll e-| dilmez bir şekilde ihtiyaçlarım pa-| halıya almaktadır. Meselâ bugün on iki, on üç kuruşu bizim elimiz- den çıkan zeytini halk 80 - 40 ku- ruşa, yine 8 - 9 kuruşa elimizden | çıkan güzel elmaları 26 - 35 kuru- | gi alınmaktadır. | Vaziyeti umumiye — hakkında çok etraflı bir lâyihamı — ziraat| köngresine ve daha evvel de alâkı ları itibariyle umumi müfettişlik-| lere de takdim etmiştim. — İkinci müfettiş çok kıymetli General Kâ-| zım Dirik lâyihaya ehemmiyet ve- zerek Dahiliye - vekâletine gön- dermişti. Bu muazzam iş hiç şüphesiz ki ehemmiyetli bir para işidir. Devlet | bütçesi bunu temin edemez. Fakat bilhesab millete hiç de yük olmuya- cük şekilde- bunun derhal tatbiki- ne imkân vardır. On sekiz milyon - halkımızın| hemen yüzde doksamı bilfiil ve bil- vasıta bu mesleğin saliki ve mu- akkibi olduğu gibi geriye — kalan yüzde on da bu ekseriyetten ala- caği varlık - kabiliyetiyle iş yaptı. ından bu durümün âzameti derhal gözümüzün önüne gelerek bu me - sele memleketin — meveudiyet işi olduğu kabul olunur. Bu zirai kalkım ve inkilâb ta. mamiyle Jak iki taraflı - yapılmalıdır. Tahmini yapılan hesaba — gör köylünün vaziyeti umumiye sefer- ferberliği senede 300 milyon lira sarfedilmek şartiyle ancak 12 se-) 'nede mümkün olucak ve bu işe ma:, arifi kurreviye de girebileceği gibi! bu paradan zirai kalkıma da sarfo- Tunabilecektir. Her vatandaşa kanaat gelecek bu işin hesabını göstermek için ev- velce bugün takih arazi, edilen buhran, yol - vergileri on, yirmi, otuz, azm? kırk parayı geçmemek üzere herkesin alâka- dar olacağı edilerek — bilvaz mesken, geyler üzerine zam tü / tabsil — edilib bilhassa ekseriyet köylü üeücü bu vergiyi vermek işinden çok kolay ödeme şekline konularak sefer - berlik için hazırlanmalıdır. — Mü- dafaa vergisi gibi bu dört vergi | hissedilmeksizin alınmakla idarei hususiyelerin de vaziyetini düzelte- rek memleketin imarı © cihetten de artacağı gibi ziraat kongresinin bugün yüzde yirmi beşini almak istediği varidatı da pek kolaylıkla alacaktır. Köylünün vaziyeti umumiyesini | semere vermek için mut- temin ederlerken düzeltmek üzere yüpılacak sefer - berliğe gelir için on sekiz milyon. halkımızın altısından birçok sebep- lerle bir şey aranmıyacaktır. 'ye kalandan altı milyonu da kud- retsiz addetip onlardan da bir şey | aranmıyacak. Onlara senede — işi| olmadığı zamanlarda eli kuruş gündelikle köy yapımında çalıştı. Tarak kırk gün için yirmi lira te-| min edib mısfı kendisine nişfi da, seferberliğe alınacak ki hem altı milyon vatandaşa altmış milyon li a verilecek, hem de ondan altmış milyon lira ahımacak. Geriye kalan altı milyondan iki milyonu 80 - 100 lira geliri olan - dar teşkil ettiğinden başka verei| ile mukayyed olmıyan bu vatanda; | dardan da gelirinin yözde ikisi a- Jınmakla 36 milyon lira temin edi-| lecektir. Mütebaki dört milyonun) gelirinin yüzde dördü de 174 mil-) 'yon lira olub umumi 270 milyon!| Jirayı bulacaktır. W Muhakemeli bir hesabla tetkik olununca şu hesabla ortada sarsıla cak kimse yoktur. Yapılan işte| memleket / ekseriyetinin - kalkımı| ve yaşayışı ve bundan da - bütün milletin menfaattar olduğunu dü-| günmek icabeder. Köylerin on dört bin değirmeni| olub hepsi kalbursuzdur. Köylü: 'nün zahiresinden mahalli” tohum| seçmediği gibi zahirenin içindeki birinci, ikinci devre ait kristalleri de unla beraber yediği için vatan- da anavatanda ekseriyet halk - bul sebeble ahşayı batniyeden ölmek. tedir. Bu / kalburlar / mahallen tohumu islahla beraber - vakitsiz ölüme nihayet verecek — ve kiloda alınacak on para ile de seferber- düğe senede 42 milyon lira - gelir| edecektir. İş köylünün kal-| kınt için olduğundan bugün kalbur! olan bazı değirmene yirmi para verdiğindek on parayı memnuni:| yetle verecektir. Silâh altındaki vatandaşlar da| 3 ay hizmeti askeriyesini bu sefer- berlikte geçirirse gelir 320 milyona| baliğ olacaktır. Bu paranın yüzde doksanı yine memleket evlâdi ça-. lıştırıldığından ona verilecektir. Köylünün vaziyeti umumiyesi düzelmesi sırasında vilâyet — mer- kezlerinde sanat, zirnat, kız hayat, | Aana, sınal ziraiye — mekteblerinde| köylü için az zamanlı bir uslü ted- ris kabul edilerek tahsil çağına ge. alınıb | köyde yediği şey velisinden alın - mak, elbisesi içinde her çocuk he-| sabına taksitle iki koyun verilib Yünü, yarım dönüm pamuk, yarım dönüm keten ektirilib alınırsa hem fabrikalara iş çıkar, hem istihsa- | Jat artar ve hem de çocukların ba-| kımı hükümete yük olmaz. Az za-| man içinde yeni kurulan köye, ye. ni ziraat yapan köytüler yeni yetişen Cumhuriyet evlâtları da iltihak eder. Çiftçi len köy çocukları buraya, s. ık Tefrika No ZA Yerine D Kafa, Kol, Bacak, Bel Ortada Bir Adale Son derece fena bir vaziyete d gen Ponsu Kara Ahmed olduğu gi-| Bi biraktı, ve minderin - köş doğru yürüyerek, nazarlarından a cımak ifade den manalar döküierek 'Şerde yatan, ve kalkmıya - çalışan hasmına baktı. Bu gi Türklük namına ö- #ünülecek bir manzara Koca dünya şampiyonu Pol Pon: yerde kivranirken, Kara - Ahım hemen onun üzerine atılmak tekrar Bitina almak istememir, derin gerisine doğru çekilerek, hat â yeni terlemiş bıyıklarının altın. dan kalın dudaklarını büzerek g Tümsemişti. Kolları göyle min- al kanadı ibi Pol bekli- miş duruy Ponstan a yordu. Ve hakikaten de öyle oldu. — | Yerden kalkan, yavaş yavaş akli-| u başma alan Fonsun - sersemliği| Fecmiş, yerinden ok gibi fırlamış, iara Ahmedin höğrüne dalmıştı. Biraz evvel neşelri kaçan Pons arının tekrar bağırıp, hay: ği duyulüyor. binlerce insanın aynaştığı salon, he iki - tarafın alkışları, bağrıslarile Yahudi hav- Tajarından beter oluyordu. Kara Ahmed, hasmının zerinden fırlayıp üzerine " görünce, o da yerinden Rivi fırlamız, Ponsun - bacaklarına almıstı. akla bir hücum ök gibi, atıldığı: Güreş minderi harman yerine d miyor, kafa, kol, bacak ellerine ne rastlarsa tutmak, - birbirlerini ne pabasına olursa olsun yere vurmak ' wefes almıyor, boğulüyor, ölü- | yorlardı. Hak tepeden tırnağa kadar heye- benzi uçmuş, Bu rırada salonda tüyler ürperti- | ci müdhiş bir nara duyuldu. Oohoydaaa!! Bu ses, henüiz yirmi yaşında olan| yağız delikanlının, esmer Türk peh- Jivanının geniş ciğerlerinden — firk- | yan tunç sesi idi. Bu müdhiş nâranın dehşetile afat- hıyan, ne olduğunu anlıyamıyan yüz binlerce insan, ağızlarını açmış ruyorlar, belki de küçük - dilleri'bo.. #azlarına kaçmış yutkunuyorlardı. Çünkü Kara Ahmed, azgın bir, mandayı iki pençede altına alan, | böğrüne dişlerini geçirip - ciğerleri: | ni paralıyan bir kaplar - gibi koca Pol Ponsu iki kündede altına almış Salonda bir- Çıti Duyülmüyor, binlerce insan ihti- mal nefer almıyordu. Kara Ahmed, | körük gibi şişip sönen - ciğerlerini hasmmının böğrüne dayamış, kafası n kollarını samaıkı kavramıştı. i Her geçen saniye Pons tarafdar- larına cehennem azabi olmuş, çatır Ççatır öten Pol Ponsun dehşetli 0- muzlar” minderi bulmuştu. Salonu dolduran yüz binlerce in- | sanın bir kısmı dolmus gibi duru- yör, bir kısmı ise- çılgınlıktan ne yaptıklarını. bilmiyordu. Pol Ponsu yenmek suretile 1900 - 1901 senesi cihan şampiyonluğunu kazanan Kara Ahmed, halkın güreş yerine hücum etmesinden, binlerce | tarafdarının sarılıp sarılıp kendisi- | ni öpmesinden korkarak hemen, minderden fırlamış, soluğu giyinme | odasında almıçt. Esasen övvelden hazırlanmış olan serginin altın madalyaları, Pransız | bayrağından yapılmış amuzdan geç- | me geniş cihan şampiyonluğu kor. delâları hemen minderin üzerine ko- | nan bir masanın üzerine sıralanmız. | W Kara Ahmed, yıkandıktan, teri kurulandıktan, giyinip hazırlandık- tan sonra güreş yerine çıkacak bü. Yük bir merasinle #aan pehlivanl YAZAN: TEVFİK PARS Güreş Minderi Harman _Y_ı[ıı_ııı kalmıştı | Grilün edilecek, önmüştü Birbirine Karışmış, ikramiyesi verilecek ve altın mada lecekti. Tam bu sırada harikulâde - iri, gözlerinden ateş saçan yaman yapı- h bir adam güreş fırladı, iri ellerile halkı Biraz evvel coşan haykıran, tees- süründen put gibi duran, yutkunan halk hep birden dikkat kesilmiş, bu tuhaf tavırlı insanın güreş yerinden & Bu iri yapıl 'adam kendisinin iki aat evvel trenden indiğini, Rusya- 'nın başpehlivanı olması - dolayısile yapılan cihan / şampiyonluğu güreş etmek istediğini söylüyor, ve” Kara Ahmedle muhakkak - sürette Büreş etmek için wrar ediyordu. Salonun havası birdenbire değiz- miş, biraz evvel dilleri boğazlarına kaçan Pons tarafdarları, Kara Ah- medden bir hinç çıkarmak, - cihan pehlivanlığını ne ekilde olursa ol Sün onün elinden almak için, bu Rus başpehlivanının dileklerini mü- dafaa ediyorlar, hep bir ağızdan: Türk, Rusla güreşmeli! Onu da yenerse cihan pehlivanlığını hak etmelidir. Diyorlar, bağırıp - haykırmaktan Salonu birbirine geçiriyorlardı. Halkın kendisini iltizam ettiğini gören Rus şampiyonu bar bar bağı- Türkle güreş etmetiyim! Diyordu. Hakemler, organizatörler, bu iş- 'te söz söyliyebilecekler, hemen mü: düriyet odasında toplanmış, başla; e bi ne gekilde harebet etmek dlatın gekiiğini heseblyorlardı. Oülar düşümedemenler; sakoa bir: birine giriyor, güreş minderinde top gi göliyen Be şaşie lalE Halerdanberi -antak veriyerdu ura Aleael taratlerian 1 — Hayır olamaz, şimdiye küdar — | | far, bu vaziyet karşısında en aklın nerede idi? Bugün artık cihan pehliyanlığı olmuş bitmiş, aylardan- beri bu minder üzerinde güreş eden Türk pehlivanı son hasmı olan Pol Ponsu da yendikten sonra cihan pehlivanı ilân edilmiştir. Diye haykırıyorlar, Rus pehliva- nına hak verenlere bu şekilde cevab- lar veriyorlardı. Fakat arzüyü — umüminin - güreş seyretmek olduğunu bilen ve Rus Şampiyonunun — kendisine meydan okuyuşundan izzeti nefsi zedelenen Kara Ahmed, hakem heyetinin ka- rarını beklemeden, birdenbire milli kıyafetile güreş yerine fırlıyor, onu bu şekilde gören - tarafdarları, çık- gınlar gibi alkışlamıya; — Viv lefTürk! Seslerile haykırışmıya — başlıyon Salon misli görülmemiş tezahürata, sahne oluyordu. Kara Ahmedi tutanlar, onun ka- badayılığına inananlar, daha onun mindere çıkmasından, söz söyleme e hazırlanmasından ne diyeceğini Aanlamışlar, onu bir kat daha can- dan alkışlamışlard. Fakat Pol Posun bedbaht taraf. darları, Kara Ahmedin mindere fır- Jadığımı, Türkçe sözler haykırdığını düyunca, hepsi Rus - pehlivanının #özlerine itiraz ettiğini, onunla gü- Ta$ etmekten imtina etmek istediği. ni zannetmişlerdi. Vaktaki Kara Ahmedin türkçe sözleri hemen tercümanlar vasıtar #ile tercme edilmiş, halka bildiril. mişti, o zaman anu sevmiyenler, çe kemfyenler bile alkışlamıya Viv le Türk! Seslerile haykırmıya başlamışlar. &. Kara Ahmed şöyle demişti: (Devamı var)