Günün fıkrası Tezatlarımız Gehireliik ketimesi, ücatleri- miz arsına, Cumhuüriyet / dev- vinde karıştı. Fakat/ şehirci di- ge ayrıca bir ihtisas. bulundü- #unu düymüş olsak da, henlir içimize sindiremedik. Midemizi Girciye tedavi ettirmyoruz ama, köprü yahut yol / mühendisine yalmız yapı değil, şehir de yan- arabileceğimizi sanıyoruz. — Da- ha döğrüsü — parası kesemizden — çıktığı kcin Ömasıl / hepimiz evimizin mimarı kek, biraz —makam yahut kontrol yetki- «£ edindik mi, hepimir Kesiliyoruz. İstanbulda veya Ankarnda, nesel bir fsviçre kasabasının #0 yür metrelik enddesine ben- Azer bir Avrupa parçası yapama- Yaşmızın sebebi budur, Bir kö- gesinden, ya kaçak katından, ya dönemecinden, ya — cephe biç minden sıntiveriyoruz. Frenk şehirlerinin caddelerin. de görüp de mıpta ettiğimiz maları çizebilecek mimarlarımız 'var. Seyrine doyamadığımız vit- yim süslemelerini ” yapabilecek dekoratörlerimiz var. Yerli yar bancı, bu vitrinlere yakışabile cek eşyalar da ya fabrikn veya atölyelerimizde yapılmakta, ya- hut dışarıdan gelmektedir. An- cak bir kaç yıldır. sürezelen Zeçlel milli koranma kayıtları elmasa, İstanbulda Beyoğlu ve Ankarada Karaoğlar eaddeleri, hiç güphesiz, başlea frenk ge- hirlerinin büyük eaddeleri ka- dar gelir de verir. Beyoktu ve Karsoğtar endde- derinden geçenler, çirkinliği ahenesizliği sermeyecek kadar gevksir ve görgüsür müyür? Hayır! — Erkeklerimizin ve ha- aımlarımızın pek çoğunu giyi- işlerinde, oturup / kalkışların. da, düşünüş ve — duyuşlarında frenk seçkinlerinden ayırama- v Acaba bizler, her yit artan, macelislere giren, — Iktidar ma- kamlarına oturan / binlerce, on Binlerce garpli Türk, — neden, Bir fürlü gehirlerimizde üç yür Metrelik bir. Avrupa parçası yayılmasını sağlayamıyoruz? Ben cevabini. vereyim: — İKi kere ikinin dört ettiğini —halA Kâğıt üzerinde — hesaplamamız. dan ve biri itiraz ederse, belki yanılmışızdır. — diye, günhe ve tereddüt içinde, yine kâlıt Üstüne eğilip ikiyi Ikiye bir da- ha varmaktan! Sehir plâmı yaptırmaksa, yap- fırdık. Şehirci sanatkâr çetiri meksa, getirttik. Şehir — plân 'man nasil fatbik edileceğini an- Tamaksa, bu sanatkdıra bizlm ih- tisas adamlarımız!a beraber bir. kanun hasırlattık. Güzel Sanat-, lar Akademisi ise, açtık. Fakat plân Bozmak, plâncı — kovmak, dosyalar içinden uyuyup duran kanunu çıkartmamak, akademi sanatkârlarına söz ve - hükün hakkı vermemek isteyenler, bir #vuç ya keyif ya menfaat ada ma, “Yeşli saha, bölgelerini Hik sahiplerinin elinden — ucuza| alıp da, plân tadilleri Mle, bin- ler, en veya yüz binler vurma- 'ya kalkışan bir avuç spekülâs- yencu, bizl ikiye ikiyi vurdurup| Gurmaktadırlar. “Tabli mülkiyet hakdı e mae- kelenmektedirler. Biz. Türkler, ba hakka pek yeni kavastuk. farihimiz. gasp ve müsadere yelimleri altında geçti. Mülki- yet hakkma tapıldığı. devirler. de, frenkler, amumi menfaatie hususi menfaati ahenkleştirmek yollarını bulmuşlar ve kartpos- fallarına — imrendiğimiz imar Muclzeleri yaratmışlardır. Sehri güzelleştirmenin, şehri ferahlattırmanın, — sehri — sehre Benzetmenin, en başta bir umu- l menfaat İşi olduğunu hatır- Tasak da, bir #inek konmus ci- bi, zihaimizden bu fikri hemen Kkovuyuruz. / Mülkiyetin yalnız hakkı dekli, vazifesi de olduka- Ba, malmız varsa, ne — düşün: sehirel 5ı ni B gll ill dü ni Yazan: Falih Rıfkı Atay tırılan yol ve mecralardan Fa- 'tih, Eminönü ve Beşiktaş ilçele- Tine ait olanlarını — mütcahhide ihale etmiştir. Fatih ilçesindeki çut emsallerine müşabih alarak fakülte ve Yüksek, okul talebe- deri aralarında “Unesto Türkiye 'talebe teşkilâtı,, adı altında ye- dışmaya/ başlamışlardır. Bu te- tabil ilimler, lar, müzecilik ve kütüphaneetlik, basın, dan yüksek tahsil haberdar etmek ve Unesco ile temas ve İrtibatları- tabil surette Aza olabileceği bu teşekkülün merkezi olacak ve Ankara, İzmir, Zon- guldakta da temsilcilikleri bu- lunacaktır. Unesco talebe teşki- Jâtı, faaliyetleri husumunda Tür- kiye milli komlayonunun Türkiye yonumün istişart organı olacak- dr. Gökay, dün Sirkecideki göçmen, Misafirhanesini teftiş etmiş, ye- hatırlarını ve bir dilekleri olup olmadığını sormuştur. Mülkiyet hakkı e münktyet yazifesini ve hususi menfaatle amumi menfaati ahenkleştiren prensipler, har yere sokulabilen hava kürciları ile ortaklarının inden kurtarılmalıdır. 'renk Üniversitelerinde, yük- gek teknik mekteplerinde, n hayet gehirlerdeki — eserlerinde| kendilerine hayran — kaldığımız büyük — Mtısasları, memleketimize — zek dikleri vakit, orta oyununda — Cahife çıkarmak hayundan yarceçmemiz samanı gelmiştir. Simdi. yanmıs. midir, bilmiyorum, en son — şehireilik Prensiplerine göre Berlin'in ge- nisleme plânlarını — yanan bir Bakanlıklarımız. mek, ne düşündürmek — etiyo- Yuz. Kendi evlmin arka cephosl ni on beş yıldan beri ya üç, ya dürt defa gördüm: arkamda ye- di sekiz komşu evinin pencere- lerl var. Onlar her gün bir kaç defa gürmektedirler. Evimin ar- ka cephesine keyfimce bir se- kil vererek, onları bütün ömür derince rahatsız edebilir miyim? Farsediniz Ki Çamlıca - tepesi benlmdiri “— Va karışına yüz altın verir, alırsınız. Yahut et rafına dört duvar çeker, içine Bir de koyun ağılı yapıp diledi- ÖSi ea mrek T EE Tn a Himtat Gada parim vree Aaakir yaram 'yekma, bem — X Pen buna behçemi yaptır öara azcak bi ialime Tçakk mem irim Din enliba Avrararı yapanla Kendi kendilerini her gübekte bir Iki defa amorti eden binalar yın sahipleri, her gün Beyoğlu caddesinden geçen en / binlerce İstanbul / hemşerisine; bir çir kinliği, bir bayağılıkı, bir asağı- inmakta serbest midirler? Frenklerde hiç bir gehir plâ- ni peşin para He tatbik edilme miştir. Belediyelerin peşin a raları elmadıkı için de hiç bir gehir plânı, eski / Şer-iye Mah- kemelerinin oyunlarına benzer, ukük öyunlarr İle tatbik edik mekten alıkonmamıştır. İstanbul plâm tatbik olunma- xa Avrupalı dendiğini — bilmez likten geliyoruz. Avrupayı nere- sinde ne kadar görsek, henüz yeni sehir — görem — köylü gibi, abamız açık dolaşıyoruz. Fakat Avrupalıyı neremizde ne zaman Zörsek, ona bir şehrin ne demek olduğunu anlatmak için / gece- kondü. semtlerine — benzer ma hallelerimizi göslermeye kalkı- sayoruz. Urun müddet, frenklerin zevk ve bilei seviyesinin altında ve #aursuzlük içinde Kdik. — Kendi zevk ve bilgi seviyemizin altın. da bunalıp dürmamiz ayıp de hdır, Kü mldle? İmar Komlayonu — gehirel ve — Anlayıstızlığın. östl — elmak- mimar sanatkârların kati kon- — tansa, kesko anlamamaktan trolu altına alınmalır 1950- 51 ;ııllorında yapılacak yollar Belediye Dalmi Komtayonu 950- | yollar 404688, Eminönü yolları 202255, Beşiktaş ilçesinin yolları ise 190548 liraya ihale olunmuş- tur. On ay zarfında bitirilecek olan bu yollar Fatihte Selçuk Sultan, İbrahim Çavuş, Mimar| Kasım, Uzunyol, /— Küçükçeşme, İCamiçıkmazı, Karadeniz, Üsküp- Iü, Uluabatlı Hasan, Davutpaşa medresesi, Genaga, Kocamusta- fapaşa, Yenlçeşme, Akdeniz, Sa- rıgüzel ve Ahmediye cadde ve sokaklarıdır. Eminönü İlçesinde 'Tahtakale, — Celâlbey, — Karace- İhennem İbrahim, Adliye, Şehsu- varbey, Bozdağan Kemeri, Ko- vacılar, Zeynepkâmli, Lâleli, A- zimkâr ve Paçacı sokak ve cad- deleri. — Beşiktaş ilçesinde de İTeknik Okulu, Thlamur, Yıldız, 'Teşvikiye Camli, — Misirlibahçe, Göreloğlu, Ortaköyde Cavidağa Aydınlık, Çifte İmamlar, Çarşı, İBebekte İnşirah, Kuruçeşme A- layemini, Arnavutköy Girgin ve .Büyük Bebek Derelçi sokak ve caddeleri yapılacaktır. Bundan başka üç iiçede 30 40- kağın mecraları da bu arada ta- mamlanmış olacaktır. Bütün bu yolların inşaatına 800 bin lira sarfolunacaktır. . kurtulmasaydık! yıllarında yapılması kararlaş. “UNESCO” Türkiye Talebe Teşkilâtı kuruluyor Garp memleketlerinde —mev. bir teşekkül kurmak için ça- kkülün gayesi, Unesco ile il- li olarak eğitim, müspet ve içtimal ve mânev. 'at güzel sanat- imler, edet yayın, radyo ve filim evzuunda yapılan çalışmalar- falebelerin: faydalar” ak, keza istekli — talebelerin sağlamaktır. Yüksek tahsil — talebelerinin dstanbulda| Milli Türk Talebe Birliği Hukuk Derneğinin İran gezisi İran Şahının düğününde bu- dunmak üzere İran Hükümeti tarafından - dâvet edilen Mti Türk Talebe Birliği Hukuk Der: neği İrana bir gezi tertiplemiş bulunmaktadır. Talebelerimiz İran Hükümeti: nin dâvetlisi olup, 21 aralık 1950 perşembe günü ekapresle Tah- rana müteveccihen yola çıka caklardır. Bu münasebetle — gi decek öğrencilere bugün saat 16 da İran basın ataşesi tarafından İran mektebinde bir çay verile- yar. ci üyesi gibi çalışacak — ve) Mülli Talebe Federas: Vali göçmenlerle görüştü Vali ve Belediye Reisi Prof. gelen göçmenlerle görüşerek YENİ taT ANBUL 20 Aralık 1080 i ir köşesi Beyoğlunda yeni “simâ,, lar Taksimden, Tünele kadar ver yer inşaat görülüyor. Ye- ni firmalar — tecssüs ediyor, caki mücsseseler — gubeler a- Çıvor, mağazalar camekânla- rım değiştiriyorlar. — Bu ha- reketle birlikte bir da gele- nek kuruldu. / Her yeni mü- estese merasim yapıyor, üK açılış günü dâvetlilerine Ü- ramlar ediyor, düvetliler de, düğünlerde — olduğu gibi, çi çekler gönderiyorlar. Bvvelki akşam, iki mada- 29 açıldı. Önlerinde otomo- biller sıralanmıştı. Açılış sa- Gti öğleden sonraya tesadü/ ettiği Açin cadde bir hayli kalabalıktı, epeyce de alüka topladı. Son — zamanlarda, - İstiklat Caddesinde birbirini takiben büyük muhallebici — dükkün- ları açılmıştı. Simdi sıra barı kalara gelmiş bulunuyor. Bir fanesi açıllı. Pek yakında iki tane daha açılacak. İlân- larımı asmışlar bile. Tramvayla geçerken sövle bir göz gezdirecek olursanı: 'aymı caddede kaldırıma kadar tahtaperde çekilmiş - beş, al t bina daha / göreceksiniz Şimdilik buraları bir. ilân tahtası olarak — kullamılıyor. Havalo — yıkıldıktan — sonra, altından çıkan — camekânlar, cepheler, ekseriyetle göz ka maştırici! Fakat sevk bakı: denizaltılarımız d Amerikadan teslim alınmış o- lan “Dumlupınar,, ve “Çanakka- le,, islmli denizaltılarımızın yur- da gelişleri ve donanmamıza ka- tılışları merasimi, dün saat 14.30 'da büyük bir tören ve içten ge- len tezahliratla yapılmıştır. Bu münasebetle, 'Dolmabahçe Sarayının önüne, Yavuz kruva- zörümüz başta olmak üzere Gay- ret, Muavenet, Sultanhisar, De- mirhisar, — Gazlantep, / Gelibolu destroyerlerimizle 1 Inci ve 2 nci İnönü, Sakarya, Gür, Oruç Rela, Saldıray denizaltılarımız ve Bi- Mmuazzam ve muhkem gövdesi ü- zerine çıkınca emniyetli bir ra- hata kavuşuyorlardı. Saat 14.15 te askerl ve mülki davetlilerin hepsi gemi güverte inde yerlerini almışlardı. Başta Vali Fahreddin Kerim — Gökay, Ratif Orbay, C. H. P. ve D, P. İstanbul / başkanları, tanınmış gazeteciler, Deniz / Küvvetleri Kurmaybaşkanı Tuğamiral Ke- mal Bozkurt, Deniz Kursları Ko- mutanı Tugamiral TTaceddin Ta- layman, İstanbul Deniz Kuvvet- leri Komutanı Tuğamiral Burha- rinci, İkinci, Üçüncü arama ve |neddin Erinkun, Denizaltı - Filo tarama filotülalarımız, — gelmiş | Komutanı Tuğamirai Fahri Ko- bulunuyorlardı. Tutürk, 1 inci Ordu — Müfettişi Donanma Komutanı Tümami- ral Rıdvan Koralın — davetlileri, saat 1545 ten itibaren, Dolma- bahçe rıhtımından merasimin ya- pılacağı yer olan Yavuz Kruva- zörüne, muhtelif vamtalarla, nak. tedildiler. Sabahleyin fevkalâde güzel e- lan ve deta mayıs ayının tatlı günlerini hatırlatan hava, birden bire bozmuş ve giddetli bir fır- tına çıkmıştı. Yavuza gelene kadar. denizin hırçın dalgaları arasında salla- manlar, bu kahraman gemimizin Korgenerni Şükrü Kanatlı, Harp Akademisi Komutanı Feyzi Men- güç, Deniz Harp Filo Komutamı İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Aygün, Amerikan Askeri Yaz 'dım Heyeti Deniz Kısmına men- #up subaylar, İstanbul Merkez Komutanı Reşit Erkman, Hücum Emniyet Filosu Komutanı Fuat Uzgüren, Deniz Harp Filosu Ko- mutanı Tüğamiral Münci Ural da davetliler arasında — bulunu- yorlardı. Ayrıca, yeni denizaltılarımızın isim aldıkları — Çanakkaleden, mından pok de ahım şahım değil, doğrusu. BİR İSTANBULLU KISA HABERLER * Belediyo Motorlu 'TTemizlik Ekipleri, geçen bir hafta zarfın- 'da İstanbulun — muhtelif yerle- rinde yaptıkları teftişler netice- sinde temizliğe riayet etmiyen S1 kişiyi — cezalandırmışlardır. Bunların büyük bir kusmı here hangi bir suretle sokakları kir- letenler ve apartman ve evler den halı silkeleyenlerdir. ** İstanbul Belediyesi temizlik amelesine kışlık elbiseleri dağı- tılmıştır. * Mardin şilepi mürettebatın. dan 32 kişinin Amerikada gemi. den kaçtığını yazmıştık. Bunlardan 14 © Amerikati ma. kamları tarafından yakalanmış ve Ihraçlarına karar verilmiştir. Bu gemiciler hâlen Amerika- de bulunan Denizyollarının Ço- ruh şilepiyle memleketimize ge trilecektir. * Bandırma ve Uludağ va- purları İstinyeye alınmıştır. Her iki geminin de motör ve makine aksamında — bozukluk yardır. KA A Konferana * Vefa Lisesini Bitirenler Der- 'neki tarafından tertiplenen se- Ti konferanslardan 2 neisi bu- gün saat 18 de Eminönü Hal- kevi konferans salonunda Dr. Süheyi — Ünver — tarafından “Ask” mevzuunda: verilecek- tir. Kongre * Malatya Lisesinden Yetişenler Derneğinin yıllık kongresi, 24 '©cak pazar günü saat 10 da Sehzadebayı Milli Türk Talebe Birliği lokalinde yapılacaktır. Konser * DEP. Sosyal Yardım Kolü ya- rarına Şehir Dram / Tiyatro- sunda — verilecek olan Türk Musikisi — konseri, 25 aralık cektir. tarihine tehir edilmiştir. Göçmenlere Yardım Komitesi çalışmalarına başladı Vilâyet binasındaki Komite, her gün saat 9 dan 18 kadar Kızılay makbuziyle bağışları kabul ediyor Ka evlerden toplanacak yardım için ayrı lân yapılacaktır. Göç- menlere yardım mevzuu etrafın- da vilâyette kurulan komiteden başka herhangi bir teşekkillfin hareketi, faaliyeti zayıflatacağı için tecviz edilmemektedir. - Bir plân dahilinde toplanacak bütüin yardımlar vilâyetteki komitede İbirleştirilecektir. Belediye — hu- dutları dahilindeki ilçeler — için ayrı komiteler kurulmayacaktır. Vilâyette teşkil olunan Göç- menlere Yardım Komitesi çalış- malarına — başlamıştır. Vali ve Belediye Reirinin başkanlığında yapılan toplantı neticesinde mes. leki teşekküller için birer tal komite kurulmasına karar verli- miştir. İnsan haklarının en azizlerin- den olan tasarruf hakkından, e- vinden ve barkından mahrum e- dilerek hierete mecbur — edilen milletdaşlarımız — kafileler bi dinde memleketimize — gelmeye başlamışlardır. 'Türk yurdunun müşfik kuca- #a koşan bu muztarip kafilele- Fi milletimiz bağrına basmakta- dır. Ankarada Sayın Cumhur. başkanımızın himayelerinde ku- rulan Türkiye Kızılay Göçmenle- 've Yardım Merkez Komitesine bağlı olmak üzere, diğer / vilâ- yetlerde olduğu gibi, İstanbulda 'da göçmenlere Yardım Komitesi kurulmuş ve çalışmaya başla- miştir. Bu güne kadar yurdun 've tatlı bütün davetlerinde safta yer almakla şereflenen İs- tanbullu hemşerilerimizi, bu bü yük şefkat seferberliğinde vazI- feye davet ediyoruz. Vilâyet binasındaki komite her Kün saat 9 dan 18 e kadar, Kı zılay makbuziyle bağışları kabu le başlamıştır. Belediye hudüt- darı dahilindeki — faaliyet yalnız vilâyet merkezinde teksif edil- miştir. Mesleki zümrelere —ait komiteler de kurulmaktadır. Bu Komitelerin çalışmalarından baş Fil, göçmenler menfaatine seyrehtirilecek Hindistan — basın ataşesi dün Vilâyette Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökayı ziyaret ederek Başbakan — Nehru / tarafından Türk çocuklarına hediye edilen filin yakında İstanbula gelece- gini haber vermiştir. Fu, Sergi Sarayında göçmenler menfaati 'no seyrettirilecektir. Geçen sene İstanbula gelen bale heyeti de' gehrimize gele- cek ve göçmenler — menfaatine temsiller verecektir. Rum / Patriği — Athenegorak göçmenler için, Patrikhane adı- 'na 8000, kendi gah namına da 500 Hira vereceğini İstanbul Va. lüsine bildirmiştir. ön Üniversite - Hastahaneler meselesi Önümüzdeki cuma günü sa- at 10 da Vilâyette büyük bir taplantı yapılarak / Üniversite - hastahaneler meselesi halledüle cektir. Bu toplantıda Sağlık Ba kanı ile Vali ve Belediye Reisi, Şehir Meclisi Üyeleri ve Öniver. Site mümeseileri hazır buluna Caklardır. DONANMAYA KATILMA MERASİMİNİN TAFSİLÂTINI ün geldi VERİYORUZ Şemseddin Çamoğunun başkan- lığında 5 kisilik, Dumlupınardan da, Muhtar Ahmet Yükselin bas- kanlığında 7 kişilik birer heyet, gemilerimize hediye edilmek üze re ipek bayraklar ve çiçeklerle mişlerdi. Gemi baştanbaşa bayraklarla donatılmış ve güvertede bir büfe hazırlanmaşta.. Saat 14.25 te dahili mikrofon gu işareti verdi: “Dikkat. — Ça- nakkale ve Dumlupınar denizal- tılarımız, başta Demirhisar muh. riplmiz olduğu halde yaklaşıyor- lar.. Yeni gemilerimiz 11 pare top atışıyla selâmlanacaklardır., Bu sırıda fırtına dürmüş ve giddetli bir yağmur başlamıştı. İGüvertedeki bütün misafirler Ya- vuzun “İskele,, cihetine sıralan. dılar ve yeni gemilerimizin me- rasim geçişini seyretmeye hazır. dandılar. Kargilikli boru, düdük ve top gesleri arasında muhteşem — bir resmigeçit seyrettik. Dahili mik. rafon bu sesler arasında kısa fa- mlalarla “Dikkat, iskele tarafın. dan Dumlupinar ” selâmlanacak” “Dikkat, Çanakkale senümlana- cak” diyor ve bu göğüs kabürtıci dekor içerisinde, Uğ gibi denizal. tılarımızın üzerine muntazam bir gektide sıralanmış olan denizci- lerimizin gür “sağol, sağol! daları işitiliyordu. Demirhisar ve Sultanhisar destroyerleri arasın- da, Yavuzun önündeki merasimi bitiren — denizaltılarımız, — diğer İharp gemilerinin önünden de gec. tiler ve selâmlandılar. Bu arada, aylardan beri Amerikada bulu. 'nan oğullarını, çocuklarını, kar- deşlerini, babalarını bir an evvel görmek İsteyen subay ve erat allelerinin kiraladıkları bir mo- törün, — denizlatiların etrafında yaptığı cevelânlar bir hayli alâ- ka topladı. Geçitresmi — bittikten — sonra denizaltılarımız, fevkalâde — bir manevra - kabiliyetiyle Yavuzun lekele ve sancak taraflarına ya- naştılar. Biraz sonra gemi su- bayları Donanma Komutanı ta- rafından kabul edilerek tebrik olundular. Salonda hazır bulunan Rauf Orbay, denizcilerimizin el- lerini #ıkarken: “İftihar ediyo- rum, kıskanıyorum diyeceğim a ma dilim varmıyor,, dedi. Bilâhare tekrar güvertede top- danıldı. İstiklâ Marşıni mütea- kap söz alan Komutan — Ridvan Koral; denizaltıların hayırlı ve uğurlu olmasını diledi. Bunların. 1950 Amerikan askeri — yardım faslından donanmamıza devredil- diğini tebarüz ettirerek teşek- kürlerini bildirdi ve her iki gemi- mizir kendi mürettebatımız. tı rafından, hiçbir yere uğramadan Okyanusu geçip geldiklerini bil- dirdi. Daha sonra Amerikan De- niz Yardım Grupu Başkanı adı- 'a konuşan bir Amerikalı subay 'Türk denizetlerini övdü ve: “De- 'nizaltılar yola çıkmadan W shington'la temas ederek, bir e- ğitim grupunun da gemilerle bir- likte gönderilip gönderipmiyece- #ini gorduk. Lüzüm yoktur, çün- Kü Türkler çok iyi bir gekilde yetişmişlerdir. diye cevap aldık, dedi. Bilâhare Çanakkaleden ve Dumlupınardan gelen heyetlerin başkanları kısa birer — hitabede bulundular ve hediyelerini gemi- lere alkışlar arasında verdiler. Kahraman donanmamıza katı- lan yeni denizaltılarımızın hayır. l ve uğurlu olmasını dileyelim. Sevket EVLİYAGIL ( ŞEHİR HABERLERİ ) Dolmabahçe önünde yapılan ınulıleâem t;irrren E b “Çanakkale,, ve “ Dumlupınar ,, Şehir Meclisinin dünkü toplantısı Prost'a ait komlsyon mazbatası gelmediği için bu mevzu müzakere edilemedi Şehir Meclisi dün saat 15 de tekrar toplanmıştır. Geçen otu- TumuN zapti. okunu sonra İstanbul Sular İdaresi 1951 yılı bütçesi hakkında bütçe komir yonu ek tutanağının müzakere- sine geçilmiştir. Tutanak dün üyelere tevzi edildiği ve tetkiki- 'ne imkân olmadığı için gelecek celsede müzakeresi teklif edil- miştir. Teklif reye konmuş — ve kabul. edilmiştir. Gündemde başka madde o madıfı için 22 aralık 1950 cur ma günü toplanmak üzere ota- Tuma son verilmiştir. Şehircilik — mütehasınn — M Prost'a ait komisyon mazbatam gelmediği için bu mevzu müza- kere edilmemiştir. “Tarsus” Vapuru dün geldi Dotu Güney Akdeniz sefertni yapan Denizyollarının — Tarsus vapuru dün aaat 16 da limam mıza dönmüştür. Gemi bu seferinde 184 yolcm, 325 ton yük, 5 tane otomobıfi Betirmiştir. 'Yunan Prens ve Prenseslerim- 'den Öğeni ve Raymond. Maraik yada Tarvusa binerek — Pireyo kadar gelmişler ve burada ha- 'nedana mensup zevat - tarafım dan karşılanmışlardır. Tarmısun bu gidiş gelişinde ceman 508 yolcu seyahat etmiş- dir. Sehrimize gelen yolcular ara- sında, Vali Gökayın eşi, Avrupa Konseyine iştirak eden delegeler Timizden Sadri Maksudi Arsal, Nadir Nadi, Osman Kapani, İs- tanbul Üniversitesi — Profesörle- rinden Besim Darkot. - Osmanlı Bankası Müdürü Mr, Philip Gar relli, İş Bankam Müdürlerindem Mithat Özdeş, Merkez Bankasm Dış Münmeleler Müdür Muavini Güzin Biren, Malüi Gaziler Bir. ği Genel Sekreteri Nafiz Sar raçoğlu ve Zirsat Bankası Hu kuk — Müşavirlerinden — Avukat Asım Sorgün bulünüyordu. Rusyadan buğday getirilecek Denizyollarının Demir Şile- pi IKi Sövyet llmanından İsken, deriyeye bufday nakletmek üzer re dün Nikolayefe hareket et miştir. YENİ İSTANBUL », SİYASI İKTİSADI 'MÜSTAKİL GÜNLÜK Yazı İslerini fiflen tdare eden mesul müdür: Sacid ÖGET Neşredilmiyen yazılar tade edilmes. Basıldığı yer: YENİ İSTANBUL MATBAA CILIK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI Abone: Türkiye için senellği 3, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler ci mislidir. Hânlar: Baci sayfada santimeb yesi ? Ulradır. Nânlardan hiç bir mesüliyet kabul editmez. PEYAMİ SAFA YALNIZ K vi — Arnavutköyünden TUM zannetme. Necile. Ben gel min doktor gelip gitti. Son vazife. döfalllance gelmet insan sesi düymak için #ana — İstersen hemen geleyim — Hayır, 'Telefonu odana Gerçekle temas ediyorum. ve hi çabiliyorum. Ferahladım düyunca, — Ben üyumam sabaha nunU beklerim. Hattâ sabaha hm böyle. — Teşekkür ederim. Beni lüzum yok. Bir ağırlık çöküyor teleton Burada da bir felâket var. Renginaz kaçmış. Nereye gittiği malüm deği. Şimdi ben, bu odada, bir ölü ile beraberim. Hayal görüyo- bir koroner #pazmından ansızın ölmüş. Şimdi. N da, hareketsiz oturuyor. Ben koca evde yalnı Zam. Sabahi bekliyorum. Onu bırakıp gidemem. Kaçamam, Fakat bana da bir üzere, Daha ziyade ruhi, Bir sam yine seni ararım. Çünkü bu hareket be- ni kendi kendimde boğulmaktan biraz senin sesini yabileceğim galiba biraz. Şuraya uzanacağım elbisemle. Sabah oluncaya Wadar. Sen de yu. İcap etmedikçe ben seni uyandırmam. IZ ne bu. di man arasındaki ediyorum. Fan soğuk, vahşi, soğuk ve sersemletici, başkaları gelmelidir, onu yukarıki dinceye kadar De cile, karşım- turlayız ninde kökleşmesine — meydan Rilke. Merale verdiği kitap. Brigge'nin notları; Jarın nasil uçtuğunu hissetmelidir.., İnsan... Küçük. telefon ediyo. afabey. götür. Sıkılır. İnsan, meçhul, meçhul. Kurtarıyor. dan ka- #ünebilmelidir: Siz, kapanık odal kıyısındaki / sabahları, kadar. Teleto- kadar konuşa- üstümüzden esen günebilmelidir. Bu da yetmem,. Bu da.. da.. Ha., Evet. anladın. Fakat üstüme, Uyu- lldır; doğuran kadınların 487 Samim telefonu kapadıktan sonra, diva- na doğru giderken, Necileyi oraya yatırmayı düşündü. Ölüyü kucaklayıp iki üç acım kar dar taşımak hayalinde, çeyrek asır evvel yi- nda onu kollarının arasına aldığı flk temas anının hâtırasına çarparak iki za- Sayısız Jestlerinin her biri içinde Necileyi mezar heykelleri gibi dondu- vah. #i ve tüyler ürpertici bir sertlik vardı. Hayır, yatağına götürmelidir. Ömrünün sonuna kadar, her ha> 'nda ona bir nebbaş heyecanı verip so- Buk terler döktürecek tedaf çekirdeğinin zih- vermemelidir. Malt Laurids “Bir mısra için insan kuş- İnsan. “Küçük çiçeklerin. sabahları hangi kımıldanışlarla açtığını bilmelidir, Ve “Meçhul/ semtlerdeki yolları, beklenmedik tesadüfleri ve uzun za- mandır gelmekte olduğu görülen vedaları dü- hAlâ anlaşılmamış çocukluk Bünlerini..., O kadar çok, derin ve müphem... Namldı? Hatırlamıyor oramım. Semsiz.. “Bes- rda geçen günleri ve deniz bütün yıldızlarla uçan yolculuk gecelerini dü- Bu “İnsanın birbirlerinden fark- f Birçok sevda gecelerine ait hâtıraları olma- haykırışlarına ait, 488 w Si açık odada ölülerle insanın hâtıraları.., 'öne doğru çökerten bir. zun aydınlığı ve Necile, içinde rüyalaşıyor. Dik ftık. Nefesini her birakı göpünü bile Başkaları gelmelidir. uk gecelerini düşünebil ff, beyaz.. Başı yastığa düştü. kesik gürültüler. lerle berabor.. Ayaklarını yukarı zattı. Gözleri kapanıyor Gözlerini iyice kapadı. ve onun dikkatini emerek içine kapanan, hafif, beyaz, uyuyan Johusalar ra ait hâtıraları olmalıdır. ü gen kimselerin yanında oturmuş bulunmalı- dır. Kesik kesik gürültüler duyulan, pencere- Divana oturdu. Ensesinden iten ve başını Fi kalbinin içinden geçen heyecan yıldırımla- rinin topladığı, baygınlığa yakın bir iç çeki- lişine benziyen derin yorgunluk, Her gey, odu düsüyor. Onu kucaklamak. kaldırmaya “mecali yok şimdi. Yıldızlarla uçan yolcu- dınların haykırışlarına ait, içine kapanan, ha- Penceresi açık odada ölü- onu. Biraz dinlenip kalkmalıyım. On on beş dakika kadar. Gelir biraz kuvvet © zaman. 'den geçen ve #üratle derinleyen nefesinin sesi Hem de can çel durmüş olmalıdır. Ve lamayıp. incittiğimiz. müphem değişmeleriyle.. değişmeleriyle.. Derin ve ağırlık. Akgamdan be- #arımtrak bir duman tutamıyor. başını ar- ığında — göz kapakları Hiç. Bir kibrit ederim!,, diyen bir. ses. tor, çabuk!, da. ilmelidir. Doğuran ka- lamak.. Sertleşmenin. Hafit, beyaz... Kesik leri bir ölünün? Ve masıl? Açılmaz aldı ve bacaklarını u- Ha ümtareai iteme Hiç değilse yarım saat uyumalıyım. Necileye bir yastığa doğru çevirdi. Simdi, burnunün. için. du. Tekrar doğruldu. Ona baktı. yorgun zihnini uyüş- Kalkıp oturdü. turan bir monotonluk içinde kendi kendinden başka her duyu izini siliyordu. an evvelki anlarda olduğu gibi, münasebetlerini kaybeden hâtıralar şuura ka- çak olarak dalıp çıkabilirlerdi. Uykudan bir yakın tedat gmniyeti yok. — Odanın Henüz bu ka- 489 darini düşünebiliyor. küçük zihin kımıldanış- Jlarına doğru kayan dikkatini burnunun için deki sese doğru itiyordu. Ama ancak başka- sını sevindirebilecek bir #ürpriz yüzünden, an- O kadar çok, derin ve Değişmeleriyle acayip ve tu- haf başlıyan çocukluk hastalıklarını... Bir ke- mer uzuyor, delikleri kâfi değil. Kayışın üze rinde tokanın sivri demirini bastırıyor, bir de- dik açmak için, bastırıyor, bastırıyor. “Rica ederim, dok- Kendi sesi, başka birinin ağzın. Gözlerini açtı Ve başını yukarı al mamalıyım, Sertleşmesin. - Onu kucaklamak, Hıh... Bütün hayatında ilk ve son defa, onu bir Vazife olarak ve haberi olmadan kucak- İşte bileğimde bir. ge- dik. Ne kadar zamanda sertleşir oynak yer- zorlat Bu kadar süratli bir ankiloz olamaz. göZ attıktan sonra yüzünü Tıkanacak gibi oluyor- Göz çukur ları ve dudakları mi siyahlanıyordu? Bir sigara yaktı. Başı önüne sarkık. Uyu- yamaz, uyuyamaz artık. Uykunun meçhülüne boşluğunu büyük oir hır Bişiriyor. Sır, sonsuzluğun prensipl. Gözle- nosunun eteği. D Dudakları siyah süyor. Çünkü müphem z0 dilediği ifade kendi. kendini “Rica iölülik Simeranyayı bir oyduğun, dibine hücrelerinin müthiş gafletin, muazzam dünya Jayanlarında en 400 Fi hafifçe kaldırdı. Sonta bacakları, dizi ve kuca- Bonra karın, el, göğüs ve yüz. Hep öyle müthiş dinamizmini alan şimdiki muhayyilem için donmuş bir yü- le değil. Ve hayret! Bu ölüde, bütün ömrünü kadın hali var mı? Ayağa kalktı ve Necilenin önünde durdu. Hayret ki hayret! Seninle her insan arasında müşterek hakikat, şimdi Jayış parlıyor ki, defterim burada olsa. bütün bilirim. Ey insan! Bu kitabı sana ithaf ediyo Yum. Başının üstünden biyük bir rüzcür ge- çiyor. Yalancı bir fecirle başlıyan asır kararı” Yör Ve sana tek Ümlit ışığı olarak Tetli kaynağı uranlum'da deği, da sıkışmış enerjiyi maddeden kopararak çı- kardığın korkunç tahrip âletinin patlayışın dan yükselecek af 'Tarihinin hiç bir devrinde kendine bu kadar yabancı, bu kadar hayran ve düşman olmu din. / Lâboratuvarında gey arasında yalnız ruhun yok. bir. Üfürüğü sanmakla başlıyan Onun ayakları ve kimo- değil, hayır. İstersem, gülüm- faciadan Mmaskesini geçirmek işten bi- €a etmekle geçirmiş — bir içimde öyle bir par- nefes boşalışı halinde yaza- en kud- senin ruhun levi bekletiyor. Ey bahtsız? aradığın, incelediğin, indiğin, mırrımı deştiğin her Onu: beyin otuz yıl içinde gördüğün iki harbinin kan ve göz yaşı çağ- büyük dersi arıyan gözlerine Devamı karşıda 491