10 Aralık 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

10 Aralık 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayta 9 YENİ İSTANBUL 10 Aralik 1050 # TETKİKLER © İnsan Bügün bütün hür dünya, Birleşmiş Milletler tara- fından ilân edilen “İnsan Hakları Günü,, nü kutla- maktadır. Bundan tam iki sene önce, Birleşmiş Millet- ler Kurulu, Pariste “İnsan Hakları " Beyannamesi,, ni imzalamıştı. Geçen bu kısa zaman zarfında vuku bulan hâdiseler, beşeri kıymetlere önem veren bütün milletle- rin, hür cemiyetlerin, bu Be- inameye kargı İman ve liliğini arttırmış ve ön- lara, Paâriste bu esasların kabülü olayını, bir gün, bir bayram olarak kutlamak ihtiyacını hissettirmiştir. İnsan Hakları mefhumu, biç şüphe yok ki, bugün her zamandan fazla ve herkes için, derin bir mâna taşı- maktadır. Hâlen hür millet- lerin girişmiş bulundukları mücadeleler, bu mefhumun, bu esasların muhafazası için yapılmaktadır. Bu esasların ezilmesi, Avrupa kültür ve medehiyeti unsurlarından en mübimminin ortadan kaldı- rılması, tarihf tekâmüle zıt bir seyrin takip edilmesi de- mektir. İnsan Hakları mefhumu, adından dahi eskidir. Hemen hemen bütün dinlerde, bu mefhumun prensipleri tesbit ve vazedilmiştir. İngilterede henüz 1215 te ilân edilen “Magna Charta,, namındaki ferman, Avrupada ilk defa) olarak, insan haklarını dev- letin hukuki nizamı içine s0-) kuyordu. Asırlar boyunca) insanlık, bu esasların muha- fazas için sözle, yaziyle, si- lâhla mücadele etti, uğrun- da değerli evlâtlarını kay- betti. Bu mücadeleler en kudretli ifadesini, Amerikan İstiklâl Savaşı ile Fransız| İhtilâlinde buldu. İkisi de, bu mefhumun, İnsan Hakla-| rı adiyle, devletçe ilân ve kabul edilmesine vasıta oldu. Bununla beraber, bu esas- ları bundan sonra dahi, çiğ- nemek istiyenler ve inkâr| edenler oldu. Meselâ, mo- dern devletler bu esasları| hukuki nizamları içine sok-) tukları bir sırada, — Hitler| Almanyası, sonraları tehli- keli ve feci bir veçhe alacak gekilde, bu mefhumu ezmek yolunu tuttu. İkinci Cihan Harbinden sonra, insan hak ve hürri- yetleri için çarpışan ve mu- Zaffer çıkan devletler, bu esaslı mefhumları, milletler- arası hukuk kaideleri haline| sokmak istemişler ve üç se- ne süren münakaşalardan sonra, 10 aralık 1948 de Pa- riste, İnsan Hakları Beyan- nafnesini — imzalamışlardır. Rusya hariç, 48 devlet tara- fından kabul edilen bu be- yannamenin 31 maddesi, & Sasen “Magna Charta”, A- merikan İstiklâl 1 Beyanna- mesi ile Fransız İnsan Hak ve Hürriyetleri Beyanname- sindeki prensipleri, bu ara- da, söz, yazı, düşünce, din, toplanma, emniyet, mülki- yet hak ve hürriyetleri, Yasi ve hukuki müsavat e- Saslarını ihtiva ediyordu. Bu sefer, gerek mefhum, gerek- se isim eski idi. Yeni olan tek gey, bu beyannamenin beynelmilelleştirilmesi, mil- letlerarası bir değere yük- seltilmesi idi. E«ki bir kültür ve mede- hakları 'Yazan : Sami KOHEN niyet mirası olan bu beyan- namenin, bütün milletlerin malı olduğu sene, ne yazık ki, esaslarının tekrar ve da- ha şiddetle çiğnenmeye baş- ladığı bir. sene olmuştur. Nazi tahakkümü altında in- sanlık değerlerinden mah- rum kalan Avrupa, bu sefer, komünist istilâsı karşısında, aynı tehlikeleri geçirmeye başlamıştır. Hâlen komünist âlemi, Birleşmiş Milletler Anayasası ve m Beyannamesi esaslarını kendi hudutları içinde ayak altına almakla kalmamakta, aynı geyi bütün dünyada tatbik etmek hedefini güden bir mücadeleye girişmiş bu- Tunmaktadır. Bu hal karşısinda, İnsan Hakları Beyannamesi, - bü- gün ölü bir kâğıt parçası mi sayılmalıdır? Gerçi Be- yannamenin bütün devletle- ri itaate mecbur edecek bir kuüvvetten mahrum bulun- duğu bir hakikattir. Fakat bu, onun hukuki değerini yoketmez, hüsnüniyet sahi- bi milletlerin onu saymama- larma yol açmaz veya bahâ- ne teşkil etmez. Nitekim, ge- çen ayın başlarında Romada toplanan Avrupa Dışişleri Bakanlarının, Beyanname- 'nin pratik bir değer kazan- ması için bir. Milletlerarası Mahkemenin kurulmasında karar kılmaları, bunun âçık bir delilidir, İnsan Hakları Beyanna- mesine bilhassa bugün yük- sek bir önem ve kıymet, özel bir mâna kazandıran husus, onun hür dünya için bir iman, bir emniyet, bir cesa- ret kaynağı, bir hareket noktası teşkil etmesi, diğer taraftan komünist tahakkü- mü altında inliyenler için de bir ümit, bir ideal olarak canlanmasıdır. Onu çiğnemek istiyenlerin yplacı gayretlerine rağmen, bugün İnsan Hakları Beyan- namesi, her zamandan fazla canlı ve kudretli olarak ken- disini göstermektedir. Uzak ve yakın mazide, milyonlarca masumun ,hak- sızca dökülen kanlariyle ya- zılan bu Beyanname, hür dünya için, dün olduğu gibi yarın da, karanlık kuvvetle- îeh ki i“’ Gürültüsüz bir gün Ramasanda —eruç tuta- me, senede bir ay tatirar at ederin, haftada bir gün tatilimle vardır. Neden bir de süküt gü- #ümüs olmasın Gürültü e mücadele Kddlalarına rağmen, taze Bir kulakla sokağa çıkar cak veya başımım pence- reden — wzatacak — olsak, klâksonları kemilenle yanında scsleri Kasılama- miş otomobillerin - daha Çok olduğunu, paranın kut olduğu bu devirde sebae- vatçı, yoğurtau, — vemişei feryatlarının daha tirleş- tiğini, — radyoda alaturka mispeti vükseleli kahvele- Fin, gasinoların hoparlörü 'zon hadde kadar açtıkla- vımı farkeder, nasıl olup da çıldırmadığımıza şaşa- Bvet, seden gürültüye perhle etmiyelim ? Beseler dik içinde motör gürültü- gü korna yerine geçer. Beyyar satıcıların sokak- iarda bağırmaları, radyo #ahiplerinin — hariçten du- yulacak — kadar yüksek çalmaları — esasen yasak- fır. / Böylece, haftada bir olsun, onlar belediye ni- zamlarımı, ahali de başımı dinlemiş olurdu. BİR İSTANBULLU KISA HABERLER * Emekli Subaylar Derneği İstanbul Bölgesi teşekkül etmis- tir. Başkanlığına emekti 'Tüm> general Cemal Bükey, ilcinci baş- Kanlığına emekli — Tümgeneral Osman Nuri Gürler seçilmişler. dir. *& Sehrimizdeki Rum cemaate Paskalya münasebetiyle Yuna- nistana bir vapur gezintisi ter- tibine karar vermiştir. 500 kisi- nin iştirak edeceği bu seyahat, Denizyollarının motörlü gemile- rinden biriyle yapılacaktır. * İstihsal — bölgelerinden ge- len haberlere göre bu yıl naren- ciye mahsulü boldur. Hülen iskelelerde toplanan na- renciye ile karışık yükler getir- mek üzere, Denizyolları İdare- #i Demir şilepini tahsis etmiştir. Diğer taraftan Arünhan gile- pi de Karadeniz iskelelerinde bi- iken kasaplık hayvanları getir- mek üzere Hopa'ya gidedektir. * Memileketimizdeki — verem hastalarının ve bu hastalık için kullanılan tlâçları tetkik etmek Üzere İsviçrenin Wander Fabri- kaları Müdürlerinden Dr. Andre Te karşı parlak bir meşale vazifesini görecektir. teyi verilmiştir. evvelki uçakla — gehri- mize gelmiştir. Toplantıda Pakistan Sefareti erkâmı ve deniz subayları, de- nanmamız ve ordü yüksek #ubayları, sehrimizdeki kordiplomatik 've basın mensupları hazır. bulunmuşlardız. İnsan Hakları Beyannamesinin 2nci yıldönümü Ba mefinanebetle dün İstanbal Ünlversitesinde bir törem yapılmıştır. İnsan Hakları Beyannamesinin Birleşmiş - Milletler tarafından kabulünün 2 nel yıldönümü mü- nasebetiyle dün saat 12 de İstan- bul Üniversitesi, Hukuk Fakül- tesinin 1 numaralı derahanesinde bi kutlama töreni yapılmıştır. Üniversite — profesörleri, — do- çentler ve kalabalık bir öğrenci kütlesinin hazır bulundukları tö- Tende Anayasa Hukuku Ordinar- yüs Profesör Ali Fuad — Başel, insan hakları hakkında ilgi ile takip edilen bir konferans ver- miş, mütcakıben Devletler Hu- kuku Ordinaryüs Profesörü Cro- zat da Devletler Hukuku / bakı: mından beyannameyi tahiti eden bir musahabe yapmıştır. Bulgaristandan gelen göçmenlerin Istirahatleri temin edildi Bulgaristandan — yeni gelen göçmenlerin durümunü / tetkik etmek üzere vazifelendirilen Va- H Muavini Fuat Alper'le Sağlık 've Sosyal Yardım Müdürü Dr. Falk Yargıcı ve İstanbul Takân Müdürü bir heyet halinde — ma- halline giderek incelemelerde bu- dunmuş ve göçmenlerin istira- hatlerini temin etmişlerdir. Becayişlere müsaade edil- mesi için Milli Eğitim Bakanlığına müracaat edildi Öğretmenler arasındaki nakn ve tâyinlerin Milit Eğitim Bu kanlığının emri üzerine durdu- rulduğunu yazmıştık. Bu sebep- ten İstanbul Mill Eğitim Mü. dürlüğünün hazırladığı ayarla> ma kadrosu da Bakanlığın tas- dikına arzedilememiştir. Haber aldığımıza — göre beca- 1Ş talebinde — bulunan bir çok Tikokul öğretmeni vardır. — MNi Eğitim Müdürlüğü, — Bakanlığın| emri karşısında bu / becayişleri | de yapamamak durumunda kal.. maştır. Halbuki becayiş her iki| tarafın muvafakati e olduğun-| dan bunun nakti ve tâyin gibi telâkki edilemiyeceği ileri sürü-| derek hiç olmazaa — becayislere müsaade edilmesi için Bakanlı- #a müracaatta bulunulmuştur. Bakanlık müspet cevap verdi. Bi takdirde beceyişler yapılabi-| Tecektir. Şehrin temizliği meselesi Belediye Temizlik İşleri Mü- dürlüğünde teşkil edilen motör- 10 teftiş ekipleri şehrin muhtelif | yerlerinde kontrollere devam et. mektedir. Geçen bir hafta zar- fında yapılan bu kontrollar neti- cerinde herhangi bir suretle so- kakları kirleten, apartmanlar. dan hah vesaire gilken 39 kişi hakkında ceza zaptı. tutulmuş- tur. Bunlardan 150 liraya kadar ağır para cezam alınacaktır. Tipu Sultan Mühribine mensup Subay ve erlerden mürekkep bir| grup, dün sabah saat 10 da Heybeliadaya — giderek — Deniz| Harp Okulunu ziyaret etmişler- dir. Diğer gruplar da kendilerine tahsla edilen otobüslerle dün sa- bah şehrimizin tarihi ve görül. meye değer yerlerini gezmişler: dir. Gençlik Kore Kahramanları için büyük bir miting yaptı Toplantıda aziz kahramanlarımız ŞEHİR HABERLERİÂ övüldü, komünizm teD'in edildi MNt Türk Talebe Birliği dün|na gehit Aüşen kahramanlarımı. | etmek için bir mitine tertip et- Birleşmiş Milletler ideali uğru-İz anmak, komünistleri — takbih | miştir. Saat 18 te Beyazıt Meydanın- dan hareket eden kafile. Babılli, Sahneden kaldırılan eser ::-:::>:57:55 A sime gelmiştir. dün gazetecilere okundu (.: axa zz yerlerini almışlardı. Dünkü toplantıda piyes ekunürken Sişliye doğru yürüyüye başlamış- vyBAna Rey Veriyorum. - aüi | B arada doktor simsarlarına ait | . iyatro eseri, sahneye - Konmak | olan pasafların incelenişi dikka-| — Raüyoevinin karşısında Sadık Üzere iken iade edilen Cevat| ti çekiyordu. Aldoğanın evi önünde Korede ge- Fehmi Başkut, dün saat 14 te| Piyesin okunmamm urun ve| hit düşen kardesi uğruna bir Ih- Gazetcciler Cemiyetinde bir top-| sürekli alkışlar takip etmiştir. İtiram vakfesi yapılmış, Harbi. Jantı yaparak piyesini — baştan| Bu sırada söz alan Cevat Fehmi, İ ye binası önünde tekrar İstiklâl sona kadar okumuştur. Toplan- | eserin oynanmasında bir mah-| Marşı söylenmiştir. 'uya gehrimizin ve memleketimi- | zur görmeyenlerin imzalarını ri-| — Bundan sonra gençler Atatürk zin tanınmış muharrirleri ve ga-İ ca etmiş ve imza — sırasında | Müzesi önünde tekrar bir tazim setecileri ietirak etmiş bulunu.| kendisi salonu terketmistir. — İ eee ae sağiyeanı 'yordu. Cemiyet Başkamı Burhan| — İmza edilen kâğıtta — ezcümle | yurıu DüT DT D | aa a nn “ezcünle | kürtünı Köcetae enakrün dantıyı açtı. Riyaset makamını| / “Muharrir ve tiyatro müeniti| | Burada bir Kendi yaz- gözetecilerin arzusu Üzerine Hü-İ Cevat Fehmi Başkut'un yazmış| ©6 Kore #irini okumuştur. zeyin Cahit Yalçın işgal etti. Ti- | olduğu ((Sana Rey Veriyorum) | — Bilâhare heyecank bir konuş- yatro enlandanı Behzat - Bulak| isimli piyesi baştan asağı dinle-|ma yapan Selçuk Aybar - Kore da gelenler arasında di dik. Piyesin bu haliyle sahneye | kahramanlarımıza gençliğin say- Bilâhare Cevat Fehmi Başkut | konmasına mâni olacak kanuni, | mılarını sunmuş ve - komünizmi piyesini okumaya başladı. Eser- İ içtimat, terbiyevi ve siyast bir| takbih etmiştir. 'de muhayyel bir parti ele alım-| nokta göremediğimizi beyan ve| — Miting boyunca gençler elle- yer ve bu parti milletvekili ada-| teyid ederiz... Finde “Plevne, Çanakkale, İnö- yının, 'bir seçim devresi günle-| “Bu kâğıdı © başmuharrir, TâV nü, Kore”, “Hazırız Cenge, çün- Finde başından geçenler pek Bü-İ tıkra muharriri ve muharrir, 10| kü istiyoruz. sulhu salâh, ve zel bir gekilde tasvir ediliyordu. | yazı işleri müdürü, 4 tiyatro| “21 milyon kalb, 4,500 süngü,, Bihassa memleket bünyesinden | müellifi ve imzası okunamıyan | gibi afişleri ellerinde taşımışlar- alınmış olan bazı hâdiselerin ve| daha 10 kişi imza - etmişlerdir. | dır. Gazetemiz adına, sanat muhar- | / Miting büyük bir sükünet içe- TTTEEANT NN zz tend Nn Ginteida 6 Kirinde Sigeya ea vakit altaye elleri ararında müsabaka aç- maştır. Müsabakanın mevruu “Kore Kahramanlarımız”dır. B İstanbul avukatları, Baro relsi ve idare heyetini seçmek üzere Könser 'dün saat 1450 da Galatasaray Lisesinde toplanmışlardır. * Demokrat Parti İ İdare Kü-| — Bu yil Baro reksi olan Hasim Refet Hakarar, yeni yıl için ko- rulu Sosyal Yardım Kotu ya- | nulan mamzetliğini geri almış ve büylece A. Kemal Yörük'le sarm6 18 evakli 9009 gadenter| Geln Duvta seulimek Bümeüeasi hai undan. sonra imde, Kongrede bulunanların — reye #i günü Şehir Dram Tiyatro- | ytrak nispeti düşük oldüğu görülmüş ve en fazla rey alan Iki #unda bir Türk Musikisi Kon. | namzet arasında 23 aralıkta yeni bir seçim yapılmasına karar ve- Beri verilecektir. Filmiştir. Yakarıdaki resimde, toplantıdan bir köşe görülmektedir. Yeni bir çocuk bakımevi açıldı Bina şimdilik 30-40 çocuğa bakahilecek, yiyecek ve Eiyecek için beş kuruş alınacak Çocuk Yuvaları Derneğti, dün Kasımpaşa Çocuk Bakımevinden #onra Kurbağalıderede ikinci bir Çocuk Bakımevi açmıştır. 3 - 7 yaş aramındaki çocuklar için kurulan yeni bakimevi ya- kın zamanda faaliyete - geçmiş bulunacaktır. Bu hususta Çocük Yuvaları Derneği Başkanı Fahrünnisa Se- den, kendisiyle görüşen gazeteci- lere gunları söylemiştir: “Kurbağahderede kuracağımın 2 numaralı bakımevi © semtin çalışan kadınlarının çocuklarına, sabahtan, annelerinin işten dön- me zamanlarına kadar bakmak ve iyi bir terbiye vermek düşün cesi ile hazırlanmıştır. Kurbağalıdere Çocuk Bakımı evi, dünyaca kabul edilmiş bar Tunan çocuk bakimevleri sistami e çalışacaktır. Bina, şimdilik 20 - 40 çocuğu bakılabilecek gekilde — hazırlamr mıştır. Ve yakın bir. zamanda faaliyete geçecektir. Çocukların bakimevinde bulundukları müde det içinde yiyecek ve gtyecekler Ti tarafımızdan temin / edileceki ve buna mükabil. kendilerinden 5 kuruş ahınacaktır. Bu çocuklar için 5 kuraş giti a7 bir paranın alınmasından malt aat, onların timzetineflalerini ker Tumaktır. w Terfi etürllen Mcokul öğretmenleri MWM Eğitim Bakanlığı Kamt 1950 ayında 3 senelik İadem süresini dolduran ve bu müde det zarfında başarı gösteren 10 öğretmenin maaşımı bir üstde receye çıkarmıştır. 'Terfi edes öğretmenler gunlardır. Zehra Börtecan 46 Cahlds Gür 40, Fethi Yüzer 40, Nach ye Yavuz 40, Muzaffer Baykal 40, Safiye Özarıkçı 40, Şehribası Biren 40, Nazmiye Özgünenç 5â, Mücahit - Türkoğlu 40, — Bedia Üstalar 35. Yeni denizaltılarmız bu hafta geliyor Amerikadan yola çıkan yeni denizaltılarımız ayın 15 indem gonra İlmanımıza gelerek Dok mabahçe önünde demirliyecek- ierdir. Denizaltıların — donanmamıza iltihakı gerefine 18 aralıkta ge- milerde bir kokteyi verilecek- tiz. YENİ İSTANBUL SİYASİ İKTİSADI MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Bantbi: 'YENİ İSTANBUL WEŞRİ- 'YAT LİMİTED SİRKETİ Müdürü: Kamal ELSARLICA “Yam içlerini filen Marseden meral müdür. Saclü ÖGET Feşradümiyen yamiz PEYAMİ SAFA YALNIZIZ — 89 — Yüzü beyazdı. Üstüne gölce rengi kararan ona. 'Yanakları çukurdu. Kendini hiç kadar çirkin görmemişti. Ayağa kalktı. Sallanıyordu. Divana ken- Gini attı. Ağlıyamıyordu. Taşıyamıyacak ken- düzini. İnsan u hale düştükten sonra, ondan kurtulaa. bile, ileride, hâtırasına katlanamaz. Zekâma Böyle bir an, hiç, hiç yaşanmamış olmalıdır. “Rezil!,, Ferhadın sesi kulağında gimdi. Rezil, Ve tek kelime. Onun tek oluşu ginden bir. küfür sağmağı Ferhadın öfkesini ifade ederdi. Fakat bu tek müthiş. Eğer pe- a b karyolasını sarstı. Afabeyi Kd Alnımdan. “Yarın herkes okuyacak. — Sil bu kelime, onu, bu evi ve Meralin etrafındaki damgayı. herkesi aşan bir üst... Üst basamaktan... Bir.. Üst... Plandan gelen bir hükümdü. Dofru ol- düğü için. / doğruluğu — besi kendi. kendine yettiği için, #ör gelmemişti. Meral şimdi bunu gayet açık eridi. Bü 437 bir ses vuruyor. gibi. düğü zaman, Jarından kalma ses hi olarak anlıyordu. Ferhat ona bu sözü söyle- Mmemiş olamaz ve doğru söylemişse, artık bu söz doğru olmamış olamaz. Ağırlık bundan Beliyor. Bütün bir cemiyetin ağırlığı. Affet- Miyor insanlar. Sokak kızlarını affedebilirler. Fakat beni affetmiyorlar. Okutmuşlar beni. güvenmişler. Onlar affetseler bile ben izyan ediyorum kendime. Ban tahammll etmiyorum. Ben kendimi cezalandırmakta her- kesten daha Adil ve kuvvetli olmak istiyorum. Nami? Kulağına dışarıdan defti, içinden Fakat hiç düşünmediği için hayale benzemiyor. Çok canlı. Yaklaşıp uzaklaşıyor. ve yakından tanıdığı halde, türlü kime ait olduğunu anlıyamadığı bir ses. Bazı yorgun gecelerinde, başı yastığa gömül- tam uykuya dalacağı sırada, gözleri simsiyah kulağında belirip kaybolan, günün canlı an: ıraları gibi net ve kar çak. Fakat gimdiki haliyle ısrarlı. Gidip ge- liyor. Hah, galiba, evet, belki, dur, işte, ta- mam, muhakkak, muhakkak, Renginazın sesi bu. Kayboldu gimdi. Uzaklı da, uğultulara ve çınlayışlara karışıyor. Git- ti. Artık büsbütün yok. Şimdi yalmız bir vım Ben, rezii. Muhayyile koşuyor. Werhadın Sil bu damgayı Fena oluyorum. Meral #o ayağını ilkeledi. İskarpini m- kayordu. Çıkardı onu, ötekini de. Bir anda belli olduğu. için, beliren Nurinin hâtırası Ferhadın karanlıkta Peşinden hiç bir #iyah görünen fes rengi yorganının Üstünde diyorum bu damgayı. Sil. Alnımda 488 bir Ja, çok uzaklar. Ben vurmadım onu. — yi Ellerim, ayaklarım Razında bir kuruluk. cudunda da yaşamaya Fezil. Bana gelince öyk Gi o mektubunuzdaki kip odur. Bu haktkati aandığımız şey, onun aynen he Kalmasın, afabey! — Silemem. — Niçin! miyet mi? Hayır, Ferhat söylemez bu kelime- Çünkü erkek o değil mi? Erkeksin sen. Kız- darla istediğini yaparsın. — Fakat rezil deği- sin. Namus bayrağısın. Şahikalarda sallanan Mmüuhterem ağabey, rezil ben'im değil mit Ağzının içi yapış yapış. Yutkunurken bo- Dizleri ağriyor. İskarpinden çıkan ayakları- Tan parmaklarına kadar uzanan bir sancı. Vü- Çünkü rezil Göğsü, karnı ve bacakları hep Jarda sallanan namus bayrağısın sen. Erkeksin çünkü. Değil mi Samim Bey? Siz de aynı fikir- desiniz, değilmi? Hayır, sizdaha — mahirsiniz, kelimelerindar angajmanları içine girmemek için, susuyorsumuz. Beni müdafas etmez misiniz, ağabeyime karşı? Sizi aldattım Samim Bey. Hem kaç defa. Ve size keşfettiğinizden fazla, tahmin ettiğinizden fazla yalan söyledim. Şim- Belki banı yerlerini bozacağım. Affedersiniz. Şöyle bir geydi: / “Sevgilinin hayaline onun Fealitesinden daha büyük düşman olmadığını bilirsin, değii mi Meral? Çünkü en büyük ra- deş. Göreceksin ki, Meral, sevgilinin hayali edilmiş bir realite parçasıdır.. Üst tarafını irlamıyorum, Samim Bey. — Galiba demek istiyordunuz ki, fakat bu parça Bevgi- lisinin birincisine aittir. Renliteyi kendisinden ibaret gördüğümlüz öteki parça da İkincinin- Gir. Sonra çok hoş bir netice çıkarıyordunuz. Şimdi toparlayamacağım. Yani... Durunuz...Şöy- çe bir geydi galiba... Sevgilinin birinci renlite- sini hayal gibi, ideal gibi görüp onu — sev- Biliyi — ikinel ve kaba realitesi içinde mah- pus görüşümüz insan hakkındaki aldanışımı- zın bir galat... Nasil diyordunuz? Galatı... Bir kere de konüşürken sormuştum. bunü size.. Eski bir söz. Fransızca “iluslon optigue, karşılığı.. Galat rüyet, galatı rüyeti. Tamam, değil mi? Yani insanı hep yarım görüyoruz. 'Ya onu seviyoruz, birinci realitesi içinde; ya) nefret ediyoruz ondan, ikinci remlitesi içinde. Fakat nefretimiz esas. Çünkü onun birinci realitesini kendi hayalimiz sanıyoruz ve aşk- ta hayal kırıklığına uğrayınca, bunun, haki- katte, ikinci realiteye çarpan birincinin kırık- hh olduğunu anlamıyoruz. Bu da tamam mı? Bakınız, şimdi. birdenbire naml zihnim, içim açıldı. Ne güzel! Mademki susuyorsunuz, ben Ferhada karıı müdafaamı bu fikrinizden ç- karacağım. Ona diyeceğim ki, niçin beni yal- Ruz ikinci realitem içinde damgalıyorsun? Ben /#sana hiç, Eriplen ateşler içinde yattığın bir astırap gocesinin seasizliğinde ihlamurunu ge- tirmedim mi? “Ağabey, dur, arkandaki hav- kuyu değiştireyim, — ve hiç, açılan omuzuna yorganını çekmedim mi? Teyzemin ölümüne beraber ağlamadık m Ferhat? Ve ben bir Bün, geninle Zeyrek Yokuşunu çıkarken, bir Çöplükte bulduğu kuru, bayat ekmek kabu- ğunu hemen ağzına götüren sıracalı çocuğu Börünce hıçkırmaya başlamadım mı? Sonra Koşup © çocuğu bulmadım mi, kucaklamadım anı, ceplerini para ile doldurmadım mi? Yine 40 Kim? — Cemiyet. Ce- durmadım mı? buz gibi. Yüzüm ateş. anlamaz, çünkü Nefes alıı — zahmetli. kargı toptan bir iayan. /#ana gelince, şahika> de korkuyorum. cümleyi — hatırlıyorum. kendine mesele yap ve bark yıkmaz?,, 'bu kuvvetinden tecrid 430 Niçin beni merhametlerimin tarihini, hatırlamak çirkinlizine - düşürüyor #un, Ferhat? Niçin ben.. Beni.. Bana.. Meral birdenbire hıçkırmaya başladı. Anlamaz ağabeyim, anlamaz, — anlamaz, bir tarafımı görüyor ve doğ. ru. Emin, ki doğru, öteki tarafımı görmek istemiyor. — Birincinin hakikatine yazık ola- cak sanıyor. Aldanmaya razı olmamak isti- 'yor. Fakat Samim? Bana kendimi bu kadar öğreten adam, niçi: Nedir öyleyse, peki, susma, nedir, söyle, Sa- mim. Başında hafif bir sallanış olacak. De- Fin bir nefes alacak. Önüne bakacak. Şimdi nasıl her hali gözümün önüne geliyor. Fakat niçin hem İstiyorum cevap vermesini, — hem Erkek çünkü değil mi? Çok korl iyorum. Ne söyliye- Ceğini bildiğim için, tabil, işte ondan korkur yorum. Gayet basit. “İkincilerimize hâkim ol- duğumuz nispette insanız,, diyecek. Ne Ka dar çok tekrarlamıştır bunu bana. Ve şöy bir şeyler de söylemişti: muzda en az bir kaatil, bir kaç hırsız, bir sü- rü yalancı, iftiracı ve sayısız can, mal, ırz düşmanı var. Bunları hapsediyoruz. — Yoksa kim adam öldürmez, çalmaz, iftira atmaz, ev “Hepimizin ruhu- Ve gimdi de ilâve edecek: “Niçin ben sana, Meral, sevgilinin içimizdeki hayalinin de bir realite olduğunu yazdım? Niçin seni bu hakikatin içinde sever gibi o- dum? Onun zaferini bekliyordum. — Karşıma senin birincini tesilm alan ikincin çıktı, İğ- Tendim ve kaçtım.,, (Devamı var) “1

Bu sayıdan diğer sayfalar: