Sayfa 2 YENİ İSTANBUL 7 Kanım 1050 | m MEMLEKET MESELELERİ H | İlkmektep öğretmenlerinin Yapı Sandığı işi Li Bundan sekiz sene Kadar önce Bü- yük Müillet Meciisinin Maarif Encü: Meni bir kann - projesini” Meclise Terdikten biraz sonra projenin hemen kanunlaştığını görmüştük. Bu kanın. Kanlınlar bolluğu içinde yüzen haki- katte ite “gerçek hukuk. Kanunları K az'olan Türkiyemizin ” maarifle Klakalı bozük kanunları arasına. bir Şenizini katıyordu: İlkmetken hoca- İaramın maaşlarına dair kanan. . Çok Mühim noktalar hakkında bir takım Esaslar Koyan 'Bu “kamun, maarifçiler Srasında 4357 sayısmı ile/ maruftur Son “#ekiz sene içinde bu kanunün bilhassa 1Znci maddesinden yaka Silken maarif vekilleri ile ükmektep Hocaları ayni olan bir dertle ortak- tarlar. Maarif vekilleri ve yardımcı darı "Kendi idari işlerimiz arasına bu acayip iş de nereden sokuldu?. der- keh zavalli hocalar da bir kanunün maddeleri arasına aslâ mantıki ve Tüzumlü olmaksızın en basit kanun yapma tekniğinden mahrum bir zih- Biyetle sıkıştırılan bir maddenin mey- dan verdiği bir nevi / maaş esaretin. den gikâyet edip dürürler. / Hulâğa idare eden maarifçiler gibi idare e- dilen hocalar da senelerden beri hiç oktan yaratılan bir maraz kargı- çında şaşırıp kalmışlardır. Bu iş karıştırıcı madde ne diyor? Tasrih edelim: 4307 sayıh kanunun kendi adı ile hiç de barışmıyan - bu maddeye göre: “Hususi İdareden ve- ya umümt müvazeneden maaş veya Ücret alan ve Jlk öğretim teşkilâtın- de vazife gören öğretmen ve memur- Jarın kiralama, onarma, inşa ve tem- lik güretiyle Mmesken” ihtiyaçlarını karşılamak maksadiyle hükmi şahsi- ilz ve Maarif Vekâletine bağlı yak Üzere (İlkokul Öğretmenleri Yapı Sandığı) adiyle bir sandık kü- vulur,. İşte bütün Türkiyenin ilkmektep hocalarını yakından alâkalandıran 've Reşat Şemseddinden itibaren son Gört maarif vekilini halli güç bir du- Tum karşısında bulundüran, — gimdi 'bir komlsyon toplantısına vesile olan Mahut sandık hikâyesinin kanunda- Ki başlangıcı. Sekiz sene içinde bu Başlangıç öyle girift bir hal aldı ki değme idarecinin işin içinden kolay- Ca çıkabileceği söylenemez. v Ha 4357 sayılı kanunun ilkmektep ho- Calarının maaş işlerini / düzenliyen Maddeleri aranna manşlardan “bir miklar keslimeni ” süretiyle bir yapı Tandığı terkili Tikri “neden sokuldu? Kaf gelmez. Herkes cibi ben de'bir gelmez n /zamanlar “İlkmektep Hocaları Ya 'tur. Sadece bir maaş kanunu yapıl- dıktan sonra içine bir illam mah. #ulü olarak acele yukarıdaki madde Aıkıştırılmıştır. Maddeyi tamamlıyan fıkralara göre Sandığın gelirleri: 1— Her ilkmektep hocasından Sandığa Kirdiği tarihten itibaren dört yıl müddetle kesilecek yüzde dörtler- den, 2 — Beşinci yıl başından sekizin- €i yıl gonuna kadar dört yıl müddet- de kesilecek yüzde üçlerden, 3 — Dokuzuncu yıl başından iti- baren galiba ebediyete kadar her yıl kerilecek yüzde ikilerden teşekktli e- decektir. Sandığa girme, devlet 20- Tu İle gart olduğuna göre birinci fik- Tadaki ihtiyarilik hissini veren ifade aldatıcı ve iğfal edicidir. Bu yüzden- dir ki sekiz sene içinde her hangi bir. 'gebeple Sandığa aidat vermek iste- miyenler çeşitli idari cezalara çarp- tırılmışlardır. ll Şimdi iki gün evvelki Ankara kay- aklı ku ajans haberini buraya eçi Tebiliriz: “On beş bin kadar llkokul öğretmeninin toplanmış yedi buçuk mülyon lirasını elinde bulunduran Ya- pi Sandığının tasfiyesinden vazgeçil- miş, Emlâk ve Kredi Bankasına dev- Fi işi üzerinde tetkiklere geçilmiştir. Yazan : — Findikoğlu Z. Fahri İatandul Üniversiteni Profesörlerinden bir Banka müşavirleri bu makântin Müddetten beri sandik merkezinde ça- Tişmaktadırları,, Bu bir kaç satırlik haber, yalnız sekiz seneden beri maarif idarecileri. Din işini Karıştırmakla Kalmıyor, ay Zu zamanda Alâkalıların içini de kar Tıştırıyor. Zira hâberin arkasısıra çı kan bir başka habere göre “Sandığın 'ön beş bin ortağı, son bir iki senade eş bine düşmüştür. Sandığın — iki Milyon Nra sivarında nakit parası Mevcuttür. Bermayenin - bir milyon küsür bin lifası ” ortaklar. Üzerinde, dört milyon liramı da gayri menkul. lere yatırılmış vaziyettedir. Devam e den tetkikler sona erip, müspet bir netice alındığı takdirde sandık mün: melâti Emlâk Kredi Bankasına dev. redilecektir. - Bu anlaşma tahakkuk etmense, sandık atatüsünde tadilkt Yapılacak ve ev yaptıran llkokul öğ- Tetmenlerine yardım sandığı şekline Sokulacaktır (1).. Bu son derece teksif edilmiş ha- berler yığını karşısında gerek Sandık ile doğrüdan doğruya maddi alâkası olan hocalar, gerek hAdiseyi takip e- denlerin gaşkina / dönmemesi müm- kün müldür? Ortada dönen rivayetle. re göre Bekiz milyon lralık bir Ban. dik var. Biraz iktisadi düşünen her- ken, bu meblâğla çok faydalı İşlerin Körülebileceğini tazarlar. Fakat hâ- dizeye nüfuz ederseniz kullanılabile- Gek nakdi #ermayenin - İleri sürülen miktarın aşağı yukarı dörtte birin- den ibaret olduğunu görürsünüz. İş- 'te o zaman 1843 teki kanün yapma tekniği hatasının azameti ve netice- deri karşısında / ürpermemek - elden Kelmez. Bir defa bu 12'nct maddeyi kaleme alan adam veya heyet, belki pek Büyük hüsnü niyetle düşünülen Sandık İşinin esasen meşetil, bürok- at resmi bir daire erkânına teslimi- Bi nasıl mülâhaza edebildi? Totaliter bir zihniyet ile vatandaştan alınan yüzdelerin yekünu, ancak ihtıas sa- Bibi insanlara birakilir, hiç değilse iktisatçılardan, bankacılardan ve in> şaat mühendislerinden mürekkep bir danışma heyetinin yardımı akla ge- debilirdi. Kanun vamtasiyle yapılan bu mühim ve vahim kanunsuzluğun gekir sene sonraki işi ve iç karıştı- ci neticeleri ajana haberinde müb- hem de olsa belirtiliyor. Sayın M Tif Vekili, meselenin bu ince tarafı: 'i kavramış olmalı ki ilk iş olarak, erbabının, yani iktisatçı ve bankacı zevatın fikrini sormak istemiştir. Şimdi bütün Türkiye ilkmektep ho- caları, 1048 ten beri maaşlarından, kendi'arzuları sorulmaksızın devlet zoriyle kesilen yüzdelerin geçireceki gergüzeşti beklemektedirler. Bu dürüm karşısında hiç yoktan ortaya çıkarılan kördüğümün çörül- me şeklllerinin kendi kanaatime gö- Te neden ibaret olabileceğini bir bas- Ka yazıda belirtmek Istiyorum. (1) 6 kasım 1960 tarihli “Yeni İn- tanbul,, dan. KÜÇÜK HABERLER ** Vilâyette teşkil edilen / Turizm Komlayonu dün de toplanarak çalış- masına devam etmiştir. o Her sene yapılmakta olan Mu- Allimler Birliği “ders yılı çayı, bu sene 11 kasım 1950 cumartesi günü #aat 15 ten itibaren Taksim Beledi- 'ye Gazinosunda yapılacaktır. * Güneydoğu —Akdeniz . seterini yapan “İstanbul” vapuru, dün sabah 210 yolcu ve 308 ton yükle lima: Bımıza dönmüştür. * Ankarada tetkiklerde bulunan Tekel Genel Müdürü HAdi Hüsmen, dün şehrimize dönmüştür. Ögleye kadar makamında çalışan Hâdi Hüsmen, öğleden sonra fabri- kaları gezmiştir. * “Kocaeli” tankeri, Ras Tannu> ra'dan yüklediği akaryakıt hamu- desiyle dün akşam limanımıza gel miştir. “Sivas” tankeri de yola çık- mıştir. * "Çoruh” gilepi, dün akşam 8128 ton Krom yükiyle — İskenderundan. Amerikaya hareket etmi; $i e keı Si Kalorifer - hastalığı Hangol — tan üzerinize afiyet, nesle Bunu, kimi “aman va kulma, diye bir. alacai Tüçceten bakan olmuş gibim Für bir eda iİle uzanan elinize eli göyle dökündürüp çekive Tivor. Nezle olmuş dastlara me- Tak edip sordum. Hepsi de ka- Toriferli apartmanlarda otura! lardır, Buğün katımın yedisi. Havar İar, ekerriya — güneşli, nadiren Yağmurlu veya Püfüdetli. — Bu Sebeplen kaloriferler yakılm yor, apartmanların içleri ile kak arasındaki hararet farkı da haktalıklara sebey oluyar. Hatırlarsınız. — Kasım. girme- den evvel, cldden Jena soğuk- dar yapmıştı ve belediye, kaz n bidayetinde yakılması kon- #rat muctbince meoburi olan ke İoriferlerin derhal fayrap edil. meni için emir verminti; ve kar İoriferler de yakılmıştı. Üç, bee gün apnra pastırma yası bakir Yesi Bir vas pevda oldu, kak Fiferler #öndürüldü. Öyle vei, kalorifer dehilen ve dalmi M fi temin için ioat edilen Hesne, mangala döndü. Buna Haptür, vücut u dayanır? BİR İSTANBULLU Şehrimiz için ayrılan asma fidanları Tarım Bakanlığından İstanbul Vi. lâyeti emrine 377 bin aama fidanı tetrik edilmiştir. Bunun 160 bıni Zi- raat Mektebinden, Fidanlığından aşısız olarak ve 7 bini de Göztepe Fidanlığından aşılı ola- Fak verilecektir. Aşısızlar birer a) hilar ise 10 kuruştan tevzi edilecektir. İskenderun - Hayfa hattı büyük rağbet gördü Devlet Denizyollarının yeni açtığı İskenderun - Hayfa seferleri büyük rağbetle karşılanmıştır. Bu hafta lik eferi yapan Aksu vapüriyle Hayfa- Ya giden ecnebi yolcular gemide gör- Gükleri intizam ve mükemmeliyetten dolayı İdareye bir telgraf çekerek te. #ekkürlerini bildirmişlerdir. 210 bini Göztepe' (SEHİR HABERLERİ ) Devlet Denizyolları hakkında kati karar n yeni şekli hakkıtda Hazire Janan projeleri Bakanlıkla görü Ürere V Umum — Müdür, — Amerikal mütehassıklar — dün” akşam Ankaraya gittiler Devlet Denlayolları Umum Müdü. Tü Cemil - Parman, Umüm Müdür. Muavini Behçet Osmanagaoflu, kuk Müşaviri, Amerikalı işletme mü- tehaasısi Blatter Ve diğer bir Ame, rikalı mütehasmıs olduğu halde dün akgam ekspresle Ankaraya hareket tânrer Devlet — Denizyollarının — tletiasdi devlet teşekkül haline / getirilmeni hususunda Bakanlığın - direktiflerine göre bir müddettenberi devam eden alışmalar sona ermiş ve hazırlanan İki proje Bakanlığın tasvibine arze- dilmek üzere Umum Müdür ve mal: Yeti tarafından Ankaraya — götürül. Müştür. Heyetin projeye son geklini vermek Üzere Bakanlıkla - yapacağı Çalışmaların bir hafta kadar sürece. #i tahmin edilmektedir. Şimdilik sıki bir ketümiyet müha- faza edilmekle beraber — hazırlanan projeler bilhassa İki essi İhtiva et. Mmektedir. İşletmeler. devlet örtaklığı halin. de birer iktisadi teşekkili haline ge. tirilecek veya 94 40 hissest devlete alt olmak üzere diğer ermayelere de iştirak İmkânı verilecektir. - Proje Kati şeklini aldıktan / sonra Bakan- dar Kuruluna sevkedilecek Ve kanun Yasarısı halinde Meclisin — tasvibine arzedilecektir. Bilindiği gibi. evvelce bu. hususta hazırlanan proje Bakanlar Kurulun. dan çıkmak Üzere iken -o zamanki Maliye Bakanı İsmali Rüştü Aksal tarafından mali - bakımdan mahzur gösterdiğinden tasvip edilmemişti. Bu Gefaki çalışmalar sonunda Denizyol. Jarı İdaresine yeni bir şekli verilece. gine muhakkak nazariyle bakılmak. fadır. Çünkü bu müessesenin bugün: kü bünyesiyle müspet ve verimli bir şekilde çalışmasına imkân olmadığı Ümum Müdür Cemil Parman tara. fından Bakanlığa mütenddit defalar arzedilmişti. Atatürk Derneğinin neşrettiği beyanname Atatürk inkılâplarından artık fedakârlık yapılmaması isteniyor Atatürk Derneği dün bir beyanna- me neşretmiştir. Bu beyannameyi sü. funlarımıza almış bulunuyoruz. Der: 'neğin kurucusu ve başkanı olan A, Muhtar Kumral bu hususta bize şun: darı söylemiştir:. *” Bu beyannameyi neşretmekle Atatürk — inkılâplarının bir. tehlike karşısında bulunduğunu mu ihsas et. mek istiyorsunuz ? — Evet, Atatlirk inkılâplarına kar- gi halk içinde inkılâbın mânasını an. Tamamış kimselerin menfi politika Cılara kapıldıklarını — müşahede et mekteyiz. Bu itibarla Atatürkçü va. tandaşların ve — bilhassa — gençliğin dikkatini, tehlike Üzerine çekerek uyanık tutmak ve Atatürkten bu bü. yük emaneti almış olan gençliği va- zifeye gavet etmek istedik. — Cumhurbaşkanının Atatürke ve eserlerine olan bağlılığı karşısında bu fikrinizi namıl izah edersiniz? — Bayın Celâl Bayar Atatürk'ten bir parçadır. Onun Atatürk ve eser- Jerine kargı ne derin bir aşk besl diğini bilirim. Yalnız Bayar bugün partilerin dığında ve Üstünde kalma- #i hasebiyle, bu tehlikeye kargı doğ- Tudan doğruya bir müdahalede bu. Tunamayacak — mevkidedir. — Mama: fih Cumhurbaşkanındap, partilera: Tası bir anlaşma temin ederek inkı. Japlardan yapılan fedakârlık zihniye: tine bir nihayet vermesini beklemek hakkımızdı! — Beyannamenizde / tebarüiz etti- rilen politik zaaflardan neleri kaste. diyorsunuz ? — Zannımca Atatürk inkılâpları içinde İâiklik, bu memleketin hürri. yet ve inkişafında bilhassa millet o- duşunda büyük bir yüksek meziyetli vatandaşlarımızı tanssup esaretinden kurtaran yegâne Inkılâptır. Atatürk, “Bu millete nereden zarar gelmişme tetkik ediniz, din kişvesi altında sak. Janan sakat düşünce ve menfaatler. den gelmiştir.” diyor. Çok partili de. mokratik rejimde, halkı kazanmak kasır görüşlü bazı politika Sabit olan felâketlere milletimizi tekrar sürük. lemek gafletini gösterebilirler. Bunun için inkılâpçı efkârın uyanık bulun- ması lüzumuna inandık ve beyanna- memizi bu fikir ve hisler altında neş. rettik.” Şevket Evilyazti Derneğin beyannamesi 10111980 cuma günü ebedi A. tatürk'ün ölümünün 12 el yak dönümüdür. Atatürk'ü sevmek ve anmak, o- mün eser ve fikirlerine hizmet etmekle mümkündür. Atatürk Türk gençilginden bir vey İstedi:. Emanetini muhafa- Za ve müdafan. Buzün, acı bir hakikattir. ki, onun Inkılâpları, partiler arasın- Ga, politik zaaflar yüzünden, h- Mal, hattâ, esefle belirtiriz. ki, feda edilmektedir. Atatürk'e karşı, pasif olarak, şahsl hürmet ve bağlılık bürme fe şayansa da, ameli bakımdan Bir şey Wfade etmez. irtler dışında ve üstünde bu- dunan, — Cumhurbaşkanı, — sayın Celâl Bayar'dan, Atatürk Inkılâp- Jarında, tavize bir son vermek, xere, partilerarası bir karar mla- Tak bu dürüma bir nihayet ve- rilmesine, yüksek tavassutlarını, Atatürk'çü gençler olarak, derin saykılarımızla arz ve rica ede- -ei Türk gencliği! — Atatürk'ün gençliğe olan hitabesini, bir da- ha oku, derin düşün ol ayanık Atatürk Derneki Başkanı A Mühtar. Kumral Memleketimizden ayrılan Amerikan Askeri Yardım Heyeti Deniz Kısmı Başkanının bayanatı Amerikalı, kazandığı dolarları Kumunizmwgş_an_lara veriyor Amiral Ginder : “Biz, elimizden gelen herşeyi yapmaktayız. Sizin de elinizden gelen herşeyi yapmakta olduğunuzu görmek bizi pek Birkaç seneden beri Türkiyedeki Amerikan Askert Yardım. Heyetinin deniz kısmı başında bulunan — Tim: AMİTal Samusl P. Ginder memleke- fimladeki vakifesi bittiğinden bu a. yın 12 sinde Amerikaya mütevecci- hen gehrimizden ayrılacaktır. Amlral Ginder bu münasebetle dün Amerikan konsoloshanesinde — haleti Tümamiral — Wililam L Rees'in iş. tiraki ile bir basın toplantısı yapmı ve gunları söylemiştir. *— Geçenlerde bir konferans esna. sında bana kürmay heyetime men: Sup subaylarımdan biri / kanaatimce Türk deniz küvvetlerinde son — bir buçük sene zarfında en mühim inki. Şafın ne olduğunu sormuştur. Şimdi Türkiyeden ayrilirken bu sualinin ce. vabinı. verebileceğime kaniim. Benim için bu konuda — Amı tarafından Türk deniz. kuvvetlerine verilen geniş ölçüdeki malzemeye aret kolaydır. Âynı zamanda tesilm edilmiş olan, yüksek ihtisaa. Tcnbet. tiren işlerde kullanılan muhtelif ma kinelerin ve radarın milyonlarca do- Jarlık kiymette olduğunu ifade edebi. Jiriz. Bu arada Türkiyeye teslim dilmiş olan muhripleri, denizaltıları ve diğer savaş gemilerini göstermek- de kabildir. Aynı zamanda Türkiyede eğitim görmüş 2400 subay ve erat, ve Amerikada da daha mütekâmli eğitim gören yüzlerce subay ve erat Razar İtibara ahnabilir. Bu yukarıda sayılan Üç Amilin mü- him olduğu teslim edilebilir ve bun- İar bir istatistikçiye, Yapılan İşlerin kaymetini ifade eder. Yalnız, bence bir esan terakki vardır ki bu . bir Astatistikçinin rakamları Ve vesika: Jarından daha çok mühimdir. Coğ. Tafi bakımdan Türkiye ile Amerika birbirine — pek uzaktır, İlsanlarımız tamamen ayrıdır ve Adetlerimiz de Ayrı esaslara dayanmaktadır. Fakat, Bu mânilere rağmen, Türk deniz kuv. vetleri ile Amerikan Yardım Kurulu Deniz Grupunun çalışmaları arasında geniş ölçüde işbirliğine Ve anlaşma- B gahit oldum. Her iki taraf, gaye- lerinin aynı olduğunu anlamle ve e- hemmiyetli olan şeyin neticeleri el. de etmek için kullanılan metodların olmayıp alınan neticeler — olduğunu kabul etmişlerdir. Karşılıklı ihtiyaç. dardan doğan bu döstlük bugtün Ih. tiyaca bağlı olmayıp hakikt ve de- rin bir dostluğa tahavvül etmiş ve kendisini müşterek çalışmalarımızda göstermektedir. Türkiyenin müdafaası için Ameri- Ka tarafından daha büyük bir gay- ret sarfedilmediği için basında bazı Goğrü malümata dayanmayan — ten- kidler yapılmıştır. Bu hak edilmiyen tenkldler - Amarikalıları - müteessir ettiği kadar Türk makamlarını da Mütecstir etmektedir, fakat eminim Ki bu, memleketi daha kuvvetli gör- Mek Carzusunu İzhar eden tabil ve vatanperver / hislerinizden tleri gel ,Hint delegelerinden biri Alp dağlarında parçalanan uçağı tetkike gidecek Bundan birkaç gün evvel Hindistan Hava Yollarına ait bir yolcu uçağı Londra - Hindistan seferini yapmak Üzere Londradan hareket etmiş fa- kat henüiz bilinmeyen sebepler — yü. zünden Alp Dağlarına çarparak par. Çalanmıştır. Dün — Hındistan Havı Yollarından şehrimizdeki . havacılık konferansına iştirak eden Hint dele- gelerinden Dr. M B. Sarvate'n gelen Bir telgrafta, hüdiseyi — mahallinde tetkik etmesi istendiği için Dr. Sar. vate bugün uçakla hâdise yerine gi decektir. Havacılık Kongresi bugün nihayete eriyor. Şehrimizde toplanan Sivli Havacı. lık Köngresi bugün aat 15 te yapı. lacak, bir törenle kapanacaktır. memnun etmektedir” diyor mektedir. Amerikan vatandaşının an. hinın teriyle kazandığı * dolarları ko. münlet / tecavüzüne karşı - koymak Arzusunda olan her memlekete ver. Giğini söylersem, bana inanın. — Bu tecavliz salgınına mukavemet etmek istiyeri #ize ve diğer demokrasilere yardım etmek için Amerikan vatan: daşları 252 mülyar dolarlik - bir borca girmiştir. Bu miktar Pirleşik Devletlerdeki her kadın, erkek, ve Çocuk başına 1700 dolardan fazla futmaktadır. Biz elimizden gelen her teyi yapmaktayız. — Sizin de eliniz. den gelen her şeyi yapmakta oldu. Runüzü görmek bizi pek memnun etmektedir. Türk deniz kuvvetlerinin — savaş küdretini arttırmak — yolunda. yap: Mmakta olduğumuz müşterek gayret lerde Amiral Altıncan ve malyetinin göstermiş olduğu enerli ve şevka kargı düydüğüm — hayranlığı alenen ifade etmek için bundan daha — iyi bir fırsat olamazdı. Deniz kuvvetle- Tinizle hakikaten iftihar edebilirsiniz Berlm yerime gelecek olan Amiral Rees'le uzün #eneler dostlük. ettim, 've umarım ki kendisi sizin de dos- tunuz olacaktır. Onu, her hürriyet sever Türkü candan alâkadar eden mühim bir vazife beklemektedir. Burada edinmiş olduğum muhtelir Ünesco müşavirinin dünkü bas n toplantısı Hükümetimizin — düveti ve fagiliz Kültür “Heyetinin Misafiri “mfatiyle iki günden beri memleketimizde bulu Ban Birleşmiş Minetler Teşkilâtı Üneeco'nun Amalar Eiğitim ve Bakım Mümviri Bir Crutüa, Mackenzie, “dün Vali've Başkanını ziyaret et Mişi bt 1630'ün ünzeteciler Gemiye Tnde'dir basın toplantsı Yapmışlır. İngiliz Basın Atazesi ve Köllte He: Yeli Baskanının üa “hanır bulunduğu Toplantıda, 90 yul evvel gözlerini Va Bakkalede Kaybetmiz olan Amalar ba” kim mütehasaıı mamleketimizi çi SÜ dela olarak ziyaret etüğini belir Terek söze Daşladıktan 'sonra - töyle Gemiştir: Körlerin bakım ve terfihi isiyle çu teşekküller. müktedir. ve dabi Tir âma erkek ve kadır Sonra en büyük terai dıkları Ve muhtaç, bulundükler Ti sey diker insanlar gibi yaşamak ma, kültürel ve âmme Kendilerine düşen hie: 1 başarmaktır. Bir Ciutha Türkiyede simdiden Tek Hükümet ve gerek 'Bayır sabil Özel ve cömert gahaiyetler tarafından Amalara teşmil sdilen servislerin faa- liyetini büyük bir memnunlukla düy. düğünü, bu bakım - ve terfih hizmet Ve faaliyetlerinin inkisafı İçin elinden. Şelen yardımı yapmaya hasır olduğu: BU söylemiştir. Bir Ciutha Mackenzle, tetkik ve temas edeceki' birinin atandart “Brallle, #isteminin Türk alfabesiyle İmtizacı “olacağını belirtmiştir. -Bu' harika aistem bur dan 125 yi evvel o zaman yalnız 16 Yaşında Bulunan kör bir Pranmız ço. Cüik tarafından icat edilmişti Hemen hemen bütün dünya memle- Ketlerindeki körler bu 63 sembolü yak Biz okümak Ve yazmak için değil fa: kat müzik, matematik, ü Hat oyunları ve diker 'bir çok gayeler İçin kullanmaktadırlar. Batı memler Ketlerinde her cinsten ve her konuya ait “Brallle., kitaplarından mütesek- Türkiyede konulardan dostlarımdan ayrılacağım için Tür- | Xi büyük Kütüphaneler, 'bu kitapları kiyeden uzaklaştığımdan — mütecasi- n ai T e A A Fim ve her nerede bulunuraam bulu. nayım, Türk deniz kuvvetlerinin ve Türk #ilâhlı küvvetlerinin yapmakta oldukları devamlı gelişmeleri alâka ve iftihar ile takip edeceğim. Türkiyenin müdafnasını deniz, ha. Va ve kara kuvvetleri temin edecek tir. Bunlar birbirlerine yardım etme. ildir. Bu yardım tam bir isbirliği ile yapılırsa başarı kazanılır. Şunu mem hüniyetle bildiririm ki, Türk ordusu Örgeneral Nuri Yamut idaresi altın. 'da tam bir İşbirliğini elde etmekte. dir.” Bundan sonra Tümamiral Rees söz almış ve memleketimize gelmiş bulunmaktan dolayı çok memnün ol duğunu belirtmiştir. Limandaki tahmil ve tahliye işleri için yapılacak toplantı İstanbul İlmanında tahmil ve tah. diye işçiliğini tanzim — için ilgili ba> banlıklar temsilcilerinin — iştirakiyle bügünlerde şehrimizde bir. toplantı yapılacaktır. Liman ve deniz işleri — dalresinde yapılacak olan toplantılara - Ulaştır. ma Bakanlığı Başmüşaviri Naki Köstem başkanlık edecektir. Yugoslavyanın Ankara Müsteşarı Tahrana elçi oluyor. Yugoslavyanın — Ankara Sefareti Müsteşarı Viloviç terflan Tahran El. çiligine tâyin edilmiştir. Memleketimizde bulunmadan ev vel “Yugoslavyadaki halk mahkeme. lerinin başkanlığını yapmış olan ye. ni Tahran Elçisi yakında memleketi- mizden ayrılarak - Yugoslavyaya gi- decek ve itimatnamesini — aldıktan sonra “Vazifesi başına hareket ede. di cektir. YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ üaüçü: Kemal H SARLICA TEŞEKKÜR SELAR YO Sevgili alle relsimiz Dr. Abdülgaffar Savguç'un vefatı münasebetiyle mine iştirak etmek, mek, telgraf, telefon, bizzat gelerek büyük Jütfunda bulunan dostlarımıza — ayri ayrı teşekküre teessürümüz maâni ol- duğundan, gazetenizin, teşekkürleri- mizin iblâğına delâletini rica ederiz. Eşi ve çocukları cenaze merasi- çelenk gönder. vardır. Sir Ciutha, Türkiye gibi bir memleket için, körlerin eğitimi. ler 'tihdamı ve kültürel tekâmüllerine e- aa teşkli edecek okul kitapları ve di Her eserler Basacak bir Braille mat> Baasi kurulmasının önemli bir ihtiyı teşkii Cettiğini belirlmiş ve gimdiki Halde Paristeki ÜNESCO merkezinde Aaya ve Afrik& ve hakikatte bütün dünya dillerine “uygun yeknemak ve Taryonel Bir Brallle sistemi geliştir. mek işiyle meşgul olduğunu anlatmış Birleşmiş Milletler Teşkilâtı müşe- virine, özel bir ekitim görmüş Amalar Fın ne gibi mesleklerde çalışabilecek. leri sorulmuştur. Sir Ciutha cevaben, kör erkek Ve kadınların A hayret verici sayı ve çe diyetleri zikretmiş Ve sunları “Tablatiyle bu özel bir eğitime bağ- hdır. Öğrenmek veya bir iş bulmak fırsatını elde edemiyen âmalar umu- Miyetle mânen ve maddeten düşkün “Modern tabri #a dayanması, larda işlerin ihtisa- SÖ yül zarfında kör tetkikler yapılmış, Ki işlerin malar İ Gesbit için gubeler kurulmuştur Fika idarelerinin yardımiyle münasip fabrikalarda, han: afından gözü gö- ni Ve ehil âmalar seçilmiş ve bunlar ye: Üstirilmiştir. Hâlen normal işçiler ka- Ha bir takil mesgaleler tercih et T Meselâ İngiltere, İngiliz Dominyonları, Avrupa ve Japonyada Mmasajcılık veya fizyoterapi mesleğini Seçmiş ve Çok muvaffak olmuz. far vardır. Hekimlikte de kendilerine #öhret yapan âmalar mevcuttur. Bi Yük tcarethaneler, oteller, hükümet Gsireleri ve fabrikâların telefon san- iralları âmalara çok elverişli bir ça- hşma aahasidır.. YENİ İSTANBUL SİYASİ İKTİSADI MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Yazı işlerini fillen tdare eden mesul müdür: Saclâ ÖGET Neşredilmiyen vazlar dade edilmez. Banldığı yer 1 YENİ İSTANBUL MATBAACI- LIK LİMİTED ŞİRKETİ. MATBAASI PEYAMİ SAFA YALNIZIZ aH e Eşikte görünen Hasibeye bir kahve em. retti. Yalnız kalınca elini çenesine dirseğini göğsüne bastırdı. Ne olat ha ona Pariste bir paralı âşık bulmuş olabilir. Nuşret gibi kart, hovarda ve zampara. Onun kadar iğrenç bir kızlık ve tazelik avcım. Ve galiba vardı böyle bir gey, Meral bir kere bahsetmiş miydi böyle bir adamdan? Samim © grupu hiç tanımıyordu. HAfızasında uzak ve Bilik bir hâtıra gölgesi kımıldar gibi oldu. Bonra büsbütün silindi. Belki. Var öyle bir gey galiba, “Şükrü'ye benzer bir isim. Yahut “Şevket”. “Ş” ve “K” daha belirli. “Şekip” de- Bi Bir “a” sesi de Glacak. Hatırlamıyor. “— Düşün ki, genin ötelde Feriha ile ye- mek yediğini bana hiç kimse haber vermedi. Sezişimle muhakememi evlendiren müthış bir tecesslin hamleminden başka hiç bir yol göste- ricim yoktu. Ben bunu da anladım, Meral, sak. lama, bir felâkete doğru gidiyorsun. — Şimdi, “Payehodrame” dedikleri bir ruh felâketi, ölü. me kadar gidebilecek bütün neticeleriyle seni bekliyor. Baklama, Anlarım. Anlayacağım. 1- zah edemiyorsun bana, Hangi cazibe seni o Feriha bataklığına çekti? Böyle veya hemen, gimdi. ayrılalım. '— Hepal bu. Söyliyecek bir şey yok. Ta- mıdıklarım arasında hiç kimse, babam bile Fe. 278 Tihaya kargı müsamahasız ve hırçın değil. '— Çünkü senin tanıdıkların arasında hiç kimse; benim kadar, bu cemiyetin meseleleri- A kendi meselesi yapmıyor ve acılarını be- zimsemiyor. Çünkü hiç kimse benim kadar, geni bekliyen Yelâketin sezgisine mâlik defil; günkü hiç kimse benim kadar seni kendisiyle karıştırmıyor; ve hiç kimse senin kadar benim içimin aydınlığında körleşmiyor. *— Anlamıyorum. Büyütüyorsun. — Her mesele - bizim ölçülerimizi alır. Sen bu kadar küçük değilsin. Meselenin buut. darını biliyorsun. Başka bir şey var fakat, Var, Meral, var diyorum. sana, / sonra kapıyı vuran Hasibeye: 4” Giri Emrini verdi. Hizmetçi ile göz göze gel- mekten kaçındı Ve onun dişarı çıkmasını bek- değil, Kahvesinden dik yudumu aldıktan sonra başını salladı. Var veya yok, münakaşa fay- damız. Her iki halde de Meralin renlitesi de- Rişmiyor, Sadece Ferihaya gitmek bile riste bir Jhtiyar zanparanın — kolları mrasına gitmek arzusunun hayalde başlıyan tlk adım- Jarından başka bir gey değil. Ruhtaki değer- deri eşit. İnsanın ölçüsü arzularıdır. Bunların '€n büyüğünde bütünümüzle varız, Ararsa? Ararsa yokum. — Ben bir rüyayım artık. 280 Arzu ile tekrar görülemem. Hafızasında ya- digârım. Beni orada arasın. Arar mı? Arar mi İşte aşk mücadelelerinin en büyük me- Helesi, Arar mı? Ben onun için neyim? İki- miz de bunü bilmiyoruz. Ayrılık — en müt- hiy test — bunu öğretecek bize. Samim, Proust'un Albertine'den ilk ayrıl- di anları hatırladı. Orada muharrir, ayrılık psikolojisinin, hâdiseden evvelki — ve sonrakt Fuh halleri arasında / Önceden — kestirilmesine imkân olmıyan fark yüzünden kendi kendini nasıl uzaklarda biraktığını izahtan başlar ve tahmin imkânsızlığının, yaşanmadıkça bilin- mesi mümkün olmuyan meçhul unsurların çok- Tuğundan ileri geldiğini anlatırdı. Orada ter- keden taraf Proust değii, Albertine'dir. Fa- Kat terkedilen tarafta ayrılıktan evvel ayrıl- ma arzularının giddetli oluşu ve ayrılıktan son- ra bunların tam zıddi arzuların — daha ev- vel varlığından hiç şüphe edilmiyen gizli kay- naklardan — fışkırışı, Samimin bir ayrılma ka- Yarı vermeden evvel hesaba katması lâzım ge- den pelkolojik istihalelere dikkatini çekiyordu. Kitabı aradı ve buldu. Şöyle başlıyordu: “Matmazel Albertine gittir, Istırap pslko- Tolide psikolojiden ne kadar daha ileri gider! Daha bir saniye evvel, kendimi tahlli ederken, sanıyordum. Ki birbirlmizi görmeden ayrılmak *tam arzu ettiğim bir şeydi ve Albertine'in bana verdiği zevklerin Adilii ile beni gerçekleştir. mekten alıkoyduku. zevklerin zenginliğini mu- kayese ederken kendimi ince bulmuş, bir daha onu görmek istemedikimi ve artık onu sevmedi. Rimi sanmıştım. Fakat şu kelimeler: “Matma- 281 BO ee zel Albertine gitti, kalbimde uzun zaman da- yanamıyacağım bir stirap uyandırmıştı. Böy- dece anlamıştım ki, bir hiç sandığım sey, sade- €e benim bütün hayatım İmiş. İnsan ne kadar kendini bilmiyor., Fakat bu meçhulün kökünü —alışkanlığa bağlıyan Proust'un alabildiğine zengin bir tal Jilin teferruat kıyameti içinde, bazan dikkatini tek istikametten / kurtaramıyarak — realitenin bütününü gözden kaçırdığı da olurdu. Samime göre, meselâ onun itiyada mutlak bir hüküm. Fanlık izafe etmesinde böyle bir tahlil ması vardı. EFskiden verdiği hükmü kontrol etmek için kitapta o pasajı aradı, buldu ve okudu: “Evet, biraz evvel, Albertine'i sevmediğimi sanmıştım, hiç bir geyi kenarda bırakmadığımı sanmıştım; en doğrü tahlilde kalbimin dibini görebildikimi sanmıştım. Fakat zekâmız, ne kadar büyük olursa olsun, enu vücuda geti ve uzün zaman, içinde bulundukları uçucu hab den ayırıp kendilerine bir sertleşme başlanııcı sağlıyan bir hâdise çıkmadıkça varlıkları sezl Milyen unsurları göremez. Kalbimi apaçık gör- dükümü sanmakla aldanmıştım. Fakat zekânın İnce Kâraklerinin bana vermediği bu bilgiyi, bir tuz gibi sert, parlak, garip, n yanımda olmasına o kadar alışmıştım ki, bir- denbire itiyadın yenl bir yüzünü gördüm. O xa- mana kadar ben onuü (itiyadi), târaklerin şuu- Tuna kadar her örijinalliği ortadan kaldıran yıkıcı bir iktidar sanmıştım; saplanmış, münasız — yüzü kalbimize karılmı, müthiş bir Tanrı gibi görüyordum, — öyles 282 kadar gi dığını Jan bikki hiç değili kanlığa, de bir hi ifade et kendine miyan ne göre, bir kar muzü İ muz ve diğimiz. müthiş ki, gözümüzün seçmediği bu Tanrı bi den. yüzünü çe daha dehşetli bi ölüm kadar hain olabilir,. Samim, Proust'un, bir yüzü tryakiliğe kı dar giden bir alışkanlık, öteki yüzü nefrete bir renlite önünde olduğumuz kanı l&t olmiyan veya bütün rolü, alışkanlığımızın esaretine karşı duyduğumuz utancı kendi ken- dimizden bize arkasını dönüşüdür. Böyle bir düşünci değişmeyi özliyen tarafı arasındaki mücade- lenin ruhtaki belirtilerinden başka bir şey ol içinde gelenek -inzilâp kutuplaşmı biri Üzerinde karşılıklı tesirlere sahip ve yeri- bazan da aralarındaki uzlaşmalarla sona eren din usanca. galebeni, raf olmasındandır. Böyleci elimizden alan sevgili, bizde o mâlik olduğu liyle bizi kaybettiğimiz itiyatlara bağlamıştır. irirse bize bütün ıstıraplardan astırap verebilir ve o zaman iden bir bikkınlık halinde, iki cepheli tine var dhiyordu. Öyle ki, âdeta hiç bir gerçek- klamamıza yaramaktan ibaret kar anlık, alışkanlığın kısa bir zaman için ise aşkta usanmanın, yerini dalma alış- terketmeye mahküm ve onun emrin. a galatı olduğu fikrinden başka birşey lez. Oysa ki, her canlı varlığın kendi Mmüsavi kalmaya —mahküm tarafiyle aıtlığı (Ki bir cemiyet idir) bir- itiyat - usanç itiyadın veya usancın zaferiyle veya ılaşmadır. Albertine vakasında Itiya- Proust'un terkedilen ta- mülkiyet gururu. ademizin dışında Kalan bir darbe ile mâlik olduğumuz için kadrini bilme nimetlerin hasretini uyandırmak yo- (Devamı var) 283