Say TETKİKLER | Bir tebliğ ve kö enstitüleri BİRKAÇ gn önce gazetelerden bi- yinde Millit Eğitim - Bakanlığının bir tebliğini okudum. Tebtiğde: “Or. taokul. ve İlselerin birinci ve ikinci #ınıflarında endece birer derlen nifta kalanların - bir senelerini boş geçirmemeleri — maksadiyle bir. üst gınıfa devam etmeleri ve bu sınıfın imtihânları meyanında - döndükleri ait gınıf derslerinden de tmtihanlar Za vermek mecbüriyetine tabi tutul- maları kararlaştırılmış, bunâ alt yö- netmelik hazırizanrak — bugün imza edilmiştir.”. denilmekte ve “Ankara Afansının — Notu” K da gün- dar lâve öüilmektedir: - “Bu yönet- melik, pazartesi günü okullara tel. grafla tamim edilecektir. Talim ve Terbiye Heyetinin Tlcnret ve Sanat Okullarında da aymı üsülün tatbiki için birkaç güne kadar karar ver. mesi beklenmektedir. Bu haberi okuyunca dilimin ucu- ma: “Örtaokul, İlse, ticaret ve sanat okullarına tanınan bu yerinde haktan köy enstitüleri de faydalannmıyacak 17" gorüsü — geliverdi. Bu soruyu zormakta acele ettiğimi aanmıyo- rum, Köy enstitüleri, bu türlü yer liklerden şimdiye kadar pek aZ ha- berdar edilmiş ve bu yüzden çok şey- der kaybetmiştir. - Bu karardan da faydalanamazsa, yeniden birçok şey- der daha kaybedecektir. Köy enetitülerinin — kayıpları e- derdir? Diğer okullarımıza benzemi- yen tarafları var müdir? — Aşafıya, Sıralıyacağım noktalar, bu sorulara cevap teşkti edecektir. 1 — Köy enstitüleri — bitirme im- tihanlarında tatbik olunan usul, bun- Gan ç sene evveline kadar ortaokul- Jarda tatbik olunan ELEME imtihan- Jarı usülüne çok benzemektedir. E- deme imtihanlarının aksıyan taraf- darı az çok düzeltildiği halde, — köy enstitülerinin — bitirme — imtihanları, eski aksaklığını devam ettirmekti Gir. Bu imtihanlarla ilgili Köy En: titüleri Yönetmenliğinin 170 ve 171. maddelerinde gü — kayıtlar — vardır “Köy enstitüleri bitirme veya buna Dağtı engel imtihanlarında bir ders- ten başarmış / sayılabilmek için öğ- rencinin, iki kanaat notu ortalaması le, imtihan notu ortalamasının en az beş tutmam Jâzım geldiği gibi,| imtihanda da en az beş alması ge- rektir. Haziran — Göneminde başarınız sa- yılan — öğrenetler, eyiti döneminde başaramadıkları derslerden imtihana alıtırlar. Eylüi döneminde bir dera- 'ten dahi olsa, beşten aşağı mot alan- Jardan 4274 sayılı kanunun 63. mad. Gesi hükmüne tâbi tutulmuyanlar (1), ertesi yıl öğrenci - olarak sınıflarını tekrarlarlar. Girdiği haziran — ve eyiüi Gönemi tmtihanlarında 170, madde gereğince başarısız sayılan öğrencilerden, hak- Jarında 4274 sayılı kanunun 63. mad. desi hükmüne göre işlem yapılması gereken öğrencilerin enstitü le ügi- leri kesilir. Bu gibilerden isteyenler- den ikinci defa, — başarısız sayıldık- Jarı ders yılını takibeden haziran eyili — dönemlerinde sıntın tekmil dertlerinden imtihana — #hnabilirler, bu dönemlerde yapılan — imtihanları başaranlar hakkında da 172. madde- 'ye göre işlem yapılır. “Bu hükümler, dalresinde başarı / göstermek hay Büç ve bazı hallerde imkânsızdır.” Öğretim yılını takibeden - haziran 've eylül dönemlerinde bir veya IKi dersten başarr gösteremiyen Öğren. ciye: “Bir sene sonraki haziran ve eylül — dönemlerinde — aınfın tekmil derslerinden imtihan olacaksın” de- mek “Yorgunu yokuşa sürmek” de- mek olur. 2 — Bütün okullarda yalnız türk- çe ve meslek okullarının bazılarında meslek derslerinden biri veya ikisi #ınıf geçmede çift ders sayılirken, Köy enstitülerinde çoğu dernler çift sayılmaktadır. Bu hal, yılda 15, 20, 25 çeşit ders okuyan öğrencinin mınıf geçmesini güçleştirmektedir. Bir fi. kir vermek için beşinci sınıfta çift sayılan derslerin gâlarını veriyorum: 1 — Türkçe, 2 — Eğitbilim, 3 — Egitbilim tarihi, 4 — Ruhbilim, 5 —| Yazan: Osman Şahintaş Özel öğretim —metodu, 6 — Banat, 7 — Tarım (Tarım ve sanat dersle: Fi dörder veya beger daln ayrılır ve dülların her biri iki ders sayılır.) — Köy enstitüleri nasıl bir e- kuldur? Bu mesele henüiz bütün vu- zuhü e belirtilmiştir. Bu okullar- da hangi denelerin — okutulduğunu merak edenlere, dördüncü sınıf müf. redat programında yer alan dersleri sıralıyacağım: 1 — Türkçe, 2 — Ta- rih, 3 — Coğrafya, 4 — Matematik fcebir, geometri), 5 — Fizik, 6 — Kimya, 7 — Ruhbilim, & — Eğitbi- im, © — Genel / öğretim — metodu, 10 — Çocuk — bakımı, 11 — Tabiat bilgisi, 12 — Askerlik, 18 — Mürik, 14 — Bedeneğitimi, 15 — TTeknoloji, 16 — Sötçülük, 17 — Bağcılık, 18 — Genel tarla tarımı, 19 — Maran.goz- huk, 20 — İnşaatçılık, 21 — Demire cilik, 22— Resim, 28 — İş, 24 — Çe- #itli uygunlamalar. Bu haliyle köy enstitüleri lise, Sanat okulu, ziraat / okulu, muallim okulu ve biraz da ticaret okullarına benzemiye / çalışıyor. - Meyvalardan Muz için: “Ne niyete yenirse onun tadını ve kokusunu / verir” derler. Bu müesseseler de lise olma, öğret. men okulu olma, sanat ve ziraat ©- kulu olmiya elverişli olmasmı bakı- mından muza benzemektedir. — Bu kadar çok ve çeşitli olan derslerin kitapları henüz yazdırılma- mıştır. Ortaokullar, liseler, sanat okulları ve mualilm mektepleri için yazılmış olan kitaplar, buralarda da okutulmaktadır. Aynı kitapları oku- tacaksak bu müesseselere niçin “ens. titü” diye Sayrı bir md verdiğimize akıl erdiremiyoruz. 8 — Öğretmen ve öğrenci durumu a yürekler acımdır. 700 mevcudu bulunan bir enstitüde bulunuyorum. 700 öğrencinin 28 öğretmeni vardır ve bu öğretmenler: Orta Sanat Okulu. Sanat Enstitüsü, Yapı Usta Okulu, Orta Zirsat Okulu, Köy Öğretmen Okulu, Şehir Öğretmen — Okulu, İsmet Paşa Kız, Enstitüsü, Gazi Orta Öğretmen Oku- du, İstanbul-Balıkesir.Ankara Eğitim Enstitüsü, Dü ve Tarih Coğrafya Fa- kültesi, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu, Edebiyat — Faktiltesi ve Tıp Faküllesi mezunlarıdır. “Büyük gehirlerin ortaokullarında 've lselerinde haftada 4 sant, 6 sa- At ders vermekle mükellef birçok öğretmenler gösterilebilir” ken, köy enstitülerinde 16 snatten 35 sante) kadar ders okutan / öğretmenler bu- Tunur, Dört sene evtel Ankaraya yolum düşmüştü. Ortaokullardan birine git. tim ve tanıdık bir öğretmenin sını- fına uğrayıverdim. Bu sınıfin mev- cudu 17 kişi idi. Geçen sene de K Jan'a / gittim ve ortaokulun — bütün. mevcudunun 17 kişi olduğunu gör- düm. Diğer şehirlerimizin okulların. da, bu sınıf ve bu okula benzer gi mif ve okulların - bulunduğunu pek bilmiyorsam da, — bulunduğum — köy enstitülerinde 60, 65, 70 ve hattâ 72 Kişilik sınıfların — mevcut olduğunu bildirebilirim. Öğretmenler - haftada kaçar saat dere okutmakla mükelleftirler? Bu mesele de- halledilmiş değildir. Bu husun, enstitü idarecilerinin insafına terkedilmiş ve yönetmenliğin bir ye- rinde: “Öğretmen müdürün dediğini Yapar” kaydı konmuştur. 6 — Yılda 20-25 çeşit dersi, günde 7 ve haftada 44 saat bedenen ve ru- han yorularak başarmıya çalışan öğ- rencinin, 45 gün izini vardır. 10.5 ay- hk yorgunluğun 15 aylık dinlenme ile geçip geçmiyeceğini, doktor ol- mıyanlar da bilirler. Yukarıda sıraladığım maddeler ve sıralıyamadığım noksanlıklar. düzel- tilemez mi? Düzeltilir. () 4214 numaralı kanunun 63. rand- desi: “Köy enstitüsü” 'ne kabul edilen öğrencilerden — başarısızlıkları yüzün- den aynı sınıfta Üstüste Iki dera yık kalanlarla, ayrı ayrı sınıflarda İKi de- fa kalanlar enstitüden :ılun rlar. Şehir köşesi Su Hacılar, Arablatanda sunu kalmışlar, kendilerine buradan #a gönderilmiş. Her iki hâdiseye hayret ete tik, Buvelâ gu bakımdan: Ha Cular vapurla olsun, tayyare ile olsun, yanlarında (brik olmadan hareket etmezler. İbrik, âdeta, hac seferinin, eski / tâbirle 1â- zumu gayri mufarıkı olmuştur. “Acaba yine ibriklere su yerine altın ma koymuşlar? Bir de, o- rada Zemzem Kuyusu var. 0- taten münevi tesiri susuzluğu dermeğe kâfi gelmedi de, mem- leket pinarlarının. serin. suları- a u AAtiyaç Masil oldu? Hayretimizi çeken Üctmol nok- ta da şudür: Bis burada susuz- Tuktan karilirken, nani olup da Arabistan çöllerine bu kaymetii maddeyi ihrag edebildik! - De- mek suya kavuşmak için hacı olmaktan başka çare kalmadı. Doğrudur. — Temislik tman gelir derler. Lâkin koskoca İe- fanbulda iman sahibi. olabilir. '#iniz de temis olamasamız, na- mas kılamasınmı. / Çünkü na- masın şartları, malüm olduğu üzere —belki “de malümunuz değildir amma — zararı yok— gunlardır: Hadesten / taharet, #ocasttten taharet... Amma bu rada duralım, üst tarafı Tâzım değül, çünkü su yok! BİR İSTANBULLU Bdi he eeyinkemi Devlet Hava Yolları Hac seferlerinden yarım milyon hasılat elde etti D. H. Y. Genel Müdür Yardımcısı, 4 motörlü uçak mevzuunda Amerikada temaslar yapamamıştır Öğrendiğimize göre Devlet Hava. yolları aç seferlerinden yanıra ü Yon lira hamlat temin etmiştir. Dün Yine Clddeden 4 uçak ile 88 yöleu gelmiştir. Bu 4 uçağın gelişini müter Sap Ankaraya 5 uçak kaldırlmış, bu aüretle Yeşliküyde 15 eneden be: #i görülmeyen bir faaliyet olmuştur. Biindiği gibi DHY bu yi aç seferleri için uçaklarını kiralamıştı. Öğrendiğimize göre DELY, gelecek sene bu işi Kendi başına yapmak ie- Ttmekledir. Ancak BHY gin e. de 4 motörlü uçaklar olmaması bu Bakımdan zorluk çıkaracak mahiyet- tedir. Geçenlerde Amertkada 250000 do- Jarlık mübayanda bulunarak memle: Ketimize dönen DE.Y. Genci Müdür Yardımcın Riza Çerçel ve Yüksek Münendi Muhsin Taşkın, £ motörlü Uçak mevruunda - tamaslar yapmaz Maşlardır. Buna sebep olarak mali İmkansızlik gösterilmektedir. Arjantin İşçi Ataşesinin akşam yemeği Arjantin İşçi Ataşesi — Fransisko| Moggla, yarın akşam işçi sendikaları Mmensuplarına bir akşam yemeği ve- Tecektir. Taksim — Belediye Gazino- gunda tertip edilen ziyafet, Arjantin Cumhurbaşkanı General Pero'nun işci ilderliğine seçilişinin Beştnci Yuldö- nümü şerefine hazırlanmıştır. İktisadi İşbirliği İdaresinin yazı müsabakası İktisadi İşbirliği İdaresi Türkiye bürosu tarafından ortaokul, lise ve Üniversite öğrencilerinin iştirak ede- ceği bir yazı müsabakası tertip et miştir. Müsabakanın mevauu: / “Marahali Plâm bana 'ne ifade eder.” dir. Devlet Bakanlığı İstihbarat Büro- su, Mili — Eğitim Bakanlığı ile te- Maslarda bulunarak, bu. müsabaka- Din kısa / zamanda — neticelenmesini sağlıyacaktır. YENİ İSTANBUL — ŞEHİR HABERLERİ Milletlerarası Havacılık Konferansı Yarın 15 te Yıldız Sarayında açılacak 15 -20 gü 1 C. A, O. Milletlerarası Sivil Ha- vacılık Teşkilâtı İkinci Ortadoğu Ha- va Seyrüseler — Mintikavi Toplantısı yarın saat 15 te Yıldız Sarayında Şale Köşkünde açılacaktır. 15-20 gün kadar süreceği tahmin edilen Konferansa 22 devlet davet e- dilmiştir. Bugüne kadar şehrimize ge- den delegnayonlar şunlardır; İneiltere, H , Amerika, Mi- aır, Belçika, Sudan, İsrall, Suriye, 1- ran, İsviçre, Fransa ve Lübnandır. Konferansa 200 kadar delegenin 1 tirak edeceği tahmin olunmaktadır. 35 kişilik Türk delegasyonuna Ulaş- tırma Bakanlığı eski müsteşarı Naki Köstem başkanlık edecektir. Konferans 6 komlsyon halinde çalı- şacaktır. Bu komlsyonlar şunlardır 1) Meteoroloji, 2) Meydanlar, 3) A- Tama ve kurtarma, 4) Radyo, telstz, 5) Koordinnayon, 6) Beyrünefer. tahmin edilen konferansa 22 devlet davet edildi — Bügün bir basın toplantı yapılacak Konferans münasebetiyle P.T'T. ta- rafından Üç adet seri pul çıkarılacak. tır. Bu pulların birinde Türkiyede lik uçuş, diğerinde dünyada ilk uçuş, Ü- çüncüsünde de tepkili bir uçak resmi bulunacaktır. Sale Köşkünde, konferana — günle- rinde delegeler için bir istihbarat ser- visi kurulacaktır. Bugün, konferans hakkında gaze- tecilere izahat vermek üzere Şale köş- künde bir basın toplantısı yapılacak- tır. Diğer taraftan bir haftadan - beri Pera Palasta, hava şirketleri mümes- Sillerinin iştiraki e devam eden 1. A T. A. toplantıları henliz sona ere memiştir. Bu toplantının Mihletlerane.| aa Sivil Havacılık Konferansı ile alâ- kası olduğundan bugün bitirilmesi - cap etmekedir. Bu yüzden, dün pazar olmasına rağmen çalışmalara — gece Kündüz devam olunmuştur. Sarıyar hidroelektrik santralının inşası 128 iyon İiraya tesis edilecek bu santral sayesinde senede 343 milyon kilovat elektrik temin edilmiş olacak BSakarya Nebri üzerinde — Sarıyar! mevktinde —inşa edilecek hidroelek- trik enerji santralı ile nakli — hattı etrafında Devlet Bakanı Karaosman- oklu ile Marahali Plânı namına Rus- sell Dorr arasında anlaşmaya varıldı. fından bu husustaki çalışmalar hiz- landırılmıştır. Üç buçuk senede ta- mamlanacak olan bu hidroelektrik e- nerji santrali sayesinde TTürkiyenin elektrik İstihsali yüzde eli nispe- tinde bir artış kaydedecektir. 128 milyon liraya malolacak olan bu tesis sayesinde İstanbul bölgesine, Zonguldak - Kömür Havzasına ve Karabük ile Kırıkkale fabrikalarına senede 343 milyon kilovat elektrik temin edilmiş olacak ve Türkiyenin esmsen bu bölgede — toplanmış olan zanaytinin inkişafı hızlandırılmış. 6- lacaktır. Türk - Amerikan işbirliğinin gü- zel bir örneği olan bu projenin tat- Biki ile hususl teşebbüsün gelişme- sine mâni olan hususlar da bertaraf edilecektir. — Bu enerji merkezinin faaliyete geçtiği anda Kırıkkale, An- kara, Zonguldak, İzmir, — Adapazarı ve İstanbul gibi merkezlerde mevcut sanayi merkezleri hem istihsallerini arttırabilecekler ve bunu yaparken Dün gece yarısına doğru Kasımpa- ga Ile Hasköy arasında feci bir oto- büz kazası olmuştur. 3050 sayılı Sir- keci - Kasımpaşa otobüsü Hasköye Belmekte iken virajı alamıyarak ge- cenin karanlığında Mezarlık önünde. Ki tepeden aşağıya yuvarlanmış ve hurdahaş olmuştur. 15 kişi yaralan- mıştır. Yaraları ağır olan 7 kişi Be- oğlu — hastahanesine — yatırılmıştır. Şoför Arap Hasanın hayatı tehlike- dedir. “Giresun,, vapuru Ciddeden hareket etti Hicazda kalan son 'Türk hacılarını getirmeğe tahsla edilen Giresun va. Puru dün Ciddeden 500 hacı ile ha- reket etmiştir. Gemi 24 ekimde li manımıza varmış olacaktır. de masraflarını kasmak fırsatını bul- muş olacaklardır. Böylelikle Marshall — Plâm çerçe vesi dahilinde girişilen bu teşebbis Türk saneyiinin de Türk ziraati ile birlikte kalkınma yolunda İlerleme. sini mümkün kılacaktır. Bu sanayi merkezlerinin kullanmakta oldukları pahalı kömür yerine ucuz elektrik temin etmeleri bu kalkınmayı sürat. lendirecektir. — Böylelikle makul fi yatla Tüzümlü enerji temin edildi ginden de Teknik Üniversite bugün açılıyor Ayrıca Güzel Sanatlar Akademis! ile Teknik Okul da yeni yıl tedrisatına başlıyorlar İstanbul Teknik Üniversitesi, Gü. zel Sanatlar Akademisi Yüksek Mi- mari Şubesi ve Teknik Okulu bugün den itibaren 10501051 dera yılına gireceklerdir. Bu münasebetle bugün #aat 10.30 da Teknik Üniversitenin Gümüşsuyundaki — binasının — kapalı #por salonunda bir tören yapılacak. fır. Törene Üniversite Rektörü, pro. fesörleri ve doçentleri akademik kı- yafetlerle iştirak edeceklerdir. Açış dersini müteakıp bir öğrenci arkar daşlarının hissiyatına — tercüman e- Tacaktır. Teknik Okulu Yıldızdaki merkezin. deki tören anat dokuzda keza Gü. zel Banatlar Akademisindeki tören de aaat dokuzda hoca ve talebelerin işti- rakiyle yapılacaktır. Törende Akademi Müdürü — Zeki Falk İzer'in açış / sözünü müteakıp Safa Ş. Erkün ilk dersi verecektir. Tstanbul — Üniversitesinin kayıtları kapanıyor. İstanbul — Üniversitesinin muhtelir. faktiltelerine yapılan namzet öğrenci kaydı, bu akşam nihayete erecektir. İstanbul Üniversitesi de 1 kasım - 1950 gününden itibaren yeni yıl ted. Tisatına, konferans salonunda yapı Cak bir törenle başlıyacaktır. Boğazlçi yolcularının çektikleri sıkıntı Okuyucularımızdan — aldığımız mektuplar ve telefonlar Şehir Hattı — seferlerinin intizamsız olduğunu belirtiyor Hava dün birdenbire soğumuştur. Denizyolları ” İdaresi Şehir. Hattına tahrik eylediği vapurları kıp tarifesi programına göre ayarlamış ve Bo- Zazın Anadolu yakasına küçük va. Purlar tahsis etmiştir. Bu vapurların Aalt salonları hıncahınç denecek bir derecede dolu olduğu için yolcuların mühim bir kısmı henüz kapatılma- maş olan etrafı açık güvertede otur. mak mecburiyetinde kalmışlardır. Aşağıda ayakta duracak bir yer bile mevcut olmamasından kadın ço- duk çocuk güvertede ve merdivenler- de soğuktan titremişlerdir. - Deniz. yolları İdaresi yolcu vaziyetini ve ha. ve durumunu hesaba katmadan ge- Jişi güzel tahals ettiği küçük, vapur. Jarla sefer yaparak. yolcuların sih- hatini ve hayatını hiçe saymaktadır. Okuyucularımızdan son günlerde al- dığımız mektuplarda tebarüz ettiril. diğine göre umumiyet itibariyle tah- #is edilen vapurlar çok zamanlar yol. Cu vaziyetine göre değildir. Koskoca- man vapurun bomboş denilecek - bir vaziyette sefere konulduğu, buna mu- “kabil dün saat 10.50 de Üsküdar - Beykoz seferini yapan vapur gibi yol. €u kesafetine Tağmen küçük bir va- pur verildiği sık sık görülmektedir. Bunun için seferlere tahsis edilecek gemilerin önceden masa başırda ha. Zırlanan programlarla değül günün 1 caplarına, yolcu ve hava şartlarına göre ayarlanması ve havalar birden bire #oğuduğu için Üst güvertelerin biran evvel kapatılmam lazımdır. Şehir Tiyatrosu talimatname komisyonu ilk lıplınl:ını yaptı Reis ve raportör seçildi İstanbul Şehir Tiyatrosunun yeni geklini ve — nizamnamesini tetkik ve Zesbit için Şehir Meclisi tarafından seçilen komlayon Azaları dün saat 10 da Şehir Tiyatrosu Dram Kısmın- da fik toplantımım yapmıştrı. Tiyatro İntendantı ve Müdürü — komisyona izahat vermişler ve — tiyatroya ait dosyaları kendilerine — göstermişler. dir. Komlsyon, ük iş olarak kendisine bir program çizmiş ve bir reis ile bir raportör seçmiştir. Muharrir ar- kadaşlarımızdan Sadun Galip Savcı reisliğe ve Recep Bilginer raportör- iüğe getirilmiştir. Komisyon cumartesi günleri saat 15 te Şehir Tiyatrosunda toplanarak faaliyete geçecektir. Sayım dolayısiyle dükkânlar cumoartesi gecesi geç kapanacak Önümüzdeki hafta pazar günü ya- pılacak nüfus sayımı doleyisiyle bü- tün dükkânlar kapalı — olacağından, cumartesi akşamı bütün dükkânların bir saat geç kapanmasına Belediyece mişaade edilmiştir. YENİ İSTANBUL SİYASİ İKTİSADI İMÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Müdürür Kemal H SARLICA Yazı işlerini fitlen idare eden mesul müdür: Sacld ÖGET Neşredimiyen yazılar dade edilmez. Banidığı ver 1 YENİ İSTANBUL MATBAACI IK LİMİTED gİRKETİ MATBAASI S — 16 Ekim 1050 İstanbul - telefon ahonelerinden Ulaştırma Bakanına İmzaları ve telefon numaraları biz de mahfuz on okuyucumuzdan mek» tup aldık. Hemen bütün abonelerin Mmüşterek bir derdine temas ettiği i- çin bu sütunda bahla mevzuu ede- ceğiz. Okuyucularımız, mektubu tırma Bakanına “ulaştırmamız” bİZİ tavassut ediyorlar. Esan Ulapr için yesele gu: Sene başından be- F, yani on ay oluyor, telefon mbo- neleri, idareye olan borçlarını artık. zira, ta tahslldarlara ödemiyorlar, le, herhangi bir postahaneye fatura» Jarımı ödeyebilecekleri bildiriimiştir. İik bakışta eldden — kolaylık — ve P.T.T. İdaresi için tasarruf zanne- dilen hâdise, nümune bir kırtasiye cilik şaheseri halinde karşımıza çık- muştır. ve tahsilât masrafı öyle zan- nediyoruz ki, tahsildarlardan “tasar Tuf” edilenin birkaç misline yüksel- miştir. Bunun sebebini, telefon — aboneleri bilir, fakat bimeyenlere de anlatar lm. Bvvelâ, faturanız bir mektupla e- vinize veya yazıhanenize gönderilir. Orada iseniz alırsınız, yoksanız kaye bolabilir. Fakat biz aldık farzeder üm. Götürüp, — civarınızda bulunan bir postahaneye bedelini yatırırsınız. Bu, uzun bir muameleye tâbidir. Pos- tahane muhasebecisi size yarım am #ın boyunda, kopyeli bir makbuz ya> zar. Makbuzun cilt, varak numarar Aını, muazzam bir muhasebe defterir ne, muvakkat bir. hesaba geçirim. Makbuzu wize verir, bunu mühürlet« mek için müdüre gidersiniz. Mühür. ler, alır, evinize dönerainiz. Bitti de- Rü mi7 Hayır. Bu muvakkat bir makbuzdur. Saklayacaksınız. — Zira, bir gün —meçhul bir gün— ve gay- Ti müayyen bir saatte postacı gele- cek SİZİ arayacaktır ve sizin 6 mu- vakkat makbuzu isteyecektir. Kati, nihal ve resmi olarak geçirilmiş bu- Tunan fatura bedelinin hakiki ve asıl makbuzu ile o muvakkat makbuzu değiştirecektir. Muvakkat makbuza bulabilirseniz, — muameleyi tamam- Jarsınız. Ya bulamazsanız? Kay- bolan — muvakkat / makbuzun — cilt, varak numaraları, tarihi, gidilip pos- tahaneden muhasebeciye rica edile- Tek nüshal saniyesinden çıkarılarak ilâve edilecektir. Bir de gazete ile “Zayi” ilânı yapacaksınız. sonra, yi 'ne bekleyeceksiniz. Ya bu arada mu- amele bilmediği için Tetefon İdare. ainreki cart besabınızda zimmet ha- 'nesi boş duruyor, diye, borcunuzu 8- dememiş zannedip telefonunuzu ke. serlerse! VEh, ne yapalım “Uğraşır, açtırırsınız. Bütün bunlar neden? Nihayet hu- #us olması icap eden ticari bir ida- renin, resmi ellere geçirilerek devlet muamelâtını da aynen oraya tatbik 'etmek yüzünden. Nerede ise, Telefon İdaresinden bir malümat, bir abone numarası sörülürken size; — İstida Ile müracaat ediniz, Demedikleri kalıyor. Vaziyeti hulâsa ettim. Okuyuculı rımız, tahsildarların yeniden ihdasını istiyorlar. Zira, bugünkü — durum ham tasarruf temin etmiyor, hem de müşkülât doğuruyor, halka kolaylık temin edecek yerde, onu sinirlendi riyor, beyhüde yere, mânasız, lüzurme Sur yere resmi makamlara kargı hiş olmazsa IA0bali düşüncelere sevkedi- yor. Ulaştırma Bakanının bu haddi zar 'tanda halli basit meseleyi ele alarak tetkik edeceğini ümit ediyoruz. t Yabancı mültecilerin - vaziyeti ile meşgul olunacak Memleketimizde — bulunan yabancı mültecilerin durumlariyle mesgul ol- mak ve bunları başka memleketlere göndermek imkânını hazırlamak 8- zere, bir. mülddet evvel — gehrimize gelen Mületlerarası Mülteciler Orga- nizasyonu yerleştirme servisinden Mr TLascomb, dün hükümetle temaslarda bulunmak üzere Ankaraya gitmiştir — Korkma, dedi, göreceksin, benim ha- Kikatlerim seni ırmıyacak. Gel, otür. kargı- Selmin oda kapısına hızla yürüdü: — Hayır, gidiyorum. Fakat kapının açılan tarafına değil, men- tarafına doğru giderek bir elini uzatmış, kör gibi kanadın Üstünü yoklamaya başlamış- ft Birdenbire silkindi ve uyandı. Şaşırdı. Ağ- zından küçük bir hayret çığlığı koptu. Sonra, Çıplak kolunun teninde bir aıcaklık duyarak sıçradı. Dayısı yanıbaşında, onü kolundan tutmüş, hafifçe çekiyordu: — Gel, Selmin. Kız kolunu çekti ve dışarı çıkmak İstedi. Fakat yürüyemedi. Sallandı. Geriye döndü. Sendeledi. Koltuğun yanına gelip durdu. Son bir tereddüt daha geçirdikten sonra, koltuğa kendini atarcasına oturdu ve sessiz hıçkirik- larla ağlamaya başladı. Samim onun saçlarını okşadıktan sonra karşısına oturdu. Beklediği inkılâbi. müfdeli- yen bu gözyaşlarının serbest akışına mâni ol- mamak için hemen ayağa kalktı ve pencene- ye doğru yürüdü. Ona uzaktan bakıyordu. Selminin ağlaması uzun sürmedi. Yüzünün yapım çabucak yerine gelmişti. Kaşlarının or- tasındaki nat buruşuğu dağıldi. ve uzamış dudakları toplandı Karşısındaki koltuğa oturan Samim ona bir algara daha ikram etti. — Benim arkadaşlığım senin bütün me- selelerini halledebilir, Selmin. Şimdi sen, aşk mücadelesi değil, mücadele aşkı içindesin. Bundan ne anladığımı #öyliyeceğim. — Evvelâ annene kargı bir bağımsızlık savaşı açtın. Bu, 370 genin vesayetten kurtulmak istiyen — ve tam gelişmesinin şartını hürriyette bulan şahsiyı tinin uzun yıllardan beri gördüğü rüyadır. An- nene kendi arzunu — kabul ettirdikten sonra, Ferhatla bazbasa kalacaksın. Onupla müca- delen kendi kendinle mücadelendir. Buna aşk denemez. Çünkü aşkın muzaffer olduğu mü- Selmin derhal anladı ve bağımı yukarı ala- lelelerde artık mücadele yoktur. Bu müce rak: dele uzün sürerse bir mücadele aşkı halini N — Şüphesiz, dedi, ben de size onu söyül- alır. Gürürle arzu çarpışır. / Ferhadın Don yecektim. Artık Meral meselesinde bana gü- Juanlığı sende hem guürürü, hem de arzuyu venebilirsiniz. kırbaçlıyor. Annenin cephesinde serbest kaldı- Samim gülümsedi. Önüne baktı. Kuzın bek- fın gün Ferhatia daha rahat mücadele ede dediği itiraftan çekinmiyecekti. Bir sigara da- ceksin. Ben her ikisinde de sana yardım ede ha yaktıktan sonra: ceğim. Biraz sonra, öğle yemeğinde, annen — İik endişemi üç gün evvel yaşadım, Ferhadı reddetmiyecek. Emin ol, Hattâ be- dedl. nim nüfüzümü kullanmama Iüzüm kalmıya- Ve tütüncünün önünde başlıyan ve 'cak. Ondan sonra, Forhat meselesinde, beni bir zaman içinde kanaat halini alan şüphesi yanında bulacaksın. ni anlattı. Selmin, dişleri Kilitli, ağzının içinde yu- — Biliyorsan söyle, dedi, bir gün evvel, ar kıza yaklaştı ve elini hafifçe onun omuzu” varlanan sesi kıvrak dudak hareketleriyle dol- yani geçen cuma günü, öğleden sonra, Meral na koydu: dürarak: evde miydi? — Haydi kalk, dedi, gimdi aşağı İnebili. — Benim ondan alınacak jntikamım Selmin, bUdiği pek çok geylerin tik ke- riz. dedi. llmesi olduğunu sezdiren bir mâna dolgunlu- xı Samim başını salladı; Zu ile cevap verdi: — Alacaksın! — Değildi. Selmin gözlerini dayısına kaldırdı ve urun — Nerede olduğunu biliyor musun ? aüren bir hareketsizlik içinde ona baktıktan Belmin gülümsedi ve başımı salladı: sonra; — Tabil, dedi, İstinyede idi, otomobil kul- — Dayı, dedi, ben aylardan beri sizinle danıyordu, yanında Cezmi vardı. açık konuşmak istiyordum. Biliyordum ki, bu Bazının döndüğünü ve yüzünün sarardığı- evin içinde, hattâ belki bu dünyada en anlar Zu hisseden Samim, bu vuzuha dayanamadı ve yışlı dost siksiniz benim için. Fakat çekini- ondan kurtulmak Ümidine tutunarak sordu: yordum sizden. Bir türlü anlıyamadığım fikir- — Emin misin? lerinizden — korkuyordum. — Fikirlerinizden de Selmin dayısının sarardığını görünce, te- değil, ruhunuzdan ma, nedir işte, siz onu daha reddüt etti; fakat Samim bu tereddildün zarfı P w iyi' bilirsiniz. karanlıktınız. — Bunu anlıyordum. Fakat ben senin me- aeleni halledeli yarım #aatten fazla olmadı. Hepsini defterime yazdım. Şimdi senden de bir dostlük. bekliyorum. PEYAMİ SAFA Siz, çünkü, benim için dalma YALNIZIZ e a Samim birdenbire senini yükseltti — Hayır! Ve tehlikeli bir hareket yapmak istiyor- müş gibi ayağa kalktı. — Hayır, diye tekrarladı, sen bize Fer badı kabul ettirmek, onunla beraber kurdu- Kun rezalet projelerine bizi inandırmak isti- yorsun. Aç adam hikâyesi de, Avrupa seya- hati de yalan. Belmin dayısına hayret ve korku dolü gözlerle baktı. Samim gittikçe yumuşayan bir sesle de- — Sen fld zepheli bir inat ve tsyan için- desin. Bvvelâ annene kargı. Onu kendi arzu. 'a rümettikten sonra, Ferhatla hesaplaşmak Mtiyorsun. Selmin de ayağa kalktı — Ben #izin zekânızdan korkuyorum, de- “. Bonra oda kapısına doğru bir adım attı, durdu ve dayısına döndü: — Fakat biraz evvel söylediğinizi unut- tunuz. — Ne söyledim? — Bazı hakikatler vahşidir. Samim güldü: içindeki merhamete hemen lsyan ederek sesi- ni yükseltii: — Böyle — Eminim tabil, çünkü beraberdik. Fer- hatla ben arkada oturuyorduk. Samim ayağa kalktı. Rengi yerine gelme- mişti. Soluyordu. Boğazında bir kuruluk düy du ve yutkundu. — Meralin Cezmi ile ondan evvel kaç di fa buluştuğunu da biliyor musun? Selmin gecikmeden cevap verdi: — Evet.. Üç dafa, — Münasebet ne kadar ilerlemiştir? Belmin emniyet veren bir keskinlikle: — Henüz korkulacak bir şey yok, dedi, Meral Cezmiyi #ize tercih etmiyor, fakat oto- mobilini ana tercih ettiğine eminim. Samim elini çenesine götürdü, uzun za- man, hiç kımıldamadan durdu, sonra a&? a- Mefharet, Selminin doğru söylemiş olması fhttmalini kabul etmeye başlar başlamaz, onun yürüne bakakaldı. İlkin: “Yalan!, diye bağı. Tacaktı. Fakat kızının çocukluğundan beri, doğru söylediği zaman, hiç bir izaha ve delile Ahtiyaç bırakmadlan, bir anda Inandıran öyle tarif edilmez bir hali vardı ki, annesi yine bur nunla karşılaşınca, ona ve kendi kendine “Na- Sil olur?,, diye sormadan evvel, âdeta vücu. dunda bir noktaya değmiş gibi, hakikatle te- masa geldiğini hissett. — (Devamı var) 18