Demokrasi bahçemizdeki dikenler “Biz pratik İdealistlerden göklerde yıldızlar - ararken şlarımız DİLENSİZ gü torturuz varap ol- mazmış. Bu sebeple soön zaman-) Jarda girdiğimiz demokrasi yolunda bir çok Arızaların olacağı muhakkak- ta. Esasen demokraği kelimesinin se- mine ve zamana göre değişen, mâna- Jarı ve tatbik şekilleri vardır. Bugün bir İngiliz demokrasisi ile bir Pran- #ız ve bir Norveç demokrasisi arasın- da farklar bulunduğu gibi aynı mem- deketin mühtelif devirlerinde bu kı Timenin değişik gekillerde tatbik olun- duğu da bir vakıadır. Şu halde her memleketin, düşünüs tarmına göre bir hükümet — idarer mevcuttur. Yalnız burada hallolun! Gak mesele gudür: Acaba idare eden- Jerle, idare edilenlerin demokrasi an- Jdayışı bu kadardır. diye ve tevekküil ile oturmak mi daha doğrüdür? Yok- ga. Yapılmakta olduğunu müşahede ettiğimiz hataların cesaretle tenkidi. yapılarak bu yanlışlıkları asgart ha: de indirmeğe çalışmak mı daha iaa- betlidir? Bizim için hangi gikki ihtiyar eh dediğimizi düşünmeğe hacet yoktur. Mademki bu satırları karalamayı dü- günmekteyiz, gu halde ikinel gıkkı Benimsemiş bulunuyoruz. * Demokrasinin bizde llk anlayış gek- H, hükümet idaresinde mevcut olan ve mevcüt olması Jâzım gelen Hiye Tanşalin (Silsilel meratibin) bozul. masında oldu. Mağdur olduğunu zan- 'neden veya bir hak aramak iddiasın. a bulunan herkes normal salâhiyetli merele müracaat etmektense soluğu Ankarada almayı tercihettiler.Ziraat Bahkasından kredi mi isteniyor. E- konoml ve Ticaret Bakanı veya Zi- raat Bankası Umum Müdürü görüle. Cektir? Mahkemeye bir raübaşir mi fayin olunaçak? Memleketin mebusu Vantasiyle Adalet Bakanı ziyaret o- Tunacaktır. — Kaymakamdan gikâyet Mi edilecek, hiç olmazsa Başbakana, Meclis Başkanına veya Relsleucum. hura telgraf çekilecektir. “Aşağıdaki hikâyeyi, bu tarz müra- caatlerin tipik bir misali olarak alı- iyoruz. Vakayı birzat Adalet Bakanı Sayın Halil Özyörük anlatmıştır. Bakan, devamlı ve yorucu bir me- #niden sonra yemek yemek ve istira- hat etmek Üzere evine / uğramıştır. Bir köylü musırran kendiini görmek istemektedir. Bir Jâhza için evinde dahi rahat edemiyeceğini — anlayan “Adalet Bakanı, ihtiyarı çağırtıyor ve derdini soruyor. Köylünün — mahke- mede bir davası varmış. Aleyhine çı- kan kararın yargıç tarafından kas- den verildiği kanaatindedir. Bu se- beple dosyanın / memleketinden. An- karaya celbini, Meclisten, Başbakan 've mebuslar çağırılarak, bizrat Ada. Jet Bakanının da dahil bulunduğu bir mahkemede duruşmasının terasını ve yargıcın en ağır cezaya çarptırlma gını, hakkının kendisine - verilmesini arzu etmektedir. Bakan merak etmiş, dosya tetkik edilmiş. Meğerse dâva, köylünün karı- sına ait 200 liralık bir arazi ihtilâfı- Gır, İhtiyarın karısı namına, dürüş- maya girmeye hakkı mevcut olma- Gığından, dosya, devam talebine ka- Gar müameleden kaldırılmıştır. Yani Ortada verilmiş bir karar da yoktur. Şimdi bu hikâyeyi dinledikten son- Ta, mühim devlet işlerini görmekle mükellef Bakanın yarım gün işinden kaldığına mi, hüsüst kalem müdürü- zlin, müfettişin, Cumhuriyet savcım. Zun mesalsinin heba — olduğuna mı Lekelenmek istenilen yargıcın rehel- de olan adalet düygüsüna mi, yokan zayallı ihtiyar köylünün sarfettiği paraya ve çektiği zahmetlere mi a- cirsiniz? Bunun gibi yüzlerce, binlerce mi- saller vermek mümkündür. Milletve- killerinin cebi, 'bu tara ricaları havi mektuplarla doludur. Humust kalem odaları, meclis kapıları adam alma- maktadır, Bazı eshabi mesalihin, o- tel otel, kahve kahve dolaşarak, bu- rada Tokat milletveküli var mı? Bu: rada Sivas milletvekili var mı? di- yerek bedava iş takipçisi aradığı du- yulmuştur. Bereket versin Meclin ta- # olduğu için Bakanlar ve Bakan- olmak- İstiyoraz. - Gözlerimiz, ayaklarımızı yerden kesmek olmalıdır. Avukat Baha AKEL muşlardır. Fakat Meclis açıldığında aynı vaziyetin tekerrür etmiyeceğini kimse temin edemez. Halkın mühim gikâyetlerini — dinlememek ne kadar Mmahsurlu ise, halkın gikâyet ve mü- Tacaat namı altında bütün idare ka- demelerini altüst — ederek, Devlet mekanizmasını çalışmaz bir hale ge- tirmesi de o kadar zararlıdır. Mer de, eczanın terkibine giren müessir maddeye benzer. Am da fayda ver- , çoğu öldürür. Yazanı Dokuruncü devre — Büyük — Millet Meclisi konuşma ve tenkid etme t mayülü bakımından birinci devre Bü- yük Millet Meclisinden —daha ateşli çıktı. —0 Mülletvekillerinin her birinin, mem- deket dâvalarını bu kadar benimse- meleri ve uğrunda didişmeleri mem- Jeketin İstikbali bakımından büyük ümitler vermektedir. Ancak Üzerinde durulacak bir mesele vardır. Kanun yapma işi teknik bir mevzudur. T Tit Meclisin umumt kültür seviyesi ne kadar yüksek olursa olsün, yine kı nun yapma sanatını bilmek mecbu- Tiyetindedir. İyi bir. kanunun mü- meyyiz vasıfları, vüzüh, sarahat ve tertipte vahdet / olduğuna . göre ne hüsnüniyet, ne zekâ, ne iktidar, hiç birlsi, Ayi bir kanun çıkarmak için Jâzım gelen üzün ve sabirli mesainin yerini tutamaz. Halbuki bir çok mil- detvekilleri, bir. kül halinde hazırlı 'man kanunda şahaf düşüncelerine mu- yazi olarak tadiller yapma ve bunu kıta zamanlara / mıkıştırmağa uğraş- tıkları mülddetçe bu vahdet ve vüzüh- tan eser kalmıyacağı da muhakkak- tır. Müsal olarak 8677 sayılı Af Kanı nunu ele alalım: Kanun tasarımı evvel kanlığında hazırlandı. Sonra Hükü- et tarafından uzun tetkiklere tâbi tutuldu. Bilâhare Meclis Adalet Ko- misyonunda esaslı değişikliklere uğ- yadı. Meelisten bu şekilde çıkmış ol saydı, yine kanun tekniği bakımın. dan mükemmel addolunabilirdi. Halbuki Meclix müzakerelerine tah- is edilen gayet dar zaman içersinde bir sürü tadıl teklifleriyle karşılaştı. Kanunun vahdetine halel getirmeme- #a çalışan — Hükümet ve komisyon sözcüleri, belki 200 / defadan faria kürsüye çıkarak konuştular, Kanunu Kül halinde müdafaaya — uğraştı Fakat bir kısım tadilâtın önüne geçı mediler. Kütle palkolojisini çok güzel bilen ve hitabet kudreti kuvvetli olan eski Ulaştırma ve yeni Millt Eğitim Bakanı Tevfik İleri, Nazım Hikme- 'tin bu aftan istima edilmesi hakkın- a konuştuğu zaman, Meclis ittifaka yakın bir ekseriyetle bu düşünceyi kabul ve suçuna temas eden kanun maddelerini istimalar arasına koy- dü: Fakat biraz sonra yeni tadil tek- Hiflerinde bulunan ufak bir milletve- kili grupu, tstimalara dahil bulunan mahkümlardan, Üçte bir cezasını çe kenlerin affi mevzüünü kabul ettirin. ce, Nazım Hikmet de dolayısiyle affa uğramış oldu. Netice itibariyle bu işe bir çok milletvekillerinin de gaştığı muhakkaktır. Bugzün #ahısları ve dediği suçlar hiç bir zaman tstihdaf edilmeyen bir gok mahkümlar ceza. evlerinde kaldılar. Bu misali vermekten gayemiz gu- dur: Bir kanun hazırlanırken, bu ka- nunun müzakeresine uzun zamanlar Ayrılmasını ve ihzari mahiyetindeki münakaşaların Mecliste değil, par- tiler Mecli Gruplarında yapılmasını temenni ediyoruz. Bu takdirde Mec- lisin umumt temayülüi evvelden anla- fılır ve ona göre kanun tasarısı yeni- den gözden geçirilebilir. Büyük Millet Meclisindeki müna- Kaşaların, daha ziyade umuml pren: #ipler Ürerinde olması şayanı tercih. tir. Kanun, neşrinden kısa bir zaman zonra, tadil, tefsir, tavzih, tetihat gi- bE dayanakların — yardımına ihtiyaç göstermemelidir. Biz, demokrasi yolunda dahi, pra- tik denlistlerden olmak — istiyoruz. Gözlerimiz semalarda yıldırlar arar- ken ayaklarımızı, her ihtimale karsı Adalet Ba- Jıklar biraz çalışmak imkânını bul- yerden kesmemek şiarımız olmalıdır. YENİ İSTANBUL 17 Ağustos 1050 : ĞEI[IR HABERLERIJ W. A, Y. toplantısı devam ediyor Dün İcra komitesinin raporu müzakere edildi Dün aabah konsey toplandığı zaman H slarak İcra Komitesinin Telsi olan Maurlce Sauvâ tarafından İcra Ko Mitesinin Taporu — okundu. — Rapor, Bünye Gençilk Birlikinin bütcesini Ih. tiva etmekteydi. “Raporda bir çok Memleketlerde milit komitelerin İ Tulduğu, bir Çoklarında da kurulmak Üzere olduku Sikredilmektedir. Ayrıca ANKE Bir Tenlite noksanlığından - bahaedil. Mektar genclikin — problemlerine e| Evvelki günkü nüshamızda Saklık Bemmiyet * Yerilmediği. zikredilmek: | - Bakanı | Prof. Dr. Nihat Reşat Bel tedir. İlk senenin “muvaffakıyetaiziik | —ger'in. doktorlar arasında eniş alâka şebebi olarak bütçe darlıkı öne sürük | Uyandıran “bir boyanatını” nesretmir- Mektedir. 'Bu yürden ancak birer ay. | tik. Dün de bu humusta bir anket a. hik plânlar yapılmıştır. M Tapörl Ka bir ” münakaşadan | Snki dürüncelerini” aksettirmeye çe sonra Kabul “ediimistir. — Mütenkaben | — Hamıştık, Anketimize devam ediyoru AY e yeni kabul edilen memleket | . ,Orü. Frof. | Dr. Tevfik Remri Ka derin isimleri okunmuştur. Bunlar Ka | tncizli'in fikirleri: Meron, Haute Völta, Senegal ve Lüb | , Mühterem / ve değerli arkadanım Ka Haai Kalıdönya e İran âee | -Prof. Dr. Nihat Reşat Belger, “çok Tik gartlarını tahakkuk ettirememiz. lerdir. Bununla beraber Konsey, İra Bin vaziyetinin Salâhiyetleri Tahkik Komlayonunda tekrar gözden geçiril. Mesini kararlaştırmıtır. Komlayonu dün öğleden Hanizaryonun . daha mü, İçin pratik çareler görüsülmüstür. Bu Kunusla Gerbi. Afrika, Cenubusarkl Aayada Gerhal “harekete geçilmesi karar altına alınmıştır. Bundan baslıa mümküa olduğu kadar yakın bir za manda — Yakınzark ve” Oriaşarkta WA Y'ın mıntakavi toplantslarının ya, Pilması aynı komlsyonda karar altına vi ihtiyaçlarının. kargılanması üzerinde durmustur. Çalışma Bakanı - işçi mümessilleriyle konuşacak Çalışma Bakanı Hasan Polatkan fle İsletmeler Bakanı Prof. Muhlis Bte bugün 'saat 17 de Eminönü Halkevin. de'inci mümensilleri ve İstanbuldaki İsçi Sendikaları fdare beyeti üyeleri İle toplu bir konuşma yapacaklardır. Mohmut Yesarinin kabrt ziyaret edildi Tanınmış romancı ve hikâyecileri- mizden Mahmut Yesari'nin beşinci ö Tüm yildönümü dolayısiyle dün Çam: hendaki mezarı arkadaşları ve tanı dıkları tarafından ziyaret eâilmistir. M. P. bir miting yapacak Millet Partisi 11 merkezinden bildi- Mmekli bir konusma tor Aldoğan, Ahmet Oğuz birer nusmA yapacaklardır. Doğan Kardeş Mecmu Türk çocuklarının tanışma niköydeki binasında yapılmıştır. Hin birleriyle tanışmı eklenirken Çalışmalarına devam etmis, ör. ir ve geç vakte kadar samimi Bu arada Hindistan Başbakanının Türk çocuklarına bi haberi küçükleri pek fazla sevindirmistir. Resim Büyük bir meseleyi, mırrını o kadariyi DÜdÜ, ” bir.Lerkip " gerceveni” içinde Söylemiştir. 128 nene vevvel memleke do yeni hekimlik giratfi zaman ordu Zabrika hekimlikinin nimetinden hal: KA letifade - ettirir. Görüyorsunuz ki Beklmliği tkiye ayırmaya, muhtacız: T Körüyücü hekimilk (hudutta ka- rantina, içeride hastalıktan önliyecek iedbir. Amı ve teşkllât). Koruyucu he Kimilkin tatblir ” devletin. vazifesidir. Fert 'olarak münevver vatandaş - rol Zahibi olabirir. 2 İyileştirlci hekimliğe gelince, bu hir ” sosyal. fonetlon'dür. ” Helediyenin Amele sigorta teskdlânarının, — sosyal Tesekküllerin vazifostâir. Bu bedihi hakikat, memleketimizde tatbik yerini bulamıyor. Korkung bir tedavi heklmliği. Tatiyacı | memleketi Karmıştır. Her yerde hastanane, do | Bümevi isteniyor. ” Halk sikâyet edi Şor. Devlet vüdediyor. İş zor ve pa halıdır. İsi niyetlere rağmen aZ gey Yapılablliyor. 50 sene evvel kürülün belediye fns- tahaneleri zayıf kalmıştır. Çünkü A- nadoluda belde — citâ ve balediye yok gibidir. Zayıftır. Kendisi, dekii, mef Bumu bile yoktür. Nüfusumuz kücük kerafetlerde, İptidal kasahalara " ve â0000'e yakin köye yayılmıstır. Gti küvvetli / belediyelere " dayanan Kastahancleri bure Yal olur. Pratikte Terdi. Belediye hu Baklık Ve Sosyal Yardım . Bakanlıkına bak- Bekiik Siçorta “Terkliktı çibi üzım ge toplantısı, li ve Türk çocukları bu. topl T gekilde eklenmişlerdir. Körüyorsu fil hediye edeceki le, Türk ve Hintli küçükleri EİMAZ Sağlık Bakanının beyanatı hakkında açtığımız anket DOKTORLAR ARASINDA BÜYÜK BİR ALÂKA UYANDIRAN ANKETİMİZE DEVAM EDİYORUZ Gurma hastahane teriet gibi isler ba 'on olmamı bakımından halka, 'alkın İktlandi kuvvetlerine da: yanani (tedavi edici) bekimlik tenki. Tti nenliz kurulamamıştır. Tste Prot. Nihat Rerat Bolger'in n tünde durduku mesele bu temele da yanmaktadır. Bu tepkilât günları ( 2 Başaricı Jiyakatte ve küdrette bekim, 'a Memleketin her tarafını, sosyal münlet premsipine uygun şekilde / he kimlikin nimetini yayacak hantahane Bezalar Sürirümla amanle | Yeteka Gelmli saa MaralRK aK | | ei Sağir glll Ydi be Badirsa Koyuu beklali me | cüre Böle ee e Di İakel Tele. Gcelen Başterarak Di | TayüyetDiririni Tümenie ee Şo sahılara yayılak YKoruncu e| Ka nek heti blümme abişlizi bamü ÇND YGALAĞE. Bllabe | Yeen ASN e Baçlahene Büle. geylerdir. Totimal 19 takalmi medeniyetin esn- hekimleri Kibi ha kan hayatına hâkim bir sümre. bir h- İuma vesikasına itibar eden müdürler heyeti karariyle tayin olunursa kalite Seleksiyonu heven ve istlâada ve çe hammaya imkânlar Bazırlamak gibi Ti mi tekâmülün irüları tahakkuk Mahzurlara rakmen müsabaka İle mütehaamıs seçmek, yeni” tâyinlerde bunü “gözetmek — sâal gu bir krlterlum'dur. Hekim çokluku mereleri iki sephe- den görülebilir. D 'Harita ve nüfür sayımına naza- 'D Hekimin yerlesip yasıyabileceki içtimal muhit bakımından hekim Harltayı göstererek hekim sayısını arttırmak kaliteye barp ilânından Barka bir sey deklidir. Hektm, tçtimal Va iktimadi gartları uygun olduku yer- lere ” kendiliğinden Eidip yerlesiyor. Vafan “Sathında Hekimlerin Balk ihti /mcina "üygün “olarak yayılmamı ikti. SadI Takişafımızla paralel olarak Ki Gecektir. Hekimlerin / gehirlere dolduku bir. hakikattir. “Hekim sayımı demagojisi Gevam ederse, bâlen başlamı - olan Buhran “artacaktır. Hekimllkin 'madal Tandı Böylece Sağlık Bakanlıkı Üs: | ve mânevi seviyesi düşeceklir. “Bazı tüne korkunç ve hiç bir yerde esi ol | hakikatleri kendine hâs cesaretle söy- miyan bir vazifeyi aldı. Tediki için aziz arkadasımı tebrik e- Bu vazifenin zorluku, çok paraya | derim, Üstüne aldığı işi başarmak £ dbtlyacır ehliyetii persenel Yüzumu Ü- | çin can noktasına parmağını basmış. fir. Kemmiyetten keyfiyete yürümek bastt belediye | İstiyen bu yol Balâm yoludur. Türk halkının tıbbın nimetlerinden stifade etmesini teminin birinci dyRün ve olgun, Vazifesine a: decek bilgiye sahip hükümet diye doktorünu halkın ayafına Dele Tirmektir. — Mühterem — Prof. 3800 mütehassın olduğunu haber veri. Yor, Bundan dolayı Ürkmemek kabil Gekildir. İntisas enfiki Dini tahrip Hin mükaddes bayrağını tutanlar, »- Ziz vatanımızı zor şartları içinde şe hirde, Kasabada ve köyde tablatla Ve hastalıkla mücadele edenler pratlclen hekimlerdir. Mütehassıslar bazı gapları Tüzuma binaen gisirilmişm Taklara benzer, O halde mütehasi Hik Dalkozu e uğraşmak Tazımdır. Yüksek Saklık Sürasına verdiğim bir rapor kabul edildikinden bu saha: da çahşmalar başlamıstır. denilebilir. Fakiiteden vetişenlerin ya sayısını « zaltmak veyahut Fakülte tedrisatinin yatak zorluklarını ve institut darlık:- Tarını gidermek Jâzımdır. Su noktayı hatırlatmak İsterim Pratik hekimlik, bir shhat teknizi Gir. Teknik İlimden ahınan faydal bir ilöri, İnsanların — istifadelerine | uy Kun gekilde tatbik etmektir. Hekim İlk de bislorle ve pathologis bilgileri: BİN Bir teknolojik tatbikidır. İy teknisyen, ivi usta yanında, iyi At ve Yama İle yetizebilir. " Halkin Bayatını Yellerine tevdi ettifimiz — he: klmler ancak iyi şartlar altında ehil- Yet Kazanabilirler. 'ÂsgArİ gartları “ ve maddi kadroyu kendinde toplamıyan bir Tıp Fakli besinden ancak Kötü hekim> çıkabilir. Bu 'noktayı unutmamak lâzımdır. Muhterem 'Prof. Belger, büyük mer kezi anğlık davalarımızı” renlist bir İllm adamı göziyle açıklıyor, - nazari Valtler ve albik eöilmez programlar Söyliyecek yerde nesteri hekimlik me- Selemizin merkezine yerleştirmistir.. Doçent Dr. Salb Ali Toygarlının fi- kirleri: D. P. nin dünkü hasın toplantısı NN Başkanı İstanbuldaki muhtar| seçimlerinin yüzde 62 nispetinde kazanıldığını söylüyor Dün esat 1880 da İstanbul D. P. İT tânre Merkesinde Dir basın toplantısı Yapılmış ve muhtar Becimleri hakk a izahatta bulunulmuştur. Tatanbul. seçimlerindeki vasati / 1e tirakin yüzde 15 oldukunu, Anadolu 'nun bazı yerlerinde. ise bu netlcenin yüzde 90 » kadar çıktığını belirten D. P.İl Başkanı Avukat Enver Safiler, İstanbuldaki neticenin iştirak azlığına Takmen önceden tahmin sdien — ra kamlara yakın olduğunu belirtmistir. 'Bilâhare Başkan Kati netlcenin he nüÜz alınamamış olup. son vaziyetin İs. fanbulda yüzde 82 DEP. lehinde oldu. Hunu acıklamıştır. Kati neticeden sonra bugünkü ra kamlarda az çok bir dekişiklik hasıi olması da tabil görülmektedir. Radyoloji kongresine İştirak 'eden delegemiz döndü Londrada Enternasyonal Radyolo- fi Kongresine iştirak etmiş olan e- tanbul Üniveraitesi - profesörlerinden Mühterem Gökmen, dün Ankara Va- puru ile şehrimize dönmüştür. Muh- terem Gökmen kendisiyle - konuşan bir arkadaşımıza kongre hakkında a- gakıdaki tafsilâtı vermiştir: “Son radyoloji kongresi 13 #en evvel Amerikada toplanmıştı. O za- mandan beri geçen uzun müddet zar- fında tedavi ve teşhls alanında Pilmiş olan yenilikler ortaya kondu Bu yenilikler bühassa boğaz, meme ve rahim kanseri gibi hastalıkların tedavisinde kaydedilmişti. Aatom te- davisi üzerinde de görüşüldü. Kon- feransta muhtelif tezler okundu. Bu arada biz de veremle mücadelede ak- eiğerin kütle halinde — muayenesini 100.000 kişi üzerinde yaptığımız tec- Tübeden alınan neticeye dair bir ko- münike yaptık. Konferanaa 1700 delege istirak et- t Ruslar ve peyk devletler davetli oldukları halde gelmediler, Siyasetin ime de karıştırılması diğer delegeler arasında büyük teensür uyandırdı. Konferanstan, sonra — İngilteredeki hastahaneleri ve sıhhi — müesseseleri gezdik. Size şunu bilhassa belirtmek isterim ki, bizim Radyoloji Enstitü- müz de onlarınki ile boy ölcüşebilecek kiymettedir. —— ——— -- Bakanının gazetenize vermiş olduğu iİzahatı okudum. — Mütalkamı soruyor: sunuz Ben de göylece fikirlerimi tek his etmek isterim Bir kere bizde, pek de bol hekim yelişmemektedir. Nürus ve kilemetre Kareya nazaran meveut hekim hiç 'de fazla değildir. Nitekim şayın Bakanı “Yirmi milyon nüfuslu bir memlekette yirmi bin yatak biç bir gey dekildir. Buna da bir çare bulacağız, sözü de bizi haklı göslermektedir. Çünkü bu Ra çara bulununca yani yatak adedi Bir kaç misli artınca hekime ihtiyaç da kendini gösterecektir. Eker yine Muhterem Bakanın dediği gibi “Ana- doluda halkın ayağına hekimi götür Mek vaziyetine geçersek, — verdikleri Hekim adedinin bu işe z pek az ge Teceği en küçük bir Besapla meydana Çıkacaktır. “Bol hekim yerine kabiliyetii he kim yetistirmek emelindeyiz.. sözüne Smiyeceğim. Zira b ailiyorsa, gözle “genç hekimler ka Üniversitelerimizin ti akültelerine Eski meslekdaşlar maksut ise onların Şahınlarına bilmem ama taan edilmiş Slmüyor mu? Her İki grüpta da is- flsna kabul etmekle beraber köyde kenç hekimin muvaffakiyetsizliği var. Ea. bu, tecrübesizlik ve teskilâttar u- Tak kalması yüzündendir. Bu cihetle crübeli ve sayın Bakanın kaydettik leri #ekilde yelişecek bir hüümet ta- Bibi, 'her halde inkâr edilemiyecek bir Varlık demektir. iatanbulda mevcut 4000 hekimin 2000 e İndirilmesi her halde diploma- Tardaki (Memleketin her tarafında İerayı tababet edebilir) " kaydımı, hü- Kümsüz kıacak - kanunl müsvyideler Konulmakla mümkün olacaktır. zan. dayım #ma tatbik Cihetinin masıl Sincağımı öilemem, Fakat bu. gehir Şerbest Jerayı tababet bir şekle bak İzniran bu. daha ziyade müessir ola Caktır kanastindeyim. Bu hususta su ARtırlara sığmıyacak olan fikirlerimi İap ederse alâkalı makamlara arze- değirim. Doktoriarımız arasında / çok büyük bir alâka uyandıran anketimize yarın n devam edecekiz. Kühterem Sağlık ve Sosyal Yardım Şevket EVLİYAGİL ——— -— —— Glaude Farröre şerefine ziyafet Toplantıda söz alan Farröre, Pierre Loti'nin eserine hararetle devam edeceğini söyledi Dün #ant 18 te “Ünlon Francatset tarihi günlerinden birini daha yaşa- Büyük Türk dostu Cinude Farröret in gerefin, Türk ” Franms " Dostlük Gemiycü tarafından verilen öüle iyar Bu 'a Cialide' Farrüre'den başka, İstanbul Vai ve Belediye e İmi'Ora. Prof. Fahreddin Terim Gök. Ay, Franmz Büyükelçisi Ekselana Les: Cüyer, İstanbul Früfisiz Baskonsolosu Tazarde, Tetanbul Ünivereite Rektörü Ömer Gelül “Sarc, " Türk » Frana Dostluk Cemiyeti Âzası, sehrimizin tar pinmın sahalyelleri nazıp bulunmuz Bamimi bir dostlük havası içinde cereyan eden tü yemek. ziyafetinden Sonra "Unlon Françaisa" Başkanı Mat. Cet Perrin, Veciz bir nutuk irat ede: Tek Türk . Franmz dostlük münase” betlerinden bahisle Claude Farrere n “takviye ve idamesi TİSÜR teşebbüsü tebarüz Gttirmistir “Bundan sopra Türk-Fran: vz Dostlük Cemiyeti ndına bir. zat konusmuş ve onu müteakıp — Ciaude Farrire Söz alarak hakkında gösterk Ten pek eamimi ve candan alâkaya te gekkür ederek Pierre Loti'nin eserine Hararetle “devam edecekini sözlerine Tkve etmiştir. Her Üç Butük da ölddetle alkişlare Atinalı mebus, Valiyi ziyaret etti Yunan parlâmentosunda Atina me busu Çe Harlelye " Encümeni Relsi . Gökayın Türk, tür. münasebetlerinin 'ini Küne kadar gösterdiği derin Mi alkaya terekkür etmis ve de gördüğü çesitii — gelirmelerden bahsetmiştir. Şarpi yarışlarını G. Saraydan Mahmut kazandı. Moda Koyunda İstanbul Bölgesi tar rafından tertip edilen şarpi yarışları Gün nihayete ermiş ve çok beyecanlı Keçen yarışmalardan sonra Galatasar Faydan Mahmut 246 puvanla - birime, Fine Galatasaraydan Samim 196 Duz Yanla ikin, Demirepordan. Satder 104 Puyanla üçüncü oldular: 'Üc günden beri devam eden yarın Jarda Galatasaraydan Bamim, Mahmut Ve Demirspordan Safderin çekişmeleri Zevkle seyredilmiştir. Dün yapılan atletizm birincilikler Dün aaat 17 de İnönü Stadında altı kulübün genç atletleri arasında yapır İan üçüntü ve dördüncü kategor Tanbul atletiamm birineliğine devam © Gülmis, sankıdaki teknik Beticeler &- 'Küme; 4, 100 metre daponte (BS), 200 metrede Atanasyadıs (.. Kümel & 110 engeliide Emre (F.BJ, 100 merrede Ünel (F.BN. 200 metrede Ünel (F:B), 400 metri de Öztekin (BTK.), 1800 metrede Öza. Te (F Sirıkta Hansoy - (F.B), Dükte Örki (F.B), Mürakta Emi (FB), 4X400 bayrakta — Fenerbahcı birinci olmustur. üncü kümede Beyoklu 37, Kur- 3, Fenerbahçe 17 puvan almış: Antrenör MeCormlek geldi Müli futbol takımımızı çalıştıracak olan İngiliz antrenörü MeCdomick dün ökleden sonra bir ucakla - şehrimize gelmiştir. MeCormlek'in futbolcularla ve ga zetecilerle tanışması için bir toplantı fertip edilecektir. YENİ İSTANBUL SİYASİ İKTİSADI MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibl z YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal E. SARLICA Bu sayıda yazı işlerini filen idare eden Sacld ÖGET Neşredümiyen yazılar tade edilmez. Banldığı yer 1 YENİ İSTANBÜL' MATBAACI- IK LÜMİTED ŞİRKETİ MATBAASI Koçanun bana evvelce REŞAD NURİ / GÜNTEKİN Kavak Yelleri — 16 Koço da garsonluğundan çekinerek benim. le bir arada yemek yemek istememişti. -Fakat Bu inceliğe, ben de bir incelikle mukabele ede- Tek ona damadiyle kızı arasında bir yer açtırdım. Madamın yemekleri Karabağlının yemekle rine hayret edilecek kadar benzemekteydi. Pa- Pas hatip olduğu kadar da boğazlıydı. - Gayet güzel yiyor ve Koçonun şarabını pek beğenme- mekle beraber durmadan içiyordu. Yemeğin so- 'nuna doğru sarhoş olarak şarkılar okumağa baş- A vekarından aslâ bir Jadı. Fakat bunlar paj gey kaybettirmeyecek gibi ağır geylerdi. — Hele MOğlum Beyefendi! Size Zaharyanın bestelerini okuyayım,” diye bir kaç beste okudu ki gaşılacak gibiydi. Arnda garap içörken bestekârın dehâ- © Üzerine mütalâalar da yürütüyordu. Bunlar. dan bir tanesini vaktiyle tekkelerde yahut bü- yük mevlitlerde dinlediğimi gayet iyi hatırlaya. Tak Papamın sarhoşlukla meşhür müsiki üstadı Dedelerden birini Zaharya ile karıştırmasından güpkelendim. Fakat ihtiyaten bir gey söyleme- dim, Ondan sönrü da Koçonun — damadi. hafif yumca garkılara başladı. Sokrat benden ve Pa. pastan utandığı için yemeğin başında sofrada aslu uslü oturmüş, konuşmağa başladığı zaman a eski kıymetli kitaplar Üzerine, kütüphanede- ki kuru madmazelden daha derin ve ehemmi 376 Yetli geyler söylemişti. Fakat Şaraba devam et- tikçe derece derece azıyor ve çalgıda rastladığım kemancıdan daha şenlikli bir adam olmağa baş- Jyordu. İlk önce mini mini boyiyle sandalyesin. de çocuk gibi oturduğu halde sonradan a) kalkmıştı. — Oturmasiyle ayakta — dürmasi ara. sında pek bir fark olmamakla beraber kansiyle kaynanası dyrmadan onu oturtmağa uğraşıyor. lar fakat muvaffak olamuyorlardı. O kadar ki bir aralık papası dinlemeğe gelen madam onu Adeta zorla oturtarak garkının sonüna kadar, fes kalıplar gibi, elleriyle omuzlarına bastırmış. tı. Sokratin kanto göyler gibl hareketler — ve taklitlerle söylediği garkılar pek eğlenceli gey- lerdi. Fakat aynı zamanda çok açık #açık olduk. darını, bu taklitlerden, kadınların ara mra ince ince haykırışmalarla ellerini yüzlerine kapama: Jarından ve Koçonun içerlemesinden anlamaktay- dım. Fakat papas hiç oralarda olmuyor,bir çocuk yaramazlığı seyreder gibi vakarlı bir. müsama- ha ile gülüyor ve rezaleti teşvik ediyordu. So- nunda kadınların İstavroz çıkarır gibi hareket. lerle ondan af dilemeğe başlamalarına kargı pa- paa da Sokratın garkılarına İştirak etmeğe baş- İamasın mi? Fakat © nasil öğrendiği anlaşıla- mayan bu çapkın şarkılara biraz evvelki bes. teleri okuyan Davudi sesiyle acayip bir. vakar İlâve ediyordu ve bir yortu günü bir kilise kapı- sından günlük kokulariyle karışık bir dun din- ler gibi bir gey hissediyordum. * Gece yarısından sonra Koço beni otele gö- türürken damadının — münasebetsizlikleri — için durmadan af dileyor ve gerçekten pek güzel bir gece geçirdiğime onu İnandırmak — kabil olmu. yordu. arr nlatlığına göre Bokrat yaktiyle İstanbulun en açıkgöz eski kitap alıp satanlarından imiş. Hattâ dükkânı da varmış. Nâzır, âyan Azası, sefir gibi, büyük adamların yanına girip çıkar ve pek sevilirmiş. Mütareke- de nasılsa geytana uyarak / Yunanlstana kaçmıp fakat gayet açıkgöz ve mesleğinin eri bir adar olduğu için çabucak orada da — dükkân tezgâh tutmuş. O kadar ki on bep sene evvel Koçonun kızını mektupla isteyince vermekte tereddüt et- memişler. Son enelerde — Yunanistan karışınca kız babasının yanına dönmüş. — Fakat — Sokrat tebaa değiştirdiği için ancak bir ay evvel izinle gelebilmiş. Koçonun bana bunları anlatmaktan Mmaksadı benden bir yardım ummamıydı ve bu: 'nun için Sokratın hep iyi taraflarını söylemiş. ti Fakat oönun bu geceki münasebetsizliği üze rine birdenbire madalyanın ters tarafını çevi. rerek — yanıp yakılıyor: — Peynir güzel amma köpek tulumüu için- de.. Var mi böyle sarap İçsin, kumar oynasin, Ssarki söyleyip kef çatain!.. Bakmayın öyle genç gorunur. Kirk bes yasinda diye bizi aldatirzi. Ama vallahi billahi benim kadar vardır. Zavallı Koço bunları anlattıktan sonra bar bir dostluk da yaptı: — Ben göylemisim ki siz kitaba çok para veriyorsunuz.. Sanarım size kitap bulup getire. cek... yoktur onun gibi İstanbulda kitapçı.. A- ma korkarım Ki bir sakatlık olmasin. Koço aynı hızla papaza da sataştır. — Çok büyük adamdir. Ama o da sarhoş. tur. Yoksam simdiye kadar patrık yaparlardı. Beyoğlunun fakir bir mahallesindeki bu fa- kir Rüm evinde tanıdığım kitapçı Sokrat ve şarkı söyleyen papas ile kadın - ve kız benim kasabadaki Karabağlı Yenge, Ablalar, Müftü ve 378 daha birçokları arasında en Küçük bir müna- aebet yoktur. Buna rağmen niçin bu geceyi ora- da, onlar arasında geçirmiş gibi bir sükünet hissettiğimi anlayamadım. xır DAMADIN BABASI ve KÜÇÜK DOKTOR O asistan çocuk çağırılmadıkça — gelmeye- ceğini bana vadetmişti. Fakat geldi. Heam de ya- zunda başka bir yabancı ile. Bu sefer beni holdeki köşemde bastırmıştı. Kapıda kâtiple konuştuğunu görünce görmemez. likten gelerek pencereden - bakmağa başladım. Fakat kâtip beni eliyle gösterdiği halde onun dn öyle yaptığını ve tereddüt ettiğini hissediyor- dum. Nihayet arkadaşından ayrılarak yanıma geldi. Yeni görüyormuş gibi hafifçe yerimden kı. mildanarak: — Siz misiniz? Buyurun oturun, dedim. Benden çekindiği anlaşılmaktaydı. — Otur- mayı reddetti ve yine o sakin ve kısa konuşma- siyle: — Beni affedin beyefendi, dedi, sizi rahataız etmek İstemezdim. Fakat mecbur oldum. Yal- Tz değilim. Yanımda İbrahimin babası var, Bi. raz akrabalığımız olduğunu evvelce arzetmiştim. Sizi görmek istiyor. Çekingen bir insandır. Yal- 'niz gelmeğe cesaret edemedi. Zorla beni önüne düşürdü. Tekrar affınızı rica ederim. Andelip Hanımın eski kocası! Hayatta olup olmadığını bile bir saniye me. yak etmemiş olduğum gu meşhür sarhog zabit! Bu tepeden inme ziyaret benim İçin çok büyük bir hâdise olmak Jâzım gelirdi. - Pakat bu çocuğun bana verdiği garip emniyetten mi- 370 Gir, yoksa pek birdenbire bastırıldığım için mi. dir nedir fazla bir heyecan duymadığımı hayret- le gördüm. Yerimden kalkarak. — Buyursun, dedim ve bir kaç adım da yü. rildüm. Gelen adamın hayalimdeki Andelip Ha- Sumi tekme İle evden koğan sarhoş ve küfürbaz Zabite benzer bir hali aslâ yoktu. Bilâkis alt Mış yaşlarında, benim zavallı Emin Hulüsinin Son aldığı şekil hakkındaki tasvirlere benzeyen haliin yüzlü, zayıf ve hafifçe kamburu çıkmış bir adamdı. El sıkıştığımiz zaman — avucunun terli olduğunu hissetmiştim. Gerçek dürümü — üçümüzlün de olduğu — gibi bildiğimiz ve birbirimize karşı oynanacak — bir rolümüz olmadığı açık surette görülüyordu. Bu- 'a rağmen küçük doktor yine oturmayı redde- derek: — Ben müşaadenizi rica edeceğim, âiye git. meğe davrandı. Öteki tekrar yerinden kalkarak Adeta tellş. — Bir dakika çocuğum, dedi, ben de senin- le geliyorum. Beyefendiyi — fazla rahatmız ede. cek değilim. Maksadım Beyefendiye oğlumu a. İlelerine kabul ettiklerinden dolayı minnet — ve teşekkürlerimi arzetmekten ibarettir. Bu sözler benim için olduğu halde yüzüme bakmağa cesaret edemiyerek ona hitap ediyor- dü ve elinin hâlâ elimde imiş gibi terlemekte de. vam ettiğini hissediyordum. Bvvelden hazırlandığı belli bulunan bu mera- sim cümlesiyle müşkül bir vazifeden kurtulmuş Eibi ferahladığı ve artık gitmekten başka birşey düşünmediği anlaşlmaktaydı. (Devamı var) 380