Sayfa 2 Güvenlik Konseyinin vâki/ müra- Cati Üzerine ve Birleşmiş Milletler Paktına uyularak Hükümetin 4500 mevcutlu bir savaş birliğini Koreye Köndermeğe karar vermesi — partiler arasında hayli münakaşayı mucip ol. u ve Hükümet tarafından lcap eden cevap verildi. Rusya tarafından ge- decek taarruza en fazla mâruz bir millet sıfatiyle ve Birleşmiş Milletle- rin yardımına mazhar olmadan - Av. rupada hiç bir devletin kendisini tam olarak müdafaa — edemiyeceği artık bir #ır teğkil etmez. Lâkin bu yardı- min hangi düşünceler altında yapıl. dığini insaf sahipleri takdir ederler. Bu hususta teferruat ve formalite - zerinde haddinden fazla münakaşayı G Tüzumsuz ve faydamız buluruz. An- cak bu yardımın derhal bir harp ih- timali doğuracağına dair ortağa atı- Jan ve yayılmak İstenen fikir üzerin- de durarak bunun siyaset ve askerlik bakımından ne dereceye kadar vârit olduğunu araştırmak faydalı olacak- tar. Koreye küvvet göndermemiz #ebepten harbe sebep olabilir 1— Ordumuzu ve müdafaa kuvve- timizi / zayıflatmış ve Rusyanın ma- düm Saldırganlık hislerini tahrik et- miş olabilir. 2 — Sükün içinde bulunan bir di. .yarda harp meydana getirerek dün. yayı ateşe vermeğe vesile yaratmış oluruz. Birinci sebep aslâ vârit değildir. Kolaylıkla bir buçuk, hattâ iki mil- yon İnsanı seferber edeceği malüm bulunan bir. memleketin — müdafaa Küvvetinden 4300. muharibin ayrıla- Tak başka bir cepheye — gitmesi o memleketin müdafaa kuvvetini zayıf- JTatamaz. İkinci aebebe gelince; Korede hat bizim göndereceğimiz birlikle alevle. necek değildir. Orada Türk “ordusu. 'nün göndereceği birliğin vâmıI olma- sından aylarca evvel harp başlamış- fır. Olsa olsa biz bu tecavüzün hak- ka ve adalete uygun olarak Güvenlik Konseyi kararınca sona erdirilmesi 1. çin kuvvet gönderiyorum. Kaldı ki Bu küvvet gönderilmesi — dolayısiyle bize karşı harekete geçeceği söyle- 'nen Rusya da zâhiren bu harple alâ- kasız görünmekte ve hAlA Güvenlik Konseyinin bir uzvu olarak / New “Yorkta bulunmaktadır. İşin heyecan 've propaganda tarafına böylece do- kunduktan sonra hakikate dönelim: Koreye asker gönderiyoruz. diye Rusya bize veya umumiyetle Garbi Avrupa devletlerine taarruza geçer miz Bunun cevabı basittir: Eğer Rus. ya böyle bir taarruza karar vermiş. Se ve zamanı müsalt görüyorsa biz kuvvet göndetelim veya — göndermi. yelim, taarruza geçer. Aksi takdirde pişkin suratiyle soldan geri bir çark yaparak işine nasıl geliyorsa sulhçu veya harpçi maskesini takarak otu- Amma şimdiye kadar edindiğimiz tecrübeye ve Rusyanın artık malüm olmuş hareket tarzlarına bakarak di- yebiliriz. ki Rusya bugün de bizim Anladığımız mânada bir. taarruza geçmek niyetinde değildir. Daha doğ- Tusu böyle bir taarruzu - menfaatine uygün bulmamaktadır Zira Rusyanın kuvvet ve kudreti, Aktisadi ve sınaf teşkilâtı Nazi usü- Tünden bir taarruza geçmeğe ve bu- Zu senelerin senesi idame ettirmeğe müsalt değildir. Filhakika yukarıda €a bahsettiğimiz gibi Avrupada hic bir devlet —İngiltere ve Fransa da dahil— tek başına Rusyaya — karşı kendisini müdafaa edip istilâdan kur- tulamaz. Hattâ belki Chürehili'in an- Jattığı gibi bütün Atlantik Pak. tı devletleri de müştereken bu Işi ba- garamazlar. Fakat bereket versin ki Rusyayı böyle bir taarruzda yola ge- tirebilecek bir Amerika devleti ve o- 'nün elindeki atom bombası vardır. Yine Churehill'in dediği gibi garp medeniyetiyle Sovyet barbarlığı ara- sında ancak ve ancak bomba muva. zeneyi temin etmektedir . Bir zamanlar rakipsiz görünen Hit. İ ASKERLİK BAHİSLERİ Koreye yardımımız ve harp 2 o6 1050 Yazan : M. Şevki Yazman der ordumu hakiki menabi ve müdafas küdretiyle kargılaşınca naml — yıkıl da ise, hiç bir güzel gey yaratmaya Muvaffak olmadan yalnız beşinci kol. Jarın gayrı memnün kütleler arasın: da — yarattığı kin aikiyle / geri Kalmış ” diyarları demirperdesinin 1. çine alabilen Rusyada böylece tam Ve hakikt bir kargılaşmanın sonunda Bitlerin Akıbetine uğrıyacağını pekâ- İA biliyor. Bu #ebepten onun umumt bir harp çıkaracağını / bugün zani netmiyoruz. Ancak ©o beşinci kollar ve uydurma barış kahramanları ç- karıyor. Bizde son günlerde teşekkll eden everler Cemiyeti” de Rusya: 'nın ters d altında ortaya çıkardığı 'Harp mâmuüllerinden” biridir. Bur Jar barışı sever olduğuna göre bu memlekette ve hattâ bütün dünyada barışı sevmiyenler de var mi diye in- Sanın soracağı geliyor. Bugünkü ce- Hennem harpleri malüm bulunduğuna göre İnsanın. barışı sevmemesi için Aklından zoru olması lâzım gelir. Şu bir kaç sene zarfında Kırımdaki Ta- tarları, / Azerbaycandaki — Türkleri, hattâ Baltıktaki Litvanyalıları orta- dan kaldıran, Yunanistanda, İranda ve nihüyet Korede harbi tahrik eden Sövyetler bile bir bakıma barışı se. 'verler. Amma bugün demirperde nr- kasında hüküm süren şekilde bir ba- rış, bu itibarla bizde de kurulduğunu duydüğümüz “Barışseverler” Cemi, yetinden sormamız İcap edi — Ne biçim bir barış seviytrsunuz bayanlar, baylar? Eğer bu barış bizim tahayyll etti- #imiz gibi “Alarus” bir barışsa, hiç Zahmet etmeyin bu milletin aklı se. Jmi, hissi selimi ve nihayet yaşamak Ansiyakı sizin bu barış / tavsiyenizi reddeder, yok bizim mânada — yani hürriyet içinde bir barış istiyorsanız, ayrı ve hususf bir cemiyet kurmaya Tüzum yok, bütün millet böyle bir ar- zuya teşnedir. Hepimiz Mehmetcikle beraber bunun bekçisiyiz. Netice olarak söyliyeceğimiz gı dür: Bizim ufak bir. — savaş birliği göndermemiz ne bizi zayıf düşürür ve ne de düşmanı tahrik bakımından harbe sebep olamaz. Fakat bize olan dostlükları ve yardımı — arttırabilir. İttifaklar arasına sokabilir. N Sergi köşesi : Mehmetçikler Berginin Sipahlocağı ve Rad- yocvi tarafındaki kapın olva Fında iki Mehmetçik içeri gi renlere, Amerikalılara bakıyor- du. . Yazık yü ifade Sinden Hislerini anlamak kabil değildi. Statik bir kuvvet inte- bat veren vücutleri, veni 4 rikanvart üniformaları, kendi Terine has bir gekil — vermişti. 'TA önbeğ adim — ilerideki kapıya dikili, birer heykel gi- bi duruvorlardı, Amerika denizcilerinden mü- tekkep bir orup daha göründü. Yaklaştılar, Mehmeçiklere söy. le bir baktılar, Aralarında bir gevler konuştular. Tekrar bak- fılar. Bu bakışlarda bayramda koç seçer 'gibi birer alıcı gözü vardı. Neticeden memnun olmuş olsalar gerek ki, kolundaki işa- retlerden birkaç rütbe sahibi bulunduğu Tanlaşılan bir tanesi ilerledi, güler yüzle Mehmetçik- lere bir “hellol” çekti. Mehmet- çikler döndüler, öteki Amerika- THlar da yaklaşmız, sevimli söz- ler olduğu hallerinden belli, bir gevler söylüyorlardı. Bizimkile- Fin kavruk yüzlerinde hafif bi-. rer tebessüm belirdi, “Eyvallah, yvallak” dediler. Sonra, çavuş kendilerini sergiye davet otti. Mehmetçikler, vakur birer baş işaretiyle reddettiler. Öteki- der asrar etmedi. Elleriyle se- Jâmlar vererek yürüdüler. Yal- nis Mehmetçiklerden biri, san- ki anlarlarmış gibi “Burası ya- sak, dedi, amma Koreada görü- gürüs” baş. BİR İSTANBULLU Adalet Bakanı dün şehrimize geldi Adalet Bakanı Halil Özyörlük dün sabahki ekspresle Ankaradan. şehri. mize gelmiş, Vilâyet temsilcileri, par- tilller ve dostları tarafından kar mıştır. Bakan kendisiyle konuşan bir ar. kadaşımıza, Londradan gelen oğlunu karşılamak için geldiğini ve bu ak- şam Ankaraya döneceğini söylemiş- tir. MİSAFİRLERİMİZİN - KARŞILAŞTIĞI BİR GÜÇLÜK | Yersizlik yüründen güneş altında çalışan telsiz Istasyonu Bugüne kadar llmanımızı ziyaret etmiş olan Amerikan harp gemileri- 'ne idari makamlar tarafından lâzım gelen bütün kolaylıklar gösterilmek- te iken bu sefer gelen filo bazı güç- lüklerle karşılaşmıştır. Şimdiye kadar gelen gemilerle sa- hi arasında irtibat tesisi için Dol- mabahçede kurulan telsize Dolma- bahçe Sarayının bahçedeki bir pavi yonu tahsis edilmekte idi. Bu defa bu paviyon yangın tehlikesi iddlası — ile Amerikalılara ve Türk irtibat — su- baylarına verilmemiş ve — denizciler telsizi sahilde açık bir yerde kurmak mecburiyetinde kalmışlardır. Bu va- ziyet ise kendileri için çok güç bir dürüm ihras etmiştir. Denizeller oturacak yer bulamamak- ta, bütün gün güneş altında bekle- mektedirler. İçecek suları yoktur. Ap- teshane ise Dolmabahçe stadının kar- Bısındadır ve aat 18 den sonra ka- panmaktadır Halbuki yangın tehlikesi olduğu 1ü- 'dia olunan paviyonun asıl istifade e- dilecek büyük avlusu kârgirdir. Diğer taraftan, erlerin karaya çık- ması için sahile yanaştırılmış — olan mavna, sarayın güzelliğini - bozmak iddlası ile kaldırılmak istenmektedir. Bu ise müthiş bir izdihama sebebiyet verecektir. Bütün bu vaziyetler gerek Ameri- kalı misafirler, gerek vazifeli Türk subayları arasında büyük bir mem- nunliyetsizlik uyandırmıştır. olduğunu Şehrimizde bulunan Amerikan filo- sunun kumandanı Vis. Amiral John Balletine dün sabah saat 10.30 da İa- 'tanbul basın temailcilerini amiral ge- Misi Salem'de kabul etmiştir. Vis. Amlral Balfentipe gazetecilere aşafıdaki demeci vermiştir. Amerika Birleşik Devletleri 6 Hacca gideceklerin sayısı 15 hin kişiye yükseliyor Yapılan hesaplara nazaran 30 milyon liralık bir dövize ihtiyaç görülüyor Hac mevalminin yaklaşmazı / dola yaziyle gehrimizde gerek hususi, ge: Tek D. Denizyolları seyahât acentele Tinde hummalı bir faaliyet başlamış tır. Öğrendiğimize göre bu yıl memle- ketimizden Hacca gitmek İsteyenle- rin miktarı 15.000 e yükselmektedir. Her bir yolcu için gidip gelme ve inşe masrafları mukabili 2.000 'Türk Jirası Jazım geldiğine göre bu sene Hacca gidecekler için 30 milyon lira- hk döviz tahsini lazım gelmektedir. Saraylardaki eşyaların kontrolü ne esasa göre yapılacak ? Aynı zamanda milit sarayları da Ahtiva eden bir tetkik vazifesi bulu. nan Meclis Hesapları Tetkik Encü: meni dün sabahtan itibaren Dolma- bahçe Sarayında - toplanarak İstan- buldaki sarayların eşya ve mevcut- Jarını tâdat ve tesbite başlamıştır. Haber aldığımıza göre ' Encümen hilâfetin ilgası tarihinde Hükümetçe ve Maliye Vekâleti kanaliyle teslim alınan ve bir deftere tesbit olunan eşyaları ve diğer mevcutları be tarih esas olmak Üzere tetkik edecektir. 2 büyük, 1 Marmara, 1 şehir hattı gemisi aliyoruz Devlet Denizyolları Tdaresi bu ge- 'ne tahsis edilecek Marshali yardımın. dan yaptıracağı gemileri ve ahnacak yasıtaları tesbit etmektedir. Hazır- Janan programa göre 2 açık deniz hattı, bir Marmara tıpı, bir şehir hat. f vapuru ve bir de tarama gemisi ve Mmühtelif liman malzemesi. satın alınacaktır. Bunların hangi memle. ketlere sipariş edileceği mevzuu U zerinde bilhassa durulmaktadır. Çün. kü evvelki siparişlerden edinilen 'tec- rübeye göre bazı memleketlerin kul dandıkları malzemeler zayıf görüldü. #ünden aynı hataların tekerrür et Memesine bilhassa dikkat edilecektir. Ankara vapuru ile gelenler Batı Akdeniz postasını yapan An: kara vapuru dün saat 14 te 447 yol. Cü, 168 ton yükle İlmanımıza dön- müştür. ' yolcülar meyanında, Millet- derarası Çalışma Konferansına işti. rak eden deleçemiz Hilmi Nalli Bar- lo, Profesör doktor Behçet Sabit Er- duran, Avrupa İktisadi İşbirliği Tür. kiye delegelerinden Kemal / Özyürek ve Mazlüm Olana, Birleşmiş Milletler Kadın Hakları Koruma Kurulundaki delegemiz Mihri Pektaş, - Fransanın İkinci Bölge Polis Müdürü Jenn Pay: ret, Matin gazetesi muharrirlerinden Carret ve Bayan Lucle Michel de bu. lunmaktadır. EHİR HABERLERİ)| Misafir flo komutanı dün bir basın toplantısı yaptı Vis-Amiral John Ballentine, Amerikan gemilerinin Türkiyeye yaptıkları ziyaretlerin, dostane münasebeti sağlamlaştırmakta söylemiştir ci filosu gemileri ile İstanbüla- Hi kere daha gelmiş oldugumdan dolayı Çok mesudum,. Bu ziyaret bana, filom Martta İstanbulda iken Türk bahriye- Sinin subayları arasında — kazanmış olduğum dostlarını tekrar — görmek mkânını verdi. © zamanki gl bugln de halkını- zın fevkalâde — misafirperverliği — ile Karşilanmış bulunüyoruz. Bu şehre karşı dalma hayranım ve müteessifim K, burada uzun müddet kalıp İstedi. Rim her geyi göremiyorum. İstanbulu yılın bu mevsiminde çok güzel buldum. Hatırladığınız gibi ge- çen ziyaretimde hava çok yağmurlu Adi. Halbuki bu sefer her geyi en cn: zip bir gekilde görmek zevkini tadı. yorum, Bilhassa çarşılarda bulduğum kavunların ve meyvaların - lezzetine bayıldım. Filomuzda bulunan — mürettebatın büyük bir kısmı gehrinizi ilk defa 2i yaret etmektedirler. Onlar, kendile- rinden evvel binlerce Amerikan bah. riyelisinin gördüğü gibi sizin milleti- nizle bizim milletimiz arasında kop- ması mümkün olmuyan samimf dost- Juk bağını göreceklerdir. Bu çeşit ziyaretler İki büyük mem- leketimiz arasındaki dostlük münase. betini daha yakın yapmaya - hizmet etmektedir. Burada olmaktan dolayı duyduğu- muz memnüniyet büyüktür ve halki- miza, bize karşı göstermekte olduk. ları misafirperverlikten dolayı min- nettarız.,, Bundan sonra Vis. Amiral, Salem hakkında izahat vermiş, geminin he- nüüz bir sene evvel denize indirildiğini, bütün silâhların en son tekâmüle uy: gun bir şekilde olduğunu söylemiştir. Mütenkiben gemi, basın temsilcilerine gezdirilmiştir. Vis. Amiral, Türk ve Amerikan ge- milerinin müşterek manevralar yapa- caklarına dair çıkan şaylayı - tekzip etmiştir. Tanınmış Fransiz. romancı: Fransız Akademlsi âzasından, tanın- miş Fransız romancisi ve Türk dostu Cisude Farrâre, Türk - Fransız Dost luk Cemiyetinin davetiyle dün saat 14 te Ankara vapuriyle Marsilyadan geh Timize gelmistir. Kıymetli misafirimiz vapurda Hükümet namına Mi Eği 'tim Bakanını temsilen Yüksek Ticaret Mektebi Profesörlerinden Saffet Şav. Türk - Fransız Dostluk Cemiyetinden NureddIin Onur ve General — Sarraat Fransız Sefareti ataşeleri, Vüâyet 'na: mına Hususi Kalem Müdürü Nabi Up Ve kendisini misafir edecek olan Kont Tenn Ösbrolog. Türkiye Turing ve - tomobil Kulübü deleğeleri, Üniversite falebeleri ve basın —mensupları tara findan çok samimi bir şekilde karar Tanmış Ve kendisine müteaddit buk ler verilmiştir. Seyahat İntibalarını soran güzeteci. Claude Farrtre şunları söylemle — Dostlarım, bu sıfak hüsnükabul den son derece mütehasalsim, Türkiye- Ye gelmekten dolayı çok mesudum. e yahatim esnasında bir çok gnzeteciler. İe konuştum. Atinalı gazeteciler bana HAlâ Yunanistandan nefret eder mizl nİZ? diye sordular. Hi bir saman et Medim. Ben #adece Türk Göstüyum dedim. Bugün öyle bir devirde, İnsan: ların. dostlarına muhtaç oldukları' za- Manlarda yaşıyoruz. — Ben kendimi Türkiyeye Yakletmiş bulunuyorum. 36 yaşında aldıkım Mecidiye nişanını h- İk büyük Akademi toplantılarında ta. Türkçe olarak: “Yaşasın Türkiye' dedikten sonra: demokrasi inkalâbımız hakkında Farröre şunları söylemiştir. Türk dostu Clavde Farrere şehrimizde çok samimi bir şekilde karşılandı C.H.P. İl Merkezinde yapılan toplantı İlhami — Sancar, Kore meselesi hakkında İktidara cevap veriyor CHP. İi Merketinde dün yapılı büyük toplantıda Kore harbi dolayı- iyle gerek Başbakanın ve gereks Dişişleri Bakanının C. H. P. ye vaki hücumları dolayısiyle cevap veren TI Başkanı Avukat İlhami Sancar d miştir kt: 'Koreye silâhlı kuvvetler gönderii mesi mevzuunda partimizle hükümet arasında bazı noktalara munhasır gö rüş farkları münasebetiyle Başbakan İle Dişişleri Bakanının umumt efkârı partimiz aleyhine tahrik edici haksız ve ağır sözlerinden — teşkilâtımızın düydüğü ve türlü yollardan bize u- Jaştırdığı inflali bugün ihtiyar heyet leri seçimleri dolayısiyle tepkilâtım: zın yaptığı toplantıda belirttim. Bilindiği gibi partimiz bu mevzuu Devletler Hukuku ile Anayasa bakı mından mütalâa ederken Başbakan 'ile Dişişleri Bakanı söylentileri tahrif ederek hukük sahası dişina çekmiz ve partimize yeni bir hücum vesilesi Bu meselenin Büyük Millet Mecli. Jf partiler e İatişarenin lüzümlü ol- duğunü söylemek ve Birleşik Müllet- lerin müşterek savunma sistemini da. Ha mülessir kılmaya matuf telkinlerde bulunmak partimizin tabil bir hakkı Bunu hiddetle ve devlet adamlığı yazfına yakışmayan haksız ve ağır sözlerle karşılayanlara umumil efkâr önlünde esefle teessürlerimizi - bildir mek isterim, hele Dişişleri Bakanın beyanatından, milif meselelerde bü- Yük tecrübe kazanmış partimizi Ba- rifseverler Cemiyeti ile yanyana ge tirmeye çabalaması görüşlerimizi Ik- tidar adamına verilen cevapların ma- hiyetini açıkca ortaya koymaktadır. Pendik istasyonunda dün bir kaza oldu Dün sabah Pendik — istası hafif atlatılan bir kaza olmuş nevra yapmakta olan iki marşandiz çarpışmışlardır. İnsanca zaytat olma. mişsa da trenler bir saat rötar yap- mışlardır. 'munda “Ankara” vapurunda “— Bunun önüne geçmek mümkün değildi. Fakat 'acaba erken değil mi diyo sorulabilir? Yeni hükümette kâ- H derecede tecrübeli, biletli kafal Yar mi? I8i4 den sonra Fransada da Böyle oldu. Eekileri ekarte ettiler defa olarak ben Daladier'yi Tühnmi et Üm, Fransayı hazırlıksız. harbe tunuz dedim. “Yeni dev Kore harbinin insanlık icin çok fe Farrâre, kararımız övmüş, ve Birler miş Milletlerin tesanüdü bakımından ok büyük kıymeti olduğunu ifade et 1917 de Koreyi karış Gim. Burası bir çöldü. Tni yaptılar ve imar ettiler. O zamanlar Hayvan derileri satılırdı. Amerikalılar Fouşane”ı elden kaçırdıkları takdirde Dünkerkteki vaziyete düşebilirler. Bu- Tası bütün komünlst Çine muntazam demiryollariyle — bağlıdır. O zamanki Mükden ekspresi Avrupa sürat katar: Jarından 'dana kontorluydu. Ciaude Farröre, İstanbulda bir ay istirahat edecekini, yorgunluğu dolm- hizmete âmâde olduğunu ifade etmiş Bundan sonra kiymetli misafirimiz, Katinde gümrük Munyenesi Yapılma: dan Devlet - Denizyollarının “ emrine dahale etiği motörle doğruca Kandil Birleşmiş Milletler Kadın Hakları Komisyonundaki delegemiz döndü Birleşmiş Milletler Teşkilâti Ka dın Hakları Komlayonunun 4 üneli toplantısına iştirak eden Türk dele- gesi Bayan Mihri Pektaş dün An- kara vapuriyle şehrimize dönmüştür. Delegemiz kendisiyle görüşen / bir hakkında şu izahatı vermiştir. “— Dördüncü defa olarak Lake Success'te toplanan - Birleşmiş Mi tler Kadın Hakları ' Komisyonuna Türkiye namına katıldım, İki hafta devam eden çalışmalar - bilhasaa şu konuları ihtiva etmekteydi. Kadınların siyasi hakları, ekono. mik hakları, yani aynı işleri gören muhtelif memleketlerdeki kadınların aynı Ücreti almaları, — Teknik ve sair tahsil imkânları, — Bilhasaa eve Ni kadınların vatandaşlık hakları me- aeleleri üzerinde çalışıldı, çünkü ba- zı memleketlerde yabancılarla evle. 'nen kadınlar kocasının tabilyetine gı çemedikleri gibi üstelik kendi tabii yetlerini kaybediyorlar ve çeşitli kı nunlara tab Bütün bu mevzular hakkında bir. konvanal yön teklifi hazırladık ve bir rapor halinde Ekonomik ve Sosyal Konseye Könderdik Konsey flk toplantıda bu mevzu hakkında kati kararını ilgili milletlere bildirerek tatbikıni temen- ni edecektir. bulunuyorlar. Haydarpaşa Lisesini Cemiyetinin gecesi irenler Haydarpaşa Lisesinden Yetişenler Cemiyeti, 5 ağustos 1950 cumartesi günü akşamı saat 21 den sabaha ka, dar olmak üzere Kadıköy Halkevinde bir danslı gece tertip etmişlerdir. Gecekonduların su ihtiyacı Başbakan Adnan Menderesin gehrl mizl son ziyareti sırasında Vilâyette gehrin mühtelif ihtiyaçları arasında Kazlıçeşmedeki geniş gecekondu böle gesinin su ihtiyacı da bahis konusu muş ve bu bölgeye arteziyen suyu sağlanması için tahsisat istenmişti. Bu iş için gerekli tahsisatın temin e- 'dildiği dün Vilâyete bildirilmiştir. WCA.Y. Genel Sekreter Yardımcısı dün geldi Dünya Gençlik Birliği WAY Teş- kilâtının Genel Sekreter Yardımcısı Mrs. Helen Dale dün uçakla eşhrimi. ze gelmiş ve hava alanında Türkiye Müli 'Talebe Federasyonu mümessil. leri tarafından karşılanmıştır. Milli Türk Talebe Birliğindeki" dünkü basın toplantısı Mülll Türk Talebe Birliği dün ae at 16 da Birlik merkezinde Müli Ta> lebe / Federasyonu ile uzayıp gelen anlaşmazlık etrafında bir basın top. Tantısı yapmıştır. Toplantıda Birlik — sözelisü — uzun bir konuşma yaparak memleketimiz. de henüiz milli komite - kurulmamış olduğundan Türkiye Milli Talebe Pe- derasyonunun WAY Teşkilâtına önce muhabir ve sonra da vazifeli âza o- Jarak girdiğini, 13 ağustosta toplu 'nacak kongrede Türk gençliğini tem, #il edecek delegeyi seçecek komltenin HALA kurulmamış olduğundan acı bir Uisanla bahsetmiştir. YENİ İSTANBUL SİYASI İKTİSADI MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sanibi YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H SARLICA Bu sayıda yazı işlerini 'fillen idare eden BSalih Zeki Akdamar Neşredümiyen yazlar dade edilmez. Banidıı yer 1 YENİ İSTANBUL MATBAACI- IK LİMİTED SİRKETİ MATBAASI bi l d —& — bir balıkçı: “Öyle deme beybat caba...” yapurun öÖn kamarasında paltosuna yatıp uyuduğunu anlattı. gikârdı. karı Janıyor: ve çocuklar tırları hatırımdan geçiyordu: şama gelip Ca - oğlum orlaklaşa çok — büyüdü. Kz;ağmri Emin Hulüsinin komşusu olan aynı yaşta dedi, doktorun © hergele ahiri içinde yattığı kalktığı yeri gör- rsin.. Karının, çocukların takazaları da Bir üçüncüsü Emin Hulüsinin iznini kullar mayarak Vazifesine devam ettiği bir kaç ay için. de akşamları son vapurla Adaya döndüğünü ve Benim bu bedbahtlıktaki mesüliyet payım Fakat biçarenin bütün yakınlar gibi ben de onun Üstüne çul- Bu kadar yakın arkadaş olduğumuz halde neden bunları bana haber vermedi? uzatmak benim için güç bir gey miydi? dariliyordum. . Halbul döğrüsü aranırsı bilhassa son senelerdeki mektuplarından bu se- falet âdeta sel gibi akıyordu. Daha ne lirdi biçare? Bir Emin Hulüsinin, bizim kasaba- vun İmam Hasanı gibi bana karşıdan haykırma- ni mi beklemeliydim. Son mektuplarının bazı “Bugün mecbu- Ten evdeyim. Büyük oğlum bana haber verme- den kunduralarımı giyip gitmiş. Daha fenası ak. lmiyeceği de belii değii”, Soğuk Biydiğimiz benim emektar palto vü. sanlarak Bibi, DİL diye diyebi. 'Ortan. havalarda 301 Cuduna dar gelmeğe başladı. Ne de olan o genç ço- cuk.. Ben genç sporcularla beraber paltosuz da sokağa yürüyüveriyorum.”, “Kızlara yeni/ şap- ka almak lâzım geldiği için evin damı bu sene de açık kaldr', “Saatim kırıldıktan sonra santsiz nabiz. saymanın Usülünü keşfettim”, “Sokakta bir vertige tomacal geçirdim. Eczahaneye filân götürüp iç gömleğimi, çoraplarımı açmalarından korkmasam bayılacaktım". Sırf Emin Hulüsinin kendine has bir çeşni. de gakaları olarak hatırımda tuttuğum bu cüm- lelerde ben yalnız oğullariyle ortaklaşa giyilen Paltodaki, kızların gapkası yüzünden kiremitsiz Kalan damdaki, gömlek ve çoraplarını gösterme- mek için bayılmaktan vazgeçen insandaki tuhaf- Tıklara gülmüştüm. * Cenazede bulünmak benim için kaçınılmaz bir vazife idi. Fakat bunu açıktan açığa yap- mayacaktım. Emin Hulüsinin öldüğü saatte be- ni onün yanına koşmaktan / alikoymuş olan © Müphem korünma sevki tablisini o zaman bü- yük yorgunluğumla izah etmiştim. Fakat gim- di kâh arkadaşım için söylenen şeyleri uzaktan dinleyip — kâh düşünürken bunu gayet sağlam mantıklara bağlıyordum; Emin Hulüsi gittikten #onra onun evindeki insanlarla ne alâkam kalı. 'yordu? Onu öldürenler, ne cina bir mahlâk ol duğünü zaten öteden beri bildiğim bu kadınla bBalıkçının hayırsız ve hayta diye tarif ettiği ço- cuklar değil miydi? © biçarenin artık kemirile- cek eti ve kemiği kalmayınca bu haşerat ta- kamiyle bana Üşüşecekti. Kahvede konuşanlara karışmamak için ken. dimi nasil tuttumsa — biçarenin cenazesinde de öyle yaptım. Emin Hulüsi gömülürken ben 202 başka bir ölünün mezarını arayan bir yabancı gibi uzakta, taşların arasında dolaştım; kitabe- leri okudum. Cenazede epeyce İnsan var ve kılık kıyafetlerine göre Kaymakam filân gibi bir kaç resmi memür da vardı. Mezar kazılırken onlar 'da benim gibi etrafa dağılıyorlar, elleriyle bir- birlerini gösteriyorlar, hart hart akçe armudu yiyorlardı. O arada karısını ve çocuklarını — da uzaktan gördüm. Mezarlıktan çıkılacağı zaman cemaat etraflarını aldı. İçimdeki nefret bana hepsini uydurma bir takım tcessür hareketi ya- pan oyuncular gibi gösteriyordu. Yalnız biraz aonra kolundan #ürüklenmek suretiyle mezardan uzaklaştırılan ön n İki yaşında bir erkek ço. cuğa acımaktan kendimi alamadım. O yaş, ço: cukların en haylazının bile baba ölümüne en fazla yanmağa müsait oldukları yaştır. Kalabalığın içine karışmamak için herkes- ten evvel / mezarlıktan çıktım ve ayrı bir yol tuttum. Önümde iki çantamla yine oldukça ten- ha bir ikindi vapurunun güvertesinde İstanbula inerken Emin Hulüsinin ölümü bana çoktan be. Yi tasfiye edilmiş bir eski matem gibi görünüyor. du. Aradan bir çok yıllar geçtikten sonra kendi memleketlerinin mezarlığına gömülmeğe getiri- den eski ölülerin cenaze alayı gibi hiç yırtıcı ta- rafıskalmamış bir tören, Evet, Emin Hulüsinin ölümünden sonra bu alle bana tamamiyle ya- bancı olmuştu. Zaten kin ve nefret duymadan yüzlerine bakmak mümkün olmayacak bu insan. Jaf başıma musallat etmek açık bir ahmaklık olurdu. Yalnız kolundan tutularak zorla meza- n başından uzaklaştırılan oğlan — gözümün 8- nünden gitmiyordu. Onun yüzünü daha yakın- dan görmek isterdim. Sonra Emin — Hulüsinin kendisinin, soğuk havalarda kendi paltosunu ver- diği çocuğa, hattâ ötekilere de, ölümün yaklaş. 303 'tığı günlerde, her geye rağmen Yyüreğinin yan: mış olacağını düşündüm. Onun bu Zâfa karşı hiç değilse o on, on iki yaşındaki oğlancığı, kim ol. duğumu bildirmeden arayıp görmeğe ve kendi hesabıma bir yatılı mektebe koymağa karar ver- dim. m MÜZELERİ ZİYARET Tatanbulda dördüncü sabah... Otelin holün- de artık benim olmağa başlamış köşede yabancı birinin oturduğunu görünce birdenbire huysuz. Janıyorum. Her zaman gibi bu gabah da bom. boş olan bu'holde insan nasıl olur da benim dip pencere ile bir ufak sütun arasına sıkışmış. da- Tacık köşeden başka oturacak yer — bulamaz? Âdeta gerisin geriye yukardaki odama — çıkma- yı düşündüğüm bir sırada yabancı adam, kalkıp gidiyor. Gazete ve mecmualarımla beraber ye- rime yerleşirken huysuzluğuma hüzünle gülüm. süyorum. Her sabahki gibi ortalık yine yağmur içinde. Penceremden Halice, Kasımpaşanın evlerine ve karşıyakanın minarelerine baktıktan sonra ga. zetelerimi açıyorüm. Dişari taşlıktaki masasın- da hesaplarını yapan otel kâtibi bir aralık ye- rinden kalkarak bana irili ufaklı bir alay mek- tup getiriyor. Demek bugün bizim — kasabanın posta günü.. Fakat bizim kasaba artık benim kasban değildir... Mektupları, Adeta dokunmak- tan tiksinerek yanımdaki masanın Üstüne atı- yorum. Kolumün ağrısı dün akşam geçer gibi ol- duğu halde bu sabah tekrar başlamıştır. Gaze- teleri gözden geçirirken — bir yandan da bunu düşünüyorum. Buğün de devam ederse yarın iyi M bir. dahiliyeci Tüşmek Jâzım İlk gece H sersemlikle den tim. Ertesi gün dukla başlayan yayılan. ve gidi Tutubetle izah idi. Yirmi beş seneden beri hasretini çektiğim ve dönüşte “Bir a gece geçirmek bir oyunu idi. Emin Hulüsininkinden sonra Ikin- €i oyun! Fakat teşhis bana kâl hiliyeci pek>lüzum görmese de vesairesiyle eti geçmeliydim. Y akraba ve ahb Şimdilik en yakın Meraklısı. geve: Benden dalma Yine öyle yaptı. sindeki çıplak — Bravo D zaman Truman bunlar, diye gül Koçoya su Ben bunu yaparken o sinema yıldızlarına Bir tanesini göstererek yine yordu. — Htç buğı man ne ağrı kalacak, ne bir şey diyorlar budur... arayarak etraflı bir sürette gö- gelecektir. leybelideki otelde, o yorgunluk ve ize karşı açık pencerede yatmış n sağ omuzumda hafif bir tutuk- 've akşama doğru bütün koluma detlenen ağrıyı, başkasında edecektim, Yine de doğrusu bu vuç suyunu İçmek, kucağında bir istediğim mavi gözlü sevgilinin hasta Ki fi görünmüyordu. dim olduğum için bu Her halde da bütün tahlilleri li Bir examen physlologigue'den 4 beş yıldan beri neremde ne olduğunu. bilmiyordum. Otelin ihtiyar garsonu Koçı bir aralık ma- Jdi dürdü, İstanbulda bir. ço abim olması lâzım geldiği halde dostüm odür. Koço — politika e ve cana yakın bir — Rumdu. yeni politika havadislernli sarar. Fakat gazetenin sinema sahife, kadın resimlerine baktığımı gö- Doktor Bey... Ne yapacağız her Stalin. Asıl - Truman, — Stalin ilmeğe başladı. getirterek bir. veramon aldım. bakı- Bunu yutmak lâzım... O z © ki vitamin (Devamı var) 305 — l 1 İ | |