YENİ İSTANBUL Prof. A. Rüstow” arkadaşımızla Memleketimizden ayrılan Prof. A. Rüstow ile Dünyaca meşhur ilim setçileri, köylü ekonomisi Sanayili — israrla lidir” demektedir. fatanbul Üniversitesi — İktisat Fa- kültesi, dünya ölçüsünde kıymeti o- Jan 17 senelik bir emektarını, Heidel- berg Üniversitesindeki yeni vazifesi- 'e uğurlamak üzeredir. 5 haziran 1950 tarihli nüshamiz- da Prof, Dr. Ziyaeddin Fahri Fındık- Oğlunun, sayın Profesör. Alexander Rüstow'un —memleketimizden ayrıl- ması münasebetiyle yazdığı dikkate değer bir makalede de belirttiği gibi. *“On yedi senelik muhacirlik hayatını biç bir yerli fikir adamımızda görül- meyen şekilde takdire değer bir fikri yaratmaya hasreden ve meslek ha- yatının olgunluk devresini ve verme devrini fikir hayatı — çorak, bakımsız ve bahtsız, fakat ilme kar- Bi vefalı “Türkiyemize - borçlu olan Prof, A Rüstow”un — memleketimiz- Gen ayrilirken ne gibi hisler ve dü- #üncelerin tesiri altında bulunduğu- Dü öğrenmek istedik. Dört sene, karşısında diz çöküp ders okumuş eski bir talebesinin kendisi- 'e Güaller sormak istemesi Rüstow'u pek mütehassis etti ve gülerekt “Dört /#ene hep ben gize sual sordum, şim- AD0R siz bana soruyorsünüz. Bakalım eevaplarıma kaç numara takdir ede- geksiniz?” dedi. Kendisine, memle- ketimizden çok parlak bir derece ale Tak ayrıldığını, bu numaranın dün- 'ya iktisat âlemince zaten çoktan ve- Filmiş bulunduğunu, gimdi de Türk ef- kârı ümumiyesine, bü ayrılık vesile- #iyle, neler düşündüğünü aksettirmek gayeri güttüğümüzü söyledik. Prof. D, Rüstow, Türkiyeden niçin ve hangi intibalarla ayrıldığına, Türk ve dünya ekonomisi / hakkındaki fi kirlerine, dünya ekonomi nizamının hangi istikamette yol aldığına dair| sorduğumuz sualleri, göyle cevaplan- dırmıştir! '— Bundan 17 sene evvel Alman- yadan ayrılmama şebep, Almanyada- Ki Hitler rejimi olmuştu. O günden bu güne, tam 17 sene geçti. Bu müd- det içerisinde çok sevdiğim memle- ketinizde mesaime devam ettim. O- nun için Türkiyeye çok müteşekki- zim. Vaktaki Almanyada — Hitler zejimi kalkmıştır. ve mademki Al- manyada bir kalkınma hamlesi mü- #ahede edilmektedir, memleketini e. ven birisi mfatiyle benim de kendi ölçümde bu harekete karışmam tabi. iöir, Kendinizi, vatanperver bir Türk ifatiyle benim yerime koymanızı Ca ederim. Böyle bir vaziyet karş #ında aynı geyi yapacağınıza eminim. Aradaki geniş fasılaya rağmen ne kadar güç olursa olsun memleketime hizmet etmek için dönmek kararını vermiş bulunuyorum. Bu, benim için bir vazifedir. Size gunu da iftiharin adamı ; üzerine kurulmüş — olan - bir istemektedirler. iktisat tarihinin dolambaçlı istihalelerini kopya ve tatbik etmeksizin en kestirme yoldan bu seviyeye gelebilme- #öyliyebilirim ki, — Heldelberg'e git likte Kütüphanesinin önünde hbir konuşma ödern . iktisat siya- Türkiye —de, —Avrupa mekilgim, Türkiye ile alâkamın kesi diğine delâlet etmez. Ben bu yeni vı zifenin durumundan istifade ederek iki memleket — arasındaki — an'anevi dostlüğü idame ettireceğim. Gitmek üzere bulunduğum gu Kün- derde 14 mayıs seçimlerinin bu şekli- de neticelenmesi benim üzerimde de- rin bir tesir bırakmıştır. Tarih bo- yunca bir çok memleketler demokra- tik istihaleler geçirmişlerdir. İngilt re ve Fransa ve diğer bir çok yerlei de bu inkılâplar ihtilâllerle yapılmış- 'tır. Fakat hiç bir memlekette bu ne tice Türkiyede olduğu gibi sakin ve vakur bir şekilde elde edilmemiştir. Uzün bir mesal / devresinden sonra memleketinizden bir çok iyi intıba- lar yanında, bir de bu büyük İntiba 7ılmak beni geniş bir memnu- niyet içinde bırakmıştır. Bu hususta Almanyada geniş ölçüde fikir vere- ceğimden dolayı ayrıca sevinç duyu- yorum. Bu sevincimi arttıran diğer bir âmil de yeni hükümetin ekonomik siyasetinin — benim bu. Üniversitede takip ettiğim akademik — faaliyetin| fikürlerine uygun olmasıdır. Dostum Prof. Röpke, bundan bir müddet ön- ce gazetenizde yazmış olduğu ente- resan bir makalede bu prensiplerin Belçika, İtalya ve Garbi Almanyada 'ne gibi mesut neticeler doğurduğunu pek güzel bir sürette — belirtmişti. Aynı prensiplerin Türkiyede de, mute- dil bir sürette tatbikı ile hayırlı ne- ticeler alınacağına inanıyorum ve bu. güzel memleketten ayrlırken yegâ- 'ne temennim budur. Diğer taraftan, Avrupa ve Ameri- kanın müterakki sanayi memleketl vi bir takım istihaleler geçirmektedir. Bu istihalenin gayesi, büyük işletme #isteminde uzaklaşmaktır. Modern Astihsal siyasetçileri, köylü ekonomlal Üzerine kurulmuş olan bir sanayil 1w- rarla istemektedirler. Temenniye şa- 'yan ve çok sağlam olan bu modern endüstri gimdiden, Garbi Almanyanın Würtemberg ve Baden'inde mehut te- zahürlerini bulmuştur. Buralarda öye| le muazzam fabrikalar ve büyük ge- hirlere Üşüşerek #ığınmış bir prole- tarya kütlesi yoktur. Daha ziyade, en modern bir gekilde bütün dünyaya ihracat yapan küçük ölçüde fabrikı lar gelişmiştir. Her ipgi ailesinin ken- disine mahsus tarlaları ve bahçeleri vardır. Böylece hemen hemen hepsi yarı köylü yarı sanayi işçisi haline lmişlerdir. Artık bu köylü işçinin boğ ve işsiz kalma tehlikesi yoktur. Ayrıca bu modern #istemin sıhhi ve #osyal faydaları da meydandadır. BU- tün bu hâdiseler karşısında ziraatçi bir memleket olan Türkiyenin bence düşüneceği yegâne nokta, Avrupa ik- Va ŞEHİR HABERLERİ|,; C.H.P. Kurultayı toplanacak Partinin ileri kademelerine genç vedinamik insanların getirilmesi hususundaki cereyan kuvvetleniyor. CHP, Kurultayı 20 haziran 1060 perşembe günü Ankarada toplanacaktır. — Kurultaya işti- rak edecek olan İstanbul dele- geleri İl Başkanı İlhami San- car'ın başkanlığında Parti mer kezinde çalışmalarına başlamıı lardır. Öğrendiğimize göre CHP. nin bu seneki kurultayı son hâ- diselerden sonra çok hareketli ve münakaşalı olacak, delek ler partinin yeni bir veçhe al masi uğrunda tüzük ve prog- ramda yeni değişiklikler ist yeceklerdir. Diğer taraftan - Kurultayda parti ileri gelenlerinden bazı ze- vatın değiştirileceği ve onların yerine genç, dinamik ve — #on parti çalışmalarında müspet fa- aliyet gösterenlerin Ketirileceği göylenmektedir. — Bu — arada Prof. Dr. Sadi Irmak, Prof. Ni- hat Cemil Sait — Barlas isimleri üzerinde durulmaktadır. Ayrıca bazı parti ileri gelenleri- 'nin kendiliklerinden bu vazife- leri terkederek yerlerini genç- lere birakacakları da - söylen- mektedir. Umumt kanaate göre CHP. Genel Başkanı — İsmet İnönü partinin başında daha geniş salâhiyetlerle vazifelendi- rilecektir. Edebiyat Fakültesinin Coğrafya Dalından kimse mezun olamadı Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bö- dümünün imtihan neticeleri dün bel- H olmuştur. Bu neticelere göre bu #ene coğrafya bölümünden hiç kimse memun olamamaktadır. - Haber tale- beler arasında - büyük bir teemlir yandırmıştır. Bu arada kız talebeler arasında ağlıyanlara ve fenalık ge- çirenlere tesadüf edilmiştir. Talebe- ler Senatoya müracaat etmiye karar vermişlerdir. Diğer taraftan Güzel Sanatlar A- kademisi mimari bölümünün son sı- uf talebelerinden de büyük bir ku mi muvaffak — olamamışlardır. - Bu talebeler de gerekli makamlara mü- TacKat #deceklerdir. ——— rini kopye ve tatbik etmeksizin en kestirme yoldan bu seviyeye gelebil- mek olmalıdır. Hiç şüphesiz buna si- yaki ve mühim bir sebep daha inzi- mam etmektedir. O da büyük gehir proletaryasının, sosyalist ve komü- nist tahrikçileri için en elverişli bir zemin olmasıdır. Halbuki yarı ziraat- çi bir nüfus bünyesi bu kabil tahrik- lere karşı çok mukavim bir kaledir. Türkiyenin coğrafi vaziyeti dolayısiy le bu noktanın ne derece husüst bir ehemmiyet taşıdığını tebarliz - ettir- meğe lüzum dahi yoktur.” İşte yirmi senoye yakın bir zaman zarfında Üniversitemizin — Edebiyat Hukuk ve İktisat Fakültelerinde ne- fen sarfetmiş, felsefi, sosyolojik ve ekonomik neşriyatımıza bir çok mey zular bırakmış olan Prof. Dr. A, Rüs- tow'un memleketimizden — ayrılırken bize söyledikleri. bunlardan ibarettir. Sayın ilim adamının — bilhassa: #— Türkiyede geçen 17 sene, hays ftımın en mühim ve en verimli sene- deri olmuştur. Memleketinizden ayril- dıktan sonra Ümit ettiğimiz tekâml. İü düymak ve takip etmek benim için. bir zevk olacaktır. Bana da bu vadi- de vazifeler düşerse serefle iştirak € deceğim” — demesini, — kendisine acı günlerinde kucafını ve küraüsünü çan Türkiyeye kargı bir kadirşinaslık olarak kabul ediyoruz. Sayın hocaya 'yeni vazifesinde de muvaffakıyetler tisat tarihinin dolambaçlı istihalele- dileriz. Şevket EVLİYAGİL Bu sene mezun olanlardan bir grup Robert Kolejin 87 ni yıl mezun- Jarına dün saat 17 de merasimle diplomaları verilmiştir. — Kurulüşun. dan bügüne kadar / 2000 den fazla mezün veren okulü bu yil TT kişi daha bitirmiştir. Vali ve Belediye Reisi, Amerikan Büyük Biçisi, maarif erkânı ve seç kin bir davetli Kalabalığının iştira kiyle türene İstiklâl Margiyle baş. danmıştır. Müteakıben İstanbul Vali ve Be- dediye Reisi Fahreddin Kerim Gö- kay mezunlara hitaben bir konuşma yapmış ve ezcümle şunları söylemiz. tir, '— Tarihte bir çok diktatörler ye tişmiş fakat hiç bir iz bırakmadan geçip Kitmişlerdir. Cemiyet için ça- hşan ve milletleri için kendini feda eden Atatürk ve Washington gibi büyük — adamların — dalma — mülle- © ve — dünya — tarafından — ih- tiramla — anıldığı — malümünüz- dür. Bu iki gahis da millet ve cemiyete kendilerini vakfetmişlerdir. Atatüirk bütün rütbe ve nişanlarını bir an içinde atmış ve sadece Mus- tafa Kemal olarak vazifeye devam edeceğini söylemiş bir./ bahtiyardır. Amerika inkılâp ve kurtuluş tarihin- de de memleketi için her türlü feda- Kârlığı göze alan Washington'dur. Bundan sonra gençlere cemiyete faydalı olmaları için nasıl çalışma- ları - gerektiğini anlatan Vali: — Atılacağınız hayatın manive- elinizdedir. Hepinize asadet ve muvaffakıyetler — temenni ederim. demiştir. Bundan sonra 1934-1044 senelerin- de mektebin. direktörlüğünü — yapan, Amerikadaki — Premton Üniveraitesi Türk tarihi profesörü müteveffa Dr. Wright'ın okulün — resim öğretmeni remsam Sami Boyar tarafından yapı- Jan portresi, kısa bir hitabeden son- ra açılmıştır. Belediye murakıplarının dünkü teftişleri Belediye İktisat Mürakıpları dün de şehrin muhtelif yerlerinde topyekün 318 sanaf ve müessese ile 8 muhtelif pazar yerini kontrol etmişlerdir. Bu kontrol neticesinde çeşitli Belediye yazaklarına aykırı hareket eden 22 esnafa ceza zaptı tutulmuştur. Fırin ların teftişinde de iki yerde noksan vezinli ekmek görülmüş ve 180 adet ekmek müsadere olunmuştur. 1 Temmuz Bayramı için yarın Vilâyette bir toplantı yapılacak 1 Temmuz Bayramına ait hazırlık- Jarı tesbit etmek Üzere yarın #nat 15,80 da Vilâyette bir toplantı yapı- Jacaktır. Devlet Denizyolları, Donanma, Po- lis, Vilâyet ve Belediye - temsilcileri- niN iştirak — edeceği bu — toplantıda 1 temmuzda şehrimizde yapılacak ©- dan merasimin kati programı tesbit edilecektir. Diğer taraftan Ulaştırma Bakanlı- Bi tarafından gönderilen bir tamimde bayramın Van Gölünde ve bütün sa- hil gehirlerinde törenle tesidi emre- dilmektedir. Sami Boyar hitabesinde gunları söylemiştir: *— Dr. Wright'i llk defa 1028 yı linda Osmanlı hanedanının — sukutü. zün sebeplerini tetkik için — İstan bula gelmiş genç bir Üniversiteli o- Jarak tanıdım. Bana dik suali gu ol- dür “Memleketinize faydalı — olabil. mem için ne yapabilirim?” O, Ame- rikaya gittikten itibaren ölene ka: dar neşrettiği yazı, brogür ve kitap- larla memleketimiz lehine faaliyette bulunarak bü sözlerini fiilen ispat etmiştir. Bu portre ile Dr. Wright'i canlı bir ölü haline getirdiğimi Ü- mit ediyorum.” Üniversite bütçesinde tasarruf yapılacak Öğrendiğimize — göre Mili Eğitim Bakanlığı, İstanbul — Üniversitesinin | milyon lira tutan senelik bütçe- sinde tasarruf etmek maksadiyle bazı indirmeler yapmağa karar vermiştir. Emin bir kaynaktan haber verildiği- 'ne göre de kapatılan öğretmen okul- ları da yakında açılacaktır. Kadıköydeki Muhavvile Merkezi yarın açılıyor Kadıköy, Altayol ağzında tesin o dunan 36/10 kilovoltluk — muhavvile merkezinin açılışı yarın saat 11 de Vali ve Belediye Başkanı tarafından yapılacaktır. Vapur sat 10 da Köp: rüden Kadıköy iakelesinden kalka. caktır, ezcimle Beyoğlu Halkevinde yaz kursları Beyoğlu Halkevi yaz ayları içinde de İngilizcenin bütütn — kuraları ile, biçki - dikiş, keman, piyano, balet derslerini haftanın muayyen günle- rinde devam ettirmeye karar vermiş- tir, İsteklilerin ev bürosuna müra- catları bildirilmektedir. Tanınmış bir Amerikan sinemacısı şehrimizde Holiywood'un en tanınmış sahne yazılarından Paramount şirketi artist angalman kşmi - Müdürü — Wiltlam Dlerterle dün hava yoliyle Amerika- dan gehrimize gelmiştir. Amerikalı sahne Vâzı, memleketi- mizde mesleğine dair tetkiklerde bu. Tunacak Ve bir yerli film şirketiyle anlaşrak mevzuunun bir kısmı Türki. 'yede geçen ve 'Türk - Amerikan ar ttleriyle müştereken — hazırlanacak bir film çevirmeye çalışacaktır. Başbakanlık Kupası, bu cumartesi Ankarada oynanacak Her sene Yapılması mütaâ — olan Başbakanlık Kupası bu. / cümarte günü Ankarada 19 Mayıs Stayu- Munda. oynanacaktır. Başbakanlık Kupası, bu sene Mit Eğitim mükâfatının şampiyonu olan Fenerbahçe ile Türkiye - birinciliğini kazanan İzmir Göztepe takımları ara sında, yapılacaktır. Robert Kolej'de dün diploma merasimi yapıldı Şeref İi giren talebelerin 1- simleri okunduktan sonra — profesör Mac Neab tarafından mektebin mes hür orgunda bestekâr. Bach'ın — sol minör Prelude'li çalınmış ve diplo- maların tevzii. yapılmıştır. Müteakıben mezunlara yaptığı ki- 44 bir hitabede Birleşik — Amerika- nin Ankara Büyük Elçisi Wads. Worth “Hayatta muvaffak olabilmek için 'en mühim şartlar namuslu, mütevi Z, disiplinli, idenllerine sadık, —a zimkâr, karakteri kuvvetli olmaktır demiş ve mezunlara muvaffakıyetler temenni etmiştir. Dünkü Bahar yarışmaları Fenerbahçe - Galata; K. - Beyoğluspor - Koleji “Ünkapı urtuluş - Deniz klüplerine mensup Kenç ailetler arasında çok çekişmeli 'çti. “Bilhassa yüksek atlamada Er- dal Akkan'ın 170 1 aşması sevinilecek bir derecedir Teknik sonuçlar sunlardırı KÜME IV 200 m. 1 — N, Darcan (Dz. K.) 268 P. Moshakis (B. Spor) 256 110 engelli: 1 —'Sintitrimin (Kurt) 18 2 — Stamatyadi. (B8) 140 Palasla (B.S.) 13 m. 38 $e 2 — Valsamopuloa (Kuri.) 13 m. 12 Disk atma; 1 —- Palasis (BS) 20 m 28 — Valsapopulos (Kurt) 25 m. 55 Vüksek atlama Y 1 (Kürt) 1 a 65 3.— 8 Peközer (GSL.) 1 m- 40 Uzun atlama: 4 —N. Alanyalı (G.S) 116 8 Ü. Ünel (FB) 200 N Alanyalı (0.5) 40 BiT Zeki Öztekin (BIK) 440 - UT Azaral (RB) 208 1500 m. — E. Yalırgav (FB) 4206 Sürel (Uakapanı) 4461 1—T. Tosun (BJIK) 17054 2.— C Başar (BS) 20123 400 engelii; 1 a Z Öztekin (Bİ.K) 620 Mürak atma: 1m— A Arantekin (F.B.) 36 m. 28 2.—N, Minnetoğlu (G.S.) 31'm. H Üç adim. atlama: 1—“E'Akkan (FB) 12 m. 88 — Ö Akbilek (F.B) 12 m. 44 Yüksek atlama: 1— B Akkan (FB) 1m. 70 2.—A Haçikyan (FB) 1 m. ©0 Sırıkla atlama: 1— K Bilgitay (BJ.K) 3 m. 00 Golotasaray, eylölde Londraya gidiyor Galatasaray futbol takımı eylülün dlk haftasında Londraya giderek orı /da 3 maç yapacaktır. Sarı-Kırmızılılar dönüşte İtalyaya uğTıyacaklar ve Romada da 2 mac yapacaklardır. Galatasaraylıların bu geyahati 25 gün sürecektir. 15 Haziran 1050 Sanat Haberleri — | Balzac'ın yüzüncü ölüm yıldönümü Bugünkü romanın babası sayılan Balac, Pariste yüz sene evvel öldü. Bu münasebetle cuma günü saat 21 de “nlon Françalse” e. onun “Le Chouans” islmil eserinden — alınımış bir film görterilecektir. Filmde' baz. ha rolleri Jean Marala, Madeleine Robinson ve Marcel Herran maktadırlar * Balzac, 1700 senesinde Fransahın * gehrinde — doğmuştur. — Yirmi yene zarfında yüzden fazla roman, piyes, hikâye kitabı neşretmiş olan Balzac insanın aklını durdüracak ka dar velüt ve o nispette de büyük bir Mmuharrirdi. Hemen her eseri, gayet acele yazılmış olmakla beraber, bir gaheser derecesindedir. zira, roman larına ve piyeslerine mevzu olarak aldığı hâdiselerin etrafındaki eşhas, fevkalâde bir canlılıkla yaşarlar, tax mamen beşeri hislerle hareket eder. ler. Balzac, eterlerinde zamanının her fürlü hususiyetini aksettirmiştir. Bu bakımdan, onun eserlerini okuyanlar, 1830-1850 — Parisinin hususiyetlerini Körüp o devrenin içtimal, siyasi, e. Gebi, felsefi hareketlerini öğvenmiş ve o zamanın insanlarının dramlarız ni yaşamış olurlar. As adı Balssa olan bu — büyül muharrir, otuz yaşına kadar mühtes lf mesleklere girerek hayatını kar zanmağa çalıştı. Genç yaşında Parie 4€ gelmiş olan — Balzac ilk - eserini 1829 senesinde neşretti. — Bu. “Son Chouan” idi. Sonra, diğerleri takip etti. Bunların hepsini — burada saye mak uzun olacağından en mâşhure Jarını kaydetmekle iktifa edecek: “Sahtiyan Deri”, “Meçhul — Şahem ser”, “Colonel Chabert”, “Bugenle Grandet”, “Baba Göriot”, “Otuz Yan gındaki Kadın”, “Vadideki Zambak' 'Cesar Birottesu”, “Cousine Betteii vesatre. Ekserisi dilimize tercüme edilmiş olan bu eserlerden bir kısmını Balzağ İnsanlık — Komedyası” di altında, toplamıştır. Bunlar, Milit — Eğitini Bakanlığı klâsikler tercümeleri aram sında neşredilmiştir. Balzac'ın bir hususiyeti de, romana Jarını yazarken durmadan kahve içe mesinde, bir yazdığını bir daha okum mamasındadır. Onun, modern dünya romancılığı üzerinde büyük bir teste Fi vardır ve elân devam etmektedin. Balzac'ın şahsiyeti, Zola, Goncourt, Daudet, Maupassant gibi muharrime lerin yetişmelerinde büyük bir âmif olmuştur. — fa. Devlet Tiyatrosu geliyor Devlet Tiyatrosu Opera — Bölümü, tam kadrosiyle cumartesi günü şehe rimize gelerek, 19 haziran pazartes siden itibaren Açıkhava Tiyatrosun. da temsillere Başlayacaktır. Riyaseticumhur — örkestrasının da iştirakiyle verilecek olan bu ilk tem- silde Mascagni'nin Cavallerla Rus- ticana ve Leon Cavallo'nun “Paly 60" operaları oynnacaktır. Opera heyeti, / şehrimizde ay so- nuna kadar kalarak temsiller vere- cektir ve “Madam Bütterfiy” 1 da oynayacaktır. Hüseyin Kemal Gürmen İngiltereye gidiyor Şehir — Tiyatrosu — artistlerinden Vazfi Rıza Zobu ile Hüseyin Kemal Gürmen, İngiliz Kültür. Heyetinin davetlisi olarak İngilteredeki ti- yatro / faaliyetini — yakından takip maksadiyle — önümüzdeki pazartesi günü Londraya hareket edeceklerdir. SİYASİ İKTİSADI YENİ İSTANBUL MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibi : VENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED. ŞİRKETİ MÜdÜrÜ: Kemal T SARLICA ü sayıda yazı işlerini Börllen İöere edeni Sacld ÖGET ü yeri YENİ İSTANBUL MATBAACI- IK LİÜTED ŞİRKETİ MATBAASI -e İ - Tipki kami Cemileye ve mekten başka / bir ine 'ne olan hasbi sevgisi gibi. İlk evle urdım. Fakat bu bir hesap kıymetinden dilenciye her alıp verdiğii f& nasip olmayan bir intizaml; bile, iztıraplarının fasıla — verdiği bazı büyücek muamelelerde lere bir türlü isınamamıştı. paradan bile bir şey anlamıyorum, olarak anlatırdı derin Üstüne attığım vizite REŞAD NURİ GÜNTEKİN Kavak Yelleri ortalığı yaramayan man Celilenin kırmızı bir deftere ara sıra bir geyler yazdığını görür ve bunu yeni me kızların manzüme veya hâtıra defterleri gibi bir Karım öteden beriden gelen hediyelerin tahmini verdiği sadakaya kadar , dükkân, tezgüh sahibi esna- buraya kayde. derdi. Diyebilirim Ki biçarenin ölüm döşeğindee tek eğlencesi bu 1di. Celile banka defterlerine v alıp verdiğim çek “İyi amma bunların paraya benzer nereleri var? Ben doğrusu kâğıt badının vaktiyle hosap yaparken altınları, — gü- müş mecidiyeleri, cıvıl cıvil ötüşerek, Koyuşunu çocukluğunun en gatrane hâtıraları Bunun için, son olduklarını söyliyerek, min- paralarına bakarken bakışları değişir ve benimle artık barışmağa h: zar olduğunu antalan bir tatlılık alırdı. Ki seni kıskandığım yanaşmak istiyor zar mem doğrusu, Daha sonraları kım casusları bulünd ya çağırıldığım zamay den evvel eve yetiştir için gittiğim. yerlerdi bi, karıma anlatmak — Ne insanlar fıran hasta fistolu d tar mı? Adam yemiş zaya boyamış. “Hast pislet kedileri. diğimiz. za- ktepli defteriydi. nilâ giyer” diye çıkış amma umurumda bil Yahut: — Oday düğün evi değil hanı ceğiz, Buyurun dışaı elddiyetsizliğe gelemi Yeni İstasyonda ham Söylediklerim, Bildi. Güzelce hastalı kü Celilenin casusları oasusalrı idiler ve kı Jardı 'der ve ba. üstüste hiç şüphem yoktu. doktor İsa Bey altmı leri titrediği gibi gözl dın hastalara götür! Karımın ikinci bir zayıf noktamı da beni kıs- Kandığını sezdirmekten korkması İ ni gişman karnınla o kadınların yatakları içinde görsem kılım kıpırdamaz. Fakat seni kendilerine, iki yabancı kadın girmişti. kat daha ağırlarının başka yerlere Ben buraya geldiğim zaman duğu halde sonradan unuturlar: u herif! Saçlarından da utanmıyor. 'Sanma için söylüyorum bunları, Se- nnetmelerine tahammül ede- Celilenin irili ufaklı bir. ta- duğünü ve şüpheli bir hasta- 'N bunun tam raporunun ben- irildiğini farkettim ve bunun e ne görürsem, — olduğu Bi- yolünü tuttum. bunlar canım!.. Doktor ça- lekolte gömlekle yatakta ya- gbli dudaklarını da kırmı fırsat verdi ya., Muayene ediyorum diye torunla- Ti yerinde kadınlara, gazete okur gibi, bakıyor; diye söylendiklerini kulağımla işitmişimdir. Sıcak bir yaz günü civarda zengin bir çift- ginin karısna çağırılmıştım. Hasta tepesine ka- dar çekilmiş bir yorganın altında burar ter döküyordu. Ja olurmuş gibi çiftçi hastanın elini, bir yerindene ederken de, teslim ediyor gibi, âdeta utanmış bir hali vardı. Hâsıh kasabanın bir- ucu anlattığım 'nu gibi sosyete oyunlariyle yeniliğin en son mer- temesine ulaştığı halde öteki ucu aşağı yukarı aarı Saadet hudutlarından çok ilerlememiş bulu Hüyordu ve bu bakımdan benim durumumda bir yakından tireye titreye vücutlerini mıncıklıyor” buram Muayene yalnız nabiz. yoklamak- yorganın kendi eliyle çıkardı. Bana teslim karısını kendi eliyle bir. yabancıya iskemle oyu dediğin sırtına bir vün ta- adamın bü yürüyüşe ayak uydurması son dere- ytim. Kaba adam Giyecekler | — | ce nazik bir meseleydi. İhtiyar İsa Beyin erkek de değil. Müşterilerinden sonra kadın müşterilerinin — de /e hastanın ailesinden başka Rica ederim burası umlar.. Hasta müayene ede- ri” diye koğdum... Meslekte em... Böyle hekimliktense amallık ederim daha iyi. S itibariyle, yalan da de ları sık ik haşlardım. Çün. 1 aynı zamanda da kasabanın arıma giden raporun bir de gittiğine ağını geçmiş bir ihtiyardı. El- deri de pek iyi görmezdi. Ka- üÜlmesinin asıl sebebi bu ol 'Namus düşma- Allah eline '©a Mektep hocalığı, lerde sabahtan akşama kadar Jâktan ve adaletten bahsetmek bir meslek zaru: oynayan aktörün, kısa bir zaman kıral gibi yürümemesi mümkün yavaş yavaş benim tarafıma geçmiş olmaları be- nim bu noktadaki yördu. büyük dikki mden ileri geli- xvı MESLEK AHLAKLARI Söz ve pratiğin ahlâk Üzerindeki tesirleri bü- yüktür. hâkimlik va gibi bazı iş yüksek sesle ah- Onuün için bu gibi insanlar — zaman ile alarını olmasa bile— kendilerini az - çok inandırırlar. Sahnede kiral — rolü bile, sokağa çıktıktan — sonra, müdür? Sonra bu gibi meslekler umum! efkârın kontrolüi altındadır. Onun için bu meslekler de edepsiz nispeti her zaman daha düşük olur. Kalabalık merkezler için bir gey diyemiyece- Kim. Fakat benim kasaba gibi küçük yerlerde doktorluk da bu neviden bir menlektir. Bir yandan umumi efkârın, öte yandan Ce- dilenin baakısı ile ben bu kadın doktorluğu işinde Bitgide bir mücessem ahlâk olmuştum. Öyle ki 'en güzel bir kadın vücudunun muayenesi, bende yerine göre, bazı ahbap çiftliklerinde hatır için yaptığım hayvan müayenelerinden farklı bir te- ir yapmamaktaydı. Belki bunda kendi vehham- hk ve uyuşukluğum, Mmüşterilerim arasında bir erbabına tesadüf. edememiş olmak, yahut da ka- din muayenelerini çok kere bir oda dolusu in 'nun gözleri önünde yapmak gibi şeylerin de tesiri vardı. Fakat en büyük payın yine de Celilenin iliklerime yerleşmiş korkusu olacağını zannede- Çok sağlam sandığım meslek — disiplinimin iki tıkacından birinin, daha Celilenin öldüğü gece, mayalı bir içkinin tapası gibi patladığını dehşetle görmüştüm. Şimdi öteki kalıyordu. Fakat bah- settiğim yeni vakalar karşısında onun da er eç argalanmasınan korkmak için olan sebepler Bit Kide çoğalıyordu. * Hatırını kıramıyacağım yakın dostlardan ve bilhassa memur ailelerinden beni evlerinde ak- şam oturmasına çağıranlar olmakta ve ben ora- da iken tesadüfen bir kaç da misafir gelmektey. di. Bunlar arasında hemen daima kocasının ölü Nü Üzerine de/i gam seyahatine çıkmış — genç bir dül, İstanbulda koca bulmaktan Ümit keserek bizim kasabadaki ablasının yanında zengince bir v bi hacı ağa aramağa gelmiş geçkince bir k Tunuyordu. Mebus adaylaı raf çektirmeğe gider gibi kılık kıyafetler tanımak güç değildi. Bunlar boy boy, çeşit ti: Bir münasebetle aile ekonomisine ve küçt yaşta kız çocuğu terbiyesine dair âdeta söylevleri söyleyen okumuslar, bir köşeden beni ölçüp endişeli gözlerle bir elbiselik kum biçerken bir kaç defa yakalanıp utanı lar. vesnire, gibi Benimle fazla yakınlıı olmayanlara ve daha başka bir tutturdular ve kasabada âdeta küçük ölçüde bir Bunlar o ga- mana kadar doktora gösterilmesi âdet olmamış Suratları şişirip çarpı- tan kuvvetli nerlelere tesadüf edilmemesine mu: kabil boğaz anjinleri ve bademcikler pek revaçta ziyade yerlilere gelince, onlar Küçük hastalıklar salgını başladı. nezle kabilinden şeylerdi. idi. açtırıp kahve kaşığiyle dillerine basar ve "Höğ. höö" diye sesler çıkartırken dudaklarında, — ya naklarında hafif boyalar farketmekteydim. Bun Jardan bazıları kendilerine bir oyun teklif ediy yaşlarına başlarına uymayan şıma: dilerini muşum, gibi, yık çocuk nazları yapıyorlar, bazıları ke: tutamıyarak öğürmeğe başlarlarsa bi eilveli utanıp kızarmalarla telâfiye uğrasıy dı. Celile zamanında kadın hastaların çehrelerim, âdeta şeffaf bir maddeden yapılmışlar gibi, madan delip geçerek uzaklara bakan gözlerim #imdi kısa bir müddet bu çehrelerin orasında bu rasında durmakta idi. Suratım yine asık ve olduğu halde bazı yatakların müddet oturduğum. ve hastaya hatler verdiğim. oluyordu. (Devamı var) N bunları da, fotoğ- stalarımın kuvvetli işiğa karşi ağızların. inden çeşit- ciddi 15