YENİ İSTANBUL 18 Haziran 1050 f Doğu Karadeniz Bölgesinden notlar | Bugünkü Trabzonun görünüşü Yazan : Said Bilâl Çakıroğlu uMmUMİ ARADENİZ vülyetleridin yi BNDN Karaa nn dt a MN tür merkezi rolünü yapmış olan Trabzon, bugün, — küçülmüş olmak: Ja beraber, aynı vasfı muhafaza et- mektedir. Geçen yazımızda (x) yi TIM asır evvel, ticari hareketlerinde Büyük bir canlihik görülen bu - şeh- rin hangi sebepler altında ehemmi- yetini kaybettiğini ifade etmeğe ça- hamıştık. Bugün de Karadenizin h: Bakımdan bu en büyük vilâyet mer- kezinin umumi görünüşünü — tesbil etmek istiyoruz. Kürür hareketleri" Bu şehir her devirde — Karadenizlilerin hir kültür Ocağı olmuş Ve bu mühitte okuma arzusü gönülleri - fetheden bir kuv vet halinde yükselmiştir. - İtiraf ede- lim Ki memleketimizde en çok kitan ve bilhassa gazete okuyan / vilâyet, bir İki büyük şehir bariç olmak Ü zere, Trabzondur. Zaman zaman dev. letin en yüksek kademelerinde mev. kiler alan bir çok kiymetli devlet a- damlarımız ya etki Trabzon Sultani- Si veya yeni lisesinde okumuş, bura d yetişmişlerdir. Trabzon hâlen — mektep İtibariyi: de zengin sayılır. Büyük bir Erkek Lisesi, Muallim Mektebi, Ticaret Li- sesi, Erkek ve Kız Sanat Enetitüle- Ti, Kiz ve Erkek orta okulları ve Köy Enstitüsü gibi henüz bir çok vi- Jâyetlerimizde kuramadığımız. irfan ocaklarına sahiptir. Hayat şartları. zun müsandesizliğine rağmen bura- da talebeler okumaya karşı / büyük bir alâka gösteriyorlar. Gerek mek- teplerde gerekse mektep haricinde 6- Kumaya karşı beslenen bu büyük a: zunün kökleri tamamen — maddidir. Zira toprafın nüfusuna nispetle çok Tmahdut ve içinde yaşayanları - bak- mak kabiliyetinden mahrum olması yüründen, gençler ileride devlet ka- Pisinda bir memuriyet elde etmek düşüncesiyle mektep kapılarına koş- Maktadırlar. Burada sırası — gelmii ken işaret edelim ki, sanat ökulları dA, talebelerini pratik işlerden ziya- de nazari derslerle meşgul ettiğin- den, bu mekteplerden mezun olanlı 'ne tam bir marangoz veya tesviyeci ustası ne de öğrendikleri menlekin Hakiki sanatkârı — olabiliyorlar. — Ve tabintiyle serbest p sahasına atılan- Jar da, kısa bir zamanda, hayat şart. Jarının tasfiyesine OtAbi oluyorlar Halbuki bu mekteplerin asll gaye- Ai gençleri devlet kapımı için değil, erbest menlek ve ticaret hayatı için hazırlamak ve her Türkün gönlünüe yaşayan aanatkârlık ruhunu yenlden ateşlemektir. “Trabron vilâyetinde menlek ve or- 'ta tedrisata devam eden 2501 erkek, 884 kız olmak Üzere 2843 talebe var- dır. Dört kazasında birer orta mek- tebi olan bu vilâyette, umuml nüfu- gun yarısından fazlası kadın oldu- Bu halde, okuyan — kir — talebelerin Aispeti erkeklere nazaran çok nok- sandır. Akçasbat Orta — Okulunda yalnız 4, Sürmenede 9 kız — talebe mevcuttur. Of ve Vakfikebir kazala- rındaki orta okullarda ise bir. tek kız talebe dahi yoktür. Bunda ma- Balli şartların, muhafazakârlık du gularının büyük ölçüde payı vardır. Vilâyetin ilk*tahsli cephesine ge- Tince: Merkezde 12 lik okulu 580 kö- yünün yarısında birer köy okulu o- dan Trabzonda 37201 tahsil çağın- 'a bulunan çocukların 25262 si oku- tulmakta ve bu süretle okuyanların nispeti 9068 1 bulmaktadır. Şüphesiz dâva yüzde yüze ulaşmaktır. Ancak fik tahsil için mahrumiyet ve şartla- Tin ağırlığı düşünülecek — olursa bu neticeyi parlak bir nispet olarak gös. termek doğrü olur. Bağlık mücsseseleri: Geçen sene Büyük Millet Meclisi kürsüsüne ka- dar getirilmiş bulunan verem mev- Zuü bu mintakanın en esaali - bir derdidir. Memleketimizin hiç bir ta- Yafında, umüml nüfusa nispetle, açık veremli miktarı burada olduğundan| fazla değildir. Hava şartlarının mü- Saadesizliği, bekleyici gda maddel rinden mahrumiyet, sulistimaller, ve bakımsızlık gibi çeşitli faktörler bu Afetin yayılıp genişlemeninde başlı € Amil olmuştur. Karadenizde, bu acı hakikati mü: gahede eden rahmetli Atatürk, — fo. toğrafını dercettiğimiz — büyük has- Trabronda — yapılmasını ır. Üç seno evvel vazife gör ayan — Trabzon — Nümüne Hastahanesi, — memleketimizin — bi- FİCİ sınıf hastahanelerinden. biridir tahanenin İnga tarzı, plânı, kullanış ve teçhi- Zati bakımından, Ankara — Nümüne Hastahanesinden - sonra, en mühte- gem bir sihhat müesseseni olarak Trabzon Nümune Hastahanesi gelir Hopadan Orduya — kadar geniş bir mintakanın hastalarını kabul eden Bu modern müessese, bugün bir böl &e hastahanesi durumundadır. Trabzon Nümüne Hastahaneslide geçen sene 30 bin kişi muayeneye tâ: Bi tutulmuş ve bunlardan 7.400 has- ta tedavi edilmek üzere hastahaneye yatırılmıştır. — Yatırılan hastalardan 2500 Üne mühtelif ameliyatlar yapıl. mıştir. Bvvelce bu mühitte - doğum için, taassup dolayısiyle, hastahane dere pek az rağbet edilirdi. Ve nete kim üç sene evvel 80 doğum temin eden Trabzon Nümüne Hastahanesin- /e geçen sene 300 doğum tenbit dülmiştir. Trabzon için paha — biçilmez - bir, Trabro Trabzon Nümur hastahaneden başka gehirde biri an- keri diğeri verem olmak Üzere iki hastahane daha vardır. Doğü Karadeniz sahillerinde — ya: gıyanların içtimal dertleri, hastalık- darı çok olduğundan bu müuhitte bi haasa devlet hastahanelerinin kurul- Ması, ziyadesiyle sevinç ve memnu: niyeti mucip olmuştur. — Hatta — son defa Halk milletvekille kazanmasında, bu devlet müessesele- rinin sağladığı hizmetlerin rolü oldu. Kunu itiraf etmek doğrü olur. Partisi inin Ticaret dürümü: Geçen yazımızda muhitlen merkeze doğru küçülen bir Aairenin son yoktam haline geldiğini söylediğimiz Trabzonun bu son nok- tası bile senede 20 milyon liralık bir kaymet hareketini ifade eder. — He: gene bunün — 10 milyon İirasını fin- dik, 6 milyonunu tütün, 8 milyon - Tanını da sadeyağ, fasülye, balıkya: âh ve yumurta gibi muhtelif madde ler temin eder, (X) 5.6.1080 tarihli 187 sayılı (YE- Nİ İSTANBUL). Sanat Enstitüsü atelyesl Paris mekîııhu Paris — Büyükelçiliğimiz — mil- detlerarası toplantıların en verimlisi. ni yaşamıştır. Numan — Menemenel. oğlunun daveti üzerin ne, Kel derson'un Pariste - kurdüğü — Küçük Avrupalılar. Külübünün yaş yaş, boy boy Azaları Türkiye toprağı Üzerin- de toplanıp, güzel bir gün geçirmiş. lerdir. Davet aat dörtte olduğu halde ço. cuklar iki buçukta akın etmeğe baş- İadılar. Onlar protokol filân tanımaz- Jar, Büyükelçiliğin güzel - bahçesin. de göyle iyice tadını çıkarmak için vakit Jazım, Büyük Eiçimizin nezaketi — perde perde, her dilde konuşmasını, — her yaşa kendini sevdirmesini ne kadar biliyor. Çocuklar sağa sola koşuşup, Antıbalarını, sevinçlerini gelip ona an. Jatıyorlar... Kirk yıllık döstmüşlar gibi. Bu sevimli toplantıyı kinmen de meslektaşım “Vatan” muhabiri Rebia Tevfik Başokçuya medyunuz. Rebla Tevfik Başokçu Küçük Av- rupalılar Külübünün fanl idare Aza- Jarından biridir. Bu kadar milletten Yakında YENİ İSTANBUL'un okuyucularına bir sürprizi var Küçük Avrupalılar Türkiye Elçiliğinde Yazan : Ayşe Nur çocukları küçük — arkadaşları 1dil'i bağlı olduğu Eiçilikte toplamak onun fikridir. Büyük Biçi küçük misafirlerini Bi- gilik bahçesinin - balkonunda — karşı ladı, her birini ayrı ayrı sevip ok şadıktan sonra, onlara kısa ve canlı bir hitabede bulundu. Bundan bütün Avrupa çocuklarına sembolik bir mesaj göndermek üzere iki tane Kocaman balon uçuruldu. — Balonlar çocukların sevinç çığlıkları İle yük. #elip gözden kaybolduktan sonra 4ı. ra Tail'e geldi. İdli küçük arkadaz. larına Chopin'den bazı parçalar ça di Üzün uzün alkışlandıktan - #onra, Mme, Kellerson bütün. Avrupa mil. letlerinden Azası olan Küçük — Avru. palılar Kulübünün dışında yaptığı bu İlk toplantıyı Türkiye toprağı üzerin de yapmaktan ne kadar zevk duydu. gunü, Türkiyenin karşılıklı anlayış ve sevgi Üzerine bina eden güzel bir Mmemleket olduğunu anlattı, ve Bü: yük EBiçiye nazik daveti için — te. gekkür etti. Küçük Pransız Azalardan 8 da sarışın bir oğlan "Sevin' (Almezi simli bi gilr okudu ve dünyada ka: deşlerini genç yaşından birbirini se meğe ve böylece harp felâketlerini: önlne geçmeğe davet etti. Bundan sonra Jarı gibi. bahçı uklar çil yavru. e dağilip oynadılar İdil ile Suna evin kızları sifatiyle arkadaşlarına ikramda — bulundular. Anneler, — gazeteciler — birbirleriyle Konuşmak, anlaşmak fırsatını buldu. dar. Mme, Kellerson Türkiyede - bir gübe kurmak İstediğini söyledi. HA. Bili tatlı, güzel bir gün geçti. New-York Herald Tribune'ün Mf İMELHHABERİ Dünyanın en güzel hikâyesine 5.000 dolar ikramiye verilecek debl hikâyeciliği tepvik et- mek maksadiyle New-York He- rald Tribune Gazeti dan bir dünya hikâye müsat Kai tertibine teşebbüs edil York Herald 'Tribune Asya, Afrika, tralya, Avrupa, Orta Doğü ve Güney Amerikada çıkmakta o- Jan mühtelif gazete ve mecmu. alarla bu hüsüsta işbirliği yap maktadır dolar verilecek, mü, bakaya 1ç- tirak eden memleketlerin her birinde en ziyade olan. hikâyeler için beğenilecek Si tarafın. Dünya hikâye müsa- bakamında birinciliği kazanacak olan hikâyenin sahibine 5.000 de ayrıca 20.000 dolar mükâfat dağıtila. caktır. Bu müsabakaya şimdi. ye kadar Türkiye, / İngiltere, Birleşik Amerika, İtalya, Al- manya, Holânda, İsviçre, İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandi. Ya, İrlanda, İsrali, Güney Af rika, Avustralya, Yeni Zelan- da, Hindistan, Seylan ve Yuna- nistan iştirak etmeyi kabul et- miş bulundukları gtbi, daha baş. ka memleketlerin de iştirak ede- cekleri Ümit edilmektedir. Mü> sabaka 30nlsanda başlamı Tup 8 veya 4 ay devam edecektir. ÜNESCO'nun Genel Müdürü MJalme Torres Bodet, bu te- şebbüsün UNESCO tarafından destekleneceğini — vadetmiş ve bu husüsta şunları söylemiştir: ÜNESCO, her türlü yaratıcı gayretleri, mili ainirlari aşa: rak, geniş ölçüde hızlandırmak hedefini güden — milletleraramı bir teşebbüsü teşvik etmek hu- guzunda hiç bir fedakârlıktan çekinmiyecektir. Bu. teşebbüs yöliyle vukun gelecek olan fi- kir mübadeleri, milletler ara. Bindaki anlayış zihhiyetini a tarmak süretiyle verimli sonüç. Jar doğurmiya namzettir. Buna benzer teşebbüslerin dünya öl- Çüsündeki işbirliği hareketinin Giğer sahalarında da belirmesi- ni temenni ederi dihhat kaynağı olan bu — muüazzam 19 5 O|Rümi | :. Çenlar Çalarker | aa DA Türk Ankara | Kadını “pastalar, Konulan B | / HAZİRAN, aA ae K MA yöd n yan Aşk. 2 — Leylâ. Şamdan. | &i (pb. — 1500 Programlar ve |3 D Haa S Gözçüae | GİDEOKE OLAN UÇAKLAR | İRER açt ve programlar. - |Ş MİLLİ (22962) 1 — Talih Kuşu| — 840 D.H.Y. (Türk) Bursaya. | 14.00 Dana mümiği (pi). — 1x.30 TORAN gn 1 — kanin e| Di lanarila SSD SRE | Hüvaan aa vi b Bi * ği aa | sür seşmaa P Savlar Ce K Birsuruma, — 640| 1015 Tetanbul haberleri — 1020 |8 M | öüea rk — 5 Ü Tet (nekmöy tüae 1 — BOLE, (rüno Ankamaya İ Reüyo Sepleni Olkaatanm Kon |9 MA B (Türlü Ankaraya. © debö) / Calan: Piyanlet Lotisin Andrer | — Stldan sater MALE (od 1 — Yaraa d —| DHY (Türü) İamire — ziab) Kak — 2030 Opera a gaa aaane y a aa aa af Faa aA GÖT KiNAn | GELECEK OLAN VAPURLAR| — Gan izahilı örnekler, ahai Sannemin " kan “kardeyi S l ANKARA BaL MA NİON F a A e Ş A AA GSN 1 — Velamt 9 — ANKARA asilü) Gönlümdeki | GİDECEK OLAN VAPUNLAR | haft gece münği (p ae | Yemek kabi, € — Meveimin Tn Gen n ven hep l in 1509 Sun, Mudanyaya — Hizd9 |— Programlar ve kapanız Haa İetini; Galmerna 0 — Ka mira e am Anyorum, | ĞLNÇE GESD Bevietikimin| Merekas, Mudanyaya — 1409| — YABANOL BADYOLARDAN | Junur, 10 — Sönsun datırap üki BEŞİKTAŞ BAHÇESİ 1 — A Güneyeli, Zakenderuna, — 1800| RÇMR YAYINLARI izelime), Kurbanı, & — Pasitik Kahra | PARK (N9 1 — Günahtan| — gşo Ankaradan (üka) —| — müzik, me)i Bir harfin okunuşu, & Manı, y Bi bek 015 Ankaradan (Eks.). — 1651 | — leri. Boy atan; Kapı, / 8 Dini ANCİ (84808) 1 — Ölüm Zateri, | SUS (MO0Tİ) Hazreti Süleyma- | Aakaradan (motörlü tren). dar memnulyet; Bir ölçü, 4 — Bi 4 — Aşk İmtihanı. BÖ TU trasında! denbire verilen teemmülden çı- İFEK (A20 1 — Su Perileri | SÜMER (M0T1) 1 — Bir Gece| GİDECEK OLAN TRENLER W kan netice (iki kelimen. & Hhi (Türkçe). 2 — Beyaz İnci | ULUS (22240) 1 — İçli Ki | 1820 Ankaraya (Eka.), :_"M:'n'm"*_l“’:';ılıly; .h'"x" T z Holândanın meşhur yehri, Burar n t S LA LE A D Y O LA 2030 John Böli Ör- | Gevletlerinden biri; Foryat 10 SARAY (61666) 1 — Ölmeyen | *99" x Vala, Fot n afif müzik. prtilerar g el ha S izutm ( ÇERER aumasın, gç ga| TT Ve gö | l Te teaelaı e Gd F |/ Kumaşına 1 — Zoraki eti | TT ÇKS SK GRLT 5.| EEEEKAA o onacan Sal | Leylânin Kaderi, 8 — Tntikam pargalar (öl). — Üçükpazar) Bitri Rasim Soldan sağaı IK (ATI0) Kara Mazrak, (8| G Y An Glüm Perlel. 1530 S ÂYAN, D 1820 Sekiç | RRYOOLU! Beyoğlu/ Güerken) | KA Şüs, 5 — Leseni Ban kaalm): ZAK 1 — Isürep Çocuğu. & —| Tlzioğiler Gi iRde Öi Gar| —— İRKN Cölerkaa) — Taksim | Ş İvel, Pulaa, Te Vati Dof TAKSİM (3181) 1 — Fakir Ki | Leylanın Kaderi, 9 — İntikami Müsi e GDeş Filim müsikle Ti HRaköy — Res AĞi 10 — İsini yok et Haramiler. YENİ SİNEMA —1 — Bağdat| Hava raporu ve Kapanış, SAAT ati heti Yukarıdan asatıi D r yaa Ai KARSİYARA Ol! at LKAŞ Raaya Sillm ee | YN aola . l | lüğeeı Del N e Blni. ROSüm, AF SYA İyanli ee | DRETENEEZD ( Çek Se aai ARSMTAS nn ee | ÖREGMECERSR DN ZETANDUL GERETİ — İ GELECEK OLAN UÇAKLANI | AĞ EİRİeN Süşa nek | Kat eu İKeĞİ kner'ioal ŞESUDAR GÖGÜ) 1 — Mamis. | — ga DALY, (Türk) Burasa ha T AAA Si hei Görtepe — Bonana Kakara 00 famin gzta AAA SA Y kanun a| Z e BAD Ça lli | Berdan, salk S Konuma | KA DRAİADA I liybelndn pp ÇEMBERLİTAŞ — (88) 1 —| a Azinadan — 1538 DALY. | Habenler * Sağlık (Alsancak) — All Ray, FERAM 1 — Büyüklük Delilizi. | Yan Diyarbalar, Bikaiğ. sivas aa ve gecer| aK yrelpema) İ anasolu ya aS SÜT PARTİSİ Londra Hayvanat Bahçesindeki dört Şempa ek sütpartisi vermislerdir. Gardiyana ve zir e maymun bir araya getiri- bakıp da eğlene- vedikleri zehabına sakın kapılmayın btxâye | Yağmur damlaları 'RKEK, “Evlenmemiz bir hata oldu, 'diye düşündü. Onun dik baplı” olduğunu Biliyordum. Böy- le kadinlar evlenmek için yara- tılmamışlardır.”. Yanında konuş. madan oturan kadını belli #tme- den tetkike çalıştı. Güzel yüzü Solgun görünüyor, — sensiz fakat elddi bir tavırla yola bakıyordu, Sanki buralardan ilk defa- geçi: yormuş gibi.. Onun bu hesaplı, sa. kin halleri erkeği her saman kiz- dırmışti. — Demirden bir mantık Çerçevesi içinde geçen bu hayat S sıkiyordu, hiçbir hâdine kar. Şıtında sarsılmayan bit / kadınla yaşamakta artık tatlılık bulmu. yordu, bu kadın, karısı gibi. güzel bir kadın bile cima, Kadın, yeşli bir. kadifenin bu- tün yumuşaklığını — canlandıran yollara Bakıyordu. Bahar - başin: Mak üzereydi. Toprak kokusü 6- tomobilin yarı açık camından içer iriyor ve öna geçmiş — günleri hatırlatıyordu. 'Dün akşamki hâdiseden sonra, evliliklerinin devamına imkân ol- madığını anlamıştı. - Bu izdavaca karar — vermeden — evvelki ba. harda, yani kocasını lik tanıdığı günlerde, bu mahzun bakışlı genc adamı nasıl beğendiğini düşündü. Pek mazbut bir terbiye ile yetiş. tirildiği için, hayatında hiç bir zaman maceraya yer vermek ar- Zusünü düymamiş, dalma, kendi. #ine büyük bir şaşkınlık verecek bir erkek beklemişti. O soğuk ni san günü, Bir dost evinde ona bu Kenç adamı tanıttıkları - zaman, #adece beğenilen bir sinema erke- #ino bensediğini düşünmüştü. Da- ha sonra ince yoldan beraber yü- Flirlerken, biraz da JAf olsun di ye, “Bakın, demişti. Yeni bir ay Vaz", Hakikaten gökte zayıf bir işık çizgisi halinde genç ay görü- nüyordu, Adam başını ihmalci bir. tavır- Ja evvelâ aya, sonra kendine çe- Virmiş ve kız onun parlak gözle. rinde, ilk defa kendisini şaşırtan bir bakış farketmişti. Kadın sigarasını yakarken ko- catıdın ellerini gördü. Zarif, ha fit tüylü kuvvetli enmer parmak. far itimatla direksiyonu tutuyor ve kendilerinden emin görünüyor. dardı. Zaten o her zaman kendin: den emin değil miydi? Kocasının Bu nefsine İtimadı onu her zaman sinirlendirmişti. "Onunla — evlen- mekle hata ettim,, diye düşündü aK güzel bir his, ama hisler dalma “insana — pahalıya malolu Şor” Belli etmeden aynadan ko. dasının yüzünü aradı. Öteki y Ve direksiyondan başka her geye Makayt, arabayı sürüp gidiyordu. 'Dün akşam cehennemi bir hirs iginde, “Ben ukala kadınlardan nefret ederim” diye bağırmıştı Bunları bir dost grupuna söylediği halde, hedefin yalnız. kendisi ol duğunu Biliyordu Üirkek gaXa basıp, sürati arttır &. Kadın 'sigaramını söndürüp ya: Kasını kaldırdı. Karşı tarafta kuv Veti bir şimşek çaktı ve çok v zaktan bir gök gürültünü isitiler İlisi' de konuşmuyorlardı. Erkek, "eni hiç sevmedi, diye düşündü, Kazang Onü meşgut ediyordu. Ay TMAk Onu Üzmiyecek”.. Halbüki Kendisi, Onun zekâ, ve bilgisinden Başka her şeyine hayrandı. Uzun Bayuna, güzel gözlerine, tatlı ço Gak gülüğlerine, Hattâ kazdığı za. man'Çatılan alnında meydena ge den ineclek. hatlara. İri yağmur damlaları 'ön eama vurmaya baş. damığtı. Adam sürati yeniden art. tardı. Kadın önün, arabayı ne ka. dar maharetle İdare ettiğini garip Bir gürürla seyrediyordu. “Onu Mmemit edemecim, diye düşündü, Dalma ön plânda olmak, istiyor Belki de hakkı var.. © kadar kuv vekli Ki Ama kendii do idenlle Tni feda edecek bir insan değildi. Ona sadece dişi insiyakları sivri: Feride ÖZPAY Miş güzel bir kadın lâzım,,. Sonra inirli sinirli “Ama o bü kadar Bazit değildir, diye düşündü. Ö- hu anlamak, takdir etmek, seve mek ister.,, Yağmur artmış, ön cam sula- ın tesiriyle buzlu bir hal almişe 'ta. Seyrek yol lâmbaları vurdukça damlalar cami kavılcımlar içinde Birakıyordu. Kadın gayri ihtiya. T elini bu parlak satha dokundur. onun hareketini farket- leri n Ona “Başındaki bütün bilgileri at ve yalnız beni sev” diye yalvarsaydı: Fakat kadının bu Ticaya aadece güleceğini biliyordu. Çünkü — hiç Bir zaman his Genilen şeye kiymet vermemişti. Kadın birden Konuştu. Sesi bi- taz pürüzlüydü. “Çocukken cam Jara vuran yağmur damlalarını birer insan olarak — düşünürdüm. Ve tıpkı sahlci insanlar gibi onla. n da değişik kaderleri olduğuna Ananmıştım.” Erkek cevap verme- di ama bu kısık sesi dinlemek ho ha gidiyordu. Kadın devam et fi “Meselâ gu iri damlanın mey: /dan okuyan bir hali var. İnm başladı. İzi parlak... Biraz inc durdu.. küçülüyor.. tepeden daha kuvvetli bir çizgi geliyor, çarpış- filar.. çizgi eridi. zavallı işık bil. Yazan yesl. bak gü yayvan damla ne kadar geniş, hem de süratli hare- ket ediyor. Büyüyor, önüne ge- len damlaları yutarak yoluna de- vam ediyor.. tıpkı insafsız cihan. Birler gibi.” Brkek hayretle karısına baktı. Onu hiç bir zaman bu kadar içli görmemişti. Dalgın bir - tavıria Cama bakıyor, güzel boynu biraz eğilmiş, gözlerindeki hüzünle pek sevimli görünüyordu. Küçük, kim. z ve yolunu bulamıyan — yağı mür damlası gibi himayeye muh- taç bir hali vardı. Brkek iri eliyle, onun hAlA ci min Üstündeki elini tuttu, “Dam. laların kederi seni Üzüyor mut Kadın, “Her kader hazindir” de- di “Birer damla tutalım, - baka- üm yollarını nasıl bitirecekler dın, elini çekmeden Konuştu. 'Şu, damın kenarındaki küçük bi- yikinti benim”. Erkek onun gö terdiği damlardan epey uzak baş. İr damiayı işaret etti. “Bu da Benlm”. Tkisi de dikkatle damle Jara bakıyorlardı. Sanki bu küçük &ü zerreleri, bütün — servetlerini oynadıkları 'bir kumar, bilyesiydl Kadının damlası hafif bir sar- Aılışla yerinden ayrılıp aşağı doğ- Tu kaymağa başladı. Yalnız, öbür damlalardan ayrı, düz bir yol Üs Zerinden kayıyordu. Erkeğin dam. İadı da harekete geçmiş, — genlş münhaniler - çizerek- — ilerlemeye Başlamıştı. Bir kaç küçük damla- yi 'içine ahp daha büyüyerek yo. İuna devam ediyordu. - Kadının damlası hAlâ muntazam bir. hat takip ederek Iniyordu. Camın or- talarına doğru, erkeğin - damlası dünü sanki bir İtişle değiştirip kadının damlasına yaklaştı. İki- 41 de bir tereddüt âm geçirir gi. Biydiler. Sonra erkeğin hattı ller- leyip kadınınkini içine aldı. - Küs çük damla derhal büyüğün içinde kayboldu. Şimdi tek damla daha şmiş bir halde işikli bir. yol çizerek aşağıya doğru - kaydı ve Samın keakin kenarında kayboldu Brkek Adela gevinçle “Birleş. tiler, diye bağırdı. Yolu beraber bitirdiler.* Kadın gülümsedi. "Çı Gükken en sevdiğim oyunlardan Biri de buydu”. Erkek birden ga: zi kesip arabayı dürdürdü. Sonra yola çıktıklarından beri llk olarak kadına dönüp, “Yağmur artıyor dedi. İstorsen tekrar köye döne dim". Kadın üşüyormuş gibi koca. sina biraz daha sokularak cevap Yerdi;. "Namıl istersen' Erkek bir şey söylemeden ara. bayı çevirip geldikleri yola doğru sürmeye, başladı. <a