YENİ IİSTANBDUL İLMİ BAHİSLER Veremle savaşta B.C.G. ON nufus sayımı neticesindi eğilen doğüm nispeti binde bulmuştur. Yurdumuz için hayırlı bir artıştır. Fakat nüfus siyasetinde he- def; yalnız doğum sayısının yüksel- Mesi değildir. Esas nokta doğanların yaşaması, gürbüz ve yararlı birer in- san olmalarıdır. Bu sebeple çocuk 8- Tümleri Üzerinde durmak Ve engelleri azaltmak İcap eder. Almanyada 0-1 yaş arasındaki ölüm nispeti 1800 se- Hesi için 208 iken 1838 de 60 dır Keza Macaristanda 1891 de 280 iken 1038 de 139 dur. 1800 senelerini göz önüne alırsak diğer memleketlerde tenpit olunan ölüm nispetleri ortala- a 180 nin Üstünde bulunuyor. 1934 de bu nispetler 121 hattâ 32 ye düm- Müştür. Bizim memleketimizde 1080 yılında 218 1di, 1941 yılında gçirdiği- Mmiz sıtma epidemi'sinden sonra ra- Kam 289 olüverdi. Bu küçük inceler e bize umuml iYiyen şartları üzerin- /de çok hassasiyet gösterilmesi lâzım geldiğini belirtir. Bir vakitler çocuk yaz isalleri yurdun dört bucağında korkünç ölüm fırtınaları — koparmı VO yılında bir çok / yavruların bu Bastalığa kurban gitmeni — hepimizi garamıştı. Ankara Hifmasihha — Enstitüsünde yapılması mümkün olan çiçek, dif- teri, tetanoz, tifo aşısı ve diğerleri muhakkak ki bu mevzularda yani ko- Tüyücü tababette semere vermiş en Küdretli tıbbi. silâhlardır. Buna ben- zer daha bir çok Mmisaller bulmak mümkündür. Bütün mülletler körpe vücutların ve halk sağlığının herhan- Bi bir şekilde korunmasında urarla durmakta iken, son yıllarda tatbiki Aartan ve tıb Aleminde çekiçi bir ilgi ayandıran B.CG. aşısı da meydana çıkmış bulunüyor. Bu yazıda verem- den korunma aşısını ele almaktaki maksadımız, B.C.G. nin insan sağlı ada hayati bir rol taşıyarak önem Alması ve zararmız olmasındandır. Verem tıpkı sıtma gibi sinsi sinsi geyreden ve girmedik ev ve felâkete sürüklemedik aile — bırakmıyan bir marazdır. Buna kargı açılan savaşta yer alan B.C.G. aşısının tarihçesi çok eskidir. 1906 Birinci Cihan Harbinden 'evvel Calmette ve Güerin tarafından incelenmiştir. Uzun yıllardan sonra daha şumullü bir kıymet kazanmıya başalmıştır. Ayda iki defa pasaj ya- pılmak süretile elde edilir. Virüsiyeti. önemli olan (bakari) verem basilinin kültürünü husust bir vasat içerisinde Ürete Ürete kuvvetten düşürüp tabike konacak bir şekle getirmek esasına dayanmaktadır. Basll'in kültürü üz. rinde 16 sene çalışılmıştır. Uzun tar- fışmalara rağmen — nihayet Pastör Enstitüsünün değerli varlığında alı- 'nan neticeden milyonlarda insan se- vinç duymuş ve bu ilim — mabedine gükranlarını sunmuşlardır. 1021 de #üt çocuklarına B.C.G. verem aşı tatbik olunabilmiştir. 450.000 | aşan tatbikattan cesaret alan diğer mem- deketler de enstitü ile temasa geçmiş- Yazaı ler ve bu süretle B.C.G. günden gün: Kelişen bir saha bulmuştur. Virulansı füberkülinclen hassası İzale edilmi; canlı basillerden — vücuda getirilmiş bulunmaktadır. Henüz. verem . baal- liyle karşılanmamış bünyelere tatbikı çok Jüzümlüdür. Bu şekilde vücutte Çerem basillerine karşı mukavemet tecmslisü mümkün - olmaktadır. Hattâ bu aşı, vakitsiz doğan co- cuklara da tatbik olunabilir, aksi te- sir kaydedilmemiştir. Yalnız. doğuş- ta gekil bozukluğu göze çarpanlara, sarılıklı olanlara yapılmamalıdır. Bu yavruların ömürleri Ekseriya ölürler. Aşıdan mütevellit bir ölüm denilmemesi için tatbikına taraftar değiliz. — Morfan'a nazaran #ıhhatli bir ana babadan gelen çocuk: Jarda vefat nispeti $t 6 dır. Veremli 'çocuğu — &4 12 nispetinde ölüm yermektedir. Son yıllarda yapılan ge niş ölçüdeki tatbikat B.C.G, aşısının bu nispetleri düşürdüğünü güstermiş- Ür, Yurdumuzda toparlak hemap 100 bin açık veremli vardır. Henliz bütün galışmalara rağmen bunların bakım- SI ve sosyal sefalete düçar olanları 'a dahi yeter derecede bir tedavi ba- Yınağı gösteremediğimiz malümdur. Kâhil veremi, ekseriya çocuklukta ka. pılan verem Afetinin uyanması telâkki edildiğinden bilhassa minimini yavru- Jarın (küçükleri kurtarıcı) aşı adımı alan B.C.G, ye tAbi tutulmasına ça- ışmalıyız, * Harabeler içinde o Kt imaktadırlar. halledir. fkinci Dünya &a gobanlar koyunlarını otl : Dr. Orhan Zihni Sanus Şu halde Sağlık ve Sosyal Bakan- hağınca hazırlatılan relaleri ilgi göstererek çocuklarını ve hattâ delikanlılık Fine giren evlâtlarını bile istifade et- tirmelidir. Bllhassa veremli babadan doğan çocuklara hemen B. CĞ ağım yapmalıyız. Ve keza ailesi mühitinde — Veremli - bulunan — yeni doğmuş — çocuklara dk gene B.CG. tatbik etmeliyiz. Yalnız bunları bir müddet bu mühitten tecrit etmeli; sağlam bir muhitte bulunan ve fakat zarurl olarak hayatlarında veremli- lerle veya verem basilleriyle teması mümkün olan her şasha da Çöğren- eilere, aşkerlere, delikanlılara, ieçil ve) Mantoux temüliyle — bünyeleri yoklandıktan sonra uygun ine B.C.G. yapmalıyız. - Yurdumuzdaki veremle savaş. derneklerine diğer hayır. ku- rumları daha geniş ölçüde yardım sağlamalıdır. Çeşitli sosyal yardımlar Kenel olarak Yapılırken, sağlığı ko- rumla ve takviye tedbirlerinin masında ilgili bakanlık çalışmaları- nin desteklenmesi de r. Me selâ B.C.G, veremli bir ile yavrusuna tatbik edildiği zaman bir müddet için tecrit edilecektir. Belli başlı ilerimiz- de tatbik edilebilen bu aşının yapı: dabilmesi için hayır kurumlarının a- çacağı Veya göstereceği — barınakta misafir edilmesi mümkün ve hayırlı bir kalkınmadır. /#layan koyunlar hurt gehrinden arta kalan e "bir olan bu mahallede simdi Paris mektubu : Vitrin müsabakaları Yazan : Ayge NUR ARİS'in “büyük mevsimi” denilen eklence ayları başlamıştır. Eğlence deyince bizlm aklımıza tiyatro, opera, #inema, balolar ve yarışlar gelir. Bu. ada eğlencenin mânası o kadar geniş tutülmüştür. ki, gaşarsınız. — Meselâ 'büyük mevalm'in bir hususiyeti de müsabakalardır halkı çeken, oyalı- 'yan Ve aynı zamanda alış verişi can- dandıran müsabakalar. Bunların ara- #ında muhakkak ki vitrin müsabaka. ları Paris'e has bir şey Her sene vitrin müsabakamı için bir cadde We bir de mevzu seçilir. Bu #ene sıra Opora caddesinde, #eçilen mevzu ise Opera ve Comddie Pran: çalse'in klâsik repertuarıydı. Maksat her mağazanın sattığı esyalarla seç. 'tiği opera veya tiyatro piyesinin bir aahnesini en başarılı bir tarzda can- Jandırmasıydı. Opera caddeninde çoğu Mağazaların eldivenci ve ayakkabıcı olduğunu bildiğim için, bu müsabaka- 'vin ilânını gazetede okuyunca gaş- tim, — nasıl gerçekleştirileceğini — bir. türlü hayal edemedim. Ne de kola; mış meğer! Renk renk eldivenler iki parmak üzerinde oynuyan birer bale- rin oluvermiş, opera repertuarında ne kadar bale varsa hepsi nefis dekorlar içinde canlandırılmıştı. Ayakkabıcılar Mollöre zamanının pabuçlariyle bü- Yük klâsiklerde ayak ve ayakkabıya 'ait ne kadar mısra ve aahno varsa hepsini bulup vitrinlerinde temail et- mişlerdi. Fakat Opera caddesinde gi- yim Ve süs ile hiç alâkası olmiyan dükkânlar vardır. Bunlar için kendi- lerine uygun bir mevzu seçmek daha güç olduğundan daha çok düşünmüş- a daha büyük bir başarı kazanmışlardır. Meselâ. bir ta- bak mağazamı, çini tabak ve #ofra takımlariyle hangi bale, hangi opera temali edilebilir diye soracak olursa- nuz, anlatayım da şaşın: Boy boy be- yaz tabaklar Üzerine boya ile İnsan Yücüdünün. mühtelif kısımları çizil- miş, gövde ve kocaman tabak, üze- rine daha küçük bir tabaktan bap, ufacık tabaklarla da kolları ve ayak- ları temsil ediliyor. Eh, güzel vitrinler arasında müsa- baka deyip geçmeyin, rekabet fikri seyircilere de teşmil edilmiş, mesele ticaret yapmak değli, gelen geçeni de zamanda düşündür- mektir. Her sahnede bir ufak kusur, bir anakronizm var. Seyirciler bu ku- suru bulup müsabaka heyetine bildi- kler. En çok kusür bulabilen kişi de esaslı bir mükâfat kazanacak. Bu kadarı ile de kalınmıyor. Parisin göz dan güzel ve şık kadınlar da kıskanmasın Müsabaka açık kaldıkça her gün bir şıklık mükâfatı verilecektir, bir gün'en güzel elbise- ve, bir gün en güzel bacaklara, bir Eün en güzel şapkayı giyen kadına. Müsabaka saatlerinde Opera cadde- sinden bir geçiverin, bir. kalabalık, bir kahkaha, bir eğlencedir. gider otomobiller korna çalar, fotografçılar balkonlara tırmanıp resim çeker, her- kes gülüşür, bağrışır. İşte yepyeni bir tcareti teşvik “usulü Ve kültüre yardım ettiği gibi bir sürü insanın da neşe ve yaşama zevkini yükselt- meye yarıyan güzel bir teşebbüz. ler ve hoş buluşlar Öğrenme ——— İK Pasa; 9 — e Meydanı, — | GİDEÇEK OLAN UCAKLAR| — İsTANBUL LAĞ L L Hcri| 1 9 5 OlRumi || Kisser Tsssir enatum . | a Ş ) Tazaz| HAZİRAN S aç | Kazafama (asbüer 1 — Lekeli | yar — Od0 LAĞ Cllalyan) A-| Y0 Haberler — IS Orkestra | £ Bayet S geç Genetler. G ARE £| Bemeleğe — Güee |1 MÜLLE nn Y YO Kuşu ia ALa d S OÜ HS ti ai Z: B v SND Saarz Haa SEMKREE eZ « r İORAK a 1 — Kanon Ma-| (Fir' Ankartye iLa Sala lame. Teem 1860 | Çarsamba | 1866 | Tz S Anbap Çavuşlar Ca- | HY, (Türk) Afyon. Konya | (Çi) — 18.00 Programlar ve ka- | Ç| : a | v Festaca v CAYt Ağanaya — 1818 DELY.GRürk) | Ka nn Pron « ÜLE İ BE e 'e TAME — Gönlerüy 2610 K SSAR aaema, dakebderine | iran aç ve eümamlar —| ! e ü n || Şeleme Yek ” Canktar K çelrn Smire | ü SERI eg D aa | 4| Şt n a | - Günü İamire | öardest mat S aASD Törütler | »| T Tafla BAA lmerllanı | B tao mabenler Slmle 2038 1200 Kapıldu olunri Şam, Karaşi, Delhi, / Kalküta,| İstanbul haberleri Dt an im | sazz cmüm 1 — varam a —) Bangkok Hongkonç'a 636 Batakhane Kıraliçeni. Musikisi fcra Heyeti Konserl Heldan seğe! ÖPERA (ö0sül) ' Önce Ve GELECEK OLAN öa0a Radyo . balon . orkestram | ,1 — Son divün şelrimiz. 2 — GS Bağlar Çanarın. TRENLER Kt Mi FT A İ Te et e Paraaldı Canarar, 2 — Dökür| ÇUA Ankaradı MA Ane | Tyayalonik Temil L ynata | Bir harfin okunuşu: 4 — Sakat BEYOĞLU ciNETi arLana Mlğyiir Ka a Progranlar "e | Bir ketüin Skunuşu. © — Şetik DECEK OLA z e ATLAS 0635 1 — Halnler Ge- Si ÖALANLR Oyunları. ANKARA GÖĞÜ) Büveya Tür — iose Ankaraya — (Motörlü, | — YABANCI HADYOLARDAN | nüşü. Ş Eilnde dokur:'ayna Kükanan YSi T vahşet| di Y AA Ta Deaa | aA DA aa aa aN ç goru gel Keki rütbeler BARALA G FRG ” | Söcüz —amu zamn Düpl Y2 A ' Boi SE B L Saş ' RAAa SN 6 A GON 1 — Ölüm Melodini |- manı: LanbnA ; va8' Donaki Eyeter | 19 Çam yakan nn li eketrim GERECİ (3840) 1 — Lorel Har-| GELECEK OLAN VAPURLARİ Tn gerkiler S Dinleyidi baz| / Kelimen. AŞ F — e o nn a a D e D Tei a yaye B Lükde | yunaala: YA aA aa a| Malelerle etdilen D dle Pa | — Yekardan azabı Hayat aa n 1 — Xam G İ Dönlepir Taştlrildin. | arler slefenik Telsik — GAS | Ç1 — Tenetfükümüse yanyan BERADNA Gak8 1 — Aak| AŞ tanim Kati B aaann emlel.| A eei san satam — | gea ea 0N ilel B Bakaşlrı 1 Bi et | S Gzmi Denler Kakimi. | Tede Ordu, İamirden. A e 7 A AD g Daa aT aa aa Haa n Ür a eee azan ea 1o a | ff orkantadan — parçalar | Geniğ 3 ”” Bir'nevi mülk £ İPEK aa 1 — Cinayet a| Ka a G çaylak MAf G İ den' ücüredenizdeni 1s Sğzraak Darcelar SD | SI (aati terim ÇoğabE Yo BCi GeRüi'a v tü Baferi. K OLAN VAPURLAR | Si c .8 Dönla Pearglen ge. | Llran; Bir eâkt 6 Tediyim b di L NE İçarağ eç Birlers el v gz "e LA kilar — ıtnım Halle orkeattası | Bizde petrol çıkan yer. T — B dük Satibağ deri, 2 — Beklediğim Sevgili. 000 Bürsa, Ayvalığa. — 1L00 aa ve aa a aa aat ae | Bir renk, 8 — Bir nida: Nefcm ZALE (s08) 1 — Alın Küpe-| YENİ Gü0b) 1 Paylaşılmı | Brak, İzmire — M Marar geyerirasından AfIK'müzlk | İt sazlardan biri” Kabul etme| KAT L ĞA, Gödeleri | TaNbevgik 2 — irmizi Faner. | kanı Mudanyaya — 188 Ügen hAtIE'müahe | Y Şalardan Viri” Kabil e. Taosds) 1 — Gönülden SARAY Gü656) 8 At 2 — Manon. SUATPANK (S31463) 1 — Lüküs Tayat 2.— Vurun Kahpeye, ELMAMRA 1 — Zoraki Misatir. İmrosa, — 20 İZMİR maya. Çarpışıyor, 3 — Konya EMİNÖNÜ "” EREEKLE : Mehmet Küzim — Hilkmet Güney (Küçükpazar) — Kabiş Tersl b DÜNKÜ BULMACANIN HALLI 3 — Damen ANKARA: Bit Rasim (Alemdar) — A BÜMER (1286) 1 — Meçhul Saat: 780 M.BAyarı, — Tar| YF (Gedikbasa). Soldan sağa: Kadının Mektupları. & — ÖpeN Öni Tyyubi ye Haçlı Belerleri | Hafif Üvertürler (pL), — T45İ mEYOOLU: Beyoğlu (Merkos) İ — 1 — Müzayakadı i Tadaki Hayalet. GALTÜAN Ye aa Kuç | Habasler <— 600 Çepitli meldlk | C Denli Glerüsi — Haksim | yea gö A ekrda. 2 — Uza ŞARK GÖ0 1 — Korsanın | din, 2 — Ölüm P Jar (ek), — Bae Gübün progra- | — blarken erGaletar — Hai | JSR MESS 3 Bi AZAR S Mi — Nalme, TAN 1 — Yaratılan Adam, a— Mi ve hava raporu, — 840 Ha: | Tgişi) — Hasköy — Merkez | hi ge AYAt Arap T — Ha B lrea Karaacarak. n | SAN A Zaretlan AĞ e| Tit orkestre esenleri Gi M00 | (Kammpasa), BEL A Nak A 1 O Ha kınm), Gini SEyyubi. ve Haçlı Seterleri | Kapanıı. n $ Atari Ke, 8 — Ala Remak, TAKSİM GNdü) 1 — İ Açılk| TENE SİNEMA 1 — Bakdat| z28 Açılış ve program, —| FATİN: Ünlversite. (Sehzede | Ç AŞ Gön Canayarlar Aranında. & < | Nadün 'a e Bütfao Bili | 1180 M.8.Ayan — he Şarlar | b — Sanım (Akmaray) — Yer Köy Güz Keloğlar. Te SS nbarler, tüi | Gi (Semebla) © Nüi -| — Yukandan aati TAN 1 Klar Geliyor. 2 Ü KARSTTAKA Otmm! KY iütldk Ssslam ge| ak (BaMreminü — adimekani |— y ae 2 — Uni Zenda Matikümları OTTAKA OlMETİ —| TT ESÜNN AA S | Trskümrük — Güleren Bir| LA — Mürüemec 2 — U ÜXAL (480006) 1 — Korkun Sö- FY TA DAĞ Z Kar aa ada P Saka aa a D yanak Tei Salyer 2 'Sark vudın. çaporu ve Kapanış EYÜP: Eyüp Sultan. Kai Ça T Kapı, YEBi 1 — Pat — sevimi | TAREETESER Z (e açi Ve sroçram — anso | meşıKzası vidin — veni on| PEEL AM SAğ TELDİZ GAS 1 — Bwina De K OLAN UÇAKLAR İ ÖLeS AYU Z SK Gariilar e | Yakör) T Amavdiküy — Mer | e a İlleri 2 — Yeşil Yunus Sokağı, | CELE İ:lîî LEAA n 1880 Çiltoilerle başbaşa —- 1645 | “xea (ebek) BTANI 1 DALY CTürk0 Ankarte| Cen orkatralarından Bemmy | kapmmör) — Sökülüçerme ASTANBUL CİKETİ — | AM DÖLY. CÜN Cken | Kare G ae A S Ayarı | Karınan — Gören e bor | MK ALEMDAN GÖS0 1 — Memiş. | H A DayE Cronü | ye haberler — sis . Geçminte | Küit ea Kanı 1 n —'llde D, Tün | Dügün < 09 Domangi ” Do Ğ ei AZAK S — Kanun Ha af rebğre Ka O e A eyoğlu G4 Kadgzöy enemi| Haa S Üç Amdap Çavuslr | S issö BürA, Üngil Sşma © Maliye #Bakanlığı ai TRSĞN Si Grküler S Canr F a Ka a a aadan | ha Yöslir Vangisi, — 208 Hai | HEYBELLADA ! Heybi Kakata 00. Taralr aa GERBERLİR KN — aai 1 — İ do Dü te forin * Beutüm | Üörküleri — 2015 Radyo gazele. | BUYUKADA: Merkez. | Kargıyaka B0si Ga a LA Te Buğe | Birme, Malktya, “Kayserl ân:| Şi e 9880 Berbent aat — 3046 | DS GT at KrdlRE | Kartlan DY DA ENK | Zai rür münlk — Sae| İğMiN, Kennine b0 — EEREETEREETEE Kat K — latkem Kararı | banieden. — iede CGDİT. Ka | Konuşma — L0 Dane müziği | Alsancak — ae (Basmahanoı | Pa A ga Güda e e| bira'Beyrallan, — iRâ8 DÜLT. | (pi S00 Konuşma — ZS | Hİ CKemeralin — Aari v Cacudlar Çarpımıyor. d kakantarn. öf |ai — meaer dDi — sran | Gönretiane Iatanbul. Beyoğlu dealar. Çarmsiyor | | ÇTA) Ankaeaan ea York | arkilar <— 9040 28 Ayanı ve |A KANA; Gülhane — Merken | AARAON Yakası Kirallçe Bdion Kasae Braksel, 'K6 | aberler — ü0 Program ” ve | ANKARA: Oi Ankara Binten | kapanı, | <Z u | izmiz ATANBUL Göen 1 — Kivir- | Yazan : Von drikrık Bucak başkanı yüzbaşı, ağır ağır dolabı açtı. Gönder ucundaki gamalı haç, kızıl bayrak bezinin üstüne p İ piril parlıyor, Sancağın yakılma- Sini emrettiğine göre, Hitler'in hali Goebbela'in son dürağı Alexander Platz'ın düştüğü habe- İ Goebbels'in evinde de şaşkınlığa #ebep oldu. Holde yaverler, hararetle Mmünakaşa ediyorlar. Endişeli konuş- malar devam ederken, birinci katta bir. kapı Bakan, karımı ve çocukları iniyorlar, Bakanın sırtında ftek önlü trençkot ve elinde şapkası var, Karısı kolunda, kötürüm bacağı- mi sürerek ağır ağır merdivenlerden iniyor, — Merdivenin alt nihayetinde bugün bile, her zamanki gibi süslü ve boyalı, fakat korku içerisinde tit riyen başkâtibesi bekliyor. — Bayan Magda, sakin ve hâkim bir tavırin kendisine elini uzatıyor. Ağır ağır kocasiyle beraber hazır bulunanları dolaşıyor. Artık veda ediyorlar. Ço- cukların altısı da, bir köşeye büzül- müş. Şoför, sert adımlarla otomobile gidiyor. Bakan tekrar karısının kolu. ha giriyor. Kadının sağ elinde büyük bir çanta var. Acaba, acele ile Ax- mann'ın çakmağını unuttu mu? Şap- kasız, tayyörünün Üstüne atılmış ha- fif bir kürkle kapıya yürüyor. Büyük kapı açılıyor, karı koca ve çocuklar dışarı çıkıyorlar. — Dişarda hususl karoserial tertemiz, pırıl piril yanan, kurşun geçmez camlı, zırhlı, kaca mercedes bekliyor. Her ikisi bir an için bile tereddüt etmemişler, bir kere dahi geriye — bakmamışlardır. Sanki gezmeye — gidiyorlarmış gibi, evden çıkıp gittiler. On iki silindirli araba hafif bir homurtiyle yola ko- yuldu. Hayatlarının son durağı, Füh- Ter sığınağı bir kaç yüz metre ötede dir, Yeryüzünde on metre aşağıda, 37 basamakla inilen beton sığınağın a- fır, zırhlı kapısı arkalarından sıkıca Kapanıyor, Arslanın ininde Pariser Platz'daki Adlon Sığınağı- 'nin önünde, top ateşine ragmen mıh- hiye arabaları bekliyor. Ağır yaralı- Jar sedyeyle İki katlı-beton bodruma taşınıyor. Sargılardan kan sıziyor ve erlerin koşar adımla sığınağa sekirt. tikleri yollarda kan izleri beliriyor ÂZ zaman evvel hava alârmlarında, diplomatlara mahsus olan bu sığınağı dolduran gik Züppelerle sergüzeştçi kadınların yerinde yeller esiyor. Sağdan köşeyi dönünce Wilhelms- trasse'ye girilir. Releh'in bütün dün- 'yaca malüm olan bu caddesi, infilâk eden mermiler tufanı altında bomboş uzanıyor. Bu caddenin tek binası bi- le sağlam kalmamış. Bombalardan artanı top ateşi yok ediyor. Moskova radyosunun bir akşam evvel bahset- tiği “arslan İni”, “faşist canavarın zön sığınağı” demek burasıydı.. Baş- bâkanlık bodrumundaki sığınağından, Hitler, mütemadiyen imdat kuvvetle- rini sıkıştırıyor. Berlin'in muhasara sını önlemek İstiyorlarsa, çok acele etmeleri lazımdır. — Çünkü, — Ruüslar Potsdam'a kadar ilerlemiştir. Prugya karallarının tarihi sarayları etrafın- daki parklarda, — mermiler patlıyor. Stalin'in tankları şehre girmeye ça- hşiyor Ve 14 nisanda yapılan dehşet- J hava akınından kurtulan tarihi a- bideler bu sefer, sokak muharebeleri- 'ne kurban oluyordu. Ruslar Berlin'in Kuzey-Batısında da, kendilerini Elbe'. den ve burada bekliyen müttefik or- dularından ayıran son manlayı Havel nehrini geçmek Üzeredirler. Hulyalı Havel gölleri, top ateşiyle inliyor ve masmavi bahar semasının aksettiği dürgün sular Üzerinde makineli tü- fek kurşunları vinliyor. Rüslar tom- bazlarla ve hem suda, hem de karada Kiden vasıtalarla, karşıya geçiyorlar. ÂZ zaman sonra, nehrin batı kıyısın da köprü başı kurüyorlar ve şimdi artık, Berlin'in, batıya açık tek ka- pisi Uğruna mücadele başlıyor. Ber. lin'i diş âleme bağlıyan, ihtiyatların gelebileceği tek büyük yol, Berlin- Hambürg yolu kesilmek- üzeredir. Potsdamer Platz'da Alman topçusu Artık gehir içinde tank manlaları kapatılıyor. Landwehrkanal üzerinde- ki köprülerin son geçit menfezleri de barikatlarla aımsıkı kapanıyor. Hü- kümet mahallesi kapanmıştır. Sivi giymiş kızıl ordu erlerinin, mukave- met hareketi mensuplarının kılavuz- duğunda, hükümet — mahallesine sız. malarından korkulürken, banliyö tre- ninin — muntazaman işlediği nazarı dikkati celbediyor. Filhakika, Erkner banliyösü bir haftadan beri Rusların eline düştüğü halde banliyö treni her zamanki gibi işlemekte ve düşmana yol göstermektedir. Hükümet — mahallesinde ilk göze gçarpan gey, mevzle girerek nteş eden bir otobüs bataryasıdır. Sekiz köşeli Lelpziger Platz üzerine yayılan dört top, Potadamer Plata'daki ufak bina- Jarın arakasında — mevzle girmiştir Namlulardan muntazam fasılalarla alev çıkıyor ve mermiler, islik çala- Tak güney-doğuya — yollanıyor. — Ne günlere kaldık, Yarabti!.. Berlin'in ortasında mevzi almış bir Alman ba- taryası, şehrin banliyösünü bombar dıman ediyor ve buradaki Almanlar bodrumlarında, kendi toplarından ge- Goebbels ailesi den mertnilerin infilâkı altında titre- #iyor! Toplardan birisi, hava hücumlarını tek başına arızasız atlatmış olan Blelchröder konağı önünde mev hemen zle girmiştir. Binanın asıl cephesi, dAkaydiyle müharebe — gürültülerine bakıyor. Eakiden burası, — Bismark devri bankerinin gehir ikametgâhı Sonra Wilhelm I, binayı, kendi tenis ettiki otomobil kulüblne verdi. Şu da- kikada, yığıldığı noktada, eskiden her yıl Monte-Carlo yarışına istirak eden ötomobiller du- rurdu. Kontroller arasında, bir çeye Tek kadar, külübün rahat koltukla- rında İstirahat edilir, biraz bir şey yenir Ve #onra güneye doğru yola de- yam edilirdi. Birinci katı, Gosbbels tarafından yabancı gazetecilere tah- #is edilen kulüp, Berlin'in yaşadığı o ana-baba gününde de oldukça kala- balıktı. Halbuki şehir içindeki diger dokantalar, bombardıman başladığın- /dan beri açmamışlar ve banka gişe- leri de, o pazartesi sabahı kapalı kal- mıştı. Mamafih, — Lelpziçer — Plate'daki kulüp de eskisi kadar rahat değil;her ne kadar koyu renk . kostümiyle maltre dhotel, müstahdemini eskisi Bibi elddiyetle idare ediyor ve siyah eibise Üzerine ufacık önlükler bağla- mış, başlarında beyaz boneleriyle za- rif serveuse'ler yine maharetle yemek ve İçki tevzi ediyorlar. Fakat, dışar- da gürliyen her salvo ile camsız pen- gerelerden, perdeleri savurarak sert bir rüzgâr giriyor, keten örtülere ve kalın halılara şarap dökülüyor, her kes yalnız etrafındaki felâketten bah- sediyordu. Kuşatma tamamlanıyor Bu arada, Wenek, 12 nci ordu ile, geniş bir cephe Üzerinden — taarruza İetkâye | Olüm Yazan: SPRINGER AN-ŞEU gehrinde, yörli halk- 'tan tam yetmiş dört kişi, kur- şuna dizilecekti. Bu işi” yapacak Mangaya, genç bir subay komuta ediyordu. Kurşuna dizilecek — bu yetmiş dört kişi, tek ve uzun bir Aıra halinde yanyana — dizilmişti. Birden; gözüm, bunların arasında #akin bir halde elindeki kitabı o- kumakta olan, sıranın nihayetin ekinden önceki Çinliye takıldı. O derece kendi âleminde Idi ki, et- Tafında cereyan eden hâdiseye t mamen - Jâkayıt — görünüyordu. Yalnız; her yeni kurbandan son- ra, başını kitaptan kaldırmadan bir adım ilerliyordu. Müthiş - bir meraka kapılmıştım. Acaba; a dama, içinde yaşadığı » faciaya. rTağmen, her şeyi unutturan © ki- tap neydi? Yanına yaklaştım ve omuzunun üstünden baktım: , “Croix - Rose, mezhebine mensup Michel Maler tarafından Jâtince yazılmış “Ata- Janta Fuglens” adlı bir. kitaptı. Hayret ve şaşkınlığım artmıştı. O derece ki, vazifemin ifası hususun- da Jazım gelen ihtirazı terkedip o- 'nu düşüncelerinden — uyandırarak sordum Ölüme bu kadar yaklaştığın mırada başka okuyacak şey bula- Madin mi?”” O, gözlerini, okuduğu — kitabın felsefi metninden ayırmadan ve temiz bir ingilizce e cevap ver- di “— Ruhun bir dakikada edine- ceği tecrübeyi ölüm dahi yokede- Bu sözler, tesir etmiyecek cins- ten değildi. Âdeta apışip kalmış. tm, Ölüm mangası, otuzuncuyu da, kanlı duvarın dibinde cansız. yere sermişti. Genç subayın kılıcı, mi: haniki bir intizamla kalkıp inmek- te devam ediyordu. Mesleki ahış. kanlığıma rağmen, artık bu hâ- dise, tahammül edilemiyecek - bir Safhaya gelmişti. Diğer taraftan, 09 garip tavırlı Çinli bende öyle bir tesir hâsıl etmişti ki, gözümü on- dan ayıramıyordum. Adeta bir be. bek gibi saf yüzü ve mâsum ba: kışları vardı. Otuz yaşından genç görünüyordu. O, kitaptan bir sa Bife çevirirken sordum. — Size, bir yardımım oli mif Ölmeden, — yapılmasını etliğiniz bir şey var mı?" Onun, hayatını kurtarmam. ve ya hiç dekilse idamın tehirini te min etmem hususunda yalvarma- Sini bekliyordum. Böyle - oltmadı. O, derin bir uykudan uyandırılmış gibi yüzüme baktı 'Bütün yaşıyanların ölüm saa- t doğdükları zaman tesbit edilir Bu sebeple, öldürmek için emre: den Üniformalı genç ve siz, belki 'de benden önce Allahın huzuruna Çıkacaksınız.” Dedi ve başını kitabına eğerek yeniden okumasına devam. etti. Ölülerin miktan, kirk altıyı bulmuştu. Ölüm mangasının genç subayının / birden — sendelediğini, kılıcının elinden düştüğünü ve ye- ve çöktüğünü gördüm. Koşup mu: arslanın 7 Haziran 1080 Çeviren : Behçet Cemal ininde ! geçmiştir. Yardım taarruzunun bağlı ği artık resmen de teeyyüd ediyor. Mükabil taarruzun yığınak — sahası, Berlinin güney batısında, iki günlük ürüyüş mesafesinde İdi. Berlin iati- kametinde hücuma geçecek san Al- man tümenleri, Fiaeming ormanların. toplanıyor. Mukabil taarruzun üç günde muvaffak olması lazımdır. Ak: 4 halde firsat kaçacaktır. Taarruz bir. kere tıkanırsa, her gey mahvolmuş- Müuharebenin beşinci günü Ruslar kuşatmayı tamamlıyorlar, Ufkun her tarâfı gece, muazzam yangınların a- deviyle kıpkızı! yanıyordu. Daha. öne ceki gecelerde bile, kuşatma manev. rasının inkişafı, kızıllığın genişleme sinden anlaşılabiliyordu. Şimdiye ka- dar bilmeyenler, bundan böyle artık ufka bakarak Berlinin kuşatıldı öğrenebilirdi. Ölüme mahküm — deve gehri kuşatan yangınlar arasında, ka çacak menfez kalmamıştı. Müdafiler, her tarafta, gehrin ku- Hak hattına doğru çekilmeye tcbar e- diliyor. Kuşak hattının istasyonları yarmaları ve demiryolları, iç müda» fan çemberini teşkil ediyor. Milyoner. ler semti Grünetvald ve Dahlem, base kınla düşman eline geçiyor. Ruslar, telsiz kulesinin tepesinden, dürbünle, katalarının, otostrad boyunca İlerler melerini — gözlüyorlar. Milletlerarası #ayımız otomobil yarışlarına sahne ee lan Avus'da şimdi artık yarış otomer billerinin kudretli motörleri — değii, Stalin tanklarına doğrudan doğruya atep eden uçaksavarlar gürlüyor. Se- yirel tribünleri bomboş sırıtıyor, Ar vus'un tarihine geçen bu en heyecane h müsabakayı seyretmek için kimse gelmemiş. Yarış yolunun kuzey virağı, Rusları gerilemeye fcbar eden bir am kovanı halind (Devamı van) saâtli Çeviren: S. O. ÇAĞDAŞ Am ayene ettim. Kalb sekteni. boli olsa gerek. Âni ölüm. Birden, o anda, aklıma ölecek- ler arasındaki o Çinlinin sözleri geldi. Müthiş bir korkuya kapıl- dim. Gayri ihtiyari, hiç bir şeyin farkında değilmiş gibi hareketsiz duran ve hAlâ okumağa devam e- den Çinliye baktım. Başka bir subay, manganın ko- mutasını aldı ve idamlara devam etti. Mahkümların miktarı gittik- çe azalıyordu. Vücudumu — soğuk bir ter kaplamıştı."- Bacaklarım titriyordu. Acaba, 6 Çinlinin söz- deri bir kehanet eseri mivdi?.. Öye le ize, ikincisi de tahakkuk ede. sek miydi?.. Bu düşünceler, be- Sim gibi bir ilim adamına hiç uye Zun düşmiyen bâtıl itikattan baş- ka bir gey değildi. Fakat; ya o subayın ölmesi.. Her halde, bu bir tesadüf olacaktı. Ben de, bey- hude yere, işi mantıkla muhakeme etmeğe çalışıyordum. Hayır, be- Sim hayatım. mevzuubahis — ola. mazdı. Biraz ötede, bir albay, Öl-Şan- Ming'e iltica eden bir Beyaz Rus, idama nezaret ediyordu. -Yanına gittim ve kendimden geçerek atı- Sin gemini sarstım. - Büyük bir gayret sarfederek Ve sakin olma- Şa çalışan bir sesle: 'Albayım, beni memnun etmek ister misiniz?” diyebildim. 'Hay hay, buyurun!” Bana öyle geldi ki, Albay sa-" mimiydi. Çünkü; bir 'müddet ev. Vel, ağır yarasını tedavi etmiştim. Bana minnettarlığını söylemişti. 'Albayım, bana yetmiş üçüncü mahkümun hayatını bağışlayınız. 'Bu, maalesef mümkün — değil doktor. Zira, bu hareketi Mareşai itantsizlik telâkki edecektir. Mu- hakkak ki, bu, benim için olduğu kadar sizin için de iyi neticeler Başka ne yapabilirdim? Kade- rin önüne geçilemiyecekti. On iki tüfeğin karşısına dizilmek — üzere daha beş mahküm sıra bekliyor. u. Sonra, dört tane kaldı. Kal- oim, müthiş çarpıyordu. Birden, borazanın sesi, bir hi bercinin gejdiğini bildirdi. Bir dam, dolu dizgin geliyordu. Al baya bir kAğıt uzattı. Albay oku: du ve haykırarak bir emir verdi. Sıra yetmiş Üçüncü mahküma gel miş iken idam durduruldu. Albay, bana: Adamınızın talihi varmışi" Diyerek gülümsedi. Beni kurta- van oymuş gibi teşekkür. ederek ölüm tehlikesini — atlatmış olan Çinliye doğru koştum. O, gözleri bu dünyanın çok ötelerine daln arkan elinde kitabiyle hAJA avak. ta dürüyordü. — Yüzünün hiç bir hattı ne sevinç, ne de korku ifa: de etmiyordu. Yürüdü, gitti. Be nim ise, gözlerim karardı. Manga / subayının verdiği — bir bardak viski ile kendime geldim Etrafa göz gezdirdim. O Çinli gö- rünürlerde “yoktu. Onu Bir daha 'a göremedim. Fakat, hayatta ol duğunu tahmin ediyorum. Çünkü, ben BAJA hayattayım.