Sayfa 4 SPOR ÂLEMİNDE 50 YENİ İSTANBUL SENE Spor filozofisi AYATTA gaye — mesüt olmaktır. Bunun için de manen ve madde- 'ten kuvvetli olmak şarttır. Kuvvet nedir? (Herbert Spencer) kuvveti şöyle anlatıyor: :“Kâninatta fiziki, hayati, Tühi, ahlâki ve içtimal bütün hâdi- Beleri hasıl eden tarifi ve anlatılma- &i mümkün olmiyan bir prensipe küvvet denir.” (Buchne) pek maruf olan (Force €t Matitre) kuvvet ve madde adlı felsefi eserinde: "Maddesiz kuvvet, kuvvetsiz de madde olmaz” diyor. (Leibniz) metafizikte, kuvvet fik- Fini yaşatıyor. Kâinatın sade ve ru-| hai küvvetlerden teşekküil ettiğini öne sürüyor. İçinde yaşadığımız dün- ya, onun felsefesine göre mühteli: olgunluk derecelerine ermiş kuvver #ilsilelerinden başka bir şey değil mni. Alman filozofu (Nietzsch) nin ah- Jâki prensipleri, hayati enerjinin, ira denin, kudretin kültürüne istinat e- der, Onün bütün felsefi kaldesi bir kelimeyle ifade edilebilir. — Kuvvet. (Nletzseh)ye Köre, hak demek kuv- vet demektir. Hatbuki günden güne Kemale döğrü ilerleyen — beşeriyet, hakkın ergeç kuvvete galebe çalaca- #anı idâla eder durur. (Nletzschey nin kendi hayatının bir timsali olan (Ecce Homo!) İşte adam! adlı eserldne bu fikrini göyle izah ediyor: “Büyük balık küçük ba- Jığı yutar.” Arslanla koyunun, kurtla Kuzunun münasebetlerini hiç unut- mamalıyız! Başkalarının hayatına te- Cavtiz etmedikçe hayatın idamesine imkân yoktur. Bn haklı, dalma en Küvvetli olandır. - (Napolton Bona- parte) — (Sainte-Hölöne) — adasında Menfi iken:*Adalet ancak, kurdun ku- zuyu yütarken boğülmasiyle tecelli eder” demiş, fakat kendisi iktidar Mevkilndeyken Avrupayı baştan bi ga İstilâ ettiği zaman: “Zayıfı ez.ka- viye hürmet et” demişti. Hülâsa kuv- vetli olmalı! Daha kuvvetli olmalı! Mümkün olduğu kadar kuvveteli ol- eli İnsaniyetin — ilk devirlerinde kavim ve kabilelerin — üstünlüğüne miyar, kuvvet idi. 20 nct amırda ge- ne aynı zihniyetle — karşılaşıyoruz. Küvvet! Beki Yunan filozoflarından (Z6. non) n kurduğu Stolelame mektebi- nin doktrinleri, hayatın her türlü e- demlerine göğüs germek, her teca- vüze kargı koymaktır. (Stolcizme) mektebinde eşya ve hâdiselerin &- demşümul prensipinin kuvvet olduğu- 'nu Ve o kuüvvetin dünyada her şeye hayat verdiğini, maddenin kuvvetten ve kuvvetin maddeden ayrılmadığını öğreniyoruz. Gene eski Yunanlattan mitolojisin. de (Höraclös), kuvvetin timsaliydi- Daha beşikteyken kendisini öldürmek istiyen iki yılanı boğmuştu! Büyü- düğü zaman harikulâde kuvvet ve kudreti dillerde destan olmuştu, bir yumrukta boğaların başını eziyor! arslanların ağzını yırtıyor! Aklın al- meadığı küvvet harikaları — gösteri yordü. Küvvete karşi bü. hayranlık bütün milletlerin masallarında var- dır. İranda Tahmüresi Divbend ve Rüstemi dasitan — efsaneleri / esatir devrinin masalları değil mi? Din ki: taplarında Hazreti Süleymanın kuşla- a ve Tüzgârinra kumanda ettiği ya zi değil midir? Hem ubaklara git meye ne hacet, İbni Sina, içimizde doğup büyümüş bir adamdır. Onun hakkındaki rivayetler kitapiara geç- miştir. Bu zat bir odun keser, onu afsun kuvvetiyle at şekline kor, üze- Fine binip sahralarda dolaşırmış! Şuramı mühakkaktır. Ki Adem O- Bulları adale küvveti gibi zekâya ve Yuhani kuvvetlere karşı oldum. ola- #iya hayranlık benlemiştir. Spor nedir? Bunu kitaplarımdan birinde şöyle tarif etmiştim: Spor, yarışmak, ilerlemek, — geçmek, mu- Yazan: Selim Sırrı Tarcan vaffak olmak arzusundan doğan sid. detli bir fanliyettir. Bu mücadele is- ter insanla, ister tabiatla olsun kuv veti istilsam eder.” Bu küvvet sayesinde i'nsan güçlük- leri yener ve mihneti kendine zev: keder, buna Stolcisme'den başka ne âsim verilebilir? Daimi bir mücadele- den ibaret olan hayatta muvaffak © mak için lâzım olan vasıflar gunlar- di Azim, sebat, — küdret, canlılık Köz pekliği, nefse itimat, mahrumi- yete, ezaya katlanmak. — yılmamak, Bunların — hepsini, — yöliyle yapılan #porlar temin eder. Stolcisme filozo- fisi de bundan başka nedir? Sporün gayesi hissi — temayüllere Kalebe çalacak bir iradeye sahip ol- Maktır. Öyleyse — yarınkisinin, bu- Künküsünden daha iyi, daha/ güzel, Gaha dürüst, daha metin, daha başe Tıcı, daha halük ve daha feragat sa- hibi olması lâzım gelmez mi? Tazyik dalgaları Alçak süratlerde havanın kanadı yalamasını ve tar- * yik dalgalarının ileriye yayılışını göstermektedir. Hava dalgnalrının kanadın ht “masını ve sok dalgrlarını göstermektedi — — Sok dalenları . B ücum kenarında toplan- GÜDÜMLÜ MERMİLERİN « ÇEŞİDİ SLA 3 vT Havadan havaya ç Yerden havaya Askı Tayyarecilikte ses duvarı İİNCE Dünya/ Savaşında hizmetler gören havacılık, — gimdi kendini Üçüncü Dünya Savaşı için hazırlamakta ve yeniden organize et- mektedir. Her gün biraz daha taka- ti attırdan modern motörlerle mü- cehhez uçaklar saniyede 340 metre, tü daha fazla hiz yapacak dürü- ma gelmiş bulunmaktadır. İ bahisler büyük Tabiat, ses hızına yaklaşan bü u- çaklara hayatları — pahasına — olan büyük bir mâni çıkarmaktadır. Sani- yede hemen 340 metre / civarında u- çan tayyarelerin bir duvara veya kı yaya çarparcasına büyük gürültüler çıkararak kırıldıkları veya deforme oldukları tesbit edilmiştir. Her an teneffüs ettiğimiz gayet yumuşak ve elâstiki olan bu hava kitlesi nasıl oluyor da granitleşerek koskoca bir uçağı parçalıyor? Uçaklar ses hizinin altında uçtu- BU siralarda hava fileleri, — kanadı yalıyarak geçerler. Kanadın hücum kenarında hasıl olan tazyik dalgaları #en hizi kadar bir süratle ileriye doğ- Tu yayılarak kanadın, hava dahilinde ilerliyebilme imkânını vermektedir. Eğer uçağın him ses süratine yak- MiŞ Veya ONA erişmiş ise, kanı din hücum kenarında ve gövdenin önünde husule gelen tazyik dalgası- 'min ileriye doğru yayılma hizi tayya Teyle ayni süratte olacaktır. Başka bir ifadeyle hava fileleri, kanadı ya- tamıyacak, her an hücum kenarında artan bir tazyik husule gelecektir. Hava, kanadın firar kenarına doğru esmiyor, bilâkis hücum kenarında yı- Aılarak bir mâni, bir duvar. husüle getiriyor. Uçağın her yuvarlak kis- M önünde teşekküi eden tazyik de galar, müteakıp — hava dalgalarının tesiriyle uçağın üzerinden “gok” dal- gaları diyebileceğimiz anormal taz- yikleri husüle getirirler. — İşte kor- kunç kırılma ve burkulmalara sebep olan küvvet bü dalgalardır. Aynı mülâhazalar, pervaneler için de caridir. Pervanenin dakikadaki de- vir adedinin çokluğu, pervaneli uçak hızlarının ancak 950 Km./aante ka- dar artmalarına — müsaade edilebil. mektedir. Şüphesiz araştırmalar devam et mektedir. Hava tünellerinde yapılan süpersonik araştırmalarda ses Üstü hizlarda uçuş ve havanın akışı gene tatlı ve iyi olacağı müşahede edildi. Bugünün meselesi, ses hizini geçebil. mededir. Bu mesele, bu tehlikeli böl. Beyi bazı inşa tedbirleriyle beraber mümkün olduğu kadar kısa zaman- da geçmekle hallolacağı kanaati var- dır. Bunun için de Roket booster, turbo Jet, ran Jet kullanılması tav- siye edilmektedir. Havacılık, — tablatin so8 manlası problemiyle mücadele halindedir. Kı- SA zamanda bu muharebeyi de kaza- narak ruhü ile mütenasip #ngin iler- demelerine devam edecektir. Derliyen R.N. VELAİ za Batr adai Kitaredan | v | o | MALK'1 — insan Ava 9 İ GİDECEK OLAN UCAKLAR | 1at Apııı ve Prokramlar. — GEELE G Ebun |e SAĞ IA TERLZ ;—:ılı :=h" Diyarı. 2 — Genc| ya. — 1015 D.H.Y. (Türk) İz- imrahi'in yıldönümü münase- KENER. Geme) Âi Hüyak | Aalara, üzge, Takindıruna | bea oyne dedn Böreka 2 — Zehirli Kucak. — 1806 K.LAM. (Holünda) Ro- L*ııı “ve arkadaşları, — vi ezanı | MASMARA (2860) 1 — SuPe| ma, Amaterdama. — 1586 P. 190 Tüzberler, — 1818 İstanbul a v MELLİ (22862) 1 — Ölüm Diya-| dra, Boston, New-Yorka, —| Orkestrı 'n valsle Şi âğ | Zesam nn VT mügümn| 02 BAR alna a aa | V, e 200 v buri, Kopenlak, Oslo'ya, yi — 2080 Rad- ö (Bakırköy 16436) 1 —| K Ol VAPURLAR nik temali.'Pener bekçiler | — Soldar G İ Sacis Günemeredae BoT Y Er ae ae |. Yelenik Si nnn Bekçle | Fel Hardy Çingene Prens. sus, Mudanyadan. dan melodiler ( LaE apor | İ gı uei bir Üki Kök ALELENENI eee z 1 ça| SAA G Sakı aĞi İ Si Sectir; Have et 6 Teç ATLAB (40683) Alyon Kaçakçı-| tan. 2 — Dağlar Canavarı, aRE Go SDi 4.00 Programe | Çutgukta b hir. Cild. darı, SÜREYYA (60862) 1 — Beş| GİDECEK OLAN TEENLER | lar ve Kapaniş. | Uzuna misal Şetiritir Bu AKIN (S0718) 1 — Tomston| Parmaklı Canavar, 2 — Dökü-| — 640 Semplon, — 1000 Anka- utlardan; Tersi hiç şüphe et aa GanL ai fğir GE) İ Tezalan KERARİD' Z 140 Anlane” ) Biyerdi S Lakeni e ALKAZAR (42662) 1 — Tarzan SERE | | demiyen: Kaplan Kadın. 2 — Dişi Hay-| AxKARA Hrom OK AU ğ AR 600 1 — Ölüm Melodlek | GEREĞİ YA Ku a O ANKARA: e e| Ha 2 — Hürriyet Bavaşı. farzanın Hazinesi. Bast; 440 M.S.Ayarı, Haber- | man soloları, — 14.15 Operalar. | l gee ibanne a BESİKTAS BAMÇESİ: 1 —| PANK 1 — Şehrizafın Doğu-| ler ve Hava Raporu <- 845 Gü-| dan parçalar, — 1615 Robert | Saran, Üü SŞ Kapanan Gözler. 2 — Akıncı-| gu. 2 — Korkunç Vadi. Saydın — (pl). — 940 Günün | Farnon Örkestrasından — hatit | Köpektir. 4 — Ne ardı larımız. | Süs 1 — Macera Gecesl, 2 —| Programı, — müzlk. — MIB Könçerte — IRdB | AÇi ne de kapalı Mekple 2 S Çalir Kdi | SÖÜ a gerdan Kortor.| İ Un a dade Kanlla . | Deü tondre Filkenlsni Grkez | Maktım , bir Üatro 'ererimiz. ö t 2 — Büyük Caruslar. 1826 Makamlardan bir demet | trası könseri, — 28:15 Hafif mü: | SD d Si İFEK Gam $ — Omu Oltür | vzve T X Sanr çei | Te aa el Selei | e LRRR Kaarüesnla barça | ; İNCL (S405) 1 — Robenson A-| tulmiyan Aşk. (Bef: Halil Onayman). — 18.00) K lt dası, 2 — Üniformalı Kızlar. Hep beraber söyliyelim, — 42.50) m imt gakak: Cle kalime). TALE (G0M0) 1— Altın Küpe- izmiz Oybn terden ai bi g der. ? — Saray Gözdeleri. Berler. — 1818 Dane müziği GD | EMİNÖNÜ: — Sadullah (Cimin- Tanaa G layan B | HLŞA Ça ee | Z ipis ll vabeleni, Z ü öa) — Yörel (Unkapanı) BARAY GüA SEearen | 2 v At Dak n G ee gee dile | zit Neşet Ülemaen 2 derdi| nferrl Kür dt MAD Te Bepan | (serani | BUATFPARK (S8143) 1 — Zoro- asedat Ağlanı. $ S A BEYOĞLU: Kinyoli (Merkez) | TEN Tşarsi — Kat Ce ae a n Gaare basdek | U9 SLSArar — B Tner | Te yalerken — Kemel SÜMER (288) 1 — garkmz| TAN T Yaratılan Adam 2— | Saz. (Nihavent Fask — 1o | Rebul ) CTaksim) — Windikli | Salâhad: | M Ayari ve Haberler. — iaçis ( ( Taktlm) e- Tuna (Galata —— ” i Gini Eyyubi ve Haçr Belerleri | Geçminle Bugün. — 19.0 Yarım | 1” GND c Niunlaşı (ölr | 10 — Pahalı ç, SARK . Güğo) 1 — Ekmekçi | Yeni SÖYEMA 1 S Mayenine | et aana Gi — 1838 M | Yi ialeeğu Oastby —| Ha a l Üa e nn Rnn | gnn niin Gi a| | zokandan eati n — Güsekem Kat | Möveie © Bevdelleri Sasi, — ee 'Gene | tütan Ha Nat Ağair | yata 3 Te A a — a aZ MağL 9i STTARA GİNETİ İ GA geee Heşee gae | n el Pai aS a TÜ eai e| B ll z Gan N vti nt vanli | YD Be RCE B RGSaL TİSS BAraL ) aa Tapaaın Bana Use N S İLE | svür: B ea ÜNAL (4006) 1 — Korban Kır| — ödalllkdaleldaldi ayarı ve Habeder — güeo| HYUN: Eyünsultan | YENİ 1 — Üç Ahbap Çavuşlar. | GELECEK OLAN UÇAKLAR Giyaseddin Divankortu (Ar | MA LA T Yo ada g gy Y ae d Yaa aa | gsraxnu aer e Mene aslan Gönder . CTürk) Bursadan ee G SAD Te | e Bo Lt rollsle | vEE DA AA DS Ttanbu d Deküder ea ASTANBUL CİHETİ erikan) Başra, Şam, Beyrut- | Piaff'dan şarkılar (pl). — 13.40| (SKÜDAR:; Selimiye KA A di 55 ALEMDAR Göi) 1 — Ölüm| tan. — 1515 DİLY. (Türk) İs-| Tengo ve Kumbalar (pL) —| HEYBELİADA: IC Halk Kanayalıa, YN0 1 — Kılıçların| — 1515 A.F. (Fransız) Paris, lav toplantısı. münasebetiyle ÜSIHHİ İMDAT DĞ LA ae Dd Üa BO inclk: Kai genin l BAA ” meaar | Sözüeri Dan Hereiaz Di € lwmıırı' Hamburg, furt, Münth, e (pL). 1500 Konger Ankara 9 Yazan : Von iikik Bir kaç gün önce, Alman Gençlik TeşkilAtı Şefi Arthur Axmann Göp- bels'e davetliydi. Yemekten sonra, ev aahibesi sigarasını yakmak için ateş Tica etmişti. Axmann çakmağını ça: kanca Mağda Göbbels, alâkayle çak- h eline alıyor. Axmann makaniz- mayı izah ederek, çakmağın bir ye- Tine bamiyor, Açılan gizli bir. kapa- Kın altında ufacık bir tüp Var. “Bu çakmak düşman hatlarının gerisine dirilen ve feabinda zehir kullanmak zorunda kalan ajanlara Mahsustur Bazan, zehir kendilerine de yarıya: bilir.” Son kelimeleri, biraz dura) dıktan sonra acele iİlâve etmişti. Bi 'yan Göbbels, çokmağı inceden inceye gözden geçiriyor. ve — bilhasaa gizli Kapakla alâkar akin -bir esle Axmann'a soruyor: — bü zehir miktar itibariyle, acaba altı yedi ki giye kAfI gelebilir mi? Axmann müs: pet cevap verince, Bayan Göbbels, gakmağı kendisine — hediye etmesini rica ediyor. Bütün bir alleyi yok ede- bilecek, garip bir hediye doğrumul, KARİNHALL HULYASI Bir gece evvel, canlarından - ber- miş üç milyon Berlinli de, artık Oder cephesinin yıkıldığını katiyetle öğ- renmişti. Tirtir titriyen payıtaht hal- kına bu kara haber ne gazete, ne de radyo İle gelmemişti. Bizzat Ruslar, Berlin kapılarına dayandıklarını hal- ka, şüphe götürmez şekilde bildiri- yorlardı. Gece, bodrum ve sığınaklar- Ga titreşenler, korkiyle Moskito filo- darını beklerken, lik defa, cepheden gelen top seklerini duydular. Bvvelâ bunları uçaksavar faaliyeti sandılar. Fakat top sesleri, hava hücumundan sonra da kesilmeyince, herkes haki- Kati anladı. Ruslar, şehir kapıların dövüyorlardı. — Artık — top — senleri, Relch'ın payıtahtı. düşünceye kadar dinmiyecektir. Pariser Platz, güneş içinde yanıyor. Brandenburger Tor üzerinde meşhur zafer heykeli, hâlâ geeçmiş günlerin htişamını hatırlatıyor. Fransız. Büyük Elçiliği'nin karşı- dında, ayakta duran tek bina meş- hur Adion Otelidir. İçeri giriyorum ve hayret, ağzımdan JAf çıkmadığı halde bana konyak ikram ediliyor. Çoktandır. Adlon'da alkol, ancak giz- V satılıyordu. Maneviyatı bozuk olan. Jara şifa veren bu abıhayatın böyle açıkça ikram edilmesi, ötel kavının tahliye edildiğine alâmettir. Otelin her tarafı subay dölü; bürada bir muharebe komuta mevki hazırlanı- yormuş... Çok nazik bir garson, ma> Tâmat veriyor. Calıştıı. müesseseye dâyık, kusursüz — bir frak giymişti. Anlaşılan otel holünü dolduran askeri karışıklık — karşısında personel, her vaziyette soğukkanlı kalmak tenp et- tisi kanaatindedir Mavi üniformalı deniz subayları da koşuşüuyor. Alman Deniz Küvvetleri Başkomutanı Büyük Amiral Dönitz, karargühından Berlin'e gelmiş. Göring de Berlin'e gelmiştir. Prs- 'ya Başbakanına mahsus köşkün ka- pısından 12 Silindirli, Diril piril bir Mersedes çıkıyor. Motor. başlığının üzerinde. hava küvvetleri haşkomu tanlığı forsu var. Herman — Göring Btrasse'ye sapan otomobil, başkanlı: ın bahce kapısına yanaşıyor. Relch Maresali ve Almanyanın 2 numaralı adamı, Hitlere gidiyor. Bana anlatıl- dığına göre, Göring © sahah Kı hall'den veda elmişlir. Sehörfhetde'- den ayrilirken şatonün, Mareşal Jü- kov'a karangah olmaması için, hava- ya uçurulmasını emretmişti. Rusların cepheyi yardıkları haberi, gocenin geç vaktinde alindı. Artık Rus tank- ları, bir iki sant kadar, Göring'in sa- tosuna, girebilirlerdi. Karinhali hül- yası bitmişti! Hükümet mahallesi ateş altında Göring o günü, Leipziger Platz'daki resmi ikametgâhında geçirmişti. Ha- va Kuvvetleri. Başkomutanlığından, yalnız kürü bir Ünvan ve bir sürü nişandan başka bir şey kalmadığın dan beri, zaten yapacak İi yoktu. Hattâ, sevgili nişanlarından bile fe ragat etmiye mecbur kalmıştı. Hit- der, hava kuvvetlerinin muvaffakıyet- #izliğini alayla Göring'e söylediği' za- man, Mareşal, anavatan avcılarına hiddetle çıkışmıştı. “Nişanlarımı an- cak, başkomutanınızın muvaffakıyet: lerine liyakatınızı İspat ettikten son- ra takacağım. Göring, fânl dünyada - Hitleri son defa görecekini acaba hissediyor mu? Her halde değii, çünkü, konuşmalar dan hemen sonra öğrendiğime göre Göring, önceden Obersalzbere'e gide- .cek ve Hitler peşinden gelecekti. De mek karar verildi ve hükümet, Ber lini terkedecektir. Haberi veren Gö- ring'in başkâtibesi, ilk defa hissiya- fını zaptedemiyor. Son günlerin bü tün hâdiselerinden sonra, Moskito u- çakları bütün yolları gözlerken, böy le yörücu bir yolculuğa iştirak etme- yi süreti katiyede reddediyor. Göring acele edilmesini wrarla latiyor. Henlz Prag Üzerinden güneye inen açık yol- lar var, Bir iki #at içerisinde, Ame rikalılarla Ruslar arasındaki bu son gedik de kapanabilir, Otomobll kafilesi, gece karanlığın. da sıvışıp gidiyor. Hava yoluna iti- madı olmuyan Alman Hava Küvvet deri Başkomutanı, — sapa Kaçmaktadır. İki gün sonra, ollardan Ober- Zaferden maklübiyete dönüş #nizberg'e geldiğini bildirecektir. Gö- ring çıkar çıkmaz, Berlin'in güneyin- deki gedik de Kapanıyor. Truman, Churehlli ve Stalin'in — müş'ereken neşrettikleri bir tebliğ “Amerikan ve Rük ordularına — mensup birliklerin Elbe üzerindeki Torgau'da birleştik- derini bildiriyor.” Almanya, ikiye ay- rılmıştır. 2) nisan cümartesi, öğleye doğrü, Ruslar, hükümet mahallesini topçu ateşi altına almaya başladılar. Unter * Maztran Te Çeviren : Behçet Cemal Hükümet mahallesi ateş altında 21 nisan cumartesi, öğleye doğru, Ruslar, hükümet mahallesini topcu ateşi altına almaya başladılar den Linden'den doğru, Tiergarten bo. yunca Potsdamer Platz'a geliyordum. Brandenburger Tor'un geçitleri bari: katlanmıştı. Yan geçitler, tank ma: nlalariyle kapalıdır ve yalnız impara- torluğun parlak — devirlerinde saray mensuplarına ayrılmış olan orta ge- Git açık birakılmıştır. Tiergarten'in ağaçları tomurcuklanmaktadır. Ba- har güneşi etrafı yakarken, ufacık bir baluttan, hafif bir nisan yağmuru dö- külüyor. Bu bahar havasının arasına birden bire dört — infilak karışıyor. Brandenbürger Tor'un batısına düşen yarım dalre ortasında, sihirli bir el tarafından konulmuş gibi, dört du- man sütunü peydahlanıyor. ve sağ- naklı rüzgârın tesiriyle hemen kay- boluyor. Bunların mermi sukutu ol- duğuna hiç şüphe yok... Fırtına baş dadıt.. Karanlık bulutlardan flk yıldı-. rımlar düşüyor!. Potsdamer Platz'dan doğru, yemet yesini açmış bir bey geliyor. Şapkas Siyle selâm vererek nezaketle sorun yor: —" Aftedersiniz, deminki Hnfilaklar acaba ne Idi? Oralarda bir şeyler mi atılıyor? Yoksa artık hava alârma verilmiyor mu? Uçaklar artık © kas dar çabuk geliyorlar ki, insan sğ 'nağa bile yetişemiyor. Cevabim gayet kısa düşüyor: — Ruslar bombardımana başladı!" Sanki deli saçması söylüyormuşunu Bibi, yüzüme şaşkın şaşkın bakıyoru —” Yahu, bu nasıl olur? Ruslar ne ile bembardıman ediyor?” —" Topçu ile (Devamı var) HIKİYEI Yazan: Mark Twain ARGİNLA CİTY'li sayın dos- tumuz Müster John. William Blok dün akşam geç vakit müdür muavini bulunduğum ga- zetenin idarehanesine girdi. Ha linde derin ve acıkli bir. istirap vardı. İçini uzun uzun çektikten #onra masanın Üzerine aşağıdaki Mmakaleyi nezaketle — biraktıktan #onra sessizce çeklidi. Fakat kapının eşiğinde durak- hyarak heyecanına hâkim olma. Ra, konuşmağa gayret etti ve bağınm makaresine doğru uzatıp kebik kesik; “Aman dostlar, ne hazin giy bilseniz!” dedi ve ağ- ladı. Onün bü. kederi bizi © ka- dar altüst etti ki kendisini çağır. Mmak, teselli etmek aklımıza gel diği “vakit orladan kaybolduğunu gördük. Vakit gecikmiş, — gatete basıl- yağa başlamıştı. Faxat dostumu. Zun yazısına verdiği ehemmiyeti anlıyarak, yazı çıkarsa o gamlı gönlü biraz ferahlanır diye düşü- Berek makineyi dürdürarak — ve Makareyi gazetenin bir. sütünuna iliştirdik. Şöyle diyordu: . — Feci bir kaza — Dün ak şum saat altıya doğrüu, — South Park'ın eski ve muhterem #akin- lerinden Mister W. Sehyler her zamanki gibi evinden çıkıp şehre İnmekte idk Her zaman gehre i- 'nerdi amma 1850 baharında buna kısa Bi ara vermeğe mecbur ol- dü. Çünkü gemi azıya almiş bir atı durdurmağa çalışırken zede- lenmiş ve yatmıştı. Hayvanın &- müne çıkarak ellerini kaldırmış ve bağırmış ve böylece zaten ürk- Müş bulunan atı büsbütün ürküt müştü. Hüdisenin kendisi lüzumu kadar hazin değilmiş gibi, orada kaynanası da bulunuyordu. - Ka: zaya şahit oldu. Halbuki kaynana. nin bir araşlırma vazifesi vardı ise başka İSstikametlere dönmesi dâzımdi. - Kaldı ki pek canlı bir kadın. değildi; ne de yaptığı İş- lerde isabetli! Bu bakımdan an: nesine benzerdi; annesi ki Üç sene evvel seksen ait yaşında Glmüş olup aade Ve sahiden hiristiyan bir kadın, üstelik de 184 yangı: nında nesi Var nesi yoksa kay Bettiği için mal ve müllkten mah- Tumdü, Fakat hayat — Böyledir Bundan ibret alalım ve öyle hi- reket edelim Ki vaktimiz geldiği gün rahat rahat — ölelim. Elimizi Kalbimize değdirip, bundan böyle sarhaş Gölel içkiden — sakınmağ Yemin edelim.” Başmuharrir saçlarını yolara odama girdi. bana etmediğini bi Takmadı. Ve bana dedi ki 'anım saat olsun güzete derini size biraktığım. vakit — ya Bir çocuğun, ya bir sersemin ma- rifetiyle — karşılağırım. — Mister Blok'un yazısı baştan aşağı saç madır. Kiç bir mânası yok, ha. vadin denecek bir özellik taşıma: Onu başmak için makineyi ne di ye dürdürürsünüz ?" gt K kalbli — olmanın sonu, Kibi aksl, tres Bir adam gisaydım Mister Blok'a zısını bu kadar geç anatte ka- bul edemiyeceğimi söylerdim. Li kin ağlamaları bana — dokundu gönlünü fırsatır Mister Blok'un makalesi Çeviren: R. N. D. istemedim. Yazısı gazeteye konu- lür mü, konulmaz mi diye oku. Mmak aklıma bile gelmedi; başına bir iki satır yazıp matbaaya gön- derdim. Bu iyi niyetim neye ya- halinde azar işit Bakayını, gü yazıyı bir de ken- dım okuyayım, O kadar gürünü: ye değer mi, bir de kendim göre- Yim, Kötü ise sahibinin benden Alacağı var, “ okudüm. Doğrusunu söye demek JâZün. gelirme dlk. bakışta Hayll karışık " görünüyor. Zaten bir daha okuyacağım, 'bir daha okudum. Haki kat, deminkinden daha da karı: ak. beş defa okudum. Bir keli: mesini anlarsam — mükâfat İste Fim. İncelmeye gelmiyor. — Akıl irmiyen — yerleri var. Yam, o Sehyler'in ne olduğunu söylemi 'yör. Okuyucunun merakını - gek- Üzten sonra Sehyler'i bir tarafa aüyor, İyi ama, bu zat kimdir? South Park'ın neresinde oturdu? — Saat altida şehre indi İse, şehirde kal- d miT Kaldı iwe, ne geçti? O Tect kazanın kurbanı kendisi mi? Yazıdaki tafsilât bizi aydınlat- miyor. Mister Blok'u korkunç bir heyetana düşüren, gece karanlı: Rında buralara sevkeden. hüdineyi dünyaya bildirmek üzere makine Mizi dürdurtar, Mister Behyler'in midir? Yoksa bu “feci kaynanasının varını yoğunu kaye Betmesini mi, yahut o hanımın Üç sene evvef Ölmesini mi kastedi. Yör? Hulsa, nedir gü “leci kaza?” © eşök herif ne diye gemi azıya almiş atın önüne çıkıp hayvanı Büsbütün deli etmiş? Ve hele hayvana nasıl olup devirtmiş ken- disini Bundan alacağımız ders nedir? Bunca saçmadan nasıl ders çı- kar? Bonra, “sarhoş edici içki”. 'nin orada nç işi var Mister Sehyler içer miydi? Ka- ıi içer mi İdi? Yahut o at İcki müptelâsi mi Idi? Öyle ile niçin içklden. bahsediliyor ? Bana öyle — geliyor ki Mister Blok şu “sarhağ edici. içki” bah- İni karıştırmasaydı o saçma ka. ayı da büyütmezdi. kendini — bu abuk Sabukla öyle Üzmezdi. Evet, o gülünç yazıyı tekrar tekrar okuyUp, İÇinden akla Yakın bir geyi çıkarayım diye — uğraşa Uğraşa başım döndü. fakat ne ça Her halde bir yerde bir kaza olmuş amma nasil bir. kazadır. kimin başına gelmiştir. aniiyabi- dirsen anla: Kimsenin — fenaliğini / istemem dâkin ileride Mister Blok'un dost Jarından birinin başından bir m: cera geçecek — olursa, — yaazcağı Makalede maceraya kimin uğra- dığını, neden ibaret olduğunu söy- demesini istemeğe karar verdim. Bu yazıya benzer başka bir ya- zının mâünasını Anlayacağım diye aklımı — kaçırmaktansa, — Mister itün ahbapları “ölsüz iyi.