İ 16 Mart 1950 —YENİ NES / WT , İSTANBUL — İkinci Dünya Harbi içinde Paris yıkılmaktan nasıl kurtuldu ? Yazan ğ Korgeneral Von Choltitz -2- Behçet Cei Parle'in son Alman Komutanı © afustosta Pa: —Paris kor rise geldim. Fran- Pariste sanayi tesislerini yıkmak, işçiyi, sadaki Hava Kir hiyet G lleii ü bilerek sefalete ve zorla mukavemete — | aksa n a - : yezereeğim Aadli — Denia sevketmek demekti Müharebe Kifayeti Küvretleri. Başko, Mt SLR T TEÜNan eacal — Pake YERDİK İE A M GK EaREr MERK Gi Komuları Hava a korgenerali |/ ucaksavar bataryaları, — yer İalba va tarlğe' üokamadir SEİM Di iz wet a İ Gerenmma göre tartşiamdlind arüm gelir gll Fetla kamın nispeten geniş — karargâhları ile geri hizmet kıtaları takriben 6000 kişiye baliğ. oluyordu. milimetrelik birkaç uçaksavar ba- taryası da vardı. Hitler'in — verdiği talimata göre, Pariste bulunan büt kıtalar. benim — emrime irecekli. Halbuki vaziyetin böyle olmadığı ça- bucak anlaşıldı. Kurmay / heyetleri, irden ayrılmaya — başlamışlar ve Kinzinger'e, daha şimâ 918 harbinin mevzilerin a hattı tesisi emredil. gehirde pek az zabit ve bir iki bi kalmıştı. Bu yüzden, şehirde üsle miş olan kıtalar yoktu. Bu kıtaların esasını evve dört alaylı bir emniyet tümeni U ediyordu. Alaylar yaşlı askerlerd Müteşekkildi ve modern silâhları topçuları yoktu. Alayların üçü, benden evvel, yet sıkışınca, teker teker / cepheye evkedilerek ” idaresizlik — yüzünden düşmana kaptırılmıştı. Zaten bu a- başka, kuvvetin ormandie'deki. vaz Jaylar birinci hatta döğüşebilecek ta- llm ve terbiyeyi görmedikleri gibi, silâhları da buna uygun değildi. Bu kataları, normal ahi tizamı muhafaza edec ordunun bu şehirde tesis ettiği muazzam sto darı — korüyacaktı. Tümenin / kom tanı, 20 temmuz hâdisesinde Generai Von Stülpnadel'in emriyle, Oberg'in maiyetindeki siyasi polisi tevkif etti #i için, Almanyaya geri çağınlı Onun peşinden, Parisin eski merkez komütanı da cephe vazifeye tâyin ol eski kurmay hey, Pariste 'risinde yeni bir undan, şehrin olduğu gibi be Kurmay heyeti ile eskiden mamış olduğum. için, bir çok küllerle K rüşlerim bilmiyor ve bendi ediyor Hitlerin şahsen Parise tayin tüyle Zat İ Çünkü heyet biyelerini gören Mmüteşekkildi hai birlikleri: kıtalariyle Birlikler Teçhizat, mal Em: yarettir. 'nerali v Yunan seçimlerinden alınacak dersler : 2 | Askerlik bahisleri t Yunanistan, partilere değil, adamlara rey verdi Şimdi, Yunanlıların nasıl ve kimin için rey verdiklerini bilmek mesele- si kalıyof. Bazı kimseler; lüzüm var? Seçimin neticesi, Yunan- hların — merkezi — partilere olan iti- matlarını ispat etmedi mi?,, diyecek. Hayır!, Çünkü Yunanlılar, Si küllere ve gruplara değil, adamlara, daha doğrusu şeflere rey Yermişletdir. Meselâ bnlar, —Lihezal Partiyi ve Milli Terakki Bir Bil, sırasiyle bu partilerin relsi olan Sofokler Venizelos'u ve Gi Plamti- ras'ı Papandı gelince, onun partisini de aadece, Pa- paandreu Partisi diye isimlendirmiş. lerdir. Bu da gösteriyor ki, Yunan halkı ok- hallerde, fikirler ve ai ziyade — şahısların kiy seçmişlerdir. ya Zaten, eker bu. gürültülü — seçim propagandaları arasında — Atina s0- kaklarında dolaşmış — olsaydınız, siz de benim gibi, her Yunanlının âdeta elinde fenerle gezen Diyojen halinde, 'namzed yığınları içinden memleketin idaresini eline tevdi edebileceği bir insanı aradığını müşahede ederdiniz. Şehrin duvarlarını kaplayan milyon- Jarca afişin Üstünde bir partiran sı: yasl programını bulup okumak için çok güçlük çekerdiniz. Belki afişler- de bunlar da mevcuttu. Fakat böyle programlar, parti Tesimlerinden ve yine ko- harflerle yazılmış isimlerinden kkep göz karartıcı kalabalığın e Küybolmuşlardı. siyasi şeflerinin Amma Bu — vaziyel hazmedilmiz büyük bir demokrasi tecrübesi oldu- öylenen bir millet için garip de- diye soracaksınız. — Hayır, bir siyast terbiyesi ve &il m değil. Çünkü bu millet, aynı zaman: da son derece hassastır. ve aksülâ- melleri de gayet canlıdır. / Yunanlı. dar, Şüphesiz. Perikles'in tar.f etli &i demokrasideki — Atinalı idenline bağlı kalmışlardır. Fakat, idareciler tarafından bu idenle hürmet edilme- dikini ve bunun tahakkuk. ettirilme- diğini gördüklerinden, kızmakta ve emniyet edilecek bir insan aramakta haklıdırlar. O zaman Eflâtun — gibi düşünecek ve şöyle söyliyeceklerdir. “Umumiyetle, — bazı — hükümetler hakkında, iktidarı elde tutmak kabi. liyeti ile birlikte basiret ve itidal has- saları aynı adamda birleşirse, en sağ- Tam'erüniyetim Ve en güzel kamınların ancak bundan doğacağını, basiza tih 1ü onların temin edilemiyeceğini 1ddia etmek doğrudur.” İşte, kısa bir seçim kampanyasın- dan sonra kendisini ortaya koyan ve 1na rağmen çok mühim miktarda y kazanan Gi, Plastiras'ın muvaf- Modern bir ordudan ne gibi istifadeler temin edilir? Şurası muhakkaktır ki dün olduğu gibi bugün de Türk ordusu, 'köylümüzün en bellibaşlı mektebi olmuş, ona Ordunun, elinden geldi kân buldüğü nisbette ileri teknikle çalışan bir se olması, mahiyeti itibariyle şart olduğuna ve memle ketimizin, halkımızın ise sanayi, zi- raat, maarif ve daha doğrusu her sa- hada modern ve ileri tekniğe — olan ihtiyacı göz götürmez bir hakikat bu. dunduğuna nazaran bu mecburiyetle öteki İhtiyacı telif etmek, büyük bir kazanç olur. Yani zaruri olarak silah altına alınan ve bugünün — motörlü, en ileri vasıtalarını öğrenmek ve kul- lanmak zorunda olan — gençlerimize yarınki hayatlarında lâzım olan bi- ileri de vermek, bir taraftan vatan müdafaası, diğer taraftan yurt kal- kınması için iki taraflı bir kâr temin Şurası muhakkaktır ki, dün ol &u gibi bugün de Türk ordusu, köy- lümüzün en bellibaşlı mektebi olmuş, ona bir çok seyler öğretmiştir ve ö retmektedir. Fakat kendiliğinden o- Jp biten bu hâdise ayni — zamanda halkımızı arzu ettiğimiz yüksek sevi- yeye çıkarmak için bir maarif, bir. öğretme siyaseti olarak — ele alınır ve ona göre âyarlanırsa milletimizin ve bilhassa okuyup yazması kıt köylü gençlerimizin kazançları bugünkü ile kıyaslanamıyacak kadar büyük ola- bilir. Amerikalıların bize yalnız ilk yar- dım senesinde verdikleri 7000 motör- İü vasıta, 400 tank, 2000 uçaksavar topu, 7000 telsiz eihazı, 500 muhtelif tayyareği kullanabilmek için birçok branşlarda binlerce insan yetişti miz icap etmiştir. Amerikalıların da yardımiyle açılan mektepler ve kurs- larda ilk Ve orta tahsil gençlerinin Hazil İplân Ve "hesapla , çalıştıklarını '€n ağır yükünü taşıyan üzerinde nakledilecek Harbin daln görerek göğsüm kabarmış, orduda- ki değişikliği fiilen tesbit etmiştim. Bu mektep ve kurslar binlerce gen- cimizi goförlük, —makinistlik, radar, telsiz vesatre sahalarında mütehassıs olarak yetiştirmiş ve onların hatta ilerikt hayat ve maişetlerini - temin etmiştir. Bununla birlikte meselâ is- tihkâm birliklerindeki inşaat maki- nelerinde çalışan gençlerimizle ayni branşın sivil mümessilleri olan Ba- yındırlık Bakanlığının makineli yol dairelerinin mesaisini ahenkleştirmek ve karşılıklı çalışmalar tetrtiplemek herhalde ordu için de, gençler ve do- Jayısiyle memleket için de çok fay- dali olacaktır. Nasil ki, tankçılarla Ziraat Bakanlığının açtığı traktör ve ziraat âletleri kursu da böyledir. Misal olarak bizzat Birleşik Ame- rikayı zikredebiliriz: Amerikanın A- rizona gibi geri kalmış bazı / mınta- kalarında. istihkâm. birlikleri nafıa işlerini üzerlerine alarak hem mem- lekete hizmet ve hem de ordu için tatbikat yapmış oluyorlar. Bu, Ame- rikada böyle olduğuna göre bizde de bir çok sahalarda tatbik imkânı bu- dabilir Bu ve buna benzer hallerin bizde 'de düşünülmesi ve mühtelif — makam. 'nk lar arasında at bir çok şeyler öğretmiştir Yazan : M. Şevki YAZMAN ve fakat artık motörlü - vasıtalar olan şanlı piyade ordunun ve hem de memleketin ve milletin ihtiyaçları aşikâr olarak bir- deşmektedir. #ene orduya alınan binlerce öğretme- ni vardır. Bunlar birliklerde ve mü- esseselerde pekâlâ öğretmenlik va- zifesini görerek okuyup yazma bil- Maarif idaresinin her miyen neferleri — yetiştirmiş ve her her şeyden evvel ordunun — müdafaa küdret ve kabiliyetini birkaç misli artırmış olurlar. Bu hal aynı zaman- 'da maarif siyasetimizin esasını teşkil eden yüzde yüz ilk tahsili temin eder. Hamiyetli Türk subayinın yüzlerce seneden beri bu öğretmenlik vazife- sini yaptığından tegafll edecek de- filiz. Bizzat bu satırların muharriri de askerlik hayatının bu en şerefli kısmiyle dajma iftihar eder. Fakat bugünün modern vastaları gibi bu öğretim ve yetiştirmede daha dakik ve hesaplı bir plân ister. Bizim göz- önüne koymak istediğimiz de budur. Öyle bir hesap ve plân ki; Türk yure dunun ve milletinin en sağlam, kuve vetli ve faal unsuru olan köylü ço- ukları orduya gelip bugünkü karışık Si ahval dolayısiyle burada hayli uzun bir müddet kalirken, diğer ta- raftan ihtiyaçları olan bilgilerle teç- hiz edilerek Ve herhalde okuyup yaz- ma bilmemek gibi bugünkü asırda zırhlı birlik gehre| / Himmler'in e Kunu ile- || fakiyetini de, ancak. bunünla — izah leştirilmesi — her| / bir yeke teşkil eden halden kurtarıla eldi. Bu birliği| Ti sürerek ttir diyse de,| edebiliriz. Zaten bütün siyasi müsi bakımdan çok fay eti ei ça| hiter, vunü teyld etmekte müttetik dahi olabili e e DA M MA tum. “Melün, saba katmıyordun ee SÜ e Hele — maarifle| temin olunduğu takdirde ordu. iç tikçe, Obere'in bana olan ihtiyacı art. | de, dürüst, basit, dalaverelere yaoancı yapması iki taraf a olmuş addedilemez. . Büyük fa ve nihayet sık sik ziyaretime gel || bir insan olarak tanınması, aynı za. yan ae aanimaz | kütlenin bilgi itibariyle bu yükselti. de Sancak 4 tank acak kadar fa duğum emirlerden hiç bahsetmiyor. | Ju her türlü temizliği yapmaya muk. Bi akislerle bu yüz milyonları pek- Kaldı.-Bunlardan da sağlar. Bir ta- Kaldı. — Bunlardan| Güme Bununla beraber emirler, alelâ- İ tedir Kuvvetli bir yumruğa — sahip D MA telâfi edebilir. İstihsali artırır, e € askeri gifre ile verildiğinden, O-İ / olduğuna inanılmasıdır. aftan bütün Köy- | insanca yaşamayı teşvik eder ve do Dod 17 vranna | PORE'İ bunlardan haberdar bulundu. |/ © Bunun içindir ki Yunanlıarın bi lüye bir an evvel| layısiyle fertleri çalışmaya sevkeder Za otomaban | #una da şüphem ah elaeriyetinin temennisini ve (a. oküyüp — yazma, | vesgire vesaire hafif makineli tü-| — Öbere'i ziyaretimden birkaç gün| Üikbal hakkını el dir'üne Senİ — aai ai Glğme SNĞ fekli İKi bisiklet | sonra, Polis Amirinin - Başmuavini D SüTÜEYA Ve Yarl | yamlakstler Kaf Sant DA DAi tölüğü ve 6 atım | Neiteind geldi. Vakit öğleye yaklaş- | » Eler Piastiras - Venizelos ÜNt Yormek 3 ee phanesiyle, —Biİ / mıştı. Kendisiyle şahit huzurunda gö- | Pafndreu / tecrübesi başarılı olmaz. | teyen maarif, ölger | ÇETEN m SD CÜ l Harglen kal | rüzebilmek için öğle yemeğine da-| *â: Yeni seçimlere kadar memleketi e GiReT / Sizim için bizat modern bir harbin Baraller slülfir Teşal Papagos, siyaset sahamına gl harp vasıtalarının ai öğn 'demektir. Buna çok ih- Dü vardı. “Muha: şeye dâvet edilecektir. O zaman Yu: elâ T 'i Si YA # (ve meselü — tüte-” Uyacı olan halkımızın bu. vesile ile he küvvetim, b 'mek esnasında d'n askeri| nanistan, eski ihtiyar Venizelo ile in) hakkiyle an- — Lütün seviyesinin yükselt a te bunlardır aziyeti, kasden mpbalaâRalı şekilde | 1910 da yaptığı tecrübeyi tekrar ede Jasıp - kullanıl FİAİNÜŞERRE AŞ Bu. — birliklerin| / anlattın anın akında, | cek demektir. Bilindiği gibi o tarihte M L DaLaRAR |- din. Duğur bi tallele etnler aot uharebe kifayeti İ söy- | mini mevzularda yapılmış - hatalı ve ha . dağunan maktabİn » ufal — kesatmdik Ordu Kurmay Baş: leketin maruz kaldığı tehlikeleri gö- yen askerliğin bu | da verilmesi için imkân vardır ve bu anı Kurmay ALİ — Ben, kendi mintakamda tek başıma | ren halk, Şimdiki Liberal Parti Şefi 'en iptidat ihtiya- | bilgi de bizzat milli müdafan için bir ay Emmerleh, gu| hâkim kalmak istiyordum; bunda da | nin babası olan Venizelos'u iş başı ni karşılıklı ola- | zarüret ve kazançtır. Bunlârı bir'he- ütaldada bulun- | hakli idi a çağırmıştı Türk motorize kataları rak telif ne kadar | sap ve plânla telif edersek başarımız Eitlel Kulesi yakınından uçan bir yolcu tayyaresi t (Devamı var) Röbert Guyon Taksim Meyda kolaydır. da o nispette artar Almında vardı küçük bir urcuğu. Bekir Paşanı: kızların çarşafa girme hâdisesi çok sessiz sada” | — | gördüğümüz, bizim evde yakından tanıdığım İn Etrafımızdakilerden.. Onlar da aynı keli- Ahmet Hamdi Tanpınar ferine gelmişti..., Burada uzun bir müterize Nz geçerdi. Bununla beraber Sabihanınkti öyle o İ / | sandan çok ayrı bir şeydi. O İlet ste hicretlerin, 'rle konuşuyorlar. Görmüyor musun? Hepsi n y lır, Bekir Paşanın kendi baldızını Arnavut Be Mmadı. Hiç olmazsa bizim evde, kahkahalar ara. hasretlerin içinde vetişmiş, onların içtimal mira Çıkmaz sokak, sönmüş lâmba gibi insanlar . | İerinden Zeynetübidin Beye vermek için çevirdisi | —| sinda iik çarsafını giydl A 'ne kadar dot Siydı. Bazan bir kaç nağmede etrafımızdaki he Ah, bizlimle konurecek bir adakı kan SKĞ Cüi ahnenın dolaplar anlatılır, bu izdivaçtan sonra da zavall İduklarını yukarda söylem Bu. çarşafı ey Kül ölüyor sanırdık. Bazan da hiç tatmadığı: | — | rüst bir adam. Bize bir cevap verse, anlaxsa bun. Bekir Pasa baldı ahtsizlıklarına geçlir, I kumaşının seçilişi, dikilişi hep omün nezareti Tniz bir hasretle her şey, hiç görmediğimiz şekil | — | tarı.., Niçin her şeyle ben böyle pençe bençeyim ak ortasında ve yarı vah abilenin için Cimuştu. Bon de bu vegile İle ük'de: | | e pini pinil dirilirdi. Hiç kimseyi beğenmeden yaşanır mı hiç . d İRtbii beznin madaruan, el Dü k rligi yapmıştım Bilir misin, hele bir v ar, bayili | İ varaynı şikayeti etti; konuşmadan da yapam Kır pakülk, sikmali; biayacığitalimay D hallede kafllırak öynarken gördüm. Pakat bu kendi gündelik hayatından ayri ve çok mesut işa: anlatıyor, gördüğü şeyleri anlatıyor, şarkı söy mazında bir. müslümandı. A | künlerde başımıza gelen bir hâdise, döstlügümuz | | retleriyle bana bu türküleri dinlerken içinden g üyor; ama hep yarı yolda kalıyor.. Çok içtaği -.. braki b n 4 zun alenili dti Anlattığım ge Genleri anlatıyordu. Kimbilir, belki babasının se için olacak her halda.. 'Niçin bu kader Çok ç- a aRrmL, İler Ki öğvler bi lara sik sik gitmeğe de kızının konüşürken Yaptığı el işaretleri £ Bu dört b k in ovaya E Pat başlamıştı in bahçesinde konu | — | biydi; ve Sabihanın © gürültü içinde, nası ken © gün Sabihanın büyük açılma günlerinden ge ları; a) | - ordu; “Fena olmuyor, biliyor musun Cemai! Ka- | — İ bu el işaretleri, konüşürken. yüzünde parlıya: çenin dibinde, içinde en asağı otuz kadar binlik li baktıkla; araları, civar” | | ÜN Te Y Rumeli türkleri, Anadoli eşil yapraklarından ay imığı sızan zeytin ağa, Eline aldı; kokladı. Sonra bana da koklattı. Son ” e nledikleri Gök başka İ —| dan keliyoran, Süleyman Beyin de - benliğinde kiyı gel ! ain bir l n Bilmen " anın ana ehirli ha | | kimı geniş insanlıkla birlestiriyordu Gözlerinin içi bu Ani ilhanıla - piril pirildi. di O Ka 'a b 3 larda - k bir atının o kü e hinstlik Bunu kendisine o yaşımın kelimeleriyle an- | | Demindenberi Konuşması beni- gaşırtmıştı. Onü namelerinden Birini, fakat tal n nuna benziyen moda şarkilarından a Belki, dedi. Ama her halde başka türlü | | mıyacağımı anlıyordum. İçimde aramızdakı bür a diniş gibi g Je gerek. Bilmiyorum. O kadar bimediğim şey | —| tün münasebetin sadece benim tarafımdan bir . 1 ( hemen biraz sonra, hayat birdenbire gözümde ailinir, x n ar Ki.. Mektepte durmadan Soeüre'lere sual 80 | — | bağlanış olarak kalacağı düygusu vardı. Bu düye n " Bey Viyana ve Bom eti a dağ başlarında rüzgârların elinde hırpalanır göre | | rüyorüm, Hiç birisi doğru dürüst cevaplar ver: | | gu bütün irademi yoketmişti. Zaten tanıdığım r y h ei fatardim Miyor. Allah. diyorlar diyorlar, itaat di dan beri hep o tel ir. ban yapardım; çok a buna, 7 1 Büleyman Heyin — sön öerecede erkek; Sür Yorlar.. Razı ol, diyorlar! Bunun alt tarafı yo defasında cevabımı bile beklemezdi. Bu sefer d 1 " T itün mahalleyi, sanki benim futbol topummuş | — | mü? — Sonra tekrar bir el işareti yaptı; — bun- iyle oldu; Kostu içerden büyük bir bardak ge. eei de Tamall F t klere ait h 4 Kibi bir kaç nefeste dolduran bir sesi vardı. Ve | — | lar hep çıkmaz sokaklar gibi geliyor bana tirdi. Şişeleri dikkatle boşaltmaya başladık. 28 30 10