gaA Siyasi meseleleı ve muhabir mekluplan DÖRDÜNCÜ REİCH'İ BEKLERKEN irmillet, ikimemleket, bir çok lider Bugün “Almany mefhumu ancak dil birliği Frankfurt (Husüst — mühabirimiz| — Bu hakikatler karşışında, denile-) —den bori Hosyallat Partisine mensup Bildiriyor) : Dilir kiç kayıtam gartaz toslim hâ-İ — mobusların kusmi Azamı İstifa etmis Almanyanın umumi manzarası 1 — | dizesinden beş sene sonra, Bati Al-İ veya tasfiye edilmiştir. Sosyal De Almanyanın bu günkü ve e- | manyadaki iç politika durumu genişl — mokratlar, Doğu bölgesinde de mü: tikbaldeki — dürümündan — hahseder. | ölçüde İstikrar kesbetmiştir. Eski| - halefettedir, Şu var ki, vaziyetleri, ken, YAlman,, mefhümünün, şim. | Naayonal — #osyallst — teşekküllerin| - Batı Almanyaya nazaran çok farklı: dilik ancak dil birliği - bakımından | veya başka Nasyonallat — grupların| — dir. Sosyal Demokratlar, Doğu Al- Bir mâna ifade ettiğini dalma göz- önünde bulundurmak Jazımdır, AL manların siyasi, iktlandi ve umuml hayatı, birbirinin tafamen zıddı iki Börüşe ayrılmıştır. Batı dünyası, münhasıran Batı Al- manyayı gözönünde — bulundurmağa artık alışmıştır. Siyasl, — iktimdi ve kültür münasebetlerinde, yalnız Batı Almanya ile burada yaşıyan 44 mib- yön Insanı düşünmektedir. Almanya. Rin, doğüsü ile hiç bir. münasebeti yoktur. Berlin'in, Batı Devletleri ta. Fafından işgal edilmiş kısımları böye le bir irtibatı temin edememektedir. 18 milyon Alman barındıran Sovyet Bölgesi, tamamen ayrı bir hayat ya- #amak mecburiyetindedir. Batı Almanyadaki vaziyet, son ge. ne içerisinde bir hayli istikrar kes. betmiştir. Hukukt münasebetler bir dereceye kadar tavazzuh - etmiştir. İşgal küvvetlerinin salâhiyetleri tah- dit edilmiş ve askeri kumandanlar yerine yüksek komiserler tayin edil. Miştir, Umuml ve serbest seçimle kurulan Batı Almanya Federal Cum- huriyeti Parlâmentosu, federe — dev. Jetler için muayyen salâhiyetli mer. kezi bir hükümet kurmuştur. Bu hü, Kümetin karakteri, Hiristiyan / S yallat ve Demokrattır. — Muhalefeti teşkil eden Sosyal Demokr! Kümete, mühim. politika Tinde Tumda değildir. Dış politika osasları: Federal Hükümetin müstakil bir Giş Politika takip etmesi — müttefik Komiserler tarafından sureti kat'iye- Ge menedilmiş olmakla beraber Fe. deral Başbakan, şahst inisyatifi ile, Balip devletlere karşı imkânın aza- Misine yaran “uzlaştırıcı, bir poli! Ka takip etmektedir. Bu politika, fabrikaların sökülmesini durdurmak 've Federal Cumhuriyetin Avrupada bazı devletlerarası teşekküllere ka bül ettirmek gibi bazı, muvaffakiyet. der kazanmıştır. Başbakanın, — ya. bancı devletlerle konuşma — esasları) hazırlamağa çalışırken, — Amerikan Politikasının gaye ve arzularına aza. Yti surette riayet etmeye dikkat sar. fettiği inkâr edilemez. Adenaver po Titikasının, — Avrupaya — müteveccih karakteri de keza gizlenmemektedir. Başbakan, Pransa ile anlaşmak için| her imkândan istifade etmeğe ç: tığı halde, İngiltereye kargı hissedi-, lir derecede bir direnme müşahede| edilmektedir. İngiltere — politikasının, — bir çok dertleri dolayısiyle, Avrupa meseli derine fazla ehemmiyet vermiyor gi. bi görünmesi karşısında, Batı A manya politikacılarının Fransızlarl: makul bir anlaşma zemini bulma: gçalışmalarını mazur görmek lâzım- gelir, İşgal makamlariyle münasehet : Batı Almanya Hükümeti ile halkı zun işgal devletleriyle olan münase. betlerinde son aylarda bazı değişik. likler göze çarpmaktadır. — Askerl idarenin, yüksek / komiserler elinde sivilleştirilmesi şüphesiz gerginliği azaltmaya yardım etmiştir. Bir ta-, raftan Amerikanın maddi yardımla-| m ile, Almanlarla işbirliği " yapmak Kususundaki — Amerikan — gayretleri takdir edilirken öte taraftan Ame Tikalıların, Avrupa hayat görüş ve gartlarına karşı duydükları umuml yabancılıktan doğan — tezatlar eski ehemmiyetini muhafaza etmektedir.| Şu var ki, her iki taraf ta, yanyana| yaşamak Ve lüzumlu işbirliğini yap-| Mak hususunda bir formüle varma 'ya muvaffak olmuşlardır. Buna mu. kabil Ingiliz işgal kuvvetlerinin mü. messilleri ile olan — münasebetlerde Aynı terakki derecesine — varılama- mıştır. Bu münasebetler son aylar| zarfında bile, pek az düzelmişti Fransız işgal — makamları ile olan, mMmünasebetler merkezde olduğu kadar| Mahallen de, son sene zarfında mü- him surette değişmiştir. Bu, yalnız, Fransız işgal bölgesi üzerinde mev. cut tazyikin azalmasına — münhasır| değildir. Fransız Yüksek Komiseri Françols.Poncet — sayesinde sıki bir, Alman - Fransız işbirliği kurulabi. deceği hakkındaki mübalâgalı ümit ler henlz tahakkuk etmemekle be Taber, Françols-Poncet'nin, yatıştır.. Mi tesiri, Fransız kıtalarının tavir, 've tedbirlerinde de — hissedilmekte. dir. Herhalde Batı Almanya, her üç iş- €ti devletinin karşımında, siyasi, 1k-| tisadi ve idari bir birlik halinde mev- Ki almış bulunmaktadır. Bunun için- dir ki, Federasyon teşkili ile federe Hükümetin kurulması, zamanla ta- hakkuk edebilecek bir çok faydalar| temin. etmiştir. KaRAN gelecekteki Inkişaf imkân- İç politika bakımından ne müsbet, 'e de menfi sürprizler beklenme- Mektedir. Almanların, — hissettikleri iddla olunan milliyetçi irtica tema. yülü, bazı mahalli hâdiselerin suin! yetle izam edilmesinden başka — bir. gey değildir. Almanlar umumiyetle her türlü intizam unsurunu destek- demektedir. ve memleket — dahilinde '€n Popüler parola şudur: “Vatanda- n ilk vazifesi sükünettir!, Bu pa> Tolayı ilân eden parti ve politikacı. Jar, fazla heyecana kapılmadan ve Müşkülât / çıkarabilecek düe | , teşkll edebilecekleri "Kanun du zeketler,, veya tesirli Bolgevik Rus dorlü gruplar yaktur. Tamamen müstakii ve kanunt yol dardan teşekkül etmiş komünlat par- tisinin — taraftarları, — seçmenlerin #& B İni bile bulmamaktadır. Bununla beraber, Doğu bölzesinin zesmi — mümesellleri e yapılacak görüşmelerin çok mahdut a dayandığı malüm olmakla beraber, bu bölge ile müzakereleri kenmemek için her çareye başvurulmaktadır. Doğu Almanyada- vaziyet ha-| manyada/ takibata gizli fanliyetlerin nüvı mektedi Doğu bölgesi halkı, işgal politikasını etmemektedir memekte ve sağ t çekileceği hususundaki, Orada, komünltlerin hâkimiyeti a fında bulunan Alman Sosyaliat Bir- Jiği Partisi (SED) etrafında topla- 'nan diktatörlük mevcuttur, — Vakaa Sövyet aakerl idareni de sivilleştiri!- mip ve idavenin 1 ocak 1050 do kat'ı olarak sivillere tevdiine karar veril- Miştir, Ve Berlinde de Alman De- mokrat Cumhüriyeti adı altında bir| Jlar hükümet kurulmuştur. Gerek bu fe-| ve en derasyonun - gerekse do buna dahil devletlerin, muhtelif partilere men #up mobuslardan müteşokkil parla. mentoları vardır. Fakat bütün parla- Mentolarda, 1946 seçimlerini Sos- yallst-Kömünist — birlik cephesi ha. İinde kazanan, SED hâkimdir, 1916 bir gün, Batı Almanya Harn aloyhtarlığı 1 tıda olsunlar, aakert ağır kurbanları günkü parçalanmış Ruslar, bu idarecilerin, Hollanda ve Amerika cakları kanaatindedir, çevrelerinde, 'nin nereye Parls SLAZADIU (ususl mühabi- Timiz Yusüt £ Mutu - bildiriyon — | Bariste işaret edildiğine göre, Avra. Pa mletleri için en mühim mesele; Şeni müstekli Endonezya Hükümeti Hin, evvelce Hollanda idaresi tarafın: dan kendilerine verlimiş olan hakla. 7a ve imtiyazları tanıyıp tanımıyaca fi keyfiyetidir. Finakika Endenez. Ya Hükümeti, Hollanda tebaasından lanları, verii halktan biraz " dana farklı Ve “imtiyazlı bir münmeleye Tbi tutacağını, henlik resmen değil se de, tanhhüt etmiş bulunuyor. Hu: Sünl mahiyetteki bu anlaşmanın, Hol: Janda. ve Endonezya. arasında müs. fakbel bir muahedenin esaslarını teş. Kil etmesi mühtemeldi Parlate, İKi tarafın sahip olacağı hakları iyice tesbit eden bu anlaşmı zin yapılmasında, Birleşmiş Minetler Teşkllâti ” mütareke - Komisyonunda | © Amerikan deleren olan Coehrane'in Büyük hissesi” Butunduğu saklanmaz| maktadır. Şimdiye kadar birçok veni: lelerle (Yeni İatanbul) okuyucularına bildirdiğimiz. gibi, Birleşik Amerikai Müstemleke miletlerinin tedricen ie: Siklki ve hüriyetlerine kavuşmasına. sön derece Büyük ehemmiyet ver. Mektedir. Çünkü — Amerika, bu hür miletlerin, Uzakdoğ'uda ve Ortanaya: GA konünümün yayımanını önleye | Sek en mükemmel birer unsur © n tahmine bütün propaganda hürriyeto kavuştuğunu Bile istiklâli olmadığını J4 çekilmediklerini ve toplamıştır. — Komünlet # gimdi, Endor rinde “Çulklins,, nezya milleti nazarında mektedir. rulsa bile, Avrupalıların Renouard, uzaklaşan Moorsom'a bakarak içinden: — Zevzek! dedi, Fakat ya doğru ise? Bunun üzerine Misa Moorsom'un yanına gitmeye koyuldu; genç kız, ilk görüştükleri gün oturduğu yerde idi; bu sefer, genç adamın yaklaşmasını o seyretti; ama şimdi pencerele- rin çoğu karanlıktı, Açık renk elbisesi ” yine ışık saçıyore du; fakat çehresini görmek kabil değildi; genç kız Renou. ard'ın gelip işkemleye yerleşmesini bekledi ve o zaman ehem. miyetaiz geylerden bühsetmeye başladılar, Câzibenin, sevimlili. ğin bir tasavvuru halinde, o karanlık zemin Üstünde esrarlı Ve göz kamaştırıcı bir aydınlık gibi yavaş yavaş gölgeler a. rasından sıyrılır oldu. Zaten bir örtü gibi büründüğü şuur- suz ve sakin azametinin gevşediği, tavrında tarifi imkânsız halinden ve sesinin ahenginden anlaşılmakta 1di. Sahibindeki en belirsiz değişikliklere karşı hassas köleler gibi Renouard, genç kızın böylece zaafa meylettiğini anlıya: Tak içinde sonsuz bir şefkat duydu. Şimdi onu tutup bahçe- ye, büyük ağaçların altına sürüklemek, ayaklarına kapanıp aşk sözleri söylemek İstiyordu: Kendini güç zaptetti. Heye- canı O kadar şiddetli idi ki hafifçe öksürdü ve ne diyeceğini bilemediği için kendi annesiyle kız kardeşlerinden bahset- meye başladı. Allesi bir zaman oturmak Üzere Londraya gi decekti. Tarar eden bin sesle — Ümit ederim ki onları ziyaret edip beni ve daha başka geyleri nasıl gördüğünüzü anlatırsınız, dedi. Bunun, hâfızasında yer tutacafını, hayata hazırlanan bir adam gibi umuyordu. Genç kız cevap verdi. — Tabil. Oraya döndüğüm zaman memnuniyetle ziyaretle. rine giderim. Ancak bu “zaman, pek belli değil. Miss Moorsom'un hafifçe içini çektiğini duyan İRenouard, kıskanç ve acı bir tecessüsle sordu: — Sesaretinizin karıldığını mı hissediyorsunuz? — Yıldığıma mı hükmettiniz? Beni tanımadığınız pek belli. — Evet, insan dalma ümit eder — Mesele bir tamir ve tashih mesdlesidir, Mr. Renouard. Ben buraya hakikat meydana çıksın diye geldim, — Şahsım bahis mevzuu değil. Kızın boğazına sarılmak istedi; hakaretti. Fakat cevabı şu oldu: vedü etmeye bu sözlerin her biri aşkına Sirf Tüzümlü bir vazife hissiyle me- gümektedir. * — Gayenizin asaletinden hiçbir vakit şüphe etmedim, ifade ediyor uğramakta ve Vadedilen Heçimler de her- halde daha urün müddet weoikecoktir. hemen hiç tasvip Rus işgal kamünist taraftarlarınca bile sevil: mayüllü politika. Gilar, âhcak Kızlordunun venerek hükümete iştirak etmekte- dirler. Batı bölgesine hasretle bakı diği halde, bölge hududunu aşmak- Almanyanın Rus şgali — altinda | taki müşkülât ve memleket sevgisi, bulunan mıntakalarında, siyasi vazi- | halkı yerinde / tutmaktadır. Bu İti- yetin İstikrarı temin edilememiştir. | barla tahammi edilmekte ve ileride Doğuda da asgarl bir siyasl hürriye. te kavuşmanın imkânı aranmaktadır Almanlar, ister Doğuda, bir. ihtilâftan müsbet bir netice beklememektedir. Almanyanın yeni bir harpte ilk herkes kanldir, Şimdilik hiç bir Ümit) olmamakla beraber, Almanyanın bu. halinin, Rus menfantlerine bile mugayir. o- Jabileceği kannatinin, Sovyetlerde de yerleşebileceği Ümldi ile vakit geçik Moskova, Endonezya hükümeti İdarecilerini ıtham ediyor “Gvisling” nev'inden birer kukla olduklarını iddia ediyor Bazı Fransiz bu Amerikan. siye kadar varacağın bundan ne gibi neticeler ve kati hü- kümler çıkarmanın mümkün olaca. galışılmaktadır. rikanın bu siyasetine karı çok #iddetli bir. mücadele Kaminform bilhasaa yeni Endaneaya Hükümetini alâkadar eden mevauda gayretlerini, bu Mmüstakil devletin ancak yalancı bir kümetin bir İngiliz dominyonu kadar küvvetlerinin de bu memleketten hâ- çekilmiyecek. lerini ispat etmek noktası üzerinde zya Hükümeti İda. recilerinin, Hollanda ve Amerikanın nevinden kukla olduklarını ve bunların Endo- za sahip bulunmadıklarını ilân et. Yalnız propaganda ihtiyacı ile öre taya atılan bu müfrit iddialar gısında, bitaraf düşünceli bazı Fran. 1z çevreleri, sulh yapılsa ve her yer de müstakil ve istikrarlı idareler ku- bütün terketmelerinin tehlikeli olaca- Bi kanaatini beslemektedirler. Yazan: Joseph Conrad üNL topkil et hükümet ve kuvvetleri, yakında vaadlere gü- ile birleşerek inter Ba- vereceğine ileride emrinde ileride Ame- Rusya açmıştır. oradaki hü. /e Ho'landa propaganda birer hiçbir. nüfu- kar. Asyayı büs. — Cesaret kırılması gibi kelimelerin bu işe karıştırlması beni hayrete dü; likeye koymasımı Renouard, içinde kabaran hidde — Bana takılı Filozof onun Kıskançlığını bile ifsat eden bir zehir akıtmış gibi idi. Mu- kadderatına hâkim olan o dudaklardan çıkan sözler sinden şüphe ediyordu. Hiçbir şeye bilmenize imkân var! — Duydukları — Onlar da herkes gibi wwtirap çeker, onlar da büyüle- — Herhalâ sözler söylüyor. Yine bir arı — Bu sabal Postada ihtiyar diniz ya.,. Burac Ama biz gittiğimizden beri mektup almamış. Sesi sakindi, denin konuşulmaz raber. bahtiyardı. hâdise çıkmamasından bahtiyardı: yüzden kırılmadı “Pek yakın riledi. Heyecanı rinde tuttuğu eli diye korktu. Bu zibesini hiç bir gey yok edemezdi. Talihsizliğini düşünürken saloı Willle gelmişti Her ikisi de birlerini tuttular Gazetecinin dardı, Bu yarım kürenin tek edebiyat Aşıkı için © buluşlar hayatının başlıca İşi, zevki, iftihar konusuydu. Ziyafetlerden Gazeteci Renouard'ı görünce keskin bir Pek hoşlanan faziletii Willle'yi kandırmak hususunda güçlük — No? Siz burada mısınız Çekmemişti. T ARLDARAKEA AAA YN a YENİ İSTANBUL Sanat ve hayat Türk ressamlığı ve Avrupa NURULLAH BERK a dünvasiyle yalnız t mindan temi da, İki ol miş bulündü, UNGSGO'nun © yılın || vi kasım ayında Paris Modern Bi Müzesinde tertip ettiği n arası resim Sergisinin en güzel sa. F alma bakı. eli İRMİNCİ yüzyilin 6 wa ye girerken, bir. a Türk” Tessamlığının “bilânce sunu Kurmak İslerdik. Bu.'ne bir. tiyen bir mevgudur. Türk plâstik ganatları, bügüne kadar, yazıcısı: — Jonlarından biri " Türk kişmi Va. Her münasiyle serüzad bir - ruha Au tenkitgisini bulamadı. Bi İnalliz, Fransız, sahip bulunan Riza Tevfik kendisine İuğu deldürmaya payret etmii verilen “filozor,, mıfatını önce dudak. TesKamlar da, nalet ve firç larında bir tebesslmle — karşılamız, femizledikten sonra, gün ağa sanra da halkın verdiği mânada bir yorgun parmakları arasına kalemi (e bey. ölçüyebilecek bir kalite || unvan olarak kabüllenmiştir.. LAkin, Silr ensi Tielekler yelime birbil — zenginliği Gösteriyerdü. O y biz İ kendisine muhakkak bir sıfat vermek KRaE Billm yaktarme Mar ae d9 Cerille İSİK Ve berelyi g icap ediyorsa, Rıza 'Tevfik için, fel- TdlkRna de Gaene — DN e gefi mAnasiyle “anarglat,, demek da- Malk arasında ara bulmak elsaydı — yâni, hersey gerektiği gibi, nor. ha kur ve okumakla gürürlanmıştık. Aye mal git aN yılın aralık ayında, ÜNESCO ve güze Sergisi daha kapanmadan, — Parle ganala Karşı daha az kayıt 6- — Belediyesinin — Üzakdoğu 'everleri Tnın Mit P e a l e haşlAna Lanlane — Kürlenini biaş demi kın di XV İnei yüzyıldan man içine lerinden ile yüz kar Bir araya yanmak istiyoruz. Resim sanatımızın mem- leket içinde ” kaydettiği / ilrleme, İri başka bir güne birakarak, bu zaman İçinde sanatımızın Avruna de dar. resim. ve getiren Bir Koleksiyon Parle hal: heykeli kına gört ldi. O yul, türlü aikiı ile temaslarını hatırlatacadız. Bu — tılardan henüz kurtulamamış 8. tercihin sebebi, 1546 dan berimun: — basız, kalorifersiz ve yiyes tazam aralarla büyük Garp gehir — Parlete, Gernusahi Müzesi seralsi gezilen ve. beğenilen bir. sergi ol Muştu. Geçen yaz Barise yaptığı muz bir geyahatte, bu lerinin devam ettiğini lerinde kendini gösteren Türk res- minin bu başarısının buaüne ka. dar hemen hemen hiç bir yerde 'ne söze, ne Yazıya movzu olması: boj Eli kalem tutanlarımızla düşün. lek edinmislerimizin pek dokundukları mesele- ÜNESCO ve Cernüsehi ga, Ba, her İKi taraftı derden biri — bilindiği gibi — şaz rek vücuda getiriler aü ir. “Yazıcıların bu — kelekeyon, İngiliz sanat gevreleri. leyi de dalma tenkit edile- — nin misafiri olarak Manw'ı geçmin. rafından ele — Bir kaç büyük şehirde gösterildik: göz yumarak — ten sonra Londra Halkevine gel mişti, İnglliz dostlarımız, Fi henüz Fransız tesirleri arlık bir anane haline girmiş bur — tulamamışken, Türklerin Avrul Tunuyor. Mele medernizm hakkın. — tesirlerine uyduklarını söylemek — || sekizinci asra kadar, bir kimse yir- da söylenenler, Fransızların “Hic e beraber "çok İyi resim yaptık- | | mi bes, otuz sene içinde davrinin bil- bir mevzu, sanat Kadar hezeyan — Jarı muhakkak olduğunun da t gilerini öğrenebilirdi; - ondan Honra, vurmaya, saçma sapan söz söy- İim etmek nezaketinde bulundular R yaL Saçı aynı gekilde bir arau — yüz seneden Ka Kkar a a ge aaaan emuan e || fasin devamlı bir çalışma hiseettirdi- hat haklı cika- - “Türkiyede resim va ressamlık Ü aa a naş yükean ollaya l var, hiç bir Garp memleketinden Birsey öğrenmeye muhtaç olmaya” || — mitir. » cak kadar kuvvetli İika, hükmünü verdi bir. ressam inde bir muhar: Avrupa dillerinden l mi, bilmiyorum. Bir bir tarihşimiz, Bundan sonra Türk resmini 1938 de Amaterdam'da ve, geçen yaz. İalyada Torino sehrinde görüyo- | | hi ruz. Ameterdam'daki tablolar, Tür kiyeye tahsls çdilmiy — büyük bir şerginin bir parçasr İdi. Buna kar ilık, Terine'ya gönderilen, ve "D. Grupu sanatkârlarına ait on beş Baren resim. milletleraranı bir v" dide mat birlidi olan (ART-CLUR) ün dâvetine icabet etminti. Bon zar manlarda Terino'dan gelen gaze- telerden, — İtalyan - tenkitçilerinin Türk resmine İyi not verdikleri anlaşılıyor. Torine sergisinin. İtal- yada uyandırdığı iyi tesirin neti. Cesi olarak, Türk ressamları, ge cenlerde Roma Mi zesinde açılan bir sergiye de dü- vet edildiler amma, bu sergiye ka. Malarla mühim tebilölerde bulun. Üstat müharrirlerimiz. — vo. bircok e Avrup! e olsun, Sanat alanında, iki üç rini, Adnan Baydın vi bir müzikgimizin de — Milletler bir kiymet olmaya doğrü yol ü ©, aldığını biliyoru S Türk resamlığına gelince, o, 1946 dan beri, / basınımızda. hiç " Faza MALATA ÇIFTÇISI mmem NB -12- işürüyor, Hele anlattıkları gibi hayatını teh- n bilen bir kimseden gelmesi... bastırarak: imaktan hoşlanıyorsunuz, dedi. Tuhuna, her tarafına yayılan, aşkını ve hattâ yar Dünster'in evine koştular: İstediği başka bir buluşu vardı. gu kelimeyi söyledi: — Bulundu! hep- Pek nazik bir eda İle devam etti: Renouard, taraçanın öteki hemmiyet vermiyen insanlar hakkında ne ayağa kalktıklarını gördü. nla biliyorum. — Diyorum sizet Bulundu! Renouard boğuk bir sesle 5 bunlardan birini tanıyorum ki, AA pek garip 1& Moorsom birdenbire on #ustular, Genç kız bahsi değiştirdi: h hayal inkişarına uğradım Mr. Renouard. uşağın karısından bir mektup buldüm, bil- dan bir haber almış olacağı Ümidindeydim, €l müsnade etmedi. “Hayır! hayır!, taya saplanıp kalmıştı; kendiler kayordu. Gnzeteci, daha ötede çalım ği bir yukarı dolaşiyor, Wili vaziyette duramıyan © iri ve Renouard, kıskançlığından dolayı, © mei sına bile tahammll edemiyordu; bununla be- araştırmaları kolaylaştıracak hiç bir yeni Sevgilisinin cesareti de bu ğına göre onu daha uzun görebilecekti. oturuyorum., diye düşünüp sandalyesini ge- 0 kadar şiddetliydi ki, genç kızın dizleri üze. lerine atııp öpmekten kendini - alamıyacak kız sahte, budala, gerefsiz bile olsa onun ca- Artık alın yazısı di onün, İN bu fecaatini âdeta sersemlemiş bir halde 'ndan gelen sesleri düydü. yanında gazeteci de vardı. — Biçare günahsız Arthur" haykıran gazeteci, sözünü bir ; tamamladı: İhtiyar kadının mektubu, gezdiriyordu. Mlas Moorsom ban Kürültü ile taraçaya çıktı; fakat o anda bir. — Wille mektubun chemmiyetsiz 'Hem korkunçülar, hem de korku içinde — SkSinet Ama okumasını; bilmel Mist Moorsom'la Renouara B çıktılar; Sakin ve solgun, canlı çepfettiği bir yerli galr gerefine toplanmış- ç eai rgellr FŞ Bir çift tepkil ediyordular, 1868 da doğup 1040 senesinin ziyade bir maçeı ariyelerini tablatına buluyordu, Ruza Tevfik itaat etmekten hoşlanı: mazdı. Fakat şal mânasiyle bir İmparatorluk olduğundan, güzele, kolay ve rahata için, kumanda mevkilne geçecek bir takip fikerin yordu. Bu sebepten, İatibdat devrin- Hilâfçı olmuştu, ve bu evrimci, Ru içinde bulunduğu politika - hayatının nimetlerine mazhar olduğu gibi kül- fetlerine ve acılarına da katlarım Tal “autodidactı ökrenm * * kendisi İngiliace, FPranmace panyolca bilirdi - B birçok bilgiler edindi. Lâkin pek de- rinleştirmedi, Zi icap ettiriyor, ham de zamı bir insanın bütün bilgileri tedvin ede- bilmesi için ömrünün kifayet etmi- yeceğini de biliyordu. - Filhakika, is tatistiklerin tesbit ettiğine güre, on Rıza Tevfik, müderrla, Devlet Şüre Azamı, siyasl murahhaslık gibi vazife- lerde bulunmuş, fakat her zaman mu- tur. Onun en küvvetli tarafını, heccavlığıdır sanıyorum. Riza Tevfik, gene Mıyacağı nazariyesine uyarak, bu va- bektaşi nefeslerini, halk gürlerini il ham membat yapmız, litika cereyanlarını Riza Tevtik, yük bir kalaylıkla kullanırdı. Devrir- deki hece veani salrelri dar hicivde de hissi olabilmiştir. Rıza Tevfik seksen bir yaşında idi. pehlivan. vücutlu Çeviren: Resad Nuri Darago — MNN Şalr, muharrirlerin çalıştığı odanın halısı Üzerine uza- zap uyumuştu; Gazeteci ile Wilile onu bu halde bırakıp İhti Vücudünü sallayârak ağzını koskocaman açtı ve yalnız Arkasında duran Willle, kollarını havâya kaldırıp indirdi. kişinin, müthiş bir korku geçirmekte imişler gibi hep birden Ediplerin koruyucusu mutantan bir eda ile devam etti: genç erkeğin damarlarına sanki ateş. akıttı; edemez oldu. Kalkmak İstediyse de bileğini tutan ihtilaçh Miss Moorsom'un gözleri sabit bir nok- ağır cüsses kası ile gazetecinin peşinden sürüklüyordu, 'Evet, o mektup saye Elini cebine sokarak avuciyle Kâğıt parçasına dokundu; Rıza Tevfik ve şahsiyeti AYAT denilen hâdiseyi pek a kimse anlar. Onu “yaşayanlar., daha azdır. Riza Tevfik Bö: kbamı bu sonuncular — arasındadır. inü vefat ederek yirminci aarın ya- uni mühreleyen Ustadın bütün öm. manzümelerini toplayıp neşretti. 'enere verdiği isimdeki "serap,, dan oldu. dokTU olur, Şu farkla Ki ©, “Ba- inin, don ziyade “Spencer, İn na- daha — uygün ne hir yaradılışa, vvetli bir bünyeye mglik ve tam öküin bir "dplcurlen, de — olduğu iradeye Jâkayd. kahi- Jöntürk, İttihatçılar zamanında 1- ebedi uhalif inkılâbı da kabul edemezdi. “Tevfik 1008 den itibaren fiilen . N hayatında tedris vaüllerine de, IYunN eğmek i#temiyen morhum - bir. oldu. Tabil zekâm, dil K hususundaki kabiliyeti ile Arab- İ AA Faraça, Rumca, — Ermenler bu, hem bir aistem ımızda, doktor, mebus, nâzır, Reisi, Ayan FiT #air, hatip Ve #porsu almus- ben Spencer'in dünyada — ibda ola- edebiyatımızın — devriyyelerini zamanının po- tehzil etmiştir. Usani ve ölçüleri bü: bu husuta miş ve diğer şirlerinde olduğu ka- arslan yeleli başı ve Mush &: le olduğu kadar, / bazuları gişmis fotograflarıyle de nesil tarafından tanınmış. sevilmis, ihfaf edilmiş, hürmet - gürmüş bir -h Başyazarın,, haberini vermek ucunda oturan ak saçlı dört ordu; M bileğinden yakaladı. Bu te- hareket Ti kadar koyu karanlığa ba- satarak, böbürinerek bir aşa. de iki saniyelik olsun şakuli ni her zamanki ca- 'H nihüyet ele geçirdik! diye $ adamına yakışır ciddiyetle nde oldu. Willlevsabahtanberi cebinde na gösterilmek Üzere vermiş. olduğu zannındaydı. Halbuki dazım!, yanyana karanlığın içinden ve heybetli, fevkalâde güzel ale haykırdı; ve İkinci Cephe Asağıdaki yası, İkinol Cihan Harbi unda Roosovelt'in yakın yardım- alarından olup Birleşik Devletlerin sivari hayatında büyük bir vol o yan Harrıy Hopkins'in harbe datr hâ- fıra ve hele vesikaları bir araya geti- rilen eserinden alınmıstır. A MERİKAN Genelkurmayının | israrla, Üzerinde - durdüğü bir | fikir vardı Ki o da herşeyden Hitleri altetmekti, Kuzey Af- rikaya asker çıkarmak - fikri işe, doğrudan dağruya / Roosevelt tar fından ileri sürülmüştür. 1942 başın- 'da Washinston'da toplanan kanfe- ransta Chürehili bu tasavvuru uygun Körüyor. Pas'la bulunan Pransız As- kerl Komutanlığının işbirliğini sak- Jamak şartiyle mart ayına doğru ve memlekete üç İngiliz tümeni ile üç Amerikan tümeni niçin gönderilme- sin? Almanlar İspanyayı — istila e- derlerse böyle bir mecburiyet kendi- ilğinden doğacak, Amerikan kara ordusu generalleri Kuzey Afrikada Alman bulunmadığını beyan ediyor: General Marshali'a göre - Avrupaya Manş denizinden hücum etmeli; kati Ş netice orada elde edilebilir. Ameri- kan Genelkurmay Başkanının bu gö- Tüsü harbin #onuna kadar değişmi- yecek, Öte taraftan da, bahriyeliler, KAf miktarda gemi — bulunmadığını bildiriyorlar. Bu süretle İngiliz-A- merikan iebirliğini idare edenler Ak- denizi yeniden açmaktan Vazgeçerek bütün Kayretlerini Amorikan tümen- lerinin Kuzey İrlandaya sevki İngilterede yerleştirmeleri işi üze: rine tekaif ediyor, 1842 martında General Kisenho- Wwer Kuzey Fransanın istilâ plânları- ni hazırlayarak bu plânlarda asker çıkarma — noktasını Le Havre ile Calal arasında olmak üÜzere tespit ediyor. Aaker çıkarma ameliyesi he- apça 1043 baharında gerçekleşe- cek, 1 nisan 1042 de Roosevelt'in tas- vip ve tasdik ettiği bu plân, bazı kayıtlarla — Churehili tarafından da Kabul olunuyor. On beş gün, sonra Landraya gelen Molotov, aaker çı: karmanın 1042 yılı içinde yapılması husunda wrar ediyorsa da İngilizler “Hiç bir vaatte bulunamayız, ceva- bini veriyorlar; fakat buna Kkarşılık Roosevelt 1 haziran tarihinde: "1042 de bir ikinci cephe açacağımızı um- Cephe maktayım, diyor. açılacak. Fransaya aaker çıkarma tasavvu- vu 1842 temmuzünda niçin terkedli: liyor? Afrikaya — çıkarma yapma plânları ne sebeple tekrar canlanı- yar? Sebepler meydandadır: Tobruk 20 haziranda alınmıs, Sıra doğrü. akın etmektedir; Mar- ahali — Ortaşarkta bir. hezimetten korkmakta, Churehili yükünün hafif- letilmesini iatemekte.. - Bundan bas- ka, Pransaya aaker çıkarma plânla- m henöz tamamlanmış değildir; İn- Biliz Hükümeti, denize dökülmek tehlikesiyle karşılaşmaktansa hiçbir. #ey yapmamanın daha uygun olaca- n kanaatinde; Amerikan uzmanları bile vakitsiz bir hareketten çekin- mektödirler. Fakat başka sebepler yok mu? Birçok yazarlar Churehili'i “Avrupa İkinci Cephesini, baltala- yan ve 1942 sonbaharında yapılması düsünülen asker çıkarma işini 1044 aziranına kadar geciktiren —adam olarak gösterdiler. İşte bu humusta- dır Ki Hopkins bize yeni yeni şeyler öğretiyor. 1943 haziranı sonunda — Churehili, Birleşik Amerikada talim gören A- merikan tümenlerini ziyarete gittiği aman teşkilât ve teçhizata hayran kalıyor. Fakat Fransaya asker karmak, Afrikaya çıkarmaktan çok daha çetin olacaktır. Fakat Hopkins' in ileri sürdüğü daha derin bir Amil de var: Flandr ve Somme'deki aaker telefatı Churehili'de müthiş bir ha- tıra birakmıştir;. ©, İkinci Cihan Harbinin birincisi gibi cepheden hü- cum harbi olmaması — her halde Anglosaksonlar için olmaması — ta- yaftarı. Roosevelt'e söylediği gibi “Manş, bir kan.nehri olabilir., Evet Manş'ı aşmak Jâzım; günün birinde Fransaya zirhli kıtaları aaldırmak deap edecek. Amma vaktinden evvel davranmak caiz değildir. Fakat 1042 yılı içinde harekete geçmek zarüretini herkes takdir et- Üği için © yılın temmuzunda Kuzey Afrikaya asker çıkarmak kararı ve- Tildi. Bundan başka Roosevelt, A merikan ordularının sene sonundan önce Almanlarla savaşmaya — başla: masına ehemmiyet vermektedir. An- cak bu hareketi idare edecek ve ba- şaracak olan adam ona taraftar de- Kil. Her neyse, Fransaya hücum ta- Savvuru daha sonraya, biralıldı. 1944 senesine kadar me sebeple ge- diktirildi? Tunus seferi umulduğun- dan daha çok #ürmüştü; onun iki haftada biteceğini sanıyordular: Ma- yıs 1948 te bitti. Denizaltı harbi he- 'nüz dönüm noktasına gelmemiştir bu hâdise ancak ağustosta vukubu- Jacak. Şimdilik Atlantik Okyanusun- da gemi kayıpları hâlâ pek ağırdır. Akdeniz cephesinde — serbest kalmış /dan ordularla malzemeyi Mans cep: hesine nakletmek için mevaim ge- cikmiş bulünüyordu. Fransa- seferi- ni öteki seneye atmak zorunda kal- maları, nakif ve karaya çıkarma va- aıtalarının azlığı gibi teknik engel- lerin kolaylıkla bertaraf / edilemiye- ceği kanaatinden ileri gelmiştir. © haziran 1944 te tatbike başla mulacak olan Överlord plam Washing- ton'da 15 mayıs 1948 de, Tulon ile Marallya arasındaki ikinci aaker çı- Fransada Rommek Mi- (Devam edecek) & karma ameliyesi de Gudbec'de 15 a- 8 1948 tarihinde kararlaştırılı.