Sayfa 2 Serbest Sutun Saray - Bosna ve Sofya davaları YENİ İSTANBUL — — —— " — ——— —— — ——— — Tito tarafından Komünist blo- kuna İndirilen darbenin tesirleri, Titonun — soğukkanlılığı — sayaesin- de, gittikçe büyümektedir. Haklı olarak akla gu sual geliyor: Bu du- rum bir harp çıkaramaz mı? Ta- bil.. bu harbi Kominform aç- tığı takdirde bugün Sovyetlerin gl- riştiği çok sşiddetli bir sulh siyaseti ile tanakuza düşecektir. Bu durumu herhalde Tito — da takdir etmiş olacak ki, 8 kasımda verdiği bir demeçto, Yugoslavyaya karşı tatbik edilmekte olan ikti- sadi ablukadan ve bir de propa- ganda taarruzundan başka, Mos- | kovadan yeni bir hamla bekleme- diğini söylemiştir. Tito bu kanaatten o kadar emin- dir kli Kominform'la âdata kedi- nin fareyle oynadığı gibi oyna- maktadır. 'Tito kendisine karşı söylenen sözlere yapılan ithamlara mukabalo ederkon, sözlerinde biraz milliyetçilik kokusu duyulduğu gu sırada Tito komşu — memleketler merkezlerinde, “Sosyalist — Yugos- lavya, aleyhinde açılmış olan dâ- valara da aynı tarzda mukabele et- mektedir. Bütün bu çekişmeli po- litika yâni hem Sovyet Rusyaya ve hem de (Kominformla — karşı gelmenin ortaya çıkardığdı siyasi hâdisöler mühim —akisler yarat- maktadır. Bu senenin eylül ayında Buda- peştede “Rajk, dâvası haşlr—ıdıgı zaman, suçlular arasında bir de Yugoslavyalı müsteşar Brankov vardı. Bu da gösteriyordu ki Tito - Rankoöviç - Cilas — mü- sellesi Macar rejimini devirmeye | hazırlanıyardu. Buna mukabil © günlerde, Belgradda başta Szal- nados ve Balint olmak üzere 9 Macar muhakeme — edilmekteydi. Bunlar, Macaristan hesabına ca- susluk etmek ve Tito'yu devirmek suçlariyle itham ediliyorlardı. Sa- nıkların hepsti mahküm edildi. Lâ- kin idam cezası verilmedi. Gaye, yalnız umumi efkâra — Yugoslav- yanın da, diğer memleketler gibi, bir baskı altında bulunduğu hissi- ni vermaekti. Nihayet en mühim hâdise geldi ve çattı. Saraybosnada ilk defa, Sovyet vatandaşları bazı suçlarla itham ve muhakeme ediliyordu. Bu hâdise, Yugoslavya ile diğer Tito ile Stalin arasındaki mücadelenin dehşeti aydınlanıyor ginliği arttırdı. 25 temmuzda Soöv- yet Hükümeti, 31 Sovyet vatanda- sının, Yugoslav topraklarında ay- ni kanuni bir şekilde tovkif adil- miş olmalarını ve hapsedilmiş ol- dukları yerde, dövülmelerini, aç bırakılmalarını ve umumiyetle tâ bi tutuldukları muameloeyi protos: to ediyordu. Yuposlavya bu nota- ya cevap vermeyince, Soövyet sefiri Savrentlev temmuz sonunda Mos- kovaya davat ödildi, ve 1945 sene- sinde Yugoslavya ile aktedilmiş o- lan dostluk muahedesini, Yugos- lavyanın hükümlerini — çiğnemiş bulunduğu iddialariyle, — Sovyet Hükümeti tarafından 28 eylülde bozuldu. Sovyet — tehditlerine öheommiyet vermeyen Tito 1 aralıkta “helogar- diste,, Sövyet beyaz — muhafızları- nın muhakemesine başladı. Aynı tarihte, Kostov dâvası da Sofyada başlıyordu. 12 Rus — suçluydu. Bunlardan biri Nehiyndov suçlu olduğunu gösteren bir yazı bırak- tıktan sonra kendini öldürdü Bunlar, harb içinde Yugoslav mil- ! kuüvvetlerine karşı Almanlarla beraber işbirliği yapmış olmalariy- l6 ve Tito röejimine karşı da ca- susluk ve sabotaj suçlariyle itham ediliyorlardı. Bunların hepsi soön- radan Soövyet tabilyetine geçmeğe muvaffak olmuş olan Boyaz Rur- lardı. Aralarında bulunan — papas “Alox Krişko, Yugoslavyadaki Rus casusluk — teşkilâtının başın- da idi. Mahkemeye papas elbise- leriyle çıkmıştı. 9 aralık, suçluların hepsi, 2 ilâ 20 sene arasında hapis cozalariyle cozalandırıldılar. Bu işe karıştıkları anlaşılan Rus dip- lomatları Yeliseyev İlo Kirsanov da Belgraddan kovuldular. “Bütün bu hâdiselerden çıkan si- yasi durum “Stalin, grupunu bir hayli endişeyeo düşürmektedir. Moskova radyosunda da bu vesile ile, Tito Hhakkında, mütekebbir kurbağa, kedi gibi kurnaz, tav- sşan y kadar korkak, gibi tâbirler kullanılmaktadır. Tito bu sarsılmaz azmi sayesin- de çok alâka ve hattâ sevgi ka- zanmıştır. Tito Sövyet vatandaş- larını mahkeme huzuruna çıkar- maya ilk defa cesaret etmiş dev- let adamıdır. Kostov dâvası da Yugoslav diktatörünün vaziyetini takviye edecektir. komşu devletler arasındaki ger- I(ISA IIIŞ Bulgar mmi seçimleri 18 Aralıkta yapılacak Londra 10 (Nafen) — Bir defa te- hir edilmiş olan Bulgar genel seçimle- rinin 18 aralıkta yapılması artık ka- tileşmiş bulunmaktadır. Bugün muh- telif gşehirlerde seçim listeleri asılmış- tır. Muhabirlerin ehemmiyetle belirttik- lerine göre, Kostov'un itiraf etmemesi gekil alması karşısında müşkül bir du- ruma düşen Bulgar Hükümeti, seçim tarihini yeniden geriye atmak istemiş, fakat bir hâdisenin husüle getirebile- | I 'Monsun,, ceği tepkilerden çekinerek bundan vaz- geçmiştir. Kırzılhaç anlaşmalarını, Rus bloku da İmzalıyacak Montreal 10 (YİRS) — Cenevreden alı- nan haberlere göre, Milletlerarası Kızıl- hâç Teşkilâtı dört yeni anlaşma imzaâ- lamıstır. 21 Devlet mümeesillerinin İm- zâladıkları bu anlaşmalar henüz Rus- vya, Beyaz Rusya ve Ukrayvna tarafından imzalanmamışsa da, Sövyet bloku tem- silcileri bahla mevzuu anlaşmaları bir iki | güne kadar İmzalıyacaklardır. Fransız Ayan Meclisi, Almanyanın &lilâühlanmasına muhalir Parls l0 (YİRS) — Fransız âyan Mec- Yel dün Almanya meselesini müzakere etmeye başlamıştır. Uzun ve heyecanlı görüşmeler neticesinde, alınan bir ka- rarla Almanyanın yeniden silâhlanması- na muhalif olunduğu belirtilmiştir. Müzakereler esnasında söz alan Diışiş- leri Bakanı Robert Schuman göyle de- miştir: “Almanyaya Karşı, de hiçbir değişiklik vuku — bulmamıştır. Biz hâlen Almanyada bulunmaktayız ve Müttefiklerimizle beraber — Almanyanın YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU | Üzerine bu dâvanın beklenilmedik bir , | Londra l0 (YİRS) — Vesayet Komle- HABERI.ER B'üwunllğlni ki:ını:ı:ııak İkalacaktız.,, - Rusyanın, peyk devletieri yakında ilhak etmesi muhtemel için Paris, l0 Nafen — Birçok Batılı diplo-. matlar, Rusların & ilâ 12 ay İçinde de- mirperde — Rgerisindeki Çekoslovakya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya va Polonyayı, “bu memleket- lerin kendi İatekleri Üzerine.,, v Sövyet Cumhuriyetine iİlhak edilecekleri kanaa- tinli izhar etmektedirler.,, Somali meselesi yonu dün İtalyan Somalisi meselesini görüşmüştür. İngiltere, Komlsyona ver- diği bir muhtıra İle, eski İtalyan sü- mürgesinde bulunan İngiliz askerlerinin namiyle maruf başlamasından evvel Somaliden çekile- ceğini bildirerek Somali'nin İtalyan ve- sayeti allına verilmesi hususunda, bir an evvel bir karara varılmasını İistedi. Sarawak valisi öldü Valisi Duncan Stewarüt, rın tesiriyle Singapur buğün velfat etmiştir. 45 yaşında buluna Genel Vali, Sara- wak'a geleli ancak 3 hafta olmuştu. İki verli genç tarafından — bıçaklanıp hastahaneye kaldırıldıktan sonra, Londradan uçakla Singapur'a gelmiş, fakat bütün iİhtimamlara rağmen kurta- rılamamıştır. Nehru'nun beyanatı Londra, l0 (YİRS) — Bugün Yeni Del- hide beyanatta bulunan Hindistan — Baş- bakanı Pandith Nehru ezcümle demiştir ki! “Hindistan hiçbir züman zör kullana- rak Keşmiri ele geçirmeyi arzu etmedifi gibi, kimsenin de bu uüsüle tevesslül etme- Bİne müsaade etmiyecektir. aldığı yarala- hastahanesinde Fransız siyasetin-. “Hindistan ordusu, çoğunluğun arzusu Üzerine Keşmirde bulunmaktadır.,, Nehru, komünizm tahriklerine — karşı, Hindistan halkını müteyakkız bulunmaya davet etmiştir. mitrov'un, İmerkez koamitesine yazdığı İlen bir mektubun Mm!mf!ğ! memleketlerden | rüzgârların karısı Dunycı Haberierı Kos stov, suçlarını iliraf etmiyor Sovyetlerin Bulgaristanda tertip ettikleri manevralar akamete uğradı i0 (YİRS) — Kostov vasının dünkü celsesinde, sanıklardan Stefanov, Kostov'un kendisine, nun Yugoslavyaya Bulgaristanın bağ- lanması İçin talimat verdiğini açıkla- dı. Steofanov ayvnı zamanda, federas- Moskovrva dü- yona muarız olduğu için, Kardeli'in, Kostova, Dimitrovu kabineden uzak- laştırması lâzım geldiğini belirttiğini de iİlâve etti. Moskovada Bulgaristanın ticaret a- taşesi bulunan sanıklardan Boris Hrisa- tov, Moskovaya hareket etmeden önce Kostov'un kendisine şu talimatı — ver- diğini açıklamıştır: “Vazifen Bulgaristanı ayırmak olacak,,, ' Hristov, daki Yugoslav ticaret amtaşesiyle da- imi Burette temasta — bulunmaktaydı. Eski sanayicilerden Tutev de, ekono- mik sabotaj yapmak Üzere, İngiliz en- telijansiyle temasta bhulunduğunu itiraf etmiştir. DİMİTROV'un MEKTUBU Sofya 10 (YİRS) — BugzÜünkü Sof- ya Bakanı, müteveffa Başbakan Di- BRulgar Komlinist — Partisi iddia edi- maktadır. O zamanlar Moskovada hasta bulu- nan Dimitrtov, mektubunda, “Kosto- vün iktidara geçmek isteyen bir fır- satcı olduğundan iyice güaüüenmüsi ©1 e aa ea yaarganaş leyder l KĞKĞ BCi KF Kİ TILA LÜ ERÜRLE dee Ce Dü D4 T DDT Pt İngiltere Atom imal edehilecek Montreal 10 (YİRS) — Amerikan, İngiliz ve Kanada atom bilginleri ve askeri şefleri arasında bir hafta kadar evvel Amerikada başlıyan lere dün de devam edilmiştir. Dünkü toplantıdan sonra alınan ha- | berlere göre, İngiltere atom bombası imall için gerekli bütün malümat ve imkânları hâalz olduğunu açıklamıştır. Amerika ise, İngiltereye atom ener- | jisi Üzerindeki çalışmalarını diğer sa- halara tevcih etmesini ve atom böm- basını da Amerikâadan tedarik muştur. Bu mesele de ayrıca bir mül- zakere konusu teşkil edecektir. Birleşmiş Milletler. Genel Kurulu, bu seneki toplantısını - bitirdi Londra, 10 (YİRS) — Birleşmiş Mil- letler Genelkururulunun Dördüncü otu- rum devresi buglin kapanmıştır ve ey- lül ayına kadar dağılmış kalacaktır. Ruznamede bulunan ve bugün kara- | |ra bağlanan takrirlerden biri, Libya Yüksek Komiserinin tüyini olmuştur. Bu vazifeye Hollandalı Adrian Pelt tüâ- yin edilmiştir. Bugğün kapanış oturumunda şan Genel Sekreter Trigvi Lie, konu- ettirmiş, fakat ilerisi için Ümitli ve hodbin olduğunu söylemiştir; bilhassa | Avusturya barış andlaşması hususunda Londra 10 (YİRS) — Sarawak v Genel| bazı ilerlemelerin kaydedilmiş — oldu- ğundan dolayı duyduğu sevinci beliri- miştir. Çin meselesi Brazzaville, 10 (YİRS) — Amerika | Dışişleri Bakanlığının bildirdiğine güö- re, Amerikan makamları Çin Milliyet- | ci Hükümetinin Formosa adasına ta- şındığına dair resmi hiçbir malümata sahip değildir. Amerikan Sefiri Çin Milliyetçi Hü- kümeti nezdinde olmayıp Hong-Kong | şehrinde bulunmaktadır. Paris, l0 (YİRS) — Çinden gelen haberlere göre, Çenk-Tu ve Yunnanda- |ki Kunming şehirleri Çin komlünistle- rin eline geçmiştir. Çeng-Tu milliyetçi- lerin dördünecü muvakkat merkezi 1İdi. 'Tito- | Moskovadan | Moszkova- | suüuretini yayınla- görüşme- | | dir. sini tavsiye eden bir teklifte bulun- | manlar bu bıçakla Papa'yı öldürmeyi Doğu ve Batı arasında hüküm süren gergin- | likten dolayı duyduğu teessürü tebarüz . gerektiğini,, yazmaktadır. SŞahitler arasında eski İstanbul Konsolosu da var Paris l0 (YİRS) — Sofya mahke- mesinde, Kostov'un polise vermiş oöl- duğu ilk ifadeyi reddetmesi bütün dün- yada hayret uyandırmıştır. Bu hâdise, 19386 gsenesinde cereyan eden meşhur Kretinski mahkemesini hatırlatmaktadır: O tarihte sanıklar- dan Kretinski Vişsinskiye göyle — de- mişti! “Ben suçumu tanımıyorum. “Fakat ertesi gün salona geldiğim zaman, Ka- bahatimi itiraf ediyorum, diyerek İlk ifadesini değiştirmişti. Dünkü celsede sanıklardan Haci- panev, Titonun ajanı olduğunu ka- bul etti. Hacipanev aynı zamanda, Ti- tonun Bulgarlatandaki "Pirin,, bölgü- sini Yugoslavyaya iltihak etmek niye- tinde olduğunu da açıkladı. İkinci celsede, Kostov — bağırarak Pavlov'a çattı ve bütün ithamlarının yalan olduğunu söyledi, Buğgün son ka- lan sanıklar dinlenecek ve akahinde 69 şahidin dinlenmesine başlanacaktır. (YİRS'in notu) : Şahitler arasında, 1045-46 senelerinde Bulgaristanın İstanbul konsolosu olan Lazar Po- povski de vardır. Hatırlarda aol- duğu gibi, geri çağırılan Popovs- ki, hududu geçer geçmez Bulgar makamları tarafından tevkif edil- mişti.) AESET oT Taa BÜDD BT K ŞELİTLAr VA ERLİRL AAA F SADA VÇ KU GE ÇKL A CU ÇT AT ÇEN 'T ÖUŞ “Tlaj “İrakta yeni kahine vazifeye haşladı Londra 10 (YİRS) — Yeni lrak ka- binesi bugün Bağdatta vazifeye baş- lamıştır. 52 yaşında bulunan Başbakan eski âyan Üyesi Alji Cevdet El Eyubi- Papayı öldürmeyi tasarlıyan — şoför Roma, 10 (AP) — “İ) Tempo,, gaze- tesinde bugün çıkan bir habere göre, bir troleybüs şoöförü Papa — XTI inci Pius'a bir hançer sunmuş ve bir za- tasarladığını belirtmiştir. Haber, gayrı resmi Vatikan kaynak- ları tarafından teyid edilmiştir. Bu dramatik sahne bu hafta iptida- larında; - Papa'nın özel ibadetgâhında cereyan etmiştir. pılan özel bir âyine, Roma Taşıt işçi- leriyle — Vatikan küçük bir grup da İştirak etmekteydi. “İ) Tempo,, ya göre, Bruno Cor- nacechlola adlı” troleybüls şoförü âyin- ları söylemiştir: işte Kilise aleyhine konuşmak İiçin kullanmış olduğum bir incil ve işte siİ- ze vurmayı tasarladığım hançer. Beni affetmenizi dilerim.,,, Moskova Radyosunun hezeyanları Moskova, l10 (YİRS) — Avrupa E- konomik İşbirliği idarecllerinden John- son Ankarada iken, Türk makamlariy- le bir anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşma gereğince Türkiye İz- mir limanında Amerikaya Üs verecek- tir. Bilindiği gibi 1947 senesinde imzala- nan Amerikan - Türk anlaşması gere- Gince, Türkiyedeki Amerikan — vatan- daşlarının Türk mahkemeleri taratın- dan yargılanmaları yasak edilmişti. Şimdi de Türk topraklarından par- çalar isteyerek Amerika, Türkiyede, yardım ismi altında kapitülasyon reji- mi yaratmaktadır. İngiltere'de kar yağıyor Londra, lü her tarafına yağan kar, yolların ka- |panmasına ve bu yüzden birçok kaza- ların vuku bulmasına sebebhiyvet miştir. ver- |leceğini Küçcük kilisede ya-| müstahdemlerinden | den sonra Papa'ya yaklaşmış ve şŞun- | meci, “Muhterem — Peder, | (YİRS) — İngilterenin FÜĞ AŞ aa - - - - -—— - z — — r yonir HŞ eerr . meçr O L Ğ — l 1 LNT L ÜN — M ŞA — —G Memleke’r Hcıberlerı Orman yangınlarına karşı yeni tesisler yapılıyor Önümüzdeki yılda gözetleme yerlerinin sayısı 272 den 424 e çıkarılacak Ankara 10 (Hususi muhabirimiz bil- diriyor) — OOrman Genel Müdürlüşü- BU Tarım Bakanlığının hazırladığı & yaıllık kalkınma programınca yapılma- katma bütçesinin | Bı İcap eden işleri, imkânları nispetinde maktadır. Orman yangınlarını önlemek bakı- mından basta gelen tedbirlerden birl- ai yangfın gözleme kuüle ve kuülübeleri inşaatıdır. yapmaya — çalış- Hâlen 4 yangın gözetleme kulesi Ve | Birinci yıldöonümünde İnsan Hakları Beyannamesi Dün Ankara Dil, Tarih - Coğrafya Fakültesinde bir toplantı yapıldı Ankara l10 (A.A.) — İnsan Hakla- ri Beyannamesinin yıldönümü — müna- sebetiyle bugün saat 10 da Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesinin koönferans Ba- lonunda bir toplantı tertip edilmiştir. İlk olarak kürsüye gelen kısa bir demeçten sonra sözü profesör | Bülend Nuri Esen'e bırakmıştır. İnsan Haklarını koruma — evrensel demecinin, erişmek istediği gayeye doğru geniş adımlarla ilerlediğini söy- leyen hatip, bir kısa başlangıçla — 30 maddeden mürekkep olan bu cihanşli- 'mul beyannamenin insana İç huzur ve |dış emniyet sağlama hedefini güttü- ğünü ve bunun esas ikl noktaya dayan- idığını ve bunların da ,hürriyet ve de- mokrasi olduğunu açıklamıştır. İç hu- zur ile dış emniyetin ancak İnsana ait olan hakları tanınması ile elde edi- söyliyen hatip, evvelemirde bu hakların tesbitinin lâzım geldiğil- ni ve bu tesbit edilen hakları tanı- mak vVve tanıittırmak meselesinin — de mevcut olduğunu, insan haklarını ko- ruma evrensel demecinin bu vazifeyi ifa etmek yükünü ilizerine almış bu- lunduğunu tebarliz ettirmiştir. Bu beyannamenin muayyen bir züm- renin değil, bütün sediği bir fikir ortaya koyduğunu be- lirtmiştir. “Bu demecte bir tarafta insan hak- larının gerçekleşmesi hususunâdâa alın- mış olan gerekli tedbirlerin progğramı gösterilmektedir. Diğer nokta da bir imanın ifadesidir. Bu iman da, hür- riyete, demokrasiye ve insan haysi- vetine olan inançtır. Öyle umulur ki, insan haklarını koruma evrensel de- milli kütlelerin bağlılığı iİle bir bayrak haline gelerek, saadet ve refah yolu Üzerinde hedefine doğru yükse- lecektir. Londra l0 (YİRS) — Bugün Lake Success'de İnsan Hakları Beyanname- sinin İmzalanmasının birinci yıldönü- mü kutlanmaktadır. Lake Success'de gece yapılacak bü- yük bir konserde, tanınmış İngiliz artistlerinden Sir Laurence — Ölivier, İnsan Hakları Beyannamesinin mu- kaddemesini okuyacaktır. Sir Laurence, sırf bu İş için uçak- la Amerikaya gitmiştir. Yeni elçilerimiz Ankara 10 (Hususi muhabirimiz bil- diriyor) — Eski Lizbon Elçisi Rahmi Apak, Bağdat Elçiliğine Kemal Nejat Kavur da Helsinki Orta Elçiliğine tâyin edilmişlerdir. Üniversitelilerin otobüs pasosu Üniversite Talebe Birliği, pazartesi gü- nüı birlik lokalinde bir toplantı yaparak | işini et- Öfrendiğimi- soöonra bir Ünlversitelilerin otobüs rafiyle müzakere edecektir. zo göre gençler bu toplantıdan beyanname neşredeceklerdir. pasosu Rektüör, | merkezden | J HiTEİTTİ TTTiT L rfEH İnsanlığın benim- | 268 gözetleme kullibesi mevcuttur. ÖOnümüzdeki yılda 32 yangın gözet- leme, kulesiyle 120 yangın gözetleme ' kulübesi yapılacaktır. Ayrıca orman yangınlarını söndür- mek icin de lecektir. Diğer taraftan tarafından bu yıl binası tır. modern cihazlar getiri- Umum Müdürlük Tarâusta bir iİdare yaptırılması — kararlaştırılmış- DÖT LE TT RRMTE KTT ŞEEL İ brr Drar a DRFrarıa : ebtşamti DreERlir l U TUT UTN Di Halledilemiyen dâva Meteoroloji İşleri, nereye bağlanacak? Mütehassıslar, Tarım Bakanlığını tercih ediyor Hâlen Başbakanlığa bağlı Devlet Meteoroloji Savunma bulunan teşkilâtının Milli Bakanlığına raptı için ay- vi —a a — -e L -- | Eminönü lardanberi yapılmakta olan müzakere- | mesele mahiyetini almıştır. Mütehassıslar buğglinkü askeri işler- de hava rasatlarının ehemmiyetini in- kâr etmemekle beraber bütlüin meteo- roloji işlerinin askeri bir idarenin em- rine verilmesinde de isabet olmıiıyaca- ğına kanidirler. Bu işe başta Tarım Bakanlığı gel- mek Üzere birçok müÜütehassıslar itiraz | etmektedirler, Bu zevat meteoroloji rasatlarını Zzİ- raatin temel direklerinden biri say- makta ve bunun Ziral ve iktisadi kuv- vetinin pek büyük olduğuna işaret et- | mektedirler. Güörüştüğüm birçok kimse — Devlet Meteoroloji teşkilâtının müStakil — bir idare olarak devam ettirilmesinin her | bakımdan daha isabetli olacağına kâ- nidirler, Bununla beraber rasat teşkilâtımız mutlaka bir Bakanlığa bağlanacaksa, burasının muüutlak olarak yeri Tarım Bakanlığı olmalıdır. İngiliz kitap sergisi dün Ankarada açıldı Ankara, l0 (A.A.) — Bugğgün 15.30 da Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi giriş salonunda İngiliz Kültür Heyeti tarafından “İngiliz Kitap ve Dergiler Sergisi,, açılmıştır. Açılış töreninde Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu, milletvekilleri, Üni- versite dekan ve profesörleri, Genel- kurmay Eğitim Yarbaşkanı, — İngiliz elçilik mensupları hazır bulunmuşlar- dır. İngiliz Kültür Heyeti Türkiye mü- messili Mce Nab davetlilere hitabede- rek, harp yıllarında bir çok tehditler yüzünden İngiliz kıtap — neşriyatının muvakkaten sekteye uğradığını, fakat harpten sonra pek çabuk kendisini top- ladığını söylemiş, DU sergide 1500 cilt kitap ve 200 den fazla derginin teşhir edildiğini bildirmiştir. Mc, Nab, sergiyi Eğitim Bakanına ve fakültede sergiye yer verdiği için dekana teşekkür et- miştir. Bundan sonra Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu söz almış ve: “Biz Türkler ve İngilizler çok eski- denberi iki dost milletiz. Yalnız şunu kaydetmek lâzımdır - ki, aramızdaki kültür münasebetleri nisbeten az ol- muştur. “İki dost milletin birbirlerini ve me- deniyetlerini daha yakından tanıması lâzımdır. Muhtaç olduğumuz karşılıklı dayanışma da kültürümüzü iyi bilmek- le olur,, demiştir. Sergi on gün devam edecektir. |ler bu defa Tarım Bakanlığının şid- | |detli itirazları karşısında halli zor bir İruma Beyannamesinin, saatjl 11 Aralık 1045 W D A e M ” - — Si sera b eT eç P n e , Şehır Hcıberlerı Prof. Perrouxnun dunküu konferansı F —a — —— ” Profesör, milletlerarası güzi- delerin muhtelif tfiplerini tasnif ve tahlil etti İstanbul Muallimler Birliği adına, dün Halkevinde, şehrimizde verslitenin davetllal olarak bulunarn Prof. Perroux tarafından “milletlerarası güzldeler,, mevzuülu bir koönleranae verli ül, Üni- ! İnsan Hakları Beyannamesinin kabu lü münasebetiyle yapılafı tezahürler v ve nesriyat arasgına giren konleransa bas- larken, kiymetli profesör, bütün dünya milletleri öğretmenlerini evi, kövü, rağı, İnsanı, İnsanın istikbalini ve netice milletlerin istikbalini yapıcı, retici, kurucu ellerinde tutan öğretmen- leri övdü, eskl ve yeni Türkiye öğret- menlerine saygılarını bildirdi. Konferansın birinci kisminda, profe- sör milletlerarası güzidelerin muhtelif tiplerini aldı, bunları tasanif ederek tah- lil etti. Peguy, Erasme, Tagore, Sechweltzer, Dostoöyeveaki, Tolstol gibi islmler zikrede rek buğünkü beşeriyetin istikbali bir milletler milletli idealinde gören profe- sör, bu gayeye, bir dünya ünivereiteleri Kartell ile erişileblleceğini belirtti. Fa- kat bunun İçin çok para İcabettiğini ilâve eden koönleranecı, milyarlar da oöl- sa, bu paranın, harp İçin değli, harbe Lop- birn- Ö ıı:':*' İhazırlık havası vermek İiçin sarfedilen- ler yanında hiç de fazla olmayacağını söyledi. Hararetle alkışlanan profesör, İstan- bul Muallimler Birliği tarafından ken- disine verilen fahri âGâzalık Unvanıniı memnuniyetle kahul etmiştir. İnsan hakları günü kutlandı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ka- Ünesto taralflın- dan neşrinin yıldönümü — münasebetiyle dün, Birleşmiş Milletler cümlasına men- Bup bütün devletlerde, Tmemleketimizda we bu arada gehrimizde kutlama törenleri tertip edilmiştir. Bu cümleden olarak dün, İlkokulların soön sınıflariyle orta ve İlselerde şörencilere İnsan —Hakları hakkında izahat verilmiş- gehrimizde misafir olarak bulunan Fransız iktisatçısı F. Perroux Munllimler Birliği namına Eminönü Hal- kevinde bit konferane vermiştir. Demok- rat Parti ile Millet Partisi de bu mev- zuda birer toplantı yapmışlardır. Reyannamesi tir.. ÂAÂAyrıca, Milli Gençlik Komitesi kuruluyor Türkiye Milli Talebe Federasyonu dün İ'Teknik Üniversitede, Ankara, İzmir vae İstanbuldaki mevcut İdare heyetlerinin iştlrakiyle son toplantısını yapmıştır. Fe- derasvön dünkü toplantısında bir Milli Genclik Koömitesinin kurulmasına karar | vermiş, mevcut tüzük ve mall imkânlar mevzuunda konuşmuştur. Milli Grençlik Komitesi 1950 ağustosunda İstanbulda toplanacak olan Dünya Gençlik toplarıtı- sının hazırlıklarivyle meşgul olacak vea bu mevzuda WAY (Dünva Gençlik Fede- rasvonu'nun ) Erükseldekli merkeziyle temasa geçecektir İstanbul Valisinin çalışmaları İstanbul ve Kadıköy — Şoförler Cemi- veti ile Motüörlü Vasıtalar Sahipleri Ce- miyetinin idare heyeti üzaları dün vali ve Belediye Başkanının rivasetinde — bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda, — ota- mobil üÜcretleri, — goförlere bönservis ve- rilmesi, goförlerin ceza ve seyrüsefere riavetleri meselesi iİle bunların içtimal dertleri vae yardımlaşma sandıklarının geliştirilmesi mevzuları konuşulmuştur. | Gene dün, Emlâk Bankası Umum Mü- dürü Vallvi ziyaret ederek, Kadıköyünün koşu yolunda inşa edilecek olan 39 ev hakkında izahat vermiştir. Bir müzeler mütehassısı tetkikler yapıyor Ünesco nöezdinde Eski Eserler ve Müze- ler Uluslararası Komisvonu Mümessili Vander Hagen İstanbul müzelerinde tet- kikler yapmak Üzere Ankaradan şehri- mize gelmistir. Vander Hagen İstanbul- ŞKK .. | daki İncolemelerini tamamladıktan sonra bizzat açmasını kabul ettiği için Milli | : Tahran, Bağdat, ziyaret edecektir. Şam ve Beyrut'u da Elektrik ve su işlerimiz hal yolunda İstanbul Belediyesinin, Elektrik ve Su işlerini ıslah etmek üzere İsviçreden da- wet ettiği mütehassıslar bu ayın yirmi- sinde hava yoliyle gşehrimize gelecekler- dir. Gazeteci Ward Morehouse geldi Amerikanın tanınmış — gazetecilerinden we dramatik yazarlarından New - York Sun gazetesinin başmuharriri Ward Mo- rehouse dün Panamerikan uçafı ile Rü- İmadan şehrimize gelmiştir. —C lerdi? Hani, mış,; işte, tam kimleri gönderir- gönderirlerdi. biz sin, Büyük Millet Mecilsine şu parti relisi Tahir Beyin şapka, giymemek için itikâfa çekilmiş bir babası var- onun gibilerini Boş yere, kendimizi aldatıp durmıyalım; zaman da şayanı dikkat bir organisateur ve gü- zü yılmaz bir action adamıdır, mücadelesinde şimdiye kadar vaffakiyet Sırf kendi alın terinin semeresidir. Fakat... Verem ve sıtma elde ettiği mu- ettiğini kat, şu anda, ona, nuşuürken, sgezip anlamamış mıydı ? Ramiz'e bunların hiç biri meçhul değildi. bu elim hayreti Neşet Sabit'in ilk defa olarak kendisile de ko- demagojik bir ağız kullanmak yo- Halil F'a- Evet, de, fırka reisi de, biz de hayrette kaldık. Kime dayandılar? geldim; böylesini görmedim. Ve bu son sözleri söylerken sakallı zamanın- dan kalma bir itiyatla matruş genemni sıvazlı- Kimden cüret aldılar? Bu yaşa ö z a 2 zz —.-__l; PANORAMA EDEBİ ROMAN — İ — “— Bundan şu çıkar ki, Doktor Namık Ah- med'! günahları kadar sevmiyen valiyi, parti reisini, belki belediye meclisi âzâsının bir ço- ğunu ve muhakkak olarak vilâyet halkının mühim bir kısmını kendimize düşman etmiş oluruz. “—0. Azizim, bazan vurdum duymamazlığı öyle bir raddeye çıkarırsın ki, sana meram anlat- mak mümkün olmaz! Namık aleyhinde neler söylendiğini hiç duyup işitmedin mi? Halil Ramiz acı acı gülümsedi: “——. Bu neyi isbat eder? dedi., Aynı kimseler bizim aleyhimizde de kim bilir neler söylüyor- dur, Aynı kimseler, kim bilir, bütün' başda bu- lunanlara, hattâ en baştakine karşı bile için İçin ne menfi duygular ve düşüncelerle kayna- yıp duruyordur. Bu demagojik endişeleri bir yana atalım, iki gözüm; ve hakikati olduğu gi- bi görmeye alışalım, Bu vilâyetin halkı ne Za- tıâlilerini, ne de bendenizi severek, isteyerek intihap etmiştir. Hattâ bizi ilk seçişinde ne çe- şit nesneler olduğumuzun bile farkında değil- di, Farkına vardıktan sonra da bize hakiki mü- meessilleri nazarile baktığına, bizi benimseyip bağrına bastığına iİhtima) veremem. Bu halkı kendi arzu ve temayüllerine bıraksan, bilir mi- S1 tepeden İnme bir inkılâbın köksüz öncüleriyiz ve sayımız o kadar azdır ki herân milyonların içinde kaybolup gitmek tehlikesine maruz bu- lunmaktayız. Yazık ki, aramızda böyle bir teh- likeyi önlemek için muhtaç olduğumuz tesanüÜt- ten de esşer yoktur. İçimizden biri, — Namık Ahmet gibi — bazı iftiralara uğradı mı hemen ondan yüz çevirmeye hazırlanırız. Aman, bu çamurdan benim Üstüme bir şey sıçramasın, deriz. “—— Simdi de ben sana meseleyi bu kadar bü- yütmiyelim, diyeceğim, Zira, küçücük bir bele- diye intihabı işini bir muazzam İnkilâp dâvası haline soktun. Hangi hakikati kime kabul et- tirmeye çalışıyorsun? Bütün bu söylediklerini ben görmiyorum, bilmiyorum mMmu Bsanıyorsun? Bunları kaç defa beraber konuşmadık mı? Hakikati olduğu gibi görelim, diyorsun, Ben de sBana, aynı tavsiyede bulunacağım: Bir inkılâp yanlnız mücerret prensiplerden mürekkep iİdea- lojik bir mefhum değildir. Bunun bir de poli- tika ve taktik tarafı vardır ve hiç bir inkılâp hareketinin bunlara dayanmadan yürütüldüğü görülmemiştir. Politikada iİse elâstikiyet esas- tır. — Yani opportunisme.,.. Sani- anladın. .. Kelimeler Üzerinde oynamıyalım, rım ki, ne demek istediğimi pek iyi Dr. Namık Ahmet meselesine gelince; ci bilirsin, ben de senin kadar ederim, O yalnız ateşli bir idealist değil, bu gen- sever ve takdir ayvynı " . Bunun bir de “Yakat”ı var demek?., '— Evet, maattessüf, bunun bir de “fakat"ı var;: Namık Ahmed'in hususi hayatı... Bu muhi- tin göreneklerine taban tabana zıt yaşayış tar- zı... Almanya'dan getirttiği o genç hemşire İile olan acayip münasebeti ve saire Ve Saİlre,,, Halil Ramiz, yüreğinde bir çöküntü hissetti. Bugüne kadar meclis arkadaşları arasında mi- zaç bakımından değilse bile kalfaca kendisine en yakın bulduğu, nice İsyan ânlarında ancak kendisile başbaşa dert yanıp hasbıha| — edehil- diği Neşet Sabit'in, birdenbire, barikad'ın Öbür yakasına geçerek, Hoca Faiklerin, Hacı Ra- sim'lerin, Şevyh Sâkip'lerin — dilile konuşmaya başlayışı, onu, sSanki tepesi aşağı bir boşluğun içine yuvarlayıvermişti. Artık ne münakaşaya devam arzusunu duyuyor; ne de hâlâ söylenip duran Neşet Sabit'| dinliyordu, Halil Ramiz, arkadaşının bu fikri inhirafı karşısında neden bu kadar Tütura düşmüştü ? Onun karakterindeki zaaflar, kendisince, öte- denberi malüm değil miydi? Neşet Sabit'in da- başbaşa — kaldıkları inkılâpçı, mec- ima, iki benlik taşıdığını; zaman ne kadar müdafaasız bir lis muhitinde ne kadar oynak ve uysa| bir po- litikacı olduğunu bilmiyor muydu? — Kaç defa, kendi düşlünce ve kanaatlerinin zıddına hare- ketlerde bulunduğunu görmemiş miydi? Niha- yet, onun, her şeyden evvel bir vekâlet koltu- ğuna kurulmak ihtiraslle yanıp tutuştuğunu ve oraya varmak için her vasıtayı mübah telâkki Ür hat luna sapışıdır. Halil Ramiz, kendi kendine soru- yordu; “Aramızda ne oldu, ne geçti ki, benim- le de ihtiyatlı davranmak, bana karşı da öbür yüzünü göstermek lüzumunu hissetmeğe başla- dı?” Halil Ramiz gibi sezişi kuvvetli bir ince psikolog için bu sualin cevabını bulmak © ka- dar zor değildi; Neşet Sabit, ya bir vekâletin kokusunu almış; şimdiden mesuliyet sahibi bir devlet adamının tedbirli tavrını takınmak İis- tiyor; yahut da — FHali| Ramiz, bunu kendi kendisine itiraftan bile tiksiniyordu — — yahut da, kim bilir, belki, diğer bir çok arkadaşı gi- bi, ona gözden düşmüş ve artık samimiyetine lâyık görmediği bir kimse muamelesi ediyor- du, Halil Ramiz böyle düşünürken öbür mebuslar da çıkageldiler. Bunlardan biri, Faik Bey, ilk söz olarak: “ — Yahu, bir dalaveredir dönüyor ama, biz de anlayamadık; dedi. Neşet Sabit, birdenbire, deminki ukalâ ve kaygılı tavrını değiştirmiş, babayani babayani gülmeye baş'amıştı! " Hele gel, Hocam, telüşı bırak, şöyle yanıma otur da, Sana bir kahve 1smarlayım, Faik Bey, altına arkalıksız bir hasır İskem- le çekti. Gözünün uciyle bir Neşet Sabit'i, bir Halil Ramiz'i süzüyordu. Onlardan, günün me- selesine dair hâlâ bir ses çıkmadığını görünce: .. Doğrusu pes, Şu Şübbanı yatana!,. dedi; iyi çevirdiler manevrayı vesse'âm. Bu iİşe vali yordu. Öbür iki arkadaşi, Rasim ve *“Sakip Bey- ler de birer iskemle alıp oturdular. Bir büyük çınarın gölgesi altında idiler, Bu çınar zaten Millet Meclisinin göze çarpan tek ağacıdır. Vaktile şehirden epice uzak olan bu noktada, yaz günleri kasaba eşrafının toplanıp hoşbeş ettiği bir kır kahvesi varmış, Şimdi bunun et- rafı beton binalarla çevrilmiş, çimden parter- lerle bezenmiştir; biraz ötede eski bir çeşme bir fıskiyeli havuz haline inkılâp ettirilmiş- tir. Ve daha öteye yine betondan bir kaide Üs- tüne bir Atatürk büstü kondurulmuştur. Halil Ramiz, bir dibinde oturduğu yüzyıllık bu koca çınara bir de yaşları henüz beş on yılı bulma- mış bu yeni yapılara bakıyordu. Genç millet- vekili, bütün bunları sanki ilk defa görüyor gi- biydi ve kendi kendine diyordu ki: “Şu beton binalar, şu parterler, şu fıskiyeli havuzlar, şu tunçtan Atatürk büstü, bu koca çınarın yanın- da ne kadar uydurma, ne kadar dermeçatma, ne kadar iğreti ve fani gözüküyor! Sanki, bu mukavvadan birer tiyatro de- sanki bir el geyler bezden ve Oyun bittikten birer yerlerinden korudur. son'ra, bunları birer söküp çıkara- cak, derleyip toplayarak bir kenara yığacak- tır. Yüzyıllık koca çınarın o saati bekliyen bir hali var. Boğum boğum gövdesi denilebilir ki, böyle bir intizarın sabırsızlığlle kıı-—ı*şıııp duru- yor.” (Devamuı var)/