f İBAY ŞüKRü KAYA ANLATIYO Abdülhak Hâmit, kendi ihdike yanan bolışıklı, bol hararetli bir güneşti. Sönmedi, yandı Ankara 16 (A.A) — Türkle- vin en büyük şâiri Abdülhak â akkındaki hislerini, e ıralarını Blienknci eni ei at pek az okumuştum. un, O büyük hayatın ancak son devrinin arkadaşı olmuştum. Oaz, fal z söyler. Ben dikkatle ve zevk ile dinlerdim en sa sev; usur et- emeğe çalışırdım. O da ilti- fatını ve teveccühünü benden €sirgemezdi, ie onu, bütün Türkler gibi os, & emdilik leri veyâ ine muriyetleri Akdenizlileri Ke- mâle çok bağlamıştı. Om uhit > her şiir, okunan her güzel yazdığı, yahut küfürlerini ümid” dedi- dediği kötü olmaz, kötü gine iyi denilemezdi. Evlerde, alli tad remler, Hâmidler berlenir, Naciler di mazdı. Hâmidin eserleri elden ele gezer, şiirleri dilden düş- zdi. Ek- Büyük ve lâyemut Fiâmit Galatasarayda Deyi o edebiyat dersine baş- ladı, Ondan ii di an olduk. Şire için Türk edebiyatı öğ- demek, Hâmidi bilmek demekti, a him şâiri Hâmid, ecdâver Darülfününda ğendik rapid "in, Cenab'ın şi- e ait. hatıralar hassasiyetle bin bir şekilde idi. Bu şâir Feylezofun bazı ba- ye ilikiler bile kendisine ir mazeret bilirdik. derdi. Ara sıra iiekiaplağır; telgraf- laşırdık. Hastalığımda “Müteessifane müteessir oldum, diye hatırımı sormuştu. Geçe: eki rahat- ıktan sonra aran hdi il artık unutulduğun- dan şikâyetler öderek cevap verdi. Şikâyetinde haksızdı. Bunu sonra e mler. in bugün ölümünde ze“ sinde bütün milletin e ürterdiği teessür (o ve candan alâkalara şahit olsaydı kimbilir mümtaz tebessümü ile daima genç ve a zekâsiyle yine nasıl zıtlar zarif ve nükt teli bir r cevap başlı başına vo üre Biz onda iiri, edebi- yatı değil — kiyaseti vi arpan yüksek duygulu ve yük- ek haysiyetli bir insan. Her- kes insanlıkta, herkesle yek- san diyebilen ve cümkurun adrini vakit vakit herke: Dn büyük bir seyle yük bir demokrat > bir şahika idi. Kuvvetiyle, zaâ- fiyle, eid ri kes maliyle, andı, Fokat rik e ar Yine Fikretten mülhem ola- rak diyebilirim ki; o, Ecramiyle, Buva kile; Avamiliyle, Sitare ve e le ket ei kendine şıklı, bol baar bir dn Eleni andı. şe LİLLE 23 Nisan Çocuk bayramı haftasının ilk günüdür. Ya vrularımızın Amerikada sosyal dava iz > 1935> , 16 (ÖR) — “ Huma- AN icen Amerikada iş- çilere tapma kollektif mü- kavele yapmak hakkını veren ve tecelli ni alâkadar mecbur er kanununu yele bike b eta saya uygun asını emi niyetle karalı. Gi ga leya göre reis Roo: ekono- yi sahada tibe eral e siyaseti balk em iel ühünü kazandığından e kadar in sayal kann e fetle son der pekala bir teyebki oan Tem mahkemesi meselesi -mülr a rdan düşmem k - Cumburreisinin siyaseti En eğilmeğe mecbur kal- mıştır. FORD MÜŞKÜL ME wyork 16 ( Ö.R alara işçi nikel asl mıyacağını söyleiiş san meşl iz Het ir Ford Vagner ak limddin Meri Körez ali ya uygun bir kanun olarak kabulü üzerine müşkül me ve kalmış tornestan mak yasan: uştur. Malüm olduğu işçilere üzerinde < a çipi kani dika esası kurmak Fordun son b akla kumpanyası tar n ke: fabrikalarında © senelet HG EdeMKErİ takip edilen uygun ki seleri murarn sml i e daima serbest ae ii Ford mi una hiçbir görmediklerini o iddia eylem ştir. DEMOKRASI VE FIKIR HÜRRİYETİ aşıngto, ondan öir manzi ere iz Amerika ittihadı ii her iki Amerikada dört seneden beri elde edilmiş buluna iktisadi neticeleri attıktan rika devletleri birliğinin satveti hakkında unutul bir intiba) devresi 15 (AA) — Misi erir konferansı ta- rafından muhtelit mahkemele- rulan nizamname komi dün öğledes a Mısır iz tetkike başlamıştır. misyon istinaf ener ile mele e rin kası hak yi e AR kabul et- miştir. syon muhtelit melerin kaza da mahke- irelerinin ancak Kapitülâsyonlar Mubtelit mahkemeler için Mısır projesi Bu proje üç devrelik bir intikal kabul etmektedir. Henry Ford Tornestan yapmağa mec- bur kaldı. Ruzveltin yeni bir utku ile memlekete dönmüş oldu- ğunu ie ir. Hatip sözüne devamla de- tir ki: Demokrasi iin ai rm neticesi olan bey' İmile| t hav: ve ni len gibi fikir ve hürriyetinin selbi suretiyle de inkişaf ettirilemez. Böyle bir vaziyet milletlerin kendi hükümetlerini bizzat ser- bestçe intihap etmeleri esasına istinad eden demokrasi ideal- lerine mubaliftir. komierar ii evresinin nihayeti dar değişmeden lime teli olunmuştur. İstinaf mahkemesi 11 yaban- cı ve 6 Mısırlı hâkimden mü- rekkep Vr İntikal pi resinin birinci kısmında vaziyet değişmeden daya ii tirilecektir. Mısıı Ere ölme göre ikinci devrede inhilâl eden yabancı âzalıklar yavaş yavaş Mısırlı doldurulacak, fakat nihayet pek olu- maruz kali kabul maca el intikal devresinin müddetile meşgul olm mamıştır. iü komi: — Efe! Senin adın dört yana TL ii haber verdiğini sorma da, Müftü, Ki vi Katır- unun. tirdiği çağ gayri ri ei bir iki nefes çekti — Gel sen Akşehire gireyim dem ten ahalinin burnundan fitil ün ir yatı çekildi. Takatları yok. insaf et te bir hâdise dei çı gışlanmasını istiyorlar, Hepsi nedamet — Hocam, benim ahaliye ne zaraım | etmişler.. Hattâ bi wn Isun diye ve Absi ağayı teslim edin ele | arkadaşlarımla beraber üç bin riyallik keseler gönderdiler. EE ama! Biz sana Absi ağa > Kitrağl bir kahkaha attı: hirde yok desek inanmazsın, değil mi?) — m siz beni hâlâ öğrenemedi- — Ne bileyim! enim paraya ihtiyacım © olmaz. İşte gördün mü? Eğer biz senin e dağca gezer, haksızlık (nerede| vi e deği ancak bazı aa li reye gitmiş? — Senin ek kovaladığını du- yunca kaçmış — Yalan! pe iinde yemin ede- rim, bu mler — İşte hat burada evlât. Absi ağa şehirdi em geri o kalân) çi adamları kendi canlarının sizden ( bö-| yi bir kenara çekilirdim oğlum! iki Fos! tost fos! ke acele acele ip dumanını — Halbı Bil iyorum eline k ler hayıra sarfolunur. ze- şa üstüne pa mis Haber al tir kaldığ — © Kaydınız. ikizini veni ken e mini Her haldör kii, bul keiilek — Anlamamazlığa geldim desen da- İka doğru söylürein: Banu k k kurunuz ii yakar, İşte bu Allahın vel > Müftü birdenbire döndü diz üstü gek il diz im efe! Dedi. Onu senden rica ve Ea ai evlât! Neden der- sen?Bir defa a nı değil, ken- arıyorsun n değil — Beli! le i ii bul edince. — Bu da doğru hoca! Bunları ben|z pe te duyardım kendiliğinden ama, senin — Absi ağayı bağışla! diyeceksin. İ sözlerin de ciğerime işledi. — Ortada olmıyan bir adam için bu| Müftü muzafferiyetinin şevkiyle göz- te lüzum görmem. leri pari İde: Si vir bağışla diyeceksin! Din. iğ Allahın — Oğlum se arslanı yatıyor da on Diye de iz detli ve hak güde ol duğunu.. Onun seni dünya İgözüyle görmek, iğ 'deri- ia ee Hera var? Bir lokma ekmek uğruna emir kulu olan adamlar kendi kyn mi arkasına takılmışlardır, sana rm? — Hayır! Katırcoğlu tatlı tatlı güldü. — Doğru be hocam! Doğru söyl karşı bir hakaret ve bir hissi yek wi orduk EE m Vaşington -A)—B. u mesele umum! is- intikamdı. Bay merhumun ın iyi Çirkinliği, kötülüğü ön için hazırlanınız. Ruzvelt Amerika ittihadı günü | cı hâkimler ekseriyetinin inti- âhiyeti nir vi > 3 İnal. camide değilsin! — — işte gördün mü! Bir kişinin kusu- ma alırdım seni, bes Müftünün zengi atmıştı. Fakat kur- Klee mese günahı yoktur de-|çok gördüm, çok gezdim, tecrübeli bir nazlığını bozmadan, hemen atıldı, Ka- lm cama ani ia demek- a mi? a gibisi 1 tarcıoğlunun sözünü kesti: bii biz a çe toplanmı-) — Doğrul am. Ne güzel by efem! o Hay)şız. Orası lâzım en a Bu kese-| — Her koyun kendi Gm ası-) — Sağ ol evlât! Şimdi sen şu kesele- in ömrünü arttırsın. Ağzın- ein sizce kabulü lâz; hır derler, Harunürreşidin en kalender )ri al! N dan cevher dökülüyor sanki. Eğer ben arcıoğlu Kiomyeli ir gülüşler | | ve en fâzil bir âlim Sai kardeşi bile) — Almak doğru mu? Yazan: TekDil Tefrika No:9 , pul arayan bir eşkıya kafi-| — Peki! Hoca! Ben bu keseleri ka- e ve başka hadisi şel — Ben hak veriyorum. Bunları ak ————— lesi olarak tanımış olsaydım hiç bura- ii eöscimmn kei evlât! İnsan kıs-İdıktan sonra, hattâ şehre bile uğrama” dım atmazdım. L in ülke çıkacak mı ame ağ ta e emrin dt yolun a git! Çünkü. gihimizde ii an kahraman e bağışlamışsın” demektir. “5 e sözüme uy evlât. Şu Abi amak uğruna yaktığın (o ÇaY kaman ında... — Sana bu haltı da kim söyledi? Be” iktiğin Çayi kasabasında yaka” adan sun, dedi. Hani ihtiyar olmasan, mem- gi a