Yazan ; Türkçeye çeviren : Oskar Vaylt H. Süleyman du Güneş ağa nehir boyu- ve 2 — dı, kö; iyi ii rinden uşlar b "dikkate şe şayan ide. dedi. “Kışın bir kırlangıç! bu hususta yerli gazeteye uzun boylu yazıl, ya bundan bahsetti, kü si yabancı!, di- ..O m sözlerden . çok doğunca bahtiyar y prensin , Yanma geldi; “Mısıra hiçbir siparişin yok mu?,, dedi, n hemen gidiyoru ikinci varacaklar, kamışların şelâ- u aygırı aras e yata, VE Oo memnun e hide | vw bir taht r. Bütün ge- ce küyrdliz ima bakar ve zi ağla zet ve gümbü; ai gürültüsünü e emeti var. “Siyah saç- Sn da m yor, dudakları nar eği sikin Ve e bir Tür müdürü — bir piyesi bitirmeğe çalışı Lâkin m) oluyor. lm. ği bk da are ini md e elm. v al Geri e © çekti iyi kalp sahibi olan kırlangıç “ bir g. daha se- ninle kalacağı “Ol yiyeci osmacak Şey “satın alarak" ese- rini ikmal edecel eni sergi e a bunu yapa; di lamağa başl 5 prensi gö özünü ptü ve ee İlibösine doğrü girmek kolaydı,çün- kü ie bir ik vardı.Oda- anh yüzünü elleri gözlerini | akutu “lecek Bi içine enez gömmüştü ki un kai anat sesihi işitmedi; ve vanil kiymetli solmuş nekşelerin üstünde buldu, elikanlı “beni takdir et- meğe başlıyorlar,, diye bağırdı u yakut büyük bir takdir- kör tarafından geliyor. Şimdi artık piyesimi bitirebilirim.,, Genç adam pek mes'ut gö- rünüyordu. “ Ertesi gün küçük kırlanıç . Bü; diye şim Mim “ ben Mısra gidiyorüm | ,, dis bağırdı lakin b kulak olmadı, oda ay çıkınca bahtiyar prensin yanına avdet angıç “ sana allahaısmar- tem demeğe geldim ,, dedi. Pre “ kırlangıç, kırlangıç, küçük kırlangıç bir gece daha g8 a * benimle bele kaan re b iangıç * Mil geldi, buzlu erler. Aşinalarım (Balebek) mabedinde yuva ya- pıyor ve penbe güvercinler çekere seyredi- yorlar. Kli lie seni terk etmek lâzım, lâkin seni hiç bir zaman liiymen ğım, ve ge- sanâ teda el Üzere çocukcağız ığa müheyya iş hal vg ir. Zan ayağında nede pabuç, Len bam çıplak. Benim öbür gözümü çıkar, ona ver, bu suretle bb dayağından iŞ ig se- ninle Sline dedi, kin gi oyamam, sr o za- man büzbütüü tün ikiz kâlacaksı bi Prensin ayağı uc cundr Yeke daldı. Ertesi ii bi omuzuna kondu aribelerle 'dolu memlekelerde gördüklerini an- a başladı. Ona Nil kıyı- olup biten seylerin “hepeini bilen sefenksi si elmas ii leri Hin tacir- leri hikâye Bir ka yal Güzlğ vap iri im billo; ğlarının Mü maketi bir hurma ağacının kütü; e uyuyan ve yirmi papas tarafından ballı börek lerle beslenen yeşil bir n- a İk bir göl üzerind geniş ve düz yapr Ea üstün- dolaşan ve kelebeklerle daimiğ bir harb bulu- lezzetle dinle- sevgili küçük ali sen bana harikalar- n bahsediyorsun, lâkin dün- AE, en harikalı şey insanların ektiği ıztırablardır. (Sefalet) den daha büyük bir yok- sır Küçük kırlangıç şehrin tur. | üzerinden uç: ve . gör, düğünü de banai söyleş dedi) He kırlangıç büyük şeh- uçtu, “dilenciler parmaklıklara oturdukları hal- zenginlerin kâşaneler içinde evk ve safaya daldıklarını gördü. Karanlık dar sokaklar- Dünyada sefaletten daha büyük bir sır yoktur. sm geçti, bu sokaklara dal- Vi I e ların Ve oyunca asılıyor, her- s kürklerine anl olarak çı- kya, küçük ço ı ber ve perişan (onazarlarla eler vi ıçirerel tbakan aç çocukların işi si dei kayı yy orl Zavallı k ittik ü rünün kemeri altında e meğe Gelik lâkin bü ci derdile iki küçük çocuk birbirine | yüzünden üşümeğ “ karnımız çok aç! ,, mm Öteden bekçi “ora- da ne duruyorsunuz?,, diye ba- ğirınca zavallılar yağmur altın- da serseriyane kaçışmağa baş- ladılar, ri bunları temaşadan sonra prensin yanına döndü ve gördüklerini kendisine anlattı, Prens “benim üzerimde altın yaldızlar var, sen onları yaprak kaldıracak ve benim araş olduğu halde yatı- yorlardı. yı f eceksin; © sağ ii altının endilerini dai- ma mesud edeceği itikadında- dirlari?. Kırlangiç Obu ince yaldızı afha safhâ, si prens bulanik boz bir renk B dü, bunlara nail olan çocukla- rın simaları pembeleşiyor ve başladığı için Kürek Mek diği mek istemiyordu. zaman ekmekçinin zir — de ekmek ufakları toplıyor, kanatlarını çarparak ısınmağa çalışıyordu. Lâkin nihayet anladı ki ölü- mü yaklaşmıştı. Bir defa daha f © liği ” KEMA di Zor ee Me iş SOME m EMA | 7 Kâ 21935 NI ASIR Sahile 7 H se I . ıl - sokaklarda gülüşüp oynaşıyor- || dudaklarından . öptü ve ölü . lardı. “Şimdi ai kmek bul- | olarak ayakları ucuna düştü. p er Şun Ir I aye » dukl, diye bağrışıyorlardı. Bu dakikada birşey kırılmış ok geçmeden kar mevsimi | gibi, heykelin içinde garib bir B P o geldi. Karlarla beraber soğuk- | çatırdı oldu. Hâdise kurşun yi lar da başladı. Sokaklar gümü yüreğin apaşikâre iki parça ahtıyar Prensin hayatı e ui; hesiz kaskatı donmuş bulu- nuyordu. Ertesi sabah belediye reisi erkenden © âzalarla . birlikte dar dn e lü! ,, dediler; ve eykeli iayuna için yukarı İL yi düş- müş, gözleri ortadan kayba, üstünde yaldızdan eser kalma- mış, dedi. Artık dilenciden biraz fazla farkı ya var, ya ok! ,, ep bir ağızdan “di- lenciden biraz farklıl,, dediler. Cs : “Bundan başka ayaklarının bu ia gezide telkini derhal meden bahtiyar w lmigi o ol ale gidecek: memnun Burada çok kaldın. Lâkin beni bir kerrecik (o dudaklarımdaı öpmelisin, günki seni seviyo- yorum,, dedi. Kırlangıç “Mısıra gitmi bi e “Ben ecelin si Ölüm uykunun ise değil mi?,, Kırlangıç (o bahtiyar prensi Lütfen çeviriniz ) başında Ne Dünya, günün en son haberle- rini bekliyor. Herkes makine uzaklardan haberleri bekliyor A936 Modeli -“Radyosuna sahip olanlar en yeni haberleri, en temiz “ve en pürüzsüz olarak alırlar. ii de her halde bir Radyoya sahip olunuz ve 1936 modeli TELEFUNKEN Radyosunu intihap ediniz. Onu dinledikten sonra âhenkli herhalde hayran olacaksınız. gelecek Bourla Biraderler ve SSJ cm seni AL) neşriyatına Şeyi ağır yürüyüp ellerinin izinde a an Ye