rine getirmeğe çalışırlar. Se ei Hakikak — Hakikat > (Er) tahakkuku - te vergi a b Le kkul k (Bak S © gerçekle: ya i gimak) , Gerşeleşmek e E Örnek; ie şeniyetleri a 6 am ii ör . rnek: Ümidim tal Dr e e etti - Umudum gerçekleşti. (Ee) Eguite, eyl z — Haki ii Örnek; nt iki m DR z © SÖrnek: Bu yazı — vaziyetin — hakiki tahlilidir - Bu yazı du- - rum özesidir. e köklerden gi 32 Kökü Türkç HUKUM, Türkçe ÇEK di ii GU (Bak:Mahuf) ai n (T.Kö.) - (Er) Sam ttre Örnek: m Alaberieli rın âkı- yınlık ayan ede'olensili Örnek: © Bu iş ehemmiyeti hiz ene - Bu iş önemli de- Yüzü aşı rütbesini ea olan- Yü üzbaşı Ae nde Haizi ele Hâk — eri Hâki ek — Boz Hakk (terim)— Kazım - (Fr.) ravure Hakkâk — Kazman - (Fr.) Graveur “Hakkiyat — Kant - (Fr) Gravure Hak — Hak (T1.Kö) - (Er) Droit. istihkak — Hak - (Fr.) e ration, marite Örnek: | m. amm Hakcıllık - - (Fr) Eguital table Ihkak etmek” — rine getirmek - siye ee ice Örnek: Hâkimler ihkakı hak- A iler - Hükmenler hakkı 1—Öz uzmanlarımızın ne yazıların nı ye 2 — Yeni koni Osmanlıcadan Türkçeye karşılıklar kılavuzu No.15 elen sözlerin bir 0) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında sırası ile iz. iie ği iğ ağ, in melerin ira işleni ökünden gelen ŞEKİL iz - (Fr.) Rectifier © rnek : Bu yanlış duyuğu urgut doğrulttu. Tashih etmek — Düzeltmek Fr.) Corriger Örnek : Bu ii yanlış- lari tashih ediniz. Bu yazıdaki yanlışları düzeltiniz. Muhakkak (Bak: şüphesiz) Muhik — Haklı - (Fr. ii uste Tahkik, tahkikat — e eği ri ion Ey kkında tah- uçlu hakkın- yor. Tahkik etmek — Gerçinle- mek - (Fr.) iş se liv- rer aune ve e Onel lis, bu cürmü > - dpi i tahkik e Pol bu suçu kimin işlediğini pe Zi kik — Gerçinlene- bilir - Xx a ble Örnek: Bu iş ie vesika- lara e kl ik görün- müyor - Bu deki belgelere göre ipli örünm iyor dettatbik çinlen- dikte - (Fr.) Apres engte Tahkikatı adliye — zel gerçin - (Fr.) Enguete İblcinie Tahkikatı iptidaiye — ilkel rçin - (Fr.) Enguete preli- minaire, Tahakkuk ( Bak: sabit ) — Hakikat —Gerçeki kten . (Fr. JR akikat en, doğ- llement, vraiment — Doğrucu, ve ii - iL Veridigue yara bir adam - Deki Ni ad Kariki b hakikat — — Hakikatar - A A manen mpi manın mevzuu doğ- az çı eyi i hakikat olmalı- yi e Bir re romanın Mu az çok hakatsı olmalıdı Muvafık baik — Hakikata uygun - (Fr.) Veridi igue Hizlkikatbin — Doğru görüş- Hakiki — Örnek : B Olmus - (Fr.) Reel - Bu re- okuduğunuz şeyler ol- muştur. yi (Şe'ni) — Gerçek (Fr) ie Rüyada görülen şey- hakiki değildir - Rüyada örülen şeyler gerçek değildir. Hakiki — Asıl - (Fr.) Veri- table Örnek: Bu yazının hakiki 2 manası şudur - Bu yazının asıl Sanlamı şudur. © Hakiki — Tam - (Fr.) Veri- ible Örnek: General.. kumandandır - Genra! « komutan adır, Hahiki — Hakikatlı, candan (Er) e sincere Örnek: Hakiki bir arkadaş dan bir arkadaş ( hakikatı hakiki bii Ni ir .tam bir bir arkadaş) Hakiki — Doğru- (Er.) Ve- le un doğru çö Hakiki — Sağici, iğ r.) Vrai : : Bu slmas bakik mi- midir? - Bu elmas il midir? ettirmek — Ke günceleri tahalıkuk ettirmiş- — Bu adam bütün düşün- vi erçeklemiştir. Tahakkuk ettirmek — Var- baş vurdu — Düşündüklerini Yarimi için her çareye baş ei Kabi kkuk — Gerçek- eril - ün ami tahakkuk ta- BTE - hen ta- sârlar Tahakkuk memuru — Ke- sinci Fm at'i — Kesin - (Fr.) Defi- nitif, <ategorigue Kat'ileştirmek — k Könnleğe tirme! Hükuk“— Türe (FE) Se ence juridigue “Hukuki — Türel -(Fr.) Juri- igue Hukuku âmme — Kamusal haklar - (Fr.) Droit publie Hukuku müktesebe — Edi- nek haklar - (Fr.) Droits ac- a ku — Tabiiğ bk - e) Dr EN öylece, böyle, e iy eni Hakem e (Fr.) Ar- bitre Hikmet — Öken, gizey; Örnek: Bu işte benim a işte benim anlamadığım bir gizeyp var. — Ökmen - (Fr) ge Hâkim — 1 - Egemen - (Fr.) Souverain 2 — Hükmen - Juge 3 — Hüküm süren - Regnant e göre, Fransızcaları yazılmış, ayrıca örnekler e kullanılan şekilleri alınmıştır. ASLI AK at - Dominant g > tion- est souveraine. 2 — Adliye vekâleti hâkim- ler i iz yeni bir kanun hazır- ü bakanlığı ai a concernant İe jugı 3 — Millet ateli hâkim olan kanaate Kamutay- da hüküm süren kanaate göre- Selon le conviction preponde- rantedelaG. A.N. 4— göre - u, bütün hâkim te- peleri iliş - Ordu, “başat te e > (Fr.) ei regnai Hâki olmak — Sakini “ Dom Örnek İstiklâl duygusu köklü millete kolay yk az im başatılamaz gul a une conscience Sele se son independance ne puet 5 etre facilement dominee. riayet Egemenlik,bi şatlık - (Fr.) sökeniiiei De, mination Örnekler : 1 — Hâkimiyet milletindir - Egemenlik ulusun- dur - La souverainte appartient ala nation Hindistan İl hâkimi iyeti âli dedi ei die başaltlığı a altmdadır İndes se ki sous la domine Anglai hi al (Fr.) Amer > Maple millet-Kö- / ei ade m asservie Mahikâimiyel— Kasınlık-(Fr.) Condamnation ahküm olm. giymek, aranmak - Te) Ete Mi tmek — Kasamak w) anlam Muhakem. 1. Ökem Kn - Gr) di Raisöme- ent 2. Jugement a etmek — 1. Ök- lemek 2, ea - (Er) Raisonner 2. Juzı Örnek ; 1- iie hiç bir fikri mul kabul edivermemelidir - İnsan hiç bir fikri öklemeksizin kabul edi vermemelidir. İncağini vermiyen Sldala dün muhakemede mu- akeme olduk - Alacağımı ver- miyen 3 dün hak yerinde dur — e (Er.) Grain de avte “fal — Hal (1. Kö) Hâlen — Şimdileyin Hali ai — Bugünkü (şim- sil) Ö Hali hazırda - şim- diki halde, bugünkü halde- ali hazır böyle bir işe a em; şimdiki hal- e böyle bir işe girişemem Hali medeni— Soysallık hali ekin, nekahete gelmek—Din- © Haleti nezi — Can Halü vaziyet ( Bak: ke len hallei Kotarma ve — Eritme - (Fr.) action de disso: çekişi. ahvali e ekeri e hallet- e predominant, prepi Mi onderant oo İ R Halletmek nek (Er) esoudre de konulmuştur. olan HAK, aslı UGÜM olan Halletmek — Deyi - (Er) Denouer, de wine, İletmek — Kotarmak(Fr.) Il S i Me. arena, transac- tion, modem al; Ber üne kadar bu işin çarei Tai bulamadım Ben bugüne kai gaz bu işin göz gesini bulama: - Je n'ai İrouver aucune olm a cette affaire (problem Tarzı hall ee e Anak - el Taral e mproj ek: ey bigiiz d. iç bir tarzı hall “sureti tesviye, bulamadı - İki taraf bu gü! adar hiç bir anlaşıt bu- lamadı - Les arties n” compromis Tahlil— Çöze - - le JAnalyse Örnek : vee m Kan çözesi - Anal 3 yn yz Çöze (Er) Ana: ei : Kimyai ii ile lr - Çözel kimya ile uğrama" : s'occupe di la chimie e tmek — Çözelemek (Er.) kia Tahallül — Erime - Disslution Örnek: Onun tahallülü ie güçlü oldu se nun erimesi üç oldu - dissolutio; ete tes a > — Erir - (Fr.) Sol (Fr.) indik Suda münhal' cisim- ler.- Suda » erir cisimler. Münhal — Açık - (Er.) Va- alât — Açık yerler - si li places vacantes Münhallât — Erirler - (Fr.) Matieres solalksa Gayri münhallât — Erim: ler - (Fr.) Matieres anolibl İnhilâl — Dağılım, çözülüm Fr.) De desâgre- gation N Örnek: İnhilâli siyasi ve iç- timai içinde bulunan memle- ketler * Siyasal ve soysal da- ii er - ent dans ğılım içinde buluna Les pays güui set: la ei yiti pelin et la era social İnhilâl — li (e) Ac- tion de e Örnek Şule > su a in- hilâl eder z fon. dans > bl Ee Alm. (Fr.) Va- g “Kaba inhilâl — Erir - Fr.) Solubi me Bikarbonat dö sud suda "kabili EN cisimlerden- dir - Bikarbon. A sud suda rir cisiml di Ga; abili inhilâl — Eri- r suda isimlere - Örnek: Dem Yeli inhilâ) Demir suda erimez ci dendir - Le fer est insoluble dans İ'eau Kabiliyeti inhilâl — Erigen- lik - (Fr) Solubil lite Örnek: Kabiliyeti ik — olanlar - Erigi çok ? Mahiye; ör et une eseri solubilite ahlül — Erimiş - (Fr.) Re- sou ş Mahlül — Eril - (Fr.) Solu- tion Asitborik mahlülleri - Asitborik © erilleri - Les solu- tions borigüces Diğer taraftan üçüncü Pet- ronun buğazlanmasında en mü him rolü iy e Oi ve Teplof, her han; uretle b ve mek şöyle dursu; gözde a malar İmparatoriçe bu suretle kocası- üzerinden bir sün- dedikoduların ydan vermemiş- nm olümü ger ari amasına mparalariça e çk kile hükümdarlar görül- rünce yapmadıkları kalmamış tır. İngiliz kraliçesi Elizabet, sakini süren bir | Katerina hiç doymak bilmez bir Aşk ihtirası içinde yaşadı » Bükü zamanında Romanof- sarayı en iğrenç sahne- lerle doludur. Bellibaşlı âşıkları Katerinanın bellibaşlı âşıkları arasında, ilkönce serj Soltikofu Bu delikanlı, daha Katerinanın birinde Solti- eti ie mes yerini Stanislas Ponyatofskiye bıraktığını görüyoruz, Şunu da burada hatırlamalıyız ki genç, rif bir adam olan güzel, ve zaril Si sine tatlı sar- li rı yaşattığı kadı- nın ellerinden bir taç, Lehista- nın tacını almıştır. Fal Sta- lasın (o çok felâketli geçen saltanatı aşkın ünva; muriyel weih ğ kadar bir taç verdiği zamanda ç olduğnnu göster- meğe kâfidi: Katerin; eri Brie ören Greg man bu aşk içinde Urlafa ve- kölet etmiştir. — Sonu Var — uhalli — Eritir - (Fr) issolvant Mürekkep — Katınç - (Fr.) Com; vd se nek: Mürekkep yeni - Katnç cisimler - Les corps Terldp” — Katım - (Fr) Örnek: — terkibinde yi ay ellidil ğunu me Larva ei Li katımında idrojen ve oksijen Eye Lav- vaziye ortaya çıkardı - C'est in sier me couvert İxcis- nce de Uhydrogene et de Tuen — İa compositice de Ve : Terk ip — Somtöz - (Fr.) Synthese Örnek: Kimyevi tahlil ik - Şimik çöze ve som- es himigue: — Saniiğzel - (Fr.) Örnek: Terkibi hükümler - Somtözel hükümler - Les Ju- es. — Somtözle- : Esi yeke e ri” yeni bir - Eski ide- yi yeni bir ei somtöz- | ledi - U a synthetise les ii anciennes dans üne forme nou- velle, — Katımla- Bu ilâcı birçok etenleri katım- ili bllir C'est de beau- de matieres gue ia öükipami ce medicament. Pete eler Kı sözleri üzerine, her inin (Yeni Asır) da çıktı- üzere bir ay miz istek denler yeni bir önerge ileri sürebilirler, Bun- ar T. D. T. C. Gnel kâtipli- “ğine şu şekil altında gönderi- lecektir; Me 0 » kelimesi: ne Kılavuzda ..... arşı- lığını in Kr yeter ) görmüyoru l Sebebi ; ye 1 a ———. D Burada bir önerge gösterimiz yen yek e iz *eY yap ün