© Örn > Tür uzmanlarımız -M eni kü T; — Kö HUKUNE Türk kçe ÇEK <1€&- Çoçuklar, b © r, veli aklid vr - < Göcüklar büyük- — Ben o, kapın biridir- Şi de a — Mal - (Fr. ) Mare- wrupadan gelen em- dam Ara rupadan gelen e kuru- Emvali gayri menkule — Ta- hi mala bd e e Deli Emvali gayri menku- a ha Nakletmek — Taşımak, an- latmak - (Er) imleri man taşı ora- dan de bira nakletmek için iki caman taşı buradan sn içim m manda u ANA anne annem ül —Bu ölme Pi masalı bana - Bu ko- oraya ta- yetmez, Nakliyat — Ta yakl — Tama - (Ee) Tai z Örn a izde nakliyatı har- iye gitti i dir - el tm gi MM li Ek e Di şe Molla, de trans- nek; V Vesaiti nakliyenin en - Taşı - yöre €N yenisi emdr > o âm (Bak: ai âkıbet) — “ Önel Encamı e kle leyi — şmana teslim etti sonu z Yi düşmana verdi, Gm — Komityoz/Fa) Azkomisyon - Sous - Akad - Key e Ka meclis — Kurul - Conseli Heyeti m Bekin a. (Er Keki a, a — Kurultay - Cong- ca şavir — Danışman - (Fr.) Örnek: Müşavirle; lerini Malsadan iş ya ma Danı rn daşlaralari anlama, d M İŞ yapmadı, Şü ön. — Banışıt - (Fr.) Con- ek: Si Şürası 2 Kal: yı ii “emi ; Eee Gems GEta Endah iş Ea — Tay, boypos m Enda; ah bir genç - yluboslu bir. genç. Giüdiği a edil uygun düşme- > damı meyzun, mütenasi bülendam, kameti mevzun sa- hibi - Tayi ç endaz Er atıcı, atmış Örnek: Tir e - Okatan, Lenger'en iz - Se atmış, Ender — Azrak Örnek: Hayatının son gün- lerini büyük en ndişeler içinde geçirmişti - Hayatının son gün- lerini büyük kaygılar içinde Osmanlıcadan Türkç ürkçe D kelimelerin imei inkü işli ünden gelen EKİL vereceğ iyi ayırt edilmesi i Li eği eri par iltisi resi par- — Yıkın! ak: Enkaz a kalan- ların adedi bini tecavüz e i- akıntı altında kalanların yy vi — Kip - (Fr.)Type O, bir ni edeb- di-0 be edeb kipi idi. Ensal — Nesiller - ( T.Kö. ) üre Ee > sa- rnek: Enseli âtiyeye enmu- zeç acik kekeli r-Gelecek ürenlere kip olacak hareketler Nej lar k: İtam ve e maaş- ları - > Öksüz ve dul aylıkları azil — Sı yeka yüzşüzler Örnek Erazili nasdan - Bu- dunun yüzssüslerinden, Erazil takımından — Sıyırık- lar takımından Erbab (ehl anlamına) — Er, dikli er rnek: Bay M... İşinin eri- (erbabıdır) - Bay M... yapı işinde a ia rb alih — İşi ol vi e Ral rnek: Erbain kırk gün sü- ver - Karakış kırk gün sürer. Erkân (Rüesa anlamına) — man ek: Erkânı devlet - Dev- let başmanları Erkânı askeriye — Gene- raller Erkânı yerin — Kurmay - SV e mi barbi iyei umumiye — Geni e. (Fr) Etat-ma- Er ğe zabiti — ii ar (Fr.) Officier de. yeni Pirinç Erzak — Aşik çalışan amele erzakını köylerinden getiriyor- lar - Burada o çalışan işçiler, ver köylerinden getiri- orlar. ei — Yakışır, yı Esalet — Asallık, male, ni lik, b. tözünlük Aselli, asil, ak- olarak e — Kulluk - (Er.) Ser- lk Türk milleti esarete tahammi ulusu — Kölemenlik - (Fr.) Esc rnek: o Hindliler asırlarca ei hayatı geçirdiler - Hind- iler asırlarca kölemenlik hayatı ri e vd anla- Giği — GE Örnek: şman im De ve esarete düş- müştü - Dü sunun ela ge 3 giri” düşmü: Eni — Tutsak, tutkun Örnek: Son muharebede düş- ze on binlerce esir aldık. Son düşmandan on İlkrti mai aldık. m esiri ini ii aş Örnek: Onun yi m çalışmıştım - onun yanında kulca, eğ şii Esas - (Fr) Fonda- mental Örnek: Ana kurallar - Esas kaideler Esas — Asıl - (Fr.) Fond rnek; Asılsız bilgiler-Esas- sız havadisler sas — Dip - (Fr) Hee rnek: Dipsiz sözler - Esa: sız sözler — Temel - (Fr.) Fon- İka base on ek: Temel koyma - Vaz'ı — Temelinden, as- Fi Ver) Au fond Örnek: Esasen ben bu işin böyle ogi daha evvel sez- miştim - Aslından ben bu işin eo olüceğini daha önce sez- gi — epi kösel - (Er.) Constitutio; Örnek: Köle bora ii uku esasi; İyi sal kanun - Kanunu esasi siva ombre e rençi — Enbaşlı, e pe prin; rne| başlı ilaklce, ares dede dendir. Esâtir — Mit (T.K Örmek: © Oğuz ea Türk esâtirine ait pek mühim epopesinde başlıca, Fonda mehtal, di izler vardır - Oğuz Türk mitine ilişkin'pek önemli izler vardır. Esbab — Sebebler: » Esbal a- dan hiç biri işe teşebbüş etme- meli - Sebeblerini hazırlama- dan hiç bir işe girişmemeli if — Ese Örnek: Onun bu li Ha line yalnız ben değil, hei rkes acıdı - Onun bu ek, esel rnek size teessüf m Size esef ederim. Uğradığını felâkete pek çok teessüf et- tim - Uğradığınız felâkete pek eseflendim. — kğ - (Fr.) Ocuvre Hayatında çok eser vermek istiyenler, çok ve özlü çalışmalıdır - Hayatında (çok izer vermek istiyenler, çok ve özlü çalışmalıdır. Eskis — Taslak - (Fr.) Es- guisse rnek: Müzeci Bay Hamdin ie alin e liraya satın al- » Müzeci o bay Hami e lağım bin liraya aldılar. işler, önceller ahlâfa eslâfı kendi Tarkkiiri da ulaştı- nr - Bugünkü üren, gelecek- lere yalnız ge kiz ie eserle- rini değil, kendi yarattıklarını da ştır. eslâf ve ahlâfa nümune GEY - Biz. önceler ilme örnek olmalıyız. man, me baliğa (Bak: bedel) — Tutar rnek: a bâligası bin I adi - Tutarı bin liradır. sna — Sira Öreek: Bu esnada dört kişi e üstüne atıldı - Bu sırada işi birden üstüne atıldı. EŞ bri yürüyüş esna- eye karşılıklar kılavuzu No11 EM emmeye a kçe köklerden gelen ze karşısına (r- m beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında sırası ile Ki Ünmiakame yazılarını gazetelere konan karşılıkların i göre, Fransızcaları yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. ve kullanılan şekilleri alınmiştir. ASLI AK olan HAK, aslı UGÜM olan sında fazla mola vermezler - Zorlama yürüyüş sırasında çok mola vermezler. Esrar —I— Sır (T.K&.) (Fr.) Mystere 2 din ter) Secret Esrarengiz — Ester — Eşhas — Kişiler Örnek: ap mühimme - İnşia etmek — Şavmak Eşirrâ (şerir) — Azılılar Örnek: uye meleci - Azılıların & Eşk — İl " Eşkâl — ir Eşkiya Ga — ili Örnek: Bu fi ea r, bir za- manlar eşkiy; ğı olm Bu Kari biz yal KARE lar yatagı olm Eşna çilem — aş Şenaat — Yırtlazlık ği (ve âyân) — Ileri ge- enler örn Kastamonu ri dan - Kastamonu ileri gelen lerinden. Eşya — Eşya (T.Kö.) Evbaş — Ayaktakımı Evc — Uç, yüce Evlâd — ma oğullar Evvel — e dan evvel - Bün- Beveli — Ilkin Örnek: Evvelâ şunu söyliye- yim - Önce şunu söyliyeyim. Evvelü âhir — Eninde s0- Örnek: Evvelü âhır bu borcu Ga - Eninde bu u ödiyecektir. Kızılsı mi — Eza (£. sonunda Eyyam m Eza (Bak. Kö.) Üzgü, ele Çok era çekti - Çok üzgü çekti. Ezel — Uzel, öncesizlik Ezeli — Öncesi rnek: insanlar için hi bir izi Ölüm in- sanlar için öncesiz bir kaygıdır. Eziyet — Eziyet Örnek: Çektiği eziyetleri ben bilirim — İşçen, işçimen Örmeler Faal bir adam - İşçen m © pek faaldır- O ek AMELE — İşçenlik, işçimen- ik ini gösteri- iştir - Bu işte gösterilen iş- çenlik, iyi sonuçlar vermi: Onun © faaliyetine diyecek oktur - Onun işçimenliğine di- yecek yoktur. âca — Acın Örnek: Bu âile bu yıl üst- üste facılar geçirdi - Bu arda iu üstüste acı m e ük ici) işin feci : Gi b vin ve müsunüz?- giniz — işil acıkhılığını enli) Haveiyakiiyor mu- uz? EMMİŞ — k fa hiş bir tek- lif - va vi si bir önerge, Fuhuş — Utsuzluk Öri Me Ge la ri fi sü. rükliyenleri kanun tecziye yi Gençleri utsuzluğa sürükliyen- arma terakki ve ere ii veriyor - Ül pm zin her yanındaki ilerleme örnkleri ireklere kıvanç ve- g > a riyor. Fahri — Onursal Örnek: O. bu varifeyi fahri Avam kamarası bugün | Con Simonu dinliyecek —.m — şlararı “Birinci sahiiede dan iy r. Hüküm i B. landırmasına çalışmanın mürec h olacağını yazmaktadır! Sov ve Almanya Mos — Sov- yetler topraklarından kovmuş- ur. Kat'i netice yarın aelaşılacak: tır. e halkı bugut Tui n verilmesini isteme! Paris, 7 (H.R) Dançig intihabatı tilesomün ( aç Ğ Berlin, 7 (H.R) — Danci; kn meseleleri intihabatı he ezahürat antlaşma ile Balkan şeklinde yapılmıştır. İlk neti- | ması arasınd ler Nazile tahminlerine şüphe edilemiyeceğini kuvvet verecek mahiyettedir. den salan Bakammaşiul larak deruhde O, bu işi eizi —'Düz ürem PR Ki üstüne aldı. ee e — Mi & mek, iftihar etmek — Fa Kanma Örn matbuatının yuki balm makalele- riyle ftihar ediyor - Batı baanlarma Türkiye hakkında- ki yazılariyla insan kıvanıyor. dl — Fayda (T.Kö.) İstifade Mu Fayda gör- mek, faydalanmak - (Fr.) Pro- fite ö k; yıl adanın hava- sından çok fayda gördüm (is- tifade sürdüm istifade ettim)- Cette annee j'ai beaucoup pro- fite de la cure gue jai faite aux İles İstifade etmek — Asığlan- al ik - (Fr.) Profiter Örne fı asığla- narak ( istifade ederek ) si; d lemek isterim ki - Profitant de Cette occasion je voudrais vous di üfi: nfaat iyorum - e n'attenrİs aucun interet (pro- ty de cette affaire — Yalnız kei çıkarını çeneli ) düşünür -ll ne pense gu'a son me ee Faik, Mütefev Üstün Örnek: her vi een faik olmaya çalışır - O, her işte taylan üstün olmaya ça- Faikiyet, tefevvuk — Üstün- Örnek: Müsademede düş- anı adedce faikiyoti bile ileri yürüyüşümüzü (durdura- rüyüşümüzü dur. Tefevvuk et: e — se A mek, üstolmak İnsan daima emsaline e benzerlerine rekl niye mek) arzu: çed hareket e ail - (Fr.) Be rnek: Bi suçu işliyen - aili, — İş Filen — İşle, işiyle, gerçek- ten Örnek: İleri sürdüğü düşün- cenin kabil icra olduğunu filen dü- le ta- üre Fakat — Ancak, yalnız, m var ki, şu kadar var ki rnek: 1 — Seri, fakat iti- nalı bir sa rl Ga yalniz özenli bir çal Si — 7 eş var, fa cak zamanımız yoktur - Hak: hiz var, yalnız duracak za: manımi baza çikarmak elir, şa kadar var ki) başka işlerinizi © eN Faki: —1Y ole, zeval arın! olacağına fali hayr addederii -Bu işlerin ilerlemesini, yi pe leii de olacağı yüm si Fâm — ” Renk Fâni — Ölez Örnek: Her insan o fâ dir, fakat insanlığa bırakacağı sek bilgiler bakidir aze ölezdir, ancak e k Mela üksek siyle tai eni (zeval gi Örnek: 1 - a bir iş - Kat ir iş, 2 — Bu âlem bir âlemi fe- nadır - Bu acun bir tüken acu- v ii - Diyeli im ilti dediğiniz dara ancak.“ razi — Lira (ER > Gi katip , ğine şekil altında gönderi- ispat etti - İleri sürdüğü İ nıtladı ii Fili — e Kılavu İşnel Yalnız düşünüp, ta- etmez, fili ola- a lir geçmelidir - Yalnız düşünüp tasarlamak yet- mez, işnel olarak da harekete eçmelidir. Örnek: savvur etmek yı d aiz — Ürem Örnek: Bugünkü günde para ancak ye üç faiz getiriyor- Bugünkü günde para ancak yüzde üç e getiriyor. ni zda ağını uygun (yahut ; görmüyor: Sel ei Mi) e D Hurada bir önerye gösterimiz yen yazılar überine bir gey yp azyacaktır.