im 19 Şubat 1935 SEZARLAR DEVRİNDE BİR ŞARKLI PRENSES KLEOPATRA MISIR KRALİÇESİ — Hoş geldin, sevgilim ! Ni- bayet evet ei ei iya buraya gelecek kadar ni serbest bı ler demek uhabbetle takılıyo; €- var semi verdi : — Bunun için olacak, se eğlenip ie bugün Jeden sonra sedye ile kut ot İyoldan geçtiğini biliyorum, seni orada görmüşler. — Evet, çoktanbeşi meşhur Zezinç yerinizi görmek isti- yordum. — Nasıl buldun bakalım ? ile erkekleri çağırıyordu. — Nasıl bu? Çarıkların altında kabart- arfler vardı ve bunlar yer Üzerine şu kelimeleri basıyordu: “ Beni takip et, —— Hi, elin Onu tanı- re Evet, ne biliyorsun? Onu tanımadan niçin Romadan bah- setmeli? Maceralı gençliğini hatırladı. Ve zevk ee şehrin Damuslu kadınlarını ayak basmadıkla, e a e Kleopat- teklif etmek hevesine emme istermisin bir > seni dişi kurtlara götü- pe “kin kir erkek- En), e ikiz? ak kızlara Romada böyle çağırırız. e ları, kibar dişi kurtlar öy sonta kutlu yol li Bu ikazlar ancak gece bas- dıktan sonra, başlarını bir ka- da gizliyerek $0- 1 Kraliçenin bir emri üzerine Yarı çiplak dört Nübya arabı içeri vi İleri adım atar- ken zularile övünen pehli- ğüsl vii göği lerini ler, Gi ir işaretle bunları durdurdu : WE a e” uzak a ları gez Siz, karanlıkta bizim erler gelecek ve ik pre yardımımıza ko- Külalar, ar, kollarımı saygı ile uzatarak da ni Arasında Ga meri uzum bir EE YREZ mantoya börünmüş olan Kleo- patra, Tiber nehrine doğru imiyordu. Yürürken, Sezar an- latıyordu : ilyes köprüsünü bir çerez Maksim oyun alanını dolaşak ve Apıyen ulu yoluna çıkacağız. Orada çok görüle- k mezarlar var. — Mezarlar e Ban: zari bam-başka dde mar sanıyordum. bakalım .. 01 entten çıkan ve iki tarafına yarı yıkık ve bir çoğu kapısız Mozole enilen âile un sıralan- mış ol: ardılar. Kleo Rl akl ale ölüler m mu? r. Ölülerin küllerini — Gel, elmasım, gel balım! Sezar, kleycalik > österen Kleopatraya bir işaret verdi.. İkisi de girdi er. r küf kokusu onları kar- Midi Magaranın dibinde, X Me çapraşlanmış dört serili bir irek üzerine Ke üstünde, kır sa uk kirli yüzlü ihtiyar bir ka- dın gelenlere korku ile bakı- yordu. Lâmba onun üzerine kırmızımtrak titrek bir ışık atıyordu. — Neden çift ae in alay etme! epi inn iie LAM SEO onu yatıştırdı: — Seninle alay etmek iste- miyoruz, ey sevgili lu ses, ihtiyarı ündürür gibi oldu. Yırtı tarnak- ları gibi uzun ve kara Hn altındı elini — Kayüsl Dedi, iki Bir vakıtlar seni tanımıştım. O va- her akşam bin sester emi Filminden Bir Sahne — Çı YAZAN: PAUL REBOULT — defa al ER sap istemiş uvaffak da e 0 geceyi beyaz bir me di iiemeniien ayırdım. Sezar, biraz sıkılmakla bera- ber, koltukları kabararak gü- lümsedi. Küçük ihtiyar kadina w altın bıraktıktan sonra Kle- patraya döndü. kalım.. Delirmiş... Beni Kayüs Loentülüs sandı. Eski seveni olacak... Sübü; Mezardan çıkınca esma bu: — Vaktile eri mahalle- sinde oturduğunu bana söyle- memiş mi idin? — Doğru. Baş rahip olmaz- dan önce... Buradan uzak ol- mıyan bir yerde, ilk delikanlı- hk düşlerimi barındırmış olan evi görebilirsin. — Oraya gidiyor — Peki, yalnız şunu u bil a genç kadın, Sübür çocuklara yasak İd nabi İledir. Niçii 'ünkü temiz bir ruhi Bb ve önünde, boyunları, da zengin gerdanlıklar Güler. uyklar yi yürüme. Sübür kadın- larınd. hiçbirinin etrafında iyi edilmiş kaplanlar bu- edi ların nuşuyorlardı. Bunlardan i patraya aldırış m İmei ve Sezara La iklaştı ve bürgü- sünü çekerek: — Serçeğim, şekerciğim be- nim. kokuy. — Sonu Var — ZE Evet, amma sen sarmısak orsun. : Şahsiyetin Ikileşmesi EN Sı mie s Hafızanın Kaybedilmesi (Amnesie) Nedir? - Geçmişe Ait Bütün Hatıra- larını Unutan Zavallılar Vardır » J. D. Beresji Haan kaydi esi pe mek ol esie vak'aları sık eg dimi De rağmen, bir sabah e' karken, a on al a Sie rımızı birden e ihtimali bana ve ânsız görülür. Hi i lis raporları ve akıl hastalık- ları o mütebassıslarının oOmü- şahedeleri sıhhatı © tamame yerinde olan norm kim- şey gelebile ceğini meğe yeter. “ Şahsiyetin ikileşmesi ,, de- nilen bir vaka da' vardır. Yıllarca süren papaslık haya- göster- pr daha eyi bir misal de * 1931 Senesi Nisanında idi. Kew otelinde oturan kırklık adam bir paket sigara almak için otelden çıkmıştı. Sokağa atar zdımını atmaz bir sil ve mitralyöz sesi duymuştur. Üstübaşı kiri, ayakları çıplak tı. Zira otelden çığtığı günden deshotu ayakla boyladığı üne üç gü eçmi: rada, Taleveza meydanında dol da iken, Boerl km tamameı e e Geri ana- sını hep: Öy- le ki Talderolia A kin - şekline, otomobillere, sinemaya, radyolara, e ei Mekize a- ta şaşkınlık w n bir azl Kak ie Psychanalyse buamnesie has- tasma bayatınnm küçük vak'a- larını tedrici surette hatırlata- rak onubugünkü hayatına asi amm Nihayet hepsi hatı yalnız “üç Yi gayem ait olan vaka- ları hatırlamak o imkânı ii Loulsse Desmoulins' si re ie çok o müteassıp dindar kesilmiştir. İki yıl şid- amnesie d. kanlık safhasından diğer bir unutkanlık safhasına geçiyor, ın bir safhasını mi amnesie başına indirilen bir darbeden ileri gelmiyordu. Sırf sinir buh- ri 7 neticesi ii 2 Onlar da hiç birşey emi in Si e ve psikolagların bul etmemiş bulunmalarına güner e yer in rardır. Bu n: yeye in ğ bir “ ie lar deposu ,, değildir. Bir tran- formatördür. muel Butler hatıra, vücudun höcresinde mevcuttur, diyor. Hanri Bergson i — 2 önce meyretiği “ Mad adlı ese- rinde - yolla e daha ileri gitmiş bulunuyo, Hatıra lar Nerede Toplanır ? Mademki i dimağda e gilmiş, ieni birçok şel dır. Ve her şeklin (o hatıralar grubu başkadır. Hatıralarımızı subcenscient” fz . Bugün anlıyo Me izah edemiyor. İl- i değildir. miele peel hall va bütüa bildiklerimiz adamın aklı ile ağ: gös teriyor. Amnesie ve şahsiyet eği gibi vakaları iyzah ç bir nazariye yoktur. Dimağ ün vE olan nazik bir ır. Bir musiki alatı enik A yahut ta telleri op Kl artistin iradesine aktan çıkar. Onun mi çalmaz. Fa- kat bu musiki alatı ile onu an ve çalanın tek bir lik olduğunu iddia Zek ie madır. o Yukarda eee e hafızanın ka ybedi ilmes ek olan De gelebilir. korunmak, çekinmek ni E İsteğimizle buna muvaffak ola” tle karşı- biliriz. Hayatı cesaretle lar, yeise, ümitsizliğe düşmez- sek, kuya, na ve dete kendimizi tırmazsak, e ük tehlikeler ve zorluk- lar karşısında bile kendi ak mıza, zekâmıza, mukadderatı- mıza inanımızı kaybetmezsek amnı ve şahsiyetin ikileş- gibi akıl hastalıklarına ! asla O tutulmıyacağımıza emin olabiliriz. General Kâzım Özalp Dün Akşam Geldiler — Başterajı birinci sahi;ede — ban ve işçi birlikleri kurum: ve m yın ni rından ii e kendisini karşıla- len'erin birer birer elerini “adi dır. e kenti namı a hazırlan- güzel bir büketle esnaf ve general Kazım Özalpa ir. Büyük kurultay başkanı hu- susi Saboğreişelizn objektifi karşısında bir dakika durduk- tan ve işçi birlikleri iyi nasılsınız arkadaşlar, dedikte sonra duraktan a çı refikalarile birlikte oto alari| “ binmişlerdir. Burada a selâmlı — Çok sevdiğim İzmi ve İzmirlilere kavuştuğumdan bah- tiyarım. Burada üç gün kadar , demişlerdir. Bura- .—. dan ket doğraca Bornovaya hare- etmişlerdir. Kendilerine vali ei mam Dirik de refakat etmi Bornova: iz "Ze mektebi önünde fırka bel Cemâl Kavukçu, Ziraat mektebi mü- dürü iza Hilmi ve askeri ümera ve gençler birliği kurumu, be- Gem ve sie azalarile halk fından © selâmlanmışlardır. Kömür burada da buket- verilmi g Gever Künm Özalp Bor- a yeğenlerinin evine mi- sali mr ay Rasih Kap- lan e bri Bayrak ğında gören bir bi e işleri dar Sk le Zlağ söyle-