Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
—— -— — - —erar —T Ömrüııı"ı pul toplamakla İ geçiren adam —— Kont Ferrari 1917 de bir takside kalb krizinden öldükten sonra, biriktirdiği pullar 1,632,524 dolara satılmıştı ul toplama Mmerakı büyük bir aşktır. Dünyadaki bü- tün büyük koleksiyoncular baş langıçta değilse bile sonradan bu aşka tutulmuşlardır. Böyle olmasa zaten hiç kimse pul ko- Jeksiyonu yapamazdı, Çünkü pul bir kadından daha fazla ba- kım ve alâka ister. Bir pul ko- leksiyoncusu: «Pullar bir insa- nin hayatının mânasını değiş- tirebilir!» diyor. Başka bir ko- K cu ıî. pullardan îınIe «Pul toplamak, t si nlmn.ııı bir hdalnhklıl v köleksiyoncu rlıııılekı hâdise duyarsanız, koleksiyon- cunun bu pulları ancak başka pulları almak için sattığından emin olabilirsiniz. Büyük çapta pul kol eksiyon- culuğu bundan altmış, yetmiş yıl evvel başlamıştır. O zaman dünyada şimdikinden daha az pul olmasına rağmen gene de hiç kimse koöleksiyonunu ta- mamlıyamıyordu. Halbuki her koleksiyoncunun gaye mev- eut bütün pullardan birer ta- neye sahip olmaktır. Himalaya- lardaki Butan devleti hariç dünyadaki bütün memleketler pul çıkarmışlardır. Y i deki pul çeşitleri bugi bini bulur. ve her koleksiyon- cunun tam bir koöleksiyon yap- ması imkânsızdır. EN BÜYÜK KOLEKSİYON MERAKLISI KİMDİR? Şımdiyc kadar yaşamış olan en büyük pul koleksiyon- cusu, esrarengiz bir adam olan, Kont Philippe Von Ferrari'dir. Ferrari bir İtalyan bankeri ve gemi fabrikatörü olan Galliera Dükünün oğludur, 1848'de doğ Muştur. İtalyada büyük mik- a gayrimenkulü elinde bu- .ukurın annesi ÂAvrupanın el zengin kadınlarındandır. Aile- nin mali ve yal durumu çok İiyi olduğu için, Fransa Kralı Louis Philippe ile Kraliçe Ma “. rie Am&lie genç Philippe F rari'nin vaftiz babası ve vaftiz anası olmayı kabul Küçük Philippe'e ve Philippe $ çok otoriter olan babasından nefret etmeğe başladı, Dük'ün ölümünden sonra, karısı, koca- sının sağlığında kendisine ya“ sak ettiği kütüphaneye ilk defa girdiği zaman, üç yüz kitap ka pağının içine Saklanmış biner franklık hükümet tahvilleri bul du. Bunların değeri aşağı yu- Dünyanın en meşhur pul koleksiyoncusu Kont Philippe von Ferrari karı 579,131 dolar tutuyordu. Gene Ferrari babasının para- sını almayı kat'iyetle reddetti. Sonradan bu paranın mühim bir 'kısmı hayır cemiyetlerine verildi, Philippe çok zeki, fakat si- nirli ve hasta bir çocuktu, An- nesi kara kara — düşünmesine mâni olmak için on yaşında iken ona pul merakını aşıladı. Philippe büyüdükçe kendi ak- ranlarının 'eğlencelerine yüz çe r, parası olduğu halde iç ki, kadın, ve at yarışlarına me rak sarmıyordu. Annesinin yir- mi beş milyonluk — servetinin idaresini emniyetli ellere bırak tıktan sonra bütün vaktini ve enerjisini pul aramağa hasret- ti. Başında bere, ayağında eski yırtık bir pantalon ve tabanı ipten ucuz ayakkabılarla gezer- di. Kendisi pul peşinde koşar- ken, Paristeki evine bir sürü komisyoncu gelir giderdi. Fer- rari'nin hususi pul müteha: sı bu komisyonculardan malü- mat toplardı. Haftalık pul mas rafları için Kont'un kasadarı her pazartesi 50,000 frank ayı- rırdı. Fakat Kont kadar servet sa- hibi ve kendini bu işe vermiş bir adam için dahi eksiksiz bir pul koleksiyonu yapmak imkân sızdı. Birçok memleketlerin bü tün pullarından birer tane ele geçirmeğe muvaffak olmuştu. Fakat kötü şartlar altında 2,500 çeşit pul bastırmış olan Güney Avustralya ve Hindista- na gelince takıldı kaldı. Bütün pulları toplamak için bir ada- mın ömrü yetmezdi. Nitekim Ferrari de bütün — hayatında pul peşinde koştuğu halde ko- leksiyonunu — tamamlayamadı. 1917'de koleksiyonunda eksik olan — bir pulu aramak için zi- yaret ettiği İsviçreli bir pulcu- dan Lozan'daki oteline döner ken takside kalb -krizinden öl- dü. Ferrari koleksiyonunun Ber- lin pul müzesine verilmesini vasiyet etmişti. Fakat koleksi- yonu Fransız hükümeti ele ge- çirdi ve harp masraflarını kar şılamak Üzere satişa çıkardı. Dünyanın her tarafından Pa- ris'e gelen pul meraklıları çok yüksek fiyatlar teklif — ettiler. Bütün koleksiyon 1.632,524 do lar gibi muazzam bir paraya satıldı. Ayni pulların değeri bugün üç misli fazladır. (Devamı var) Amerika ile talebe stajı mevzuunda anlaşmaya varıldı Ankara 21 (A.A.) — — Milli Türk Talebe Bi (M.T.T.B.) Amerikadaki talebe teşekkülle- riyle mübadâle —esasına — göre muhtelif branşlarda staj yap - mak Üzere bir anlaşmaya var- mıştır, Bu cümleden olmak üzere ve erkek talebelerden müteşek kil 12 kişilik bir kafile başların da hocaları olduğu halde 3 Tem muzda Türkiyeye geleceklerdir. 10 hafta yurdumuzda kalacak o* lan kafile Türkiyenin muhtelif gehirlerinde kendi branşlarında staj yapacaklardır. M.T.T.B. de 12 kişilik bir ta lebe kafilesini aynı şartlarda A- merikaya gönderecektir, Neslişah Saffet Türk va- tandaşlığına kabul edildi Ankara, 21 (ANKA) — Os- manli hanedanina mensup Şehza de Osman Abdulkadir'in — kızi Neslişah Saffet'in Türk vatan- daşlığına alınması Bakanlar Ku rulunca karar verilmiştir, Naboland şirketi aleyhi- ne yeni bir dâva açıldı Z *Dumlupınar. — denizaltısında şchıt olan 7 denizcimizin ailele- ri adına, Avukat Necmettin Al- tan tarafından İkinci Asliye Ti- caret Mahkemesinde «Naboland» şilebinin şirketi aleyhine 163 bin liratık hir tazminat dâvası açılmıştır. Dünkü duruşmada Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin Kaptan Lorentzon aleyhine verdiği kara Tın “sureti, avukat Necmettin Al tan tarafından mahkemeye ibraz edilmiştir. «*Naboland» şirketinin avukat- ları İhsan Yarsuvat ile Lazaraki kararı tetkik edeceklerini bildir- mişler ve mehil istemişlerdir. Mahkeme, ibraz edilen kararın tetkikı için mehil verilmesine ka rar vermiş ve duruşma 13.7,954 kitapları Batı Trakya'da irtica bolluğu liyor. Böyle şeylerin nasıl mevcudiyetine bir türlü İskeçe'de çıkan «MMlilliyet» ya- zıyor * Türk dilinin yeni harflerle ya zılmaya başladığı ilk zamanlar- danberi, Batı Trakyadaki ekal- liyetimiz bu inkılâba derhal avak uydurmuş, mMekteplerinde — yeni Türkçeyi kabul etmiştir. O za- manlar, Türkiyeden Yunanistâ- na atılmış olan mültecilerin şid detli nüfuzu, bâzı yerli mürteci- lerin de desteğiyle mekteplerimi zin bir kısmında eski Arap Harf leriyle tedrisatın devamını te- min edebilmişseşde, bu irticai mukavemet fazla devam edeme- miş, zaman geçtikçe eski harf- ler yalnız mahdut bâzı köy mek teplerine munhasır kalmıştır. Buna rağmen, Batı Trakyada- ki geri zümrenin eski Arap harf leriyle yazılmış saçma sapan hu rafe >kitaplarını tedarik etmeye muvaffak oldukları dalma nazar lardan kaçmamıştır. Son zaman- larda, bu gibi kitapların hissedi- lir derecede ortadan kaybolduk- ları görüldüğü halde, şu birkaç ay içinde İskeçe ve Gümülcüne- nin yeniden bu çeşit kitaplarla dolduğu dikkati çekmeğe başla- mıştır. Hangi dille, hangi şiveyle ya- zıldığı belli olmayan, mânadan mahrum dua kitapları, rüya tâ- birleri, tamamiyle cehalet eseri muska Ve sihir risaleleri köyjer de dolaştırılmakta ve yüksek fi- yatlarla bilgisiz halka satılmak- tadır, Bu mânasız hurafe ve ceha- let eserlerinin İstanbuldan ge- tirildiği malümdur. Fakat, böy- le şeylerin nasıl olup da Tür- kiyede hâlâ bu derece mebruli- yetle mevcudiyetine bir türlü a- kıl erdiremiyoruz. Türk — hudu- dundan gizlice dışarı sızmak ko laylığını bulan bu gerilik vesi- kalarının Yunanistana sokulma- saat 10'a talik olunmuştur. sına nasıl ve ne yolla müsaade İskeçe'de çıkan Milliyet: «Bu kitaplar Türkiye'den ge- akıl erdiremiyoruz» - diyor olup da Türkiye'de hâlâ edilmektedir? Mektep kitapları- na, ilmi, edebi eserlere en titiz bir müşkülpesentlikle tatbik edi len kontrolün bu saçma kitapla- ra karşı ne Maksatla gevşetildi- ğini, kapıları açık bıraktığını i- zah etmek mümkün değildir. Kitap kontrolü ile meşgul 0- lan zevat kimler ise, bu cehalet vesikalarını hulüs-ü niyetle bir kere gözden geçirmiş olsalar, hiç olmazsa, bu gibi şeyler için mem leketten para çıkmasına göz yu mulduğundan dolayı vicdan âza bi duyacaklardır. Kitap bir memlekete ilim, me deniyet ve nur getirir. Bunlar ise, ancak, memleketimiz — için cehalet, gerilik ve zuülmet kıla- vuzlarıdır.. Yazık değil mi? Bu büyük fenalığı hangi makama ar zedelim?.. Eğitsel rehberlik kursu faaliyete geçti Milli Eğitim Bakanlığı tara- fından açılması kararlaştırılan Eğitsel Rehberlik kursu dünden itibaren Kandilli Kız lisesinde faaliyete geçmiştir. Kursa şehrimizden il sağlık müdür muavini Dr. Kâmil Ö- ner ile Milli Eğitim Müdür mua vinlerinden Gündüz Akbıyık iş- tirâk etmişlerdir. «Okuma güçlükleri» semineri Okumada güçlük çeken — ço- cukların yetiştirilmesi ususun- da bir haftadanberi Fen Fakül- tesi konferans salonunda devam etmekte olan seminer yarın sona erecektir. Şehrimiz ilkokul öğretmenle- ri tarafından büyük bir alâka ile takip edilen seminerde Doç. Refia Şermin tarafından veri- İsunbul Konservatuarının Dip- loma konkuru ile zin kol r mevsimi kapa kim. 1 sonlarından başl Mayıs. 1954 sonuna kad. eden bir mevsimin mus yetini gözden geçirmek yer olacaktır. LERİ: İstanbul Konservatua nn on beş günde bir inti verilen Batı müziği — kons iz ay aralıksız devam etti ve ı ön .ılhu hnldu 5. Ekim erilen meyvsimin i senfonik konserinde Şehir Or- kestrasını Cemal Reşid Rey ida- re etti. Bu konserde orkestra şe- fi yardımcısı Demirhan Altuğ'u ilk defa olarak şef kürsüsünde ördük. Solist viyolonist Jozef i, İkinci konser Oda Mu- sikisi konseriydi. Katılanlar Ce- mal Reşid Rey, Semih Argeşo, Alim Almat, Panayot Abacı ve Cesare Ceradini idi. Şehir Koro- su, şe( Muhiddin Sadak idaresin- de üncü Konservatuar konse- rini verdi. Konserin iki kısmı arasında Ferdi Ştatzer'le Gülây Uğurata, Liszt'in iki piyano için (Pathetigue) konçertosunu çal- dıilar. Dördüncü senfonik konse- ri Cemal Reşid Rey ve Demirhan Altuğ idare ettiler, Solist p riton Jirayr Ars! i- |Cemal Reşid Rey idare etti. E- le |fonik |di ve Saray sineması sal KONSERVATUAR KONSER- |uıı,ı Bu konserin yedisinde Şe- (hir ’l(ıx idare etti. Öbür iki konser- nist Ergican Saydam'dı. Gene dımcısının idare ettikleri beşin- ci konserde solist viyolonist t- vart Margosyan'dı. Mevsimin l'y kinci Oda Musikisi konserine Or | han Borar, Vahakin Arsianyan, Yenovk afyan ve Mesut Ce- mil'den kurulmuş yayir sazlar kuartetiyle İstanbul Konservatu- arı öğretmenlerinden dört sa kâr katıldı: Piyanist Neclâ T can, piyanist Ferdi Ştatzer, viyo- lonist Emine Erel ve soprano Kety Çürükoğlu. Yedinci konseri emal y ve Demirhan Altuğ idare ett Solist piya- nist Ferdi Ştatzer'di. Bu konser- de Cemal Reşid Rm in halk ha- valarımızdan mülhem Üç Zey- bek'i memleketimizde ilk defa olarak çalındı. Sekizinci konser orkestra ve koro koönseriydi. Or- kestra konserini Cemal Reşid Rey ve Demirhan Altuğ idare et- ler. Solist Ankara Devlet Ope- rasından Hilmi Girginkoç'tu, Ko rvo koönserini Muhiddin Sadak idare etti viyonselist Feyha Talay'la Ferdi Ştatzer'i dinledik. Cemal Reşid v idaresindeki onuncu senfo- nik konsere solist olarak Ankara Devlet Konservatuarı öğretmen- lerinden viyolonist Necdet Atak katıldı. Konservatuarın on birin ci koönseri bir koro koönseriydi. Muhiddin Saıl.k Ve Reşid Abet idaresinde verildi. İki kısım ara- sında piyanist H: Tarcan'ı dinledik. On ikinci Konservatuar konwerını iki genç şef idare etti: Demirhan Altuğ ve Pertev Ap- aydın, Bu konsere piyanist Arın Karamürse! ve soprano Kety Çü- rükoğlu Lanldılnr On Üüçüncü k volonsel resitaliydi. Viyolonselist Muhiddin Sadak'la piyanist Ferdi Ştatzer bu resita- le iştirâk ettiler. On dördüncü könseri Cemal Reşid Rey idare etti. Ferdi Ştatzer'le Râna Erk- san Mozart'ın Mi bemol majör iki piyano koönçertosunu çaldı- lar, On beşinci konseri Demir- han Altuğ idare etti. Solist Ver- dâ Ün'dü. Mevsimin son Ken- servatuar koönseri Diploma kon- seriydi, J. S. Bach'ın No. 5 Brar denburg konçertosuna solist o! rak piyanist Ergican — Sayda Hâmit Alacalıoğlu (keman) ve Kâmil Şekerkaran (flüt) katıl- dılar. Diploma namzetleri Sop rano Güher Arpağ ve bas - ha- - |S Dokuzuncu konserde | ,|len bir öorkestra ve koro konse* 22 VATAN - Camat” Alemtneç Konser mevsimi sonumnda Fikri ÇİÇEKOĞLU lan'dı. Konseri Fstanbul Filârmoni Derneği kon- serleri: Filârmoni Derneği kon ser mevsimi boyunca dokuz sen- abonman konseri duınuıe- Orkestrasını Cemal Reşid şefler Belgrad Operası müdü- rü ve Belgrad Filârmonik Or- kestrası şefi Oskar Danon'la O- har Durian'dı. Filârmoni kor- serlerine $olist olarak katılanlar sırasıyle: İspanyol bestecisi ve i Joaguin Rodrigo ile İs- 01 gitaristi Manüel Diaz Ca> no, piyanist Woeisenbı piya- nist Samson François, viyolonist Devy Erlih, piyanist Nico'e Hen piyanist Wilhelm Kempif viyolonselist Pierre Fournicr idi, aray Sineması konserleri: Sa- ray sinemasında verilen kon serler eski ardanberi ayrı bir özellik taşır. Kontiya Konser ve Tiyatro bürosunun bu koönser mevsiminde düzenlediği Tesital- lere öon sanatkâr katıldı. Mevsim bd unda viyolonist Gerard Kan- 'ı dinledik. Piyanist Raffi , birisi konser mevsi* başında, öbürü Mart ayı sital” verdi. Bu iki sanatkârdan sonra mevsim sonuna kadar sıra ile piyanist Samson Fınnçoış. u yolonist Deyy Erli cole Henriot, pi Kuı,uk Sahne konserleri: Kon- mevsimi boyunca Kü- çük Sahne'de verilen konserler- den dikkate değer üç resitali an- madan geçemiyeceğiz: îsıannul honscıva(uırı Talebe De e —opııno Yıldız. Dağ- dele piyanist Ergican Saydam katıldı. nkara Devlet Operası sanatkârlarından bas - bariton Hilmi Girginkoç bir şan resitali verdi. Piyanist Mari Üstad'ın re- sitali de Küçük Sahne'de yer al- dı. F- Ü. T. B. konserleri: Önümüz- deki konser mevsiminde her on beş günde intizamla devam edecek olan İstanbul Üniversite- si Talebe Birliği könserleri bu konser mevsimi sonlarında baş- ladı (22. Nisan, 1954)). Bu ilk könser Şehir Orkestrasının ka- tıldığı ve Cemal Reşid Rey'in idare ettiği senfonik bir konser- di. İkinci konser 10, Mayıs, 1954 günü verildi. Muhiddin — Sadak idaresindeki — örkestra ve koro konserine solist olarak Ferdi Ştatzer (piyano) katıldı. C' a d" ll;ılı:ı lmnserle ei ealkâr!arı davet edilip rınlemdı gibi musikiyle ve güzel sanatlarla ilgil konfe- slar tertiplenmekte ve kalbur yerli sanatkârlarımıza da bu koönserlerde yer verilmekte- dir, Konser mevsiminin müzik olay larını tamamlamış olmak —i Atlas Sineması salonunda veyi- rini de anmalıyız. Bu koönserde besteci ve şef Ara Bartevyan |v kendi eserlerinden kurulmuş bir könser idare etti. İzmir'de demir Sıkıntısı var , Rusasl Muhabirimizden İzmir 21 — İnşaat demiri pi- yasasında hissedilen darlık gün den güne artmaktadır. Bu yüz* lar demir sıkıntısı içinde olduk- larından bir kısım inşaatı dur- durmak zorunda kalmışlardır. Bu arada bir kısım i"ş.ı.ıx sa" hipleri de & 7 plânlarındaki müşlerdir. Esnaf Kefalet Kooperatif- leri istişart kongresi toplandı Ankara, 21 (A.A.) — Türkiye nin mühtelif vilâüyet ve kazala - rında kurulmuş bulunan esnaf kefalet koperatifleri temsilcile ri ile bütün bankaları müdürleri bin iştirâk ettiği istişari kongre bügün saat 11 (de Halk Bankası salonunda toplanmıştır. Bu toplantıda Ekonomi ve Ti caret Bakanı Sukı Yırcalı, Mil betleri kucu.ı' İade edilen Amerikan Gemileri İzmir'de Türk Haberler Ajansı İzmir, 21 — Birleşik Amerika hükümeti tarafından, İkinci Cis han Harbinde, Sovyet Rusyaya verilen 38 parça harp gemis nin devir teslim muameleleri ik mal edilmek üzeredir. Sön ola- rak birkaç gün önce Maltepe a* i|lan (Sanat Enstitüsü) BiXe e Türk - Rus münasebetlerinin geçirmiş olduğu safhalar Ruslara 9 HARİCİYEMİZİN NOTASI övyet hükümetine verilen 14 ağustos tarihli nolada şöy” le denilmekteydi: Ağustos ayında in'ikad et- miş olan Paris konferansına da vet olunacağımızı — sandığımızı müeyyed delliller olduğu halde Yunan ordusunun nisbi galibi- yetini hakiki galibiyet olarak tahmin eden İngiltere hüküme- ti, mezkür konferansın in'ikadı esnasında Yunan ordusunun az zaman zarfında hakiki galibi- yete mazhar olacağını ümit e- derek Şark meselesini yalnız başına halledebilmek için bu- nün münasip bir zamana tâli- kini istemişti. Hâdiseler İngil- terenin yanılmış olduğunu is- pat etmiştir. Şimdi de Yunan ordusunun en son — kuvvetini sarfettikten sonra — mağlüben geriye çekildiğini gören İngil- terenin, âcilen Şark meselesi nin halline karar verdiğini gös terecek deliller vardır. Gene bu maksatla İngilterenin eski müttefiklerine cemileler göster meğe başlamış olduğu — tesbit edilmiştir. Bunlardan Fransa- nın hususiyle Şark meselesin- de İngiltere ile ne derece anla- şabileceği şüphelidir. Pek ya- kında Şark meselesini kat'i su rette halledecek bir sulh konfe ransına davet — olunacağımızı gösterir deliller vardır. Kanaatimize göre, Şark me- selesiyle Rusyadaki Bolşevik idaresinin tanılması ve kabul edilmesi meselesi yekdiğerin- den ayrılmaz bir dâvadız. Mos- kova müuahedesinin — imzasın- dan evvel Moskoya'ya gönder- diğimiz birinci murahhas heye- timiz ve muahedeyi imza eden ikinci heyetimizle biz bu ka- naatimizi tafsilâtıyle bildirmiş- tik, Fakat o vakitler, Rus Ha- riciye Komiserliği, Cihan ikti- «Üçüncü bir defa olarak Garpta bir konferansd gitmezden evvel tekmil Sovyet Cumhuriyetleri ile her hususta anlaşmay! ve sıkı bir iş birliği yapmayı istiyor sadi vaziyetinin ve bilhassa Rus yanın iktısadi durumunun ye- niden tesisi icap ettiği ve Sov- yet Cumhuriyetleri ile kapita- list devletlerin prensiplerinden herhangi bir fedakârlığı yap- madan yalnız sulh akdedecek olursa, iktısadi münasebetlerin kendiliğinden tesisi kabil ola- cağı ve buna her iki tarafın da kanaat getirdiği, aksi takdirde her iki taraf için de inhid. ve teklif ediyoruz» diyorduk. - ve mesaide sıkı bir birlik Y;ı:, rak garbın karışık ve l“ ı(ıd* uğramış vaziyetinden ederek, bunlara siyase cel 'e ıveP siplerini icap ederse müs bul ettirmek suretiyle DİF çeğili vaffakiyetin elde edile un;ü gösteriyor. Bu sebeple koî'[" defa olarak garpta bİf ın.,ııl ransa gitmezden evvel hef Sovyet Cıımhurıvellerıy'!; bif hususta anlı ,g kat'i olduğu, eğer Sovyet Cum- huriyetleri iktısadi vaziyetleri- ni düzeltemezlerse, rejim mü- cadelesine devam edemiyecek- Jeri ve bunun için de aleni ve hafi birlikte hareketin müm- kün olamıyacağı, ancak biraz para ve harp malzemesiyle yar dım yapılacağı beyan olunarak tekliflerimiz kabul edilmemiş- ti. Aradan altı ay geçtiği hq'rıe bu yıla ait nakdi muavenetin ikinci taksiti alınamadığı gibi malzemei harbiyenin de top ve koşum hayvanlarının. mühim bir kısmı da alınamadı. Biz, o vakit hâdiselere inti- Zar ederek fazla ısrar eyleme- miştik, Bugüne kadar geçen hâ diseler, bize şu kanaati vermiş- tir ki, kapitalist hükümetleri Sovyet Cumhuriyetleriyle iktı- sadi münasebetlere girdikleri zaman fırsattan âzami istifade ederek harben deviremedikleri Sövyet Cumhuriyetlerini iktısa- di münasebet perdesi altında müdahale siyasetlerini daha çok genişleterek onları yıkmağı dü- şünmüşlerdir. İşte bugün, bu müdahale siyasetinin bariz mi- sallerini gözlerimizle görüyo- rvuz. Binaenaleyh bugünkü va- ziyet bize, komünizmin- kapita” list âlemi ile herhangi bir kom binezonla vakit kazandıktan sonra kat'i mücadeleye giriş- mesi suretiyle muvaffak olaca- Binı göstermiyor. Bilâkis Şark milletleri ile hakiki bir gostluk işbirliği yapmağı ısuvor ve :d: lif ediyoruz. Ancak bü 51 dir ki, garba kar'şı istiklâ ve hürriyetimizi ve prensiP' mizi kuvvetli bir süret dafaa edebileceğiz, mi' Rus iktısadi vaziyetinin met lüm olan müşkülâtına Tî’x.uiı asgari — ihtiyacımıza giN def'aten verilmesini istedi çriht elli milyon altır rubc_ IeF' iir yirmi milyonun u—rılmes'E e y riye kalanın hariçten ılı “ı' suretiyle temini ve DA& ae veldeki harp malıcrnrâ”îm tiği gari ihtiyacımıza tekâ yıwî gibi bunun Rusyadan n.,n! itasına imkân olduğu F deyiz. İşbirliği — hususunda b“'uk Mevzuu olan meselelerit bl’d’ elçi Ali Fuat Paşanın p ,,.ı mevzuu edeceği meselelef uc!ı iki tarafın âzami men ı gözönünde tutulmak sure iği gik” anlaşmamızın iktıza eti rindeyiz. ga D Tarihin ve belki Clb";,djl_ mühim dakikalarını Y' ,Ul mız bu anda üçüncü ©€ lıl»i rak teklif ettiğimiz i$9! selesinin Rusya ŞüÜTA ”v ıü' metinin sahibi salâhiyet m,ıi’ fuz olan — azalarının gV' isa! edilerek siyaseti urü vg mize kat'i bir istikamet eçi mesi için iki yıldanberFi Lindi” bahis işbu meseleler hö' ııI"ı ki kat'i cevapların bildir! ni son defa tekit edrf”"“) (Deva OKUYUCU FİKİR Te ŞİKÂYETLERİ Dinleyen ve Derleyen: Ahmet Refik NOYAN Sanat Enstitüsü mezunu 5 | I TİYATROLAR astsubayların 1 mızdan ricaları Bugün sayısı küçümsenmiye- cek bir yekün teşkil etmekte o- mezunu astsubaylar ayni gaye, ayni he- ecan ve ümitle nazarlarını Siz- lere çevirmişlerdir. Haksızlıgı Ü * ŞEHİR TİYATROSU BAHAR ve ÇİÇEK BAYRAMI TEMSİLLERİ — Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar, Gülhane Parkında, BİR YAZ GE- CESİ RÜYASI — Komedi. — Yazan: Shakespeare, Türkçesi: Şükrü Er- den, Tel: 24888. * APOLLO SİRKİ — Her gün 16.45 matine, 21.15 suare, Cumartesi ve Pazar hariç her gün saat 17.30 da karşı hakkın, & kar- şı adaletin müdafaasını dcr.ıhte etmeği fâniliğin en büyük hazzı olarak tanıyan asil vicdanlarını- zın bu kere de bizim dertlerimi- ze makes olacağına emin bulu- nuyoruz. 61387 sayılı kanunün ek mad- deleri tasarı halinde yüksek hu- zurunuza geldiğinde orduda ast- subay olarak çalışmayı tekeffül ulışımıı ve karşılıklı bir muka- ağlı bulunduğumuz öne sürülmüştür. Asrımızın hukuk kaidelerine gö re henüz reşit olmıyan bir ço- cuğun taahhüt icrası ve buna kanuni bir kıymet verilmesinin caiz olup olmadığı kıymetli sağ- duyunuza bırakılmıştır. Ordudaki (6000) astsubaya su bay olduktarı takdirde çalışma sahası bulunamıyacağı Üzerinde durulmuştur. Halbuki bizim (as- keri memur) olarak ayni vazife- ye devamımız herhangi bir ak- saklık doğurmıyacaktır. Böylece iş haricinde taşıyacağımız rTütbe iş başında giydiğimiz tulumu bizden uzaklaştırmıyacaktır. Tekniğin birinci derece plâna alındığı 20 nci asrın modern or- çıklarında Amerikalı Denizcil tarafından teslim alınan iki ma- yin tarama ve iki hücum botu, limanımıza getirilmiş ve demir lemişterdir. Gemilerin son kafilesi 24 Ha ziran günü İstanbuldan getirile cek ve devir teslim muameleleri ikmal edildikten sonra limanımı za getirilecektir. Burada topla- nacak olan 38 gemi içinde son kafile ile gelecek olan 7 büyük şilep de bulunmaktadır, Gemile rin tamamı limanımızda topla- dıktan sonra halen — İstanbu'da bulunan Amerikan tesellüm he- letvekilleri, Vali ve — Belediye Başkan vekili Kemal Aygün, E- konomi ve Ticaret — Bakanlığı | müsteşarı, Merkez Bankası U- İç Ticaret Umum teşkilâtlandırma U- temsilcileri, Müdürü, len izahatlar faydalı olmakta: dır, mum Müdürü, mum"Müdürü ve diğer bankalar | haj kararını verecektir. Kooperatifçilik" hazır bulunmuşlardır, yeti şehrimize gelecek ve tes- lim alınan gemileri umumi bir | muayene ve tetkikten geçirdik- | ten sonra bunlar hakkındaki ni- Kurumu İdare Meclisi âzaları dularının el larından — olan biz Sanat Enstitüsü mezunu ast- subayların mağduriyetleri hâlâ devam etmektedir. Bir kısmı (üstçavuş), bir takımı (er), bir kısmı da (çavuş) ve nihayet di- ğer bir takımı da (subay) dır. Bu gibi ayrılıklarımn kaldırıtma- masının doğuracağı hoşnutsuz- luk, mecbur? hizmetleri sonunda Sanat Enstitüsü mezunu astsu- bayların ordu saflarından ayrıl- malarını intaç ettirecektir. Bu durumu kaldırmak - için: 6137 sayılı kantnma ek maddeler- den geçici dördüncü maddenin değiştirilerek bir ek madde ile bizlere de(subay) — veya kadro- larda yerine kullandığımız (as- keri memur) vütbelerinin sağ- lanmasını temin için yüksek Meclise önerge sunmanızı en de- rin saygılarımızla istirham edi- yoruz. hâlk LSINEMALAR | BEYOĞLU CİHETİ * ALKAZAR: Tel, 42562 — Mü- zikholde Cinayet — Kanlı İhtilâl — Korkunç İntikam * AR: Tel, 44394 — La Dam © Kamelya — Bin Tehlike Peşinde, * ATLAS: Tel, 40835 — Cezayir Casusu — Şam Hırsızı, * İNCİ: 'Tel. 84595 — Toto Bes- tekâr — Denizaltı Harbi. * LALE: Tel, 43595 — Ölüm Fe- daist — Sansualite, * LÜKS; Tel. 40380 — Makao — Haydut ve Kadın. * MELEK:; Tel. 40868 — Macera Kadını — Karnaval Kızı Lili, * BSARAY: Tel, 41658 — Öldürdü ğüm Adam — Hayali Geceler. * SÜMER: Telk 42851 — Hıçkı- rik — Lüks Hayat. * SAN: Tel. 86792 — Orman Fe- dalleri. * TAKSİM: Tel, 43191 — Allah- kerim — Haç Yolu, * YILDIZ: Tel. 42847 — Haydut Aşkı — Ormanlar Hâkiminin Son Maceraları. İSTANBUL Cİ""l “ * ALEMDAR: Tel. Prensg — Fedailer Kalesi: ;s/ * AZAK: Tel, 23542 ler — Korkusuz Reis. z A* M ' ÇEMBERLİTAŞ: İntikam Kılıcı — Siyâh din, MARMARA: T .ı Prens — Fedailer ü :d * MİLLİ: Tel. Kalest — Kanli tnul”' ,d" D lan Kadın ' * taşı — MK Ylldle Ka ciRETİ çoi VAY * | * HALE: 'reı 60” ÜNU Kristin — Kaptan nl'y ş;"!ı raları. Pati y ı..'n | * OPERA: Tel e ; ve zaltı. Faclası ı'nı—dıyı * SÜREYYA: Te "’””î'w h İhtilâl — Yılan İN #ng Oğlu, Ü I k O YURT: Te. GSÜ üK Y Altında — 'Tibette / FİLl Çü ü KONFERANİ SI Üa yv*ü ,ı | l,hı * HİKÂYECİ AFİP | güNü * K Haziran 1954 Perş€ M &00 18.20 de, kunul:ııll’ ;::;'::ı/ ğ. :J'Ğıkîxıwwıam b | ça ma Aliye'nin hayatilü dairdir... — !âf_'f" KA w BU * HALİÇ oENcğğ%,ı n'ff senelik Kongresi pef * çef at 21 de CHEP. md* nunda İera eanecngn bi âzamızın - teşrifltr — Yeni vilâyetlerin memur kadroları Mülki taksimattaki 64 vilâyete (Sakarya) ve (Adıyaman) adla- riyle iki vilâyet daha katıl. Bundan sonra da gazetelerde o- kuduğumuza göre Kilis, İskende run, İğdır kazaları da vilâyet o- lacak ve bu vaziyet karşısında diğer bir takım yerler de vilâyet haline getirilmeleri için çeşitli müracaatlar yapacaklardır. Yeni vilâyetler kurulması büt- çeye epey masraf kapısı açıyor. Bu teşkilâtın masrafsız veya pek az para ile yapılması bizce ka- bildir. Devlet dairelerinin mer- kez ve taşra teşkilâtlarında 1ü- zumundan fazla memur vardır. Bunlar yeni vilâyetlere kadrola- riyle tayin olunabilirler. Meselâ: Küçük vilâyetlerdeki |1 vali muavinleri (vali olarak), merkezdeki bir kısım şube mü- LAŞA lukleıınde kullan!!? lâyetlere & Küçük — memü bunların da merk? daki kadrolardân dekı o vilâyetlerin İ$İH ıll“ mamurlarııulnn İd kündür. Hususi daki memurlar 47 M sip birisi Husus dürü tayin edilt murlar da o V“”_, teşkilâtlarından Bu işin böyle D büs edilince M daki bazı devaif larının esasen çokıuâundanv bile kâfi gel r m ek rek memur Ve 4 ada ""l“' lerdir. Iîm:een nı“ bilmemezlikti bu kuru gurnıtül' 31!9 hemmiyet V “su ğ dürleri ve muavinleri, mümeyyiz ve başkâtiplerden — bazıları da Defterdarlıkta ve gelir, muhase- be, hukuk işleri, nüfus, seferber- bu hi metimizin ulld kate alacağını ederiz.