S İstersek turizm yaratabiliriz 12 turizmi ya YAZAN: ) ta yapmak lâ- ntma.kdnıec zım, Buğgün biz buri ye tin deyiz 5 bu imkânların şünkü memle- 0.' )K. Gol'enel' I bile cahiliyiz, ketin — kalkın- çünkü —mantı- mâşı bahsinde —- die kan — vazifesi turizm ziraat ve Sanayi ve sa- — herhalde tarih bizi iyk'bir şe- memleketin — muhtelif gü- ire kadar mühimdir. Memleke- — kilde not etmez. zellikleri hakkında bol re- timizde turizm için lâzım olan şeyler belki diğer memleket- lerdekinden fazladır, eksik de- &ildir. Tabiat güzellikleri, kışın sıcak iklim, tarihi âbideler, es- ki eserler, hıristiyanlar — için mukaddes sayılan Meryem A- Na kabri, Noel Baba ziyaretgâ- hı, Antakyadaki en eski kilise, İzmir, Antalya ve sair yerler- * deki eski medeniyet eserleri, Anadolunun muhtelif yerlerin- deki toprak kale ve sair tarihi eserler, Uludağ, Erciyas, Toros silsilesi, Ecivet ve Kastamonu ormanları ve bilhassa dünya- nın hiç bir yerinde bulunma- yan şifalı sular, hep bunlar tu- ristler için görülecek ve isti- fade edilecek şeylerdir. ifalı su bahsinde Bursa ve sair yerlerden mâaada Köy- ceğiz yanındaki 203 radyoakti-' Vite dereceli suyu zikretmeden geçemiyeceğim. Bu su, mevzu- at hazretleri üç seneden fazla kiraya müsaade etmediğinden ve üç sene için de kimse bir iki milyon sarfederek işe ya- yayacak tesisat yapmayı kabul etmediğinden ve esasen muva- sala yolları da kâfi olmadığın- dan hâlâ boşuna akıp durmak- tadır. Avrupada değil 203 de- Tece, bir veya iki derece rad- yoaktiviteli sular senede yüz- binlerce hasta celbederek mil- yonlar gelmesine vesile olmak tadır. Biz bütün bu servetleri ih- Mal eder ve onlardan bir an evvel istifadeye — başlamazsak Türkiye İŞ Bankası A . tel, lokanta gibi tesisler mey- Binaenaleyh biz türizmi, her hangi bir devlet yazifesi gibi yaratmak — ve İleri götürmek mecburiyetindeyiz. öyle yoktan var etmek vazi- fesiyle mükellef olduğu- muz birşeyde, başladığımız se- neden itibaren kâr beklemenin mânası yoktur. Muayyen bir plânla ilk iş turizme senede bir kaç milyon lira ayırmak ve bunları büro muamelâtı yapa- cak işlere değil muayyen yer- lerde oteller ve yollara tahsis etmek lâzımdır. Milyarı geçen bütçemizde bunu sağlamak zor birşey değildir fakat dediğimiz Bibi ilk senelerde bundan kâr beklememek lâzımdır. Bu tesisler doğrudan doğru- ya devlet veya — belediyelerce yapılabileceği gibi teşebbüs sa hiplerine tahsisat vermek şek- linde de olabilir. Fakat bunla- rı ticaret fikriyle işletecek el- lere yermek lâzımdır. Halkı- mızda teşebbüs fikri yok de“ ğgildir. Meselâ — İskenderun'da hususi teşebbüs sahipleri pek- âlâ şayanı kabüul oteller yap- mışlar ve işletiyorlar, simli prospektüs ve sair neş- riyat hazırlamak' olan bir tu- rizm büromuz yok. — Bereket Versin'«Vatan» gazetesi hakiki bir vatanseverlikle ve büyük bir ferağatle memleketin muh- telif diyarları hakkında kısa da olsa güzel ilâveler çıkardı da bunlar hakkında bize az çok malümat verdi. Turizmin inkişafını — sağla- mak için sarfedilecek paralar memleket için kaybolmuş de- ğildir. Bunların her biri mem- leketin servetine ilâve edile- cek ve gün geçtikçe randımanı çoğalacak şeylerdir. Mevcut turizm imkânlarımızı hakkıyle işletebilirsek evvelâ memleket dahilinde büyük milli ve ma- halli faydalar temin edeceği- miz gibi bugün diğer memle- ketlerde gıpta ile gördüğümüz döviz akınını da sağlamış olu- Tüz. Fakat turizmin yalnız lâkır- disiyle geçinerek arzu ve te- menni izharından başka birşey yapmazsak bu muazzam servet kaynağı daha senelerce muat- tal kalır ve memleket bundan istifade edemez. Devıetçe kurulacak bir tu- rizm bürosu, kırtasi mua- melâtı tamamen bir tarafa bı- rakarak turizmin memleket i- çin olan ehemmiyetini her va- kit gözönünde bulundurmak süretiyle işin başına geçmeli ve memleketi turizm bakımın- dan teçhiz edecek şeylere ön- ayak olmalıdır. b Böyle işi kendisine, bir vazi- fe bilen bir teşekkülün muvaf- fak olmamasına hiç — imkân yoktur. Tabil bütün hükümet teşkilâtı da kendisine zâahir ol- mak şartıyle. Yukarıda dediğimiz gibi o- dana geldikçe ve bilhassa bir- çok yollarımız iyi bir vaziyete sokulduktan sonra o kadar gü- zel turizm imkânlarımız - ola- cak ve bilhassa bunlardan ba- zıları o kadar kolay tahakkuk edecek ki bunları neden şim- diye kadar — düşünmediğimize hayret edeceğiz. Ufak bir him metle - şimdiki halde geçit ver meyen - Anamur'la Gazipaşa arasındaki yol yapılınca, İstan bul ve Ankaradan otomobille hareket ederek ve Toros sil- silesini geçerek Adana, Mer- sin, Antalya ve civarında mü- kemme| bir turizm imkânı ol- y duğunu ve bu yerlerin herhan- gi bir Ayrupa güzergâhından güzellik itibariyle hiç aşağı kalmadığını kaç Türk ailesi biliyor? Bu turizm seferini ya- pabilecek binlerce otomobil sa- hibi zenginlerimiz var, Fakat dediğimiz gibi ufak bir him- metle yolu iyi bir hale koy- mak ve lâzım olan yerlerde de konforlu birkaç otel ve lokan- / İzmir'de şeker < Bulunamıyor ; İzmir, 13 (Telefonla) — Bir * haftadanberi devam etmekte o- ) lan şeker darlığı nihayet dün- * | denberi had bir safhaya girmiş 3 ve piyasada şeker bulmak müm » | kün olamamıştır. Toz şekeri, ba Öa Iu'!gtçılırm 200 kuruşa sat - İ tıkları bildirilmektedir. İzmire bit kaç gün içinde şeker gönde rilmediği takdirde şeker kara- — borsasının genişleyeceğine —mu- * hakkak nazariyle bâakılmaktadır. * Bu arada birçok şekerleme ve | $ helva imalâthaneleri faaliyet - H lerini tatil etmişlerdir, Ş Toprak Mahsulleri Ofisi şubeleri kaldırılacak İN —Ankara, 13 (T.H.A.) — Haber ildiğine göre, bundan — bir müddet önce Toprak Mahsulle- Ti Ofisi Bölge Müdürlüklerine bağlı birer teşekkül halinde ku an şube müdürlüklerinin kal idırılmasına karar verilmiştir. , İstanbül, Samsun, İskenderüun jwe diğer yerlerde kurulan şube lerin kaldırılması bu şubelerde Jçalışan personelin bölge müdür leri ile anlaşamamaları — sebep olarak gösterilmektedir. Muvaffak olmuş şubeler me- 'yanında bulunan Ankara ve di er bir şubenin durumu henüz obelli değildir. * Bir kişi yaralandı | Üsküdar İcadiye Caddesinda o İtutan Ekrem, çocük yüzünden a izalarında çıkan münakaşa sonun Eı Karşvi tarafından bıçakla ya ştal tir. Yaralı hastahaneye 'kaldırılmıştır. Hâdiseden sonra kaçan #sanık aranmaktadır. Türk Mühendisler Birliği Teknik Okul hakkında kararlar cıldı Türk Mühendisler Birliğinden aldığımız bir yazıda, Teknik Ü- niversiteye bağlı olarak — açılan yeni bir teknik okulun kayıt ve kabul şartları ile tahsil süresi mevzuunda memleket efkârını v zun zamandır meşgul eden me- sele üzerinde Ankarada bir fev- kalâde kongre toplandığı ve bâ- n kararlara varıldığı bildirilmek tedir. Kararların Maarif Vekiline bir heyet vasıtasiyle duyurulduğu da ayrıca ilâve olunmaktadır. İnönü'ye hakaretten müahküm oldu Eskişehir, 13 (ANKA) — Bir mecmuada yazdığı şiirde C. H. P. Genel Başkanı İsmet İnönüye ağır ve çirkin kelimeler kullar mak suretiyle hakarette bulu - nan Eskişehir Gazi İlkokulu öğ retmenlerinden Cemal Oğuz Ö- cal, bundan bir müddet eyvel Ankara ağır ceza mahkemesin- de yapılan duruşması neticesin de 3 ay hapse mahküm olmuş ve okulların kapanmasına kadar bu cezası tecil edilmişti. Mekteplerin tatil olmasi Üüze rine, Cemal Oğuz Öcal cezasını çekmek üzere ceza evine gön” derilmiştir. Jandarma Genel Komutanlığı Ankara, 13 (ANKA) — Bir müddettenberi Jandarma Umum Kumandanlığına — vekilet eden Körgenaral Tahsin Çelebican'ın bu vazifeye asalaten Bir sendika ipfali İstant Sendikanın 1100 üyesi ol ğu iddia edilmesine raâğmen VATAN SEHİRVEMEMLEKET kongresinin istendi ! Mensucat Sanayii Teknik Usta ve İşçileri Sendi- kâası köngresi dün Bakırköy'de olmuş ve hâdiseli geçmiştir. T4 kişi bulunmuş ve başkanlığa Hasan Kangal getirilmiştir. Ba- zı müzakerelerden sonra 34 imzalı bir takrir verilmiş, fakat bu oya konulmamıştır. Takrirde bu sendikanın Tekstil Sen- dikasına iltihak etmesi teklif ediliyordu. Takrir oya sunulma- yınca, 42 işçi salonu terketmiş ve sendika köngresine 32 kişi ile devam edilmiştir. Toplantıyı terkedenler çalışma bölge müdürlüğüne müracaat ederek konzrenin iptalini istemişlerdir. Bir günde 61 polis Vak'ası oldu Evvelki gün şehrimizde cere- yan eden polis vakalarının yekü nu birdenbire artmış ve bir günde 61 hâdise olmuştur. Bu hâdiselerin miktarları şöyledir: 3 hırsızlık, 3 yankesicilik, 1 dolandırıcılık, 2 yaralama, 17 dövmek, 2 tehdit, 2 mesken ma suniyetini ihlâl, 5 hakaret, 2 sar kıntılık, 1 bıçak çekme, 11 ta- Şit kazası, 12 muhtelif hâdise, Orhangazi Biçki » Dikiş Yurdu'nun sergisi Bursa Necatibey Kız Enstitü- sgüne bağlı olarak Orhangazi'de faaliyette bulunan 167 numaralı Biçki — Dikiş kursu, son yedi aylık çalışmasını bitirmiştir. Kurs öğretmeni Afife Önal'ın hazırladığı yil sonu iş sergisi dün saat 13.30 da okul binasın- da, seçkin bir dâvetli huzurun da açılmıştır. Sergi, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Orhangazi geniş alâ- ha uyandırmıştır. r Alman orduları| Parise giriyor Yeniden 5 cankurtaran alınıyor İstanbul vilâyetine bağlı ka: zaların sağlık işlerinde kullanıl mak üzere, yeniden 5 hasta ta- şıma otomobili satm ualınacakır, Bu arabalar alındıktan sonra, cankurtaran merkezleri de tak- viye edilecektir. 14 yıl evvel bugün, 14 ha- ziran 1940 da Alman or- duları Parise girmişlerdi, 10 mayısta başlayan büyük Al- man taarruzu müthiş bir sür- atle inkişaf etmiş, Hollanda, Belçika, Lüksemburg pek kısa Bir zamanda istilâ olun muş, Fransız cephesi de Se- dan'da yıkılmıştı. Fransız orduları başku- mandanı General Weygand, B haziranda, Fransanın mu- kadderatını tayin edecek Fransa meydan muharebesi- nin başladığını ilân etmiş, iki gün sonra, son müdafaa hattı olan Weygand hattı da Almanlar tarafından kolay- I lıkla yarılmıştı. Fransız başkumandanı, 9 haziranda ordunun mânevi- yatını yükseltmek maksadıy le neşrettiği bir günlük e- mirde; «Düşmanın gayreti tükeniyor, dayanınız!. — de- mişti, Ertesi günü, Fransız hükümeti Paris'i terkederek cenuba çekilmiş ve bir gün sonra da Tours'da yapılan bir kabine içtimamda askeri || durumu gözyaşları içinde 1- zah eden General Weygand: — Artık Fransa mağlüp olmuştur. demişti. 14 haziranda Paris'e giren Alman orduları ertesi günü tarihi Versay sarayına Alman bayrağını çekmişler- di. 17 haziranda Mareşal Pe- tain, Hitler'den mütareke ta- lJebinde bulunmuştu. a . Tî?LBENı'Çl LMİLYON BİR BUÇUK LIRA TUTARINDA İKRAMİYE Türkiye $ Bankası ŞöRRE AA aa Kok fevziatına Bugün başlanıyor 1954 — 1955 kış devresi için kömür tevziatına bugünden iti- baren başlanacaktır. Kömür Sa tiş ve Tevzi Müessesesi bu yıl İstanbulun ihtiyacını 120—130 bin ton olarak tahmin ve tes- pit etmiş; bu miktarın üçte bi- rini şehir içindeki — depolarda stok yapmıştır. Tevzi Müessesesi, ihtiyaç sa- hiplerini erken kömür almağa teşvik etmekte bu hususu sık sık, muhtelif yayın vasıtalarıyla hal ka duyurmaktadır. Bu yıl, ika- metgâh olarak kullanıları yerle- re verilecek kömür miktarı, 0- da ve soba sayısına göre; as- gari 1, azami 3 ton arasında de gişecektir. Üç intihar vakası Bakırköy Koşuyolu sokak 3 numarada oturan Sevim Barak, geçirdiği sinir buhranı netice- sinde, fastlye kurdu öldürmek için Ziraat memurluğundan ve- rilen ilâcı içmek suretiyle inti- har etmiştir. Hâdiseye el boyan Savcı Alâeddin Dehrioğlu tah- kikata devam etmektedir. Üsküdardan — Kuzguncuk'a gi" den vapur yolcularından Meh - met Taşdelen kendini denize at mak süretiyle hayatına son ver- mek istemiştir. Mehmet kurta- rılmış, Nümune hastanesine kal dirilmiştir Küçük Mustafa Paşa'da otutan ve hamallık yapan İsmail Ün- saler, Samatyada — oturan eski metresi Hacer'e barışma teklif etmiş ve teklifi kabul edilme - yince, kendini göğsünden jiletle yaralamak suretiyle intihar et mek istemiştir, İsmail Cerrahpa şa hastanesine kaldırılmıştır. Bir imam baklava yerkan |© zehirlendi Çengelköydeki —Ömer efendi camiinin imamı İbrahim Canse- ven yediği baklavadan zehirlen- miştir. İmamın tedavisi Numu- ne hastanesinde yaptırılmıştır. Bir kız öpüldüğü için şikâyette bulundu Dolapdere Yayaköprü Sokak 33 numarada terzilik yapan Vir jininin yanında çalışan —Anna Paçapulo, karakola mü: tla is- tasyonunun — tahminlerine göre, buğün şehrimiz ve ci- varında hava sahahleyin ha- fif puslu ve sisli, öğleden sonra az bulutlu veya açık geçecektir. Rüzgârlar kuzey yönlerinden önceleri hafif, sonraları zaman zaman or- ta kuvyette esecek; — hava sıcaklığında ise düne — nis- beten artış olacaktır. Dünün en yüksek hara- ret derecesi 4 27, en dü- şük -- 18 olarak kaydedil- miştir. Yeşilköy Meteoroloji Yenikapı - Sirkeci Sahil asfaltı İstanbul Belediyesinin dâvet- lisi olarak bir müddet evve! şeh timize gelmiş bulunan ve İmâr Müdürlüğünün revizyona — tâbi tuttuğu şehir plânları üzerinde tetkiklerini bitiren, — şehircilik mütehassısı Ord. Prof, Sir Aber erombi; şehrimizden — aytılırken ihzari bir rapor vermiş ve rapo- runda turistik gayelberin ön plân da tütulmasını ileri sürmüştür. Sir Aberecrombi'ye göre, ilk olarak Yenikapı ile Sirkeci ara- sında sahili takip eden bir as- falt yol yapılması lâzım gelmek tedir. A Küçük haberl_a" * Ruhszattız diş çekmek ve diş ilâcı Batmaktan sanık olan Niyazi ile Mes'ut dün ilâçları ile birlikte Banıklar takibata 1 * Büyükada Alparslan sokak 13 numarada oturan Teodora Yangini dut toplamak için çıktığı ağaçtan düşmüşz ve bâcağı kırılmıştir. Teo- dora hastaneye kaldırılmıştır. çe Evvelki akşam aat 1730 da Üsküdar iskelesine yanaşan vapur yolcularından Erdoğan Gergen va- purun iskeleye bindirmesi netice- Binde hasıil olan sarsıntı yüzünden denize düşmüştür. Erdoğan kurtarıl mıştir. * Tepebaşı Gazeveci saokağındaki 7 numarali apartmanın zemin katı- na giren İsmall, ev sahiplerinin şi- kâyeti üzerine yakalanmıştır. Yapı- lan tahkikat sonunda İzmallin çap- kınlık maksadiyle buraya girdiği an laşılmıştır. İsmail hakkında, mesken masuniyetini ihlâl suçundan takiba ta başlanmıstır. * Böomonti'de içki içen İbrahim Gökmen, Remzi — Doğrusöz, Nusret Tunçman, Yusuf Ziya Sulgan, BSa- im Şentürk, Nedim Şentürk isim- lerindeki arkadazlar, aralarında çı- kan münakaşa sonunda — birlerini dövmüşlerdir. Hâdise hakkinda tah- kikata başlanmıştır. * Evvelki gece, GBirkecideki «Bah çeli Buket» lokantasının sahibi A- goöp, aralarında çıkan Mmünakaşa so nunda, işçilerden Mahmut İyikaçak tarafından ekmek bıçağı ile yara- miştır. Ağop da, Mahmut'u sopa ile dövmüştür. Tahkikata başlanmıştır. 10 yaşında bir dolandırıcı Fatih Mutemet Sokak 35 nu- marada oturan 16 yaşındaki Gü- ner Seçkiner karakola müracaat la, 10 yaşlarında bir çocuk ta- rafından kol saatiyle ceketinin dolandırıldığını bildirmiştir. Kü çük dolandırıcı aranmaktadır. Tünel seferleri değiştirildi Tünel gefeflerinde değişikli! yapılmıştır. , Buğgünden itibafen- tünel, iş günleri 7 ile 22 arasında; pazar günleri 7.30 ile 0.30 arasında fa aliyette bulunacaktır. Villâ için acele ediniz İstanbulun $irin sayfiye yeri Bostancı Altıntepe mevkiindeki ikramiye villâlarından biri Ga- terzinin kardeşi Antranik tara- fından öpüldüğünü iddia etmiş tir. Annayı öpen Antranik ya- kalanmış, tahkikata başlanmış- tır. ranti Bank in 30 Haziran çe- kilişinde hediye edilecektir. Ay ni keşidede çeşilli para ikrami- yeleri de vardır. Garanti Banka- sına yatırılan her 100 liraya bir kur'a numarası verilmektedir. Bu plânlar hazırlan- mış Ve tahsisat bulunur bulun- maz inşastına başlanmasına ka- Tar verilmiştir. Taşıt kazcıları Kadıköy Fuad Bey Sokak 8 nu marada oturan şoför Cahit Ge- çimin 1,5 yaşındaki kızı Muallâ evin önünde oynarken, plâkası tespit edilemeyen bir taksisin sadmesine mâruz kalarak yarı- larımıştır. Muallâ kaldırıldığı Nü mune Hastahanesinde ölmüştür.. Sanık aranmaktadır. Çemberlitaş'tan geçen Erdo- ğan Tombak idaresindeki 12626 plâkalı taksi Naciye Koça çar- parak yaralanmasına sebebiyet Vvermiştir. — Yaralı hastahaneye kaldırılmıştir. Dursun Çörum İdaresindeki 24404 plâkalı kamyon Hacıosman bayırından Tarabyaya giderken, Mustafa Kartal idaresindeki 4162 plâkalı kamyonla çarpışmıştır.. Her iki kamyon da hasar uğra- mıiıştır. Bunlardan başka dün şehri- mizde 8 taşıt kazası daha olmuş tur, Geçen yıldan 57.5 milyon lira fazla tahsil edildi İstanbul Defterdarlığından öğ rendiğimize göre 1954 mali yı- hinın İlk üç ayında, geçen yıla nazaran 57,5 milyon liralık fazla tahsilât yapılmış ve tahsilât ye künu 171,5 milyon lirayı bul- Muştur. Defterdarlık, İstanbul için ye ni bir mali teşkilât projesi ha- zırlıklarıyla meşgut olmakta ve hususi bir, kamisyon haftada iki defa toplanarak meyzuü dikkat- sebej tide eski dan bel bir ğgim Bir ğım tim, söyl cala rini le incelemektedir. CO TAKVİM 5 14 HAZİRAN 1954 PAZARTESİ AY 6& — GÜN 30 — HIZIR 40 RUMİ 1370 — HAZİRAN 1 HİCRİ 1313 — ŞEVVAL 13 Vasati Ezani SABAH 0426 — 08.45 ÖĞLE 1214 — 04.33 İKİNDİ 1615 — 08.33 AKŞAM 19,42 12.00 YATSI 2145 — 02.038 İMSAK 02.09 — 06.28 Gazetemize gönderilen şarı ve resimler basılsın, basılma- n Yade edi!mez. İSTANBULDA ŞUBE TÜRKİYEDE D9 Ş$ŞUBE ŞAŞKINBAKKAL şubesi Bugün hizmete girdi. -YAPI ve KREDİ 144 Haziran 1954 BANKASI K C ketlerine girişm€e ç veriliyor. Bu Ka tatbikatın partiy€ lekete hayırlı ledikten sonrâa ye geçeyim. Yakın san Süküti, sözün€ emekli bir ve' — De ba İpucu Tuplımıhn birkaş — denberi devâafi , seçimleri bepleri araştıril: plere dayan! bir takım utl:. e akra valilerden " öiç aB naklen ıılll:;:“yf Bu emekli seçimler ıırısğl::'“ köylerinden olduğu bir köylü'” sında sormuş: Yani, sant 4 cak oy pusulal rinden birine ”a , — Hele hlu,.“ — Ben sanâa deyivef ” ; şey kalılt: Farzet Ki var; bi hastalandı. Bef ğım? O ineği ya pazara KÜ ğım. Götürdüm zedelim. — Et ya hafta ın:';,, ineğin v almak için yl;:’“ Karşıma ineği çıkardılaf 7 Ettik mi ettik- () e, benim o ineği tekraf Almazsın Y2 mam... vereceksin Gayri * f diye j Ma.. / Seçımııı;i sebeplerini çi seheplerin iPÜİL helki bü- hikâyesinde * ğ r Beni artık bu aptal buda- Janın çirkin suratını görmekten kurtarm.» İkinci kaptan atıldı: «Kap- tan affedersiniz. diğer dümen- ciler çok yorgun düştüler. Stil. well en iyi adamımızdır. Ona ihtiyacımız çok.4 Kaptan haykırdı: «Bu karşi- lık vermekten vazgeçmiyecek- misiniz? Bu gemide benden e- mir alan tek subay kalmadı mı? Ben dedim ki......» Engstrand kaptan köşküne girdi ve düğşmemek için Willie' ye yapıştı, İş elbiseleri sırılsık lam olmuştu. «Affedersiniz kap tan, barometre......» «*Barometroya da ne olmuş?» «Yirmi sekiz dört efendim... Yirmi sekiz......» «Barometroyu kim gözlüyor? Bana yarım saattir neye rapor verilmedi?» Güceğ dişarı firladı. Gider- ken düşmemek için pencere kenarlarına, makine telgrafına, kapı kenarına tutunuyordu. Dümenci kısık sesle «Mr, Ma ryk 180'de tutamıyorum. Gemi ıdılhıe" doöğru kayiyor...» de“ «Dümeni daha kır.» *«Zaten sonüna kadar kırdım efendim.. İstikamet 172 oldu. Daha da düşüyor.» Çucez, *Dümen niye zonuna kadar kırılmış?» diye dışardan bağırdı. «Burada dümen emir- sek tastike iktiran lerini kim veriyor? Burada her- kes aklını mı oynattı yoksa?» «Kaptan, iskeleye doğru ka- yıyor. Dümenci 180 istikameti tutamıyor...» Stilweli, korku ile Maryi'e bakarak «Sıfır—altı—sıfır. ol- du şimdi efendim» dedi. Korku- lan şey olmaya başlamıştı. Dal- galar ve rüzgâr Caine'i fırıldak gibi çevirmeye başlamıştı. Dü- men işe yaramıyor, gemi dalga- lara ve denize tâbi olarak yan yan kayıyordu. İstikamet gü- neyden ayrılıp doğuya dönü- yordu. Çuceg, dümenciye yapışarak, pusulaya baktı. Sonra telgrafa sıçradı ve bir eli ile bir usku- ra sür'at emri verirken diğeri- ne stop işareti yolladı. Makine ibresi derhal itaat etti. Bir ta- raftaki uskurun işlemesi der- hal gemiyi . sarsmaya — başladı. Kaptan «Bu şimdi bizi döndü- rür» dedi. «İstikamet şimdi ne?» «Hâlâ düşüyor, 152—148> GÇücez «Bakalım birkaç sani- ye geçsin.» Câaine bir daha sancak tarafı- (na yattı ve öyle; kaldı. İskele tarafından gelen dalgalar, san: DENİZDE /SYAN ÜYAĞANHERMAN WoOVK Çediken- A, K.VARDAR —142— ki gemi bir kütükmüş gibi üze- rinde parçalanıyorlardı. Tekne tonlarca süya tahammül! ede- biliyor, fakat bir türlü doğru- lamıyordu. Biraz doğrulur gibi oldu, sonra tekrar sancak ta- rafına yattı. Willie yüzünü ta ma dayamıştı ve birkaç santi- metre ilerisinde sudan başka bir şey göremiyordu. Küçük köpük habbeciklerini sayabilir- di. Stilwell dümene yapışmıştı. Fakat ayakları kayıyordu. Ke- keledi: «Hâlâ düşüyor efendim, istikamet şimdi 125». «Kaptan, gidiyoruz.» Maryk' in sesi ilk defa olarak titriyor du. «Bir defa da sancak maki- nesini tornistan ettirin efen- dim.v Kaptan duymamazlıktan geldi, «Efendim, sancak usku- runu törnistan ettirin.» Çüueeğ dizleri ve kolları ile telgraf — makinesinin koluna yapışmış olduğu halde korkuy la onun yüzüne baktı. Yüzü yemyeşildi. İtaat ederek kolu ileri geri hareket ettirdi. Ge- mi şiddetle sarsıldı, fakat yan yan sürüklenmekte devam et- ti, Her dalga ile inip çıkmak- ta berdevamdı. Bu iniş çıkış- lar yüksek bir bina boyü ka- dardı. Kaptan boğuk bir sesle sordu: * «İstikamet ne?, «l17 de sabit efendim». Willie «Steve tuturacak mı- yız dersin. diye mırıldandı. «Ümid ederim.» İniltili, acaip bir ses duyul- du, «Ulu Tanrı gemiyi döndür ne olürsün.» Sesin tonu Willi- e'yi titretti. Ufak tefek muha- bere eri Urban, diz çökmüş, bir yere tutunmuş ve gözleri kapalı olduğu halde başını ge riye atmıştı, Maryk «Sus Urban... Ayağa kalk, diye bağırdı, — Stilwell «Efendim istikâmet 120 sağa doğru geliyoruz» dedi. Maryk «iyib dedi. «Dümeni yavaş yavaş standard yaplı Stilwell kaptana hiç bakma dan itaat etti, Willie dehşet i- çinde kalmış olduğu halde bu- na ve aynı zamanda Çueez'in kendine sorulmamasına aldı- riş etmediğine dikkat etti. O hâlâ telgrafa yapışmış donmuş kalmıştı. «Dümen standard... İstikâ- met 124 efendim» Caine yavaş yavaş doğruldu. biraz iskele tarafına yatftı sonra gene san” cağa. yattı Maryk «Vaziyet iyidir» dedi. Urban yerden kalkmış, aptal aptal etrafına bakıyordu. İstikâmet 128 - 120 - 130-. İkinci Kaptan. «Willie» dedi. «Git şu radar kulubesine baka lim vaziyetimiz ne alemde an- lıyabilecek misin, Filo nizamın dan ne kadar ayrılmışız?» «Baş üstüne efendim», Wil- lie Kaptanın yanından geçerek dışarı çıktı. Rüzgâr onu der- hal kaptan köşkünün yanına çarptı. Su serpintileri de kü- çük taşlar gibi üzerine yağıyor du. Rüzgârın son on beş daki* ka zarfında çok artmış olmasi onu hem hayrete düşürdü, hem de hoşuna gitli. Eğer açıkta dursa, rüzgâr muhakkak ki 0” nu denize atabilirdi. Yüksek sesle güldü. Sesi, rüzgârın ka” hn «Whoese» si yanında pak zayıf kalıyordu, Yavaş yavaş rTadar kulubesinin kapısina ka- dar emekledi. Kapının mandal larını gevşetti ve kapıyı dişâa” ğ riya çekerek açmaya teşebhüs etti. Fakat rüzgâr mani olu- yordu. Islak rı ile çellk m Hruğı çi Subayi ':’ ralandı V girel girdi te olan ğ : ykel x bir £ irdi, KaP! rar şiddetli «Ne oluy! Küçücük ? er yar giymişle yuldu; ith? » «Çok Ti Başi “ şyrillie T i$' y yüzü t'ı vi a n dIŞMdR N ki acai pli