5 Ağustos 1952 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— ©» GÜNÜN YAZISI | Emekliler ve iş sahaları temleketi - Kültür ve mizde alt (— ü ) Cesaret mış beş yaş, .. ç . iyasaya bakı- soda başı y | Rüfat Necdet Evrimer | P;>' we dır. Bu yaşta kuyup — yazma ihtiyarlığın ka- AT . » â bilmeyen — bazı pısi açılır, bu yaşta memür İyi, etraflı düşünen, derin jinsanların ameli zekâ sayesin- emekliye ayrılır. Bu yaş kanı- nun memura mutlak - istirahat hâkkını tanıdığı yaştır. Hayatın binbir mihnetini, derdini gö- ren, kendi mesleğinde kendine göre çetin mücadele yılları ge- çiren memur bu yaşta herşeyin tamam olduğuna, herşeyin bit- tiğine kanidir. Artık kendi sa- kin köşesine biraz da iç buruk- luğu ile çekilir, mazide bırak. tığı yılların acı ve tatlı hâtıra- Jarıyle oyalanmaya çalışır, emek Tilik hayatına intıbak edebil- mek için âdelta ruhi mücadele yapar. Muhakkak olan şu ki emek- Tilik insanda bir iç yıkılışı ha- zırlar, Onun uzun yıllar devam eden muntazam çalışma haya- tında 'daima istikbale ait tasav- vurları vardı, bu tasavvurlar onu tazeler, teşçi eder, —ona kuvvet verirdi. Istıraplarla mü- eadeleyi bilirdi. Ailesini daha huzurlu ve daha refahlı yaşat- mak emeliyle didinir, uğraşır- dı. Ya şimdi?.. Şimdi kendi uz- Jet köşesine mi çekileceji?.. De- mek onda artık çalışma kabili- yeti kalmadı, demek bundan sonra hayatının sayılı yılları ile başbaşa kalacak öyle mi?.. İşte bütün bu düşünceler onu bir sıtma humması gibi sarar, sarsar ve o zaman içinde bir nevi yalnızlık, gariplik ve acı- hk duyar! Hele emekliye ayrılan öğret- mense eski itiyatları onda müt- hiş tepkiler yapar. Hani seygili çocukları nerede?!, Nerede öğ- retmen odasının sıcak, samimi, tertimiz havası?!, Birbirlerini seven, birbirleriyle gaye arka- daşlığı yapan, birbirlerini anla- yan insan adamlar arasında bu- lunmanın yarattığı derin iç hu- zuru şimdi nerede?!, Artık ne zil sesi, ne sevgili çocuklarının cıvıldaşması, ne de engin gö- nül sevgisi ile bağlandığı mes- lek arkadaşlarının — sakaları var... Demek bunları artık işit- miyecek, görmiyecek ve o, za- man kendi gönlü ile başbaşa kalacak. * Yeni bir işe “atılabilmek.. — duyan, yapıcı ve yaratıcı kud- ret taşıyan insan yaşı ile ölç lemez, Baş dalma yaşı mağlüp eder!.. Büyük Alman şairi Go- ethe'nin dediği gibi münevver yaşlı bilir ki faydasız bir hayat erken bir ölümdür! O halde yaşlının kendine göre çalışma- sı ve bu çalışma zevkinden ge- niş ölçüde faydalanması lTâzım- dır. Bir emekli kendi köşesin- de yalnız hâtıraları ile yaşarsa bu hayat ona acı gelir, Zira hâ- tıralar daima firaridir!. Yapı- lacak şey emeklinin kendini muayyen bir işe vermesi ve onun zevkini dermesidir. Emekliler kendi aralarında leri. 2 — K de büyük kazançlar temin etti- ğini görüyoruz. Onları muvaf- fakiyete götüren başlıca âmil. lerden biri tuttukları işte sebat etmeleri, güçlükleri yenebil- mek için hummalı gayret sar- feylemeleridir. Emeklilerin kül türü vardır. Bu kültür iş fikri, pratik olma ve kazanç yolunu bilme gibi vasıflarla teçhiz edildiği takdirde emekliler müş terek çalışmalarıyle iyi netice- lere doğru yol alabilirler. Cesaretsizlik yüzde yüz iyi netice verebilecek içleri bile öldürür. Bu sebepledir ki tica- ret hayatında iyi düşünüp ka- verdikten er kendi n rar sonra — cesür 5ıvı>leşekkullen vücuda getire- adımlar atılabilmelidir. Ka- bilirler: 1 — Yapi knı?nîrau[' zançta ziyan da hesap edilir. - is Ve — Her teşebbüsü mutlaka ka- reklâm şirketleri. 3 — Eecnebi. zanç getireceğini düşünmekten ticaret firmalarının temsilcilik- leri. 4 — Sigortacılık. 5 — Li- san ve genel kültür dershane- leri. 6 — Tercüme büroları. 7T — Vesaiti nakliye şirketleri. 8 — Toprak mahsuüllerini ye- tiştirme ve satma şirketleri. 9 — Kâğatçılık, matbaacılık, kitapçılık şirketleri, 10 — Her nevi eşya alım ve satım mües- seseleri. 11 — Modern türizm müesseseleri. 12 — Her nevi koönservecilik şirketleri. 13 — Mali ihtısas büroları, 14 — Tuğla, kiremit, kereste fabrika- ları. 15 — Deniz mahsüllerini satış şirketleri. 16 — Havayici zaruriye satış şirketleri. 17 — Makine, motör, deri, inşaat malzemesi şirketleri, Deniz ti- careti büroları. * Bir araya gelen emekliler Bülün bu müesseselerin ku- rulması, işlemesi önce ser- maye, sonra da mütehassıs ele- man ister, Yalnız bu iki ehem- miyetli şart hiç bir zaman emeklinin gözünü korkutmama- lıdır. Tek emekli belki şartla- rın ağırlığından endişe edebi- lir, Ama emeklilerin bir araya gelmesi - ki içlerinde muhtelif iş sahalarında ihtiısas sahibi olanlar da vardır - büyük bir kuvvet vüduda getirir. Bunun için de evvelâ bir «emekliler iş Emekliyî içinde Ğ rüh haletinden kurtaracak tek çare vardır: Yeni bir işe atılabilmek.. İş insanları üzün- tüden kurtaran, insanları ruhi inbisata sevkeden en büyük ve en müessir vasıladır. Bu itibar- la emeklinin bu vasıtadan geniş ölçüde istifade etlmesi, geçire- ceği yılların tatlı, zevkli ve emelli olması bakımından te- menniye çok şayandır. Altmış beş yaş hiç bir zaman enerji- nin durduğu, tükendiği yaş de- ğildir. Altmış beş yaş tam ol- gunluk yaşıdır. Hayatın iyi ve kötü taraflarını görmüş, tecrü- belerini kuvvetlendirmiş, hâdi- seleri temkin ve ihtiyat zaviye- sinden incelemiş, — makulleri hislere tercih etmeyi öğrenmiş olan insan, eğer uzviyeti sağ- lamsa, kafası muntazam işliyor- sa bize göre genç ihtiyardır! Onun da kendisinden istifade edilecek sahaları vardır. ör » — kurulmalıdır. bulunduğu — Bu or esas vazife- si, emeklileri yapabilecekleri iş sahasında birleştirmek, on- ları iş hacmine göre teşkilât- landırmak, işin tevziinde, mü- essese ve şirketlerin kurulma- sında nâzım rolünü ila etmek- tir. Emekliler geniş hayat tecrü- besinden istifade ederek birleş- tikleri takdirde kendi iş ve ve- rim kabiliyetlerine göre kura- cakları herhangi bir iş sahasın- da muvaffak olmalarına mâni bir sebep düşünülemez, Evvelâ emekliler arasında bu mevzuda sıkı bir tesanüdün bulunması lâzımdır, Bir emekli aldığı ik- ramiyenin bir sermaye olarak iyi nema getirmesi imkânları için tek başına karar vermek- tense onun diğer emeklilerle yukarıda saydığımız şartlar da- hilinde işbirliği yapmasının da- ha faydalı olacağı mülâhazasın- da bulunuyoruz. TUTUM BANKASI'nın 29 Ağustos Cekilişinde BEBEKTE YALI BOYUNDA MUHTEŞEM KORULUK İÇİN APARTMAN 'DAİRESİ'ne SAHİP OLMAK İÇİN gz 9 AĞUSTOS AKŞAMINA KADAR $ 100 Kiralık Bir Hesap Açtırmız, Hesabınız varsa Çoğaltınız. Bu çekilişte ayrıca zengin BPARA ÜKRAMİYELERİ : ©& GİŞELERİMİZ DAİMA TUTUMLU İNSANLARIN EMRİNE ÂMADEDİR. Mimar Kemalettin Caddesi No. 28 GALATA: Bankalar caddesi No, 48 İZMİR İstanbul : Kadiıköy : Yeni Postahane meydani Muhzırbaşı sokak No. 5 Çarşı Tramvay durağı Kadıköy Palas altında No. 5/7 ziyade her teşebbüsün mutlaka kazanç getirmesi imkânlarını arayıp buliğâk lâzımdır, Bir emekji, emekliye ayrıldı- ğı günden itibaren kendi iç ya- pısını daha çok kuyvvetlendir- melidir. Emeklilik mukadder- se, bu hayatta kazanmak ve da- ha iyi yaşamak da gene mukad- der olacak diyebilmeli.. Nefse itimadın insana neler yaptırdı- ğı misalleri ile sabittir. Haya- tın altın imkâncılarını ileriye ait tasavvurlarımızda aramalı- yız. Yalnız maziyi anmakla ik- tila, sadece bir rüyadır ve bu, emekliye hiç bir şey kazandır- maz, Halbuki hayat realiteleri insandan her gelen gün için daha çok çalışma istiyor. Bir emekli vücudu sağlam, kafası işliyorsa kendisini mu- ayyen bir iş başında görmekle evvelâ hayatın zevkini der- meye devam edecek, sonra hak kazandığı huzuru daha çok bu- lacaktır. Virgile'in dediği gibi çalışma herşeyi' fetheder! E- meklilerin böyle bir fetih yol- cusu olmalarını görmek — can- dan dileğimizdir. Onların huzu- ru, temiyelin huzuru ve neşe- sidir. Gene onlar en çok mu- habbete lâyık olanlardır. F S CEÇMİŞTE BUGUN Kuyucu Murat Paşanın ölümü 341 yıl evvel bugün, 5 A- Büstos 1611 de Kuyucu Mu- rat Paşa ölmüştü. İdam et: tirdiği kimseleri kuyulara gömdürdüğü için Kuyucu na. miyle anilan Murat Paşa, kanlı ve korkunç tedbirleri ile şöhret bulmuş bir vezir. dir. Aslen Hırvattır. Saray- da tahsil ve terbiye görmüş- tür, Birçok memuriyetlerde bulunmuş, üç defa Diyarbe. kir Valiliğini yapmıştır. Sa- vaşlarda yararlık göstermiş- tir, 1606 da Veziriâzam nas- bedilmiştir. Anadoludaki is. yanları şiddetli tedbirleri sa- yesinde bastırmış, fakat ic- raatında — birçok — günahsız kimseler de bu kanlı adâlet- ten kendilerini kurtarama. mışlardır. TÜLBENTÇİ Yolcu rekoru Geçen pazar günü havanın YATAN taşıma kuırıldı gayet güzel ve sıcak oluşu dola- yısiyle halk, şehrin muhtelif sayfiye ve plâj yerlerine akın et- miş ve bu yüzden Şehir Hattı vapurları yolcu taşıma rekoru kır- mışlardır. Pazar günü sabahtan saat 16 ya kadar Köprüden Adalara 19.431, Boğaz iskelelerine 45.600, Haydarpaşa ve Kadıköye 33.680 yolcu taşınmış ve umumi yolcu miktarı, Haliç hattı dahil olmak üzere 220.000 i aşarak geçmiş yılların en yüksek yolcu rakamına erişmiştir. Yolcu izdihamı karşısında ilâve etmek zorunda kalmıştır. İşlelmc. mevcutlarına 6 vapüur Bilhassa Küçüksu mesire ma- hallinde bulunan 5.000 kişi için ayrı dört vapur tahsisi gerek- Emirgân miştir. Bundan b ve Rumelihisarına program dışı iki, Adalara iki vapur tahsis olunmuştur. Küçük bir şehre Benzeyen gemi Limanımızda bulunan Ameri- kan filosuna dahil «Wasp» uçak gemisi dün basın mensuplarına gezdirilmiştir. Küçük bir şehre benziyen «Wasp- uçak gemisi 2500 - 3000 kişiliktir. Gemide, muhtelif kantinler, lâvanta satan dükkânlar, terzihane ve ayakka- bici dükkânları vardır. Verilen izahata göre bu dükkânlardan azami 10.000 dolar kâr edilmek- tedir ki bu para geminin kütüp- hanesini zenginleştirmeğe — ve muhtelif eğlenesleri temine ya- ramaktadır. Gemide dört dok: tor, üç dişçi, iki papaz ve otuz asistan vardır. Gemide tatlı su temin edebilmek için, 90.000 şgalon deniz suyu tatlı suya çev- rilmektedir. « Wasp » gemisi geçirmiş olduğu kazadan sonra on gün içinde tamir olunmuş ve tekrar denize indirilmiştir. Diğer taraftan filonun Visa- marali J. H. Cassady dün An- karaya müteveccihen şehrimiz: den hareket etmiştir. Kuduz konferansı bitti Hindistanda Koonoordaki Pas. tör Enstitüsünde toplanan mil- letlerarası kuduz hasalıkları kon feransı bitmiş ve Dr, Zekâi Mu ammer Tunçmanın başkanlığın daki Türk heyeti şehrimize dön müştür. 14 - 26 temmuz arasında top- lanan konferansta kuduz hasta lığına birçok meseleler gö- vtüşülmüştür. İhracatımız düşüyor Son haftalar içinde ihracalı- mızda mühim bir düşüklük mü- şahede olunmaktadır. Alâkalılar bu düşüklüğün, ye- ni mahsulün idrâk mevsiminde bulunmamızdan mütevellit oldu ğunu söylemekte ve önümüzdeki aylar içinde ihracat temposunun yine artacağını ifade etmekte- difler. Dün muhtelif memleketlere ih raç edilen iç fındık, konserve, sebze, saç kırpıntısı, tiftik ve gülyağının ihraç kıymetleri tu- tarı ise 187 bin liradır. 1888 denberi N Kodak Gece kontrolleri İyi nefice veriyor Son gece kontrolları ile alâka h olmak üzere dün altıncı şube müdürlüğünde, kontrol ekiples rinde vazifeli olan başkomiser, komiser ve komiser muavinleri Orhan Eyüpoğlunun — başkanlı- gında bir toplantı yapmışlardır. Dünkü toplantıda yalnız cu- martesi ve pazar geceleri on bir içkili ve 17 de ehliyetsiz araba kullanan şoför yakalandığı, eh- liyetsiz şoförlerin bilhassa şehir dışından ziyade şehir içinde do- laştıkları bildirilmiştir. Ayrıca toplantıda bulunan sey rüsefer memurları kendilerinin tatil günlerinde seyrüsefer va- kalarile beraber adli işlerle de meşgul olduklarını, kavga — ve yaralamalara da müdahale el- tiklerini bildirerek takviye edil- melerini istemişlerdir. Bu toplantı her pazartesi gü- nü 14 - 15 arasında tekrarlana- cak, şube müdürü bütün ekip başlarından yaptıkları işler hak- kında şifahi izahat ta alacaktır. Valiyi ziyaret edenler Şehrimizde bulunan Yunanis- tanın Gezisevenler ve Dağcılık Klübü üyelerinden i bir grup dün vali ve belediye reisi doktor Gökayı ziyaret etmişler dir. Dün ayrıca Gökayı Avusturya, Almanya büyük elçileri ile İs- veç maslâhatgüzarı da ziyaret etmişlerdir. Vapurlarda kâğıt oyunu Boğaziçi ve Adalara işliyen va purların alt kamaralarında muli- telif kâğıt oyunu oynıyanlardan yapılan Şikâyetler vilâyete ka dar aksetmiş bulunmaktadır. Bilhassa Boğaziçine akşam ve sabah doğru seferlerini yapan va purlarda bu halin güverteye ka dar çıkması vilâyeti bu hususla kat'i bir tedbir almağa sevket miş bulunmaktadır. Denizyolları da — vapur müs- tahdeminine bir tâmim göndere- vek vapurlârda kat'i surette kâ ğit oyununu yasak etmeleri ve dinlemiyen yolcuları — vapurun ilk uğrayacağı iskele polisine teslim etmelerini bildirmiştir. Sarı Kastulu Filim Yeşilköy Meteoroloji istas- yonunun tahminlerine göre bugün şehrimiz ve civarın- da hava, sabahleyin bulutlu, deniz yüzü puslu, sonraları açık geçecek; rüzgârlar de- ğişik istikametlerden — gün- düz kuvvetlice, gece mw,)'e- dil esecek; sıcaklık artmak- ta devam ederek 32 santi- grat civarında — kaydoluna- caktır. Dün şehrimizde hava, sa- bahleyin bulutlu ve mevzii hafif yağışlı, sonraları açık geçmiş; rüzgârlar poyrazdan orta kuvvette esmiştir. Gü- nün en düşük sıcaklığı 18, en yüksek 30 santigrat kay- dedilmiştir. KÜCÜK HABERLER ESKİ MUHARİPLERİN KONGRESİ T. Eski Muharipler Birliğinin genel kongresi 6. 8. 952 çarşam- ba günü saat 13 te Tepebaşında Dram Tiyatrosu binasında topla- nacak ve üç gün deyam edecek- tir. KİBRİT KUTUSU İÇİNDE ESRAR Dün sabalı Adliye binasında, jandarma nezareti altında mah- kemeye getirilen, yankesicilik- ten sanık arkadaşlarına, kibrit kutusu içinde esrar vermek iste- yen Orhan Altıner, Adliye polis- lerinden Halit Metinova ve Sa- dettin Şener tarafından yakalan- mıştır. KURUÇEŞME ARABA VAPU. RU GELİYOR Şehir Hatları için inşa etti- rilen araba — vapurlarından dör- düncüsü olan «Kuruçeşme» va- purunun son hazırlıkları ikmal edilmiştir. Gemi, bugünlerde bir romokör tarafından çekilmek sü- retile Nantes limanından ayrı- lactak ve Ağustos sonlarında li- manımıza varmış olacaktır. Ku- rüçeşme Evlülün haftasında S keci - Kadıköy ve Kabtaş Üskü. dar arasında selerlere başlaya- cakt HİND NDA DERECE LAN R AM ÇOCUKLAR Geçen sene Hindistan'da Ye- ri Delhi şehrinde açılan Millet. ler arası Çocuk resimleri sergi- İsinde dört Türk çocuğunun de- rece aldığını yazmıştık, Başbakan Nehru'nun gönder: diği mükâfatlar bugün, saat 12 de Vilâyet makamında Büyük el- çi C, S, Sha tarafından yavrula. rımıza bizzat tevzi edilecektir. HASTA TAVUK SATIŞI İzmit, Geyve ve Trakyadan Â. len tavuklardan ekserisinin has. ta olduğu ve bunlardan bazıları- nın yolda öldüğü halde tavukçu lar tarafından derhal kesilerek satışa arzedildiği — yapılan kon- trollardan anlaşılmıştır. Belediye şehrimize tavuk gön- deren Geyve, Gebze, Adapazarı ve İzmit'e birer mektup gönde- rerek şehrin sıhlatile alâkalı bu- lunan bu işte titizlik gösterilme- sini rica etmiştir. BİR KADIN İNTİHAR ETTİ Maçka Palas apartmanının * numaralı — dairesinde oturan E- liza Arslan isminde bir kadının bir haftadır odasından çıkmadığı öğrenilmiştir. Zabıta tarafından kapı kırılarak — içeriye girildiği zaman, kadının mutfakta, iskem- lenin üzerinde havagazı ile inti- har ettiği —görülmüştür. Cesed Morga kaldırılmış, tahkikata baş- lanmıştır. |kafes içinde şehrimize gönderi- | Rüşvet alan Hocanın Muhakemesi Rüşvet almaktan sanık öğret men Ali Ulvi Teomanın duruş masına dün 9 uncu asliye ceza mahkemesinde deyam edilmiş- tir. Duruşmada şahit olarak Ni suaz pastahanesi garsonlarından Suna Şinik dinlenmiştir. Şahit hâdiseyi anlattıktan sonra sunla rı söylemiştir: e— Evvelâ talebeler, sonra da öğretmen pastahaneye geldi. Bir müddet konuştuktan sonra, içeri giren polisler hocanın ce binden bükülü bir zarf çıkar dılar. Zarfın içinde iki tane elli liralık vardı. Yine polisler Hica- binin cebinden de, içinde bir 50 liralık bulunan zarf çıkardılar.» Duruşma, İstanbul Erkek Lt sesi müdüründen bazı hususla rın sorulması ve iki şahidin cel bi için başka güne bırakıldı. İngilteredeki Kıbrıslıların cemiyeti İngilterede yerleşmiş bulunan 3 bin Kıbrıslı Türk, kendi ara- larındaki tesanüdü arttırmak ve Kıbrıs dâvasını şuurla müdafaa edebilmek için 4& şubat 1951 ta- rihinde, Londrada «Kıbrıs Türk Birliği» adıyla bir cemiyet kur- muşlardı. Londranın merkezi — bulunan SOHO'da 15 sene müddetle ki- raladığı 4 katlı binada faaliyete geçen cemiyet, 31 mayıs 1952 ta rihinde yaptığı yönetim kurulu toplantısında uzun bir çalışma programı tesbit etmiş ve çalış malarına başlamıştır. Kıbrıs Türk Birliği, bu çalış- ma programında, gerek İngiltere ve gerekse Kıbrıs, Türkiye, A- merika ve Avustralyada göste- receği faaliyetlerin ana hatları nı çizmiş bulunmaktadır. Birlik, Kıbrıs ve anavatanı İn giltereye daha yakından tanıt: mak, Türk dil ve kültürünü yay mak, İngiltere ile Türkiye ve Kıbrıs araşsındaki sosyal, kültü- rel münasebetlerin — artmasına hizmet etmek, ve Kıbrıs Türkle rinin hak ve menlaatlerini ko rumak gayesiyle çalışmaktadır. Triyeste yük seferleri arttırılıyor Denizcilik Bankası Deniz Hat- ları İşletmesi, evvelce 21 gü de bir defa yapılan Trieste yük seferlerinin, mevsim dolayısile 115 günde bir defa yapılmasına karar vermiş ve kararın tatbiki ne 4 ağuslostan itibaren başlan- mıştır. Bu seferlere tahsis edilen Ho- pa vapuru dün hareket etmiştir. Seferler, İzmir - Pire - Vene dik - Trieste hattı üzerinde ya- pılacaktır. « Binnisbe » Kiı'_vlü olmakla bcrlebf hirde okumuş V bitirmeğe muvaffak “M çiftçi bir dosta sordun? — Memleketimizde dar değişikliğinden - lehte, aleyhte birç0 söyleniyor. Mcınltkw her şeyden evvel bh;ıibld' mizik memleketidir ve bllmj n Üy' ziraat milli — ekon0 aluy? yrile | r gef temeli sayılır. Bunu sana sormayı uygülü bi rum; iktidar — d€ : şimdiki iktidar devri * ; da nasıl bir fark 80 sun? — Evvelâ sana ""'İ:îdlb: hikâye :ııı]'.ıt:ı_vını:h;cw i resmi dairelerde gt büyüğe gönderilen nl';':a, ta henüz en az vi İ efendim» elkabı kullan! pik âdet iken bir vokâ!f':ıi“ mem ne şubesi müdü!” bağlı bir memur, © mudif"' ğe gönderdiği yazılar şlı"' dece «efendim» diye VU ntiş. Bir gün o memur belvazife» Ankaraya S'd müdürün huzuruna ç Bu vesile ile müdür müur arasında şöyle nuşma geçmiş: e — Efendi oğlum, m?d lüğümüze madunlarım! e gelen evrakta ııl.nll «muhterem ı—,feııdıııı-'hı yazılmaktadır. Halbu bütün yazılarınızda «efendim» demekle resmi münasebhet * aykırı düşüyor. — Af buyurunuz eten'“’ Ben zatı âlinizle yeni çef yit rüf ediyorum. Ben lıiıf kamda hâlâ eski müd lunmaktadır — sanıyOL eg Selefiniz, hiç de muhttifi bir zat değildi. Onut KA sadece «efendim» İ ki“wı[ rüyordum. Fakat deimmy* görmüş bulunuyorun. dan sonra... Memur müdürden de almış, birkaç gün “:; müddet sonra müdüre gelen ilk yaz! başlıyormuş: «Binnisb€ terem efendim.» -e Dİf Bunu bana o mi'uliğ"e“g zat ve kahkahalarla £ anlattıydı. Şimdi bana eski devriyle — şimdiki i devri arasında — nasil || Yfark gördüğümü — 50 || sun. Bir köylü ve bir € olarak kendi durum V€ leğim bakımından “_ııs“ı, naatimi söyliyeyim: l.'ısı;oı tidar köylü ve çiftçiyİ ydir ihmal etmiştir. Yeni “w,g' rın şüphesiz yapmasi ld,f. gelen daha çok şey V yidaf mak lâzım gelirse kak ki: «Binnisbe çok fendim» diyeceğim, Sadun G. SA ON KELİMEYLE ,, Helsinki Olimpiyadi pandı... bi | 5 AĞUSTOS 1952 SALI AY 8 — GÜN 31 — HIZIR 92 RUMİ 1368 — TEMMUZ 23 HİCRİ 1371 — ZİLKADE 4 Vasati — Ezani SABAH 04.58 09.36 ÖĞLE 12.20 04.58 İKİNDİ 1614 — 08.51 AKŞAM 19.21 12.00 YATSI 21.08 OLAT İMSAK 03.00 — 07.36 “Gasetemize yönderilen yan ve ve- simler baslam, bamlmasın — tade edilmer, kir k Olimpiyada £ dar inşallah bizim &' miz açılır!.. liı:;, | etimli | bir sırada bağlı bllm':,!,,: b ile p pir B” iktifa Ç diyorsunuz. Bu an'l!’y'b,,ı' | müsti | da vazifesine dönmü$- g| mem“'dyı.w 4 şöl EKİ| ti ) Fakat, bir mukayes:“l»ı- 4 va,- Z > | üğüne | v | TATLIS d Ankara vapuru gel «Ankara» vapuru dün cu ile Batı Akdeniz sefef İ dönmüştür. Gelenler — 37 yıf Pire başkonsolosu !îece:d gan, Prof. Ziya Cemal, ©' liye müsteşarı Ali Rıza sız polis âmirlerinden F? İye eşi bulunmaktadır. Hugo, tpki bir kedinin kuyruğunu çekmeğe — hazırla- nan yaramaz bir çocuğun takın dığı tavrı takınarak evin de sa tıldığını haber verdi. O zaman Ray, bütün sıkılmasımna ve evi beğenmemesine rağmen bu ba ba bucağına ne kadar bağlı ol. duğunu hissetli. Evin satılaca- ğini biliyordu, Bunu kaç za- mandanberi bekliyordu. Fakat bu haberi duyunca yine de çok üzüldü. Bu evde doğmuştu, Annesi burada ölmüştü. Tagenhorst ev- velâ buraya kiracı olarak gel- miş, sonra da babasıyle evlen- mişti. Bu küçücük ve mütevazı ev, Ray'ın baba ocağı idi. Şu odada beşiğinde yatmış, ilk adımlarını şu sofada atmış- tı. Genç bir kız olmağa başlar- ken, ilk heyecanlarını şu pen- cerenin önünde hissetmişti, Şu çirkin duvar kâğitlarıyle kaplı olan odalarda büyümüş, yetiş. miş, sevinmiş ve ıstırap çek- mişti, Birçok garip ve yepyeni şeyleri orada Sezmeğe başlamış.- tı. Güzelliğe âşık, taze ve genç ruhu burada gelişmişti. Hâtıra- larla dolu olan bu evden de ar- tık ayrılması icap edecekti. Üvey annesi Ray'in neler hissetmekte olduğunu sezdi ve işi tevile çalıstı: — İş henüz büsbütün bitmiş 3 5 < î — Bitmiş gibi sayılır. — Evet, ama imza olmadı. Freda kocasını destekledi; — İmzayı atmalısın, anne.. Her halde bu iş bitmiş sayılır. Tagenhorst, Ray'a kârşı ken. disini biraz mahcup hissediy du, Genç kiz. babasından — he- men hemen hiç miras yememiş ti. Şimdi de ev elden gidiyor- du. Fakat Ray, teessür ve heye. canını belli etmemeğe çalışa- rak, bir taraftan kahve içiyor, bir taraftan da şöyle cevap ve- riyordu: — Benim itirazım yok. Ne isterseniz yapınız. Freda, tatlı olmağa bir sesle Ray'a sordu: — Sen nereye gideceksin, Ray? — Her halde bir aile pansi- yonuna... va çalışan Hapatma 26 Tagenhorst, derhal ortaya a- tıldi: — Ben doğruca oğlum Mür- shall'ın yanına gideceğim, Ar- tık Cincinnati'de kalmam için hiçbir sebep yok, Çocuklar da kendi başlarının çaresine buka. caklar, Belki de Hugo'nun am. casının yanma tağınırlar. Hugo içini çekerek: — Bunu pek ümit rum, dedi. Freda, kocasına dönerek: — Annemin hakkı yar, Hu- go, Neden şimdiden gitmiye- lim? Pekâlâ mümkündür. Deyince Hugo, aynı gözleri tekrarladı: — Pek ümidim yok, ama ne iğe... Her ne zamân amcanın evin. den veya mirasından bahsedil- se, hepsinin gözü parlardı. Ne etmiyo- Nitekim miras hakkından bile dırıltı olmasın diye vazgeçmiş- ti, Onü biraz olsun alâkadar e- den; dünyaya gelecek olan ço- cuktu, O zaman belki hayat de- Bişirdi. Daha sonra da Ray ken dine bir iş ve bir aile pansiyo- nunda bir yer bulacaktı. Çocuk dünyaya geldikten sonra hepsi için hayatın şekli ve mânası değişecekli. Ray bebek için bir takım şeyler salın almıştı. Yol. da gelirken, güzel bir zıbin ile bir başlık görmüştü, hemen dükkâna girip almıştı, Şimdi. den bebek için öszenmeğe ve hazırlanmağa başlıyordu. Sofradan kalktıklan — sonra Freda'yı odasına çağırdı, Kapı- yı kapadı ve almış olduğu he- diye paketini açmağa hazırlan- dı: — Eğer çocuük kız olursa, bu. yazan: FANNY #H#URST çeviren» REZZAN A.E. YALMAN — Kız mı? Ne kızı? Freda, bu sözleri ağzından kaçırdıktan sonra pot kırmış olduğunu farketti, Ray, o anda atlatılmış oldu: ğunu hissetti ve birdenbire herkesten ve hâr şeyden iğren. di. Freda da artık daha fazla saklayamıyaycağı bir hakikati ortaya atmış olduğu için ferah. ladı. Ray'a halini izaha çalış- ti: — Evvelâ sahiden çocuğum A Do | Dedi. Sonta da sinirlerİ (p | : | şanmış bir halde kendis : tağın üzerine attı. ,Id“" — Sâakin bunun yalalı T — ğunu Hugo'ya sö_vlenu:._Fı KA Ray, bitkin bir halde idi * cak şu cevabı verebildi: | — Söylemem, merak € Kiniseye bir şey süylem“"" — Ray, bak nasıl uld“'s'ây:î' , — Beni rahat bırak. A mem, dedim ya, yetişir- izaha çalışma, Görmüy0f sun, ne hale geldim. seni Tğiç meğe bile takatim yok. H | git, çabuk git buradan... Wlıı Yalnız kaldığı zaman ©* ga kahkahalarla jl hıçkırarak a ş önünden birçok şeyler 805 gi du. Bir pazar sabahı 5087 biri çalıyordu. Walter İ18 ige nesi arslanların kafesi ÖM ça onu bekliyordu. KendiSi , gg Hugo ile karşi karşıya: cak olan çocuğun istikb K Ş 1düler: olacak sanmıştım, Ray. — Hayır, Sen bana ilk daki- kadanberi yalan söyledin. — Söylemedim. Öyle zannet- miştim. — Yalan söylüyorsun. — Söylemiyorum, Ray, hiddetten kendinden geçlti. Freda'yı iki omuzundan yakalıyarak sarsmağa başladı: XVH Hâdiselerin acele acelt iyi birini takip etmesini R“d karşılıyordu. Nocl tıraliğ!, kânı devralen firma eski * ri kullanmıyacağını habef di. Tagenhorst, oğlunun na gitmeğe karar verdi: ve Freda da, amcanın rini yanına alıp almıyatâi ü a | değildir, dedi. — Biz de öyle yaparız, değil. kadar hırslı insanlardı. Yalnız »nu geri verir, pembesini alır- - Eğer yalanlarına de)'am kında tereddüt icinde İ ”:, Damadı itiraz etti: mi Hugo? Ray'da hırs denilen şey yoktu. — sın, Freda.. dedi. edersen. seni döverim, (Devami ö eC GT k BU K ”Ü Bern elçiliği alnşemılitel'"’l may yarbay Neşet Cantâı 'ıİ e AŞ ee | ) 4109# | İ X EEEGELTESE —. VESSELLE ELEŞET ELEFEŞRSELSEZEE ESEEPETE SLEEFLEZEZ EELELLEŞÇSSETTEKS İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: