Vatan 30 Ekim 1942 sayfa 2 | Gaste Arşivi

30 Ekim 1942 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 2

30 Ekim 1942 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e Dusililele v ca. SER ĞA e A l Ve Dü ü ada e Alman parasının yakın istikbali Çeviren: İhsan BORAN Juornal do Gereve'den (Journal de Göneve) de okudu. ğüm bir başyazıyı okuyucularıma aynen naklediyorum: «Hiç bir devletin — diğerlerinin mevcudiyetini tehdit edecek dere- cede kuvvetli olmaması — prensipi dünya kadar eskidir. Bununla be- raber, bu prehsip ancak yirminci asrın başında en çok moda oldu. 1914 te Büyük Britanya — birkaç günlük tereddütten sonra, 14 üncü Louis veya “Napolyon — zamanmında yaptığı gibi, Avrupa muwvazenesini kurtarmak için Cihan Harbine gir- di, Geçen Büyük Harp — sonunda, milletlerin olgunluğu üzerinde ba, zı hayallere kapılmış olan Ameri. kalı Wilson'un teşvikile muvazene siyaseti yerine müşterek emniyet s$iyasetinin — yürütülmesine gayr" edildi. Fakat milletlerin i, manın uzun zaman mümkün olmı. yacağı âşikârdır. Fransa, kalkın- ma kudreti ne olursa olsun, dünkü büyük devlet durumunu çabucak bulamıyacaktır. Arada Fransa ol. mayınca da bir sistem kurulamaz. Bu konuya dair bazı selcu İngi- lz neşriyatında yeni bir fikir gö- rüldü; bu fikir İsviçrede ve diğer memleketlerde bir çok iyi düşün- celi insanları harekete getirmekten geri kalmadı. Bu fikre göre, Av. rupa batiı ve doğu Avrupa olmak üzere iki nüfuz bölgesine ayrılıyor. Batı Avrupa Anglo . Saksonlara emanet ediliyor. Doğu Avrupa ise Sovyetler Birliğinin isteğine terke. diliyor, İşte böylece, Avrupanın fe, lâket ve sefaletten kurtulmak için bütün kuvvetlerini toplamağa ih- tiyacı olduğu bir sirada, bir çok «Milletler Cemiyeti, nin vaatlerin- den dâha kuvvetli idi. Bir Fransız hükümranlığından korkan İngilte- Te çabucak Almanyanımn kalkmıma, sını hoş karşıladı. İtalya da ayıri şeyi yaptı. İngiltere ve İtalyanın vaziyetleri we menfaatleri ayni de- ğil miydi? Dünyanın en büyük orduların. dan birine karşı dövüşmek için ge- rek İngilterenin ve gerekse İtalya, nn harp kudreti çok zayıftı. İkisi. nin de servetleri veya ümitleri de- gizlerin ötesinde idi. Bunlara kor- kusuzca uzanmak için, ikisi de ana vatanlarımı, yani gerilerini emniyet, te görmek ihtiyacmda bulunuyor- lardı. Avrupada Avrupa milletleri her işgal ettiği memlekette ayni metodu kullanmış olan bir büyük devletim eline birâ- kılıyor. Malüm olan bu metod: şahsi mülkiyet sahibi olan sınıfla doktorların, profesörlerin, avukat- larm ve memurlariın meydana ge, tirdiği mtellectüel smıfını kökün- den temizlemekten tbarettir. Böy- le bir Mnal I.ondra kabinesinin mak 1 içinde çün- kü bu, İngüiz siyasetinin bir Pal, merston'dan veya bir Gladston'dan tevarüs etmiş olduğu büyük insa- niyet ananelerile taban tabana zıd- dir. Bununla beraber Almanya gi- bi Sovyetler Birliği de sulhün dü, zenlenmesi işinden uzak tutulamaz. ve bunu İngiltereye de, İtalyaya da kuwvvetlerin muvazenesi veri. yordu. Uzun zaman ve siyah gömleklile- n” Romaya yürüyüşünden çok sonra da, İngiltere ve İtalyanın mu vazi bir siyaset güttükleri görül, dü. İdeolojilerin dışında, tarih, coğ rafya ve iktısada göre seçilmiş bü- yük menfaatler karşılaşıyordu. Bu vaziyet, Avrupa muvazenesi siste. mine karşı müşterek emhniyet sis- temini çikaran, İtalyan — Habeş harbine kadar böylece sürdü. Bri, tanya hükümeti, İtalyaya karşı zecri tedbirler alınmasını isteyen İngiliz efkârı umumiyesi önünde — bazı Mhtirazi kayıtlarla — eğti. di, İngiltere hükümeti bunu yapar- ken, Avrupa sulhünün temellerin- den birisi olan İtalyan — İngiliz dostluğunu, henüz tecrübe edilme, miş yeni bir sisteme feda ettiğini alelâde bir insandan daha iyi tak- dir ediyordu. r taraftan İtalyan diploma- sisi açık ve kati değildi. Avru- pa muvazenesi, Saint James kabi, nesinin gösterdiği sempati, İtalya hükümeti için ayni zamanda de- ğerli idi. Fakat bu sırada, İtalyan milleti kendisini milli gururu İle İtalyan — Habeş harbinin cereya- nına kaptırmıştı. 1935 ve 1936 da Cenevrede «Milletler Cemiyeti» n- deki münakaşaları yakından takip etmiş olanlar, sulhün istikbalini te, min için kararlar vermeye memur insanların tereddütlerini, hattâ di. yebiliriz ki, vicdani ihtilâflarını u- nutamazlar. Mliletler Cemiyetirde yapılmış o- lan bu müzakerelerin ve iş Zira, & kuruluşu, bütün imsanlığın eseri olması lü- zımdır. Bu gazetede harp sonrası mese- lelerine hasrettiğimiz ilk iki maka- lede, Avrupa muvazenesi fikrinin nasyona|l sosyalizmin Almanyadaki bugünkü şeklile taban tabana zid olduğunu ortaya koyduk. Yeni ni, zam hükümranlık davasındadır. Bu nun tçindir ki, ayni büyüklükte ve kuvvette devletlerin mevcudiyeti- ni kabul etmemektedir. Yeni nizamın belirtileri arasında göze en çok batan şey, Alman pa. rasının istikbalidir. Sehacht'dan son ra Alman iktisadiyatının başına ge- çen Funk'un ve Alman iş adamla, rından bir çoğunun söylediklerine göre, Alman parası olan mark Av- rupa kıtasında üstüm bir rol oyha. yacaktır. Diğer — memleketlerin paraları şimdiden tâbi — vaziyetine düşmüşlerdir. Berlinde, Avrupa kıtasındaki eşya mübadelesini, ser. mayeleri ve hattâ işçı ücretlerini köntrol etmek üzere bir ofis açı- lacaktır. Zaten böyle bir sistem, Almanyanın — bugün işgali altında bulunan bütün memleketlerde tat- bik edilmektedir. Alman hükümet bankasının 1942 yılma ait raporu da, Avrupanın yirmi memleketin. den — İspanya, Pörtekiz ve Tür- kiye hariç olmak üzere — on ye- disinin diş ticarete ait bir çok iş- leri, Berlindeki Alman taşizat vez- nesi vasıtasile görülmektedir. Eğer Alman parası, böyle kati bir üstünlük kazandıysa, o halde ne şekilde olursa olsun bir Ayru- Pa Muvazenesi mümkün olmiya. caktır. Mademki, büyük devletler, küçük hük lerin zararıma ola- şaların sonunda, ne Habeşistan. ne müşterek emniyet, ne Avrupa mu- vâzenesi ve re de bununla eş olan İtalyan — İngiliz dostluğu kurtarı. lamadi. Felâketin büyüklüğü o za- man ölçülemiyordu. Harp seline karşt duran sedler artık — sarsil, mıştı; nerede ise yıkılacaklardı Bugünkü ihtilâftan sonra, eski Avrupa muvazenesini yeniden kur. İDANLIDAN Z DALA Buğday ağacı vet hayret etmeyin, mürettip E hatası da değil, buğday ağacı diyorum. Filhakika buğday bir sene- lik ömrü olan nebatlardansa da dün aldığım bir habere göre ağaç oluyor demektir. Çünkü senelerce süren devamlı çalışmalardan sonra bir Rus - âlimi biçildikten sonra sökülmeden — ikinci sene tekrar mahsul — verebilen — bir buğday nebatı yaratmıştır. Hal böyle devam edecek olursa Je- olojik devirlerdeki cesim otlar tek- rar canlanacağa benziyor. <Ftık ka- bak ağacı, karpuz ağacı, kavun ağa- cı gibi gölgesinde oturmdması tehli- keli olan ağaçları görmemliz herhal- de yakındır. SERÇE , at B rak kendi kuvvetlerinin fazlalaşma sına karşılıklı mâni olmağa çalışı- yorlar, Avrupada görülen bu man, Şehir — e— İlaberleri Bir muhtekir sürgüne gönderilecek Fazla fiyatla kumaş satan İlya buzün sürgün edilecek Bundan bir müddet evvel İstan. bul Birinci Millii Korunma mah, kemesi, Fincancılarda, 16 numara. da kumaş ticareti yapan İlya Gor- meyano isminde bir tüccarı ihtikâr suçundan 500 Hra Ağır para ceza- sına ve iki sene Ulukışlaya sürgü, e gönderilme cezası vermişti. Dün temyizden bu karar tasdik edilerek geldiğinden İlya, bugün Ulukışlaya sürgüne gönderilecektir. Turan Barda kadın yü- zünden büyük bir arbede Evvelki gece Turan barda büyük bir kavga olmuş, bazı gençler Yâ. ralanmışlardır. Muhtelif meyhanelerde içerek eğlenmek üzere Turan bara giden üç kafadar, buraya hoş vakit ge- çirmek Üzere gelen bir ailenin ka. dınlarına sataşmışlardır. Ahmet adındaki sarhoş genç, ni, şanlısına bar âlemlerini göstermek üzere buraya gelen Dimitrinin sev. gilişine giderek dans teklif etmiş- tir. Bu mânasız ve küstah teklifi yadırgayan Despina adındaki gü- zel kadın, karşısında ısrarla dans isteyen bu adama sırtını çevirmiş, tir. Buna hiddet eden sarhoş Ahmet, kız) bileğinden tutark dansa kal. dırmağa zorlayınca Dimitri buna son derece kızarak yerinden fır. lamış ve Ahmedin bu tecavüzüne mâni olmak istemiştir. Bunu gö- ren sarhoşun yine sarhoş arkadaş, ları Dimitrintn üstüne hücum etmiş, ve Dimitrinin arkadaşlarile Ahme. DENİZCİ GÖZÜYLE İkinci cephe U Son günlerin başlıca mevzuu olan cephe nerede, ne zaman açılacak Yazan : Hüsamettin Ülsel laytarın sisleri arasında he- nüz küllü bir ateş ışığı şek- lindekt hafif ve ince belirtiler, ikim- ci bir cephenin açılmasma dair ha- zırlıklara başlandığımı göstermek- tedir. Bu belirtiler t#mit vericidir, inandırıcıdır. Muhakemeye yarar durumdadır. Sulhun dayandığı Avrupa muva- Zzenesinin birinci d!)nva harbi ile ketin bahara kadar biteceğini gös- teren emareler de yavaş yaâvaş gö- Tünmektedir. Deniz hâkimiyetinin vereceği bir netice olan bu durum Afrika'da Anglo-Sakson emellerine aykırı te- şekkülleri ya itaate mecbur etmek veyahut ortadan kaldırarak bütün Afrika kıtasını muarız kuvvetlerden dolayısiyle Cermen nüfuzundan te- izl gayesini gözet tedir. darma dağın edil k âle- mini zaten derin endişelere düşür- müştü. Bunun yeniden kurulması U irken dünya yir- mi sene gibi kısa bir zaman sonra tekrar bozulduğu görüldü., Bu yeni harp da gelecek için yeni yeni teh- Hkelerin kök salmasından başka bir Şşeye yaramaz. Bunun için harp son.- raki muvazenenin iyi kurulması in- sanlık için kaçımılmaz bir Zzaruret- tir. Küçük Avrupa — kıtası, dünyayı teşkil eden beş kıtanın en az verim- lisidir. Bu kıtanın üzerindeki hâlk, her ihtiyacını aynı kıta Üzerinde temin edecek kaynaklara malik de- gildir. Iki üç asırdanberi Anglo- Sakson ırkı dünya ticaret hâkimi- yetini elinde tutuyor. Cermen ırkı, gittikçe artan nüfus ve ticaretini ileri sürerek bu hâkimiyetin kendi- ne devrini istiyor; her millette baş- hyan uyanıklık aşağı yukarı aynı nazariyenin ardından koşmağı se- din arkadaşları arasında şiddetli bir yumruk kaygası başlamıştır. Barın diğer müşterileri, masala- rı deviren bu kavgaya karışmışlar, bar birbirine girmiştir. Ahmet çe- nesinden ağır surette yaralanmış; Dimitrinim gözlükleri kırılarak sağ gözü tehlikeli surette yarılmıştır Vaka yerine yetişen zabita suç, luları yakalayarak cürmü meşhut mahkemesine vermiştir. Ekmek karnelerinin tevzii devam ediyor | Yeni ekmek karnelerinin tevzü. ne maâhalle birliklerince devam ©o- lunmaktadır. Karneler nüfus kâğıt. ları mühürlenerek varilmektedir Evlerine karne gelmemiş bulunan lar veya herhangi bir sebeple ek. mek kâarnesi almamiış olanlar cu- martesi ve pazar günleri mahallc birliklerine müracaat ederek kar- nelerini alabileceklerdir. Memur ve halk karneleri diye, şimdilik bir ayrılık gözetilmeyecek ve ayih 15 ine kadar herkes 17 kuruştan ekmek alacaklardır Ekmek karneleri işi bu şekilae devam ederken fırinlarda halk ye niden birikmekte ve ekmeğini güç lükle alabilmektedir. zara, kuvvet muyvazenesi sayesi! de geçinen küçükler için cehenne dir. Vakti gelince, bu küçük de: letlerin de, Milletler arasında ku vete değil, müsavata dayanan m' nasebetlerin kurulmasına iştirak çin fazla hakları olacaktır. p iyor. Japonya Uzakşarkta bu iddianın peşinde, Amerika bu devlet karşısında titiz, sinirli ve çe- kingen olmakla beraber dünya tica. ri hâkimiyetini yakalamak emelin- de. Bütün zıd menfaatler — gruplar halinde bir âraya “toplanıyör. In- sanlar muhtelif zümrelere ayrılıyor. Tarihin kaydettiği zamanlardanbe- ri vakit vakit din şeklinde, zaman zaman ırk maskesile ortaya sürü- len nazariyeler ile imnsanların birbir- Jerini boğazlamak vesilesini yarat- maktan usanmamış olduklarını hâ- lâ görüyoruz. vrupa'da Slavlar, Lâtinler, Cermenler, Anglosaksonlar arasında daima tahakküm mülcade- leleri olmuştur. Lâtinler bugün par- çalanmış, Zzayıf bir halde Şimdi kavga Cermenler ile Anglo-Sakson- lar arasında devam ediyor. Slavların (büyük) ü de hâdiselerin doğurduğu neticeler ile en nihayet Anglo-Sak- sonların yanında yer almış bulunu- yor. Avrupa'nın geleceği bu Üç büyük ırkın savadından sonra belli olacak- tır. Bu gidişe bakılırsa Anglo-Sak- sonlar uzun sürecek bir harbe ve bir ıstilâya — hazırlanmaktadır. Ameri- ka'dan gelen telgraflara göre Ame- rika'nın bu muazzam savaşta çok büyük olacak olan rolü başlamış yulünüyor, Geçen bir yazımızda belirttiğimiz gibi Amerika Afrika'da Amiral Darlan'ın Dekar'a kadar uzanması, Fransa'nın da böyle bir endişe karşısında bulunduğuna bir cından kurtarmak için bu toprakla- duran bir gelincik Ve neşe içinde, rinin Tröportajını Barış âbidesi — stanbul... Hayır, oturduğu? yerden biliyorum ki Dütür memleket, her binaya, her eve * sılmış şanlı bayraklarımızla gençlik içiren, kalbe ferahlık yor. Büyük küçük herkes, Barışsever Türkiyede, bir. CüM huriyet bayramı daha barış içinde kutlanıyor. Ne mutlu Türküm diç yene, ne mutlu bizlere... Radyonun dü:;nnıln] çevirdim — Ankaradan Sait Çelebi, isimizin Büyük Miflet Meclisi ME rasim salonundaki kabul yapıyor. d. tarlasına benfi” Trı işgale başlıyacağını da ş icap eder ünyanın gelecek Amerika'nın Tupa sahilleri kar larda yerleşeceğini düşünmek yan- lış değildir. Avrupa'nın daima bo- Zzulan sulhunu korumak ve kurul- ması lâzım muvazene için bu hare- ket zaruri telâkki edilir. Italyan müstemlekesi olan Eritre'de mil- düf: Radyoy zaman; KOT diplomatiğin kabulüne — başlı üzere idi. Otuz paye ve kıdem $7 a Afrika'da, Av-| rasile, büyük ve orta elçileri " toprak- ı C ze tebriklerini sundular, Polonya büyük M Birleşik Amerika sona eren bu kabul “luıhld! ni dost tanıdığımız — ve yeki kendimizi dost tamıttığımız dev ....ı.mıv'“' hepsint işarettir. Eğer bu hara kadar bitmezse kış başına ka. dar biteceğine inanılabilir. B Üyük Afrika kıtası Anglosak- sonlar için kaynaklar yuvası olarak elde edildikten sonra buradan Avrupa'ya atlamak için ikinci bir hareket plânının tatbiki düşünüle- bilir. Bir sene sonraya kadar Avrupa- nın harp sahslarındaki durum ,aca- ba muhafaza edilebilir mi? Bugün- kü hareketler bunu tekzip edecek mahiyette görünmüyor. Rus ordu- ları teslim olmıyarak — silâhlı bir kuvvet halinde Almanya'nın karşı- sında kaldıkça kaynaşan Avrupa için Afrika kıtası yüklü bir Üs ya- zifesini görecektir. Bütün hazırlıklar ikmal edildik- ten sonra cenubi Fransada, Italyan hudutları yanında âni bir çıkarma yapılması imkânı meydana gelebi- Hr. Bunu hissteden Almanya'nın da Fransa'yı böyle bir istilâ başlangı- Amerika'nın geçen harpte olduğu gibi harp sonrası dünya işlerine kar- şı kayıtsız kalmıyacağı şeklindeki yonlar sarfiyle yapılan tesisat An-| Jerin mümessilleri protokol $ ilkba- ın böyle bir yı şimdiden kabul ettiğini meydana | dan çok şeyler geçti. koymaktadır. Amerikan ricalinin Bu diplomatların temsil ettikle” ri memleketler, bir ikisl edilirse, dünyayı saran umum! ö harbe ya doğrudan iotnıyıı P e pir bi mütalâaları da bunu kuvvı ikinci bir delildir. Biz' harbin du- manları arasında gizlenen hareket- lerden bunları seziyoruz. Bizce evvelce de söylediğimiz gibi ikinci cephe Avrupa'nın garbinde hayısile Şi birine zıd ve düşman mümessillerini bugün dünyada b '_,_ ki yalnız Türkiyenin dürüst tâf sızlık ve barış havası hlı“ arada görmek kabildir. Radyoyu dinlerken kabul M | açılamaz. Yine evvelce y gibi bu cephe Akdeniz kıyılarında Ve Fransa topraklarmda açılabilir. de canlanıyor. zümreler mümessillerinin bir abidesi önündeki geçit resmi md ve IH:;: Bunun açılma zamanı Afrika'nın Gerçekten de Milli Şet gmönü emin bir duruma g; bağlı- ş T y barış dır. Afrika emniyete alındıktan | gidir. sonra ikinci cephenin açılma zama- KÖR [ADİ RI gelmiş olur, Bakalım ;î:." gelişecek, beklersek görece- Glîal&safay llarlll ş Eitcerstlin Dlesi kengre zi aa AM MMM NNN LAINANANINID . Bravo Yeşilaycılara! 8 teşrinieyvel akşamı Galata- saraydan Taksime doğru çı- kıyordum. Biri bir sepet içinde «Ye- şilay» rozetlerini, öteki bir yardım kutusunu taşıyan iki genç bir mey- haneye daldılar. Belli ki masaların başında kafaları tütsülemekle meıp-* gul olanların yakasına «Yeşilay» ro- | zetini iliştirip yardım kutusunu ön- lerine uzatacaklar. Yine eminim ki - çünkü sarhoşların eli açık olur - oradaki müşteriler bu kutuyu — boş| çevirmiyecekler ve fazlasile yırılıııı- da bulunacaklar, Bravo doğrusu Yeşilaya! Sarhoş- , lukla mücadele için sarhoşlardan pa- | ra toplamak, rahmetli Edison'a par- ! | bulunmaktadır. İlamış olduklarını evvelce — bildirdiği- AMAİA AAA «kamlumbağa harbi» haline gelmiş DUR BAKALIM Vişi'ye bakılırsa Ingilizler Afrika- daki taarruzlarının beşinci gününde 800 tank kaybetmiş — bulunuyorlar. Alman kaynakları Ingilizlerin — bu taarruzu yapmak için 1000 tank !upW ne göre Ingilizler hemen hemen da- ha hiç bir şey yapmadan — mevcut tanklarının üçte birini — kaybetmiş | demektirler. Halbuki Ingiliz kaxnık- ları henüz tankların savaşa müdaha- | le etmediğine işaret ettikleri gııııl (Alman ve Italyan — tebliğlerinde de büyük tank muharebelerinin yapıldı- ğımı bildiren haberler yoktur. | heyetinden: 14 Ikinciteşrin 942 lanacaktır. nur, Galatasaray Gençlik klübü — Klübümüzün senelik adi konx"’â | saat 15 te klüp merkez lokalinde Ekseriyet olmadığı takdirde ? K kinciteşrin 942 günü ayni saatte pılacağı bütün azamıza tebliğ cumartesi tor' l TAK 30 BİRİNCİTEŞRİN 1942 . CUMA ş AY 10 — GÜN 303 — Hızır 17 RUMİ 1358 — Birinciteşrin l, HİCRİ 1361 — şı—:VVAL ;( VAKİT ZEVALİ GÜNEŞ 7,29 9 ÖGLE 12,58 640 İKİNDİ 15,49 9,4 AKŞAM 18,08 12—02 YATSI 19,42 13 | İMSAK 5,49 / VİM hareketlere girişmek arifesindedir. Bu kış devam edecek olan bu hare- başlayan ııvıv 942 yılının sonlarına | doğru metreye tenezzül eden — bir| mak ısırtacak bir buluştur. Vişi daha hiç bir şey in- gilizlere mevcut tanklarının üçte bi- HA | KAPLUMBAĞGA a 'RBI rini. kay 3 tank çar Londra, A ın radda ç zaman hesabın altından | ancak bir kesimde 200 metre kadar kallınmıvuık bir. duruma düşmesl, | ilerlemeğe | bildiriyor. | Akıl ve mıntığı hitap etmlyen 989 da bir nefeste kilı pi da, «ben p | harbi» — olarak | diye bağırır. Böyle bağıran — propa- . ganda ise ancak yapanı aldatır. TATLISERT © bir kadınla şakalaşıyordu. dü. lcvrden sÖ) Knit işited (en'in' diye sorduğunu duydu. söylenen niz. ederek kamara kapısından Knit yavaşça sözleri duymağa çalıştı. Prenses Manierka soruyordu: layca çalmabilir... olmâyı daiyna tercih ederim. SKİ KU ue hat B | kıyordu. Bir şeytan bir Çinli kadınla kol kola geziyor. Bir Misır Firavunille bir Ja. pon kızı gülüşüyor, bir covboy, şalvarlı Koridorun ucunda Esten Lund'u gör- dü. Arkasında frak vardı. Prensesin ka- marasına doğru gidiyordu. Kapının önü- ne gelince durdu ve yavaşça kapıya vur- Aniyanın sesi duyuldu, Ne Sadece Es- — İçeri girebilir miyim? Hazır misınız? Koridorda sesler çok aksediyordu. Her tâ öbür uçtan duyuluyordu. Aniya kapıyı açtı. Henüz giyinmiş değil, di, Arkasında öğle yemeğinde giydiği be. yaz elbise vardı. Neşeli bir sesle Esten'e: — İçeri giriniz dedi, Annemle bir türlü anlaşamıveruz. Siz bize bir akıl öğreti. İsveçli genç bu daveti hemen kabul içeri girdi. Fakat kapıyı aralık biraktı, kapamadı, yaklaşarak konuştukları — Böyle maskeli bir baloda çok kıy, metli olan mücevherler takmak ihtiyat. sızlık değil midir? Kalabalıkta bunlar ko. Kızıma bir türlü me- ram sn'atamıyorum. Vapurdaki yolcular. dan şüphelendiğimden değil ama ihtiyatlı uııı Wejner E. Hinte Aniya somurtgan bir tavırla; — Fakat anne! dedi. Unutuyorsun ki elmaslarımı takmak için bu son bir fir, sattır. Bunun üzerine Esten sordu: — Demek ki bu kiymetli elmasları A. merikaya varır varmaz satacaksınız öyle mi? — Ne yapalım mecburuz! Başka çare. miz yok ki,. onları satıp parasile geçine, ceğiz.. işte bunun içindir ki bu kıymetli elmasları bu akşam takmağa cesaret ede. miyorum. Genç kız annesinin bu sözlerine guıdu ve alaycı bir sesle: — Anneciğim, dedi, Seni işiten de At. Janta'yı bir hırsiz çetesi kaplamış sana, cak... Esten yine söze karışarak: ATLANTA ÜZERİNDE Fl RTINA» a— Gelen Hilmar idi. O da prensesin kama- rasının kapısını vurdu ve içeri girdi. Fa, kat arkasından kapıyı sımsıkı kapattı Knit saklandığı yerden çıktı ve prense, sin kamaârasiniın önünden geçerek yoluna devam etti, Tam o sırada Eslten kapıyı açarak kiridora çıktı. Knit kendi kamara. sının önüne geldiği zaman komşusu oları. profesör Greguis'e rastgeldi. O da kama, rasına giriyordu, Birbirlerine bakıp gü.- lüştüler ve her ikisi de kendi kamarala. rına girdiler. Çeviren: luııııA—E-Y — Annenizin hakkı var Aniya! Yolcu- lar arasında şüpheli insanlar vardır. Hat. tâ mesele yalnız bu da değil.. elmasların görülmemesi başka sebepler için de lâzım. Amerikaya girecek olan mücevherlerden yüksek miktarda gümrük resmi alırlar. Bunun için elmaslarınızı göstermemelisi, niz. Yolcular arasında bunları görüp güm. rüğe haber verenler de olur. Bu yüzden bir mükâfat alırlar. AnNenizin sözünü din. leyiniz Aniya ve elmasları bu akşam tak, maktan vazgeçiniz. Genç kız biran düşündükten sohra: — Hakkmız var dedi. Fakat bu elmas- lar acaba kamarada duvarın içinde gizli olan şu demir kasada emniyette midirler? Knit bütün bu sözleri iyice duymuştu. Fakat tam o sırada arkasında bir ayak sesi işitli ve hemen bir köşeye saklandı. Ü İ S A e AA < &W a e' Saat ona doğru balo çok kalabalık ve neşeli bir hal aldı: Herkes dans ediyor, içiyor, gülüp eğleniyordu. Yaşlı yolcular da etrafta oturmuşlar, gençlerin î Üniversite Soruyorurl* ' ile c âkadar kimse yok mu ? stanbul 'Üniversitesi HukW ve Iktısat fakültesi zııebe”' | falebesl rinden bir kaç kişi dün mat mıza kadar gelerek dediler ki: «— Sonbahar devresi imtih ları biteli bir hafta kadar oluy!” Üniversite daha imtihan netit? lerini ilân etmedi. Her gün yoruz. Biraz sonra diyorlar, “ leden sonra diyorlar, yarın dl.’l" lar ve bir türlü ilân etmiyorli” Imtihana giren ve sınıfı g057 geçmediğini merakla bekliyen İ7 $ lebe, imtihan kelimesinin n© edd mek olduğunu bilmiyenlerin vaziyetindedir. Iln Üssü mizan denilen ne id bilinmez bir not usulünün ir ve talebe V* zevkleniyorlardı. Birdenbire ortaya çin, gene kıyafetinde, elinde def bir kadın çıktı. Bunu gören orkestra hemen bir İspan- yol dansı çalmâğa başladı. Kadın bu ha- vaya ayak Uydurarak güzel ve canlı bir İspanyol dansı yaptı. Herkes bu güzel çingeneyi alkışlamağa başladi. Ahenkli ve zarif hareketler, kıvrak adımlarla güzel vücudünü bükerek dans ediyordu, Her, kes halka olmuş onu seyrediyordu. Or- kestça susunca çingene - hemen oradan kaçmak istedi. Fakat kârşısına çıkan ma. vi ipek elbiseli bir adam onu durdurarak: — Güzel çingene nereye gidiyorsun? dedi, 'Devamı var) ziyetile alâkadar lııı'lıııımlâ"ı | üniversitede dertlerimizi kime lJatacağımızı — bilemiyoruz. ' vyurduğumuz kapılar hep yüzü | müze kapanıyor.» 'Talebelerin haklı dııexıeı-ın! Y“ karıya aynen geçiriyor ve biz 1 pek haklı olarak soruyoruz: gl | — Cümhuriyeti emanet © | miz bu gençlerin dilek ve GÜŞ arti) | Jarile neden alâkadar olunm! ıı leyecek kadar sıkıntılara Ve neden onları ı,ııııym ıılj | bırakıyoruz ?

Bu sayıdan diğer sayfalar: