10 Mart 1942 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 2

10 Mart 1942 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TARİHİ “TEFRİKA.. YA muah ABDÜMAMİTVe MİRADO Japonlarla ğ, ZAN: ZİYA ŞAKİR ilk ticaret edesi —10 — ——— | Sultan Hamit, Sait Paşayı saraya dav2t ederek ticâret muahedesi müsveddelerini müzakereye koyuldu. Dördüncü matlide — Muahedeyi akteden devletlenden her birinin tebaası, diğerinin mem'eketlerin- de, Nmanlarında ve.şebirlerinde i. kamet &ümek ve oralarda hane, mağaza vesaire isticar eylemek hakkına malik olabileceklerdir... İki taraftan birinin tebaası, diğe. rinin memleketinde seyahat eder, e yahut başka bir memlekete gi- derken oradan geçense, (en ziya- de mazharı müsaade devlet) te- banst gibi müuamele görecektir. Beşiwei medde — İki devletten her birinin tebaası, mallarını ve eşyalarını diğer devletin memle- ketlerine ithal “ve yahut oradan ih- On ikinei madde — İşbu muahe- de, imzalandığı tarihten itibaren iera mevkline konulacak ve on sene müddetle muteber olacaktır. Oü üçüncü madde — İşbu mua- hede tasdik ve imza edilerek on se kiz ay zarfında mübadele oluna, caktır. İşbu muahede, iki tarafın her birinde ikişer nüsha kalmak üze- re (imparator Cimo) nun culüsu tarihinin ... senesi ... ayının gününde ve hicretin ... tarihinde dört nüsha olarak tanzim — kılın. amıştır.) Muhterem okuyucularımı — sik- mamak için mealen naklettiğim raç edecekleri —vakit, tâbi olduk- |/ KA Gaki muahede lâyıhası, sa- ları deyletin koymuş olduğu tari, Ye mucibinee gümmrük resmi vere- ceklerdir. Altıncı madde — İkl devletten | her birinin tebaası, yekdiğerinin memleketlerinde ikâmet ettikleri müddet zarfında, o memleketin ka nünlarina ve zafbtta nizamlarına tâbi olacaklardır. Yedinci madde — İki devletten | her birinin hürp gemileri, (en zi- yade mezharı müsaade devlet) ge- milerinin girmelerine müsaade e- dilen' Ifman ve nehirlere: girebile- ceklerdir. Sekizinef madde Osmanlı memleket'erinde bulunan Japorsar arasında zuhur edecek davalar, Ja ponya konsolosları ve tüccar vekil. leri marifetlle görülecek.. Japonya da bulunan Osmanlı tebaası ara, sındg zuhuür edecek davalar. da, Osmağ'ı şehbender ve tüccar ve. | killeri tarafından fasledHecektir. dece bir müsveddeden Şayet Osmanlı hükümeti bu teklifi kabul ederse, bu müsvedde şeklin. de bir muahede aktedileceki, Sefir Şakir Paşa bu —lâyıhaya raptederek gönderdiği — mektupta bazi meddelerin az çok tadil edil- mesine lüzum görüyor.. onların al- tınt da, kırmızı kurşun kalem İle çizdiğini ilâve ediyordu. Bu lâyiha müsveddesi, Hariciye !Nezarctindcu. sadrazama gönderi!. ıdı. O da mütalâasını yazarak, Sul- jtan Hamide takdim etti. Salt Paşanın mütalâası — muta- di veçhile - kaçamaklı idi. Hiçbir |mesuliyeti üzerine almak istemi- yen bu zat, sözü döndürüp dolaş- tırdıktn sonra, lâfin sonunda: (Her ne suretle iradei seniyele- ri- şerdi südur buyurulursa- hik, met ve isabet ondadır) diye, neti. ceyi Sultan Hamidin arzu ve ira. Dokzuncu madde — İki devlet. (desine tevdi eylemişti. ten her birinin mem'eketinde, ken- di tebğaları araşında zuhur ede- cek düvalar, o memleketin muha- kemelerinde görülecekt'r. Onuncu madde — İki memle- ketin birinde, iki devlelin tebaa, lerile sair devletler tebaası — ara- sında hukuka ait dava'ar zuhur ederse, tâbi oldukları devletin se. fir veya konsolosları vasıtasile muhakeme edileceklerdir. On birinci madde — İ tebaalarından biri, diğerini leketlerinde bir cinayet irtikâp e- derse, bulunduğu memleketin ka. nunları mucihince ceza görecektir. DALDAN DA LA ğrîurkının hikâyesi e, geçen harp zamanın- m şarkılarla alâkalı bir fihı riliyor. Bu münasebet- le geçen harbin meşhur bir şarkısı- ha ait bir hikâyeyi hatırladım. Ba- kın anlatayım: Harpten bir sene evvel Amerika- da Yale Universitesinde ElHot adlı, Musiki meraklısı bir talebe var. «U- zun, pek uzun bir yoldur!» diye baş- layan bir şarkı yazıyor. Bunu hazır- larzken gözönünde bir manzara var: Napolyon ordularının Rusyadan çe- — Şarkısını bir gün piyanoda arka- Odaşları arasında — çalıyor ve söylü- yor. Herkes bayıltyor. Bunun üzeri- ne genç, musiki notası basan tâübi- lere başvuruyer, <hiç kıymeti yok.» Nyorlar. ElNiot bu şarkı ile artık meşgul olmuyor. Tahsilini tamamlamak için Ingittereye, Kembriç Universitesine gidiyor. Oradayken bir piyano — al- mak Üyere piyanocu dükkânma gi- diyor. Piyanoları tecrübe — ederken: «Uzun, pek uzun bir yoldur» şarkı- sını çalıyor. Piyanocu bunun ahen—ğ Zini pek beğeniyor, dostlarından bir | tâbiim dikkatini çekiyor. Şarkı bası- | Iryor, Kanadadan gelen — bir askcri' kıta bünü nasılsa elde ederek — va-| purla L | o şarkı moda olüyor. ve harbin so- nuna kadar başlıca yürüyüş şarkısı diye cephelerde yer alıyor. 4,000,000 nota satılıyor. Elliot'un eline 40,0900 dolar geçiyor. Çocuk bununla esaslı surette muüsiki tahsil ediyor, sonra bir opera yazmağa ko- yuluyor. Tam 19 sene uğraştıktan sonra «Şan ve şerefin bedeli» diye harp aleyhtarı bir opera yazıyor. Tesadüfe bakm ki tam bu opera tâbie gittiği sırada yeni bir harp kopüyor ve yeni bir neslin insanları «Uzun, pek uzun bir yoldur» şarkı- sının pağmelerine ayak uydurarak yenlden harp meydanlarına — üşüşü- Sultan Hamât, derhal Sait Paşa- yt saraya celhetti. Ve lüyıhayı madde, madde okuyarak müzake- |reye girişti.. nihayet müzakere, şu kararla neticelendi: - Arkası var 7 Soruyorlar: » Uskumru dolmaları Cu Ben emekli bir ihtiyar ve biraz da boğazına düşkün bir 0- |P kuyaucunuzum. Evvelki gün Bah- çekapı — caddesinden — geçerken gözlerim bir lJokamnta camekânın- da teşhir edilen uskumru dolma- lTarıma takıldı. Sakın ayıplama- yınız, 6 anda ağzım sulandı. Da- yanamadım, dükkâna gindim. Fi- yatını sormuya İüzum görmeden on dolma istedim ve bir kâğıda sarılmasını söyledim. Dediğim ya- pıldi. Paketi alirken — bercumu (j sordum. Lokanta sahibimin elleri- ni uğuşturarak vendiği: — 450 kuruş bayım, | Cevabı karşısında irkildim. Bir i ; _”Wsınıyll. deri sanayii, ve salr sa- ibaretti. | Şehir Sanayi birliğinin yeni şekli Eirl.k, bir konfederas- | | yon haline konulccak | | Öğrendiğimize göre İktısat Ve, | İkâleti gayet mühim bir proje üze- | İrinde meşgul olmaktadır. Bugün- | lerde kati şeklini alacak olan bu proje ile milli sanayi birliği bir konfederasyon şeklini alacak — ve merkezi birliğe bağlı her — sanat şubesinden birer birlik kurulacak- tır. Bu suretle Milli Sanayi Birliği | (idare heyeti bir merkez idare he- fyen olacak ve birliğe bağlı ola- İrak kurulacak yünlü, pamuklu, iİ- :peku mensucat, kauçuk, değirmen jnayl gruplarının ayr iayrı komlte, (leri olacaktır. | Sanayi işlerimiz bu şekilde halen |ithalât ve ihracat birlikleri vası- |tasile ihracat tacirlerimizink! gibi organize edilmiş olacaktır. Şehrimizde —yapılan — temas'lar neticesinde bu husustaki son şe- kil İktisat Vekâletine gönderilmiş ve vekâletin sorduğu — teferruata (ait bazi suallere de cevaplar ve- ;rîlmiştlr, Yunanlıların Be'ediye memurlarına teşekkürü İstanbul belediyesi memurları- HaherlerıEı Moskova sefer 10-8- 042 VATAN N apolyonun Moskova seferin. de Imparatoriçe Mari Lüiz'e yazdığı mektuplardan — bazılarını aşağıya Yazıyorum. Tarihi bir se- feri bütün açıklığile gösteren bu mektup parçaları okumağa değer, <18 ağustos 812 — (Smolensk). Bu sabahtanberi — Smolensk'teyim. Ruslardan üç bin TARİHTEN BİR YAPRAK — WNapolyonun harp €16 eylül * 812. 14 eylülde gir- diğim Moskovadan size yazmıştım. Şehir Paris kadar büyük. Burada (1600) kadar kilise kuleleri var ve (1000) kadar güzel saray var. Şehirde herşey mevcut. Ihtişam ol- duğu gibi bırakılmış, tüccar. şehri terke icbar edilmiş. Halk ise — şe- Yazan: & hatıralarından — tan dolayı halk yağmaya başla- mıştır. Bu kayıp Rusya için pek müessir olacak. Ruslar en küçük şeye kadar tahrip etmişler ve ya- hut söküp götürmüşlerdir. €18 eylül - Moskova, Bugün şehrin her tarafını gezdim. Lâtif bir şehir. Bunu tahrip etmekle Rusya bir Zıya kişinin — ölümüne yapmıştır. Mosko- ve hemen hemen tü » ”'i vada ancak bin üç misli kadar Husamettın ULSEL kadar ev kalmış- esir ve yaralıya Eski Bahriye Müsteşarı tır. Asker leva- mal olan bir mu- zım ve yiyecek harebeden sonra bu şehri aldım. hirde kalmıştır. Sıhhatim — iyidir. bulmuştur. Askerimin — Fransadan Sihhatim çok iyidir. Sıcaklık pek —Düşmanın (Kazan) a küdar ricat — gönderilmiş içkilerile çok erzakı ziyade. Işlerim. yolunda — gidiyor. Sehwarzeberg buradan iki saatlik mesafede Rusları mağlüp etti. 25 ağustos Doragabuzh. Dün bütün gün yoldaydım. Karargâhı- mı buraya getirdim. Düşman be- ni beklemedi. Tleri kuvvetlerim Moskovadan kırk saatlik mesafe- dedir, Sıcaklık çok fazla. Sıhha- tim yerinde, işlerim iyi gitmekte- dir,» | <29 ağustosla Napolyon — Viaz- ma'ya girdi. Rusların köprüleri at- masına ve Şşehri atoşe vermesine rağmen ordusu için yeter erzak ele geçirdi. 30 ağustos - 812 (Viazma). Gü- zel bir şehir olan Viazma'dayım. Otuz kilisesi, on beş bin sek 1 etmek niyetinde olduğu tahmin edilebilir. Bu güzel zafer Moskova muhare- besinin neticesidir.» Napolyon şehre girdiği — zaman Moskova valisi memleketi ateşe vermiştir. Binlerce Rus mecruh ve hastaları alevler içinde kalmıştır. Zayiatın milyonlarca frank olduğu sanılmaktadır. Rusyanın kalbini zaptetmek isteyen Napolyon — bir harabe yığınile karşılaşmıştır. Hay retini kesik bir sesle (inanılmaz) diye ifade eden Napolyonun göğsü heyecan dolu olduğu halde «Bu bir imha ve ifna Me- da vardır.» İki gün sonra ateşin gittikçe ar- tan şiddetinden dolayı Napolyon (Kremlin) de kalamıyarak — (Des- na) da (Petrowisky) şatosuna git- meğe mecbur kalmıştır. €20 eylül - Desna. Kışlıyacak yer için yola çıkıyorum, Hava gü- zel, Fakat bu, çok devam edemez. Moskova baştanaşağı yandığı — ve benim sonraki tasavvurlarım için askeri bir mevki olmaktan çıktığı için onu terkettim. Orada bıraktı- ğim askeri de geri alacağım. İşler yolunda, sıhhatim iyidir. Pek çok X ve diz- deniyetle alâkası olmayan Zzalima- me bir tabiye, Vandalizmin bu müf sİt ve , lâ- inın Yunanlı meslektaşlarına yar. (dım olmak üzere gönderdikleri ko- lilere karşı bir teşekkür mektubu gelmiş ve -bir tablo ile bir âlbüm | de hediye olarak gönderilmiştir. —| İstanbul belediyesi ikinci parti yardım için Ticaret Vekâletinden 'kolî_müundeıi beklemektedir. İase müsteşarının tetkikleri İaşe Müsteşart Şükrü Sökmen- süer, iaşe İşlerini tetkik etmek ü. zere dün İstanbula gelmiş, uvvelâ Va'i ve Belediye reisi Doktor Lüt. fi Kırdarla görüştükten sonra İa, şe müdürlüğüne giderek İaşe mü- dürü Mümtaz Rek' den izahat ab- mıştır. Nakil vasıtası kamyon ve kamyonetlerin muayeneşi Nakil vasitası olarak kullanılağı | kamyon ve kamyonetlerin muaye- neleri 16 marttan İtibaren beledi- ye fen heyeti müdürlüğü tarafın- |dan yapılacaktır. Muayene, on gün devam edecek | jve Aksaray deposu ile Kadıiköy it- faiyesinde olacaktır. Taksiler, husust otomobil gibi kullanılıyormuş Öğrendiğimize — göre, İstanbul başta elmak üzere bazi vilâyetle. rimizde hususi eşhas tarafından tak siler uzun müddetler İç'n kiralan- makfa veya hususi bir mukavele |HNe satın alınmakta ve hususi oto- mohbiller gibi kullanılmaktadır. konyak ve ordu için işe yarayan, pek çok Şşeylerle dolu dükkânları var. Tozları bastıran bir yağmur havayı Üşüttü.a apolyon 5 eylül tarihli bül- N teninde diyor ki: — Pirarile- rin, esirlerin, sivil ahalinin bildir- diklerine göre Moskovada müthiş bir kargaşalık var. Rus ordusunda fikir ayrılığı varmış ve ordu kor- kunç zayiata uğramıştır. Bazı ge- neraller vazifelerinden — uzaklaştı- rılmıştır. General (Barclay de 'Tol- y) fırkasımı parça parça mağlü- biyete uğrattığından dolayı kur- şuna dizilmiştir. «7T eylül - Borodino. Emri yev- mi: Efrat! Sizin pek büyük — bir arzu ile istediğiniz muharebe baş- lamıştır. Zafer sizindir. Bu bize mebzul malzeme, iyi yerler, sür- atle vatana dönüşü verecektir. Va- “fazla halkı netini üzerine çekecektir.» diye te- essürünü tutamıyordu. <«18 eylül - Moskova. Size evvel- ce de yazmıştım. Bu şehri anlaya- madim. Burası (Elize Napolyon) sarayı kadar güzel (500) sarayile öğünebilir. Bunların hepsi Fransız zevkile, tasavvur edilemiyecek şadnr lüks bir tarzda Gdöşenmiş. Çok güzel kışlaları, gıpta edilecek kadar mü- zeyyen ve mükemmel hastaneleri var, Dört gün devam eden bir yan- ginin alevleri içine bırakılan — bu güzel şehirde herşey tahrip edi!- miştir. Borjuvaların tahtadan ya- pılmış güzel küçük evleri kibrit gibi yanmıştır. Valinin ve Rusla- rm insafsızca hareketleri — netice- sinde bu güzel şehrin (200) binden sefalet ve Ümltsizlik içerisine atılmıştır. Orduya — yara- yan her cinsten kıymetli pek çok dik. Şehrin dörtte biri kurtuldu.» Yardımcı bilgi H ana bilgilerile birlikte bir takiım yardımcı bilgilere de ihtiyaç vardır. Ben, mükemmel otomobil kullan- erhangi bir meslekte muvaf- fak olmak için o mesleğin masını bilsem; Istanbulun hangi kaklarından g dind yasak edildiğini, hangi yollarda bir tek tarafa, hangilerinde iki taraflı gidilebileceğini, ana caddelerin han- gileri olduğunu bilmezsem bu şehir- de kolay kolay şoförlük edemem. Anadan doğma bir istidat ve Al- lah vergisi bir kabiliyetle resim ya- pabilen bir kimse hangi kâğıda han- Bi kalemin, hangi boyaya hangi fır- çanın kullanılması gerektiğini öğ- şenmezse pek de ressam sayılamaz. Bir kundura boyacısının bile bil- gisi boyayı vurup fırçayı sallamak- tan ibaret değildir. Böyle bir boya cnm derilerden anlaması lâzımdır. Bu başlangıçtan varmak istedi- ğim nokta, Erenköyde Ishak Paşa köşkünü kül eden yangın sırasında meydana gelen bir olayın üstünde durmaktır. Bana anlattıklarına göre, yangını söndürmeğe uğraşan itfalye gru- pundan bir kaç kişi bir balkona mer- diven dayamışlar ve üstüne çıkmış- lar, O taraflarda oturan ve yangın yerine gelen bir mühendis - anlaşı- lan meslek bülgisi itibarile - bu bal- 24 eylülde Napolyon sulh yap kona vey merdiven emelile Petersburg'a bir gönderdi, Napolyon gittikçe artan l İ görmer & tu- tulmuştu. Fakat Çar cevap verme- di. 5 teşrinievvelde ikinci bir mu- rahhas gönderdi. Ve murahhasa şu talimatı verdi: «Sulh istiyorum. Mut laka sulha ermeliyim. Bunun üze- rinde kat'i surette ısrar ediyorum. Şerefimi kırmayan bir sulh olmalı- dır. İşte bu kadar.» akat Ruslar sulhle alâkadar F görünmüyordu. Mareşal «Ku- tusoff» mevziler için manevralar yapmağa ve Fransız ordusunun ar- dında yer tutmağa başladı. Mareşal cenup vilâyetlerinden yeni efratla erzak ve saire tedarik etmek ve ay- ni zamanda Fransızların muvasala yollarını tehdit etmek küudretindey- di. Napolyon nasıl hareket icap ede- ceğt hakkında tereddütlere —düşü- yordu. Petersburg şehrine karşı her türlü bir taarruzi harekette bulun- zifenizi Österliç, Fridlend, Smo- lensk ve Vinebes'teki kardeşlerini ze lâyık bir şekilde y gay- şey terkedilmiştir. In k: (Di Sa. $; Sü' 5 te) | Ş bul- muş, bu yerin inşa tarzı dolayısile çok y olluğunu anlamış ve hemen itfalye- cileri ikaz etmiş. Aldırmamışlar, Belki de bu aldırmamazlık vazife hissinden doğan bir fedakârlık ne- ticesklir, Mühendis bunun üzerine orada bu- Tunan bir polise baş vurarak tehli- kenin varlığını — tekrarlamış ve o sırada 0 yer çökerek itfaiye erle- rinden iki veya üçü yaralanmış, hattâ birinin yarası da ağırca imiş. Bazı hallerde itfaiyeciler hemen hemen muhakkak görülen bir tehli- keye bile bile atılırlar. Çünkü kur- tarılacak bir can vardır; Ateşin si- rayeti önlenmek gerekli elan önemli bir yer vardır. Fakat bu köşk yangınında bir kaç erin yaralanma- sı lüzumlu bir fedakârlıktan ziyade bir bilgisizlik neticesi gibl görünü- yor. ana bilgi ya- ret ediniz. Çocuklarmız, çocukla- rınızım çocukları, sizlerden konu- şurken «Moskova varoşlarındaki harbi yapanlar» diye bahsetmeli- di ir,» Borodino harbi bu seferin en kanlılarından biri olduğunu — gös- termiştir, Napolyonun burada kay- bi pek büyüktür. Napolyonun bu muharebede yedi generali ölmüş, dokuz generali de yaralanmıştı. 8 eylül - 812 Berodino. «Size harp meydanından yazıyorum. Dün Rusları mağlüp ettim. Rusların (120) bin kişilik kuvvetli ordusu Çala Kalem Renault fabrikaları işi hükümetinin salâhiyetli bir mümessilinin söylediğine göre, Ingliz tayyarelerinin Renault sen akınlar — neticesinde tı;ı otuz bin amele işsiz kalmış. Ingilizler bu fabrikaların Alman- buradaydı. Zaferi bize * 'an müuharebe öğleden sonra 2 ye ka- dar sürdü. Binlerce esir ve (60) ya ileri sür- Japon kumandanı General Homa sa- yıca üstün olan kuvvetlerinin Ameri- kan olarak Pasifikte müttefikler hesabına az çok bir başarı elde eden General Mac Arthur'dan bir iki vesile ile behset- miştik. Filipinlerde Amerikan muka- y nında, meselâ binaların yapıhş tar- zı gibi. yardımcı bilgilere de yer vermeleri faydalı olsa gerektir. KÖR BADI Makara geldi Oğr göre n külliyetli miktarda makara ithal edil- miştir. Bu makaralar, vilâyetlerimi- zin ihtiyacı gözönünde bulundurul- mak suretile dağıtılacaktır. Tevzia- ta günlerde tır. Bu tal Ingiliz tay- yarecileri Mihyeri, harp sanayil is- sürüp bir tarafa, Mac Arthur'un düşman y TEAIK Nİ MA — Fakat neden bunu şimdi söyledin? Yoksa hatırına bir şeymi geldi? Zanne. diyor musun ki... Jak başını salladı ve söze devam etti: — Zannettiğim ve bildiğim bir tek şey yar, Antuanet: O da insanların çok Zâk vallı ve âciz oldukları... Ancak korkunç bir hâdise veya bir facia karşısında kal- dığımız zaman bazı hakikatleri görüyor ve anlayoruz. Yoksa normal şekilde ya- şarken bu hakikatlerin yar olabildiğini hatırdan bile geçirmeyiz. Bir ölünün ru- hu esrarlı bir kuvvet olarak etrafımizda dolaşıyor mu acaba? Fennin öyle yeni yeni keşifleri var ki senelerce evvel bun. lara İnanmak imkânsızdı. Halbuki bugün tabit geliyor. Kim bilir belki de bu ruh- ların yeryüzüne inmesi de tablidir de biz henüz bilmiyoruz. Herhalde benim bildi- Bim bir şey varsa... Ödenecek borç, bir sabit fikir gibi bende saplandı. Bu borç sakın küçük kız olmastn? Biliyorsun ki çocuğu ne çok severdi.. Antuanet acı acı haykırdı. Her tarafı yer, SERÇE a titriyordu: — Jak, suş.. Böyle söyleme.. dedi. Jak, yavaşça elini tuttu ve teselliye ça, Bşti: — Sakin olmağa gayret eci, Antuanet, merak etme.. Uğraşacağız, onu kurtara. cağız. Bizim de irademiz ve kuvvetimiz var, değil mi? — Ne yapalım, ne yapalım, bilmiyorum ki... — Uğraşalım, Antuanet! Sen bana iman: Ben borcu ödeyeceğim, fakat bu- nun bedeli Süzi olmayacak. O kurtula- cak.. Yumruklarını sıkarak ilâve etti: — Onu almayacak, buna mâni olaca- ğim. Antuanet sapsarıyâl: t — BSus, Jak.. Büyük söz söyleme.. diye yalvardı. Jak birdenbirg çok sakinleşmişti. — Büyük söz söylemiyorum. Fakat be- nim de iradem var. Çocuğun kurtulması için elimde olan herşeyi yapacağım. Bi- zim günahımizın kurbanı Süzi olmama- hdir. Süzi iyileşmeli, yaşamalıdır. Bir kere vücudu sıhhatli bir hale gelsin, kü, çücük yaralı kalbi zamanla İyileşir. Fa. kat sen bana yardım etmelisin, Antuanet. — Her istediğini yapmağa razıyım. Hemen yarın yola çıkarız. Jakın içi rahat etmişti: — Teşekkür ederim, içime birdenbire ümit doldu. Antuanet hemen atılarak: — Fakat, dedi. Sen de sözünü tutaca- ğina yemin et. Pazar günü — geleceksin, değil mi? Mutlaka bizim yanımıza gele- ceksin, Jak. Kafamın içindeki bu kor- kunç düşüncelerle beni yalnız birakma. yacaksın, Jak yetinden kalktı; — Evet.. Yapılacak olan işlerim biter bitmez gelmeği söz veriyorum. — Yemin et.. — Ediyorum. Antuanet de rahat etmişti. Hemen tatlı bir tebessümle yanına yaklaşarak: — Ne iyisin, Jak! Artık üzülmiyece- rıldandı; — Hemen mi gidiyorsun, Jak? Ben de biraz kalacağını ümit etmiştim. — Daha yapılacak işlerim var. Yarınki davalarim ağır ve güç... Sonra eve dönüp İsviçreye ya telgraf çekmeliyim yahut da telefon etmeliyim. Montreux'de çok İyi bir nekahethane vardır, güzel ve rahat bir yerdir, adeta otel gibidir. Akşamları müzik de çalar. Küçük kızımız herhalde bundan hoşlanır, mürebbiyeyi de bera. ber alırsın. - Ben tren biletlerinizi Fran- suvaya aldırtırım, size istasyona getirir, Orada size lâzım olan parayı da bankaya senin namına yatırirım. — Demek ki gitmeden evvel seni gö. remiyeceğim, öy'e mi Jak.. Bu çok acı bir şey benim için.. — Benim için de öyle, Antwanet... Fa- kat yarım çok meşgulüm.. Bir, tek saniye bile boş vaktim yok. — Beni öp, Jak.. Kolları arasma aldı ve derin bir şef- katle Antuaneti öptü. Bunu yaparken kü, çüğü düşünüyordu. Arkası var balık dolması için — istenilen 45 ibuki hü top aldım. Düşmanım kayıbı. (30) | — tihsallerine çok önem bu sü: kuruşa itiraz etmek istedim. Piş- zi I;ıîğbmşl.hl;îm:îstutâr“mdaf.g:: bi: ; PN :::ı de pek çok ölü| smada, mühim bir yardemdan mah-| kadar muvaffakıyet güstermesi ve 10 MART 942 kin lokantacı, balık dolmasına bir || Si Cçu cmaktan menedilmesi ben- | ve yaralı verdim. Sıhhatim iyidir.| rum bırakmışlar demektir. bunu — düşmanınkinden :ı“" eksik SALI narlı konulmadığını, binaenaleyh || çin, Jâstik ve saireden tasarruf ya- | Hava biraz soğuktur.> Bir amelenin, asgari hesapla se- | Küvvetlerle yapması takdire değer. || L p 3 Gön 69 — Kasım 128 malını dilediği fiyata satabilece- pılmak fikrinden İleri gelmişti. Al. kiz saat çalıştığı bile kabul edilse| — Bazı kimseler, Japonların muvaf-| | RUMİ 13857 — ŞUBAT 25 ğini söyledi...» dığı kararların müsamahasız — bir rtik Napolyon Moskova yo-| Çirge 240,000 iş saati yok edilmiş| fak olamadıkları takdirde intihar et- | HİCRİ 1361 — SEFER: — 22 | Bunu bir okurumuz yazıyor ve || şekilde tatbikini dalmi bir şıar e lu üzerindeydi. sayılır. l ü bir h olarak | VAKİT ZEVALİ — EZANİ || seruyor: dinmiş olan hükümetimiz, alâka- «13 eylül - (Tarchi). — €Pariste Olayın ikinet bir önemi de Ingiliz | görüyorlar. Ben kendi hesabıma, kim GÜNEŞ 6,20 12,10 — Balik dolmasının nanlir yok- | | darlardan taksi otomobillerine bu şimdi hava güzel olmalıdır. Burada | tay bu t otuz | olursa olsun, ne sebeple olursa olsun, ( ÖGLE 12,24 614 a imsaf, suret'le. tesşhup Ş:nektî buluna_ı!_ küuvvetli ve soğuk bir Tüzg bin vi içsiz a derece-| beyaz bayrak çekip acze teslim olan | | İKİNDİ 15,41 9,31 da bu gibi işlerle hiç mi alâkaları | ( l9vin süratle tesi ıhiîlîi erek mili | o ra tekrar ilik bir hava başladı.| de tahrihi başarmış olmalarıdır. “'î AKŞAM 18,10 12,00 yek acaba? S ğ“;’“e'ân meığ";'ğ:ş İ Gök İ Moskovadan 6 saatlik — mesafede- ACZE TESLIM OLMAK raf bulamam. ||vyarzsı 19,39 1.30 MKT tönimtiği İstemiştir, | yim.> Söylendiğine göre — Filipinlerdeki Tatlısert | |İMSAK 5,49 — 10,32 — Gördüğüm zaman bana hep ayni VATAN'IN EDEBİ ROMANI: e nlmğ- 61 Bim ve yakında geleceksin diye sevine- sözleri tekrar ediyor, üzerimne ateş ett. ceğim. dedi. — BORSA ğim zaman söylediği sözler: «Ödenecek : ; ” Terl d K Jak bir sigara yıkt_ı. Antuanetin yüzü, bir borcunuz var.» yi Ec ne bıl:n:: tıgi:î isıt_erîııyoıîut. T 9 MART 942 — Evet, hatırlıyorum, öyle demişti. ş ' ; E e ler a y d A dŞ e t ayli G 2 Antuanet titriyordu. Gözleri korkudan Şi ı mxehndl- Iş[adıncagızdan sitemli ve 10(1) âtğı*:ll_’* mg.ğ; açılmıştı. Tekrâr sustular. Sonra kekell- vi NS AAA a n acı sözler bekl'yordu. Fakat İf"t“'““ sa- Dl100 Pezeta 1289 yerek sordu: Yazan: Karen Bramson Çevriren; Rezzan A. E. YALMAN dece mahzun ve kırık bir ses'e şunu mi- B 109 İsveç kronu 31,16 EVKÖYE Kış türlüsü — . ir kap yemek usulünü tatbik Eemm edeli kolayını bulup da bir kış türlüsü yapmamıştım. Don düşündüm, taşındım, nihayet bir kış türlüsü yamıya karar verdim. Malzemesi: Yarım kilo havuç, ya- rım kilo kereviz, yarım kilo patates, yarım kilo da yerelması. Hepsini gü- zel ayıkladım. Bunların içine yarsm kilo da dağlıç eti koyarak bir tence- rede yağ ve sovanımı evvelâ etle ka- vurdum, sonra sebzeleri içine atarak bol baharlı ve biberli bir kış türlüsü yaptım. Çocuklar değişik bir yemek olduğu için kapışa kapışa yediler. ,EV KADINI $t ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: