—— 9.12.940 Yazan: NİLLA KUK Mehabet Han Adını Alan Zamane Bey Sahne ye Çıkıyor Cihangiri —esrar — iptilâsından h—unm.u. Ağıma kuvvetli iç- koydurmuyordu. Ancak Ha- İzin gürlerinin daha çok zevkine Yarsın diye hafif şaraplara izin Yardı. Baraberce ava çıkıyorlar, kıplanlar vuruyorlardı. Sarayda verdikleri kabul ve- Snlerinde mağlüp hükümdarlar 1* şehzadelerin gönlü alımıyor, Âtr birile olan münasebet gönül İoşluğuna —dayanır bir ittifaka Şevriliyordu. Azametin, tahak- İömün; bu bakiki Türk sarayında Tari yoktu. Nuricihan bütün cezaları alle- Üyor, suçluları çağırıyor, dertle- dinliyor. birer hasta gibi ken- Ülerini tedaviye çalışıyordu. Fu- Hnın mateminde de, düğünün- B bahmuyor. fakir Vöhdi clile çeyizliyordu. Keşinire daha yakın olsun di Xe Agrayı bırakmış, Lâhurda bü- Yük bir devlet merkezi kurmuştu. Hindistanı dolaşan — Avrupalı Woyahların — yazdığı — kitaplarda ’Ğı dan uzun uzadıya ba- vardır. Derler ki: «Cihangir İdhın avdan başka bir şeye me- İi yoktur. Hükümet işlerini, İnbesile kardeşinin yardımile Nezicihan Sultan görür, Bu ka- Sn hilenin, entrikanın, zengin ve kibarlardaki büyüklük ihtiras ve Hdialarının düşmanıdır. Daima halkı himaye eder, ruhları tedavi iye çalıştınr, dargınları ba- Mürir. Fakat akşam oldu mü, İller bitti mi, Nuricihandan ziya- zevk ve eğlence arıyan insan Yoktur. Bir akgam sarayın bah- indeki suni bir derenin bir ta- Alından diğer tarafına atlamak | İin bir müsabaka tertip etmişti. | Mümbaka — Cihangirin — yaşıtları Masında olacak, en iyi atlıyanla- A Nuricihanın elile hil'atler giy- Ülilecekti, — Atlıyamayıp — suyun düşenler de saray palya- a mahsus kıyaleti giymeyi Biidadan kabul etmişlerdi. Ha> ğbuıumxu. bundan eğlenceli Müsabaka görmediklerini söy- > ıiBümu eğlenceli müsabakalara, tün tehlikeli porlara Nuriciha- Tt kendisi de karışıyordu. Gün- N devlet işlerinden baş kal- İlyan vekarlı kadın, akşam- eh oynak bir oyuncu kızdan 'eeu olurdu. Hele aşk mesele- Wrde ondan canlı, ondan ateş bir arkadaş tasavvur etmek im- | Ünazdı. Cihangi, — Nuricihanı bulduktan sonra hiçbir kadının Vizüne bakmamıştı. Aşk denilen in Nuricihanla beraber doğ- Suğunu, onunla beraber öleceği- S söylüyordu. L_Nurkıhın. hükümet işlerine ait KŞ meselede soğukkanla karı verdiği halde yalnız bir işte Bölamıştı. — Cihangirin — vaktile Sbilde Zamane Bey diye tanı ği Mehabet Handan bir gün İtha bir mektup gelmişti. Şu sua “ toruyordu: il'ommmün sonuna kadar hududunun bekçisi — sıfatile beni çürütecek misiniz) Memle- İttin ceşur bir askere hiç mi ih- Vacı yok?> | Nuricihan mektubu Cihangire li. Şah hiddetle dedi ki: — O miskin herif gözüme Hamesin, Seni alıp götürmek için kndisini Kâbile gönderdim. Boş İzana gitti diye haber ge- İzdi $ kızları h 5 Ne yapsın? O zaman mese- Sıkmasın diye annem kendisi- At yanlış bir haber vermişti. 5, Demek ki bir muharebede İlimanın bir casusu yanlış haber Mürse ona da inanacak. Salime ile Haşmet ı?"'ımın, Mihrünnisa Böyledik. W"' olür hakkındaki gazabı ayaklan- | Biş kendisini Efgan bududuna ::')nm..n Bur mun sebebini zaman Mehabet Hana söyle- Cihangir, bir akşam — sarayın Gi Mçesinde sin, faydan elur> demişti Aradan seneler geçip de hiç aranmayınca Mehabet Han ka- bahati Nuricihanda bulmuş, şöy- le düşünm — O karı üvey oğlu Hurremi gizlice seviyor. Bütün kumandan. ların hakkı olan şerefleri hep üvey oğluna veriyor.» Saraya gönderdiği baberci boş elle dönünce Şaha arsızca bir mektup yazdı. Dedi ki: <«Memleketi bir kadının eline bırakmışsın. -Bütün dünya sana gülüyor. Bir asker için kadınlar tarafından idare edilen bir mem- leketin hizmetinde bulunmak bir mane Beye bütün hakikati anla- tabilseydi. kendisile Cihangir ve daki üçüzlü sevg> de hiçbir günahlı taraf bulunma- dığını, bu sevginin temiz ve asil bir sevgi olduğunu söyliyebilsey- gi... Hele bu halkaya Mehabet Han da karişabilseydi dünyada iyilik edebilmek için ne yaman bir kuvvet meydana gelecekti... Fakat buna imkân var mıydı? (Arkası var) Talebenin Kahraman Mehmetciklere Hadiyesi Mekteplerde — kahraman — askerle- rimize kışlık hediye almak için baş- lamış olan faaliyet bu hafta sona eracoktir. Her talebe muhtelif kış - hk eşya için mektep kamitelerine pEra vermekta veya doğrudan doğ- Tuya eşya getirmektedir. 'Toplanmış olan para ile Mehmetçiklerimize yün yün çorap ve yün yelek si- çi lizeleri, Tçek liseai, Şişli Hsost toplanan eşyayı bu hafta Ki Zılay Tmerkezine tealim edeceklerdir. Meşhut Suçlar Azaldı | Kulağımıza Gelenler Pariste Bisi-klîli Taksiler Pariste denzin kalmadığı için öte- mebil taksileri işlemiyor. Bunun ye- Fine iki nevi takai peyda olmuştur. Birisi açık taksdlardir. ki, ikizli bi- Sikletten ibârettir. Müşteri arkaya Oturuyor. Dilerse hareketaiz dürü - yor, dilerse beraberce pedalı çevi- riyor. İkinci nevi kapalı taksilerdir ki, müşterek bisiklete bağlanan bir kişilik bir remork içine oturur. Bi- sikletçi bunu arkadan çekerek isteni- len yere götürür. Bisiklete göre ya- pümiş takaimetreler vardır. Paris halkından bir buçuk milyon kişi kaçmıştı. Bunların çoğu — geri geldiğinden Pariste bugün üç buçük müyor iWan yaşıyor. Bunların biri- cik nükliye vasıtamı bisiklet ve bi- sikletli taksiye bağtı olmalarının mâ nasra: bir. düşünün. Voronofun Reddedilen Talebi Beş, oön sene evvol gençlik aşteile, sonra hayvanları küvvetlendirmiye ve semizletmiye ait usullerile şöhret alan Dökter (Voronof) Fransadaki zon hezimetten az evvel Nis civarın- da bulunuyormuş. — Yolda — benzini tükenmiş. Bir askeri kıta kendisine büyük bir nezaketle yardım etmek istemiş. Doktor yaşlıca bir onbaşıya bolca bahşiş vermek istemiş, teklifi redde uğramış. Bunun üzerine demiş kât Buğım #ıkınlıda iken bana o ka dar Büyük bir iyülik ettiniz ki, wize hakkile mukabelede bulunmak yorum. Hen doktor Varonafum. Size | bir hatıram olsun diye bir ağısı yapayım. Yaşlıca onbaşı şu cevabi. vermiş: — Çok teşekkür ederim, doktor, fakat bu aşmın hiç işime yaramıya- cak bir adum varsa o da banim. Çün kü zivil hayatta mesleğim papazlık- tır. — Senede 1 Dolar Maaş Alıyor Birleşik Amerika herp sanayflinin gençlik - |hakiki diktatörü B. Kundsendir. Hu- i|dutsuz salâhiyeti vardır. Buna rağ- men senede 1 dolar maaş alir!. Kündsen; General Motör Kumpan- yazının ceki umum müdürüdür. Sene- HK maaşı 100(000 dolar 1dh. Kazançtan $» itibarile komisyon Meşhut suçlar hemen her sene g siyordu, kış mevsiminde artardı. Bu sene yok denecek kadar - azalmıştı: Buna sebep olarak meşhut suçlar kanunu gösterilmektedir. Bu ka- nunun saçları çabucak tecziyı eden, hükümleri suç yapma ti yadında bulunanlar üstünde us- landırıcı tesirler yapmıştır. Dün Müddeiumumiliğe akşama kadar alelâde iki hakaret hâdisesinden başka hiçbir şey aksetmemiştir. Maarifte: Kurslara gelmiyen — İlk mektep muallimleri çin açılan basit vâsıtalarla deneme kurslarını i kurslara gelmiyen — muallimlerin isimlerini idareye bildirmişlerdir. Kurslarda yapılan aletler, mek- teplerde ders vasıtası olarak kul- anılacaktır. Münhal muallimlikler — İlk mekteplerdeki münhal muallim- likler için yapılıp tasdik için Maa. rif Vekâletine gönderilmiş olan (üçüncü kadro bir, iki güne kadar Vekâletten gelecektir. Memleket dahilinde konferans- lar — Her seneki gibi Üniversite profesör ve döçentlerinden bir kuenı muhtelif vilâyetlerde Cüm- huriyet Halk Fırkası namına, ma- halli ihtiyacı da gözönünde bu- hundurarak birer konferans vere- ceklerdir. Yüksek Muallim Mektebinde müzakereler — Maarif Vekâleti, e eden müfettişler. | 4 Yüksek Muallim mektebi talebe- | lerinin kuvvetli şekilde yetişme- lerine bilhassa itina etmektedir. talebeye, seçtikleri ilim şubesi üzerinde müzakereler yap- tırılmaktadır. Müzakereci kadre- su genişletilmiştir. Profesör veki- | Vehbi Eralp, doçent Dr. Sara Akdik ve doçeat Ömer Lütfi de ilâve vazife olarak Yüksek Muı lim mektebi müzakereciliğine ta- Sibiş, chudutta işleri düzeltir- İyin edilmişlerdir. Na Sinema dünyasının HAYAI 6 CLAUDETTE COLBERT JAMES STEVART mefis bir aşk ve güzellik filmindi Yakına MELEK'te en parlak Yıldızı ÜZELDİR General Motörün 1940 senesi kürı 200 milyon dolardır. B. Roosevelt kendisine harp sana- yü nazırlağını ve aynı maaşı teklif etmiş. Kundsen, bu vatani vazifeyi kabul fle beraber maaşt reddetmiz. Amerika kanunları, fahri memur kullanmıya müzande etmediği — için kendisine 1 dolar tahsis olunmuştur. B. Rooaevelt, Kundsen'in yeni va- Zifesini tebrik ederken — samimiyetle Omuzuna elini koymuş ve şu sözü süy lemiştir: — Çabuk o1t... Bakırköy Halkovinin Faa'iyeti Bakırköy — (Teletonla) — Halke- vinde yeni yaptırlmakta olan büyük salan bitmek Üzeredir. Salonda tem- siller verilmesi, beden terbiyesi ha- reketleri ve atış teerübeleri yapıla - caktır. Halkevinin faaliyeti arttırd- mıştır, Haftanın muayyen günlerin- de poliktinik dahili, harlci, asabi, id. Tar yolu ve diş hastaltkları munyene ve tedavi edilmektedir. Fakirlerin re- geteleri Dedava — yaptırılmaktadır. Küylülere ziraate Geir konferanslar veritmektedir. Mecoanen tevzi edilen yem, pancar tahumundan — köylünün iyi neticeler alacağı ümit ediliyor. As kerimize hediyelik kışlık eşya top- dantısı devam ediyor. Toplanan eşya Kızılay merkezine teslim edilmiştir. A0 te Mapikhâne ar- Kadaşı Jullus Şavb (ar- 41 kada duram) ile - Thuring'de bir yaptı. 42 VATAN 1939 harbi, daha doğrusü Alman. yanın komşul; saldırması, o ta- mana kadar olan harp teltkkilerile tezat teşkil edecek bazı gürabetler gösterdi. Koca Polonya ordusu ağız| tadile bir piyade muharebesi vereme- den mahvoldu. Bir zamanlar yakm tarkta birçok memleketlere tayyare satan Polonya, cayır cayir tayyare Bombasr altında yanarken ve elin- de en az 200 harp tayyaresi balu - |nurken düşmanin arazisine biz tek İtayyare bombası atamadı. Ordüsile Beraber 'hava kuvvetleri de mahvol- du gilti. Derken muharebe gürp cephesin. de başladı. Orada da uynı — Lâdise, Holtanda hududundaki Mastricht'le Köptü bekliyen nibetçilar piyade ve Zirtik kıta hücümile değil tayyare Kurşunu ve bombasile yere serildi. ler. Belçika ve Pransada da buna benzer gürabetler gördük. Ve — her iyat belirmiyo başla- : Artık bildiğimiz kiâsik sınıfların Piyade, süvari, hattâ topçunun rolü | Kalmamıştır. Bu işi artık hava kuv- vetleri ve zirhli birlikler yapmak- tadır. Bu zihniyeti yıkan şimdi Yunan - TMalyan harbi oldu ve görüldü ki, memleketini canla — başla — müdafsa edan, ba husus için lâzimgelen ted. |tirleri vaktlirde alan — memleketler için Mmuharebenin tarzı yine değiş - İmemiştir. Nihal zafer bugün için de yine en önde çarpışan — piyadenin süngüsüne kalmaktadır. Bu cenada piyadeyi — Nuh — Nobi zamanından Kalma halinde tasav - vur etmemelidir. Rugünkü piyade mümkün olduğu nisbetle ağır ve oto matik silâhlara malik olan, tank ve tayyare defi aülâhlarını halz bulu - nan, Sürati ve ataş kudreti çok art- miş olan veya bu dereceye çıkarıl- ması icap eden bir &ımnıf telâkki edil melidir. Piyadeyi modern — tekulğin | BULMACA Soldan Sağat 1 — Çay Xonür - Yaptak sigarast ? — Akıd - Bura- dan değil 8 — Gerez - Tekdir - Bir bayvan 4 — Millet - Eski aifabede |bir harf - Yo demektir 5 — Bir ay € — Eklet - Kata değil 7 — Vah vah |- Türpü 8 — Dört tarafr su olan yer- Böcek 9 — Siyah - Yardım 10 — İki şeyin ortası - Hanedan işareti 11 — Demiryolu - Familya. | Yukarıdan Aşağıya: 1 — Hendek- Ateşler 2 — Kibar - Miktar fade e- İder 3 — Bir peygamber - Ziyan 4 — Nota - Adet 5 — Bulmak için uğraş- Yazan: M. Şevki YAZMAN Bütün ileriliği le mütenasip olarak teçhiz etmek şarttır. O derecede ki ephelerde rastlad: #imuz anormal haller vuküa gelme- sin ve bugün dahi orduların büyük Kısminı teşki) eden bu sınıf mamle - ket müdafaaamı hekkile başaram. Bir yerde piyadenin vazifesini iğini, bu asli sınıfın meselâ tay yare silâhı veya motörlü kıtalar ta- görürsek kalmadığına veya ehemeniyetinin azaldığına değii, Poloaya ve diği etm rafından altüst edildiğini piyadenin kıymetiniz şunları bükmetmemiz Jâzımdır: 1) Bu piyade bugünkü teknik te- rakkilere uygun olurak teçkiz edilme miştir. 2) Bu piyade bugünkü yeni silâh- ların ve taarruz Vasıtalarınm. icap ettirdiği tarzda yetiştirilmemiştir. 3) Nihayot #evk ve kare bugünkü YUNAN - İTALYAN HARBİNDEN DERSLER Nihait Zafer, Yine Piyadenin Süngüsündedir | nemez. Fakat sevk ve idaredeki Üs| İtünlük, müneviyattaki kuvvet pekâ- | J4 ve her şeyi telâfiye kâfi gelmiştir. Keza bu piyadenin İtalyan zırtılı | ve motörlü kuvvetlerina karşı gös-| terdiği mukavemet te Alman hurp- rinin doğurduğu fena zihniyeti, ya- | İni tankın her şeyi, en iyi piyadeyi İdahi süpürüp —götüreceği — zihniyeti ni ortadan kaldırmıya kâfidır. Vakm Yunan - İtalyan / harbinin cereyan ettiği sahne dağlık olduğu için burada zırhli kıtalarm iş göre- mediği söylenebilir. Fakat zırhlı ve Ö kıtalara karşı olan mânia- lar yalnız dağlardan İbaret değildir ki. Şimeli Fransa gibi hor adımda nehir ve kanallara tesndüf edilen ve büyük Kkasmı gu altında — bıraktlan arazide de Fransız piyadesi Alman zırhlı kıtalarma karşı üzla mücasir olamadı, her nehri, Alman zırhlı kı- taları hemen de müdafsaya maruz kalmadan geçtiler ve öteki şehre ise Pransız piyadesinden evvel vasmi ol- dular. Buna sevk ve idare — hatasile, | piyadenin canla başla harp etmeme- ifa |Ati - Mah & — Erkek lami - Pislik 7 — Makkında - Taharri etme 8 — İKi elde on tane - Aptal © — Ekmek yaplır - Oyunda açıkta kalan 10 — Hatırla - Halık tütulur « İştimam edatr 11 — Merkez - Çobanlar giyer, DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ: Soklan sağa: 1 — Kuhverengi 2 — | Aha - Kata $ — Kararma - Esi 4 Avare - Aman 5 — Var - Mah - İndlg — 6 — At - Zör - Ci7 — Nahoş - Şifa | Hemen 4 — Ar - Hodan 8 — Ek- Fa|rem - Şeker 6 10 — Fener - Yar 11 — Yan - Raf-İ7 — Bza - Hoş 8 — Na - 8 — Neden - Ca 9 — Mükara - Ali Yukarıdan aşağıya: 1 taşıdılar. - Kakavan İ!1 — İndi - Kari RESİMLE 1994 te Halle'de tertip edilen Almanlık günü bu devrin siya- * karışıklığına bir örnekti. Nazi partisi 1923 senesine ka- dar meşra sayılmamıştı. Buna rağmen birçok eski muharipler, — maştı. Bunun Üzerine ilk büyük nutkunu Münih propaganda — seyahati — Nazi alâmetlerini ordu sancağı ve diğer milli bayraklar arasında — haricinde çifilik ambarına benziyen bir yerde söyledi. Üzerinde sivil elbine, elinde notlar vardı. harbe uygun tekâmülti göztereme - miştir. — Veya müneviyatı bozuktur. Birçok yerlerde olduğu gibi bu pi- yade de harp etmek istemiyor. Aksi takdirde Yunanlıların ve bil hassa bu Tera mevsimde, dağlarda süngüsüne dayanarak düşmanını yıl dıran Yunan piyadesinin bu kahra- manca hareketini naâıl izah edebili- riz. Yunan piyadesi hava — hilcumuna marur kalmadı denemez. Bilâkis hâ- V4 adet itibarile üstünlüğünü muha- | faza eden İtalyan hava kuvvetleri, Görice etrafındaki muharebelerde ol duğu gibi, gün oldu ki, 400-500 tay- yare le Yunan piyadesi üzerine hü- CUM etti. Şüphesiz zaylat verdirdi. Amma Yunan piyadesinin İlerleme- sini durduramadı. Meselâ bu piyade teçhizat bakımından da tamdır de- Doktor Diyor ki:) Vücut Denilen Makine: Bir Bakım Davası —— için de böyle bir benzetişe Ihzum vardır. Gece, gündür. durmadan — işlemek mocburiyetinde olan bir makineyi düşününüz. Bu makinenin borulma - dan işliyebilmesi için, onu dikkatli bir bakım içinde bulundurmak l - zandır. Makinist, büyük bir merak ve ti- tizlik e bu makinayi hor gün kon- fral etmek, saman zaman, en ufak toferrüntına kadar, gözden geçirip te mizlemek, yağlamak, kömürünü, ma- zolunu, benzinini, suyunu, her şeyi- Bi... vaktinde düşünmek ve temin et- mek zaruretindedir. Makinist ihmalei olürsa bakılmı- yan makinenin, günün birinde, sakat İanması, topallaması ve nihayet dur- ması pek tabildir. İmsan vücudü de bir makinedir. hem de makinelerin en hassas, en ince ve en müğlak olanı.. Alelâde bir makine, iyi işlemek - gin, büyük bir dikkat ve ihtimama) muhtaç olur da vücat makinesi böyle bir bakımdan müstağni kalabilir mi? Hiçbir zaman. Vüksa, nn vücedü gibi, her mes- çi canlı hücrelerden yapılmış, faal bir teşekkâlli sört, cansız bir çelik yı- Ka teşbih etmek biraz tuhaf gi- bi görünür. Görünür amma, işin ha- kikatini daha açık izah — edebilmek Anâvalan - Fa 3 — Harar - — Rüm - Az - Nara Rica 9 — Emi » Fa - Ya 10 — İnsanca » Fal 43 sinden başka ne sebep olabilir? bat ediyor ki, piyade hem emniyetin den zerre kadar bir şey kaybetme - miştir. Müdafmayı dü, tuarruzu da başaracak ası! unsur, kalabalık unsur odür. Bu asnada zirtil kıtalar ve tay- yareler hem müdafanda ve ham ta- arruzda onun €a büyük yardımcdarı arasındadır. Tıpkı topçu gibi. Ancak bunl. tini ortadan kaldırmaz. Elverir. ki, piyade bugünkü harbin göre silahlandırılmış, teçhiz edilmiş, bında motörlü vasıtalara bindirmek suretile) ve yüreği pek olsun, Bugün de muzafferiyet onun süngüstnde - dir. çıkardığımız ikinci dere te budur. meler, belki, bir dereceye kadar, ih- male gelirler. Çünkü mihayet onların zaman yenilenmeleri ka | Bildir. Fakat insan vücudü hir kere harap olduktan sonra ona exki zinde Hiğini kazandırmak veya onu yeniden yaratmak artık mümkün değildir. bozuldük! mak hususunda, sadece heves ve ar- zusu mevcut olmakla iş bitmes. Güs | terilecek Ittnamn faydalı ölabilmesi için makinistin kendi işinde bilgili ve usta olması da lazımdır. insanmm kendisidir. Şu halde, bedeni dalma sağlam bulundurmıya yarı - yan bir takım bilgilere sahip olmak, her insan için lüzumludur. de, vücut makinesinin bakımına ait inoeliklerin aan hatlarmır birer birer totkik odelim. R'iıj Hayatı Nutük söylememesi hakkında Bavyera- da konulan yasak 1097 senesinde kaldırıl- Bugün Yunan - İtalyan harbi ie- F onün ana Rimıf olması vaziye- teaplarmma etiştirilmiş, sürati arttırılmış (İca- Yunan - İtalyan — çarpışmasından Demir ve çelikten yapılmış maki- Bir makinistin, makinesine bak - İnsan vücudünün makinisti birzat Bu sihhi bilgüerin çerçevesi için- Dr. NURİ ERGENE GÜNDEN GÜNE Muşamba Fener Yazan: ÜÇ YILDIZ eçen gün evime dönerken bir fenerliye — rastladım. «Bunda ne fevkalâdelik var?» demeyin. Biliyorum; pilin nete- de satıldığını hâlâ kimsenin öğ- renememiş olmasına — rağmmen aşağı yukarı herkes fenerlidir; İstanbul halkı yanıp sönen ateş böceklerine dönmüştür; feneri hattâ çiçek gibi yaka deliklerina takarak gezenler vardıı belki birkaçını bi si halinde sokağa çıkanlar ola- saklır. Benim bahsettiğim fener nelerdenberi unuttuğumuz, tüklü muşamba fenerdi, Herbi de bir tavan arası veya hırdayat dolabından bulunup çıkarılmış, yeni üsüle uyması için maviye boyanmıştı. Feneri taşıyan eski tertip bir büyük hanımdı. Başında yanı beline kadar inen bir kalın at- kı, elinde bir baston vardı. Ar- kasından yine sımaıkı örtlünmüş birkaç kadın ile iki çocuk yürü- yordu. Birdenbire otuz sene evvelki İstanbulu hatırladım. Umumi hayatta ufak bir değişiklik, eski bir hayat safhasını bütün renk ve kokusile canlandırmıya kâli gelmiştir. On gün evvel bu saatte evin erkeği akşam nevalesi düzmek için çarşıda dolaşıyor. bu ka- dınlardan bir ikisi son matine- ye girmek için sinema holünde nöbet bekliyorlardı. Fakat bu gece, bahsederim ki, akşam ye- meği çoktan yenmiş, komşular- dan birinde gece — oturmasına gidiliyordu. Katarın — kuruluş tarzı da karakteristikti. On gün evvel babayani kıyafeti yüzün- den sokağa çıkarılmıyan ve eve utanılacak misafir geldiği za- man — kaçırılacak köşe bucak aranan klâsik büyük hanım es- ki rolüne dönmüştü. — Elindeki baston sokak köpekleri ve ar- kasındaki genç — kadınlara ka- ranlıkta sarkıntılık etmiye kal- kacak çapkınlar içindi. On gün evvel elektrikle yıka- nan caddelerde dağınık kol ni- zamı yürüyen bu genç kadınlar imdi kalabalık bir meydanı ge- rler gibi kolkola yapış- mışlar, büyük hanımın eteğinin dibinden ayrılmıyorlardı. Mahalle aralarındaki — eski kahveler kaybolmamış bulun- | saydı bu gecelerde epeyce iş yaparlardı. Bunların bir kışmin- | da karagöz yeniden canlanır ve kendini memleketten p çi karan sinemadan güzel bir inti- kam alırdı. | Çöcuklar sinema artistlerinin taklidini unuturlar, yumrukları- altına koyup kol- ibi ileri geri işlete- n taklidini yapar- Elektrik, yazı, şapka, otomo- bil, radyo, telefon gibi şeylerin hiçbir şey ifade etmiyen bir ta- kım boş zevahir ve taklitlenden ibaret bulunduğunu ve hakiki medeniyet ve terakkiyi kafa ve ruhların içinde aramak lüzimge- leceğini söyliyen hükema ve ulemamız eksik değildir. Birkaç sokak fenerinin sön- mesinin hayatı âni olarak bu ka- dar gerilere atması ve ruhu bir- denbire — sendeletmesi bana © muşamba fenerin bir dersi gibi göründü. Bugünkü Progjram 8 Program, &03 Hafif müzik (Pl.) 8(15 Ajans haherleri, 6,0 Hafif mü Bik devamı (PL.), 846 Bv kadını - Konuşma. 1230 Program, 1233 Şarkilar, 12,50 Ajans haberleri, 13,05 — Halk Türküleri, 18,20 Karışık program. 18 Program, 18,08 Radyo caz ar. kestrası, 18,40 İnce sax fuslt 1915 Bavalyen parçalar (PL), 1930 A- jJans haberleri, 19445 Tek ve müşte- rek şarkılar, 20.15 Radyo gazetesi, 20,45 Müzik, 21 Müzik dinleylel is- tekleri, 21,10 Konuşma, 21,43 Rad- ye orkestrası, 22,30 Ajans haberleri, 2245 Cazbant (PL), 22.25 Kapanış. ”/ v YUNAN RADYOSUNUN TÜRKÇE NEŞRİYATI Anadolunun birçok yerlerinden Anz kara radyosunâ müracaatlar yapıla- rak Atina Ajansındaki türkçe neşris yatın oau Çeyrek geçe — olmasından Şikâyet edilmiş ve kasabalarda er « kenden yatıldığı için bunun dâha eve vel verilmeni istanmiştir. Atina A - Şansının Türkiye mümasetti bu mü- Tacaatları Atinaya bildirmiş ve saa- 'tin 845 © çevrilmesini istemiştir. A« tinanın bu talebi kabul etmesi umul- maktadır.