â—'&a TarihinEn BUyuk Âşk Romanı Yazanı NİLLÂ KUK Rukiyenin Fendi Hurremle Herkesi Yeniyor. Mümtazın Evlenmesine Ses Çıkaran Olmuyor — Delikanlı bir müddet tecessü- he galebe etti. Günün birinde Abu elinden gitti. Kıza dedi kir Sesin biraz halanın sesine l"ııııır Acaba yüzün de ben- *vor mu? evet, hayır Teydan kalmadan kızın peçesli İd Delikanlı bu saniyede d tthıı güvercin diye mukayese- Yapamadı. Kız pek güzeldi. Hrimakaya tıpkı. benzediği kıkkında Rükiye o kadar zihni- » doldurmuştu ki Hurrem bu gü Yüzün Mihrünnisanın yüzünün ÜS olduğuna derhal inandı. Ür- bir güvercin gibi çırpınan kızı arasına aldı ve kulağına e S.eni seviyorum, ölünceye hdar seveceğim. Hanım bütün gece & ı:;m kuvvetli kolları arasın: Ürtesi sabah Rukiye, güya te- Öf şeklinde dairesine döndü. fldaki manzarayı görünce kız- Ö4 göründü ve çığlığı kopardı: — Eyvahlar olsun, anneı 3 bana emanet etmişti! Şimdi ne 'tceğim ) Doğruca Cihangire koştu ve BBi oe ulaşrdı: Ş Senin oğlun Hurrem, genç Masum bir kırı baştan çıkar- iltr. Hem de benim dairem- ,._ Bu kızı delicesine seviyor. Yapacağız? kiŞ Yapacak birgey var mi? genci evlendiririz. ukın Mihrünnisanın — ha- l*“ml olduğunu duyunca genç orada aradı, buldu: Sevgili kızım, dedi, Hur- 'ı: Mürmtazın sana benzediğine N oldu. Sana yaklaşmanın bi- ';t yolu diye bu kızı sevebile demesine | 7 du. Son derecede leziz yemekler ve şaraplar hazırlar; bunların her birini beyitler okuyarak methe- |der, misafirlerine zorla tıka basa yedirirdi. Dikkat etmişti ki mide- Si bu kadar dolan adamların di-| t uyuşuyor ve en zeki adam aptallajıyor. Asaf Han az yediği için canlı kalıyor ve Cihan- | girin karşısında bütün rakiplerin- den uyanık ve zeki görünmenin | yolunu böylece buluyordu. Asaf Han, Cihangire sevgili gdevesinden —bahsettiğine — şimdi pişmandı. Cihangirin cins hay- vanlara çok merakı vardı. Deve elden gidecekti. Bu işe çare yok- tu. Deveyi sırmalı kadife örtü-| lere büründürdü ve hediye diye Cihangire yolladı. (Arkası var) Piyasada: “İhtikâr Yapanlar Fiyat mürakabe komityonu, | ihtikârla mücadele faaliyetini art. | tırmak için yeni direktifler almış- tır. Hükümet, gıda maddeleri giyim eşyan Üzerinde sebepsiz olarak yapılmakta olan fiyat yük- ni ihtikâr telâkki etmekte« İtekirlerle esaslı surette mücadele dir. Bu yolda hareket eden muh- edilecek ve halkın zarardan ko- runmasına itina olunacaktır, Pi- yasadan verilen malümata göre; yeni Ticaret Vekilimiz Mümtaz Ökmen bugünlerde İstanbula ge- lecek ve yeni teşkilâtın kurulma- ı etrafında meşgul olacaktır. Bir kıtıra tüccarlarımız, gıda madde- leri üzerinde yapılan ihtikârın bu işlerle alâkası olmıyan kimselerin fırsattan istifade ederek mal sto- ku yapmalarından ileri geldiğini Kulağımıza Çarpanlar Londra Kulesi Alman tayyarelerinin sön - günler- de Londraya karşı yaptıkları hücum- Te UAİ TERELŞ UŞA G tesi ile «Balnt * Ch * Danes h- | isezine Yenhet atır meşhür Küle, yapıldığındanbe- Fi llk defa olarak böyle bir tasrruza | UğYUyor. Sirasile Kral sarayı, kala, mahke- |me, ha İtagiiz payitahtının, —& | | | Zar akşamı geç vakit tram- vaydayım. Araba Köprüde I.m lardan boşalan halkla tik- bhm tıklim doldu. Karanlıklarda gidiy Bilmem neden bu do- gecenin ka- .dıp giden vekalara gahne blar karakteriztik &- | bidelerinden birldlr Tlk evvel, Norman Kralı <Fatih Gl- yam> tarafından 1078 de — <Whita Torver> i inşs ettirdi. Yüksek, zarif " | ve süslü kule.. Kral Bdvarın çocukları, gı n emrile bu kulede katladitdı sız Prens ve şairi eşari Dorlcan> ta- mam 25 sene bu külede mahpus kal- | dı. Sir Walter, karanlık bir hücrede 18 sene geçirdi. Kraliçe Anne Boleyn, Lady Jesne Grey ve daha birçak yük | ları İvek şahsiyetlerin xafaları burada ke- | #ildi. Bügün bile, camıslar, bu hendeklerinde kurşuna disilir. İngilir hanedanına nit mücevherat harp başlayıncıya kadar burada hıf- | zolumuyordu. 1681 de, Sir Chriptopher Wren ta. rafından yaptırılan Satnt - Cidi Dane kilisesi «Haw Courta> karşısın. da, sitenin ilerisindeki Strand şosesi- nin eri kulenin | Lese: Ay- zanı kabaran, sinirlerini " zavallı biletçinin üzerine boşaltır. | ihakkak ki Türk dumanlı Wıııvayx seviyor... Zifiri karanhk - içinde giden bu tramvayda sinir- den ever yok. Herkes rahatsızlı. in Klozofça karşılıyor ve etrafın. | dakilere candan yoldaş gözile ba. İkiyor. Ortalıkta âdeta neşeli, fe- fahlı bir hava var. Nereden geçiyoruz, nereye va- z. belli değil... Yoldaşlar- |dan rakacı biri biletçiye seslendi — Yahu, hangi istasyona va- Invurvl bağır da bilelim. Bi meğer neşeli lmiş. Her perdeden, karışık bir sesle nere- Müzı ilâna başladı. Yolcular arasından her defa- sında vesler yükseliyordu! Yaşa bel.. İriyor Bir Tramvay Yolculuğunun Hikâyesi -Bir Bayan Karanlıkta Nasıl Korku Geçirmiş Yazan: M. H. Zal Yol arkadaşlığı tamamdı. Ya- bancı yoldaşlar birbirlerine ka- çanlığa ait hikâyeler anlatıyor- ardı. * Hik¥in biri pek hoştu. Ku- lak kabarttım: Bir bayan Taksim meydanında kardeşi ile beraber tramvaydan inmiş. İki ee tramvaylardan inen halk arasın: da birbirlerini kaybelmişler. Ka dın biraz sonra kolunda bir elin temasını duymüş ve karde, kendisini tekrar bulduğuna hük- metmiş. Beraberce yürümüşler, Sıraservilerdeki — apartımanların- dan içen girince bir de kadın ne görsün, yanındaki adam karde: gi değil... Yüz vermiş görünme- mek için yabancının yüzüne pek bakmamış. Fokat vaziyete nor mal bir hal vermek de lâzım.. Bunun için işi güya © yaban karanlıkta kalmış bir kadına ne- zaket dolayısile yardım etmiş gi İbi göstererek biraz soğukça: Teşekkür ederim, Allaha ismarladık, demiş. Merdivenli çıkmıya başlamış. Yabancı da RESİMLE ADOLF H TLER'ın Hayatı Jarkasından... Ortada da kimse- ler yok. Kadıncağız ne yapsın? | Birinci " kattaki apartımanına İçirmemiş. Çünkü arkasındaki ya- |bancı yüzündi rezalet çıki İcak. Bunun için yukarı ka ran emekli bir gener çalmıya, eğer yabancı — arsızlık ederse ona işi anlatmıya karar | vermiş. Birinci katta yabancıya bir daha — Teşekkür ederim, Allaha ısmarladık, demiş. amma aldıran kirm? Yabancı hâlâ arkasından çıkıyor... Nihayet fena hiddetlen- miş, ikinci katta yabancıya dön- üş ve çıkış zinı aç- | mış. Bir de yabancının yüzüne dikkatle bakınca ne görsün? Ay- ni evin üçüncü katında oturan| İnilece tanıdığı, çok terbiyeli bir ir memlekelin baş a otu- | kapısını | Meğer başkonsalor. tamvay- dan inerken selâmlaştığı komşu- sunu karanlıkta yalnız. görünce nezaket olsun diye kolundan tu- tarak eve kadar götürmüş Hakikat belli olunca kadınca- fız geçirdiği korkudan sonra kah kahayı basmış, komşusuna yan- lışlığı anlatarak özür dilemiş. Ra- hat rahat apartımanına inmiş. ÜNDEN — GÜNE Beşinci Kolun Prensipleri Yazan: ÜÇ YILDIZ eşinci kol diyip de geç Miyelim, O bir nevi elojisi Ve insan ruhunun tetki- kinden çıkma muayyen pren- sipleri olan âdeta ilmi bir toşek- küldür. Gayesi bizim türkçeye ekaleyi içinden fethetmeks tü- birimizle tercüme edilebilir. Nazi liderlerinin ksamen ken- di sözlerinden, kısmen sonra- dan kendilerini terketmiş arka- daşlarının — ifşaatlarından anla- şıldığına ve gimdiye kadar muh- telif memleketlerde gördüğü- müz tatbik zararlarından istid- lâl edildiğine göre bu prensip: leri şöyle bir sıraya koymak mürakündür. | — Bir memleket ne kadar cesur oluran olaun içinde bazı vesveseliler bulun- ması Bunları usukce ve meharetle kulaklarına fsıl- danan haberler ve mühlemel düşmanın kudret ve azametine dâir masallarla dehşete getire- bilirseniz istikbal sizindir. Bu insanlardaki panik bir nevroz halinde gittikçe etrafa yayılır ve memleketin müdafaa kabi- hiç olmazsa kasmen fel: ce uğratır, 2 Yine her memlekette doğuştan bedbin olanlar, hiçbir şeyden memnun olmiyan hoş- nutsuzlar vardır. Bunları keşbe- dip üzerlerinde bir parça işle- menin yolunu bulursaraz farkın: da olmadan sizin en yi ajanla- riniz. olurlar, 3 — İçinde pasa ve mevlr hirsile yanan bedbahtlar bulun miyan toprak var imidür? Bun ları istikbale ait vaadlerle ka: zanmak ve ufak telek avanslar- İa evvelden temin etmek çok faydalıdır. * — «Allahın hakkını Alla- ha, kayserinkini kayserer diyen memleketlerde Allaha ayrılan takkı hiçbir zaman bulmu: yen ve gözlerini biran gökten yere indirmiye — razı olamıyan müfrit müteassıplar vardır. Bu insanlarla konuşmayı bilirseniz kendi idare ve rejimlerini bür- ide- korkaklar zaruri Ne dersin? İiddia — ediyorlar. Manifaturacı. Tünnisa derin derin içini çayeı, hırdavatçı olan bazı tücca- Evet, kendisile Hurrem (şm zahire satım alarak sökladık- da bundan başka yolda bir |ları da söyleniyor. Bu iddianın Şölnlık olamazdı. Cihangire kar- / alâkadar makamlarca - tesbitine bütün gözlerinden düşürmek değilse bile ona olan bağtılık- larını hayliden hayliye gevşete- bilirsiniz. Dini ayrı olmakla be- Bti Şn Hitlerizm — hareketinin beşiği, Münih birahanesinin işte bu küşesidir. Hitler Gamati haçir inc At Bu gördüğünüz Almanca ol Hdmr 4 2 man bayrağı 1920 şubat 1980 de Münihte Hofbroy bira- 24 “Llıbuım derinliklerinde de sa- kalabilmenin yolu dlabilirdi. Bu düşünceler üze- İster istemez kararını verdi — Öyle ise evlensinler. __'M iye tekrar Cihangire koş- « “Maf Hana bir mektup yazdır- lı—_ Cihangirer «Senin gözünün iııu senden isliydrum> di- 'hı' Han mektubu alınca ha- İtna kızı Mümtaz gelmedi. Gö; #tün bebeği gibi kıymet verdi- tins devesini düşündü. Hazine L':ım bu deveyi iki sene evvel İran kervanından satın almış- zaman devenin yavrusu ve yoktu. Bir müddet deveye de dört ölçü inek sütü, beş Wi buğday, bir ölçü ham şeker M bir ölçü kepek verildi. Bir İdet sonra deve yavruladı ve derecede leziz bir vüt verdi. hç7 Han ber gün bu sötün bir Zlğını Cihangire gönderiyordu. tt onun #şbalde kalmak Ve Bölnlerini körletmek için kullan- G easıta da, hep yıdlrıııkr..;ıçın n Zincirler arasında insanlar... den firar... Balta girmemiş MAHKÜMLAR GEMİSİ yük Aşk ve Macera Filmi Baş Rollerde: GLARK GABLE ** SARAY sirenannda Bü Bu perşembe akşamı 'alan yaratan, İstiklâl TÜRKÇE Para ve Makam Hırsıyle Çevrilen Entrikalar... Tüyler Ürpertici Paolalar... Sinirleri Alevleyocek Seryüzeştler... ranma TAKSİM v kurtaran, ülkeler fetheden bir kahramanın destanı VATAN FEDAİSİ başlanmıştır. — Ticaret odasında yapılan görüşmeler neticesinde bu işin önlenmesi için yeni karar- lar verilmiştir. Bu kararlara gö- ret Kendi meslek sahalarına gir miyen ticaret eşyası ve yiyecek maddelerini toplıyarak stok ya- pan kimseler, ellerinde bulunan stokların ci durdukları anbar veya depoları- ni birer beyanname ile bıldıımi— ye mecburdurlar. Hükümet, bu mecburiyeti yap- | miyanları ağır cezalara çarptıra- caktır. Gıda maddelerinin aran- | dığı vakit kolayca bulunabilme- &İ için tevzi işine ehemmiyet ve- vilmektedir. Bu maksatla şehrin muhtelif semtlerinde gıda mad- deşi merkezlerinin kurulması dü: şünülmektedir. Löstik ve yedek fiyatları —« |Nakil vaşıtalarının İâstik ve ye- dek parçalarısa yüzde on nisbor tinde zam kabel edildiği halde piyasada yüzde yirmiden fazla |tereffü olduğu görülmüş ve bu yolmuzluklurın Gönüne geçilmesi Cehennem: ormana doğru... Ölüm... | | ANCRAWFORD Mr. MOTTO SÖZLÜ tanışıyor. Ondan iki şey ulıyor. Bir defa — meşhur biyiğinin — şeklini, — sonra milli soryalizm hakkında- ki fikirlerinin esasını. Çocuk şuhiyatının © kadar Yünç, kemik ve kendilerine K'tl vı şetkat toplayan halleri ve öyle mâ- sum tecellileri vardır ki, - hakiki ol- mak şartile » bunlar Üç beş ciltte bir araya toplansalar, kimbilir bu gizli #lemin büyüklere daha ne kadar hay- retler verecek palkolojik şaheserleri meydanu Çıkacak ve bunlar — çocuk terbiyesile uğraşanlar için ne değer- Ni birer hayat esrarı hazinesi olacak- dardır. Zaten İnsanlar; Yapmacık, eğreti, gayri tabi! ve Zoraki üzentili yellar- dan uzaklaştıkça ve (hakikat - tabi- mt) ile ciddi ve Samimi bir Furatte meşgul oldukça Möçhüller diyarınır. smırları da o nisbette daralmış ola- caktır. Üç ile beş arasr Üç erkek kardeş idik, Anamız babamız bir olduğu hal: de haylarımız bir türlü uygün — git- | azdi. Babamız bizi © kadar çok ge- verdi ki, banmarşenin kıymetli oyun- caklarını bile bize taşır ve biz de bi. raz oynadıktan sonra - içinden ne çır kacak - Giye bunları kırardık. Üç kız kardeşimle ölmüş diye bizi - şimdiki Amerikan tarbiye sistemi gibi » çok bol ve hesapayn bir hürriyet — havası içinde büyütmüşlerdi. Babamin gece ve gündüs beynile çalışan serbost meslak erbabındanı Kırk beş sene evvel — Abdtllihamidin CASus ve hafiyelerinin büyük sehirler de pek işmeng sürüp giden — takipler rindes birss olcun kurtulmak Ve sih. mini dinlendirmek için her yaz Boğu- ziçine veya Heybeliye giderdik. Üç beş sene kadar da yazlı ve kış. ir Anadoluhlsarında oturmuş İdik. Bu evde bazı günler 6 derece yaramaz. Hüt ederdik ki, mahalle halkı bize Bizli gizli muttası! gülerlerdi. Adı Hisarda (yüzlüler) diye adımız çık- hanesinde Dr. Disgielderin verdiği bir kon- feraasa halkı davet içindir. O zaman tanın- bir adam olan Hitlerin adı. iânda zikredilmemiştir. fakat Hitler ikk — nutkumu bu toplantıda söylemiştir. Dr. Dingtelderin konferansından sonra mülli sosyalizmin 25 maddeli programını okumuştur. senesinde çekilmiştir. Ok- burada © zamandanberi Münih — birabanesindeki toplanlılar aa'ane halini almıştır. Bizi evda hiç Ximse dövmezdi. Bü- yüyünce bunun sebebinin: Bizden ev- vel Üç kız kardeşimizin ölümleri acı- amdan ileri geldiğini — süylemişlerdi. Şeki) ve aöz ve edü itibarile kardeş- lerimin en kamik — yaratılışlısı dim Babamız çok asll ve kibar ruhlu yüksek viodanlı ve tarihi bir ailenin Oğlu Ki Bühassa Yıldız baykuşunun milletimize yaptığı büyük Cenalıkla- rin iztirabi. kalbinde her an iaşır ve biraz da evhamlanırdı. — Ellerindeki dölü dolü mendiller Ne her akşam sokak kapısından içeri girer girmez (Çocuklar nerede) diye hemen bizi sorardı. | Alle arasında Üçümlüze de birer i- | sim takılmıştı. Ağabeyimi (meraklı) beni (Abullabut) ve en gökimiz küçü- ğü de (Gipik) diye çağırırlardı. Ağa- beyim birar saf olmakla berabar ha- ni çok kıskanır ve iradesini kaybede- tek belli de edardi. Babamız bir akşam yorgun angın eve gelmiş ve yukarı gotada sofra kurulurkan bi önüne diz çoktürmüş beni tuhaf tuha£ söyletmek için kur- calayıp dürmüş ve kumral pos bi- yıklarını büke büke: — By söyle bakalım oğlum Nedim buzün mahallede neler yaptınız. ne- ter oldu? Diye sörüverince ben ilk susl te yeccühünün verdiği müzumanş ve yüksek bir sevinç icindei Un.. Baba bugün burada ka Derken, babam; büyük ve — sun'l bir telâş içinde: — Ya,. Öyle mi oğlum ayı gok büyük müydü ?. | diye beni söyletmek islerken kı - vırcık saçlarımla göya ben çok mü- hüm bir haber veriyormuşum gebi: Çocuklııgumun Bir Sahnesi dinlemekte olan ağabeyim de bu ba- ba teveccühünden büsbütün galeya- na gelerek güye terbiyesizliğimi taa- | hih edip yaranmak ümidile ve hal- buki bu komik sahneye bilmiyerek, ben- tüy Giktp tamamlamak suretile, sağ elinin bütün hızil, — Çüş ulan eşçek oğlu eşgek ba- buya ayı denir mi? Diye yüzüme yapıştırıverince bü- tün ev halkının hasır gibi yerlere se rildiklerinin hatırasını biz büyüyünce anlatıp dururlardı. Nedim TURAN & Program, (PL.), BAB Ajans haberleri, 5,30 Mü- zik programının devamı (PL), 3,45 Ev kadmı - Yemek listeni 1220 Program, 1243 Karışık tür- Kü ve şarkılar (PL), 22530 Ajana ha. berleri, 1305 Karışık türkü ve şar- kılar programının devamr (Pİ.) 13,20 müsiği| (P 1880 Konuşma, 1646 Müstk: Çiftçinin saati, 19 Temsil 1930 A- Şans haberleri, 1945 — Fasıl heyeti 2015 Radyo güzetesi 20465 - Kiâstik program, 21,90 Konuşma 31445 Rad- yo salor orkestrası, 22,30 Ajans ha- berleri, 22,45 Radyo Raloa orkentrası prOETAmImIN devamı, 33 Dana müziği KOMEDİ KISMINDA 1 — Konuşma muharrir — Nüsret Bafa Jübileyi açış. 3 — Çardaş opereti Cemal Sahir gahnede. Şehir Biyatresu — artiştleri Bayan Nuvart, Şevkiye, 3 — Konser, BU AKŞAM ŞEHİR TIYATROSU | maştı, Wele ben köpak yavrularını ipı li sepetle pancereden çektiğimi ve te- miz göğüslüğüm şakır şakır dut su- larile bulanmış bir halde düt ağsem dan zorla indirildiğimi ve bir gün tay| zemden bir tokat yiyip bayıklığımsı hunutamam. — Nah baba ayı kocuman işte be- | RİN Kadar vardı!. Demekliğim ürerine göraki — sıfiri tüketen ev halkı gülmemek için ve kendimizi tutalım derlerken şol ta- tafında benj derin bir kıskançlıkla 4 — Tarlakuşu Cemai Sahir, İrma 'Toto, Mehmet İtrahim. 8 — Naşit (Şahnede) Nasreddin Boca bütün kumpanyası Naşit Afacan Çoruk Her tarala etebüs vardır. Soldan Sağaı 1 — Şark vilâyetle- rinden biri 2 — Haki bir silâh - Kay- met - Şart edetı 3 — Lüsumu olan - İnce değil 4 — Bmnreden - Verecek 5 — On para & — Uğuştur - Oyunda | 7 — Mah - Aptal - Güzel kokülü bir nebat 9 — Söz - Bir uzvumuz 10 — Aydın- lk - Cüs't 11 — Sonuna () ilâve e- Kİ |dince #maklık münasma gelir - Sa nat * ça aşağıyaı 1 — Doalaşık Yerine koyme - Mattalıklara 3 , 808 Hafif program | G4 İç . ıo—.nwıı Erol 11 — İraktı » Te- Yılınıhı Aşağıya: 1 — Aka - Lâ kırdı 2 — Tank - Dar - Bir 3 — Ar- | — Küp - Hnak - Udscy 10 — Radife - Hor 11— Bile, raber her gece radyosunda si- zin dininize ait duaları en mü- esir bir ahenkle okuyan bir devlete gönül bağlamamak ka- bil midir? Bu duaların ahengi: le yumuşamış ve hararetlenmiş kalbe sizin o ecnebinin güzel niyetlerine dair vereceğiniz te- minatı birleştirmek çocuk oyun- cağıdır. 5 — Yine her memlekette iyi ile mümkün ve kabili tatbik olanı ayırd edemiyen, hiçhir te- rakkiyi vatanları için kâfi miyen; hiçbir pürüze tabamımül edemiyen saf idealistler varı Bu bilhasa genç unsur haya tın kendi maya ve hamurunda olan elemin çarı ecnebi ideolojilerde tahayyül etmiye mütemayildir. — Biraz — gayret ederseniz bu sımfa kendi ide- elojinizi kolayca telkin eder ve © memlekete karşı kullanaca: ğiniz ordünün an ateşli ve sa- dık saflarını şimdiden temin et- miş olursunuz. Birkaçını saydığımız bu pren: siplerden hangilerini nerelerde ve maslesef ne kadar muvaffa. kıyetle tatbik ettiklerini misalle- rile gördük. Görülüyor ki beşinci kolla mücadele yalnız gökten inecek paraşütçüleri tarassutla başan- lacak bir iş değildir. BORSA 2 BİRİNCİKANU | 1840 ESHAM ve TAHVİLAT Üzerine muamı Abone Ücreti Türkiye dahilinde: Beşalik Garük Saylık — Aylık 1400 760 400 100 kuruş Hariç memleketler: Benelik — Guyük — Saylık — Aylık z100 M0 — BS00Kr. yoktur ETTERGAÜRASLN ASA KT ase OLATA AM