Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
l 7 11 - 940 ——7 5 SİYASİTİ iİCMAL Benim Görüşümle: Bir Kalın Cildin Birkaç Sahifesine Dair Üstad — İsmail Habip VATAN Üsküdar Ginayetinin Farınlarda 5 Günlük Her Şehirde Büyük cidden | nakleden babam Hasan Sırrı Bey YUNANLILAR h buyuk v; ıîıerı'n mevzu!IarBseçdmfe- mcLhum olduğu halde, İsmail Faiıi Yakaıa"dı sığnakıar Ya Iıacak sini ne kadar seviyor! Bu defa | Habip kendisinden ancak «ilk p Ori i da 757 sahifeye baliğ bulunan |tam tercü in H. Sırrı Beyin | - : a U B l d ı k a Gorı eĞ bir kalın cilt neşretmiş, ve bu- xVen;drîlılr:ıî:?:?oIduğu ::zılnî:lı: | n u un uru aca _İstın.bul gö Kummı.ı a k y Onun (Avrupa edebiyatı ve biz - | ta, fakat bu sonuncunun tabı ta- îc:l Rıza, ılıtın::lîm;hkid": Çevirmişler en mevzular a yeni | GCarpten tercümeler) isimli ve iki ciltlik bir eserin birinci kısmı ol- rihi bildirilmemektedir» tarzında . e b Pat bindökiyee. Hatbükis'öu. teri Fırınlardan Başka Değirmenlerde de Un |airektifler almak üzere Ankara- Yazan: M. H ZAL duğunu haber veriyor. demede kitabın (Yunan vilâye- tinden başlıyarak örta zaman hı- / fr d ristiyanlığında yapıp islâm medeniyetinde uzun- ca helezonlar çevirdikten sonra | ğu zaman, sayın İbrahim Necmi _Rönesansdan bugüne kadar Av- rupa ile bizi göstermiye çalışan bir çizgi) olduğu tır. Bu çizginin noktaları olarak kısa bir Mukad- zikzak anlatılmakta- Bgösterilen (muasır edebiyatımız- ooda garp tesirleri) diye açılacak faslın ne kadar emek istediğini Ve garp edebiyatlarile de ne cid- di bir teveggül icap ettirdiğini takdir edebildiğim için, doğrusu — Üstadın cesaretine hayran oldum. Bu birinci cilt elime yeni geçtiği — cihetle şimdiki halde okuyabil- diğim kısmı, en çok şahsi bir alâ- kadan dolayı Schakespeare'e ait sahifeler oldu. Hayli uzun ve ba- zı haşviyatı da muhtevi olan bu sayfalarda İngiliz dâhisinin ter- cümei hal ve sanatı hakkında malümat verilip birkaç eseri de tahlil edildikten sonra, bizde on- dan tercüme edilmiş eserlerin listesi gösteriliyor. Beni müelli- fin tetkiklerindeki sabır ve mu- — yaffakiyet derecesi hususunda tereddüde düşüren şey ise, keyfi- yet cihan edebiyatının belki en büyük — çehresine taallük — ettiği halde, bu listenin noksan bulu- nuşudur, Seheakespeare'in ilk sa- 2ih mütercimi, (Venedik Taciri) | şserini tam bir şekilde ve doğru- dan doğruya aslından lisanımıza cümenin nüshaları ender ise de mevcuttur. Nitekim ayni piyesin d ğ Şük- rü tarafından yapılmış tercüme- sini Darülbedayi sahneye koydu- “Mill'ryet» de yazdığı bir maka- lede bunun çetin diline itiraz ede- rek her iki tercümeden satırlar almış ve aradan kırk seneyi mü- tecaviz zaman geçmiş olmasına rağmen Sırrı Beyin çok daha sa- nu tebarüz ettirmişti. Fakat Sırrı Beyin — (Venedik Taciri) nden çok sonra neştedi- len bir de The Comedie of errors tercümesi vardır ki, İsmail Ha- bibin kitabında mesmuat şeklin- de bile yer alamamış, Bu tercü- me Ebuzziya Tevfik merhumun küçük eb'addaki meşhur külliya- tı sırasında çıkmış, ve istitraden söyliyeyim ki neşriyatında daima vasını güden bu zatın ısrarına mağlüp olup babam serlevha ol- mak üzere aslına pek de sadık olmıyan terkipli bir ismi, (Mud- hikei sehviyat) sözlerini kabule mecbur kalmıştır. Ve kitabının davalarından biri bibliyoğrafya- da ihtısası icap ettirdiği için, İs- mail Habibin bu meşhur külli- yatı bilmeyişi beni doğrusu hay- Eserin sahifelerini karıştırmıya belki yakında avdet ederim. NAHİD SIRRI — bıda Maddelerine Narh Konülacak Ankara, 6 (Telefonla) — İk- ısat Vekâleti muhtelif mıntaka- arda istihlâk edilen gıda mad- lelerinin cinsini tesbit etmek h K Polisin Falına Bakan Falcı Asliye sekizinci ceza hâkimi bir polisin falına bakarken cür- mü meşhud halinde yakalanan madam Sofiyanın — duruşmasına » ,ı D Suçlu n isti. Hâdi- bulun- Bu etüdler sonunda 3 mınta- seyi tesbit eden polislerle, hâdi- seye sahne olan Tepebaşı Meşru- kada satfedilen gıda ddel — rine ait asgari fiyat bulunacak ve bu maddelerin toptan ve pera- — kende fiyatlarına t narh h:ıngk- tiyet caddesinde 195 numaralı Güven pastahanesinin sahibi Av- ram şahit olarak dinlendiler. İddia şudur: Moasl: &Hy. ; 5 P | de ve temiz bir ifadesi olduğu- kendi zevkini hâkim kılmak da- | Maktal: KEMAL — Katil: ŞADAN Arife günü akşamı Üsküdarda Selâmsız caddesinde bakkal Ke- mal meçhul bir şahıs tarafın öl- dürülmüştü. Zabıta hiçbir ipucu olmıyan bu esrarengiz cinayetin failini de meydana çıkarmış ve katil yakalanmıştır. Katil hırsız- lıktan birçok sabıkası olan Şa- dan adında biridir. Şadan evvelâ inkâr yoluna sapmış ve nihayet suçunu itiraf etmiştir: &— Parasız kalmıştım. Kema- lin dükkânının kepenklerini ara- lhk gördüm. Dükkânda kimse yoktu. İçeri girdim ve çekmeceyi açtığım sırada Kemal içeri girdi, beni görünce üzerime hücum etti. |Elime geçirdiğim dirhemi kafa- sına indirince yere düştü, sonra da başına birkaç defa vurdum, çekmeceden on para bile alma- dan dışarı çıktım ve dükkânın kepenklerini kapadıktan sonra kaçtım, demiştir. Şadan adliyeye teslim edilmiş- tir. Gümrüklerdeki Malların Çıkarılmasına Devam Ediliyor Gümrüklerdeki —mallar pey- derpey çekilmektedir. Formalite noksanlarını ikmal eden tüccar- Stokları Vücude Getirilecek Ekmekçiler cemiyeti idare he- yeti dün öğleden sonra Belediye- de toplanmıştır. Belediye İktısat müdürü Saffetin riyaset ettiği bu Toprak Mahsulleri Ofisi fırın ve değirmenlerde muayyen bir ya gitmişti. Yeni direktifler ara- sında henüz askerlik çağına gel- miş orta mektep ve yaşları mü- said olan ilk mektep talebesi ta- rafından pasif korunma taburla- stok bulunmasını temin için $e-|rı teşkili işi de vardır. Köylerde hir için kte olduğu buğday | de hava müdafaaları için esaslı ik he et toplantıda fırınlarda bulund lacak olan stok unlar hakkında görüşülmüştür. — Verilen karara göre bügünden itibaren her fırın sahibi fırınında en az beş gün- lük stok un bulunduracaktır. De- girmenlerde bulundurulması icap eden buğday stokları hakkında da yakında görüşülecektir. Diğer t:;ıftın değinmenler de yalnız şehrin günlük ve stok un- larını işliyecek ve diğer piyasalar ve ehemmiyetli tedbirler alına- caktır. Ankaradan gelen haberlere göre, büyük şehirlerde umumi için çalışmıyacaklardır. Bu suret- le evvelce kararlaştırılıp mevru- datın azalması vesair sebeple tat- bik edilmiyen 15 günlük un sto- ku işi de temin edilmiş olacaktır. ihtiyaçları karşılıyacak miktarda sığınaklar yapılacaktır. Beledi kadar iyi, o kadar tatlı ki insan birdenbire inan” mıya cesaret edemiyor. Yunan” lılar Göriceyi çevirmişler v&? almışlar, bütün cephede ileri diyorlarmış... Askerlikçe falan yeri almâ” nın, şu kadar ileri gitmenin yük bir mânâsı yok. Bazan plâf dairesinde bir geri çekilme, ileri hareketten daha iyi bili ler hususi sığınakları da esaslı bir sürette tetkik edeceklerdir. Umu- mi sığınakların temini için büyük Sis Yüzünden Vapür Seferleri Güçlükle Yapıldı Dün sabah İstanbul Şairi Âzamın Eserlerine Kıymet Konülüyor şair Abdülhak Hâ- Marb kesif bir sis tabakası kaplamış- ır. Sis bilhassa Haliç, Köprü ve limanın iç kısımlarında çok kesif olduğundan vapurlar seferlerini Sis saat ona kadar devam Ti miş ve bu müddet zarfında şehir dahilinde — vesaiti nakliye bile güçlükle işliyebilmiştir. SAA L Yardım Beyannameleri Asker ailelerine dim işine ait bey yıpıl?cak | midin yegâne vârisi kızı ve sada- Pa ö Bo e şehirlerin Belediyelerine yardım- lar yapılması esas itibarile kabul edilmiştir. Köylere Noksan Ekmek Gönderiliyor Kartal kazası ile Kısıklı nahi- yesine bağlı olan ve fırınları bu- lİunmıyan köylerin ekmeği Kadı- köy ve Üsküdar fırınlarından te- min edilmektedir. Bu ekmekler ret refikası Emine Hâmid tarafın- Madam Lüsiyen açılan vasiyetname iptali dava- sına asliye üçüncü hukuk mah- kemesinde devam edilmiştir. Da- vacıyı avukat Ahmet Nur temsil Davanın mevzuu şu- dan ediyordu. duür: Şairi âzam v dördüncü noter davet ederek vasiyetini dikte ve tescil ötedenberi ekseriyetle geceleri veya sabaha karşı gönderilmek- tedir. Sevk zamanları esnasında mahalli belediye zabıtalarının faaliyette bulunamadığını gören fırıncılar, çıkardıkları hamur ve noksan ekmekleri bu köylere sürmektedirler. Bunu haber alan Üsküdar ve Kadıköy belediyele- rinin harekete geçtikleri öğrenil- miştir. aleyhine f K Mitat evvel Cemali Bu vasiy e. ye göre, intişar etmiş ve etmemiş M | Esnaf Cemiyetleri âeherler hazırlanarak Belediye lar mallarını hiçbir ma- ruz kalmaksızın çıkarabilmek- tedirler. Bugüne kadar çıkmıyan mal- lar arasında çok miktarda selvolu mensucat vardır. Bilindiği veçhile bu gibi men- sucat daha ziyade odunla yapıl- miş mensucattır. Bundan evvelki kararname ile bu gibi pamuklu- lar 96 25 - 30 odun ihtiva eder- se ithal olunabiliyordu. Fakat lı'alen gümrük antrepo- K OA : caktır. Konul | fazlasına satış yapanlar milli ko- | bi Yunma kanununun emrettiği şe- kilde cezalandırılacaklardır. Ve- kâlet bu işin bir an evvel biti- tilmesini alâkadarlara emretmiş- tir. Bandırma Postası Bir Saat Evvel Kalkmış Pazar günü İzmir, Balıkesir ve oturan bir polis memuruna ya- naşarak: demiş ve para aldıktan sonra da dizine iskambilleri açarak işe tııılımıştır. İşte bu sırada da ya- Bi N C» ıştır. Suçlu mMü- dafaa ederken: — Ben açım, kendim de fala i Fakat İstanbulda saf- dil adamlar çoktur. Safsata söy- liyerek onlardan para alır, geçi- nirim demiştir. Muhakeme suç- lunun zorla getirilmesi için talik edilmiştir. tatuldu — &N civarı yol trenle Band İ Oya geldikleri vakit «Bursa» va- Polıste.' F z MK ŞNK | el | DU aA p l P keş ve . dir. Zabıta Loncada Hayatiye ve Edirne- © Vapur mutad seferini gece kapıda danacı Süleymana ait evler- O ğsaat 11 de yapması lâzımken bir “saat evvel hareket etmiştir. | vazır VASATİ EZANİ GÜNEŞ : 6,37 1,37 B | öcLe : 11,58 6,57 ) (kinDdi: 14,42 9,42 Ü | Akşam: 17,00 — 12,00 B yarsı : 18,34 1,38 İMSÂK : 457T 1155 O geceyi otel, ve kahvehane- de iki esrar tekkesi meydana çıkar- mıştır. Bu evlerde içlerinde bir de kadın bulunan 5 esrarkeş yakalan- mışlardır. Bunlardan başka şehrin — Ben gayet iyi fala bakarım | bu i cat 96 30 dan fazla odunu ihtiva etmektedir. Alâkadarlar odunla pamuk arasında hiçbir fark olmadığ hesap işlerinden muhasebe şu- Hleseri Te yi MA Bşii B BT M meye göre vergi tarhına yakında başlanacaktır. Müteferrik: Dairelerde stajiyer daktilo kulla- nılmıyacak — Mükerrer tebliğata rağmen bazı dairelerin hâlA stajiyer daktilo kullanmakta oldukları anla- şılmış ve ili inin kesil- bütün ki Madam Lüsiyene Kızı Emine Hâmidi mirasından mahrum etmiştir. Şairi âzam bu vasiyetnamesinde vücudünün yı- kanmadan gömülmesini, mezarı- ı D | ğ ti kokkn | Askerlerimize Kışlık Eşya Verecekler Bazı esnaf cemiyetleri, bütçe- lerinde bulunan muhtelif mera- sim masraflarını kâmilen asker l | ve subaylarımıza kış hediyeleri nin ehemmiyetle zikretmiştir. bütün mirasın Ma- dam Düsiyene bırakılmasını kas bulduğu için bu vasiyet- Davacı mesi için bu dalrelere son bir tebliğ yapılmıştır. Büna aykırı hareket e- den daire şefleri hakkında müuamele yapılacaktır. Yeşilköy fakirler yurdu açıldı — Fakir çocukları kurtarma yurdu o- Jarak üzere — beledi edilen binanın ikisinin de Sellulosdan ibaret ol- duğunu iddia etmektedirler. Hükümet evvelce bu gibi em- tia hakkında 90 25 - 30 gibi bir miktar kabul ettiğinden şimdi 9o 30 u aşan miktar için de bir ka- rar alması icap ediyor. Vekiller heyetinden — çıkacak olan bu kararnameden sonra bu mallar da derhal piyasaya çıka- rılabileceklerdir. Yeşi noksanları ikmal edilmiştir. Mezkür binaya nakledilmiş olan yurt talebe- si dünden itibaren derslerine başla- mışlardır. namenin — bozulmasını istiyor. Mahkeme Abdülhak Hâmidin eserlerine kıymet biçilmesi için Profesör Ali Nihad, Ahmet Ham. di ve Selim Nüzhetten müteşek- kil üç kişilik bir vukuf heyeti seç- miştir. Heyet toplanmış ve tet- kikatını da yapmıştır. Raporunu verdikten sonra muhakemeye de- vam edilecektir. telkin veri tedarikine hasretmek kararını vermiş ve faaliyete geçmişlerdir. Kunduracı, terzi ve dokumacı ce- miyetleri de evvelki gün bu faa- liyete iştirak kararını vermişler ve bu işle meşgul olmak üzere bir heyet seçmişlerdir. Adliyede: Bir Derici Çırağı Tevkif Edildi — Alemdarda derici İ uşağı Hüseyinin son zamanlarda fazla mas raf etmiye, Beyoğlu âlemleri yapmı- ya başladığı nazarı dikkati celbet- miştir. Bilâhare Hüseyinin her gün dükkândan deri çalarak, ayakkabı 'a e Dost İranda Cümhuriyet Bayramımız Kutlandı Majeste Alâ Hazreti Hümayun irair Rıza Şah Pehlevi Maarifte: İki ktebi baal gibi yüksek ve değerli bir hüküm- dar tarafından Idare edilmekte o- lan dostumuz ve müttefikimiz ve İran devletinin sayın halkı Cüm- cak — İstanbul maarif idaresi Be- yoğlu mmntakasındaki yirmi beşinci ve kırk yedinci ilk mektep binaları- nım tamirine karar vermiştir. Malze- mesi ikmal edildikten sonra tedrisa- , teniliyor. ç TAKVİM |7 İkinciteşrin 1940 PERŞEMBE YIL: 1940 - AY: 11 - GÜN: 812 | RUMt: 1856 — 1 inciteşrin: 28 | | micpt: 1859 — ŞEVVAL : 17 gün | lıklara büründü. Alâkadarlara müra- O baat ettik. Şikâyet ve talebimize, ga- zın pahalı bulunduğu cevabı verildi..» Deniliyor ve keyfiyetten Valimiz “Lüatfi Kırdarın haberdar edilmesi is- lerde geçiren yolcular ertesi gün | muhtelif semtlerinde 7 eroinci yaka-| ta halel vermiyecek şekilde tamir işi- — saat 4 de gelen NM kaz vapu- verilmiş ne ktır. Ükile İstanbul lebilmişlerdir, ğ n ——— - T pek oldum Buraya Bgirdiğ anda nazarı Sade zarafetiniz. içinde ne kadar muhteşemsiniz! iy on yedinci yıldönü- mü bayramını yurtlarının her kö- şesinde büyük tezahürlerle kutla- . Asil dost ve müttefi- kimizin bu münasebetle Türkiye- ye karşı gösterdiği derin alâka yurdumuzun her tarafında takdir- le karşılanmıştır. ı d Kozmopeolitler yaptırdığı ve üçer buçuk liraya sat- tığı anlaşılmıştır. Sultanahmet — bi- Belediyede: y W ka- zananlar — Belediye tarafından açı- lan müuhasebe kurslarında muvaffak olanlara önümüzdeki salı günü diplo- ma> verilecektir. Kursa devam eden kırk kişiden otuz beşi muvaffak ol- muştur. Kısıklıda amele yatakhanesi — Üsküdar belediyesi Kısıklıdaki temiz lik işleri binasını tamire karar ver- miştir. Bu tamirle birlikte binanın yanımna ameleye mahsus bir yatak- rinci sulh ceza hâkimi, Hüseyinin sor güsunu yaptı. Suçlu diyordu ki: — Gencim. Zengin çocukların Be- yoğlu barlarında yaşayışlarına im- rendim, ben de deri çaldım ve ayak- kabı yaptırdım. Paralarile beş on gün eğlendim. Fakat burnumdan gel- di. Hâkim Hüseyini tevkif etti. Şeker Şirketinin Davası — Hazine tarafından Şeker Şirketi aleyhine a- çılan 800 bin liralık dava son saf- haya girmiştir. Asliye ikinci ticaret mahkemesi şirketin defterlerini, bir hane ile bir de kantin binası yapıla- caktır. ehli vukufa tetkik ettirmektedir. Ra- ait projeler mıştır. por verilir verilmez davaya devam e- dilecektir. mek bahtiyarlığına mazhar olsun. — Prensle teşerrüf etmiş bulı — Estağfirullah. Kat'iyyen hakikati, mutlak hakikati — Şimdi kendisine işaret ettiğim delikanlı - oğlumdur. Müsaadenizle kendisini takdim edeyim de sizirle dans et- Enise hanım eski Yunan heykellerindeki delikanlı başla- rına benziyen çok kısa saçlı ve biraz ufek başını hafifçe mıştı. Ve zavallı genç tepeden seyrelmiye başlıyan briyan- hetle de, kalkıp gitmek söylüyorum. tinli saçları, P yüzü ve Caz susmuş, lâkin çiftler dağılmıyarak ortada alkışa de- fazla belini Ş frakı ile bu vam ettikleri için yeniden başlamıştı. Prenses Müzeyyen gece öyle ve buluy ki, gördüğü Han di bu çiftler da Cevadı görüp AaKfa “Tekla NC Sate, bir işaret sonra dedi ki: ki, Prensesin bir gün kocası değilse bile hiç olmazsa sev- gilisi olmrya kendince kat'i bir lüzum hissediyordu. Bu ci- — Bilmem, kime tesadüf buyurdunuz ? — Hangi tesadüf beni bu derecede heyecanlandırabilir ? İskemlede oturan, hattâ kendisine bir koltuğa celer Fakat Arnavutluk cephesif” deki vaziyet, pek de öyle plâf' h ricatlere benzemiyor. çok ümid verici bir hava var- Doğrusunu söylemek lâzım” gelirse küçük Yunanistan kocü” man İtalyaya meydan okuyunc ve; “eYurdumu ve istiklili vermem. Dövüşürüm> deyintt herkes hayranlık duydu, fık" Yunanistanın az zamanda mesini bekledi. Yunanlıları? kendileri de hulyaya kapılm!” yorlardı. İlk hamlede hüküm süren duygular şöyle hulâsa lebilirdi: «Esir diye yavaş YE” vaş ölmekten ise kahramant? dövüşerek güle oynıya ölüm* kavuşmayı tercih ederiz.» Hareketler başlayınca göf dük ki Yunanlıların eıild’i.ı yok. Aksine olarak tegebl?ü“ğ muhafaza ediyorlar ve ha! Arnavutluk dağlarına naklet miye muvaffak oldular... Bunun ilk mânâsı şudur: İtal yanlar harbe hazır tılısnıdıkıl_"l halde blöf yapmışlardır. Blö” fün iki şartı var ki bunlara hi riayet etmemişlerdir. — İlk l",ı' karşı tarafı iyice yoklıyarak bİö” fü yutmıya hazır olup olma! ) ğını kestirmektir. - İkincisi de blöf yutulmadığı takdirde teh didi yerine getirmiye hwlhkh olmaktır. İkinci mânâya gelince yll’d“ için ölmiye karar vermiş bir ot du, aldığı &emir üzerine istilâ gelen gönülsüz bir orduya üstündür. İtalyanlar deniz aşırı bir sö” haya istilâ maksadile gönder” len isteksiz bir ordu halinde bi lunduktan başka mevsim kıştif Hareketlerin sahası dağlardi” Bu dağlarda da kendi yurdlar” na gelen yabancılara düşmat” hk hisleri duyan ve ::hığİgî"uı ezeldenberi müdafaa itiyadin' bulunan Arnavutlar oturuyo? İtalyanın milyonlarca ask ü tangı, tayyaresi olabilir. Fakâ bunları denizlere hâkim olm': dan deniz aşırı bir sahaya ta$! mak, hele ilk muvaffakiyetsi” liklerle askerin mâneviyatı kat daha bozulduktan ve Armi” vutluk halkı cesaret bulduktâ” sonra epeyce güçtür. İyi başlıyan — istidad dev*"_ı ederse, Arnavutluk sahnesind' cereyan eden hareketler, m'rb_ için sonun başlangıcı olabilir. — Batan Azim Motörü İçil Tazminat İsteniyor Ereğli limanına mensup motörü geçenlerde Silivri önün' bir kayanın üstüne binmiş, M" törün sahibi İstanbula gelmiş. 87 mi kurtarma şirketi ile bir mukâ” vele y k törü kurllf'ı' Şimdi Şayeste kalfa da Bu (Sade zarif) tuvaleti muhatabının sırtından ayni za- teklif edilmiş olan kalfanm aklı başında bir kadın olduğu v b urü” istemiştir. Şirket, v 3 bir y dan ge- manda sanki onu üryan sey gibi ve siyah ğ belliydi. Belki hiç hoşa gitmiyecek bir fikir beyan nmu':':ı..“ emışı'r Ş;r _et,ve n:) len bir mektupta: T Salle geylerin do aoi MKT göyle Yazan: Nahid Sırrı ve isim zikretmektense hiçbir şey tercih e- |Zatında noksanlık — bulunduğ! eKısıklıya beş ümdmelb:t:;şğ. lııdıı'ı. Iıdu:;:nu olup olmadığını tetkik ediyor gibiydi. Na- 5 derek bekledi. kakda )nukıvel eye girmiş ve Yede bulunan köyümüzün elektrik ile | zarlarındaki fazla ısrarlı, ve biraz karışık mânayı Enise İzelirnöl A | şşiklandırılmasını bökderken, neden| - farketmemiş değildi. Ve memnun olduğu, İstikrah ettiği — H ki, bu 1 zalt ve istiskal emişiira ü eeei cak 4Ö aat sonra Vapür ı"_dk: — bilmem, sokaklarımızda yakılan BâZ | — yahut ta lâkayıt kaldığı anlaşılmıyan bir eda ile: di inE Hade drini haber verdi: yerine gelebilmiştir. O vaf: O lâmbaları da söndürüldü ve köyü- k z e ana ile oğulun ay- — Ali Muhsin Beyin karısı Enise Hanımla kızına tesa- |kadar da dalgalar motörü def! “müz on gündenberi büsbütün karan- e EEMna B taltif buyur dedi. ni ve ayni uğu olan Kemal kal- düf ettim. İkisi İle de uzun uzun konuştum. > ze atmış ve yarısına kadar b hattâ heyecanlanmışa benziyordu. Hattâ, belki bu heyeca- nından dolayı, tamamile lâübali bir eda içinde sordu: — Ne diyorsunuz!.. E ya kendisi? — Kendisi de beraber miydi? Avrupadan hep beraber mi gelmişler? — Hayır, sade karısı ile kızını görüp tanıdım. Onlarla her üçü bir arada iken karşılaşıp daha mü- bir şey olurdu amma, o Avrupada kalmış, gelmi- — Peki, ne yaptınız? Nasıl bir vaziyet aldınız? Müzeyyen ire bir şey ilir, kal- yormuş. kıp birini k, bir yere k icap Biçare pek ve epey bir halde Bera- 1 verecek M bekliyordu. Sade iki kadınım sohbetine iştirak ettiği zannı- alıyor, Müzeyyen Hanı- Mısırlı Hanımefi ber dans ettikleri genç kız da kerimemdir, dedi. ki daha açık göz çıkan bir zevk ve safa edasile: mek ki, sizi benden evvel tanımak ve kollarını, ifrat ile açık sinesini — Vay talili çocük vay! Diye güldü, ve ilâve etti: — De- Şişman ve geçkin kadın Enise Hanıma bakmıya koyul- muştu. Bebekleri simsiyah ve etrafı fazla sürmeli gözleri onun en küçük bir çizgi bulunmıyan çehresini, enfes omuz ile o derecede meşgul oldu ve beraberinde bulunan erkek muş y hareketler yapıyordu. n duruyor, Prenses Mısırlı Müzeyyen Hanımefendi ile baş kalfası saadetine mazhar oldu! Şayeste Hanım yalnız kaldıl bir tetkik ediyordu. Enise ©o kadar p nefsine hasret- gibi klar zaman, Prenses tamamile — Otur da sana bak neler söyliyeceğim! Dedi. Şayeste çirkin, kuru, esmer ve kendisinden biraz yaşlı bir kadındı. Gösterilen koltuğa değil bir iskemleye oturdu. Elmaslarını ağır ağır çıkarırken Hanımefendi dedi ki: — Bu gece banka müdürünün davetinde kime tesadüf ettim, biliyor musun ? Müzeyyen Hanımefendi elmaslarımın daha yarısını çı- karmış olduğu halde tuvalet masasının önünden kalktı, zayıf ve esmer kadının yanına gidip iki elini onun omuz- larmıma koydu. — Pek mükemmel hareket ettim kızım. Hakikaten hiç- bir şey sezdirmedim. «— Bu güzel kadın kim?» Diye so- rup «— Eski sefirlerden Ali Muhsin Beyin haremi.» ceva- bını alınca, şmaktan pek k mır en tabii bir tavırla söyledim, Tanışınca da yine en tabli bir tavırla el verdim ve yanma oturdum. Meğer Cevat on- larla üç dört gün evvel tanışmış İmiş. Hattâ biz Enise ha- nımla konuşmuya başladığımız zaman Cevat kızla dans e- diyormuş. Dans bitince, gülüşe gülüşe yanımıza geldiler. Bu genç kızı da ayni tc>li eda İle karşıladım. Dördümüz bir arada uzun uzun konuştuk. (Aı=== mz * Sonra bin müşküıw Ja ve Silivri motörlerinin yart mile Azim motörü kurtarıla?” miştir. Fakat iş bu kadarla bit memiştir. Şirket mahkemeye l’;' racaat ederek motör sahiplerir den 500 lira tazminatla ıY",a tahlisiye Üücreti de talep © lerdir. A Bugün Milli Piyango Ankarada Çekiliyor Milli Piyangonun dördüncü ti 4 birinci çekilişi bugün Ankaradâ y Mayıs Stadyomunda saat 18 de ilacaktır. b 63806 numaraya 362.820 liralık Ş ramiye tevzi edilecektir. Bu çekl” €en büyük ikramiye 30.000 liradir. yar Beş rakkamı büyük ikramiyeyi zanan numaranın ayni olup, her! yak” hanede olursa olsun, yalnız bir ,,f kamı değişik olan 47 numara 6Ü lira teselli mükâfatı alacaktır ADM Çekilişin bütün safahatı radyosu vasıtasile saat 18 den ye kadar neşredilecektir. 1500