Benim Gürilşll—nie :— Bir Kalın Cildin Birkaç Sahifesine Dair © Üstad. İsmail Habip cidden büyük ve derin mevzular seçme- sini ne kadar seviyor! Bu defa ida 757 sahifeye baliğ bulunan bir kalın cilt neşretmiş, ve bu- hun (Avrupa edebiyatı ve biz - | $ Carpten tercümeler) isimli ve iki | tililik bir eserin birinci kısmı ol- | duğunu haber veriyor. Mukad- nakleden babam Hasan Sırrı Bey merhum — olduğu halde, İsmail Habip kendisinden ancak — <ilk tam tercümenin H. Sırrı Beyin «Venedik taciri olduğu yazılmak- ta, fakat bu sonuncunun tabı ta- rihi bildirilmemektedir> tarzında bahsedebiliyor. Halbuki bu ter- cümenin nüshaları ender ise de idemede kitabın (Yunan vilâye- | meveuttur. Nitekim ayni pt | tinden başlıyarak orta zaman hi- O ristiyanlığında — kısa bir zikzak yapıp islâm medeniyetinde uzun- ta helezonlar çevirdikten sonra Rönesansdan bugüne kadar Av- © rupa ile bizi göstermiye çalışan Ö bir çizgi) olduğu — anlatılmakta- # tır. Bu çizginin noktaları olarak Bgöslerilen (enuasır edebiyalımız- l da garp tesirleri) diye ak faslın ne kadar emek istediğini Ve gatp edebiyatlarile de ne ci İ di bir teveggül icap ettirdiğini | takdir edebildiğim için, doğrunu | üstadın cesaretine hayran oldum. Bu bitinci cilt elime yeni geçtiği gihetle şimdiki halde — okuyabil- © diğim kısmı, en çok şahsi bir alâ- kadan dolayı Sehakespeare'e ajt Bahifeler oldu. Hayli uzun ve ba- Hi haşviyatı da muhtevi olan bu sayfalarda İngiliz dâhisinin ter- O çümel hal ve sanatı hakkında | malümat verilip birkaç eseri de tahlil edildikten sonra, bizde on- D dan tercüme edilmiş — eserlerin O listesi gösteriliyor. Beni müelli- — Fin tetkiklerindeki sabır ve mu- $ yaffakiyet derecesi - hususunda tereddüde düşüren şey ise, keyfi- yet cihan edebiyatının belki en büyük çehresine taallök — ettiği halde, bu Histenin noksan bulu- guşudur, Sehekespeare'in ilk sa- D 2ih mütercimi, (Venedik Taciri) | gaerini tam bir şekilde ve doğru- dan doğruya aslından lisanımıza — bıda Maddelerine Narh Konülacak Ankara, 6 (Telefonla) — İk- yat Vekâleti muhtelif mmtaka- arda istihlâk edilen gıda mad-| lelerinin cinsini tesbit etmek izere etütlere başlamış bulun- imaktadır. Bu etüdler sonunda 3 mınta- kada sarfedilen gıda maddele- gine ait asgari fiyat balunacak ve — bu maddelerin toptan ve pera- “İ kende fiyatlarına narh konula- caktır. K marhklardan © fazlasına satış yapanlar milli ko- yunma kanununun emrettiği şe- kilde cezalandırılacaklardır. Ve- kâlet bu işin bir an evvel biti- Bir Saat Evvel Kalkmış Pazar günü İzmir, Balıkesir ve | civanı yokcuları trenle Bandırma- Ü ya geldikleri vakit «Bursa> va- puranu iskelede — bulamamışlar: mutad seferini gece ir. O geceyi otel, ve kahvehane- “İlerde geçiren yolcular ertesi gün Saat 4 de gelen Marakaz vapu- — Bulgurtulu bir okuyucumuzdan ge- Jen bir mektuptar t (ya beş dakikalık bir mesa- ümlgün elektrik le , neden klarımızda yakılan gaz da oöndürüldü ve — köyü- gündenberi büsbütün 'a büründü. Alâkadarlara müra- Çant ettik. Şikâyet ve talebimiza, ga- Ozin pahalı bulunduğu cevabı verildi.. Deniliyor ve keyfiyetten - Valimiz Ü O yotfi Kırdarın haberdar edilmesi is. teniliyor. 7 İkinciteşrin 1940 PERŞEMBE YIL: 1940 - AYV: 11 - GÜN: 819 RUMİ : 1386 — | incileşrin: 25 MİORTU: 1989 — ŞEVVAL 3 7 YAKİT WASATİ EZANİ 13T 657 942 1200 1438 1155 637 1158 MA2 1700 1854 457 GÜNEŞ : ÖĞLE : İKİNDİ : AKŞAM: YATSI : İMSÂK : fransızcasından B. Mehmet rü tarafından yapılmış tercüme- sini Darülbedayi sahneye koydu- ğu zaman, sayın İbrahim Necmi «Milliyet» de yazdığı bir maka- n itiraz ede- tercümeden satırlar almış ve aradan kırk seneyi mü- tecaviz zaman — geçmiş olı rTağmen Sırrı Beyin çok dah: de ve temiz bir ifadesi olduğu- nu tebarüz ettirmişti. Fakat Sırrı Beyin — (Venedik Taciri) nden çok sonra neştedi- len bir de The Comedie of errors tercümesi vardır ki, İsmail Ha- bibin kitabında mesmuat şeklin- mamış, Bu tercü- iya Tevfik merhumun küçük eb'addaki meşhur külliya- sırasında çıkmış, ve istitraden söyliyeyim ki neşriyalında daima kendi zevkini hâkim kılmak da- vasını güden —bu zalın israrına mağlüp olup babam serlevha ol- mak üzere aslına pek de sadık olmayan terkipli bir ismi, (Mud- hikei sehviyat) sözlerini kabule mecbur kalmıştır. Ve kitabının davalarından biri bibliyoğrafya- da ihtısası icap ettirdiği için, İs mail Habibin bu meşhur külli- yatı bilmeyişi beni doğrusu hay- yete düşürdü... Eserin sahilelerini karıştırmıya belki yakında avdet ederim. NAHİD SIRRI ina Polisin Falına Bakan Falcı Asliye sekizinci ceza hâkimi bir polisin Falına bakarken cür- mü meşhud halinde yakalanan madam> Sofiyanın — duruşmasma başladı. Suçlu gelmemişti. Hâdi- seyi tesbit eden polislerle, hâdi- seye sahne olan Tepebaşı Meştu- tiyet caddesinde 195 numaralı Güven pastahanesinin sahibi Av- Tam şahit olarak dinlendiler. a şudur: Madam Sofiya — pastahanede oturan bir poks memuruna ya- — Ben gayet iyi fala bakarım demiş ve para aldıktan sonra da dizine iskambilleri açarak işe başlamıştır. İşte bu sırada da ya- kalanmıştır. Suçlu kendisini mü- faa ederken: — Ben açım, kendim de fala inanmam. Fakat İstanbulda saf- dil adamlar çoktur. Safsata söy- İiyerek onlardan para alır, geçi- nirim demiştir. Muhakeme suç- lanun zorla getirilmesi için talik edilmiştir. Poliste: Esrarkeş ve ercinciler tutuldu — Zabıta Loncada Hayatiye ve Edirne- kapıda danacı Süleymann ait evler- de iki esnar tekkesi meydana çıkar- (raştır. Bu evlerde içlerinde bir de kadın bulunun ö esrarkeş yakalan- mışlardır. Bunlardan başka — şehrin muhtelif semtlerinde 7 erocinci yaka. Janarak mahkemeye verilmişlerdir. Üsküdar Cinayetinn Fırınlarda 5 Günlük Un Bulundurulacak Faili Yakalandı ş Muktul! KEMAL — Kalili ŞADAN Arife günü akşamı Üsküdarda Selâmsız caddesinde bakkal Ke- mal meçhul bir şahıs tarafın öl- dürülmüştü, Zabıta hiçbir. ipucu olmuyan bu esrarengiz cinayetin i de meydana çıkarmış Ve katil yakalanmıştır. Katil hırsız- hıktan birçok sabıkası olan Şa- dan adında biridir. Şadan evvelâ (inkâr yoluna sapmış ve nihayet (suçunu itiraf etmiştir: e— Parasız kalmıştım. Kema- lin dükkânımın kepenklerini ara- hk gördüm. Dükkânda kimse yoktu. İçeri girdim ve çekmeceyi açtığım sırada Kemal içeri girdi, |beni görünce üzerime hücum etti. Elime geçirdiğim dirhemi kafa. sına indirince yere düştü, sonra da başına birkaç defa vurdum, çekmeceden on para bile alma- dan dışarı çıktım ve dükkânın kepenklerini — kapadıktan sonra kaçtım, demiştir. | Şadan adliyeye teslim edilmiş- tir. Gümrüklerdeki Malların | Çıkarılmasına Devam | Ediliyor Gümrüklerdeki —mallar pey- derpey çekilmektedir. Formalite goksanlarını ikmal eden tüccar- lar mallarını hiçbir mâniaya ma- vuz. kalmaksızın çıkarabilmek- tedirler. Bugüne kadar çıkmıyan mal- lar arasında çok miktarda selvolu mensucat N Biline veçhile bu gibi men- sucat daha ziyade odunla yapıl- mış mensucattır. Bundan evvelki kaçarname ile bu gibi pamuklu- lar ©6 25 - 30 odun ihtiva eder. se ithal olunabiliyordu. Fakat halen gümrük antrepo- Jarında bulunan bu gibi mensu- at 96 30 dan fazla odunu ihtiva etmektedir. Alâkadarlar odunla pamuk arasında hiçbir fark olmadığını isinin de Sellulosdan ibaret ol- duğunu iddia etmektedirler. Hükümet evvelce bu gibi em- Hia hakkında 96 25 - 30 gibi bir miktar kebul ettiğinden şimdi © 30 u aşan miktar için de bir ka- tar alması icap ediyor. Vekiller heyetinden — çıkacak | olan bu kararnameden sonra bu mallar da derhal piyasaya çıka- nlabileceklerdir. de toplanmıştır. Belediye İktisat müdürü Saffetin riyaset ettiği bu II:Pİ ntıda fırınlarda bulunduru- ci görüşülmüştür. — Verilen karara göre bugünden itibaren her fırın sahibi fırınında en az beş gün- Tük stok un bulunduracaktır. De- girmenlerde bulundurulması icap eden buğday da yakında görüşülecektir. Fırınlardan Başka Değirmenlerde de Un Stokları Vücude Getirilecek Ekmekçiler cemiyeti idare hı—y olan stok unlar hakkında stokları hakkında Sis Yüzünden Toprak Mahsulleri Ofisi firn İyeti dün öğleden sonra Belediye- | ve değirmenlerde muayyen bir (astok bulunmasını temin için şe- hir için vetmekte olduğu buğday miktarını arttıracaktır. taraftan değirmenler de yalnız şehrin günlük ve stok un- larını işliyecek ve diğer piyasalar için çalışmıyacaklardır. Bu suret- le evvelce kararlaştırılıp mevru- datın azalması vesair sebeple tat- bik edilmiyen 15 günlük un sto- ku işi de temin edilmiş olacaktır. Şairi Âzamın Eserlerine Kıymet Her Şehirde Büyük Sığnaklar Yapılacak İstanbal Hava Kurumu reisi Ali Riza, İstanbulu alâkadar eden mevzular hakkında yeni direktifler almak üzere Ankara- ya gitmişti. Yeni direktifler ara- sında henüz askerlik çağına gel- miş orta mektep ve yaşları mü- said olan ilk mektep talebesi ta- rafından pasif korunma taburla- | n teşkili işi de vardır, Köylerde de hava müdafnaları için esaslı ve ehemmiyetli tedbirler alına- caktır. Ankaradan gelen haberlere göre, büyük şehirlerde umumi ihtiyaçları karşılıyacak miktarda sığınaklar yapılacaktır. Belediy: ler hususi sığınakları da esaslı bir sürette tetkik edeceklerdir. Umu- |mi sığınakların temini için büyük şehirlerin Belediyelerine yardım- Jar yapılması esas itibarile kabul edilmiştir. Köylere Noksan Vapür Seferleri Güçlükle Yapıldı Konülüyor Dün sabah İstanbul İimanmı| — Mezhum şair Abdülhak Hâ- kesif bir sis tabakası kaplamış- tır. Sis bilhassa Haliç, Köprü ve limanın iç kısımlarında çok kesif olduğundan vapurlar seferlerini muntazaman yapamamışlardır. midin yegâne vârisi kızı ve sada- ryet müsteşarı merhum Eminin tefikası Emine Hümid tarafın- dan Madam Lüsiyen — aleyhine açılan vasiyetname iptali dava- sna asliye üçüncü hukuk mah- Sis saat ona kadar devam et- / kemesinde devam edilmiştir. Da- miş ve bu müddet zarfında şehir kliye bile dabhilinde — ve: güçlükle işliyebilmişti T e— Yardım Beyannameleri Hazırlandı Asker yardım. işin lelerine hesap işlerinden başlanacaktır. Mülteferrik: Dairelerde sajiyer daktile kulla- mılmıyacak — — Mükerrer tebliğata rağmen bazı dalrelerin hAİA stajiyer Aaktilo kullanmakta oldukları anla- (dam Düsiyene bir: Şılmış ve bunların ilişiklerinin kesil- mesi için bu datrelere son bir tebliğ | yapılmıştır. Buna aykırı hareket &- den dalre şefleri hakkında münmele yapılacaktır. Yeşilkây fakirler yurdu açıldı — Fakir çocukları kurtarma yurdu o- Yarak kullanılmak üzere — belediyece Yeşilköyde istimlâk edilen — dinanım noksanları ikmal edilmiştir. Mezkür binaya bakledilmiş olan yurt talel si dünden itibaren derslerine başla. mışlardır. yapılacak | ait beyannamelerle defterler hazırlanarak — Belediye mühasebe gu- belerine gönderilmiştir. Beyanna- İmeye göre vergi tarhına yakında vacıyı avukat Ahmet Nur temsil ediyordu. Davanın mevzuu şu- dür; Şairi âzam — vefatından evvel dördüncü noter Mitat Cemali davet ederek vasiyetini dikte ve tescil ettirmiştir. Bu vasiyetname. ye göre, intişar etmiş ve etmemiş bütün kitaplarının telif hakkını Madam — Lüsiyene — bırakmıştır. Kızı Emine Hâmidi mirasından mahrum etmiştir. Şairi âzam bu vasiyetnamesinde vücudünün yır kanmadan gömülmesini, mezanı- Un başında telkin verilmemesini ehemmiyetle zikretmiştir. Davacı bütün mirasın Mae- imasını ka- nunsuz bulduğu için bu vasiyet- bozulmasını — istiyor. Mahkeme Abdülhak — Hâmidin eserlerine — kıymet biçilmesi için Profesör Ali Nihad, Ahmet Ham. di ve Selim Nüzhetten müteşek- kil üç kişilik bir vakuf heyeti seç- miştir. Heyet toplanmış ve tet- - |kikatını da yapmıştır. Raporunu verdikten sonra muhakemeye de- vam edilecektir. belediye ekmekleri € bu işle meşgul bir heyet seçmişlerdir. Sekrerdanzane B T7 Adliyede: Bir Derici Çırağı 'Tevkif EdiMi — Alemdarda derici — İbrahimin uşağı Hüseyinin son zamanlarda fazla mas raf etmiye, Beyoğlu âlemleri yapmı- ya başladığı nazarı dikkati celbet-| miştir. Bilâhare Hüseyinin her gün dükkândan deri çalarak, Ekmek Gönderiliyor Kartal kazası ile Kısıklı nahi- yesine bağlı olan ve fırınları bu- İunmıyan köylerin ekmeği Kadı- köy ve Üsküdar fırınlarından te- min edilmektedir. Bu ekmekler ekseriyetle geceler: veya sabaha karşı gönderilmek- tedir. Sevk zamanları esnasında zabıtalarının faaliyette bulunamadığını gören fınncılar, çıkardıkları hamur ve bu köylere sürmektedirler. Bunu haber alan |Üsküdar ve Kadıköy belediyele- rinin harekete geçtikleri öğrenil- Esnaf ( Cemiyetleri Askerlerimize Kışlık Eşya Verecekler Bazı esnaf cemiyetleri, bütçe-, lerinde bulunan muhtelif mera- sim masraflarını — kâmilen aaker ve subaylarımıza — kış hediyeleri hasretmek — kararını vermiş ve faaliyete geçmişlerdir. Kunduracı, terzi ve dokumacı ce- miyetleri de evvelki gün bu faa- kararını vermişler olmak üzere ayakkabı Dost İranda Cümhuriyet, Majeste Alâ Hazreti Hümayun Şehinşahı İrai Riza Şah Pehlevi Maarifte: İKi mektebin tamirine — başlana- cak — İstanbul maarif idaresi Be- yoğlu mıntaxasındaki yirmi boşinci ve kırk yedinci Ük mektep binaları- nin tamirine karar vermiştir. Malze- mesi ikmal edildikten sonra tedrima- ta halel vermiyecek şekilde tamir işi- İne başlanacaktır. — Tanıştığımıza pek memnun oldum efendim. Buraya girdiğim anda - fevkalâdo nazarı Sade zarafetiniz içinde ne kadar Bu (Sade zarif) tuvaleti muhatabının sırtından aynl za- dikkatimi — celbettiniz. mühteşemsiniz! manda sanki çıkararak onu Üryan seyrediyor gibi ve siyah kadife elbisenin gizlediği şeylerin de açık bıraktağı şeyler kadar kusursuz olup olmadığımı tetkik ediyor gibiydi. Na- zarlarındaki fazla mrarlı, ve biraz karışık münayı Enise farketmemiş değildi. Ve memmun olduğu, İstikrah ettiği yahut ta Hükayıt kaldığı anlaşılmıyan bir eda ile: — Pronses Hazretleri taltil buyuruyorlar, dedi. — Estağtirallah. Kat'iyyen hakikati, mutlak — hakikati söytüyorum. Caz susmuş, lâkin çiftler dağılmıyarak ortada alkışa de- vam ettikleri için yenlden başlamıştı. Premses Müzeyyen Hanmetendi bu çiltler arasında Cevadı görüp kendikine mütebessimane bir işaret ettikten — Şimdi kendisine işaret ettifim delikanlı — oğlumdur. Müsaadenizle kondisini takdim edeyim de sizinle dans ot- mek bahtiyarlığına mazhar olsun. Enise hanım eski Yunan heykellerindeki delikanlı başla- yına benziyen çok Kısa saçlı ve biraz ufek başını hafifçe eğdi. — Prensle teşerrüf etmiş bulunuyorum efendim. Bera- ber dans ettikleri genç kız da kerimemdir, dedi. Dhsirli Müzeyyen Hanımefendi kendisinden daha açık Bgöz çıkan bir zevk ve safa arkadaşından bahsediyormuş edanile: — Vay talili çocuk vay! Diye güldü, ve ilâve etti: — De- amek kü, sizi benden evvel tanımak saadetino mazhar oldu! Şişman ve geçkin kadın Enise Hamma bakmıya koyul- muştu. Bebekleri simsiyah ve etrafı fazla sürmeli — gözleri enun en küçük bir çizgi bulunmuyan çehresini, enfes amuz ve kollarını, ifrat ile açık sinesini tetkik ediyordu. Entsn ile © derecede meşgül oldu ve beraberinde bulunan Bayramımız Kutlandı muştur. mıştır. Kozmopolitler Nahid Sırrı Belediyede: Belediye mühasebe kursunda ka- zananlar — Belediye tarafından açı- Tan müuhasebe kuralarında muvaffak olanlara önümüzdeki salı günü dipto- jrma verilecektir. Kuftsa devam eden kırk kişiden otuz beşi muvaffak al- Kısıklıda amele yatakkanesi — Üsküdar belediyesi Kısıklıdak: temiz Hik işleri binasını tamire karar ver- çılan 800 bin llralık dava son saz- Miştir. Bu tamirle birlikte binanın | haya girmiştir. Asliye ikincl Ücaret yanma ameleye mahsus hir yatak- hane ile bir de kantin binası yaptla- caktır. Bunlara ait projeler hazırlan. yaptırdığı ve üçer buçuk İlraya sat- tığı anlaşılmıştır. Sultanahmet — bi- rinci sulh ceza hâkimi, Hüseyinin sör gasanı yaptı. Suçlu diyordu ki: - Gencim. Zengin çocukların Be- yoğlu barlarında yaşayışlarına im- rendim, ben de deri çaldım ve ayak- Kabı yaptırdım. Paralarile beş on gün eğlendim. Fakat burnumdan gel- di. Hâkim Hilaeyini tevkif etti. Şeker Şirketinin Davası —— Hazina tarafından Şeker Şirketi aleyhine a- mahkemesi şirketin defterlerini, bir ehli vukufa tetkik ettirmektedir. Ra- por verilir verilmez davaya devam e- gileceklir. — Bilmem, kime tesadüf buyurdunuz? — Hangi tesadüf beni bu derecede heyecanlandırabilir ? İskemlede oturan, hattâ kendisine bir koltuğa oturması teklif edilmiş olan kalfanım aklı başında bir kadım olduğu belliydi. Belki hiç hoşa gitmiyocok bir fikir beyan etmekten ve isim zikretmektense hiçbir şey süylememeyi tercih e- Müzeyyen kelimeler üzerinde dura dura ve muhatabının yüzünde sözlerinin tesirini arıyarak haber verdi: — Ali Muhsla Beyin karısı Enise Hanımla kızına tesa- düf ettim. İkisi le de wzun uzun konuştum. Şimdi Şayeste kalfa da hakikaten alâkadar görünlüyor, hattâ hayecanlanmışa benziyordu. Hattâ, belki bu heyeca- nından dolayı, tamamile Ihübali bir eda içinde sordu: — No diyörsunuz!.. E ya kendisi? — Kendisi de beraber miydi? Avrupadan hep beraber mi gelmişler? — Hayır, sade karısı ile kızını görüp taaıdım. Onlarla 1-19- 000 ——”Ğ SİYASİ İCMAL Göriceyi İN Çevirmişler Yazan: M. H. ZAL kadar iyi. o kadar tetli ki insan birdenbire inaf” mıya cesaret edemiyor. Yunaf” hlar Göriceyi çevirmişler vt? almışlar, bütün cepbede ileri £7 diyorlarmış... Askerlikçe falan yeri almt” nın, gu kadar ileri gitmenin bi yük bir mânâsı yok. Bazan plif dairesinde bir geri çekilme, ileri hareketten daha iyi n€tP celer verebilir. a Fakat Arnavutluk cephesif” deki vaziyet, pek de öyle plâf” h ricatlere benzemiyor. çok ümid verici bir haya vafı Doğrusunu söylemek Tâzım” gelirse küçük Yunanistan kodü” man İtalvyaya meydan okuyunc ve: «Yurdumu — ve istiklâlimi vermem. Dövüşürüm> deyinti herkes hayranlık duydü, İi Yunanistanın az zamanda ezif mesini bekledi. Yunanlılar kendileri de hulyaya kapılai” yorlardı. İlk haenlede — hükütü süren duygular şöyle hulâsa lebilirdi: «Esir diye yavaş Y& vaş ölmekten ise kahramı dövüşerek güle oymya ölümt kavuşmayı tercih ederiz.» Hareketler başlayınca — BöÖN dük ki Yunanlıların - ezildili yok. Aksine olarak teşebbüll muhafaza ediyorlar ve hatbi Arnavutluk dağlarına — nakle” miye muvaffak oldular... Bunun ilk mânlsi şudur: İ! yanlar harbe hazır olmadıklaf halde blöf yapmışlardır. Blö fün iki şartı var ki bunlara hf riayet etmemişlerdir. — İlk gaff karşı tarafı iyice yoklıyarak bi fi yutmıya bazır olup ola ğini — kestirmektir. — İkincisi ©© blöf yutulmadığı takdirde teh” didi. yerine getmiye Meikl olmaktır. İkinci mânâya gelince yurd? için ölmiye katar venmiş bir 07 du, aldığı eniir üzerine istili gelen gönülsüz bir orduya üstündür, Hareketlerin sahası dağlardi” Bu dağlarda da kendi yyrdlat” na gelen yabancılara düşmat” hk hisleri duyan ve — dağla ezeldenbeti müdafan îliyııil#ı bulanan Arnavutlar - oturuyof İtalyanın milyonlarca a: tangı, tayyaresi olabilir. bunları denizlere hâkim olmt” dan deniz aşırı bir sahaya taf” mak, hele ilk muvaffaki; liklerle askerin müneviyatı Pf kat daha bozulduktan ve Arif vutluk halkı cesaret bul sonra epeyce güçtür. İyi başlıyan — istidad devaff ederse, Arnavutluk sahnesind? cereyan eden hareketler, mihvef için sonun başlangıcı olabilir. — Batan Azim Motörü İçit Tazminat İsteniyor Ereğli limanma mensup motörü geçenlerde Siliyri önündt bir kayanın üstüne binmiş, M7 törün sahibi İstanbula gelmiş. #7 mi kurtarma şirketi ile bir Pat cak 48 saat sonra vapür yerine gelebilmiştir. O — vakt kadar da dalgalar motörü deff ze atmış ve yarısına kadar batırmıştır. Sonra bin nu.u”’l la ve Silivri motörlerinin mile Azim motörü kurtanlabi, her üçü bir arada iken karşılaşıp konuşmamız daha mü- kemmel bir şey olurdu ammma, o Avrupada kalmış, gelmi- yormuş. — Poeki, ne yaptınız? Nasıl bir vaziyet aldınız? Müzeyyen Hanrmefendi. elmaslarının daha yarısını çı- karmış olduğu hakle tüvalet masasının önünden — kalktı, zayıf ve cemer kadının yanına gidip iki elini onun omuz- larına koydu. — Pek mükemmel hareket ettim kızım. Hakikatca hiç- bir şay sezdirmedim. — Bu güzel kadın kim?» Diye e- rap e— Eski sefirlerden Ali Muhsin Beyin harami.» ceva- | bini alınca, kendisile tanışmaktan pok mennan kalacağı- | Mi en tabil bir tavırla söyledim. Tanışınca da yine en tabli | bir tavırla ci verdim ve yanms oturdum. Meğer Cevat on- larla üç dört gün evvel tanışmış imiş. Hattâ biz Enise ha- uanla konuşmuya başladığımız zaman Cevat kızla dana e- | diyormuş. Dans bitince, gülüşe gülüşe yanımıza goldiler. | Bu genç kazı da ayni t0li eda İle karşıladım. Dördümüz bir. den 500 lira tazminatla tahlisiye ücreti de talep L———/ Bugün Milli Piyango Ankarada Çekiliyor Millt Piyangonun dördüncü birinci çekilişi bugtin Anl y Mayıs Stadyomunda saat 18 dö gz