h AAA AT AA v a AA AOA Ç '—— e w A TT Wi vt akaS aA TARAT UU T 2 EL K T Yazan: N Tarihin En Büyük Aşk Romanı İLLÂ KUK “Yârabbim, Sana Hamdederim k', Aşkın Yeri Saray Değil, Orman Olduğunu Bana 4 Rukiye, Hindistandaki — Türk :vleıı ile Anber racası arasında- hazbin önünü almak için kur- Tazca — tedbirlere — başvururken, Âkber Şah Salimeyi aramıya çık- he Etrafa / saldırdığı haberci- tövlen gelen malümata göre, Ma- de 4 ormanlarındaki av köşkün- Bulunması lâzımdı. Halbuki vardığı zaman evvel yola çık- Hön söylediler. Biraz sonra, Şa- İt gözdesinin Delhi yolunda KÖt nüla giderek görüldüğü hak- Bda haber geldi Akhbı: Şah İvmen atına binip son hızla yol #lmuya başladı. Fakat Salime at koştururken Ota arkadan yetişmek kolay i$ş değildi. Akber Şah kendi kendi- ** göyle mırıldamıyordu: b © Yaman kız... Ondan baş- 4a hiç kimse beni arkasından koş- felâketi burada üi Her kız, her emrine evet de- İiye alışmıştı. Halbuki kolay ko- zelatlde edilen nimetlerin hiç de *Yki olmuyordu. Salime, hiç olmazşa can: öyle bişdiği zaman, hayır demesini SidYordu. Gözdelerinden yalnız kendisini bir hükümdar diye KBi bir erkek ve bir imsan diye Kyifordu. Akber Şah bunun far- inda idi. Hattâ Salime Akberin ğfund.. olmasından hiç hoş- 1 değildi. Kendisile beraberce Ütüdan dağa, çölden çöle dola- Ht bir Bedevi kabile reisi olsa btba memnun olacaktı. O zamman h mının — küvvetini her karşı- eşakları düşmana karşı bereber- deniyebileceklerdi Âkber Şahım Salime kadar se- birdi. O da Çand Bibi adındı Akgilint kraliçesi idi. Bu kadın iğktre meydan — okumuş, harp bön, ttnişti. Üzerine gönderdi kumandanlara ve ordula- a Saru zafer kazanmıştı. Niha- Akber, ordüsunun başına ge- fğfk Dizzat sefere çıkmıya mec- Olmuştu. Agn bir / muharebeden sonra tin askeri Çand Bibinin ka M dEvarlarında bir gedik açmıya Yaffak olmuşlardı. O zaman aa bu eedik yerine atlamış, ni “Alarının teslim olmasına mü- Bel :Amık için kendi — vücu SUştTA siper yapmıştı. Akber hü- sala devama kıyamamış, bekle- ,_*:L Bü âfet gibi kadının hiçbir #niş CA kendisine — varmıyacağını, sdı düğmekten ise ölümü tercih *Hîı.ı. biliyordu. leri P ettiği diğer Hint kraliçe- tühç Ytsnda da teslim olan gö- gığ'.:mın. Fakat bu zavallı Çand 'e harp meydanında ölmek Y könı verilmemişti. Harhbe de- bitdan korkan bazı adamları, key ttt hususi dairesini basarak Söhdisini kakbece öldürmüşlerdi. Âkber, ölen kraliçeyi hiç gör ı'"olı. Yalnız at üstünde çık- T Bir zesmini görmüş ve kah- aanlığının — efsan düy: . Muvakkat sürette birçok lar *evymesine, birçoklarile ev- ı.""*—ne rTağmen bütün örmmrün- Yalnız iki kız hakkında aşk Bit düymüştü ki bunlardan Çand Bibi, diğeri Salime idi tülatberin etrafa saldırdığı göz- asıra haber getiriyorlardı: ŞEHİR TİYATROSU Tepetaşı Tiyatrosunda DRAM KISMI Büzün gündüz 1530 0a v BU AKŞAM Baat 20,30 da Te darını Allka ve izlerini gözteren Türkçe TAKSİM S Bihassa Cümhuriyet di Oyan saatleri: 1 - “L?u; Grup halinde gelmek —N—Tuıhnmok işin Cümhuriyet —ul Balı ve Çarşamba günleri Bu Mütine yaptı caktır. B Pütinelerde hor yer 15 kuruşt Ayni zamanda Ankarada Kerilmektedir. Pek yakında Wbileceği dünyada bir tek kadın | Unutturmadın,, 18 — — Hanım gördüm. — Ben vadide at koştururken gördüm — Ben biraz evvel nehrin ke- narında gördüm, Görenler çoktu, fakat bu sani- İye nerede bulunacağını söyliyen yoktu. Akber, Salimeyi baskın şeklinde ele geçirmek istiyordu. Tıpkı mevki sahibi olmıyan bir ezkeğin halktan bir kadını bir or- manda baskma uğratması gibi bir vaziyet anyordu. Fakat nihayet bundan ümidini keserek kendi zatına mahsus trampetelerin ça- bnmasını emretti. Bu gürültü, ki- ksimetrelerce uzakta işitildiği için Salime duyacak, ister istemez ce- vap verecekti. Akberin dediği oldu. Salime İduydu ve trampete gürültüsile cevap verdi. Fakat kocasını ar mıya kalkışmadı. Ormanın ağaç- lan arasında arıya arıya bulma- sını jstiyordu. Genç kadının üs- tünde, binici kıyafeti vardı. Kılı- cını beline asmıştı. Yalnız tram- pete gürülktüsünü duyunca uzun siyah saçlarını saldırmış ve ağaç- lardan kopardığı çiçekleri saçları arasına yerleştinmişli. — Yüzünde peçe vardı. Binlerce erkek ara- sında harbe gitmesine rağmen yüzünü kocasından başka hiçbir erkek, biçbir zaman görmemişti. Adamlarına emretti: — Siz burada bekleyiniz. Ar- kamdan gelmeyiniz. Akber ağaçlar arasından ileri- lerken bağırıyordi — Gözümün bebeği, nerede- #İn, ae« ver. Salime — bir çalılık arkasında saklanmıştı. Akber kendisini hiç bir zaman bulamazdı. Fakat gü- neş genç kadını ele verdi. Gü- müşlü elbisesi güneş yığında pa- rıldıyordu. Akber — Ruhumun güneşi, bana gel! Diye bağırdı. Fakat Salime bir keçi çevikliğile kaçmıya başladı. Eğer saray halkı bu manzarayı görseydi hayretten dona kalırdı. Bir kız Akber Şahtan kaçmıya cüret ediyordu. Şah da bu kızın arkasında aşkını coşkunca dağı- zarak koşuyordu... —— Nihayet Salimeyi yakaladı. Fa- kat kadın çırpmiyordü: — Hayır; hayır, diyordu. Beni bir daha hiçbir zaman öpemiye- ceksin. Yi Akber Şahın cevabı güzel kızı çılgınlar gibi öpmek oldu. Akber Şahın sarayında hiçbir kız. hiçbir zaman bu şekilde öpülmemişti. Şah, kızın uzün saçlarına sa- rılmak istedi. Salime: — Hayır, hayır, olmaz, diye çarpındı. Akber itaat etmedi. Kızın saç- larını kendi boynuna doladı. Son- ra Allaha şöylece hamdetti: | — Yarabbim, sana hamdede- İrim ki hakiki aşkın piri seray de- Zil, vahşi bir orman — olduğunu bana unutturmadın. | Akber, Salime ila ormanda, bu suretle çiçekten ibaret bir yatak üzerinde bütün bir gece geçirdi. Bunun sonunda barışmışlardı. Sa- Tüme, Şahın Şeyh Babaya ve Gi- yas beyle kızına yaptığı haksızlı- |ğa ister istemez affetmişti. (Arkası yarın) sultanı - ormanda Fransız / Tiyatrosunda KOMEDİ KISMI Bugün gündüz 15,30 da ve BU AKŞAM Baat 20,80 da DA DI hei Türk Milleti büyük Atasmım sasini işitmek Millt Şefile büyük- Nü ve ordusuna saygısını ve güvenini göstermek için tekrar coştu ÇANAKKALE GEÇİLMEZ Filmi: Bütün İstanbul halkını AKSİiM Sinemasına topladı İktan kendine dost eden, Türk ordusunun ve anun büyük kuman- n baştan aşağı kahramanlık destanı olan Türk fakılâbindaki şarkılı ve sözlü olan bu filmi İNEMASINDA Bayramında görünüz. 2,30 - 480 » 6,90 - © da isteyen mektepil'etle halkın bu hissl Bayramı münasebetile Pazar, Pa- üğladen evvel 9 ve 11 de iki tenzi- tur. Halk sinemasında muvaflakıyetle «İzmir Tayyare> sinemasında “Kulağımıza Çarpanlar VATAN-—— Ölümünün 16 ncı Yıldönümü Münasebetiyle Garip Bir Bahis! Burdan bir müddet evvel Neryor- Kkan belli başlı gazetelerinde Şu ilân çıkar «Rama bir dolar getiriniz. Bu cümleden sonra adres yazdır. Ertesi gün gazetenin ayni yerin- |de şu ilân çıkar: #«Dolarınıza, ancak Ketirebilirsiniz..n Yine aynı adres yazılır. Üçüncü gün gazetenin yinc aynı yerinde şu Nân göze çarpar: «Dolarmızı bugün getirmez iseniz Jonu artık — saklıyabilirsiniz. Yarın vakit geçmiştir. hün Amerikan gazetecilerini de meraka düşürür. Bu işin mahiyetini anlamak isterler. Doları verirler ise de hiçbir mülümat elde edemezler. Meselenin esasını ancak sekiz gün #onra öğrenirler. Meğerse bakınız işin mahiyeti ne imişi Nevyorkün sayılt — zenginlerinden iki kişi bir iddiaya girişirler. Bunlardan biri der Kendilerine kat'tyyan hiç bir şey vüdeylemeden kolayca bin tane yarına — kadar Ti bana hirer dolar gönderecekler. damın dediği de hakikaten tahal kuk eder; tam 1256 kişi birer dolar| Künderir. | Adam iddiasını kazanır ve parala- rı Aynen sahiplerine iade eder. 30 Hafta Peynir Ekmek Yamekle Tamir Yüzü Görecek Kilise İngilterede Greenford'da bir. Pro-| testan kilisesi vardır. Bu kilise on Ü- çüncü asırdan kalmadır. San zaman- | larda halkı almamıya başlıyan kili- zenin tamir ve tevsil için — piakmpos Peck ile papas Harry bir fikir bu- Turlar. Müsümere, könser, para toplamak- la maksatlarına — erişemiyeceklerini |takdir ederler; şu fikri bulurlar: Greenfora'da bulunan altı yüz ai lenin otuz hafta müddetle peynir ek- mek yemesi rica edilir ve bu ailelerin yemek bedelinden — yapacakları la> Sarrufun kiliseye terki kararlaştırı. lır. Bu kararı verirken — hal hamiyetine müracaat eylerler. Filhakika halk bu müracaatı y rinde bulur ve mutavaat eylerler. Fa- kât, aradan birka$ gün — geçtikten | İaonra bütün Kadınlar Itiraz etmiye İvaşlarlar. İtiraz seslerine — erkakder de iştirak eylerler. Bu sırada hiç umulmadık bir hâ- dize vukubulur. — Şehrin — kasapları, bakkalları, enafı, elektrik ve su kumpanyaları hükümete müracaat (ederek papasların kararının kendile- rini mutazarrır eyladiğini bildirirler. Hükümet müdahâle eder ve onlara hak verir. Neticede papas Peck ve Harris in- kisarı hayale uğrarlar ve halkr iz'aç ve içtimat nizamlara aykırı hareket eylediklerinden dolayr mahalti sulh mahkemesine tevdi edilirler ve pera toplıyalım derken kendilerinden onar İngiliz Hrası ceza alınır. dint 1 — Almanya ve İtalyanın ittita. kına verilen isim - Sevdalı 2 — Ver. me * Askerin toplandığı yerler 8 — İşi başkasına devir - Kemiğin için. deki 4 — Bayağı & — Yakıştırmak 6 — Bizi aydınlatır 7 — Fransızca anlaşma - Hastaya verilen 8 — Kim- Üyevi madde - Gazete © — Kelimenin İsonuna konunca beraher demek ©- lur » Bektaşilerin şorkıları 10 — Birden sonraki — sayı - İnce değil 1i — Bir nevi toprak - Bonuna K ge. lirse Almanyaya yem olan bir mil. let olur. DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ Soldan Soğa, Yukarıdan Aşağıya: 1 — Yunanlstan 2 — Unur - Ulaş 3 — Nuri - Tarama 4 — Arı - T Va - Em 5 — Tam - Wi 6 — İstan. bul -NT — Av « Ür 8 — Tura - Gal 9 — Alâ * Gece 10 — Nâmeli - Acul 11 — Şam - Lâleli RAŞİT RIZA TİYATROSU HALİDE PİŞKİN BERABER 28 B. teşrin Pazartesi ve 29 Balı Bünü akşanır Beyoğlu HALK Sinemasında «AFACAN» <Enayi> bulacağım. Burlarım her bi- | ” Vodâvil (4) pende Ziya Gökalp Ziya Gökalp; Türk Tarihinde Yüksek Milliyetperver; İnkılâpçı ve İlim Adamı Olarak Yerini Almıştir. TBeynelmilel sonyoloji — sahasın- 'da da gittikçe fazla alâka ve di Kati celbetmektadir. Örmmrünü — bü- yük bir teragatle memleket —dü- Şüncesine ve memleketin — yükmel- mesine vakfetmiş olan bu . büyük adamımızı vesilesile barçtur. R. Perit Alpiskenderin bu ile hazırladığı yazıyı bu bakımdan memnuniyetle neşrediyoruz:) Mehmet Ziya, cedbecet ilim adam- larardan inen temiz bir aile muhitin- do dağdı. Tahatlini — şarkın kadim bir ilim merkezi olan Diyarbakırda yaptı. Farıçayı, Arapçayı ve islâmi ilimleri çok iyi bir şekilde öğrenen Mehmet Ziya, muhitini ve muhitine yakın yerlerde konuşulan mevzii ve iplidal dillare, mezheplere varıncıya kudar bütün içtimal varlıkları res- list bir Beayoloğ Sıfatile inceledi. Zi- ' Böy hundan sanra garbe döndü Fransizcayı kendi kendine öğrendi. Abdülhamit devrinde Mehmet Zi- yayı İhtilâlet bir vaziyetinde görüyoruz. Meşrutiyetin ilânindan sonra Selâ- niğe gitti ve İttihst ve Terakki mu- hitinde 6 zaman ilmi kafa ile düşü- nebilen mahdut adamlardan biri fatile yer aldı. Ziya Dey derin vukulu ve — itlmlle muhiline büyük dir hürmet ve emni- yet telkin ediyordu. Orada kuvvetli ilna ve irçat kahiliyetiyle bir mürşit rolünü ifaya başladı. Gözleri dehü açıklarıyla parlıyan bu geniş kafalı, ağır hareketli insan en müşkül me- geleleri en kolay bir şekilde halladi- yordu. Tarihin pek ceki devirlerinde Belânikter: gelip geçen Likürg'leri ve Solon'ları hatırlatıyordu. Ziya Gökalp büyük bir nefis fera- Bali içerisinde muntazam ve müte- madt bir sây ile çalıştı. Türkün beç bin senelik tarıhini aydınlattı. Onun ma'şeri viodanımda, yuurunda ve şu- ursaltı hâdiselerinde kaynaşan fikir- leri buldu. banları milil — prensipler hülinde Cade etti. Ziya Gökalp her milletin olduğu gibi Türkün de ken- genç |di içinden doğan ve kendisine has olan bir dint hayatı, bir ahlâki ha- yatı, bir hukuki hayatı, bir zihni ha- yatı, bir bedil hayatı, bir siyast ha- yatı, bir iktısadi hayatr ve nihayet bir teknik hayatı olduğunu yordu. Ona göre; 'Türkün bu sekiz türlü hayatr önun milliyetini veya haremt teşkil eder. Milletlerde hars fertlerdekl şahtiyet Xadar ehemmi- yetildir. Bir millete mensup fertleri tipleri ilibariyle birhirinden —ayıran şahsiyetlerdir. Ayni medeniyete men #Up Milletleri de yekdiğterinden tefrik eden harslarıdır. Hara, bir mitletin milliyeti ve bizzat kendisidir. Harsmı kaybeden milletler, mili söyüü- | Yazan : | Ferid Alpiskender yetlerini de kaybederler. Bu gibi mil- letler inhilâle ve ortadan kalkmağa mahkümdürlar. Bunun için her mil- let bir tarafları kendi harsını takvi- ye ve muhafaza etmelidir. Diğer ta- raftan da kendisinden bazı sahalarda dahâ Üstün olan bir milletin harsm- dan İmtifade etmeldir. Yahancı bir| harsı kendi harsımıza aşılamak — ve bundan iyi bir netice almak istersek, her şeyden önce Ku haretmizin sıhhatini korumalıyız. Bir — milletin daha üstün bir milletter almış >ol- duğu bara, onun için bir medeniyet teşkil eder. Selânikten itibaren igminin sonuna Gökslp keltmasini ilâve eden Ziya Bey, bununla ruhunu ifade etmiş ol yordu. O, mühtelif cins ve mezhep- teki insanlarm karmakarışık bir ge- kilde ihtilâtından hâsı) olmuş — eski bir imparatorluğun içerisinden genç. taze ve milli bir devlet çıkarmak is- tiyondu. Bu, MİLLİ ve MÖDERN bir Türk Devleti olasaktı. Ziya Gökalp, bütün çalımlarmı ve ümini buna hasretti. O, Türk harsını koruyarak milletimizin Avrupalılaş- masına ve bir Avrupa devleti halin: gelmesine taraftardır. O, fikirlerinin ilk merhalesi olarak Meşrutiyeti ve san merhalesi nlarak ta Cümhuriyeti gördü. Mit Kahraman BRüyük Ata. türk onün için bir rüys olan mefkü- releri tahakkuk ettirdi. Onun — için, Atatürk. Ziya Gökalp'ın hayatta en gok sevdiği ve yüksek tuttuğfu tarihi şahsiyet olmuştur. Ziya Gökalp'ın milliyetçiliği ne b- ti Irk nazariyelerine ne de tecavüz ve istilâ gayelerine dayanıyordu. ©, milletinin yükselmesini; ogun —hara ve medeniyet itibariyle ilerlemesin- de ve küvvetlermasinde — bulüyordu. Millt olduğu kadar beynelmileldi. Mil lyetçiliğe ait bir yazısında çöyle di- yori «Türkçülük kozmoapolitlikle SAKAR HLilAFf de beynek- tilâfa mâni Türkçü edemez Fakat, Türkçüt milelliyetçilik erasında, hiçbir zaddiyet yoktur. Wer Ayni zamanda Çünkü her ferdimiz milit ve beynol el olarak iki içtimat hayat yaşa- |: MN hayatı yalnız mallli harsımızı yaşamı milel hayatımız ise nelmilel olan medeniyetten, diğer ta raftan her biri hustst ve oriğina! lez: zetlerin bir mecmuâsı olan yüzlence haralardan hisselerimizi almaktan & barettir. — Tanzimattanberi — resenen mensup olduğumuz medeniyete gelin- ce bu da Garp medeniyetidir. Büğün Türkiyenin vatar far hususunda göslerdi; aret azim kadar bütün milletlerle —dort geçinmek gayesi, bu fikirde pek ifade bulmuşt Ziya Gökalp: yettir. San mefküre olarak Kali hâkim çıkadak yine milliyetçllktir: dedi. Hâdiseler onu ishat etmekte- dir. Finlanda hârikası milliyeti iin bir zaferidir. Şimali Avrupa Dev letlerinin en yakın tehlikeler ka: sında birleşmemeleri ve ezilip git leri ise Sosyalizm cereyanlarının ne Heceldir. Harsını kaybeden Fransa- nan, harsını kuvvellendirmiş olan mânya karşısında erimesi yine bize Gökalp'ı hatırlatmaktadır. Düşmana karşı en büyük sİlâh, milletlerin ye- nilemiyecek olan azim ve imanlı dır. Bunun ise kaynağı haraıdır. Gö- kalp'ı da hatırlıyarak harsımızı veya yeni tâbirlerle Mit — kültürümüzü, Mi imanımızı küvretli — tutmalı, Milli Şefin arkanı sıra bir tek kütle halinde yürümeliyiz. ar, Beynel- taraftan bey- müda- sasren hodefi müll Nişan Merasimi Karabük demir fabrikası — inşaiye mühendisi genç ve yüksek mühendin derimladen Hulfsi Dölen ile avukat Müharrem Nait Akdoğ'un kizi Nu ranın nişanl merasimi dün ge ©e Harbiye ordu evinde tarafeynin düvetlileri ve güzide bir kalabalık |Buzurunda sera edilmiştir. — Çırti Saadet Öiler, ebeveynini tebrik ederiz Y Sinemasına Koşunuz Orada, 2 büyük Yıldız. SİLVİA SİDNEY ve HENRYFONDA'nın Emsalsiz bir surette yarattıkları (TÜRKÇE BÖZLÜ) Günahsız Katiller Hilmini seyredecek, tatlı ve heyecanlr müstesna dakikalar yaşryacaksımı Humsi Hâve: RUDOLF VALANTİNO'nun hayatı, ölümü —ve cenaze DİKKAT!... Yeni Müdüriyet y AZAK Matinelerden ! YARIN cinizen İf Düyük Bayramı için.. - Büyük program — hazırtadı.. — Hiçbir Sinemanın yapamıyacağı — bü- Yük fedakârlıklar — yaparak ve Beyoğlu sinemalarından ev- vel Türkiyede ilk dafa olarak eline geçen ÜŞMAN ELİNDE ESİR Baş Rolletde: DOUGLAS FAİ 914-918 umumt harbin iç yüzü... Aşk ve ihtirasm Aylada: TÜRKÇE SÖZLÜ BÜYÜK FİLM BANKS Jr.—L Hâve olarak: UÇURULAN urbanları... Cephe gerisinde Alman LESLİE HOWARD İngitiz - casusluğu MADEN |DORGE OBRİEN'nin görülmemiş kahramanlık filmi Halkımızın en çok sevdiği - En çok alkışladığı artistler... HAZIM — VASFİ — CAHİDE Sait - Perihan - Necdet - Karakaş - Refik - Elefteriya - Kadri Yeni bir kahkaha tufarı - Türk filminde - Sizi hayretler içerisinde bırakacaklardır. AKASYA PALAS Yazan: MAHMUT YESARİ İzdihamın önüne geçmek ve halkımızm istirahatini temin etmek için Bugün IPEK ve SARAY Sinemalarında Birden Şerk edebiyatının Romeo ve Jülyeti şark filmciliğinin gaheseri LEYLÂ İLE MECNU Mecnunun şarkıların: süyliyen Me Ü- N D R N UÜS R> EE DD0 IN Bütün şarkılar ve mtu: iki ÜOSTAD SADETTİN KAYNAK DİKKAT: Filmin fevkalâde uzunluğu yüzünden scanslar bugün saat 10 Bugüm her üi sinemada sant 10 w tenzilâlli matine vardır.| Laytânn şarkılarını söytüyen MÜZEYYEN SENAR * 12 - 2-418 - 830 ve dda beynelmileliiyotçidir. | (GRFELE Şehrin Seyrüse- ferine Hürmet Yazan: B. FELEK edeni düngyoda bir şehrin ü i ©o toplantı merkezinin en mühim ve ha & hareketidir. Herkes - onun sektedar olmamasına çalışır ve herşey onu tanzime kullanılır. Londrada her akşam mühte: Kf yerlerde irili ufaklı bir &ı yangın çıkıyor, birçok bina yı kılıyor ve bir hayli adam ölü- roı. yaralanıyor. Buna mukabil İngilizler Londra gibi dünyanım €n büyük şehrinde seyrüselerin sekteye uğramadığını övünerek dünyaya ilân ediyorlar. Geçen akşam Londra radyo- su herşeye rağmnen şehirde dözt bin otobüsün halkı muntazaman taşıdığını söylüyordu. Bu tad yoların ilk işi, yangın, infilâk, nhidam — vakalarında hemen seyrüseferin ve umumi nakliya: tn temin edildiğini ilân etmek oluyor. Ümumi hizmet otoriteleri de herşeyden evvel buna bakıyor. lar. Bu endişe, şehrin seyrüse ferine karşı bu alâka maalesel bizde teessüs etmiş değildi Bir tramvay, bir otomol gçarpar veya bir adama çar- par. Adli diâili toplamak için hemen — tramvayı durduru- yor, saâtlerce seyrüseferi tatil ediyorlar. Abes ve yanlış şey. Bir manga izci bir yerdea, bir yere gidiyor. Bu yüzden tram: vay, otobüs, otomobil katarları manganın — temposuna uymiya ve yolunu onun ayağile takibü mecbur kalıyor. Dün, enat bir buçukta Pan gültdü bir yangın olmuş. “Ül buçukta Maçkadan Taksime gi” den otobüs ve otomobillere yol vermeyip geri çeviriyorlardı * Merak ve tahkik ettim. Pan: galtıda bir ev ve iki dükkân yanmış. Su almak için caddeye hortum döşemişler, ozun için seyrüsefer tatile uğramış. Anla mam bu yasağı, Biz böyle iki küçük dükkân yanıyor diye şehrin yanında mur saat bağlarsak neye vatır hali: miz. Avrupada diye | mekten — utanıyorüm, — Hemen Balkanlarda böyle birşey olun ca hortumların üzerine tahtadan mpalar korlar. Arabalar orudan geçer, Başka yerlerde — tramvayla: için de bu kabil eşikler vardır. Her itfaiye grupuna nihayet otuz kırk liraya patlıyacak böyı le ufak bir aleti kullanmamak için şehrin seyrüseleri tatil edi lir mi? Vatandaşın işine gücüne git- mesine, hastasına, sağına deva ve gıda aramasına ve nihayet seyrüseferine biraz daha kıymat versek iyi olacak. Halk bu yüzden çok bizar. İçindeyiz de görüyoruz. misal 9 Program, 908 Hafif program, 925 Ajans habarleri, 9.30 Prağramın devanıı, 9,50 Bv kadını - Yemek lit- tesi, 12,30 Program, 12,38 Muhtelif şar- kılar, 1230 Ajans haboerleri, 12,Mö Muhtelif şarkılar, 13,23 Radyo salan orkestrası. 18 Program, 1803 Radyo caz ore kestrası, 1840 Mühtelif şarkılar, 1930 Ajans haberleri, 1943 Fasıl hes yeti, 20,15 Çardaş Füretin oparsam- dan parçalar (PL), 2045 — Muhteliif” şarkılar, 215 Konuşma, 21.30 Türk müzik birliği korosu, 2210 seçilmiş tangolar (Pİ.), 22,20 Ajans haberler ri, 22,50 Cazbant (Pt.), 28,30 Kapanışı TEŞEKKÜR Cerrahpaşa hastahanesi — dahiliye mütehaszını doktar Besim Ruşen Ka- matlının cenaze merasimine iştirak ve mektup ve telgraf göndermek Sü- reti ike acrlarımızı teselliye çalışan kiymetli arkadaş ve dostlarımıza aya TT ayri taşekküre toeantirlerimiz mâüni olduğundam gazetenizin - tavasrutunu dileriz. Eşi: Haydar Molla kızı Vedin. Kanatlı. — Kardeşleri: — Şükrü Kanatlı, Hâmit Kanatlı, Meli- ha Karayel, Seniye Işık. TEŞEKKÜR Kiymetli ğ—mu D. D. Yölları kâsılat dairesi müfettişi İsmet Yıl mazer'in ölümünden dolayı büyük a* cımıza iştirak edan akraba ve değer- H dostirtimmma karşı şükran dutgur larımızı beyana gazetenizin tavasısı: tunu dileriz. Tarafeynin alesi nâmina Babası Kayın babası Sevek Yılmazer — Maksul Çivi