VATAN Tarihin En Büyük Aşk Romanı Yaza NİLL KUK Haşmet Hanım, Gıyas Beyden İlk Defa Olarak Bir Sır Saklıyor Göne Bey, sarayda mühim bir AğyASRUİ iken —şahın emrini İ_“ıij:ı Derhal eşini çağırttı " Acaba bu emrin münası İ Slsa Berek? MaleEA torba torba inciler, züm- delar . firüzeler, - pırlantalarla | R Şah bunl, * bir cetvel ha: vda Fetmişti. Böyle bir işin ya- zakı, Yakılması ve kendisine, u- halak Vazife verilmesi için her k:ıh" sebep Tâzımdı. in dedi ki: # Emri bana iyice oku da im. u Beyi okudu. Emirde u vv Yardı: «Bugün pturuptan * yola çıkacaksın. Kâbile bir €vvel varmıya çalışacak- aki — valimiz - zayıftır. ü gevşemesinden a Sikulur.> ,.::—ıı Hanım, bu sözleri du- KDt münalı mânelı başını sal- ı__ğlhı kocasına bir yey söy- Ç Haşmet, akıllı bir kadın- kakkafes arkasından - bahçeye üçiP: Şeyh Baba ile kıı Mih- )_'u:::l.dpü tüğünü gören ve tü diye kızı çağıran ü- M gahıs, Haşmet - Hanımdi. da Ç*müzzamanın da, Salimenin », Sendisile beraber bu manzara v tötdüklerini farketmişti. Son- ün Ş Babanın Anber racasi- SlğŞA ile evlenmesi kararlaşmış np danu, delikanlının bu kı Yordu, Brba ÜN haber almadığını da bil Salime araya girip Şeyh ile Mihrünnisanın evlenme- | | ni “Min etşe bile Anber raca- MUÇER ile olan izdivaç ta sakgita bunun arkasından gele- Ü. Hem de Şeyh Babanın e ladiyacı bununla da kalmı- ._:ülu Türklerin Hindistanda K Mmaları için Hint racaları divaç bağları kurmak İâzım Akber gahta bir kanaat vardı. k ki, Şeyh Babanın ap adar hararetli olsa Mih: bin üstüne her gün baş- k,n_ tüit hi a Bizij » Pek küçüktü. Şeyh Babı '.f Büyümesini - beklemiyecek- takçtdın, debdebe, — kukançlık, vaşika dolu bir muhitte zavallı Yrucuk — ezilecek, — gidecekti. n.."'“*l Hanım, dünyayı bilen, kağplari olduğu xibi gören bir a di. Debdabe adı altında kı- di Ne gibi acı bir âkıbet bakle- Sini pek iyi takdir ediyordu. melümetin. Mihrünnisa için e tileri başka idi. Bir hükümdi Cti olmasına gönlü razı oli VBi bu debdebe içinde s8 Pa kadınlar eksik d 5 Daha Yetli, mü m»i bir kızdı. Sarayın duvar hapishane bilecekti. — Bi .ı"un onda birine sahip — ol aĞ Snun arkadaşlık - ihtiyacı “.“hırmwıcıhı. Wi karuz Nİyet a'.“'ıı Beçirebilmeli idi. Gryasla Yaldız evlendikleri gündenberi AA XZ biribirleri için yaşamışlar- Hi GYar menküp — olunca sırf HAŞER üzülür diye üzülmüştü. baraı ' Hanım, ona azim ve ce- Si vekmeseydi. hicret etmek ta yeniden başlamak cü- olmalı ve devamlı bir em ivenerek kadın dokuz tarafından yapılmış ME * |koca arasındaki tıpkı Salime gibi Mihrün- da hassas bir ruhu var» şimdiden seciyesi kuv- akil düşünceli, benlik Mihrünnisa, Gıyas Bey gibi an- temiz bir adamın biricik Ve sevgi içinde bütün bir lık gebe iken bir kervana katıl- muşlar, meçhüle doğru yola çık- rdı. Haşmet, çöl ortasında |Mihrünnisayı doğurduktan sonra yollarına devam etmişler, para- sız, desteksiz bir halde Hindis- tana kadar gelmişlerdi. Haşmet Hanımın fikrince ha- | yattaki yegâne kıymet, kari ile devamlı, temiz sevgi ve emniyetti. Bir hüküm- darla bir kadın arasında böyle bir anadeta imkân tasavvur edi- Temezdi. Henüz on yedi yaşındaki Şayh Babanın hiç şüphesiz geçici olan hevesine sevdi dekildi. yım diye kendini havuza attığı- mı, oyuncağından mahrum - kal- mış bir çocuğun hiddetile tepin- diğini görmüşlü. Fakat Şeyh Ba- banın bu halini ancak şımarık bir çocuğun o saniyede istediği bir şeyi mutlaka elde etmiye ça- lışması diye telâkki etmişti. Haşmet Hanım, bütün bunla rı şimşek gibi hatırından geçir- di. Mihrünnisa meşelesini koca- sına açarsa Giyas belki de kızı- mı bir hükümdarın karısı görmek emeline kapılacaktı. Saray için- | de büyüyen bir erkeğin böyle bir | fırsata — kiymet — vermesi pek tabli idi. İçli bir kızın bir neler çekebileceğini olgun, kızını çok seven bir bal ile kavrıyamazdı. Erkekler inceliklere bir kadın gibi ba bu akıl erdiremezlerdi. Gıyas, işi haber alınca belki de Salimeye haber verilmesini istiyecekti. Salimenin nüfuzu büyüktü. Meryemüzzama. nin entrikasının önüne mutlaka geçecekti. Akber Şaha koşarak. kararı geri bıraktıracaktı. — Şeyh Babanın gözünü açacak, onun babasının ayaklarına kapanması- | Fakat netice | ne olacaktı? Zavallı Mihrünnisa, Akber şahın iki gözdesi arasın- daki rekabet ve entrikalar ara- sunda ezilip gidecekti. Her ikisi de inatçı, kudretli kadınlardı. Haşmet, kendi kendine karar le evlenmiye mecbur edi- | yerdi: Salimeye veda etmeden | . Zaten Mihrünnisanın ya-| yola çıkacaktı. İlerde karşılaşa- | (cak olursa: <Guruptan evvel yo- Ja çıkmak için emir aldık. Gö- Yüşmemize ( vermediler> demek kolaydı. İşte kızının hakiki saadeti hak- kındaki bu düşünceler sebebile Haşmet Hanım ilk defa — olarak | kocasından bir sır sakladı. Ki zının bir harem dairesinin cansız | İbir çiçeği olmasına razı değildi. |Kızının kendine mahsus evi. ko. cası, kendine ait bir âlemi olma- İh idi. Kızın gonca halindeki bü- /bir âlemde inkişaf edebilirdi. alini tekrar etti: — Acaba bu emrin ne mâna - |a olsa gerek? Kadın cevap verdi: —— Mânası şu ki, Kâbilde ka- rışıklıklar çıkmış, bunları bastır- mak şerefine de siz İâyık görül- müşsünüz. Akber Şah, sana bü- yük emniyet göstermiş. Hemen hazırlık yap. Güneş batmadan ben de çocukları hazırlarım. Mihrünnisa ve kardeşleri Ak- ber Şahın hazırlattığı saray ara- basına bindikleri zaman nereye gideceklerini bilmiyorlardı. Haş- met, arabanın perdelerini sımsi- kı indirdi (&ile vaziyeti gayri nizami olacağın- Gıyas Bey cevapsiz kalan sü- SPOR . Atina Mühteliti ' İstanbula Cağırıldı | İstanbul bölgesi Cumhuriyet bay- Tamında bir spor harekeli — yapmak düşüncesile Atina futbol muhtektini | alkının Aklı İstanbul mühteliti le karşılaşmak Üzere davete katar vermiş ve Yunan todra&yonuna bir teklif yapmıştır. | İstanbul bölgesinin bu teklifi ka- bul edildiği takdirde Istanbul - Atina Mühtelitleri Cümhuriyet — bayramın: da Fenerbahçe stadında — karşılaşa- caklardır. Melih Futbolden Balkan oyusnlarından sonra — 200, 400 metre şampiyonu Melihin futbol- den ayrılacağı gazete sütunlarında yazılırken kendisinin teşkilâtta — bir vazifeye de tayin edileceği lave edil- mişti, | Bu rivayetlere bugün için tahak- kuk etmiş bir haber nazarile bakma- mak icap etmektedir. Çünkü bunlar Birkaç kişinin şahil düşüncesinden başka bir şey değildir. Fenerbahçeliler, Melihin bu —Bene maçlarmda takrmdaki yerini ala- cağını kat'iyyetle söylemektedir. Galatasaray - Beşiktaş Maçı Geçen hafta yapdan LARATEY- Beşiktaş maçından evvel Galatara- vay idarecileri Beşiktaş merkez mu- Bvini Halilin Hayriye lisesine kaydı dolayısile vaziyetine itiraz etmişler dir. Hali hakikaten mektebe girdiğin- den talebelik sıfatını alması dolayı- dan, İstanbul bölgesi bu itiraz üze- rinde esasir tahkikat yaptırmaktadır. Ceza Heyeti Azaları Klüplere tebliğ edilen ceza talimat» namesine göre beş kişiden tarekküp | edecek bölge ceza heyetine klüpler- den girecek iki Azayı seçmek üÜzere |kiüp murahhasları çarşamba — güntü bölge direktörünün başkanlığı altın- | da toplanmışlardır. | Bu toplantıda heyete âza ölarak| |klüplerden merkez istişare heyetin. | İden Bürkan Felekle bisiklet ajanı Fuat Ramazanoğlu seçilmişlerdir. —| e Fenerbahçe Spor Klübü Baş- kanlığından : Fenerbahçe umumt heyeti 19 Bi- rinciteşrin 540 cumartesi günü saat 15 de fevkalâde içtimaını yapacağın- dan heyete dahll âzanın mezkür gün ve saatte klüp merkezinde bulunma- ları ehemmiyetle rica olunur. Bir Yolcunun Getirdiği Dünya Haberleri Alman İşgali Altın- daki Memleketler Başına Geldi Amma, Çok Geç E.kıd-._ yabancı memleket- lerden haber almak — için mutlaka oradan bir gemi, İir yolcu, bir tatar gelmesini bek- Temek lâzımmış. Şimdi radyo, telgraf, tayyare, filân var, tren- le bir kısım gazeteler de gelmi- yor değil.. Fakat neye yarar? Radyolar, telgraflar, — gazeteler tam hakikati değil, ancak «lâka- h tarafların duyurmak is! Ti yaya —yayıyorlar. Doğ- Tuyu haber almak için, yine en iyi vasıta, dışardan gelen aklı bar .ı.ış_. y;k;.ı:au. esadüf, beni böyle bir yolcu ile karşılaştırdı. İsviçreden yırll- yordu. Anlayışlı, kulağı delik bir adamdı. Durur muyum? Dünya- nn halinden doğru haber almak ve size bildirmek için bu iyi hr- satı kaçırmadırm. Suallerime — İsviçreden başla- mazsa gözümü ımtıyor. ümitler İngilterenin zaferine bağ- Fransız bahriyelilerinin zÜ açılmış, görüçleri de- Petain bükümetine ©- husumet gün geçtikçe umu- eşiyor. bizim Babıâli hükümeti — Nasıl orada sıkıntı vyar mı? — Yiyecek için şimdilik pek yok. Bazı şeyler vesikaya tâbi. fakat bulunuyor. En büyük sıkın- tı kömlr içindir. Ötellerde sıcak su haftada bir bulunuyor. Bu kıp, kalorifer yakacak kömlür bu- lunmıyacaktır. Aksi bir tesadüf | a Karşı halkın duyduğu hisler olarak bu sene İsviçrede su kıt- gibi bir şey... Fransa tıpkı Babtüli | lığı da vardır. Bunun için su kuv- | hükümeti gibi harp mesulleri için yetlerine dayanan elektrik — is- | bir Bekirağa bölüğü kurmuştur. tihsali çok düşkündür, Böylece, | Buraya kapatılan insanlar hakkın | muharrik kuvvet buhranı iki ta- | daki hisler bile değişmiye başla- raflı bir şekil almıştır. Benzini | mıştır. Almanların tuttukları ezi- | sorarsanız tükenmiştir. Ötomobil | ve üzücü usullerin ve açlığın | yerine bisiklet ve at arabaları or- da hislerin değişmesinde büyük | talığı tutmuştur. rolü var. Hele Almanların elin- | — İeviçreye deki harp esirlerinin hali — kor- aksediyor mu? , |kunç bulunuyormuş. Bunlar zmaf- — Orada her taraftan gelmiş 'yan ve kansızlıktan öyle bir hale | dışardan haber raklı bir adam ve amatör bir ga-| Çeçiyormuş. Aralarında hastalık- zeteci olduğum için her taraftan |.. da çıkmış. Esirlerin göz göre gelen mülte adım, — bül- | ölüme sevkedildikleri fikri, Fran- dum, konuştum. İsızlar arasında umumi imiş. - U- Evvelâ Fransadan — bahsede- | umiyetle Fransada sefalet kor- RADYO Bugünküâ Progjram 8 Program, 803 Hafif müzik (PL), 815 Ajans haberleri, 8,80 Hafif mü- zik devamı (PL), 9 Ev kadmı - Ye- mek liztesi. 12,30 Program, 13,33 Muhtlelif şar- dlar, 1240 Ajana haberleri, 13,05 muhteoli? şarkılar, 13.20 Karışık prog vam. 18 Program, 18,08 Müzik, 18.30 Fa- Bi heyeti, 19 Muhtelif şarkılar, 19.30 i—,: 'Ordu. Dünyanın en iyi kadını tün güzel istidatları ancak böyle Ajans haberleri, 19,65 Radyo ince * tanıdığı ve sevdiği Salime- Sarayda neler çektiğini her #örüyordu. Meryemüzzaman t |saz heyeti, 2015 Radyo gazetesi, 2045 Temsil, 2140 Konuşma, 2146 Radyo salon orkestrnsr, 2240 Ağana haberleri, 2248 Radyo salon - orkes- trası Pr. devamı, 23 Cazbant (PL), 25,80 Kapanış. BONFERANS — Tepebaşında Ü. ntan Françalöe alonunda cumartesi 19 B. Teşrin tarihinde, aat 9 de Pro- fesbr Gabrlel tarafından — elstanbul Mimeari Eserleri * hakkında bir kon- ferana verilecektir. —T e MİHRİ'NİN DEVRİÂLEMİ Şeyh Baba ile Kutbüddin Ağ- Ta yolu üzerinde at koşturdukları zaman bu arabayı gördüler, fa- kat hiç ehemmiyet vermediler. Çünkü Şeyh Baba, peri kızı san- dığı kizı, mutlaka Salimenin fili- nin mahfelinde bulacağını aklına A Seylânda Yazan: MİHRİ BELLİ im. Burada halk ilk —hamlede | Kığiç bir şekildedir.Vichy Fransa 'ngiliz düşmanlığına kapılmış ve çınm arazisine kaçanlar iş bula- ae BAD KA DŞ oe |muyorlar. İşgel altındaki azazi - görmüştür. Almanların * p dkeakkeağila Takkaalar bü ba | £ çire çe Dlerle S lunm©uştur. Böyle bislerin başlır |© Yeya prası olanlar bDunu €a iki sebebi vardır. Birincisir SesiremiyorlarFransada '-—;'hın mağlübiyet mesuliyetinin İngiliz Pir alle var. Kw—idcvmd—b Teviç- leze yükletilmesiydi. Eğer rede iken mektup aldım. Bir ev- o e de otuz. mülteci toplanmışlar. ler vadettikleri yardımı göster- ğ UA Z i â Hepsi eskiden vakit ve bali iyi anlerdi her şeyin başka türlü e- ı n BNN Tacağına inananlar vardı.: İkincisi: | odamlarmış. Pullste eat EL e0i teral wamulârıün Küzüı ipasti ( vve. FKM Ha 'N waüi pi Gel ör ve sınıf duygularının kabarması yormut. t"uıınz ne âeç(l!:ek ıs'k ve fırsat düşmüş iken bir sağ bü- yorlarmış. Kırl ea erek . küretinin temizlik yapmasının ot filân topluyorlarmış. istenmesiydi. Hele Fransız bahri- İyelileri arasında doğrudan do yuya İngilizlere düşman duygu- | İar vardı. z Hâdiselerin inkişafı karşısında Fransızların aklı başına gelmiş Şimdi döğünüp duruyorlar, mı? — Orada da hayat durmuş. | Sefalet çokmuş. Mihver İspanya- hem Cebelitarık'ı peskeş çek- miş, hem de Portekizi... Fakat, dahili harpten sonra İspanyanın Haai Çalklar. İngilizler, çü: | parmağını kımıldatacak hali yok- rük Fransız askeri kuvvetine bür | muş. Bunu Almanya ve İtalyar latmak için İspanyanın en etli Alman taraftarı çlan Da- Jerini ve geriye hiç ümit hiliye Nazırım seçmişler. Bildi; (kalmıyacağını herkes / kavrıyor. |niz gibi, o da Berlin ve Romayı (Fransız istiklâli hakkındaki bütün ! dolaşmış ve demiş ki — yük ölçüde yardıma kalkışsalardı | |kendilerinin de arada kaynayıp | gidecekleri: Bizim Merici Hatırladım — Bu insanlar izlâmlığın şartınt renkleri sarı olup buradaki Hintile- bilmiyorlar, dedi. Abdest alman mu rin esmer olmasıdır. Bereket mükemmel sobam var. Kömürü yok amma biç ol — İspanyadan bir haber var| ” Bösteremiyecekti. Bu sev- Münir Nureddin LEYLA 'nın şarkdarı da MÜZEYYEN SENAR tarafmdan okunmuştur. _!ıîm'ı TİYATROSU koymuştu. (Arkası var) S Eiteserek kadın döküz ayı — L Leylâ ile Mecnun'ın Tehi gürteri, Şalr VBCDİ BİNGÖL bütün yeni Şarkıları Ve musikisi Üstad SADETTİN KAYNAK CNUN'un göylediği yeni şarkılar TEMSİLLERİ Tepobayı Tiyatrosunda SKF DRNMLŞEN r Baat 20,30 da aat 20,30 da AÂALI UşŞAĞI OTELLO Singapurdan sozra Seylon adası. Na uğradık, solumuzda SUMatra, sa- #ımızda Biyam yarrmadası, Malaka boğuzını geçtik. Bengal körfezinin cenubundan garbe dağru yol alarak altı günde adanın en mühim limanı Kolombo'ya vardık. Seylon'a yaklaştığınız zaman «Su- bah erkeci kalkıp güneşin doğuşunu seyredin!>. diyorlardı. 'Bu adada güneşin doğması ve bat. ması çok güzel olurmuş. Bunun met- hini daha Amerikada iken isitmiş i. dim. Cidden ikisi de oldukça *oş. Am- ma nerede bizim Meriç üzerinde gil- neşin batışıt.. Nerdo — © söğütlerin, kara ağaçların ardından kocaman, kap darmız: bir güneşin nehrin Sarı sularını alevlendirmesi ? Dünyanım çay merkezi sayılan bu adada bir gün kallık. Kolomboda ka- raya indim. Size Şanghayı uzun uza- tasvir etmek lüzumsuzdur. Bir müs. temleke diğerine benzer. Aradaki fark — Şanghaydakilerin dıya anlattıktan sonra burasını da | Seylon'un Balkı iki / cinstir. — Bizi yertiler, Seylorlular diğeri de bundan yüzlerce sene evvel Hindistandan bu- Yaya hicret etmiş olan Tamallar... Bunlarm arasında görünüş, âdet ba- kımından hiçbir fark sezemedim. Yal mez Usanları başka. Bizi şaşırtan şey, bu ikdi grupun birbirlerine karşı düş- manlığı oldu. Kolombadan sonra, durağımız Bom bay idi. Buradan vapur kömür yükü- nü alacaktı. Muazzam şehrin son sis- |tem timanında bir iakeleye yanaştık. | Bombay sokaklarmda, göceleri ya- | rı çıplak insanları kaldırrmlara serili yatarken görürsünüz. Rastladıkları- mrzm birçoğu dilenciyi andırır, sefa- Kt herhakde pek fazla... Tatar ahbabım ve karısı ile bera- ber Bombayda bir de cami gezdik. Avluda siyaha çalan yeşil rankte Si ile dolu bir havuzdan Hintli müslü- manlar abhdest alıp camlin içine dalı- 4 Dindar bir adam oltan AY- dal Veli bu pisliğin karşısında «töv- ber çekerek: temiz, akar su olmalı, yoksa namaz kabul olunmaz. Burada iki gün kaldıklan Borra yine yola çıktık. Bombaydan üçüncü mevkle birçek yeni yolcu binmişti. Bunlar Adisababaya giden Hintlller- & Hepimiz bu yeni gelenlerden biraz Şikâyetçi idik. Kamaralar çok sıcak olduğundan geceleri güvertede, açık havada yatıyorduk. Adizahabaya gi- den Hintider daha lik günden güver- tedeki boş yerlerin hepsini zaptetti. ler. Adene kadar yerlerinden tepren- mediler. Bu dağdakinin gelip >ağda- Xini kovuşuna hepimlzin canr <ıkıldı. Adamlar Habeşistanda tüccar'ık e- derlermiş. — Ttalyanlar ile aranız na dir? (Üsviçre karikatürü) «Bizim sizi ne kadar sevdiği- mizi bilirsiniz. Fakat sizinle har- be giremeyiz. Açız. Harbe girer- sek İngilizler ablokayı şiddetlen- dirirler, dışardan gelen azıcık er- zak ta kesilir. Biz harbe girme- den siz topraklarımızdan geçemi- ye kalkışırsanız, İspanya milleti- ni dost sıfatile kaybedersiniz. İs- panyollar çok hassas adamlardır. Kendilerinin iştirak — etmedikleri harp dolayısile ecnebi askerinin | topraklarında dolaşmasına taham | mül edemezler.» Garibi şa ki, İspanya bugün- | kü haline rağmen kendini Müs- | lüman siyaseti bakımından —Ak-| denizde İtalyanın rakibi sayıyor. | Harpten sonra — Fransiz Fasına | mültecilere — rastgeliniyor. — Nasıl | gelmişler ki, yerlerinden kımılda- | vâris olacağını kuvvetle umtıyor, | yolunu buluyorlar, bilmem... B“'meoı;ım., Vakitlerinin dört- |Fazla olarak ta İspanya, sulh i- nu çok gizli tutuyorlar. Ben me- |. üçü yere uzanmış bir halde | çin tavassut rolü oynamak eme- Hindedir. — Başka neler duydunuz? — Belçikadan kaçıp gelmiş bir Leh mültecisi ile görüştüm. Garip şeyler anlai Bir akşam Brükselde bir bar- da, bir Alman tayyarecisi ile ka- deh arkadaşlığı etmiş. Tayyareci galiba içini dökecek bir adam a- tıyormuş. Demiş ki «Son Londraya — gidişimde, yirmi sekiz tayyarelik bir erup- tan benden başka kurtulan ol- madı. Üç günde bir sıramız ge- liyor. Yarın sıramdır. Nasıl gide- yim? Siz benim yerimde olsanız gider miydiniz?» Belçikada şiddetli bir İngiliz taraftarlığı peyda olmuş. Herkes ümidini İngiliz galebesine bağlı ğ | Bütün Avrupada şimdiden u- | müumi bir sıkıntı var. — Hastalık çoktur. Bu kışın, işgal altındaki | memleketler için ne kadar büyük | bir felâket olacağını karşıdan kar | gıya göz önüne getirmek imkân- sızdır. Aç ve hasta adamların hiç bir şeyden pervaları kalmıyacak- tır.» İşte yolcudan — duyduklarım... Söyledikleri Avrupaşlih umumi halini aydınlattığı için olduğu gi- 3 — Sütten mamül bir yiyecek & — Dünya - Göz rengi - Bay değil 5 — Oturduğumuz yer - Bir uzvumuz 6 — Kadınların dld-!lkır-hnd' Bir kâ- Bt iemi 7 — Bakal kuruş - Bevgililer öyle dolaşır © — lan insanlar İl — Damarlarımızda dolaşan - Bir nota - Karda yürüyün- ce biraktığımız. Diye sordum. — Tüccartara iyi muam.le yapı yorlar, dedi. Fakat Habeşlila '3 haıl Kötüdür. (O sırada İtalya henüz har- be girmemişti) (Arkası var) EVVELKİ BULMACANIN HALLİ 1 — Ramanya - Arı 2 — Odesa - Çalım 3 — Medine 4 — Asll - Rikat 5 — Men - Ses - Ulu 6 — Erenler İT — Aç - İsli $ — Ark - Tul 8 — Al » Kurtuluş 10 — Rical - Lüle ti— İn - Tulü - Şen. & Domlı_—nuı Zevce - Keder 10 — Bizden gayri o- | FELEK Kediler Tilki mi Oluyor? Yazan: B. FELEK ek sevdiğim, sözüne, dü- şüncesine ve tahminle- rine son derece itimat ettiğim muhterem bir Türk hekimi be- ni ikaz etti: — Sokakta dolaşan kedileri topliyan açıkgözler peyda ol- muş. Yakalayıp çuvala koyu- yorlar, sonra da pöstekisini sa- tıyorlarmış. Geçenlerde bir kürkçü dük- kânına giden bir hantma dük- kânın işçi kızı: — Biz astragandan başka kürk işlemiyoruz, diye kafa tut- muş. Dükkânın — ismini reklâm olmasın diye yazmıyorum. Han- Bi astragan matmazcl? Piyasadaki kürk buhram böy- le giderse açıkgözlerin topladığı bu kediler sıra ile tilki, pötigr ve şenşilâ olacak? Sıhhiye teşkilâtının — toplı ö söylenen bu kedilerin ser- seri oldukları iddia ediliyor. Bana bu malümatı veren mühterem doktor — merak edip sormuş: — Serseri kediyi mesken sahibi kediden nasıl ayırt edi- yorsunuz? Sıhhiye memuru göğsünü ge- terek cevap vermiş: — Tasması olmamasından! İlâhi ahbap! Hiç — kedinin — tasması olur mu? Tasmaya köpek tahammül e- der, belki bazı insanlar da hammül eder. Fakat kedi ta- hammül etmez. Ne yapar ya- par boynundan alar, Bu serâzat hayvanın serseri- si yoktur. Çünkü kedi, köpek gibi sokakta yatmaz. Mutlaka, bir evde, bir dam altında kalır. Meskeni olana da kanun ser- seri demez. Hem kediler çekilince sıçan- lara meydan boş kalır derler. edi toplatanlar bu sözü bilmiyorlar mı yahu? Kedi için, nankördür, di Fakat, vebayı taşıyan ve y yan farelere karşı olan müca- delesile insanlara ettiği hizmeti düşününce kedinin nankör ol- duğüna hükmetmek — haksızlık. insafsızlık ve adaletsizlik olur değil mi? Bırakahm şu hayvanları! Boynunda tasmasi — yoktur. diye serseri sayımıya, serseri sa- yip çuvala koymıya ve çuvaldan çıkarıp kürkçü dükkânına sok- mıya ne hakkımız var? Her Türkün göğsü- nü kabartacak, büyük küçük her- kesi heyecana geti- recek sahnelerledo- lu olan Türk ordu- sunun nelere kadir olduğunu gösteren.. Türkçe sözlü ve şarkılı ÇANAKKALE GEÇİLMEZ Büyük milli filmi 20 İLKTEŞRİN Pazar Günü Sayımdan — sonra) MATİ- : NELERDEN İTİBAREN TAKSiM yan Sadettin Kaynak Büyük bir musiki heyetinin lar tarafından söylenen milli şarkılar bilhassa — film için ç— ——— Yedigtin Neşriyatından: Dinimiz YAZAN: VEDAT NEDİM TÖR İçtimal yaraları seri bir neşterle | deşen ve müsbet devdlar gösteren bi İ eserdir, Piyatı otuk kuruştur.