Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
y MA —e a S GW SAT ; aa ÇN SAUR — 8-10-940 görümmm SİYASİ, İCMAL Amerikalıların Yeni Suali: © Zaman Gireceğiz?,, VATAN 3 'SEYAHAT NOTLARI Bağdat Geceleri, DamSafaları Yazan: M. H. ZAL aşingtondan gelen bir tel- grafa göre, Amerikalılar ::t:k: «Ne yapacağız?» diye di "î*k devrini geçirmişler. Şim- t b &ğızlarında dolaşan sual «Ne Arabın bir solukta altmış e$| :. Y d Ü gireceğiz? » şeklinde imiş. î.'f leyi (eyksâce) îerxnmde >eıfş SLAR çüzlü bi ç en göğe kadar hakkı varmış. Ş 'ıkljhd::j :ı,:ı :)ı'!::îeînaıkr:rzî:: Bunu insan bütün hayat ve hare- M' ŞGVkı Yazman K keti durduran çöl gündüzünü ya- :;::' birçokları mühim bazı hâ- mü ler beklediler. Hele Brenner ul tından sonra ukşa_ma sa- & tağ şadıktan sonra daha iyi anlıyor. Gece; buralarda yaşamak, nefes almak, dünya nimetlerinden ve aşktan müstefit olabilmek için ilk şart. Gündüzki ıstırabı. — dindir- menin, mavi kubbeye zevkle ba- tilâtör bu &göbek taşı» havasını suratınıza çarparak haşlıyor. Bu- na, alçaktan uçan bir tayyare şek- lini hatırlatan vantilâtör gürültü- sünü de ilâve ederseniz, bizim ilk mutlaka bir şeyler kopa- Hı]ı:. ihtimal verenler çoğaldı. <Abuki üçüzlü mihver hareke- — 'e Breni ülâkatı netice- ğ ! ::î:: bu i:;ık:ı:ia:gr[nhk[a gö- kabilmenin yegâne vasıtası. î:î:::::ı “ykl')l:lk:lce > O(İimâlşfmur ü i ika- Amma, durun. Acele etmeyin. ei rken — imdadımı- a K Ş eree Ayara Arabın işbu biricik sevgilisi ge- za bir Türk doktor yetişti. Aman! İçerde ölürsünüz.. diye bizi dama çıkarttı. Ondan sonra hem rahat ettik, hem de yukarıda anlattığım gece safalarını sürdük: Bütün otel halkı, gece yarısına doğru pijamalarını giyiyor. Hâlâ ısınmış bir tuğla sıcaklığı ile in- sanın ensesini yakan koridorlar- dan ve merdivenlerden geçerek âheste beste dama çıkıyor, Dam- v «Ne zaman yapacağız?» su- y'n.“l «Ne yapacağız?» sualinin * geçmesidir. Ha ©k gariptir ki geçen Umumi ; *pte atılan adımlar bu harp- e birer birer tekrar edil- tedir. Geçen harpte Ameri- yel harbe girmeğe karar ver- İi | üç sene sürmüştü. Bu defa Ver devletleri Amdrikalıla- leri 'kmiline dokunacak hareket- kadı eşfetmekte ve yapmakta o âr maharet gösteriyorlar ki, lerikanın harbe girmesi hare- k,::mn bundan çok kısa bir za- hili:d. tamamlanması beklene- ceyi de parçalara ayıracağız. Zi- ra, onun da her parçası öyle zevkler ve saadetlerle dolu değil- dir. Bir defa güneş battıktan, ya- ni ağustos ayında takriben saat altı buçuktan gece saat ona kadar devam eden bir «harareti kusma» faslı vardır. Binalar, ağaçlar, yer- ler, hattâ su ve çimenler gündü- zün aldıkları harareti kusarlar ve bir şimal rüzgârı bu sıcak kus- muklarını silip süpürüp Hint de- nizine götürmeğe çalışır. Bu esna- da siz asla rahat edemezsiniz. Vâkıâ esen şimalin, — Araratın rüzgârıdır amma, çölün kusmu- ğunu taşıdığı için, benim birçok defalar yaptığım gibi, geceleyin dahi siyah gözlüğünüzü takmaz- sanız göz bebeğinizi lop yumurta gibi pişirir. Ondan sonra iki saatlik bir sü- kün ve nihayet gece yarısından itibaren serin, ışıklı, parlak bir «çöl gecesi» başlar. Rüzgâr artık küfür küfür değil, püfür, püfür tuttuğuna ve sıcak yaptığına ka- ni) öbek öbek yetmiş seksen kar- yola var. Karyola grupları misa- îınlarına göre ayrılmış. Meselâ ngilizler grupu, evliler grupu, Polonyalılar grupu — veya horla- maktan sinirlenen ve damiın tâ ötesine çekilen sinirliler grupu ve saire. Dam safasına güneş doğuncaya kadar diyecek yok. Fakat müba- rek bir defa sarı saçlarını ufuktan gönderdi mi, damın üstü bozgu- na uğramış bir ordu manzarası gösteriyor. Terliklerini yakalı- yanlar kaçan kaçana. Ne çare ki hâlâ duvarları fırın gibi sıcak o- daya girmenin verdiği ıstırap, ge- ceki hbütün safayı unutturuyor. Şimdi diğer öğrendiklerimi sı- ralıyayım: Nusaybinden aşağıda yazın tahtakurusu, pire, bit, ka- ra sinek gibi mahlükat yaşamıyor. Bunların yerine akrep, kertenke- le, kurbağa, eşekarısı kaim olu- yor. Hele kertenkelenin girmedi- ği hiçbir yer yok. Bereket versin ki bunlar benim evvelce Filistin- de gördüğüm koca kafalı, siyah l’ik:d:.ele cidden gariptir: Ame- Va halk ruhu, bir noktadan fi eket_ ederek harice ait buh- r.,.l bir meselede kat'i bir ka- Varmak için muayyen bir &â muhtaçtır. Dahili siya- lsusi menfaatlere ait bir N d tesirler bir düzüye çarpı- Ho ururlar. Bu çarpışmanın ne- b.e'"nin hariçteki hâdiselerle ğ €şmesine göre, son karara lüy bazı günler az, bazı gün- doğî:kdyOI alınır. Arada geriye “'ülüı—_u bir, iki, adım atıldığı Az Veya çok bir zaman son- a erikanın demokrasi ve et cephesindeki devletler ;ı"knl karışması a kadar mu- n St bir şeydir ki, Amerika- vi kendi kabuğuna çekilmesi h.kî:'mpa işlerine karış, le bi nda mücadele edenler bi- Bünun en sonunda böyle ola- Ni pek iyi bilirler. Şte üçüzlü mihver teşebbüsü Tenner mülâkatı Amerika- NŞ karara doğru hareket v"“uu hızlandırmıştır ki, mih- 4 _devletlerinin aradığı yıldırıcı irin tamamile zıddı hasıl öl- N$ demektir. Sete, eser. Bilhassa sabaha karşı olan bu çöl gecesinin güzelliği söz gö mez. Hani şu çöl gecelerini gös- teren seyahat afişleri vardır: Eğ- ri bir hurma ağacının arkasında koyu mavi bir sema, top top, lop lop yıldızlar, bu mavi kubbeye çakılmış gibi dururlar. Öyle par- lak, öylerişiklidirlar ki, ay olmaş diğı zamân da etrafınızı aydınlık görürsünüz. Yazın çölün bu biri- cik güzelliğinden de mahrum ka- hnırsa acınır. Onun için de oda- larda, çatı altında değil de dam- da yatmak, &«dam safası» sürmek lâzımdır. İlk birkaç geceyi acemilikle ça- tı altında geçirdik, yu)i harare- tin en ıstıraplısını çektik. Oda i- çinde geceleyin hararet 4.5 den aşağı düşmüyor ve koca bir van- Ta Ve Fi ten renginde zarif şeyler. Odanız biraz serin ise, ne yapıp yapıp içeri damlıyorlar. Yazın Bağdat otellerinde ve da içinde yorgan, battaniye hatt o- da cibinlikli veya cibinliksiz (çün- ı" kü bazıları cibinliğin de rüzgârı ;ql' firlerin milliyetine, sosyal hal ve| | Yalnız Basrada Odaları Frigorifik Makineler İle 28 Dereceye Düşürülen Bir Otel Var Ve İnsan Nezle Olmak Saadetine Orada Varıyor Zira burada hararet daima kırkın üstünde olduğu için dışardan a- lacak soğuk bulmanıza imkân yoktur. Dışardan ancak sıcak a- labilirsiniz. (Yazın yalnız Basra- da odaları frigorifik makineler ile 28 dereceye kadar düşürülen bir otel vardır ve ancak insan soğuk- tan nezle olmak saadetine orada varıyor). Sıcaktan en çok müteessir o- lan uzuv karaciğer imiş. Dok- tor öyle diyorlar. Bunu bil- r fakat benim bittecrübe ve k tle meydana çıkardığım bir şey vardır ki o da buralarda en az çalışan uzvun böbrekler ol- duğudur. iğunüz kilolarca suyu hep d EwiŞehıade Sinemada ğ Yarım matinelerden itibaren 1—HABİL-KABİL H (CLARK GABLE) - MARİON Di DAVİS)'in binlerce güzel artist W ve sayısız milyonlarla hazırla- dıkları Fransızca sözlü muaz- zam revülü emsalsiz şaheserler şaheseri. 2—BAY TEKİN (YILDIZLAR DİYARINDA) Dünya yüzme şampiyonu BUS- TER GRABE'nin her Sahnesi seyircileri meraktan heyecan- dan coşturacak büyük sinema romanı 38 — Tayyare ile gelen en son harp havadisleri. YAKIN SARK JURNALİ TÜRKÇE Her hafta SÜMER-TAKSİM Si- nemâlarından sonra bu mühim harp havadis gazetesi münhası- ran sinemamızda gösterilecektir. tışârı vetivor. başı VEFAT Cümhüriyet refikimizin tahrir er- Ahmet ve korkunç soydan değil, Ufak, | Reel'in kardeşi Doktor Talât Tahir Reel uzun ve ıztıraplı süren bir has- talıktan sonra dün hayata ebediyen gözlerini kapamış ve Feriköy mezar- âw lığıma defnedilmiştir. Kendisine Al- çarşaf gibi örtü tamamen mülga. 'lahtan rahmet dileriz. Başvek ilimizin Tetkik Seyahati ada Başvekile İskenderun Soğukoluk, 7 (A.A.) — Baş- vekil Dr. Refik Saydam, bu sa- | bah saat 11 de valiyi, vilâyet na- fia ve su işleri müdürlerini kabul ederek Amik ovasının bataklığı- nın kurutulmasını, vilâyet yol iş- lerini tetkik etmişlerdir. Öğleden sonra refakatlerinde Doktor Refik Saydam Hatayda Petrol Sahalarını Gezdi da buket verilirken Vali, Komutan, Parti Müfettişi ve mebuslar olduğu halde Ekverk mevkiindeki petrol arama sahası- na gitmiş ve buradaki mesaiyi görmüşlerdir. Avdetlerinde İskenderun civa- rındaki hurmalıkları gördükten sonra geç vakit Soğukoluğa dön- SA | düşlerdir. Atletler Vali Ziya Şerefine fet Verdi si Dr. Lütfi Kırdar, 11 inci Bal- kan Oyunlarına iştirak eden Elen, şilik bir ziyafet vermiştir, Çok sa- mimi geçen ve birçok kardeşlik tezahüratına vesile teşkil eden bu ziyafette Dr. Kırdar - bir nutuk vermiştir: «Muhterem misafirlerimiz, «Sizleri Balkan Oyunları dola- yisile ikinci defa olarak İstanbul- da, bu arkadaşlık ve samimiyet |sofrası etrafında toplanmış gör- 1mektan mütevellit memnuniyeti- mi izhar etmekle bahtiyarım. «İki gün süren ve bizlere pek asil mücadele sahheleri arzeden Balkan Oyunlarına || seneden- beri fasılasız olarak devam edişi- niz ve bu 11 inci oyunları bügün- kü müşküllere rağmen tertibe muvalfak oluşunuz spor kudreti- nin ve Balkan oyunlarının en dikkate şayan parlak neticesidir.;» Valinin nutkuna cevap veren Balkan atletizm konfederasyonu | ŞEHİR TİYATROSU TEMSİLLERİ Fransız Tiyatrosunda Tepebaşı Tiyatrosunda MİHRİ'NİN DEVRİÂLEMİ | KOMEDİ KISMI DğUAAgKıgsıığdı b ga AKSAM saat 20,30 da UN . YOKTUR OTELLO Yazan: MİHRİ BELLİ eu L J -— — Birinci mevkideki ahbabımın o ge- ce yattığı ötele gidip eşyalarımı al- drm. Kadıncağız bu yüzden gümrük- te bir haylı itilip kakılmıştı. Kendisi- le Taft vapuruna avdet etmeden is- kelede vedalaşırken: — Bana yaptığın iyiliği unutmı- yacağım, dedim. Çok müteessirim ki, karşılıkta bulunacak vaziyette deği- lim. Gemici arkadaşlarıma ve Üçüncü yolcularından bazılarına karşı da aynı hisleri duyuyordum.Taft vapuru Japonyadan hareket edince beni sev- diğim bir takım insanlardan ayırmış oldu. Şuna kani oldum ki, insanlar kendi hallerine kalmca esasen iyi kâlbli mahlüklardır. Onları fena yapan şey, hayatın kötülükleridir. Japonyada ilk gecemi otelde geçir- PARA BERABER GiTMEZ L A L E iriş Fransız sinemacılığının 1940 zaferi RATmU JACOÇUELİNE DELUBAC - YVETTE LEBON'un kudretile yaratılan süper filmi HAKİKATI ARAYAN ADAM Hayatın, iztırabın, aşk — Ğİ B A GE AA ve ihtirasın romanı larr imiş. Japonyadaki müslümanlar bir de Tokyoda bir cami yaptırmış- lardır. Burada bu tatarların birçoğu ile tanıştım. Bana karşı çok misafirper- verlik gösterdiler. Bunlarm hemen hepsinin hali vakti yerindedir. Mü- him bir kısmı kumaş ithal ve ihraç ederek ticaret yaparlar. Bazıları Türk vatandaşı olup Tür- kiyeye göç etmişlerdir. Ve birçokları da buraya gelmek için hazırlanmak- tadırlar. Bana: — Nasıl Türkiyede ekmek parası kazanabilir miyiz? Diye sordukların- da: — 'Tabit dedim. Türkiyede yalnız sizlere değil daha milyonlarca insan için hayat sahası Var. Sizin gibi ça- lışkan kimselerden bizler de istifade ederiz. duğu memiştim.. Pasaportum y Kobede günlerden biri uğı idi. Şimdi ise her şeyim tamamdı. Eşya- larımı aldım, ucuzca bir otele yerleş- tim. Kobe'de üç gün kaldım. Biraz boş zaman bulunr bulmaz «Şehrin bir kuş bakışı manzarasını seyredeyim>» diye sarki üzerimize yıkılacakmış gibi duran, şehre pek yakın dağlardan bi- rine tırmandım. Koca şehir, Japon- yanm en büyük limanı ayağımın al- tında. Pancurlar, küçük ahşap evler, daha ötede iskele ve bankalar soka- ginm taştan büyük binaları. Gözüm bir noktaya takılıyor. Dağa yakın bir yerde iki ince beyaz minare yük- Pseliyor, acaba burada Müslümanlar |çok mu? Diye düşünüyorum. Şehre dönerken bu camie uğradım. Beni sarıklı Kazanlı bir ihtiyar Ta- | tar karşıladı. Meğer bu camii kuran- lar Rusyadaki ihtilâlden Sonra Ja- ponyaya kaçan bazı Tatarlar ve ge- ne Kobede oturan Hint müslüman- TAKSİM Sinemasında, Türkçe sözlü İstiklâl Kahramanı filmi büyük muvaffakıyetle devam etmektedir. En fazla sevilen ve sinemanın en sehhar Jön promiyeri TYRONE POVER'in SONİA HENNİE ile beraber yarattıkları KARLAR ALTINDA Aşk ve ihtiras filmi perşembe akşamı SY SİNEMASINDA | de düşüyordu. Tatar ahbabın yemeğe daveti üzerine cuma namazı- nr kılmıya gittim. Camie girince şap- kalar çıkarılıp beyaz başlıklar giyil- yor. Henüiz birkaç yaşında olan cami- in içinde kalörifer tesisatı var, Cema- atin bir kısmı Tatar bir kısmı da Hintli. Mutaassıp dostları rencide et- memek için kendilerine namaz kıl- mayı bilmediğimi söylemiyorum. On- lar eğiliyorlar, ben de eğiliyorum! Onlar yatıyorlar ben de yatıyorum. Onlar âmin diyorlar ben de öyle ya- pryorüm, Çin Harbi Her Şeyi Yutuyor Amerikadan Japonyaya gelen bir adamın Japonyanın hâayatmda birçök bariz farklar gözüne çarpıyor. Bir kerre Japonyada küçük istihsal hâ- Jâ kısmen tutunabiliyor. Bunun için bizim Türk şehirlerinde rastlanan kü çük dükkânlar, esnaf çarşıları vesal- reyi Japon şehirlerinde de görmek mümkünd'ür. Diğer bâriz bir fark da Japonyadaki Müslümanlar Arasında Japonyada üniforma bolluğudur. Ja- pon üniversite talebesi bile saçını kı- sa kestirmiye ve resmi üÜniformayi giymiye mecburdur. Üç sene süren Çin harbinin tesirleri de görülüyor. Tokyoda rastladığım bir yabancı ba- na şŞu şekilde şikâyet etti: (Arkası var) a ige yi a Bu akşam Yugoslav ve Türk atletleri şerefi- | ne bu akşam Parkotelde 150 ki-| başkanı ve Yunan delegesi Rino- | pulof, Balkan atletlerinin vali ta- | Ziyafet Tezahürlere Vesile Oldu İstanbul Vali ve Belediye Rei- | rafından gösterilen iyi kabulden dolayı derin teşekkürlerini ifade etmiştir. Başkan, nutkuna şöyle devam etmiştir: «Balkan oyunları, Balkan dost- luğuna, genç Türkiyenin yüksek Cümhurreisi İsmet İnönü'nü bun- | terenin, | | | | İngiliz Tayyareleri 36 Saat Akın yaptılar Londra, 7 (A.A.) — Hava Neza- reti tebliği: Dün gündüz, İngiliz bombardıman tayyareleri Osted, Calais, Boulogne Mmanlarma hücumlar yapmışlardır. Herlingen, — Stabiren, — Or Uizen, Dordrecht, Denhelden de toplu bulu- nan gemi ve mavnalar bombardıman edilmiştir. Bu harekât esnasında Blenheim ti- pinde bir bombardıman tayyaremiz bir düşman avcı tayyaresine hücun ederek düşürmüştür. Hiçbir İngiliz tayyaresi zayi olmamıştır. Sahil mu- hafaza teşkilâtına mensup Hudson tipi tayyarelerimiz Hollanda sahille- ri açıklarında silâhlı iki düşman iaşe gemisine hücum etmişlerdir. ı milerin tayyare dâfi topları t lere karşı şiddetli bir ateş açmıştır, Hücum ilk pike yapan bir Hudsona Vâki olmuş ve tayyare ateş almıştır. Bununla beraber pilot büyük bir ce- saretle hücumuna devam etmişse de tayyare denize düşerek batmıştır. Londra, 7 (A.A.) — İngiliz hava nezareti istihbarat bürosu — İngiliz hava kuvvetlerinin Manş ve şimal denizleri sahillerine karşı dün şafak- la başlryarak bugün öğleden sonra- ya kadar devam eden hücumları hak- |kınmda aşatıdaki tafsilâtı vermekte- dir. Bomt malde Hr man tayyarelerimiz şi- genden Boulogne'e ka: r olan ada sahil hedeflerine ve gemile cum etmişlerdir. Bir bombardıman t aresi bu sabal Calaise — yaklas k hücuma başla- mıştır. Büyük kalibrede bombalar do- lu bir halde bulunan elli kadar mav- naya düşerek infilâk etmiştir. Amerika Harhe Ne Zaman Girecek? (Başı birincide) yeni deniz üsleri tesisi... Eski Cümhurreisi Hoover'in Mütalâası Nevyork, 7 (A.A.) — İngil- Avrupa ablokasını mü- dan 9 sene evvel Atina stadında dafaa eden 15 tanınmış Ameri- Wknrşıladığı unutulmaz gündenbe- Wri fevkalâde hizmetler ifa etmiş- tir.» Komite Fahri Âzalıkları İstanbul, 7 (A.A.) — Şehri- mizde toplanan 12 Balkan konfe- | derasyonu kongresi, Türk dele- |gesi Burhan Felek, Yunanistan | delegesi Rinopulof'u, Bulgaristan delegesi Keçef'i, Romanya dele- gesi Bueresku'yu ve Yugoslav de- legesi Ügreniç'i komitenin fahri âzalıklarına intihap etmiştir. Komite Başkanının İzahatı | İstanbul, 7 (A.A.) kan oyunları organizasyon komitesi başkanı ve beden terbiyesi genel di- rektörlüğü yüksek istişare heyeti â- zasından Bürhan Felek, intaç edilen Balkan oyunları hakkında Anadolu Ajansının bir muharririne şu izahatı vermiştir: 11 inci Balkan oyunlarının ter- tibi, bu sene, bu husustaki protokol mucibince, bize düşmekte idi. Fakat Balkanlı komşularımızın bu oyunla- ra iştirak edip etmiyeceğinden emin değildik. Bunun için kendilerinden is- timzaçta bulunduk. Rumen, Yugos- lav ve Elen federasyonları iştirak e- deceklerini bildirdiler. Ancak, bugün- kü şartlar altında milli takımların uzun müddet memleketlerinden ay- tılmaları atletlerin tam formda bu- lunabilmeleri güçlüğünü derpiş ede- fek evvelce haftanın Üç gününde yapılan oyunların iki güne sıkıştırıl- ması takarrür ettiği gibi, mağlübi- yet endişesile iştirakten çekinmenin önüne geçmek için de bu sene umu- mi tasnifin yapılmasından sarfı na- |zar edildi.» ve en gülünç filmi Baş Rollerde: çin yerlerinizi evvelden temin ediniz. | kalının neşretmiş - oldukları bir beyannameye cevap veren sabık Cümhurreisi Hoover, şunları söy- lemiştir: «Kimsenin, İngiliz dâvasını ha- leldar etmek arzusunda olacağı- ni zannetmiyorum. Bu mesele, acı sözlerle değil, ancak teşriki mesai ile halledilebilir. «Bizim mücadele ettiğimiz. iş- ler için mücadele etmiş olan de- mokratik milletler, önümüzdeki kış felâketler karşısında kalacak- |lardır...> 11 inci Bal-| 'Yalnız İstanbulu değil bütün Türkilyeyi bir kahkaha kasırgası kaplıyacak bütün cihanın en şen - en komik ZORLA TAYYARECİi Fransızca &özlü orijinal nüshası YARIN AKŞAM MELEK SİNEMASINDA İnumaralı koltukların şimdiden aldırılması rica olunur| TÜRKÇE SÖZLÜ NÜSHASI PERŞEMBE AKŞAMI İPEK SİNEMASINDA MUSİKİ VE ŞARKILAR MUHLİS SABAHATTİN aö SÜMER Sinemasi Bütün heyecan ve teesslirlerin dramını, bit kadının bütün feci talihini tasvir eden. Şimal Kanunu Fransız süper filmini takdim ediyor. Lüks ve ihtişam arasında başlıyan bir talih... Aşka doğru giden bir hayat.. Bir maşukanın cinayet davası... MıCHEL MORGAN PİERRE RİCHARD WİLM ve CHARLES VANEL Hlâveten: YAKIN ŞARK SON HARP HABERLERİ Her Mektep Bir Hasta Arabası Gönderecek Nevyork, 7 (A.A.) — İngil- tereye hastane arabaları almak için her mektep ve koleje 1350 dolar toplamak vazifesi — veril- miştir. Yeni Bir Mihver mi? Boston, 7 (A.A.) — Komü- nistlerin, Amerika Cümhurreisli- ğine namzet göstermiş oldukları Brouvder, irad ettiği bir nutukta Vaşington, Moskova ve Tehou- king arasında tesisi lâzım gelen mihverden bahsederek böyle bir imihverin manen nâ mağlüp ola- cağını, nizam ve refahı temin e- deceğini söylemiştir. TEŞEKKUR Büyük acımızı bizzat gelerek, tel- graf veya mektupla paylaşan dost- larımıza ayrı ayrı teşekküre teessl- rümüz mâni olduğundan sayın gazü- teniz vasıtasile teşekkürlerimizi bil- diririz. Merhum Mustafa Keren ailesi Tel. 42851