7 Ekim 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sarı | Hopalı Mehmet Maceralarını Anlatıyor Korsan Haydutlar Arkadaşım; Yere Yatırmış Koyun Gibi Kesmek İstiyorlardı — GA Ne kadar geriledik bilmem, üç beş adım kadar sağımızda yeşil bir defne ağacı ile, dört tarafı es- ki demir parmaklıkla çevrilmiş, yıkık bir mezar gözüme ilişti. E- mekliyerek sokuldum. Her tara- fını isırgan ve baldıranlar kapla- mış, yanık bir sanduka, altında da, dört beş kişinin sığabileceği genişlikte, ön tarafı yıkık bir lâ- hit gördüm. Sevindim ve gül- düm. İki dakika sonra, arkada- şım ile birlikte, orada yatan mü- barek zatın koynuna sokulup saklanmış, ruhaniyetine sarılıp sığınmıştık. Günün yarısını o yıkık türbe- de sinerek geçirdik. Gece yarısı lâhitten silkinip çıkarken de, gü- lünç bir hâdisenin kahramanları olduk. O sırada, türbenin yanın- dan geçmekte olan iki zavallı, bizim sandukanın altından sıyrı- larak çıktığımızı görünce, orada yatan evliyanın ayaklandığını tanmışlar, titriye titriye salât 7e selâm getirerek geri geri çe- gilmiye başlamışlardı. Biraz son- ra, başı örtülü bir şekilde anlattı- ğım maceramız karşısında da kah kahayı basmışlar, onlar da bi- ze, koynuna sokulduğumuz zatın kim olduğunu anlatmışlardı. Me- ğer, bu türbede, Sultan Fatihin adamlarından meşhur çıkrıkçı ba- ba yatarmış., Civar halkı arasın- dı bıı yntırı buyuk bır hürmet den bir çok kimseler istifade etmekte i- miş. Muhataplarkmızdan birisi ay- rılacağımız sırada, Aksaraya gi- den yolu tarif ettikten sonra: — Gördünüz ya ağalar, kera- metini size de göstermiş, dedi. Himmeti hazır olsun baba sultah, sizleri de düşman şerrinden ko- rumuş işte, Münasip bir zaman- da bir deste mum ile siz de onun hatırmı hoş edin. Bunu yapmak size bir borç oldu artık. Oradan, himmeti hazır olsuna sorçlanarak ayrıldık. Gecenin serin karanlığına sarınıp Topka- pıya vardık ve o gece ahırda kal- dık. F Ertesi gün öğle vakti, kuman- danın emri ile bir odası bize ay- rilan polis taharri memurların- dan Erzincanlı Şakîr Beyin Bo- yacıköyündeki evine yerleştik. Şakir Bey, bizi evinde muhafa- zaya, ayni zamanda da Büyük- dere ve havalisindeki faaliyetimi- zi idareye memur edilmişti. O akşam, üç yoldaş başbaşa ver- dik. Vücutları ortadan kaldırıla- cak kimselerin isimleri yazılı o- lan kâğıdı önümüze serdik. Gü- zel bir iş programı ile, bir ölüm listesi tertip ettik, Erzincanlı Şakir Bey de, bu işin gerçekten çok becerikli bir ehli imiş hani. Bize yalnız idare- cilik değil, icap ettikçe, kılavuz- luk, yoldaşlık yapmıkkan çekın- Tam iki ay, Büyükdere, Ye- niköy, Tarabyada zaman zaman da Kefeli, Zekeriya ve Bahçe- köy taraflarında, salgın bir ve- ba gibi dolaştık. Nice hainleri kara topraklara karıştırdık. Ku- mandan miralay Esat Beyin e- | mirlerini harfi harfine yerine ge |tirmiye, hele, karda gezip izimi- |zi belli etmemiye bütün varlığı- mız ve kurnazlığımızla çalıştık. Kaç defalar tutulmak, vurulmak tehlikeleri atlattık, ölümle kar- şılaştık, kucaklaştık. — Peşimize düşen düşman takip kollarını hep aldatıyor, atlatıyar, gezdi- ğimiz yerlere dehşet salıyor, kor ku dağıtıyorduk. İki aya yakın bir zaman, bize yârlığını esirge- miyen tali, nihayet günün birin- de suratı asmış, Nuri - ile benim canımızı yaktırmak kahbeliğini bile yapmıştı. (Arkası var) VATAN Şehir Haberleri AdliyeMerdivenleri Neden Aşınmış ? İki mühendis, Yeni Postahane- de yerleşen adliyenin merdivenlerini tetkik etmişlerdir. Adliyenin işgal ettiği kısımdaki merdivenler fazlaca aşınmıştır. Otuz senelik bir eser olan pos- tahane binasının bir taraftaki merdivenlerinin tehlikeli denecek bir halde aşınması alâkadarları harekete geçirmiştir. Şimdi pos- tahane idaresine tahsis edilen mukabil cihetteki merdivenlerin adliyeye açılması ve bu suretle kalabalığı ikiye bölerek aşınan merdivenlerin yükünün — azaltıl- ması düşünülmektedir. Bir. mu- harririmiz bu münasebetle bir Yeni Adliye Sarayı Merdivenlerinin Çelikten Yapılması Düşünülüyor mermer | Igünde adliye merdivenlerini tır- mananların sayısını tesbit etmiye çalışmıştır. Burada iki ağır ceza, 8 asliye, 3 sulh ceza, 3 icra mah- kemesi, 12 muavinli müddeii Piyasaya Taklit Kolonyalar Gıkarıldı 7-10-940 ——T İstanbül En Mes'üt Gününü Yaşadı (Daşı birincide) zalandı ve belediye meclisi âza- sından Refik Ahmetle Üniversite li bir genç tarafından kısa veciz birer nutuk söylenerek geçit res- mine başlandı. Diğer taraftan şehrin bütün halkevlerinde bu mesut güne ait toren[er yıpılmış ve — temsiller İstanbul piy ispirto | y derecesi gayet düşük, âdeta ko- kulu su denilecek kadar tesirsiz bir nevi âdi kolonya türemiştir. Çok süslü etiketlere, gayet şık ince kâğıtlara büründürülmüş 0- lan şişelerinin üzerlerinde, seksen derece ve fiyatı yüz kuruş olduğu gösterildiği halde hangi imalât- hanede yapıldığı hakkında ne eti- ketler ve ne de şişeler üzerinde milik teşkilâtı, beş icra hâkimliği 3 ticaret mahkemesi, müddeiu- mumilik ilâmat dairesi, yedi müs- tantiklik ve icra muhasebesi iş görmektedir. Her gün adliyeye gelenlerin miktarı yedi binden fazladır. Bu mahzurun gözönünde tu- tularak yeni yapılacak adliye sa- rayı merdivenlerinin çelikten ya- pılması ve üstlerine de aşındık- bir kayıt bul yan bu kolonya taklitlerinin, Yedikulede açıkgöz biri tarafından gizlice yapılarak kadınlar vasıtasile dağıttırılmakta olduğu söylenilmektedir. Perakendecilere, üzerlerindeki fiyatlardan yüzde kırk beş - elli iskonto ile ve fakat, bedelleri pe- şinen ödenmek şartile satılan bu kokulu sular, hiçbir esnaf tara- fından muayenesine lüzum görül- meden isk tama edilerek a değişebilen parçalar k sı kararlaştırılmıştır. Ankara, 6 (Telefonla) Maliye Vekâleti haziranda Bü- yük Millet Meclisinden çıkmış bulunan bir kanunla tekaüt, dul ve yetimlerin almakta oldukları maaşlara 96 25 zam y Eski Kanuna Göre Teküd Edilenler Hakkında Yeni Kararlar Alınacak rı maaşların yekünunu tesbit et- miye karar vermiş, vilâyetlerden bu hususta istatistikt malümat is- temiştir. Bu malümat alındıktan sonra memleketin mali ve iktısa- di d dikkat da tu- Vekâlet yurdumuzda bu kabil maaş alanlarla bunların aldıkla- tularak yeni kararların alınması ihtimali vardır. İstilâ Ümidi Kalmadı (Başı birincide) nın gittikçe azalmasına hâdim ol- muştur. Londra, 6 (A.A.) — Dün, ngiltere üzerinde düşürülen Al- man tayyareleri 23 tür. 9 İngiliz tayyaresi kayıptır. 4 ünün pilotu sağdır. İngiltereye Gece Taarruzları (Başı birincide) Dünkü müsabakalarda şu neti- celer alındı: Maraton IGünün ilk müsabakası Mara- ton k n stattan başl oldu. Ve 11 inci Balkan oyun- cularının en iyi derecesi bu müsa- bakada elde edildi. Birinci gelen Yunan Ragazos, ikinci Türk Atletlerimiz En Yüksek Dereceyi Aldılar Londra, 6 (A.A.) — Resmen |Şevki, üçünecü Yunan Kiryakidis tebliğ edilmiştir: |her uçu de Balkan Mnrıkon re- Cumartesi ıkıımı ve.c a kk orunu kırdıl Bi in: dere- si - Pazar gecesi memleketin cesi 2 41.37.6/10 ikincinin muhtelif istikametine karşı ufak | 2.43.33.3/10 üçüncünün derece- mikyasta ve kısa müddet devam si de 2.46.43 idi. eden taarruzlar yapıldığı sırada | Yüksek Atlama asıl hücumlar Londraya ve ha- valisine tevcih edilmiştir. Bazı evler, ticarethaneler, sanayi mü- esseseleri hasara uğramıştır. Bir kaç kişi ölmüştür; bir miktar ya- ralı vardır. Bir takım yangınlar da çıkmıştır. Bunların hepsi sürat le söndürülmüş ve bastırılmıştır. Geceleyin bir düşman tayya- resi tahrip olunmuştur. Cumar- tesi günü kaybolmuş olduğu bil- dirilen 3 pilotumuzun sağ ve sa- lim oldukları anlaşılmıştır. Alman Tayyareleri Ateş Duvarını Geçemediler Londra, 6 (A.A.) — Dün ge- ce münferit birkaç Alman tayya- resi Londranın tayyare dâfi ma- nia ateşini zorlamıya teşebbüs et- mişlerdir. Her zamandan ziyade şiddetli olan bu mânia ateşi 12 mil mesafeden bakıldığı zaman muazzam bir alev perdesini andı- rıyordu, Alınan ilk raporlar, bir veya iki Alman tayyaresinin yük- sekten ve süratle uçarak mânia ateşini zorlamış oldukları bildi- nin ekserisi, bu hakiki ateş duva- rı önüne gelince derhal istik medi. Şi kendini tehlikeye k sa- kınmadı. rilmektedir. Alman tayyareleri- lerini değiştirmişlerdir. Yunan Lekatsos 1.87 atlıyarak birinci, Lâmbros (Yunan) ayni derece ile ikinci, Jerfi (Türk) ile Abranoviç (Yugoslav) 1,80 ile üçüncü oldular. 200 Metre Bu müsabaka da atletlerimizin büyük muvaffakıyeti ile neticelen di. Melih bir gün evvel kazandı- ğı Balkan şampiyonluğuna birisi- ni daha ilâve etmiş oldu. 22.6 ile birinci Muzaffer (Türk) 22,8 ile ikinci Raçiç (Yugoslav) üçüncü geldi. 800 Metre Rıza Maksut bir gün evvel 1500 metrede yaptığı hatayı u- nutturacak bir şekilde zekâsile hareket ederek güzel bir koşu |yaptı. Ve rakiplerini geride bıra- |karak 2.1.1/10 ile birinci, Mar- koviç (Yugoslav) 2,1,6/10 ile i- kinci, Stratakas (Yunan) da ü- çüncü oldu. ğ Balkan ve Yunan disk rekort- meni Sillâs diski 50,10 metreye atarak birinci, Veysi (Türk) 43,20 ile ikinci, Kurçiç (Yugos- lav) 41,15 ile üçüncü oldu. 400 Mânialı Metre Bu müsabakada da iyi bir de- rece elde ettik. Faik Türkiye re- korunu kırarak 56.4/10 ile birin- ci, Melih (Türk) 58 ile ikinci, Klinar (Yugoslav) 58.9/10 ile üçüncü oldu. Üç Adım Bu müsabakada Yunanlı Pa-| lamyotis yine kendisine ait Bal- kan üç adım rekorunu 14,50 ile kırmıya muvaffak oldu. Yavru (Türk) 14,37 ile Türkiye rekoru yaparak ikinci Marinakis (Yu- nan) 14,26.ile üçüncülüğü aldı. “ Cirit Yugoslav Mavzer 64.24 atarak birinci, Papa (Yunan) 61.64 ile ikinci, Marköviç (Yugoslav)59,98 ile üçüncü oldu, 5000 Metre Bu müsabaka da çok güzel ve çok heyecanlı geçti Yunan Mav- ropostolos 15.22 ile birinci, Hü- seyin (Türk) 16 ile ikinci, Mus- tafa (Türk) üçüncü geldi. Balkan Bayrak Bu müsabakada ümitli idik. Fakat ortaya zayıf bir takım çık- | tı. Rıza Maksut ilk 800 metrede | çok güzel bir koşu yapmasına ve bayrağı en önde getirmesine rağ- men 400 koşan atletin iyi bir |müsabaka çıkaramaması yüzün- |den iyi bir netice alamadık. Yu- |goslavlar 3.26.8/10 ile birinci, Yunan takımı 3.26.9/10 ile ikin- ci geldi. Biz de üçüncü kaldık. Bu suretle her iki günde 6 bi- rincilik elde ettik. Ve 11 inci Bal- kan oyunları muvaffakıyetli geçti. Müsabakalardan sonra 11 inci Balkan oyunları komite başkanı Bürhan Felek Balkan bayrağını 12 inci Balkan oyunları komite başkanı Rinopulos'a verdi ve o- yunlar da kapandı. Atletlerimizi bu muvaffakıyet- li derecelerinden dolayı tebrik e- deriz. M. Kemâl alınmakta ve satılmaktadır. Bu kolonyalardan, Kayseri, Kastamonu, Çankırı, Bolu ve sa- ir bazı şehirlerimize de külliyetli miktarda satışlar yapılmaktadır. Bunların taklit olduğu da en ev- vel Kayseride anlaşılarak, alın- dığı mahalle iade olunmuştur. MÜTEFERRİK: Çocuk Patiği — Çocuk patik ve ayakkaplarının Bağdat ve Bas- rada çok rağbet gördüğünü haber alan bazı ayakkabı imalâthane- leri, geçende Bağdada ufak bir parti sevketmişlerdir. Bu defa da yeni siparişler gelmiştir. Ayakkabıcılar cemiyeti gelen siparişleri esnafa taksim edecek- tir. AmerikadanBasraya İki Vapür Geldi Gece ;ehu ve limanda bulunan bütün gemiler elektriklerle tenvir edilerek baştanbaşa — donatılmış- tır. Şehir bandosu geç vakte ka- kadderatına ârız olan kara bir tf Tih neticesi olarak düşman lllJ altına düşmüştü; İstanbul halki ve bütün Türk milleti için pek * ğır, ve tahammülsüz bir facia bu işgal nihayet Türk ordusun!? muzaffer kılıcı, kahraman süngü sü, yiğit ve imanlı göğsü sa: de bu musibetten kurtulmu!“" Bundan sonra vali 6 teş! velin yüksek mânasını tebarüz 'ı: tirmiş ve nutka şu sözlerle yet vermiştir:. g «Türk ordusunun bağrındâ” dar Taksim meydanında muhte- lif milli marşlar çalarak halkın neşe ve sevincini bir kat daha fazlalaştırmıştır. Fener alayları tertip edilmiş ve Lütfi Kırdar ta- rafından Taksim gazinosunda or- du şerefine büyük bir ziyafet ve- rilmiştir. Ziyafette İstanbul komu- tanı, emekli general. Refet, Hak ki Şinasi, İstanbulda bulunan me- buslar, ordu erkânından başka vi lâyet, belediye, Parti erkânı, Ti- caret odası mensupları ve matbu- at mü illeri hazır bul ti vatan uğ! bin bif cihat ve cidal ile yükselmiş olant büyük Milli Şef başımızdadır; © nun, Genelkurmay başkan T ve arkadaşlarının talim ve t! ile yesine her gün titiz bir itina çalışmakta ve günden güne kü” vetlendirmekte - oldukları Türk ordusu hudut boyundadır; heybetli manzara başlıca ıum'd" mızı, emniyetimizi ve istir mizi — teşkil ediyor. Hepinizi Milli Şef'in ııhh": leketin lardır. Ziyafette vali Lütfi Kırdar gu- zel bir nutuk söyliyerek ü K a ve man ordumuzun yüksek ve N” cip kumandan ve subaylınnın buzun demiştir ki: «Sayın Komutanım, şerefli mi- safirlerim, aziz davetlilerim, İstanbul Vali ve Belediye Reis- liğinin mesuliyetli ve üzüntülü iş- leri arasında bazı zevkli mazhari- yetleri de vardır: Her sene çehn— mizin kurtuluş yıldönü fine içmiye davet ediyorum.» Valinin nutkuna İstanbul mutanı General İshak Avni, nutukla mukabele ederek &© cümle demiştir ki: if dİstiklâl Harbinin — muhtel safhılarmdı İstanbulun bu h: bin & daki mümt! betile yapılın gece toplanuıında Türk ord güzide rı arasında bulunmak fırsat — ve şerefi işte bu mazhariyetlerden birisidir. Davetimi lütfen kabul e- derek benim bu zevkten bu sene de istifademe imkân verdiğiniz için hepinize saygı ile teşekkür e- derim. Gabhbaht. b i altı i velin neşesi içinde tatlı ve lezzetli saat- ler yaşıyoruz. Altı teşrinievvel, şehrimiz için asla unutulmıyacak ve hatırası ebediyetlere kadar daima yâd ve tizkâr olunacak bir bayram günüdür. Zira, bin bir tabiat güzelliği ile, 'tarih kıymeti ile, güzel sanat eser- leri ve âbidelerle —mümtaz bir mevki sahibi olan İstanbul yirmi iki yıl önce Türk milletinin mu- lü harp tarihimizde daima bir yük saygı ve takdirlerle anılâ” caktır. Güzel İstanbulumuzun bu m? sut gününde yüreklerimiz ıııı"' le beraber yüksek heyecan ve vinçlerle çarpmaktadır. Yüb ve âsil milletimizin ordusu h"k' kında daima izhar ettiği ve İstaf” bul halkının orduya karşı gol"r diği muhabbet ve itimat teznh leri vazifelerimizin ifasında en kuvvetli destek olacaktır. Türk ordusu büyük başbı muz, Milli Şefimiz, çok sayın d met İnönünün dâhiyane iradel! altında dün olduğu gibi bugün d* kendisine düşecek vazifeyi taf'” hine ve ecdadına lâyik bir şet ve kahramanlıkla başarmıya hef an hazır bulunmaktadır. — » ef İstanbul Belediyesi İlânları eşya için döviz müsaadesi — ver- mektedir. Lüzumlu bir kısim eşy te- dariki için ticari birlikler heyetin- |den Naci tetkik seyahatine çık-| mıştır, İsveç ve diğer işmal memleket lerinden ithalât da gittikçe yolu- na girmektedir. Bu nakliyat için Sovyet yolundan gittikçe fazla is- tifade edilmektedir. İsveçten Al- manya yoluyla eşyanın bir kilosu. na yirmi beş kuruş masraf biner- ken bu masrafın Sovyet yoluyla 12 ilâ 15 kuruşa inmesi beklen- mektedir. Ticaret Vekâletinin fiyat kon- trolü anlayışlı ve tesirli bir su- rette devam etmektedir. Kendi- ni bilen tüccar, hükümetin tali- matı haricine çıkmayı hatırd. bedeli teminat ——— - r : t 1600,00 - 120,00 Yollar ve köprüler tamiratında kullanılmak üzere ln' nacak 10 ton Bitimemilsiyon. 1449,60 108,72 Esnaf muayene cüzdanlarile kara, deniz vesaiti çüzdâf" larının imalinde kullanılmak üzere almacak 1428 met” re mücellit bezi ve 60 paket mukavva. 904,00 — 67,80 İtfaiye âmir ve efradı için yaptırılacak 28 adet defi palto. 670,00 50,25 Çubuklu gaz depol: için al elektrikle mütehâ&?” rik 1 adet Siren. 2700,00 202,50 Temizlik işleri hayvanlarına koşum takımı yapı!ml" üzere almacak 600 kilo beyaz sabunlu kösele ve 200 kilo beyaz yağsız vakete. 8614,00- 271,05 Umumi bahçeler için alımacak 44 kalem ağaç ve fidâf- 1857,00 139,28 Cerrahpaşa, Beyoğlu ve Zührevi hastalıklar hastahant” lerinin yıllık ihtiyacı için almacak kuru Üzüm, kaySh ryani eriği ve zerdali. Tahmin bedelleri ile ilk teminat miktarları yukarda yazılı işler ayti ayrı açık artı i zabıt ve t mü- dürlüğü kalemmde görülecektir. İhale 14/10/940 pazartesi günü sut * bile geçirmemekte ve bunun acı âkibetini tamamile gözönünde tut maktadır. Bazı malların azlığından isti- fade ederek emniyet ettiklerine el altından yüksek fiyatla mal satan muüuhtekirler fena bir ku- mar oynadıklarını pekâlâ bili - yorlar. Bugünlerde Anadolu zirat mın takalarında çuvalla beraber bal ya teli ihtiyacı büyüktür. Mah- sul çok iyi olmakla beraber ot balya yapmakta müşkülât çekil- mektedir. İhtiyaç duyulan diğer bir nevi eşya kazma kürektir. Bu ihtiyaçların karşılanması için Ti- caret Vekâleti icap eden tedbir- leri almaktadır. Kendimi 10 Numarada Buluyorum Biraz eğildi, baktı, aşağısı sokaktı, damın bir - çıkıntısı yardı oranın arkasına doğru baktı, karşısında açık bir pencere vardı. Artık tereddüt etmiye mahal yoktu. İleri doğru atladı. Odanın içerisine düşmüş- tü. Hemen arkasından pencereyi kapattı. Acaba kimin o- dasına girmişti? Etrafı dinledi. Kendi yürek çarpmasın- dan ve nefes sesinden başka bir şey duymuyordu. Oda ka- ranlık ve sessizdi. bir de ne görsün, tam MAVİi bekuyoıdıl Hayal odanın ortasına doğru gelince lııııeıı de daim! " Taliplerin ilk teminat makbuz veyf mektupları, 940 yılma ait Ticaret odası vesikalarile ihale günü mus#*” yen saatte daimi encümende bulunmaları. (9201) C Bir Yüksek Mühendis Aranıyıır ANKARA POSTA KUTUSU 154 E MÜRACAAT EDİLME Kayseri Tayyare Fabrikası Satınalma Komisyonundan: 1 — Fabrika garnizonu dahilinde iki pavyon inşa ettirilecektir. BU inşaata ait: A — Muhammen keşif bedeli 54673 liradır. B — Muvakkat teminat 3983 lira 65 kuruştur. 2 — İhale günü 14/10/1840 tarihine tesadüf eden pu.ırteıi günü saat 14 de komisyonda yapılacaktır. 8 — Teklifler 12/10/940 günü saat 12 ye kadar komııyondı kabul olunur. 4 — İhale kapalı zarf usulile yapılacaktır. 5 — Fiyat tahlili ve fenni şartname ve plânlar 2 lira 73 kuruş mü” inde mesal de saat 14 e kadar fabrika satımalma komisyo” PORTAKAL John YAZAN Willam J. MAKIN ÇEVİREN Rezzan AE. YALMAN John şimdi çok sert Yavaş yavaş burnuna âşinası olduğu bir koku gelmiye başladı. Bu koku onda bir fikri sabit gibi yerleşmişti: Por- Ceplerini aradı. Bir kutu kibrit dı, kırdı. İk John titredi. Acaba polis memuru Marşmond ile Valpas'ı öldüren adam, Kartopu muydu? Sesler hâlâ israr ediyordu: buldu. Birinci — kibriti dııhııı odayı tanıdı. Tesadüf çok garipti: Meşhur on nu- maralı apartımana düşmüştü. Bu civarda.yapılan ikinci ci- nayet sahnesi, Helenin komşusu olan apartıman.. John karanlıkta ayakta duruyordu. Beş dakika böylece hareketsiz kaldı. Kalbi şiddetle çarpıyordu. Pencereden içe- ri sızan ay ışığı halıyı aydınlatıyordu. Burada hâlâ kan le- keleri duruyordu. Birdenbire yerde bir gölge aksetti. Pen- gerenin dışında damım kenarında birisi dolaşıyordu. John camı kapamış olduğuna sevindi. yaktı. Biran ay- — Haydi, Kartopu korkacak ne var? Gir içeri... — Fakat pencere kapalı? — Kapalı mı? Pencereyi zorluyorlardı. Yine bir ses: — Pencere kapalı ise bu hörif orada olamaz. — Evet, amma nereye sıvıştı? Başka taraf yok ki... — Belki de sokağa yuvarlanmıştır. Kolay kolay bu kadar çevirdi. Oda oldu. Odaya gelen Helen idi. Delikanlı, genç kızın korku- dan büyümüş gözlerine dikkatle bakarak: — Siz.. Siz mi? Diye mırıldandı. bir tavırla kıza bakıyordu. Her a- dımda karşısına bu esrarli kadın çıkıyordu. Biraz evvel o- nu (Mavi Portakal) da yeşil elbisesile görmemiş miydi? Aıdanmıdıtmııımdıdıhıemhdı onnkıılıııılnımırh- sında ayni yeşil elbise vardı.: John şüpheli bir tavırla sordu: Genç kız, kızararak — Ben de size aynı — Burada ne arıyorsunuz? cevap verdi: şeyi sorabilirim. Fazla olarak üstü- nüzün başınızın bu halde olmasına ne diyeceksiniz ? O anda John şöyle bir elbiselerine baktı. Her Şeyİ yır- tılmış, Ş, beyaz kan Ppisllenmiş, elleri kesilmiş ve berelenmişti. — Bazı arkadaşlarla Covent Garden damlarında dolaş- fısıltı. $i sesler gi ışar da buraya kadar ilerlemişlerdi. Kartopuna içeri girmesi için ısrar » Arap bir Öteki üç adam y girmemek için kafa tutuyordu: — Hayır, hayır, bir daha o odaya giremem, İmkânı yok. Ya öteki de gelirse, ne yaparım. Diyordu. inliyor, bir ta da Birisi kapıyı anahtarla açıyordu. Kapı yavaşça açıldı. Karanlıkta bir gölge odanım içine doğru birkaç adım attı. dohn kapının arkasıma gizlenmiş apar yıp.yılıırı.dı Herlflerln geri gelmek ihtimalini uzaklaştır- mak için on dakika kadar karanlıkta bekledi. Tam bir kib- rit çakıp da etrafa bakacağı sırada hafif bir tıkırtı duydu. Bu esrarlı işlerde sizin tık (Mavi Portakal) da rast geldiğim arkadaşlarla. Bu akşam siz de orada idiniz. Biraz evvel sizi gördüm. — Ben canım nereye istersge giderim ya.. Dedi. sizi orada göreceğimi tahmin etmi- koşulmaz. n Helen hırçın bir sesle: — Düştü ise peltesi çıkmıştır. Artık geri dönelim, efen- G bekliyor; — Tabii. Fakat ben lolın oldııtu yerde duruy iğıni memz — yordum. far Korkunç on — Niçin? Birçok insanlar gibi ben de Mavi Portakalda dans edemez miyim? Meselâ siz de orada değil miydiniz? — Doğru, hakkınız var. Fazla olarak ben başka- türlü eğlencelere de iştirak ettim, Fakat Helen, bana söyleyiniz. ne alâkanız var? Rolünüz nedir ? Helen icini çekerek başını salladı: (Arkası var) nundan almabilir. 6 — Şartname alabilmek ve ihaleye girebilmek için inşaat i.çlerin“ müteahhitlik yapabileceğine dair resmi müessesattan alınmış vesika iD* raz etmeleri lâzımdır. (6243) (9287) Kayseri Tayyare Fabrikası Satınalma Komisyonundan : 1 — Fabrikamız garnizonu dahilinde urmum! kanalizasyon ve FosseP” tik tesisatı yaptırılacaktır. A — Muhammen keşif bedeli 9224 lira 37 kuruştur. B — Muvakkat teminat 691 lira 83 kurüştur. 2 — İhâle günü 14/10/940 tarihine tesadüf eden pazartesi günü sa3f 10 da yapılacaktır. 8 — İhale açık göre y 4_mumuılmmwmmavopunmmwm.m.wl 14 de kadar fabrika Satmmalma komisyonundan almabilir. 5 — Şartnameyi alabilmek ve ihaleye girebilmek için inşaat işlerin” de hhitlik yapabileceğine dair resmi y almmış — vesikâ ibraz etmeleri lâzımdır. (6250) (9288) (Devlet Demiryolları İlânları | Muhammen bedeli 60.000 lira olan 15000 adet buraj, 10000 adet kazması 15.11.940 cuma günü saat 15.30 da kıpıı:zırtuıulnıhm;wk:."ı âa idare la satın almacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin (4250) lın!ık müuvakkat teminat ile kâ” nünün tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini ayni gün saat 14.80 a kad8f komisyon reisliğine vermeleri lâzırıdır. b (Şartnameler (300) kuruşa Ankara ve Hayı veznelerinde möktadır. (9245) beel a

Bu sayıdan diğer sayfalar: