İCMAL | Mısırın İbtiyîtlı tizar Siyaseti Yem Misir kabinesinin ta- hak bir Mısırlının göre vaziyet | bilir: | İtalyan kıtalarının keti ciddi bir istilâ hare- aç0 addetmiyorlar. Yeni kabi- ilytcele kararlara mubaliftir ve bini Ati bir intizar siyaseti laki- " Müvafık görmüştür. talyan askerlerinin Mısır hu- x tecavüz — ettikleri ilk tlerde de yazdığımız gibi as- ieti harekâtın siyast lisanla tef- layınca fili mukabele im- '_A"hrı tabiatile azalır. İtalyan- | d_'nü- bunu tahmin — ettiklerin- Mayitarruzdan evvel ve hâlâ | Tei istilk niyetinde olmadık- e b huduttan içeri İngilizler- tkgötüşmek için girdiklerini tarlıyorlar. Hududu geçen- Şle hudutları geçilenlerin te- Sikkilerindeki bu benzeyiş, Mı- Mt dâvasının İngilizlerle İtalyan- arasındaki — muharebelerle 'dileceğini ve Mısır kuvvet- in ise filen müdahale etme- İ şimdilik mevzuubahs olamı- gösteriyor. — Vaziyet olduğuna göre, — Misirin ; meselesini, orayı müda» x':ı- koyulmuş olan İngiliz kuv- köllerile Mısıra / tecavüz- eden Alyan kuüvvetleri — ayasındaki Müharebelere nazaran muhake- Te etmek daha muvafıktır. Geçende Romadan - verilen MJ telgrafta, İskenderiye ve yaTsa matruh — mıntakalarında 'oplanan İngiliz kuvvetlerinin iki Yüz otuz bin piyadeyi bulduğu ** bunlarla beraber 500 tayya- 'e ve 1000 tankı da hesaba al- ;“—k Tâzım geldiği bildiriliyordu. 'hgilizler de, © mintakalar üze- eket eden İtalyan kuv- in yarım milyona vardı- Banı haber verdiler. Müdafilere Şözaran — sayica iki misli olan slyanların arazi ve iklim güç- üğüne rağmen — taarruzlarında Yiram edecekleri muhakkaktır. Atm milyonluk bir kuvvetle aşlıyan İtalyan taarruzunun Mi- n ne kadar içerilerine nüfuz tdebileceğini — katiyetle kestir- mek mümkün değildir. Maamı &h Masir hudutları içindeki mu- harebelerin neticeleri ve hücum tden kuvvetlerin miktarı ne 0- Srsa olsun, yeni Mısır kabinesi, falyanın Mısıra karşı ciddi bir “Ülâ hareketine başladığına ka- Bi değildir. Bu bakımdan İtal- Yanlar İskenderiyeye yaklaşsa- (47 dahi o ilerleyişin Mısırı isti- dYa matuf olmadığını daima tekrarlamak mümkündür. ŞA Serleyişin: halle, —e latbuat Namına Güretkârane Müracaatler Basın Birliği İstanhul #lstiğinden Dün birlik merkezine — vukubulan SiT Müracaattar anladığımıza güre Dirkaç kişi yapılacak bir müsamareye Yardım istemek maksadile <Mattuat l' iyeti> nâmma şehrimladeki bazı iüret müssassalerine başvurmakta * buna da yardım istemekten Bİya- 4 balta asmak şekil ve mahiyeti ve- "iitnektedir. | İstanbulda muğlak bir ifade ile :Mıxmu Ceriyeti), Türk tbua- ;["e' temsile kanunun salâhiyetii kı- | ! (Türk Basın Birliği) olabilir. y 'N Birliği hiçbir misamere ter. _î* n işe başlamış dağildir ve Ba- HN Sammma berhâng Mmürecaat A Şahıları maruf ve salâhiyetleri Musaddak arkadaşlarca — yapılmak Mütatirr Yapıldığı hikâye ot mıntakası müraca- kastT olma K Bu Kabil müracaat- ömak Ttsinda ihtiyatlr bulunup İca: hakal YESİKa aramak ve zabrtaya varaz SeTmek bazı — cüretkârlıklar Alkkaş lMm önüne geçeceği için buna avziye ederiz. Yapıyormuş Haliç iskeleleri ile Karaköy ve C , ağa Bönü arasında işleyen sandal. Silar dal Fikir Âlemimizden: Belediye Yazan: Hilmi Ziya İki ifrat hâlâ kargı karşıya du- tuyor: Belediy ye muntazam ve'modern şehirler İstiyor ve başkâ bir şey istemiyor. Kargısına hapgi enzel çıkarda yı- kıp geçmeden çekinmiyor: O za- man tarih onün için bir müsteha- seden ibarettir. Tarih yalnız hatı ralara hürmet istiyor; ve bunu ihlâl eden her kuvveti — yıkmayı vazile biliyor. ye bir ilim, hâtıra ve medeniyet düşmani kesiliyor. — Meşrutiyette Hayri Efendi - Cemil Paşa ihti. lâfındanberi bir türlü — halledile- memiş olan bu tezat hâlâ yine ayni vahimliğile meydana çık- maktadır. Fakat hakikatte bu iki düşman arasındaki çalışma tamamen za- hiridir. Milletimiz yerden biten millet, ve şehirlerimiz — yeni kurulan şehirler değildir. Onlar- dan her birinin en az bin senelik birer tarihi var. Biz insanin bir makine değil. fakat tarihi ve or- ganik bir teşekkül olduğunu isbat eden en müsalt şartlar içinde ya- şiyoruz. Hiçbir memleket yoktur ki bir zincirin halkaları gibi bir- birine bağlanan tarihi devirlerin mahsulü olmasın. Bir zaman mâ- ziden gelen her şeyi inkâr eden Sovyetler, sonradan Maksim Gor- kinin reisliğinde bir kültür cemi- yeti yaparak bütün insanlık âbi- delerini tercüme ettirdiler, Garp- öyle şehirler var ki yedi bütün eserleri üstüste konmuş ta- barakalar gibi en modern hayat şartlarının yanında — yaşamakla- dır. Bununla beraber, bu demek değildir ki bugün, dün'ün hükmü Doktor Diyor ki: Daima Genç Kalmak İçin Urzun seneler genç kalmayı har- kes ister. İhtiyarlık, insanların da- ima korküp kaçmak - istedikleri halde hergün kendisine bir adım | daha yaklaştıkları bir hayat çağı- dır. Fakat ihtiyarlığın hekimlikteki | telâkkisi yaşın iertemiş alması de- mek değildir. Thtiyarlık, tahabetta hücrelerin Gekimesi ve üemazların sertleşme- »i derecesile ölçülen biyelojik bir hâdisedir. Şu telâkkiye göre, ha- y ir sürü yıpranmamış, genc kalmış yaşlılara ve birçok da hüc- releri vaktinden evvel eskimiş, ih- tiyarlamış gençlere tesadtif etmek her zaman mümkün olacaktır. De- mek oluyor ki, yaşın Herlemesinin büyük Bir kaymeti yoktar. İş, vü- cudün faal hareketlerini idare e- den hücre ve damarların, urun za- man, iyi bir surette muhafazasını temin edebilmektedir. Vücat hücrelerini çabuk exkiten birçok Amliler vardır. Bunlar ara- #mda gidaların pek büyük ve e- hemmiyetli bir rolü olduğu muhak- kaktır. Buna hâayret etmeyiniz. Çünkü gıdalar, vücudü —beslemiye yaradıkları kadar, ona zarar vere- vek Birer uakur da olabilirler. Şu halde çabuk İhtiyarlamamak için gidalara, birinci derccede, Alkkat ve ihtimam göslermek icap eder. Umumi bir bakışla gıdalar pek müteneyvi gibi görünürlerse de e- sazında bunları (Albüminli madde- ler), (Yağlar), (şekerler), — (vita- minler) diye birkaç gruba ayır- mak mümkündür. Tasanların zam borusu, bu karışık gıdayı bğü- tüp eritebilecek bir kabiliyette yu- ratılmıştır. Bütün bu gıdalar, ağız- dan başlayıp mideden, barsaklar- dan geçerek hazım değirmeninde Birçek oluklardan akaa hazım ma- yalarınn tesirlerine uğrayıp eriye- rek vilcude yarıyacak bir şekle ge- lir ve kanımıza geçerler. Kanımıza geçen gıda maddeleri, damarlar vesitasile, vücudümüzün €n ince nektalarına kadar girip do- Jaşarak hücrelerimizle karşı karşı- ya gelirler. Bir taraftan akçiğorle- Timizden kanımıza geçen (oksijen) ile tatuşarak kuvvet — ve hararet TAKVİM ve tarih. Beledi- |/ ha O zaman Beledi- | Ücretlerini — arttırmışlardır. raköyden Eyüp Sultana steyen bir yolcu dan alte M kuruş isteyen bir - sandalcı ise ihbar edilmiştir 24 Eylül 1940 SALI YIL: 1840 — AYı © — GÜN: 368 RUMİ : 1286 — EYLÜL: 11 HİCRİ: 1350 — ŞABAN: 21 VAKİT VASATI EZANI GÜNEŞ : 540 — C1LAS ÖĞLE 801 İKİNDİ n28 AKŞAM 1200 YATSI : 131 t s05 Pastacıların Teftişi koylttık yağlarla yapılan fena | Okulu ve bayat Ş ve çörek- | #tin son v oğaldığım | diyesi, pasta ::ı Sörekçi dükkânlarını sıkı su- | te teftişe başlamıştır. ve Tarih altına girecektir. Bize hükmeden, yat şartlarımızın inkişafına mâ- ni olan ve içimizde inatçı bir an- ane halinde devam eden dün'ü kabul etmiyoruz. Nitekim bizi vü- tüde getirmiş olan bütün dün'le- ri inkâra kadar giderek, hüviyeti meçhul, renksiz ve makine haline gelmiş olan bu- Kün'ü de kabul etmiyoruz. Bir gün Konyada bir meydan açmak bahanesile muhteşem Ka- ya Tai medresesine balta vurmı ya kalkmışlar. Çok şükür, bir himmet sahibi yetişmiş ve bu ci- mayete mâni olmuş: İki sene ev- Vel oradan geçerken medreseyi tâmirde gördüm. Buna mukabil öyle tarihi esetler var ki sayısız nümuneleri enkaz halinde ortalı- |& dolduruyor. Bunları da muha- fazanın mânası yoktur. Eski Pa ris ve Londra şehirlerinin etraf | surlarla muhattı. - Şimdi- bundan |yalnız bazı nümuneler kalmıştır. İstanbul surları ” tarihi vesikadır diye şehrin zarafetini, nezafetini, İsıhhatini bozan bir takım duvar byağınlarını saklamanın; ve şehri çarpuk çurpuk sokaklar, pis sa- hiller içinde bırakmanın — doğru olduğu 'asla müdafaa edilemez. Mimarlarımız, tarihçilerimiz ve Belediyecilerimiz hâlâ karşı kar- gıya geldikleri zaman bu eski ha- talı ifratlara düşmekte ve aylar- ca Tüzümsüz — münakaşalara kur- |ban — olmaktadırlar. Onlardan beklenecek şey: En güzel ve en sıbhatli bugünün maddi ve ma- nevi membaları olan dünlerini |bilen ve takdir eden şehirler iste- | meleridir. mânasız bir hâzıl ederken öbür taraftan da es- kiyen hücrelerin yenileşmesini te- min ederler. Boden hareketlerimi- zi Tüyiklle yapmak, mahitin — so- Zuk ve sıcağına rağman, tahli olan vücut hararetini dalma sahli tuta- Bilmek ancak gıdaların hüsüle ge- tirdiği kalöri sayesinde mümkün VATAN Bütün okuyucularımız v. harflerini koymak kâfidir. zananları ilân edeceğizr. lerine inabet eder. mur veya kar yağacağına alâmettir. hava bulunduğuna delâlet eder. gildir. una, tepe üzerindeki bahçelerden hataz olur. — Kıjın nadiren dolü yağar. Hd kar zerresine tesadlif odilmez. Birinciye: marka İkinciye: Fotograf makinesi Radye (R. C. A)l olur. Gıdaların çök mühim — olan bu faydalarmı ve onlardan hâsıl sla- bilecek zararları, sirakile, yazaca- &. De. NURİ ERCENE -— 'Tom'un söylediği çok makul görü- |sident Lines vapur kumpanyasına mü | Birleşik Devletler ile Uzak Şark ara- sında yolcu seferi olan yegüne Ame- rikan kumpanyaaıdır. İlk vapur üç hafta sönra kalkiyordu. Niyetim bu vapurda kendime bir yer kapatmak idi. Üç hafta içinde ne yapar yapar iâzemigelen perayi tedarik — ederdim. | Amerikada tulunduğum üç dört sene içinde talebelikten buşka biraz da kol veya kafa işlerinde çalıştığım - için kendime güveniyordum. Vapur şirketinde benimle meşgul olan memur biletimi üçüneü mevici almak istediğimi anlayınca: — Olmaz, dedi. Üçüncü —mevkida |yalnmz Asyallar seyahat edebilir. &i. |ze ancak ikinci veya birinci mevki bileti satabiliriz. Bu vaziyette Asyalılık iddia etmek ten başka çarem yoktu. — Fakat ben de Asyalıyım, dedim, Türkiyenin Asyaya düşen - kısmanda doğdum. İşte pasaportum... Bütreiniz ki, Türkiyenin an büyük parçası Aa- yâ kıtasına düşer. Demek ki, siz ha. N4 Üçüncü mevki bilet satmakla şir. ketinizin nizamlarına aykırı bir ha- Tekette bulunmuş olmazamız. Cevap verdi. — Hayır, mümkün değil... Asyalı- dan kasdettiğim mâna, beyaz olmu- yan insanlardır. Japonlar, Çinliler, Pilipinliler, Siyamlılar vesaira.. Böy. |e inganlarln tahil sizin gibi beyaz bir | Padam seyahat etmek istemez. Hem |öçüncü mevkide verilen yemek yal- mIZ Çinli yemeğidir. Siz buna alışık değilsiniz. Demek — Türksünüz, ha! |Ne kadar merakir bir şey.. Memle- kette kaç tane karmrs var? Eğer Amerikayr tyi tanrmıyorsa- | nIz bu karşımda duran Holivi Tim- ılı!l kahramanları kadar güzel, Bsaçı | briyantinli, şimarık tavırir memurun Üçüncüye: Erkek kol aati — | Dördüncüye: Kadın — tuvalet takımı Beşinciye: Kadın kol çantası Altıncıya: Likör takımı Yedinciye: Çay takımı gârplilerin üstünlüğü iddiasına daya- | nir bir zilniyet Vardır. Bu görüşteki | başka bütün diğer milletler ikinci de- Tacaat ettim. Bu büyük kumpanya, / recede insanlardır. Bereket ki, bu fi bir garpı kafadaki Amerikâlılar bazı diğer Barp mülletlerinde olduğu gibi, Ame- ril dizginlerini ellerine alamamış lardır. Şekil bakımımdan olsun, de-| mokrasiye çoak bağlı olan Amerikan | Balkma bu sihniyeti kabul ettirmak pek gülçtür. Karşımdaki memür Türkiyode bir inkılâp olduğunu bile duymamıştı. 'Türk deyince hatırma göbekli Sul- tanlar iyordu. Karçısında sarıktır bir Türk görünce, insan elbisesi giy- Mmiş ve insanları iyi taklit eden bir maymuna ne gibi bir slâka ile bü- karsak, benim yüzüme öyle bir bakış- la bakıyordu. Dedim ki: — Btendi, Çinlilerle ve diğer say- aiğimiz milletler ile beraber seyahat eder miyim, etmez mMmiyim, onlarm yerneklerini yer Miyim, yemez mi- yim, © benim bileceğtim iş.. Stz Jüt- fen bana üçüncü mevkide bir yer ka- patmız. Tstediğim budur. — Mümkün değil, dedi. Beyazlara fçüncü mevki bileti Satmamanız için görketten Kati emirler aldık. Üçün- cü yalnız Aayalılarındı Daha fazla 1srarin bir netice ver- miyeceği üşikâr idi. Vapur şirketi neden böyle saçma 1 — Kışın en soğuk günleri tenenin en kıta gün- ? — Ayın etrafında bir halka payda olması yağ- $ — Barnmetrenin yüksek olması, önümüzde İyi 4 — Kar, donmuş yağmurdan başka bir şey de- 5 — Alçak ve çukur yerlerdeki hahçeler sonbahar — Acık pencereler yıldırımı cezheder. ? — VYarzmn hutan sicaktan ziyada rütabetten re- — Arabi ayı başlarken, yani ay yesi bir devre- ye girerken, ekseriyetle havalarda değişiklik ol 10 — Şoldi itiberile birbirinin tamamile ayni olan N — eKmabı dur? gamaz. yüz mevsiminde —-0 İstifadeli Bir Müsabaka Tertip Ediyoruz Bu Çok Meraklı Müsabakanın Şartlarını Bugün Veriyoruz Aşağıdaki 20 İddiayı Okuyunuz, Bunların Doğru Olup Olmadıklarını Bize Bildiriniz le mektepliler için çok istifadeli bir müsabaka açıyo- ruz. Aşağıdaki çerçeve içinde yirmi iddia bulacaksınız. Bunlardan kimi yanlış, kimi doğrudur. Tetkik ederek bi:e hangilerinin doğru, hangilerinin yanlış olduğunu ha- ber veriniz. Suali tekrar etmenize İüzum yok. Yalnız numaraları liste halinde tekrar ederek her birinin hizasına doğru veya yanlış diye yazınız. Bunun için de D. ve Y. Cevap vermek müddeti bir aydır. Müsabakaya girenler grasında hakikate en yakın cevap verenler; yani en çok miktarda iddiaya doğru cevap bulmuş olanlara vereceğimiz hediyeler bu yazının sonuna ilâve edilmiştir. Bu sayımızdan başlıyarak yirmi gün müddet her sayımızda birer kupon bulu- nacaktır. Verilen cevaplarla beraber bu kuponlardan on beş tanesinin kesilerek bize gönderilmasi şarttır. Kuponsuz cevaplar müsabakaya dahil edilmez. Bir ayın hı- tamında hem doğru cevapları izahatlı bir surette yazacağız, hem de mükâfat ka- 1 göceleri yağarı demek doğrü mü- 19 — Bazan hâva o kadar soğuk olur ki, kar ya- 18 — Yazın havanın kıştan sıcak olmasına sebep arzın güneşe daha yakın olmasıdır. ik gürültüsü bir fırtına bazan sütün ekşi- mesine sebep olur. 18 — Radyod. fazla olur. 16 — Alâimi ziyade maruzdur, 18 — Salkalı l4 parazit yazın başka mevsimlerden somayr gece görmek mümkündür. Y1 — Gök gürültüsü tamamilo zararsındır. bir fırtıma eenasında tek başma du- Tan bir ağacın diline fltica etmek tehitkelidir. n& delâlet eder. | Bimı gösterir. Sekizinciye: Limopata takımı Dokuzuncuya: Manikür takımı Onuncuya: Pergel takımı On birinciden ellinciye kadar da: Masa santi, mektep çantası, bir litre kolonya, mendil, mürekkepli kalem, bir düzine kurgun — kalem, bir vazo, İfantazi şekerlik, sigara tabakası, MİHRİ'NİN DEVRİÂLEMİ Yazan: MİHRİ BELLİ Amerikalının Garip Zihniyeti |it — Amerikallarda — ötedenberi, | naati vermektir ki, hâkim yabancı milletin bütün uzuvları her hususta kendilerinden yüksek bir mertebede nüyordu. Ö gün broşürü bastıran Pre| kimseler için garpli Birkaç milletten | bulunuyor. ll kendisi kadar e- işçiyi görürne Delki da göyle düşünür: <Meğer bunların hep- #i fabrikatör, memur, asker veya po- Hs değillermiş. İçlerinde bizim — gibi #eflil emekçiler de varmış.» Çinlilere ba fikir gelince gârp emperyalistleri küçük düşmüş olmazlar mt? İşte bu düşünce iledir ki, beyazlara büyük Okyanusda üçüncü mevki bilet satıl- maz Bir Amerikan gemicisi bir. gün bana başından geçen şöyle bir vaka- y anlattı: Şanghayda idim. Vapurum git- tiği halde ben orada kalmıştım. Kısa bir zaman sonra bütün paralarımı harcadım. Bir Iki gün ondan bandan geçindik. Nihayet oradaki Amerikan klübüne bir arkadaşın — tavsiyesile Mmüracaat ettim. Benim uzamış Saka- kamı, kirli gömleğimi gören oradaki adam bana: — Halinden utanmıyor — müusun? Dedi. Sen Amerikalısın, balbuki bak bir Çinli dilenciden farkm yok. Bana temizlenecek bir yer göster. di. Yeni çamaşır ve elbise verdi. hat. tâ cep harçlığını bile unutmadı. İlk Eğer bir Çi Kgelen vapürla Amerikaya sevkolun. | düm, Vapur şirketinden ayrıldıktan san- İ maüstemleke halindedir. Bu vaztyetin nizamlar koyuyor? Diye kendi ken- dinize sorabilirsiniz. Fakat insan bu mesele Gzerinde biraz durunca, bu- nun ve buna benzer diğer vasiyet rin muayyen BİF göye için ve muay- yen sebeplerden doğduğunu anlıyor. Uzak Şark, Japonya müstema, baş- tön aşağı ya müstemleke yahut yarı ra arkadaşlarımı buldum ve vaziyeti kendilerine anlattım. Tor şu mütelt- ada bulundu: (Devamı var) devamına taraftar olan garp emper- yalistleri, gayelerine varmak - için şiddetten başka bir. takım çarelere | de başvururlar. Ru çarelerden - biri ağlandan çıkanlara —şaşarsmız. - Bir| müstemlekenin yerti ahalisine şu ka- Ü Türkçe.... Yakında.... 18 — Ufkun kızarması ertesi gün fırtına olacağı- 20 —- Farlaâ miktarda kırağı havanın açık olaca- Ve ea aP İRR e DE A ee SAA Vereceğimiz Mükâfatlar sigara ağızlığı, mürekkep hokka- Hiç albüm, portföy, coğrafya a İlası, ipek kravat, cep — eleki lâmbası, sulu boşa takımından |birer tane verilecektir. Ellinciden yarım düzine | yüz ellinciye kadar kazanan yüz | okuyucumuza da — muhtelif ilmi. tarihi ve edebi kıymetli eserler- İden birer tane hediye edilecektir. BULMACA Saldan Rağa: Raşın rüslerin- den - Fena 2 — Havanm iyisi 3 Nota - Yanardağ ifrazatı » Çoğun aksi 4 — Dört tarafr gu - Bir tayı - Bir tenk 8$ — Hayvan çiftliği - İn- San 6 — Bir hastalık T — Kayma- kamlık - Yadeder 8 — Bir. isim - Bir nakti vasrlası - .. ya kadar $ Zart edatı - Çekme - Sahip 10 — Bir vilâyet halkından 11 — Mahrukat- tan biri - Levis. Yukarıdan Aşağıya: 1 — Mabut- Bski hâkim 2 — Vidin civarında &- |Xi bir kale 3 — Edat - Topraklar - Renk 4 — Acı nidası - Bir kumaş - Nota S — Bir memleket - Atoş ya- kilan yer & — Cldden 7 — Bağlam - Ziraat âleti £ — Hane - En iyi - - t edatı © — Bu - Alçaklar - Bakır- |da bulunur 10 — Methaldar 11 — |Büyültme - Alaturkada bir makam. | DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ Soldan Sağa: 1 — Acaba 2 — Kül ge; Ödeme 3 — Ra (Rakı-farap); Bar; Fa 4 — Ün; Rie; Ez 5 — Ane- mi; Kasık 7? — Avize; Atlas 8 — Tı; t - Da; Matll); Ma 10 — Daire 11 — Bnfet İ—Ak; A- da; 8i 2 — Ürün; Vidt 3 — LAne; Nâç 4 — Aç: Muz; Me 6 — Gebri: Baman & — Aİ; (8)Ua(1) T — Bö- Tek; Aside 8 — Ağ; Alt; As fes; Lami 10 — Mazı! Aşar 11 — Re; Kös; En. ea Ğ (F NE NL (F Tahta Tabanca! Yazan: B. FELEK — Vallahi birader. İş bilenin, kiliç kuşananın! — Doğru yı bet? — Doğru söz için münasebet aranmaz amma, ben sana onun da münasebetini söyliyeyim: — Buyurun! Ne münase- — Bir alacaklı, borçl dip para isten mi; Kgi- g- Öteki de çek- Kesesini, tıkır tıkir. pa- raları saymış mi? — Bekle! Öteki de çekmiş tabancayı... «Fazla israr eder- #en seni temizlerim!» demiş, — Alacaklı hemen... — Evet! Alacaklı hemen başlamış feryada... Polisler yı tişmişler. Şahitler gelmişler. Za- bitlar tutulmuüş... Karaokla gi- dilmiş... — Netice? — Bekle! Karakolda, taba: ca çeken borçlunun mişe Tabanca bulunmuş. Ma! kemeye sevkedilmiş fakat, — Heril kaçmış mı? — Beklel Fakat cürüm de- lilleri kâfi — görülmediğinden mahkeme borçlunun ademi me- suliyetine karar ü — Amma yaptın hat Neden? — Çünkü azizim, tabanca tahtadan mamül sahte bir şey- miş. — Haaa, © başka! — İşte iş bilenin dediğim bu! Tahtadan tabancayı koy cebinel Gelen alacaklıya çek, ürküt! — Olur mu yahu? — Oluyor ya iştel Yalnız kazara bir zorlu alacaklıya düşer de tabancanın ahşap mu, kârgir mi olduğu anlaşılmadan beriki müdafaa niyetile borçluyu te- mizlerse... — Eyyyl! O da olur. — Benim anlamadığım ta- rafı şadur: Sahte para süreni cezalandırıyoruz da, — sahte ta- banca ile tehdit edeni neden ce- zalandırmıyoruz?. — Yavrum! Senin ceza işles — rine aklın ermez. Tabanca tah- ta olunca tehdit ortadan kalkar. — Ya herifin korktuğu? — Hangi herifin? — Alacaklının! — © da cabal Bak sana bi hikâye anlatayım: Tıfli Hasan Efendi dermiş kiz «— Kuzuml! Bu rüya denilen şey ne gariptir! İnsan rüyasında | donuna işer. “Uyandığı zaman yatağı sırsıklamdır. Yine rüya- #ında bir yerden para alır. U- | yandığı zaman elinde avucun- | ü aran: —© j A da bir şey yoktur.> Bu senin anlattığın — macera da ona benzer. Paranın sahtesi. silâhin sahicisi kullananı cezaya | çarptırır. Ş Farkına vardın mı? X — Evet! diyelim de... kısa | * Dıvarları yaptırıldı Dektidar mezarlıkları koruma ce- miyeti tarihi kıymeti olan Karaenaha met mezarlığını tamamen — duvarla — gevirmiş. birçok Kıymetli taşları yok — olmaktan kurtardığı gibi mühim Bir — tahsiaatla da mimart ve tarihi kıye mati yüksek olan Şayhülislâm Faye zullah Efendi sobil ve çeşmelerini de tamir ettirerek su getirtmi; j —İ) Çukurovanın Foyzini Bir Deneyin 60.0001in | 7 İlkteşrinde Adanada — Çekiliyoz 3 Bu sene Çukuürova ikiye otuz bi veriyor; dersek inanmazamız; © h de tecrübesi meydanda. İki lira verik nİZ ve bir Müli Piyango bileti alınız 7 İlkteşrinde Milli Piyango Adı gekilecek; Eğer dört liralık bilet aa kıraanız 60.000 Ura da M 'Ya kazanmazsanız? O zaman süle kürt düştü demektir. Fakat b sefer de 20,000, 10,000, 5,000, 2.000, | |1000 dira kazanabilirsiniz. (48ad liralık ikramiyelerin hepsine de düşmedi ya! ŞERLOK HOLMES: Kralın Hazinesi I P E K Sinemasında