— kiler iniyorlar üzerimize. Durma- (A...) yı Ayağına Demir. Bağlayıp Hopalı Mehmet Maderalarını Anlatıyor Denizin Amerika İl e Aramızda Muntazam Vapur Seferi || Seterler İnkıtasız Devam Ediyor ramaksızın devam etmektedir. Amerika ile memleketimiz arasında şilep seferleri inkıtan uğ- İzmirden Patrai vapuru ayrılan Mesinada İtalyanlar tarafından ayın 19 unda koöntrol edilmiş ve yoluna devamına müsaade olunmuştur. Nevyork'dan gelen Angh; Dibine Yollayıvermiştik | Mepavriliyi ünuttum, can kay- gısının verdiği bir tezlikle sıçra- yarak atıldım. Gümüş kabzalı, 'avrık uçlu hançerim, bu gözü dönüğün böğrüne girdi, kalçamı- na doğru indi. Şiddetli bir sarsın- ti ile, baş güvertesine yığılı Gözlerim dönmüştü artık. ci bir kahpe saldırımına daha uğ- | ramamak için, o hırala, teknenin sİntinesine varıncaya yanını aradım. Alçak tavanlı ka- maranın dar kapısından çıkarken Mepavrili ile karşılaşınca sevin- cimden bağırdım: — Ne yaptın ülen çıplakları?. Benzerine çok az rastlanır bir soğukkanlılıkla: — Bırak şimdi osları. K tada- ğa gelmez.. Dedi ve titizlikle ilâve etti: — Ben makineye iniyarum. Sen kumluktaki çapayı al da geç dümene. Çabuk açılalım. Peşimizden Atoş Yağmuru Açtılar Güvertede kıvranan — yaralıyı kucaklayıp kumluğu atmamla ça- payı içeri almam on saniye bile sürmedi. O srada, motör çalış- mağa ve tekne de sarsıla sarsıla şahilden açılmağa başladı. Fakat, — tehlikeyi atlatmış değildik. " Bu sefer de adada kalan hafi- ardından sana çakmak kalkışan mendebur. yok muydu hani?.. İşte onun savurduğu ilk kurşun devirdi bereket. —Yoksa, canıma okundu gittiydi. — Şaştım buna be - İbrahim.. | E, sonra?.. — Sonrası, o, can acısile tep- şirken, ben altımdakinin iki ko- lupu da termsine büküp kıvırdım. Bileklerini yazma mendilim ile sı- kıca bağlayıp halka gibi boynu- na geçirdim. — Ya öteki?.. — Ona el uzatmadım gayri. Kurşun, dumdümlü imiş — galiba | ki, sol kolunu hırpalamış, kemi Şini de dışarı fırlatmıştı. Yattığı yerde, vuruk ayı gibi homurdanı. yordu, Tezelden - tabancalarını aldım, motöre atladım işte.. Ben de maceramı ona anlattık- tan sonra, sordum: — Elimize düşen bu tekneyi ne edelim İbrahim?.. Pek gözden çıkarılıp denize gömülecek gibi de değil har (A....) Ne Oldu? Bu mesele bizi çok öyi Mepavrilı de tekneyi batırmı kıyamıyordu. Uzun görüşmeler- den sonra, Kapıdağı sahillerinde- ki sığ koycuklardan birinde batı- p saklamayı uygun gördük. O gece, ay ışığı altında motörü ye- ye bozuntularının ateş sağnağına |rinden söktük, tekneyi, kimsenin Tozkoparan '(Caddesi Uzatılıyor Belediye, Perapalas ve Tepe- başı bahçesinin arkasından geçen Tozkoparan caddesini bu sene Hamalbaşına kadar uzatmağa ka- rar vermiştir. Bunun için Cümhu- riyet bahçesinden itibaren İngiliz sefarethanesinin arkasına kadar devam eden kısmı da müteahhide ihale etmiştir. Bu kısımda evvelâ |500 metre uzunluğunda büyük bir istinat duvarı yapılacak ve yol genişletilecektir. — Yapılacak isti- nat duvarının arka kısmına gele- İcek olan dolma yerle şimdiki Cümhuriyet bahçesinin yeri, boy- la boyunca park haline kalbedi- lecektir. Buradaki inşaatla bera- ber Tepebası bahçesinin önün- den geçen yolun — genişletilmesi, Asri sinemadan sonraki dükkân- layın yıktırılması işi de ikmal e- | dilecekti ği Muallimlerin Ders Saatlari Maarif idaresi, | teşrinievvel- |den itibaren başlıyacak olan yeni sene tedrisatı için bütün hazırlık- Jlarını ikmal etmiştir. Dersleri a- zalan muallimlere, ikametgâhl vapuru halen Akdenizdedir ve Son günlerde, Ömerli ve A- lemdağı köylerinden Üsküdar ve Kadıköyüne rla külliyetli miktarda mangal kömürü indiril- mekte, cadde ve sokaklarda g dirilmektedir. Toptan olarak losu dört buçuk, -beş kuruştan a- şağı alınması mümkün olamıyan bu kömürlerin ekseriyetle taş ve toprakla karışık oldukları görül- mektedir. Bir güna muayene ve kontrole tâbi olmıyan bu arabalara bir s: tış yeri tayin edilmesi, kömürle- rin muayen! len — sonra satil- mi müsaade olunması ve hi- lekârlığı tebeyyün eden bacır ların da cezaya çarptırılması gibi tedbirlerle halkın aldatılmaktan kurtarılması mümkün olduğu hal- de, bunlar yapılmamakta oldu- gundan şikâyet edilmektedir. Yeni Halkevleri Kısmen malzemesizlik, kusmen de tahsisatsızlık yüzünden Kadı- köy Halkevi inşaatının tehir edil- mesine Jüzum hasıl olmuştur. İki - (irm sarfedildiği için Hazırlık Teşrinievvelde yapılacak nü- ki fus den geçirilmesi için bugün saat 11 de vilâyette bir toplantı ya- pılacaktır. Vali ve Belediye Re- |isi Lütfi Kırdar, olan bu toplantıya kaymakamlar ve nahiye müdürlerinin de — iştirak etmelerini emretmiştir. Hazırlık- lar kâfi görüldüğü takdirde A ve B cetvellerinin tevzü ve bu cet- vellerin doldurulması için direk- tifler verilecektir. Teşrinievvelin itibaren de sayım günü bliga: çalışacakları kendilerine bildirilecektir. Sayım gününden evvel memurlar, mın- takalarında tecrübe — sahiyetinde etüdler yapacaklardır. —— —— Müteferrik Hatayda Mayi Asfalt 24 - 9 - 940 —— '_Tevkifhanede Esraf İçenler Mahkemede 'Hapishane Koğuşunda Bit Gece Âlemi Yapmışlar! Dört j; ,darma dün gümrükte | ken bana bir çıkın vermiş ve sak” Vazife gören asliye beşinci ceza | lamamı istemişti. Ben de hâkiminin önüne beş suçlu sırala- sakladım. dılar. Hepsinin de ayakları çıp- lak, başları açık, elbiseleri parça- Tanmıtşı, Gözlerinin — ferleri so- lan, renkleri limon gibi sararan bu gençler tevkifhanede esrar iç- mekten — suçludurlar. -Gardiyan Haşim. Yusul, Rıza şahit olarak dinlendiler. — Suçlular Muzaffer, bırsızlıktan mahkâüm Nasri, Yah- ya, İsmail ve Arap Seyfodur. Lüz Reşit oğlu Ali ile Ahmet hapisha- neden çıktıkları ve ikametgâhla rını da değiştirdikleri için polis | bu iki suçluyu Suçlulardan Yahya ile Seyfo tev- kifhanede zehirli madde kullan- | te 25 kuruşa satılan eroin mayı iptilâ haline getirdikle: Bakırköy akıl hastanesinde altı- şar ay tedaviye mahküm olmuş- lardı. ü Suçlular kendilerini ederken diyorlardı ki: baş- ka yine bu mıntakada - ikinci ve muştur. Bulunan asfaltın. Lazki- ye madenlerinden daha xzengin olduğu söyleniyor. İkinci maden halindedir, Bu mayi asfalttan a haan nümuneler, tahlil için, şeh- rimize gönderilmiştir. Tahlil ra- poru alınır. alınmaz, Hatayda derhal tecrübe ve mukavemet bakımından bir asfalt yol yapıla- caktır. Tütünde Ecnebi İşçiler çalıştırıl- arasında, 'Tütün depolarında makta bulunan işçiler zengin bir asfalt madeni huıuıı':d |a İçinde ne — oldı bilmiyordum, merak — ettim, * kardım. Bakalım ne var?, «Bu çıkından esrar tı çıkmıştı. Ali, bize, süküt hakl olarak esrar dağıttı. Hepimiz © turduk. Bir gece - âlemi Ertesi hâdise idareye mişti. İdare sıra ile Lâz Ali, met, Yakup, Hakkı ve Halidi # kıştırmış. Hepsi inkâr ettikleri | çin esrar meydana çıkmadı. ahit sıfatile vaziyeti anlatırkâf esrar içtiğimizi itiraf ettiğimiz K pakal yakalıyamamıştı. suçlu olduk...> Brisi de söyleniyordu: el için tevkifhanede on beş kuruşa...? Suçlulardan Nasri de, bir çuk senedir hapishanede yattıli halde ercine müptelâ — olduğun müdafna | itiraf etmişti. Mahkeme, tıbbi N mücasesesinde kendisini mut” «— Biz şahidiz, suçlu mevki- | yene ettirmiş, iptilâsı sabit olmut geçtik. Bir gece onuncu ko- | tu. Mahkeme, bunun da, altı 49? atıyorduk, Gecenin seasiz- | dan aşağı olmamak liki içinde bir çatırdı bizi uyan- dırdi. Yataklarımızdan — döğrül- ak. Li ini koparmış, içinden bir çıkarmıştı. Bize dedi k —— Lâz Ahmet, ddi « |a birincisinden çok farklı ve mayi Bç -S et leiummu: üzere akil altına alıt" Gardiyan davi verdi. hastanesinde tel masına karar Ali döşeme tahtaların- M L belmemişti. Onun çai rılması ve kaçan suçluların yakâ” için dâva 15 birinciteşfi” rma yapar- ne tâlik edildi. Piyasa Vaziyeti Dün İstanbula 87 Vagon Buğday Getirildi Dün piyasamıza Toprak Ofisi | riş vermek istemişlerdir. Halbuki tutulduk. Naml oldu bilmem, ya- — ğan kör kurşunlardan biri, o ara- a baldırıma daldı. Diğer biri de — aıyırtarak başımı dağladı. Ne de olsa, ufak birer yara açtı. Ben, bu kanlı fırtınayı bu ka- | darcıkla — atlattığıma — memnun- | dum. Ya, Allah korusun, o kur- yun yağmuru altında iken, ansızın motör sakatlansa, tekne de yok- | “Tuna ben Deli Mehmet kurban gi- | decektim. — Biraz sonra, adadan epeyor ay- mıldık. Ateşe delicesine devam e- den ©o kara yüzlü hainlerin kur- | gunları ile, postları delik deşik ol- maktan kurtardık. — Marmaranın mavi enginlerine borda bordaya açılmak üzere tekneyi — motörü- ummıyacağı küçük bir koyun yo- sunlu sığlığına, motörü de kama- radaki minderler, yol keçeleri ve muşambalarla sarıp sarmaladık- tan sonra, markaladığımız bir kumluğa gömdük. (A....) dan bahsetmeyişim si- zi meraka düşürmüştür. Özu, da- ha akşamdan, ayağına bağladığı- mız ağır bir safra demiri ile de- . (nize çoktan atmış, türlü türlü he yanetlerle dolu rini büsbütün ka; Bu işleri becerip — başardıktan tan sonra, Kapıdağının, zevkini daima balıkçıların çıkardığı, gizli koylarından birine çekildik. Ye- mekler pişirdik, yedik içtik. N hayet brandaları çimenlere dik, muşambalı gocuklara bü, nerek üzerlerine - serildik. Mü- kemmel bir uyku çektik. Sabahleyin çocuklar ayaklan- rına yakın mekteplerde ders ve- | Kişmı ikmal — edi lmesi suretile mecburi ders, sa-| Samlanabilmesi atlerinin kanuni hadde çıkarıl. pin Jiranın sarfı icap etmektedir. masi alâkadar bütün mekteplere | ç imselerin de bulunduğunu haber / dayia bir vagon arpa getirilmiş- n İstanbul emniyet müdürlü- | ; Tüccar namına da yirmi dört , bu gibilerin tesbiti lüzumunu | yagon arpa ile 16 vagon buğday tebliğ edilmiştir. Mühendis Mektebi Genişletiliyor Yüksek Mühendis' Mektebine bu sene fazla müracaat olmakta- İdır. Mektep idaresi müsabaki Çimtihanının birinciteşrinde yapıl- masına karar vermiştir. Vekâlet, in İâboratuarlar malzeme- nak için de otuz bin öndermiştir. Mektebin tevsü için daha üç pavyon inşa edilecek Yeni Hâtıra P—ulları Basıldı |Yapılacak bina hem Halkevine, İhem de Kadıköy Partisine tahsi edileceğinden Türkiyedeki Hi kevi binalarının en: büyüğü ve an moderni olacaktır. İnşası mukarrer Halkevi bin: İlarından biri de Beyoğlu H binasıdır. Plâna göre bu bina da Taksim meydanı ile Ayaspa; İcaddesinin birleştiği köşede in: edilecektir. İstanbulun an bü |binalarından biri de bu bina ol caktır. Esasen bu - binanın tam İkarşısında büyük Şehir Tiyatrosu, Şeahir Klübü, Sergi sarayı gibi di- ğer büyük binaların da yapılma- |* mukarrer bulunduğundan şim- diki Taksim jandarma karakolu- nun bulunduğu yer ve kargı ta- müze rampa edip bağladık. A- mıştı. Ateşler yanmıştı. Tencere- dada, ölümle değilse de her hal- de birkaç gün için muhakkak bir Caçlıkla başbaşa biraktığımız. za- “tabaşlara da, alaylı bir veda yap- | Omayı unutmadık. Tabil, işimiz kalmamıştı örda. | — Hemen iki makineye de son hız- ni verdik. Fazla olarak bizim “motörün yelkenlerini de fora et- tik. Yeşilköy fenerini sancağa al- Marmara adalarına doğru açarken, sohbet sırası gelmişti « Dümen ile makineye bizim ukları geçirdik, etrafı gözle- kollamalarını — tembihledik. ler, kızıl alevli - ocaklarda kokular, beyaz dümanlar saçarak kaynıyor” arkadaşlar kemençe çalıp oynuyorlardı. Her İhtimale Karşı Tedbirli Olmak Lâzımdı Uzandığım yerden, bu zevk kaynatan delikanlı uşakları sey- rederek neşelenmeğe - çalişirken, Mepavrili, düşünceli - bir yüzle karşıma geçti. Bıyıklarını çekişli- rerek: — Mehmet be... dedi... Hiç düşünmüyoruz. Nasıl döneceğiz İstanbula?.. (Devamı var) tatlı | ievvelde yapılacak |Tafındaki köşeren modern ve en * sayımı münasebeti- | büyük binaların toplanacağı bir le posta umum müdürlüğü, yer olacaktır. bastırmıya ki Eminönü Halkevi - binası da bitmiş olmakla beraber henüz te- 3, 6, 10 i ve 12 kuruşluk olmak üzere dört | **ilüm edilmemiştir. Binanın da- çeşit basılmıştır. Yeni pullar, ya- hili tezyinatına ait bazı noksan- Tın postahaneye teslim edilecek- larla tefrişatı teşrinievvelin sonu- ııı.D e Fi |na kadar ikmal edilecek ve Cüm- maga raatbasaı ayni Zaman- | huriyet — Bayramı — münüsebeti da Balkan Oyunları hatırası ol Dyr Na Küşat mak üzere yine dört çeşit pul resmi iktir. — |basmaktadır. Bunlar da birinci- | merasimi münasebetile Cümhuri- teşrinin ilk günü posta idaresine yet Bayramı gecesinde yeni bina- teslim edileceklir. ver- yeni pul- alâkadarlara bildirmi; Sütçüler Belediyeye Müracaat Razmol, kepek, Kuru ot fiyat- larının, süt fiyatları üzerinde te- #ir yapacak derecede yükseldiği- ni gören İstanbul civarındaki süt müstahsilleri ve bilhassa hastane- lerin süt müteahhitleri, bulunduk. ları mahaller belediyelerine mü- | |racaatla bu gibi sebepsiz fiyat yükselmelerinin önlenilmesini is- temişlerdir. BORSA 28 EYLÜL 1040 getirilerek satılmıştır. Fiyatlarda tebeddül olmamıştır. — Tüccarlar hesabına' getiriler iki vagon fasul- ya, yedi vagon mercimek, bir va- zon yulaf, iki vagon susam, dört vagon yapak, bir vagon nohüt ve bir vagon tiftik satışa çıkarılmış- tır. Dünkü ihracat yirmi bir bin li- radır. Yugoslavyaya — fındik, ve mavi haşhaş tohumu, Bulgarista- na tuzlu zeytin; Macaristana ha- lı; İsviçre ve İsveçe fındık gönde- rilmiştir. Piyasamıza — muhtelif memleketlerden yeni siparişler gelmektedir. Bu arada Macaris- tan birçok maddeler — talebinde bulunmuştur. Türk - Rumen Ticaret yabancı devletler tâbüyetini haiz | yamına atlmış yedi vagon buğ- | gelen İsveçte imal edilmekte olaf nal mıhidir. Balık Gemileri Kepek Götürüyorlar Yunanistandan limanımıza bi” hık almak üzere gelen yelkenli motörler henüz Balık Mmevsimi gelmediğinden butadan kepek yükleyerek hareket etmişlerdir. Adana Mıntakasının Pamuk Rekoltesi Evvelce yapılan tahminlere ilâ ve olarak Adana mıntakasının bi seneki pamuk rekoltesi tam olarak tesbit — edil, Çukurova ve Dörtyol dahi dahil olduğu halde Cenup pamuk — mintakasının bu seneki rekoltesi — 193.,630 balya olacaktır. Bu miktarın 98,570 balyası yerli ve 95,060 balyasi da Klevland pammuğudur. Kar 'Görüşmeleri Durdu 'Türk - Rumen müzakerelerinin kısa bir müddet için geri kaldığı haber alınmıştır. Rumen heyeti Bükreşlten yeni talimat istediği gibi; Türk heyeti reisi Servet Ber. kin de bizzat Vekâletle tamas et- mek üzere Ankaraya gitmiştir. Müzakerelerin hafta içinde yı den başlaması ümit edilmek! Nal Mıhi Geldi Bazı refiklerimiz - piyasamıza ç vagon çivi geldiğini . yazmış- lardır. Bu haber üzerine - inşaat kalfaları ve ustalar çivicilere sipa- BStarlin Dolar taviçre Fre. Drahmi Leva Poçeta Pengk Ley Dinar 522 18220 2040 00050 1615 13845 2843 00225 31625 Yen XL0176 İsveç Ktonuü B0BETİ ESHAM ve TAHVİLÂT Ergani . 1850 1088 9 B Hazine tahvili — 5050 Köylüye Tohumluk Verildi Vilâyet ziraat müdürlüğü ge- çen sene köylüye dağıtılan cint misir ve buğdayların bir kısmın! aynen köylülerden geri almış ve daha çok mühtaç olan köylülere tekrar dağıtmıştır. - Tohumlari muvaffakiyetle üreten bazı muh- - |taç köylülerden tohumlar istirdat edilmemiştir. Şimdi yeni sene e* in smların hazırlanmasına ve kalburlanması- na başlanmıştır. Teşvik tertibin: den kendilerine yapılan yardımı büsati istimal eden köylülere tek- rar tohumluk dağıtılacaktır. pavrili ile esir teknenin kama- n üzerinde karşı karşıya geç- | ©, tatlı tatlı anlatıyor, hem de alarımı yıkayıp sarıyordu. — İkimize de büyük geçmiş olsun Mehmet... diyordu... Sen de. ben de çok büyük birer tehli- ke atlattık doğrusu. Verilmiş sa- alarımız karşıladı, yoksa, bü gibidilerin pis kurşunları ile, az kaldı âhiret yolunu tutuyorduk. » ben altımdakinin — nasılsa | line geçirip var kuvveti ile sık-| gı nâzik yerlerimi, kıvrana kıv- kurtarmağa uğraşırken, âhi- yeli gibi ateş saça saça üzeri- | saldıran çıplağın, sana atılan ınla vurulüp — yıkılışına ne Mehmet?... Ayıse Önü sen vurmadın Numara bu sefer cevap vermedi. Merkezi aradı. Oradan aldığı cevap onu büsbütün sinirleodirdi. Joln'a dönerek şu sözleri söyledi: — Gayri tabli şeylar cereyan ediyor. Merkez numaranın cevap vermediğini ve lelefonun açık bırakılmış olduğunu söylüyor. Sonra karşısında duran kamlisere: — İki kişi ile bernber oraya gidelim. Herhalde bir şeyler oluyor. Haydi niz de geliniz.. Jehn hayretler içinde kalmıştı. — Noreya gkllyoruz? Diye sordu. Şu cevabi. aldı: — Noereye olacak. 10 numaralr apartımana... Polis haftyesi Evans, iki memur ve John, en maumaralı Bpartımasa vardıkları yaman saat fam ön Wli. Binadan içeri girmeden evvel Jahın başmı kaldırıp pencerelere bak- tı. Ne o esrar dolü ön gumüarada, ne de Helen'in apartıma- mmda aşık yanmıyardu. Acele ile merdivenleri çıktılar. On mumaralı daire kapalr idi. Kapıyı vürdülür. Kimse cevup vermedi. Sonra polislerden birisi parolaya beastr bir şekil. de tekrar kapıyı vurdü. Yine cevap almayınca birbirlerine baktılar. Bötün bunları küçük bir elektrik fenerinin yar. dmile yapmışlardı. Kamiser etrafına bakmarak: — Herhalde buralarda bir elektrik düğmesi olacak. Bul. sak da şu karaalıktan kurtulsak, dedi. 9990 Numaranın Esrarı — Peki öyle de olsa. Ne diye benim işlerime karışıyor- sunuz? Bes öfkali gibi bağırıyordu. John yavaşça: — Attedersiniz, dedi. — Rica ederim. Böyle işlerle meşgul olmayı pollse bıra- knız. Karışmıya hakkınız yok. — Peki, affedersiniz. Yalnız.. Jahn sözünü bitirmeden telefanun icinde evveli bir fısıl- H, sonra da boğuk bir sesle bir gürültü oldu. O aralık so. Kkaktan geçen bir etemobil John'un gürültüyü iyioe işitmesi. ne mâni oldu. Karşı taraftan ses sada kesilmişti. John fena halde merakta kalmış ve sinirlenmişti: — Allo alla. Diye seslendi. Fakat kendisine aacak merkezdeki kızın sesi cevap ver- di Kız, mükülemeyi kestiklerini haber veriyordu. Jolin he- men telefonu kapadı, şapkasını alarak mokağa fırladı. Ön dakika sonra Joha Treaoham polis karakolunda İdi. Bir gece evvel ifadesini alan komlseri buldu: : — Merhaba. Dedi. Sizi tokrar rahatsız ediyorum. Fakat gok merak ettim dün akşamki oisayet hakkında yeni bir malâmat aldınız mı? Komiser dikkatle yüzüne bakarak: — Cesedi bulan sizdiniz, değli mi? Palis müfettişi Evana da sizinle görüşmek istiyordu. Yarın sabah size telefon ede-" cektik. Mademki şimdi geldiniz. Bir dakika bekleyiniz. Komiser yerinden kalktı ve bitişik odaya geçti. Bir da- kika sönra takrar geldi ve Jolm'a baraber gölmesini süy- ledi. Odada zayıf, kırmızı saçlı, zabit tavırlı bir adam otu- rüyordu. —Polis hafiyeti müfettiş Evama... Diye kendisini tanıttı. Size birkaç sual sormaklığıma müsaade eder misiniz? Bu- yarun, oturunuz. Müfettiş telâş ve heyecan içinde telefona sarıkdı. Ve yi- — idim Yukarı çıkt: zi gördüm, arkanızdan geldim. Elile bir iskemle güstererek sözlerine devam etti: me (9600) | istedi. t Ka (Arkası var) :;: :::u:::ıı-":ı:ı': nw ——— ——— .i e —a üeüi e e ae OOT KK Tanaşı Bıçakladılar Kumbaracı yokuşunda oturar Tanaş, tepebaşında Halk Bahçe- #i arkasındaki duvardan bahçe- deki oyunları seyrederken bahçe bekçisi tarafından bıçakla göğ- sünden yaralanmıştır. RADYO Bugünkü Program 130 Program ve sast ayarı, 7.35 Hafif Müzik programı (PL), & A- jans haberleri, 8,10 Ev kadını - Ye- mok tistesi, 830 Hafif musiki deva- a (P 1440 Program ve taat ayarı, 125 Muhtelif şarkılar (PL), 12,50 Ajans haberleri, 13,05 Mühtelif şarkılar de- vamı (PL), 12,20 Uvertürler (PL). 18 Program ve saat ayarı, 1805 Cazbant (PL), 18,30 Çocuk ssati, 19 Çocuklar için müzik, 19,15 Fasıl her yeti, 1945 Ajans haberleri, 20 Müzik Çiftçinin amati, 20,15 Konuşma, 20,30 Büyük fasıl heyati, 2130 Radyo ge- zetasi, 21,45 Radyo salon orkestrasi, Dit PORTAKAL ÇEVİREN Willlam J. MAKIN Rezzan AE. YALMAN YAZAN — Afrikadan geldiğinizi söylemiştiniz, değil mi? — Bvet. — Garip tesadüt. — Niçin? — Çünkü Covent Gardende cesedi bulunan adam da Af- rikadan yeni gelmişti. Hem de sizin gibi cenuhi Afrikadam.. — Demek ki, bu adamın kim olduğunu öğrendiniz ? — Evet. Kap'dan akdığımız bir talgraftan bu adamın Re- ginali Valpas olduğunu üğrendik. John yerinden fırlıyarak: — Bu mümkün değil. Dedi. — Niçin mümktün değil? — Çünkü ben beş dakika evvel Reginaki Valpas ile ka- muştum. —Nasıl olur? Nerede konuştunuz? — Otalimden... Ona telefon ettim. Sohn, polla hafiyesine geçen hâdiseleri birkaç kelime ile anlattı ve sözlerini şöyle bitirdi: — Telefon mükülemesinin sonunda evvelâ Bir — fısiltı, sonta da boğuk bir sesle bir gürültü duydum. Sonra mükü- lemenin kotllmiş olduğunu merkez haber verdi. T — Yocok... Bak nasil oldu öyliyeyim. Bana yardıma koşu- dun ya. O sırada, makine do- metçi kadın idi. Elinde yine bir kova ile bir. tahta bezi vardı. Ayni yorgun sosle söze başladı: — Nafile yere bu kapıyı varmayınız. İçerde kimse yok. — Sen de nereden zuhur ettin? 2400 Kr. 2700 Kr. — A Öyle haykırmayın. Nereden çıkacağım? Burada 280 Er. 1410 Kr. 400 Kr. — 800 Er 130 K —