3 Aralık 1942 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

3 Aralık 1942 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İsmet İnönü ve Genevede cıkan La Tribmne de Geneve güzetesinden: Revue des dene möndes mecmu: asıtıda Jean Savant Türkiye ril ve bu memleketin bugün. ellüde bu Tenan üskerl küvvetleri — hakkında mühim bir telkik — neşretmektedir. Aşağıdaki parçâları oradan çıkara rak dercediyoruz!, *Türkiyenin terinde tutan kie gelmedi ukadderatını eh devlet adamı bu mev evvel bir zamanlar Jar idare etti, bir müddet de bir şahsiyet olarak Çalıştı. 2 Eylâl 1884 de İzmirde doğan rrelsi İsmet İnönü ilk şehirde, i&li ve askerl tah ivasta yaplı. Oradan Hu- Askerı Lisesi ve Topçu mek tebine geçerek 1906 da Kurmay yüz başı rütbesile neşet etti. Dört sene sonra Osmanlı İmparatorluğu vilâ.| yetlerinden biri olan Yemene gön- derlidi. 1912 de rütbesi Binbaşı ol-| muştu. Balkan harbi ferdesında Bul garistanla müzakerata memur — edi-| len murahhas beyeş askerl imüşa <| virliğine taşin — edildi. 1914 harbi başlangıcında rütbesi Yarbaydı ve kendisine mrasile 4 ncü, ordu. ve| üçüncü kolordular — kumandanlığı tevdi edildi. Harbin son devresin-| de, Kafkaslarda Atatürk'ün kurmay başkanlığını yapıyordu. Mülarekede, — Yarbay rütbesilo, Milli Müdafaa Müsleşarı ve sullı zakereleri ihrarl komisyonu n bulunuyordu. Fakat Mustafa Kemi Anadoluda istiklâl Hân edince Ata" mın bötün tastavvurlarına vakıf olan İsmet İnönü evvelâ İzmire oradan da 29 Marş 1930 da Ankaraya geçe Cüm! silint 1 de O andan itibaren İsmet İnönü- nün bütün gayreti isliklâl mücadele nde temerküz elti ve bu mücade- lenin başlan sonuna kadar ekemmi yet bakımından en esaslı tolü ayna dı. Tüğdeneral rütbesile garp cep hesi kırmandanlığını — derühte etti va soy adımı ona izafeten aldığı tü önünde İkf parlak — zafer kazandı.. İsmet İnönü, 9 İincikânun ve 30 Mart da Yunan küvvetlerinin sav « Jetlerini kırmak süretile Atatürk ve Genelkarmay Başkamı, Mareşal Fey zi Çakmakla birlikte gelecek hare Retlerin muvaffakiyetini, Inkilâbın zaferinl ve müllt hareketin kudreti : ni filen temin ve takviye etmiş o da, İsmi — zaferlerin en şanlılarır” dan olan Sakarya ve Dumlupmar |. simlerine silinmez bir surette bağ lıdır, « A LLYAZAn:ncEniL vt * Sinir züafına ilâç olarak gü- zel koku, müsiki İyi geliyor; ve hastalıkta iikad , ilâç gibi şifa ve- riyor: Şw halde itikad flkre, müsis ki tesir ve ahangi veriyor: Bazıla rınca müsiki dinen haram sayılıyor sa da... * Öfke İki saniyede durdurula Fevzi Çakmak Harp bitince , İsmet İnönü, baş ka bir sahada vatanına hizmet et mek üzere kılıncı bir tarafa koydu Burada da kendisini dahn az şeref H olmayı w bekli et Meclisi kendi sini Hariciye Vekâleti makamını iş ga) etmek Üzere seçti ve bu sıfatla dır ki, Türkiye menfaatlerini mü dafas için Loran sulh konferansını gitü, Lord Gürzonla dünyaca meş hur olan mücadelelerden sonra bu | rada da yeni bir zafer kazandı ve' bu zafer olmasaydı, İstiklâl harci ki anlarının eseri belki de ya şamazdı. 21 Temmuz 1923 de im. lanan bü Lozan müuahedesi zaferi-| nin badema her sene daha artan biz şevk ve heyecanla Türk millet! tarafından kutlulandığı görülmek tedir. 141 de Türkleri 418 mil o Türk, Lozon —müuahedesinin 18 va sikasının 18 ncl yılını teslt ediyor.. landı. Milli? Türkiye, inkıraz halinde bulunan — İmparatorluğun uğradığdı bozgunun ferdasında yeni bir har be girişmek cüretini — göstermişi Bu harbe göğüs germek ve onu ka zanmak zöründa — kalmıştı. — Fakat Türkiyenin mübrem bir surette muh taç olduğu sulhü de kazanmak li zım geliyordu. İsmet İnönü'nün ka zandığı şan Türk — orduülarını ve Türk diplemasisini moğlup edilmez bir halde zafer hasatlarına sürükle yip ulaştırmasıdır. . » İsmet İnönünün Loazan dön muzalferane oldu. Türkiye artık ya şayabilirdi ve bunu da İsmet İnâ nüne borolu idi. Askert ve siyasi muvalfakiyetleri kadar vatan sever lik ve mutlak namuskârlığının teb kin ettiği itimat sayesinde Başvekâ: Tet mevkli kendisine tevdi olundu. Ve bu mevkii Fethi Okyar tarafın- dan kısa bir müddet vaki Iştihlif bertaraf edilirse - 10238 den 1037 ye kadar muhafaza etti. 11 İkinclteş Fin 1938 de, Ata'nın vefatında, Mil Tet Meclisi kendisin! iltifakla Cürr hurretsi seçti. Ve o dokikadan itha ren de muhtelf zeman ve sahalarda fakat daima muvaffakiyetle giriştiğ Türkiyenin teedit, terakki ve mesut delişmesi hususundaki teşebbüsleri ne bu sefer hükümet reisl etfatile ve vaziyete lam bir hâkimiyelle de vam etmek imkânını bulmuş oldu. Başvekil ve Cümhurretsi İsmet İnönünün eseri emsalsizdir. Bn eser onun yüksek kuvveti elt Türki yenin bugüin ulaştıli — merlebedir. Bu esere sadece bugünkü Türkiye demek de mümkündür. Gerek Ata' nn ilhamile, gerek halkın ilhamlle ğız, * İsmet İsönü'nün zâli ilhamından bahsetmiyoruz - Türkiyede bir çok Büzellikler tahakkuk ettirildi. 1920 de Anadolu cephesi kaman danlığını deruhte etmek süretiyle Türkiyenin mukadderatını ellerine #lan ve bir daha bırakmayan İsmet İnönü 1930 danberi ezici bir vazile Yyüklenmiş bulumuyor. CB 1923 de Türkiyeyi çok muhtac YARIT Yüksek tahsil genclit Fatih medreselerinde vücude getirilen modern yu:ı.i leıb;le:.y:rîm: lıqkililı — Üniversitede spor faaliyeti Geçen Bene teşekkül eden Tİni- versite Talebe Birliği bir sene zarfında Teler yapmak istedi ve neler yaptı? Bunu etraflı bir ge- kilde tesbit için gimdi Birlik mer. kezinde;.m » Girip çıkan talebe arkadaşlar o kadar bol ki. biraz tembellik etsem giremiyeceğim, iriğin emumt kâtibi Avni Ke- feli her aykadaşa olduğu gibi bana da nazikâne sordu: — Bir işiniz mi vardı şim? Bef onün bü alâkattna teşek- kür ettim ve maksadımcı an'attım. Karşt karşıya otumuyocuz; fa. kat konuşabilmek için pek az va- kit bulabiliyoruz. Arada bir telefonda birisile ko- nuştmak gelen arkadaşların sual. ierine izahlı cevap vermek lüzrm, İste gene bir kaç arkadıs - girdi. Ellerinde ikişer fotoğraf var- Avni Kefeli: —- Bu arkadaşlar, diyor, Fatih Yurdu için mürnosat etmişlerdi de. Biz incelemelerimizi yaptık. Ö- raya kayıt için fotoğraflarını ge- tirmişler, Fırsat kaçırmadan Fatih yurdu hakkında izahat istiyorum, Kefeli bir yandan arkadaşları. nın fotoğrflarını bir takım dosya- Jara yerleştiriyor: bir taraftan bana izahat veriyor: — Fatih medreselerini bir yurt haline koyduk, Eskiden de bura- da taleheler barınıyordu. Fakat şimdi etki medreseler aruk elek. trik'i okuma salonlu bir talebe yu. vasıdır. — Kaç kişi alabiliyorsunuz? — Fatihte 60 arkadaş yeşleştir- dik. Wakat İhtivme cok, Acıkta ka- lan diğerleri için Şehzzdebaşm. daki medresçlori de yurt yapaca- karde- — Şu hâlde GÖ 1 geçecek, —- En az 100 arkadaşı barın. dırmığa çalıacağız. Çekmecesinden bir takım ahah. tarlar çıkarıyor ve gele"lere uza. tıyor. —- Buyurun kardegim siz 9 mu- maraya, sizler de 7 numaraya. Evsizlifin yüzlerinde akseden Hüznü ile içeri girmiş olan'ar bir me imkânları Yaran. REMZİ kikaten himayeye lâyık arkad A dsabetli intihap etmissiniz, derlim, ç Biz, dedi, talebeyi idareden daha iyi tanmyabiliyoruz. Aremiz- dakj münasebet osların bizi t mesıma manidir. Gene bir kaç telebe giriyor. Defter istiyorlar, Onlara soruyo - rum, — Buradan aldıklarınız. dışa- rtıdan daha ucüz mudür? — Evet, diyorlar, hariçtekiler- le her defterde 20 - 25 kuruş fark var Biz buradan almayı hem u. cuzluk, hem kolaylık bakımından tercih ediyoruz. (1) Masanın üzerindeki baz kâğıt. lara bakıyorum, Bir takmı fiş'er. Dikkat ettiğimi gören Kefeli izah ediyor . — Bunlar, hasta muayene fiş- lerimizdir. Bu fişlerle talebemize evavenede kalaylık gösteriliyor. Şimdiye kadar 20 arkadaşımız bu gekilde muayene edildi. Kâğıtlar arasında bir brogür gözrüme ilişti. Bu'broşür — tetilde hastırılıp liaelere dağıtılmış.. İçin- de İstanhula gelecek bir talebe için faydalı bilgiler dolu, Ben düşünüyorum, Bizim, fa- Külteye geldiğimiz yıl o kadar v- cuzluk olmasıma rağmen bir hayli sıkıntı çekmistik. Bize yol göstersinler, bizi mua- me'eler hakkımda tenvir etsinler diye bir yıl evvelki krdenlilerimi- ze ne kadar yüz suyu dökerdik. Halbuki bu broşürü okuyanlar kendi işlerin! kendileri görebilir. ler, İ 'Yalnız orada değişen bazı ra- kamlar var Yurt üeretleri arımış- tir. Bir de kayıt zâamabı gözüme çarptı, Burada söntetrinin sesuna ka- dar olduğu yazılı. Habuki — kavıt gönteşrinin üçünde bitti. Ve bu brotüre göre hüreket eden hazı talebelerin kaydedilemediklerini, Ankaraya gidip oradan nakletmek Mmecburiyetinde kaldıklarını ©ğ- tendik. KARDEŞ I i arasında Üniversite taleoe birliği nasıl _çaışıyor ? Talebe birliğinin hasta ta- — Sinemalara ucuz gir dışt muhaherelerimiz bile oluyor, diyor, Bakım mesşlâ şu mekup Bul- Bgaristandan şu da Sariyeden Hel- 6i Bunlara tatmin edici cevan'ar yazdık, Yarınki bundan 40 yıllık dostlarından bek Hyebilecekleri 'bütün ma'ümatı a. labi'iyorlar, Daha bir kaç mektün gösteriyor tek tarafı yok,, Ve doşyasını kapatıyor. — Talehe Birliği nizamname - sinde bir madde var: Birlik tale- | tifde be sikâyetlerini inceler. Size ne gibi şikâyetlerde bulunuluyor? — Bize, tâlebeyi uzaktan da ol- Sa alâkadar eden her mesele hak- | Fini tayin etmiyorsunuz? kında şikâyet edilebilir, ve muhak | $u cevabı verdi: kak ki bir kaç talebenin mani ©- lamıyacağı bazı münasebetsiz hal. | dahi etsem bana ler Birlik kanaliyle düzevlenir, bir | dik o'anlar ona hiç daha da tekerrür etmez, Bekiden tfak tefek talebe kav- Falarma setebiyet veren bazı hal- ler gimdi talebenin istediği —ya- ni medeni bir insenm — istediği—— | bana dostlarımdan fena. dÜ“Ü şekilde yo'una konur, Kefeli bana bir misa) de veri- yor: Kantin meselesinin ne safhada | edebilir, Bu suretle, olduğunu sordum, Avni Kefsli bu sualime beni do. arımt yurucu bir cevap veremediğine U- | da bilâkis itimat ve muhabit zülür gibi: — Haklısın, dedi, yanacak o | dostlarımdan mahrum ve *” kadar vasifeleriniz var ki.. Fa- kat biz geçen yıl büyük hir mad. d! jmkânsezlik içerisinde idıle, Her seyi yeniden yapmak lâzımdı. İşte bu arada ister istemez bezi işleri- miz bu yıla kaldı. Kantin de bun- Yarın arasındadır. Pek yakında kaftin! remim! bir talebe evi halinde açacağız, Bura. Ma vcuz, bol kaliteli yemek yene- tek. Artık arkadaslarımız mermer masaları yağ içinde asçı dükkân- larndan kurtarmakzamanı geldi | kömür dağıtmak Üzere çattı. Kantinin bevaz — örttlü ma. salarında radvo dinliyerek karfı. mezt döyuracağız. Kampta, burada çalışacak arka. dasları yetistirdik, Ben gülümsedim ve Fayri ih- tlvari ak'ımma meshur metel gelli “Tş keldi üç nal bir ata,,. Avni Kefeli, belki ben gormağa unuturmm dive* — Yalnız taşrayla değil, yert | nun ve bigun ederdi... Üniversiteliler | mermerler yalayan 3 Birincikânunş ŞAĞ A ü , CERESİNDL. Eski harp sahnesi Y? bugünküler Peçevi Ostrogon — mü c anlatirken şöyle der: “Sari rafımda şiddeti hararetttfi Öj merlerin yalayan ve bir i deyu can verip can aaf « p yaksız zebun ve meerul V | baradan haşlanıp gözü ve yüzü kabarık — olmuş, kerihesinden halkın meşmili muş dürümendlerin hod M, enini ve ahü hazini görülkef Bu satırlar, üç buçuk Fd cereyan eden bir. harp canlandırıyor. Bir damla #0 Wi hançer, ya ok, ya y lıç'a yere szrilen insanlardi' vi kü harplerle mukayese 667 *.. Alpaslandan önce Selçok hafiyelik almış yür Alpasları bu teşkilâtr zarafl' ve nizamülmülk de: — Niçin hafiye teşkilât9fi —- Ben böyle bir memdf vermezler; çünkü doğrud ve bana güvenirler, Dü ise onları para ile dağna labilirler, Binsensleyh Pt larımdan ivi haberler Hi ve fene sözler ok gibidiri Bi isabet etmezse bile A EK olarak, oK zalacağı gibi, liyeceğim Bunun neticesi OldÜg Jarımla sarıfı kalacağım.,. Alpastanın bu sözleri * Arasındaki farkı ne güzel “ g diriyor. Bugünkü dünyadk (| hiç imkân olmadığrnı, J man oluduğumuz casuslarıf haberi isbat ediyor. 9 Niyazi ( Halka odun kömür # | Mabrukıt ofisinin halkü re fişler gönderdiğini ' Fisler tamamen dağıtılmıstir. kmda tevziata başlenacakti, Herse' 'i Arif Hikmet'İği Nerden cihöna geldi? de yok vukul! ; Bitlmez ne süya gitti, © kilip silinmiş, yerlerini ta içleri pırıl pr rıl aydınlanan bir ilk bahar sabahı kadar taze ve sevimli çocuk gözlerine bırak” mıştı. Ali Tuna bu neş'e ile başı dönerek ,sözlerine devam etti: — Saadet ve betbahtlığım insana bir arada geldiği zamanlar vardır: Sizinle kompartrman komşuluğu etmek — saadet, bundan ancak seyahatin sonuna doğ- . ru haberdar olmak talihsizlik! Yine ayni neş'eli çocuk gözleri ve ayni hayret etmekte devam eden ses: — Nasıl?, Istanbula geliyor muyuz? — Evet, Madam, bir buçzuk saat sonra Haydarpaşadayız; memleketimi lk de fa mı geliyorsunuz? — İlk defa.. Ilk defa.. Suriyeden gel dim ve bir müddet Ankarada kaldım; lâkin yaz başında Adanadan Ankaraya gelirken ve bu sabah İzmittenberi ne !ı_ıdır güzel yerler gördüm; Türkiyenin bir yeryüzü cenneti olduğunu bana hiç söylememişlerdi! Ali Tuna, kadının fincanına çay ve süt koydu. Kompartıman komşusunun nadi: rıglıelînıeık güzellerden olduğu görülüyordu, seyahatte yalnız olduğu anlaşılıyordu; kim ve ne olduğu, Türki: çölde oturup dinlenilecek, serinlenilecek, yaşama isteğini artıracak, yeni yolcu” luklar için kuvvet olacak gölge veren a: gaçlar altında bir pmar demekti. Hiç bir yabancılık göstermeden, tanımadığı yol arkadaşının masasında kırk yıllık ahbap gibi oturuyor, üstüne tereyağ sürülmüş ekmeğini dudaklarının boyası bozulma' sın diye san'atkârane bir itina ile açtığı ağzında bem beyaz güzel leri görüne" vek yaramaz, fakat sevimli bir küçük çor cuk şrmarıklığı ile ısırıyordu. Ali Tuna bu sırada garip bir ruh haleti içinde ken” disini böyle kalabalık ve herkese mahr sus bir salonda değil de küçük ve yalnız bir odada küçücük bir yemek masasının önünde bu genç ve güzel kadınla baş ba- şa zannett; gözlerini bu enli dudaklara dikerek hayal'ere dalar gibi oldu; Gar son meyva isleyip istemediklerini sorur yordu. İkisi birden, biri Türkçe biri Fran Evet. Diye cevap verdiler Genç adam zevk ve heyecan dolu bir maceranın başlangıcında bulunuyordu. Denilebilir ki hemen hemen hiç bir emek sarfedilmeden güzel güvercin ayaklariyle ev satın almıslar da afahtarı el Avni Kefeliye birlifin taşrayla Size dedi. Birliğin —ba giden dahi! “ bilir; halbu ki, durdurulmayan ölke | Olduğu sulhe kavaşturduktan ve on | terindeymiş kadar sevine içerisin. | olan münasebetini toruyorum. * sahslarını şöyle hulâsa e- Bizârim öyle meşgaleri ©| birkaç kişiyi birden — öldürebilir; | Ydi senede onu bu sulhün nimelle| deler. Neteli ve mesut ayılıyor- | — Üzenerek yepıtmış - vazifelerini : den; .i Hele öfkeye meydan vermemek çok | 'itden müslefit etlikten sonra, bu | lar. gözteren bir calışkan çocuk mem. | — Spor, Hikmet, gözünde — kal büyük zekâ eseridir. (Devamı 3 nellde), Dikkat ettim bunların coğu ba- Münivetile hir dosva cıkarıvor. (Mameme K iualAal cân (0 ten Adahi e K .—-...-.-.1.1..rrrrrr.r...................................1....1......7.......1..A” E z u v EDEBİ I'N ql z BYES ROMAN IR EVSİ IK AŞ K x xat SEVENGİL Teirika No: 3 —— : adetâ tehlikeli bir masumiyet havası ilâr yede ne münasebetle bulunduğu meçhul — tıpış tıpış kendi gelen bir zevk Lâkin bür Mmağı isterdim... Roman ve şiir okum ve ediyordu; deminki ciddi ve olgun ka- — olmakla beraber Anadolu içinde bir sey- - tün bir geceyi derin bir hayvan uykusu & — tan zevk alırım, o kadar. v dın gözleri güzel kirpiklerin arkasına çee — yahatte böyle bir kadın kızgın ve uzun çinde aptalca geçirmiş ve seyahatin de — Ben de.. Fakat ben bir defa da somuna yaklaşmış olduğuna göre bu zevk bir buçuk saat sonra İstanbula varılınca gene kendi ayaklarile trpış tıpış yürüyüp gidecek ve Ali Tuna arkasından ağzı bir karış açık, kederli bir hayranlıkla bakıp kalacak mı idi? Yirmi üç yaşmda, gözü açık ve ağzının tadını bilir bir delikanlı olarak geçiniyordu. Elbette buna imr kün vermiyecekti; fakat nasıl? Kadın teklifsizce elini uzatıp masanın kenarında duran kitabı almıştı: Yataklı vagonlar mabudesi. Ali Tuna bir fırsatı kaçırmak isteme- di: — Muharrir, kitabma bövle bir isim bulabilmek icin elbette ancak sizin vibi bir yol arkadaşı ile seyıhat etmiş ola- calrtır. Dedi. Kadın, gözlerini kitobım üstümr den kaldırarak Ali Tunaya baktı, sonra hususi bir alâka taşımayan bir sesle sor” d“: — Siz edebiyateı mısınız?- —Hayır, madam. — Cüzel konusuyorsunuz da... — Övle mi buluvorsunuz? TesaLiçitr ederim, Karşınızda hissettiklerimi kuv vetle ifade edebilmek için edehiyguı ol çük bir manzume yazdım; Jîınnnyo” talebe olduğum sıralarda,.. j — Şair... Siz bir şairsiniz d ı"J Hem şiir, bem şair! Çünkü her j kadın şüphesiz güzel bir şiirdir; siz zamanda şairsiniz de... İki defa tehlik' siniz, madam. Kadın bu sözleri cevapsız bırakı evvelce başlamış olduğu cümleye d ettir — Jimnazyomda talebe olduğum ralarda çok sevdiğim küçük kedim bile bir şiir yazmıştım; şimdi bir satırını 4 hatırlamıyorum! Sonraları şiir ıı) tan vaz geçtim, fakat kedileri sevmeğt vam ediyorum. Ali Tuna hırçın, hoppa, vefasız mazlı bir kedi ile bu güzel kadın ” daki benzerliği düsündü; sonra çi ni biz buluş olmadığmı hatırladı: Tevi” Fikretin Zerrişte manzumesinden bir ilham... Kadının bakışları kedidef “ı yade dişi bir parsın elâ gözlerini de sündürebilirdi; lâkin bunu da daha eV? Yahya Kemal söylemis! Ali Tuns, cins teşbihler yapmaktan vaz geçip kart ini sadece kadın olarak kabul meği tercih etti. (Devamı var) ( P L I AT ED A LT CP I LAT N p P

Bu sayıdan diğer sayfalar: