30 Nisan 1942 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

30 Nisan 1942 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Suikasi VA (Baş tarafı 1 inci snvfada ) | ya gitti. dediler, Ben bunları kapıcım. ! kadaşını sormak hatırıma gelme « Bundan sonra Mefharete Ömer To- kadın resmi gösterildi ve bu — yahaa © gün gezinti zamanında tesadüf edip etmedikleri soruldu. Mefharet çanıma. dığını söyledi. Diğer — maznünlar da kendisine gösterildi. Reis — O gün rastgeldiğiniz 3 kişi. nin arasında bunlardan biri vâr müy- d? — Bu üç kişiye iyice dikkat etmiş değilim, Bunlar miydı, — değil miydi, bilmiyorum. Şahit Mefharet, mali vaziyeti müsa 1t olmadığından şahitlik için buraya gelmek Üzere yaptığı maarafların ö- denmesini istedi. Mahkeme bu huşus. ta karar vereceğini ve masraftar İs, fanbul mikldelumumiliğine gönderil - lecağini söytedi. KİRKOR NELER SÖYLEDİ? Büfbire Yardım apartımanı kapıcı, #t Kirkor dinlendi. Kirkor 303 doğum- lu ve Malkaralıdır. Maznunlar kendi . sine gösterikdi. Her birinin yüzüne ay. Tt ayrı baktı, Kornilefu elile işaret e- derek: — Möayö Kornilofu tanırım, diğer. lerini tanımam! dedi, Kendisine yemin ettirildi. “Başlatüne efendim| Doğru. Lm yemin ediyorum!,, Kornilofun Masam Öjeni Abdulla. hin dairesinde kiracı — olduğunu, bir müddet refikasile beraber kaldığı, re. flkasının Rusyaya döndüğünü, kendi. Binin bir mükckdet daha kaldıktan son. YA ayrıldığını ve apartımanda bir ço- Tayn gitti., dediler. Kirkora başka ge Bildiği soruldu. Kimlerin Koraitofu zi. yeret ettiğini şöyle anlaktı: — Razı günler maksafiri gelirdi. Bir gün bir genç kendisile beraber npartı. mana geldi. Harra soğuktu. Sobalarmı dikkatle resme baktı, “Evet tanıdım, © gün Kornilofa gelen misafir budur bayim!,, dedi, KORNİLOF ŞAHİDİN. AREINDAN ŞÜPHE EDİYOR Şahldin ihtiyar bir adam olduğudlçin akundan çüphe ettiğini söyledi ve ken dizinin apartımanda altı ay otumdu- Bunu söyliyen şabid için dedi ki: — Ben 2:5 ay kadar bu apartıman. €X oturdum. Halbuki bu — adam altı aydan fazla otunduğumu — söyledi. Bu gahidin tabibi adilye gönderiterek mu- ayene edlimesi JAzımgelir. Ben aper. tımana son günlerde bir defa Xontratı Bozdurmak, bir defa da eşyamı almak üzere gittim. Bütün aparlımanla olan münasebetim 25 . 3 ay kadar bir aa. man içinde olmuştur. Bu adamm ifa, Gcel tamamen uydurmadır. Bundan sonra reka tercüman vaatta. #de Kornllofa sordu: — Şahit senin bir adamla — apartı. mana geldiğini ve yalnız — odada kö- muşınuş olduğunu aöylüyor, ne dersin ? Kornilof — Şabit anormal bir adam Gür, Aktt malüliyote — mübtelâdır, Bu Mabarla bir diyeceğim yoktur. FAVLOFA YAPILAN İHTAR! Bu ötrada Pavlof aöz aldı. Şahidin Bk ifadesi hakkında söz söyterken re. in dedi ki: — Fazla uzatıyorsun. Bu — şahidin werdiği ifadenin seninle alâkası yok. kar. Pavtof devamin: — Bu şahit (lk tahkikat sırasında benim de aynı apartımanda daire ki- zaladığımı söylüyordu. Fakat bu If denin bana verilen — tercümesinde bu nolkdlayı görmedim, dedi, * Pavlofun bu sözleri üzerine ilk tah. İdkada niş zabıt okundu. — Bu ifadede Pevtofun dediği gibi şahidin lk tahki. Kat sırasında kandisini tanıdığı ve ki, racimı oldüuğu yolunda bir — ifade yok. tu. Bunun Üzerine müddelumumi mua, vini Kemal Bora Pavlalun tezvirata sapmak için iddialar yaptığını söyle- Gi ve şahide Pavlofu tanıyıp tanrmadı B yolunda hazırlık — tahkikatında ne €evap verdiğini sormaşını releten rica etti ve Pavlofun ben — konsoloshanede otururum dediği için başka bir yerde oturup olurmadığı araşlırılmamıştır. dedi, Bunun üzerine şahide — soruldu. Şahit Körnilotüu tanıyıp Pavlofu tanı, madığını tekrar etti, ŞAHİT ÖSENİ ABDULLAH NE DİYOR? Bundan sönra şahit Özeni Abdullah dinlendi. Bu kadın Korntlofun kira !le oturduğu apartımanın kiracısıdır. Yal maz Korniletü tanıdığını söyledikten #onra dedi ki: — Kornülof kiracmmadı, Bir gün karı. İle beraber geldiler, Dalremde (ki o, da tutular. Bunun üzerine aradan on beş gün geçti. Karım Rusyaya — gitti. Kondisi de müteakiben 8.10 gün kadar apartımana gelmedi. Sorduk. Ankara. dan öğreniyordum. Rals — Kornilof hangi tarihte apar. Umana geldi ? — Pek hatırlamıyorum fakat geçen seneydi. — Kornllofu kimse siyarete mez miydi? — Bir gün kapı çalındı. Kapıyı eç maya gidiyordum. Düştüm. — Kormilo. fun kapısı önüne kadar yuvarlandım. Bu gürültüye Kornllof çıktı. Beni kal. dirde. Kapıyı kendiaj açtı. Bir — deli. kanlı içeri girdi. Kornilofun odasına Birerek 10 dakika görüştüler, Ne ko, nuştuklarımı tabil bilmiyorum ve bu- DUn kim olduğunu da — tanımıyorum. Ancak totoğrafı gösterilirse tanırım belki dedi. Ömerin fotoğrafı gösterildi: — Eve gelen delikanlı buydu dedi. Bu ifade bakkında — Abdurrahman (ile Süleymâanın ne diyecekleri — soruldu. Bir şey söylüyecekleri olmadığı ceva. Beni verdiler, Kornilo€ Öjeni Abdulla- ha sordu: — Kirkoru nt samandanberi tanı, yorsunuz. — Takriban 2 sanedenberi tanıryo. rum. — Bu adamı aklı başında bir adam olarak mı tanrramız ? — Deli değil, filocof değil, — fakat pek de akıllı değil, Ancak sorulduğu zaman oevap veren bir adamdır. Kornilof Öjeniye — hitaban: — 41 ikincileğrin ayı içinde — ve ilk on beş Bün sarfında bir adamın bana geldiği. ni söylüyorsunuz. Bu ifadecizi tekrar. lar müseniz. Öğen! Abdullah hesspiryarak bu i- fadesini teyit etti. Rala bunun Üzeri. ne: . — Bu aözler müdafaada söylenecek süzlerdir. Siz, şahide doğrudan doğru. YA sorulacak bir gey varsa oaları s0- run dedi. Körnilof Öjeninin umumiyet. le ifadestnin doğru olduğunu — yalnız tarihlerde biraz yanırldığını, kendisina gelen delikanlının naxıt bir tipte oldu. Şunu şahidin söylemesini istedi. Öğeni delikanlının orta boylu — Korniloftan belki biraz uzunca olduğunu söyledi: Reie Kirkoru çağırttı. — Sen Kornilofun karısile —altr ay oturduğunu söyledin. Öğeni ise 15 gün dedi. Hangisi doğru? Kirkor — Efendim defteede yazılı- dür. Benim tabil hatırımda değii. Söy. ediklerim tahmine müstenittir. Kon. turat yılbaşından evvel faahedilmiptir. Kornilef 2,5 , 8 ay kadar oturmuştur. Vıht Beciktiği için calse tatil ediü. Ololı sonraki celse Öğleden sotra — sant 1430 da muhakemeye devam — edildi. Sa- babki celsede Komrnilof — Kirkorun ak!i malüüiyetini iddia ederek mu. ayenesini istemişti. Müddelmumi muavini Kemal Bora Kirkorun bü tün bildiğini söylemiş olduğunu ve bundan sonmar için tabibi adliye muayenesine lüzum hâsıl olmadı » Bmr bildirdi. Hâkimler heyeti Kor nilofun Kirkorun muayeneyo sev- ki hakkındaki talebini kabul etti. Kirkorun şuurunda — halel bulunup bulunmadığının bir raporla malıke meye bildirilmesine ve diğer ga . hitlerin yol masraflarının sonra « dan haksız çıkacak taraftan tah * sil edilmek suretiyle devlet hazj - nesinden kendilerine tesviye edil- mesine karar verdi. Bundan son , ra şahit Yusuf Atsoğlu dinlendi, Şubit Yusuf kardeşi İbzahimle be- raber tütüncülük yapmaktadır. ŞAHİT YUSUF AMOĞLU NE DİYOR? gel Süleymanı Ömer ve Abdürreh. manm hömşerlel olarak — tanıyor, Kornilofu tanıyor ve Pavlofu bir defa dükkünmdan tütün aldığı - | çin tanıdığını söylüyor. Yemin et- ti Ve anlatmaya başladı: — Dükkânda bir gün yalnızdım Abdürrahman bir arkadaşile gel - di, Bü arkadaşı benden “En âlâ, bir cigara nldı. Ben Abdürrahma. TU “Yakından tanıdiğim için kendi. sine bü yabanet adamin kim oldu. Bunu sordüm. Şivesinden “En'üla,, derken eni uzatmasından Bul(ı.r olduğunu zannetmiştim. Abdürrah man bana cevap vermeden ayrıldı. Birar sonra ben de dükkün: ka padım, Azak sinemasının yan so - kağında Abdürrahmanla — Pavlofu konuşurlarken gördüm. Yanların . da bir de kadın vardı. Fakat kad nt vildniü görmedim. —Pavlofun eertindea hatırımda kaldığıma göre kahive rengi elbise vardı. Bütün BRĞZM bü kadardır, dedi, Reist şahide sormaya başladı: — Sönrmm Abdürrahmanı görüp bir gey Bordun mu? — Hayır, sormadım, Öne yal . nez bir gün Ömeri sordum, Abdür rahman Ömerin hasta olduğu için İzmire gittiğini söyledi. O günden sanra dükkünma geldiğinde ar - di Abdürrahmanla Süleyman bir di yecekleri olmadığını — söylediler, | Avukat Şakir Ziya gehit Yusufla müekkili Abdürrahman — arasında fıRı bir münasebet bulunduğuna göre Abdürrahmanm siyasi kana - atleri hakkında bir maldmalı olup olmadığını sahitten sordu, Şahit Yusuf: — Arkadaşımdı. — Konuşurduk. Fakat bana siyasetten hiç bahket. — Ömer, Abdürrahman ve Sük | leyman şahit Yusufun dükkânın - | da sık sık toplanırlar mıydı? Yusuf cevap verdi: — Bazan Abdürrakman Ömer . le birlikte dükkâna gelirler ve ak- gumları birlikte bir müddet vakit Beçirirlerdi. Fakat — ben satışla Mesgul olduğum için ne konuştuk karıtı pok anhyamezdım, Esasen © kadar fazla da kalmazlardı. U . günü bir arada görmedim hiç. Pavlof 1940 eylül veya birinci . teşrin aylarında bir bavul getirip Eetirmediğini şahit Yusufa sordu. Yusuf bilmiyorum, ve böyle bir şey hatırlamıyorum cevabıni ver » Pavlof suallerine devamla: — Bu üç ahbabmdan hangisile fazla arkadaş olduğunu sordu. Şa bit, Abdürrahmanla daha çok ah« bapkik ettiğini söyledi. Pavlof Yu sufun dostu olan Ömer ve Abdür- rahmanla memlekette beraber ge. zip eğlendiklerine ve oynadıkları . lemek stediğini ifade etti. Müddeşumunmi muavini bu tale- bi yersiz buldu ve Ömerin sünnet- K olup olmadığının herkesçe ma . lüm olduğunu beyan etti. Hâkimler heyeti Pavlofun ar « zusuna uyarak bu hususu da sahit ten sormaya karar verdiler, Key- fiyet soruldu ve gahit bu âefer be raberce banyo yapmadık, o halini de bilmiyorum, dedi. Pavlof suallerini uzulmaya de - vam otti ve bu defa da gahit Yu- suf vasıtasiyle Ömere Abdürrah. mana ve Süleymena memlekelin « den mektup gelin gelmediğini sor- du, Şahit Yugmelavyadan — yalnız Abdürrahmana kendi — vasıtasile mektep gekliğini söylüyerek : — Bu mektupların kimlerden Zekliğimi pek de bilmiyorum, Abe dürrahmanın mektep adresine de mektuplar gönderilebilirdi. Fakat mektupları gönderen kimseler be nim vasıtamla gönderirlerdi. Pavlof bunun sebebirin ne oldu- Bunu ve gşahidin ne maksatla ken Ci vasrtasile mektup geldiğini an, layıp anlamacdığımı sordu. — Yusuf Abdürrahmanm ne sebeple kondi vamtası ile mektuplarını zetirttiği ni bilmediğini ifade etti. Pavlof sözlerine devamla Yusu. fun dlikkânmın Beyazıtta olduğu. nu ve nerede bulunduğunu bilme- diğini, ve bu şahiti tanmmadığını söyliyerek bu defa da kendisin - den Abdürrahmanla bemaber göle. rek kendisinden En âlü cigara ae lan adat iyice tanıyıp tanımadığı ni Ve bunun ne zaman — olduğunu sordu. Şahit tütüneü Yusuf cevap Vererok: — Saat aitiyla yedi — arasında Wdi, dedi, Pavlof Yusufun İlk Ha- desinde şahidin kendisile karşılaş. tığı zaman zabıtta yazılı olduğu veçhile: PAVLOF $ANİDİN İFADELERİN DEP RASKALIK OLDUĞUNU IDDİA EDİYOR Yusufun dükkünmda Abdütrrah- mant kendi arkasımdan gördüğü . DÜ söylediğfi halde bugünkü ifade. sinde dükkânı kapayıp bizi - takip ederek Azık sinemasma — yakın sokakta bizzat gördüğünü söylü - yor, Şahidin © günkü ifadesi ile bugünkü ifadesi biribirini tutmu « yor, dedi. Zabit okundu, — Şahit Pavlofla Abdürrahmanı beraberce gördüğünü, fakat dükkândan gı - karak onları takip suretiyle gör . düğünü tasrih etmiyordu. Pavlof sahidin dükkündan cipa. Pa almış olmasınm iİhtimal dabi - linde bulunduğunu, fakat bu ada- min dükkânının neröde — olduğunu bllmedidini söyledi. Sözlerine de - vam etmek istiven Pavlof re's'n müdahalesjine maruz kaldı. Müda , faada söylenmesi Mammgelen süzle ro o zamana birakmasımı — istiyen Tçeis terrülman vasrtastle: — Sahide karşı ne yumurtirya- cakaa onu sövletin, Vaktimir geçi. yor, Fozla lâf dinliyecek halde de Biliz, dedi, Tadia makamı da Yusuf hakkım- da Pavlofun konuşmasınm — artik yersir olduğunu — bevan ederek Pıvwvm daha fazla ı.wını.ııı. Siimi Mehmet G&nııeötmihıı dı.vqıhutbund'ıııyıdıdıını Te çe yi * KİT temesinin reddedilmesini talep et ti Hâkimler heyeti şahit Yusuf hakkmda bir diyeceği olmadığını beyun ederek bü münasebetle u « muml surette beyanatta bulun - mak istiyen Pavlofun bu arzusu . yun reddine karar verdi ve bu kü- rar kendisine bildirildi, Pavlof rusça sözlerine devam etmek isterken reist eliyle işaret #derek, otur, otur, bu sözlerine sonra devam edersin, dedi, Diğer gabit Fethi Kuruçay dinlendi. Berberlik yapan bu gşahit yalniz Süleymanı tanıyor. Yemin etti ve anlatmaya başladı: SANİT FETHİNİN SÖYLEDİK- LERİ — Ben Marsel berber salonun- da çalışıyorum, Geçen #ene - bir gün Süleyman Ankaradan İstan - | bula gelmizti, Arkadaşlariyle ta . metp görüşüyordu. Bizim dükkâ - na da geldi. O günlerde bizim 8- damımız olmadığı halde — tanıdığı Kornilofu ricası üzerine onu bizim dükkânda traş ettiğini ben çırak Moizden işittim. Bikliğim başka sey yoktur, dedi. Türk maznunlar bir. diyecekleri olmadığını söylediler, Kornilof bu |- berberde hiç traş olmadığını söy- ledi. Sözü yine Pavlof aldı. Bun . dan evvelki duruşmalarda beya - natta bulunmak isterken — vaktin geçmiş olduğundan buna imkân bulamadığını, Türk ceğa muhake - meleri usulü kanımuna göre maz- nunum her zaman kendisini müda. fanda serbest bulunduğunu ve bu hakkmın şimdi neden tanmmadı . sak arrısunu izhar etti. Reis şim di şahitler dinlendiği irin umum! beyanat sırası değildir, dedi. Pav kof Tusça sözlerine devam etmek istedi. Rejs elleriyle işaret ede - rek: c — Otar otur, Sonra söylersin, Bundan sonra diğer şamit ma . nav Mehmet Kökmen dinlendi. Mehmet yalnır Pavlofu — taneyor, diğerlerini tanmmıyor, Yemin etti ve dedi kiz SŞAHİT MANAV MENMET NE DİYOR? ü—-—— Ben Asmailmesçitte manav - Bır ziln bir polis geldi ve “elinde bu adamın fotoğrafmı bana göste- rerek tanıyıp — tanımadığını sordu. *Ben fotoğrafa bakmca hemen her hafta veya öon günde bir altşyeriş yapan bu adamı derhal tanıdım ve Taüşterim olnuğunu söyledim. İlk zamanlarda Pavlof bir gün bir ka dmle bana geldi. Alışveriş yapı . yordum, Ben Kırımlı olduğum için rotçayı iyi bilirimi. Ona rusca bü- yurum, dedim. O hayret etii. Nes reli olduğumu sordu, Ben de Kı - ramlı olduğfumu bildirdim. Bunun üzerine daima bana ge tr giderdi. Ben de ona iyi bir müşteri munmelesj yapardım. Pa « zarhk yanmaz ve istediğim para» ya SatardIırm. (Gülüşme'er) En son dükkünıma 1 Martta geldi. Bana * Martta gelen polis bir kaç gün evvel onumla son defa görüştüğü- mü düşlünerek bu tarihi tesbit etu tim, dodi . Kemal Bota tahit Mehmet Gök- menden Pavlofun — bacağından © zamanlar rahatsız olup olmadığını, dükküna geldiği sıralarda buna dikkat edip etmediğini sordu. Şar hit Mehmet Gökmen en son dük- kâna goldıği 1 Mart tarihine ka . dar elinde bir baston filân gör - medim, Hiçbir aksaklık da mü hede etmedim. dedi. PAVLOP MANAV MENMETTEN MUNACİR OLDUĞU İÇİN ALIS- VERİS ETMEKTEN VAZGPÇMİŞ Abdürrihman Süleyman, Korni lof şahidin ifadesimne bir diyecek- leri olmadığını aâylediler, Pavlof ayağı galktr. — Ben bu adam dim, İstanbulâ gel beri âlş voriş yapardım, Bilhas ga bümdün alşveriş yapmamın se- bebi, onun rusça bilmesiydi. Fa « kat sonra bu şdamin muhacir ol - duğunu konsolcshanedan bana ha ber verdiler. Ran de bunun üze , rine ondan "lm verisfon vazgeğ « Bem, Bu yıl başmdan beri ben bu adamı bir daha görmedim, Bu ta- rihten itibaren Oalatasarayda bir manavdan aheveriş — yapıyordum Adamm adımı bilmiyorum. Fakat ktrmezı, şişman vüzlü bir adamdır Bu adamm (şahidin) beni 1 mart- ta gördüğü ve vanrmda bir kadin bulunduğu ve burnu kendisine ka. vmdır, ona dâ İyi munmole yap, iyi moyva ver şeklindeki ifadesi tamamen yalandır. Ben bu adama biçbir zaman bir kadınla beraber gitmedim, Benim yanımda karım da yoktur. Bu şekilde konuşması | 42 yaşlarında tık« | nasca, güçlü kuvvetli bir adamdı | 20 . 5- 1008 Muhakemesi — olacak. Ben bu adamla yalnız mey | miydi, Abmrı-ıhmınmdvıdi va hakkmda kanuştum, dedi, Şahit Mehmet Kökmen ifadesin d; ıisrar etti, Bir. kadmmla beraber Beldiklerini ve bunun karısı oldu. Bunu kendisine söylediğini ileri sü Terek: — Ben Rus mültecisi doğilim, beyanatım tamamen doğrudur. Ba ha da kimse bir şey öğretmiş de- Gikdir. dedi, Bu ifade de Pavlofa anlatıldı. O gülerek başka sörüm yoktur, de - di, Müddeimmum! muavini Kemal Bora, Mehmet Kökmen tarafından söylenilen Ve Pavlofun yanmda gördüğünü bildirdiği kadınm nasıl bir tipte olduğunu sordu. Şahit: Ortadım birez kosa — boylu, daima gözlük kullanır, — şişmanla zAVIF arae: bir şey, dedi, Reis de: — Yani balık eti.. Şahit: — Şişmandan biraz zayıf, Rejs: — İşte ona balık eti, derler, Celseya on beş dakika fasıla verildi. UÇÜNCÜ CELSR 15 dakika istirahatlan sonra aat 17,36 de muhakemeye devam edilmiş, gahitlerden Selâmi Vardar dinledi, Be. dâmi Vardar Yüksek Ticaret mektebi. nin son amıf talebesinden ve Beyoğlu Kadastro müdürlüğü mamurlarından- dır. SELÂMİ VARDARIN İFADESİ Buçltulardan yalnız Abdurrahmanla Büleyman: tanıdığını söyliyen Selâmi bildiklerini şöyle anlattı: — Abdurralımanla 940 yümda tale- be yurdunda tanıştık. Sonra ben ora. dan ayrıldım, bir pansiyona yerleğ - tim, Bir gün yolda Abdurrahman ile Karşılaşmıştım. Konuştuk, bana dera. darine çalışabilmesi için ascasiz bir yer re ihtiyaer olduğunu ve eğer istersam birlikte yer tutmamızı teklif e&ti, Bu. nun üzerine beraberce benim şimdi o. turmakta olduğum yerde iki oda kira. iadık. a Burada bir müddet oturduk. Bu a. rada Abdurrakmanın arkadaşı Ömer geldi. Abdurrahman zaten bana Ömer dan bahsetmiş, Yugoslavyadan İstan- bula geleceğini ve kendisini arıyaca - Binı söylemişti. Ömeri ik defa yurdda görmüştüm. Abdurrahmanı arıyordu. Elinde bir bayvul vardı, Sonra da bi . zim eve yerleşti. Abdurrahıman onun bizim yanımızda muvakkaten otura. cağmı söylemişti. Fakat ikameti bir #eDeye yakın bir zaman sürdü., Bu. TAĞA Tels sordu: — Ömer ne saman ortadan kaybol- du? — Ömer İzmire gideceğini söylüyo- Tek tahminime göre 15 ikinelkânunda yanımızdan uyrıtmıştı. — Süleymanı zerede gördün? — Abdurrahımanın ve Ömerin oda. sında, fakat hangi tarihte olduğunu hatırlamıyorum. Bunların siyasi kanaatleri hakkım. da ae biliyorsun ? — Ömerle Abdurrahmanın komü . nizme meyyal olduklarını anlıyordum. Daima komünizm esaalarını müdafan ve münakaşa ediyorlardı. KORNİLOFUN ŞAHİDE SUALLERİ Burada Kornilof söz istedi ve: Abdurrahmanla Ömerin komll * nizm Üzerinde münakaşa yaptıklarını Söylüyor, acaba ne gibi münakaşa yapmışlardır. Komünizm taraftarı ol- duklarını nasıl açığa vuruyorlardı... Diye şordu. Kornilofun bu sualeri gahid Selâmiye soruldu. Selâmi cevab verdi: — Komüsistlik lehindeki sözleri gü. mün hâdiseleri Üzerinde mesalâ ajana hâaberleri üzerinde idi. Daima o tarafa Mmeylettiklerini görüyor -ve anlıyor « dum. Onlar galib geliraş daha iyi ola. cağını söylüyorlardı. Sözleri hiç bir Bzamaân ilmi esaslara dayanaz beyanlar geğildi. Kornilo€ tekrar sordu: — Şahit, Ömerle beraber yar şamışlar, acaba Ömer sünnet ol- Muş mu, olmamış mı? Selâmi — kendini tutamayıp gükdü: — Hayır, dedi, nereden bile- im, KBDFRRAPİMANIN AVUKA- TININ SÖZLERİ Bu sırada söz alan Abdürrah- manın avukatı Şakir gahidin yük- sek tahsil görmüş bir genç oldu- ğunu söyliyerek Abdürrahmanın müdafaası bakımından — sözleri- nin kendileri için çok kıymetli bulunduğunu tebarüz ettirdikten sonra dedi ki: — Şahitten bazı — suallerim var, Kendisi Abdürrahmanla e- peyce bir zaman beraber bulun- müuştur,. Bu müddet zarfında iki İgencin birbirlerinin karakterleri- | ni anlamış olmaları lâzüm Aca- ba Abdürrahmanm kendisile vöki temaslarmda — kanaatleri ne idi. Abdürrahman yalan söyler miy- tısatta ne dereoceye kadar ml' mMatı vardı, ayyaşlık huyları nudır, Şahit; Abdürrahmanda hi ve ahlâkt malüliyetlere tesi düf Abdürrahmt! Alman büyük elçîdn.ln şahsı kında fena söz söy ni ĞÇ muş müdur ve nihayet Abdi manım elinde ccnebi dilde b mış siyas! bir kitap ve risale müş müdür ” iediğini hiç duymadım. Kend destluğumuz kanaatleri cihet den değil, samimiyet gös! den ileri gelmiştir. Abdiiı nın siyasi ve iktısadi vukufu tur, Kendisine komünizm fikir? ri bir etüd neticesi demeyip te yolile gelmiştir. Abdürrahman | ki sevmezdi. Yalnız bir alışi Klileyman geldiği zaman bir " —— Bardak mi kadoh mi? — Evet kadeh içmişti. — Ne içmişti? — Votka, ü Vikı çok iyi — Von Papen aleyhinde söylediğini duydunuz mu? — Hayır.. hiç duymadım. Elil itap Bu kitap komünizmle onun larından, prensiplerinden bah dermiş, Burada müddetumumi başmi avini Kemal Bora şahitten gu " alin sorulmasını mıııı | — İzmirden I mektup luı!iıme nrflı oî | Mç verilmiş, zarfsız mr? — Hem bana hem de Abdü rahmana hitap eden bu mektif bana Abdürrahman tarafında” | zarfı ile verildi. Fakat zarfi çıktı, | — Ömer bu mektupta neler 4f latryordu? — Orada iyi olduğunu, h: nın kendisini iyi karşıladığ sövlüyor ve derslerine cuıı# üzere, Abdürrahmandan bazı - *Yİ taplar istivordu. Bundan hıı Abdürrahmana paranın miktarını da bilmiyo | rum, Müddeiumumi sordu: — Mektup hakikaten İzmirde' mi geliyordu? Reis bu susli tekrar etti *İ| Şu cevabı aldı! — Bilmiyorum, zarfm Üzerin deki mühürü tetkik etmedim, — Bu defa Abdürrahman söz # tiyerek sordu: — Mektup kimin yazısı idi? — Ömerin, Abdürrahman ! — Mesele yok öyleyse, Reis şahide sordu: — Abdürrahman paralı bir W dam mrydı? — Hayır! | Başmuavin Kemal Bora tekraf *öz alarak: — İzmirden Ömerden böyle bif mektup gönderilmiş değildir. Abv dürrahmannım bu elheti açıkça an: latmasını ricr ediyorum. Abdürrahman gw izahati verdi” — İzmirden böyle bir mektuf gönderilmiş değildir. Ömer buradi iken bu mektubu yazdı, birakt Fakat Selâmi mektubu — İrmirdet gelmiş olarak biliyor ve zaten * nun böyle bilmesi için bu mektuf | terlip edilmişti. ENVER BAYDAR'IN ŞEHADETİ Bundan sonra Enver Baydar d lendi. Enver Baydar manav Mehi Türkmenin yanında Çıraklık yapma tadır, Kirımlıdır. 1980 da — İstanbul gelmiştir. Maznunlardan yalnız Pa' lofu tanıyor, Yemin etti ve — gunlaf anlattı: — Pavlof bizim dükkândan alışve ederdi. Geçen senenin — sen aylarınd bü münasebaet başladı » Mart ayını dördünde düikkâna bir adam gel ı Ben, bu sırada dükkânda işterim”) meşgut bulunuyordum. Klnde çeliyi | Pavlofu göstererek) bu şahain fotof || rafı bulunuyordu. Hana gösterdi | bü gahar tanıyıp tanımadığımı sordf || Ben de: | — Tanırım. Cevabını verdim, | Aradan bir kaç gün geçti. Dükkik nn sahibi Mehmeş Türkmeni karakir t la çağırdılar. Bu söylediklerimi oradi Aynen tekrar ettim.,, | Rein şahit Envere sordu: — Pavlof dükkâna yalnız mı gel dit — Çok defa yalnız gelirdi erendiri Bazan da yanında arkadaşları karşıki sayfada) z ———_

Bu sayıdan diğer sayfalar: