— Edebi Hayat maceiaiari vi | 'Bir şair ile bir roman:- cının sevişmesi 833 senaei Ulkbaharında bütün Pın». Jorj San ismiyle ço y Edebiyattaki — kudreti, ği ve onu sevenlere büyük bir konuşma mevzuu olmuştu. Makaleleri“Revü de dö mond., İN mecmuasile“Figaro,, yazetesi gikiyordu, Yazmış olduğu “İn Yyana,, isimli roman yeni ro tizm ekolünün bir zaferi ol görülüyordu. | Jorj San'ı takdir edenler ara- Osunda, tanınmış tarihçi ve tenkid || gi Cent Böv geliyordu. -Keza ©. | na karşı gösterdiği dostluğunu Bonuna kadar muhafaza etmiş ©. lan “Revu de dö mond., naşiri Buloz, ve muharrir Prosper Me- TİMe vardı. Kuzguni siyah saçları, esmer teni, uzun kirpikli kara gözleri, yakışıklı boyposiyle yirmi sekiz yaşındaki bu genç sanatkâr ka. din, her yandan şöhret kazan - muştı. Nükteli konuşur; tatlı gü- İimser; ve ber akşam evinde ya- pılan edebi toplantıları görülme- İ Tni incelikle İdare ederek, çok defa sabahlara kadar süren mük ııkuun unutulmaz. bir zevk | GENÇ ŞAİR l erken edebiyat ufkuna ayni parlaklıkta yeni bir yıldız Ü doğdu. Yirmi üç yaşmda, orta | boylu, kibar tavırir, ince yapılr Alfred dö Müsse'nin yazdığı gi- irler; her kesin dilinde dolaşı - yordu.. Aylarca, bu iki sanat- kür birbiriyle — tanışmadılar . Jorj San, kendisini bu yirmi üç Oyaşmdaki delikanlı ile tanıştır - ile tanıgmak istemiyo- ©O benim İçin çok fazla isiyle geçineme * am yemeğinde kar l 'llmıL.nl! — Genç sair ve güzel romancı, o tİir tatlı karuştular; bir Jeri içine derinden b 5... Bu —suretle en büyük sevişmelerin si başlamış bulunuyor - lmmzk'ır aldı, *ı bir ilham İle, Jori San'a bir alir yazdı. Ateşli — bir takdirin ifadesi olan bu şiir, — Jorj San'ın hoşuna gitti. Buna k erindeki tope Tantılara ti. BERABERCE YAŞA: MAĞA BASLIYOR:- LAR HıMzn—n bu iki gencin ar- k kadaşlığı plâtonik, edebi bir sahada cereyan etti. ©Ban “Leha,, Jorj isimli eserini yazı - ynr Müsse uıe. uıı—hm- "M]ı.. simli eserini vücude getiriyor - Ğ Ll Bserleri üzerinde konuşurlar - ken, birbirlerinden de bahsetme Be başlamıştı mra — bir gün Alfred dö Müsse, San'. m yanından ayrıltır ayrılmaz, doğruca evine gitti. Ve belki dün yanın, bir şair tarafından yazti- halde en az edebi fakat çok sa raf olan bir aşk mektubu orak Jorj San'a gönder - di, Şair bu mektubunda çok doğ- ru, ve açık hareket etmiş, ayni zamanda sevdiği kadınım kendi - siyle alay etmesinden pek fazla çekindiğini gösteren ihtiyatlı bir ifade kullanmıştı. Mektup çu Sae mimi cümleyfe bitiyordu: *“Seni seviyorum., Seni düğüm andan itiharen gör seviyo « FUmM....; Müsse'nin kendisini sevdiği kadar da, Jorj San ona âşıktı. Aldığı mektuba, aynmi nicaklirkla vevab verdi ve beraberce yaşa - mağa başladılar., Artık evleri, bütün sanatkâr - larm çok ivi saatler gecirdiği bir muhit haline gelmişti. Bir tarai ten da, yazılarmı yazmakta, &- debi güzellikler moydana getir mekte devam ediyorlardı. Aralarında tam bir düşünce vo duygu âhengi vardı, BASBAŞA YALNIZLIK eceleri misafir kabul ediyor; eğlenceler tertib odiyorlar - dı. Alfred dö Müsse, fevkalüde neşeli idi. Bununla bereber, lül ayınm sonunda Pari: ü - rültülü hayatından ukarak, Fontenbiö ormanında küçük ve sessiz bir köye tasındılar, O-a - da yalnız başlarına ve —berhona bir huzur va emniyet hava'tt ya» samağa başladılar. Fahat ayni zamanda bu iki romantik insa - nın sevgileri de. son dereceyi bulmuştu... Aralarında ufak te - kıskanrc'rk'ar . Alfrod dö'Mür se, huysuz, hassas. kıskanç bir adam olmuştu. , Tekrar Parizte ki evlerine döndükleri zaman ârtık o iki ecski üsık değil- lerdi. Bununla beraber, Jorj San, Müsse'yi, beraberce Vene - diğe gitmefe ve bir müddet ora- ları gezmeğe ikna etti Venedikte Danielli izimli bir İtalyan'ın sevimli telinde bu iki âçık pok Âlâ eski nese'erini bulabilirlerdi., Fakat Jorj San, durmaksızın yazı — yazıyordu. Çünkü o, muntazım ve ılr bir muharrirdi Alfred dö Müe se ise, ilham tesiriyle yazıyor - du, Jorj San'ın bövle d rette, kendi vazısi sımdan, kendieinin a1 si gibi bir müna cıkardı.. den huysuzlaşmıştı. AYRILIŞ Yeni Peri kızı Behçete biraz daha nk!nımx;.r Onun ellerini sıkarken ürperdiği, derin derin göğüs geçirdiğ' hissediliyordu. Behçet: — Peri de olsa kadın değil mi?.. diye düşünd? Sonra sordu; Behçet, birden silkindi ve peçeyi peri kızının yü. zünden sıyırdı. Aman Yarabbi. — Makbule, O ne?. Makbule Hanm., — Evet, benim.. ben.. Buna imkân var mt idi?.. Behçet bir aralı'ı: — Yolcsa hen öbür dünyada mıyım?.. diyo d Kendisini dünyanın bir ucunda, sevgilisinden fer. sah ferhas uzak sayıyordu. Birbirlerini görmiyeli, uzun senoler çmişti. Kendisi bir erkek olduğu halde ve her ettiği halde onun izini kn'belnml Ha. ne bir şey olmustu. Uztn aylar e. i geciren bir hasta gibi di. Gözle. odasındaki eşyahıra gezdirdi. san sevgilim, ben Makbuleyim.. Seni müönasız zdüm. Fakat ben de ne yaptığımı bil. ndime hâkim değildim. aya nasıl geldiniz?.. sunli sorarken içinde ge mrd.ı ki, Makbule kendini bir korku r fon- Mı.-':ule orayı nasıl geldiğini bir anda izah ede. miyecek halde bulunduğunu anlatmak ister gibi dudak. larını buruşturdu. Sonra: P:?î, S© yatacak Sandalyeci Necatiyi öldüren de 5 ıeneye mahküm oldu Bir sene kadar evvel, Çenberli taştaki aile bahçesinde kıskanç. lık yüzünden kebabçı Fethiyi bi çakilryarak öldüren Ekrem, dün birinci ağır ceza mahkemesince 12 seno, 3 ay 10 gün müddetle hapse mahküm edilmiştir. Kav- gaya sebebiyet veren Ekremin kardesi Mehmet de 8 ay müddet le hapis cezasıma çarpılmıı Bir kadın meselesi yüzll. Karagümrükte arkadaşr sanda! - yeci Necatiyi öldüren Sadullah | dün birinci ağır ceza mahkeme. si tarafımdan 5 « müddetle hapis cezasına mahküm edilmiş- tir, VÜĞ ü FM N Demirini tarayan gilep 1i Köprüsüne bınmrdı Cibali e Kasımpaşa demirli bulunan — Ahmet ezzin oğluna nit 1800 arasında Behçet tonluk ümer,, şilepi, dün demirini tare- | yarak Gazi köprüsüne — bindirmiş. tir, Geminin güverte kamr hasara , bir sandal parçalanmızı ise | ye bir gey olmamıştır. Bu Haliç vapurları dün işliye- ee L ea Telefon makinelerini çalan hamal yakalandı Liman işletmesi farından — Abönllet manlarda, talon 1 nelerinden Ö tanetini ça yet evvelki gün de bir tar Ünden koparp koymna sokarken Kalanmıştır. kif edilmiştir. — Maarif Müd ameliyat geçirdi İstanbul Maarif müdürü Tev- fik Kutsapandisit ameliyatı ge- iştir. Amellyat muv' yülpılımıştır. Kendisine olsun der, sağlık dileriz. Jorj San, haftalarca Müsar' yanından ayrılmadı. Ona bütün efkati ile baltı. Fakat Alfred 5 ıeve vakit vakit gelen , Parise, yalnız başma 8 mecbur oldu, t Jorj San'a olan sevrisi dütün sözmemisti. Bir büd - ,Bonra tekrar uzlaştılarsa da 1805 senesinde tam ayrılık vu * kun göeldi.. Hattâ o zaman bile Müsse'nin bilvük ihtirası sona ermemişti. | Belki Jorj San da ayni hissi du- yayordu. Yani beraberce yaşa « mak imkâneız bir mamen asla unutamamışlardı, Şalr Milsse'nin. bundan sonra | ki eserleri: bile, üstü Öörtülü ateşin altından göüze batan ktvıl- cımlar gibi Jorj San'a olan sev- Risinin parlak izleri görülür. SÜHEYL ALİ — Çok uzun hikâye, .ı4l 000 lıı'a harcanacak İstanbul yol inşaatına ait yo. ni üç yıllız bir program bazırlan muştır, Bu programa göre yeni - d»ııı Mevlevihane - Yedikule, Be « İstinye, Üsküdar . Beykoz, C &küdar - Şile, Kartal « Pendik yolları yapılacaktır. Bundan başka başlanmış bulu nan yollarımn İaşaatı bitirilccek, bir kısım yolların da mütemadi tamiratı yapılacaktır. Programda 942 yılı için 627 bin, 943 yılı için 557, 944 yılı i. çin de 557 bin lira olmak Üzere Üç yıl içinde bir milyon yediyüz kırk bir bin lira harcanacaktır, | — Azfalt işine ehemmiyetle de - va medilecek, yollar ağfaçlarna - cak, mezarlıklar tanzim — edile - cektir. Buna kit program hazır. lanmıştır. Yeni yol programı umumi meclisin bu devresinde tasdikten geçecektir. Sarhoşluk yüzünden Bir adam kızını yaraladı Üsküdarda, Karaca ahmette, ahçıbaşı çıktazında 21 numara: da oturan Hömit Aydıngün adın da birisi, evvelki gece saat 12de kendisini bilemiyecek — derecede sarhoş bir hald evine gitmiştir. | Kardeşi Ali, Hâmid'i böyle sar. görünce çıkışmıştır. Bu yüı ki kardeş şiddetli bir tutuşmuştur. sarhaşluğun tesiriyla hdd—ı'em_-n Hümit, masa üzerin de duran ekmek bıcağını kap - mış ve kardeşinin üzerine alı| « | mrştır, Ancak ayağı kaydığın « dan yere düşmüş, elindeki bıçak da göğeüne ve başma saplanmış tir, Hitmidin böyle kanlar içinde yere seri!diğini güren kızı Ha » | bibe kendisini yenden kaldırmak | islemiş, Hâmit yaralarına bak - madan bu sefer de kızmın Üzeri- ı:e"_ atılarak kendisini yaralamıç. Sarhoş, bundan sonra yere se- rilerek bayilmıstır. Gürültüye yetigenler her iki yaralıyı da Nümune hastahanesine kaldır . muşlardır. Habibenin yarası vek ehemmiyetli değilae de Hâmidin yaraları tehlikeli -görülmekte - dir. elt dende ELSEİR vezan Y CEMİL PRRYAHŞI * Vücut akdamı ayrı ayrı ağrı, ( SEdan, Sanomdan — mültececir " olur: P ağın aedüşiz, ytma kapanır, konuş. ! mağa meyil ve arsu olmaz, baş &- | taşlezir; dermek ki mmir eczanın bir şerin elsalinde iştiralii yok ama, başka türlü tesanlit var, ve bu te. Bazüt insan'ara ders olabiülr; © za. raan Sadinin "adem oğulları birbiri. | aln fzasdır., sözü anlaşılır. * Cağl cezasımı çektikten sonra niçin hâlâ merdaddur? — Mahkeme vazifesini hakkiyle ifa mt etmadi? Hayır, fakat bazı — ahlâksızlıkları Psanükameler tastiye ve tezkiye ede | mez demek oluyor, dedi. Ama anlatacağım. Al. lahın bize büyük yardımları oldu.. Behçet, kendini kaybedecok hallere geliyordu. Birden Makbulenin üzerine atılır gibi kucakladı. Bağ. rına bastırdı. Sıktı, sıktı ve ko'zladı. Bu saniyelerde muhayyilesi yıldırım hızı ile mesa. feleri yararak bütün hAlırn!ırı yaşıyordu. Mektep ha. yatı, nişanlanma.. mesut ıunıer. sonra da babasınm ölümü.. o vakte kadar kendisini cılııncı sevenp Makbule natıl olmuş ta bu aekı ayakları altına almıştı. İ ©e bunu düşününce Behçet, uzatlastırdı. Makbuleyi iter gibi kendisinden Fakat, Makbule, sanki sevgilisinin kalbini, dima. ğını yakan ıztirabi hissetmişti: — Behçet, dedi. Evvelâ senin karsında estki masırm ve temiz bir kız olan Makbu'enin bulunduğunu söyli. yeceğim, Buna inan... Annem, benim erellerimi, arzu- larımı ayakları altına alarak niyanladı. Ben de, bütün gayretimi sarfederek, hayatrmı tohlikelere atarak ko. camla bir gece olsun başbasa bulunmadım.. Bunu yap. tım Behçet.. Onunla yaşayamazdım. Sen, her zaman içimde yaşıyordun, O murdar adam beni tehdit etti. Fakat elimde çok kuvvetli silâhrm vardı: — Ben de kendimi öldürürüm.. dedim. Pencerele. altıvsı ; Atlas Okyanusunda bir İngiliz kıruvazörü batırıldı Berlin, 26 (A.A.) — D.N. B. nin bildirdiğine göre, bir Alman denizaltısı Atlas Ok . yanusunda Dragon - İngiliz kruvazörünü batırmıştır. ... İngilizler tekrsip ediyor Lemârü, 20 ÇALA.) — "Dragon,, ta mindeki İngiliz kruvazörünün torpll dtendiğine Cair Almamlar tarafımdan ! leri sürülen iddiaya cevaben aalâhiyet tar bir memtbadan Dragon kruvaz3 rünün taarruza uğramadığını bildir mektedir. Fransız esirleri Parise dönüyor Parla, 36 (AA) — ne dönen 800 den fazia aesir dün gi . mani istasyonuma gelmiştir. Haber a Hndığına — göre 10 bine yakın esir Fransanın Işgal altında — bulunan ve Bulunmuyan kızımlarına gelecektir. Bir korucu meydanda yok Üszküdar — müddelemumllği — ve Kartal jandarmast garip bir kay- bolma hâdiseslain tahkikatına el Koymuş bulunmaktadırlar: Kartala bağlı Yaylalar köyürde koruculuk yapan 35 yaşlarında Hü. Seyin admda biri evvelki gün üs- tünde küllyotli miktarda para ol- duğu halde allesine, gaz almak ü- zere kasabaya gideceğini Böylemiş Ve köyden ayrılmıştır. O gece Kartaldan köye dönmi- yen korucunun kasabada kaldığ mı tahmin eden allesi, Hüseyinin er- tesi günü de geç vı.'k(e kadar gel. BüdĞiteden jan- | darmayı halerdar etmiştir. Yapılan ük tahkikat —sıraamda korucu Hüseyinin Kartala uğrama. | diği tesbit edilm'etir. Bu vaziyet karşte'nda üzerinde fazla para bulunduğu iddin olunan korucunun bir. cinayete kurban gitmiş olablleceği şüphesi uyanmış- tır, Alâkadarlar hâdiseyi bu nok- tadan iİncct-mökle ve kend'lerin. den güple ettikleri bazı kimacleri sorguya çokmektedirler, Dün ak- şam geç vakte kadar korucu Hü. seyintin ktbelinden kati bir ha. ber almamamıştır. Eşreften seçmeler : —a — İstandullulurı Abdüibamla devrinde aakere almazlardı — Olma İstanbullu, İstersen, eğer, şan'ü şeref, Bey-ti âtiyi kubül 6t şühld ! süni gibir Öntar olmaz dühili aü ) celili Memleketleri. | n Bakalım hangisi — Benden ne umorsun" tiyorlar ki şerel ve narJ x.ıv Sizin — bükümüliği ht üstünde dünyaya †ni defa mağlüp * tlarına dönebilli rl! le yapamam. r askerim, Siz ıd“r; iz.. Onun içia bir ı.*t yoldaki hialerini anlaya Benim gibi muharebe mey? büyümüş bir adam için mili? ca olaa bile insan buyü ükmü yoktur, Bu sözleri 1813 yılmda, at süren bir konuşmanın a huılumch'lı lndl' we ken 'nasıl oldu da K diplomat olduğu için mtğ | kümdar ve kumandana #i — İşiniz bitiktir. Bu BĞ büraya gelirken — hisaödiY0Üki Şimdi giderken görüyor Ve rTUmM.. | Bu Üç ayrı parça üzeritdt | radan uzun uzün tahlliler $EŞ ve Üzerinde fikirler yürütük ünkü Mookova seferifi selerine — benzeteili ,ıd tekerrtrdür., diyd n: zaptedefi ordutu değil Sezardı. Cüml ordusunu Roma kapılarında Ögd| dan tütretmiş olan Kartadi su değil, Anibal'di, | Sünt nehrine kadar iıcrî)l | an Makedonya ordusu dePi | kenderdi. Avrupanın üç letine karşı yi 'ne müdafaa ve muhafaza edefi t ya ordusu değil, belki büyük rikti,,, diyor. ü harplerde t“’â külkceygi düşdül| Bugün harp, siyasetle y d Onun İç'ndir, ki bugünkü 'A' pa harbinde askeri zaferlk &et ter, en bi tedilecek İşte taril Darna halkın ment? tinı düşünür, her *nda en seçme vaî# nesreder — 4 re koştum, bıçaklara sarıldım ve anlaştık. Durdu. He, yecan içinde idi. Göğsü kınıllın derin boşluklara atılmak istiyen bir güvercinin RVJ çırpışı gibi çırpınıyordu. — Senin de çok kusurun oldu Behçek.. O günkd; beni yapayalnız bıraktın.. Hiç meşgul olmadın, kendi uzaklara attın ve beni yapayalnız, hâmisiz bıralketın-”, İkisi de anlatıyordu: yatağın kenarına oturmuşlardı. Mıkh“” — Bir sene evvel annem öldü. Annemi ne kadi severdim.. gelirdim. yordum. Onun Fakat bizim i Onu bir gün göremezsem çıldıracak hn”". Fakat bana yaptığı ezayı bir türlü ıffedtal' ülümü içimi yakmadı değil, cok ağla için bir nimet oldu Behçet.. Derhal sef' b izlerini aradım.. Kimi gördümse ıordum. Bütün dos! rımıza bana haber getirmelerini rica et'im, Bosna tart'” larma geldiğini öğrendi ğim grün, tana kavuşmuş gibi vindim. Elbette bir yolunu bulup giderim diye düşüü nüyordum. İste tam o sıralarda paşanın Bosnaya eli tayin edildiği haberi geldi. Paşanın haremi beni çok ;:dı. :lsı*ııın onlara gııî:kr, beraber otururduk.. e çıkmak, yabancı ellere gitmek onları üzüy! Hanımef, İ endi: — Makbule, dedi. Senin de annen yok. Rurıll'd belki sıkılırsın. İstersen seni de Bosnaya götürelime Dünyalar benim oldu Behçet., Ne kadar ıc"ırd*ı& mi bilmezsin.. Buraya geldikten az sonra seni dim. Paşa haremde sık sık babreder, seni çok ıcvw söylerdi. Beni de sevdikleri için teklif etmişler.. Makbule iştiyakla Behçeti süzdü: (Devamı var)