Merzut efendinin kısmeîı 'i dTroasına » Dafi, î:» '& t kaybede "nııı'r— Bir de Anadan mi. __" le otu -"uı kal: ddt *Vve &N çi İçekleri tlırbx.— Ona Kirdi. EBt- ünda ça - Bgitti F- frağı Çolak altından temlzler. "dlm*ıu-ın ke- Sit Uzak- S—“ BU ve gahadet ulrıık sağa. “'un bir han yapısı - " tokı Yava imağıma !"'lı” kaldırdı, Ka boşluğun- ve uTit boy, .l"ın“vlc ha ve bi Ği kal. M SKU Ya çe Gçüekilere bir Nce do mr *& Tiryaki zade Mersuk cfendiye hal olmazından korkutuğunu dirdi, İki polis de çağırdılar olursa olmun bu sesnizlik pek | ra işaret değildi. Kapıyı açmak ve | ya kırmak lâzmmdı. Uzun boylu uğraşı Ve yin Hurşit beyin teklifi üzerine ba çeye bakan taşlık pencerelerin keeri girilel i. Başka - ç Bahçe tarafına yürüd Bu arada kapinım — önüne birikmişti. İki mahalle öteden dedikoducular — kaynat rdr bile, — Meraklıla: kadındı, İbüyarlar ediyorlardı. Hepal Rin açılmasmı bekliy düşündüklerini de saklam: yöktu, daşlurı Kas*ameru beletiye reisile bir konuşma ” Kastamonunun imar plânı Nafia Vekâleti tarafından Yazan : HT Zavallı Mer ekiştiran, çekiştire akıyor » | kadar İâmbası yanıyor- söndür- çıkarıp | mbayi irkasını koymuş daha neler.. Yok gözünlü kırpmış.. haspam — nereden oynatmış, mları - Oı- arın penceresinden Mer zuk efendinin odası adamakıllı gö- rünür. İstersen bir akşam — gelip Adamcağısı sakm hafakanlar boğ- muş olmasın.. Vallahi yanarım ha- ni — Ya Gülyanak kalfaya ne ol- du dersin?. — O da var yal., Bak bunu ç akıl etmemiştik. Haydi diye- Hm ki, Merzuk efendiye bir &mri hak vüki oldu.. Ya kalfa no ol- du?, —- Tlıluıltııı bu akşam kalfa ev fayı sra sira ceki evine etök öpmeğe gönderir. yindiklerine göre Gülyanak kal fayı Hact Tiryakilere mabheyinci başının hanımefendimi bağışlamız.. Hact Merzuk efendi de bu iyiliği unutmamış,, Ara sira — Gülyanak kalfayı hal hetır sormak için gön- derir,., Bayramlarda da kendisi gider, etek öp —— Bir söze göra de Merzuk efendi Gülyanak — kalfayı evden savar, günahı boyunlarına Müba - girlerin fıkırdak dul karısını i alır, buluşurlarmış. — Öyle diyorlar ama, doğrusu ben görmedim, Buna biraz da if- ira derim, — Budalaya bak,, Gözgöre par mağım gözüne olacak değil — Bunu iyi söyledin hanımcı - Bun.. Herkes bizim gibi saf, ©- vanak değil ki.. (Devamı yarın) Loman AHİSKAL 9—9-941 dakika Faşıl sazı Radyo Dü geteii Keman loları Ziraat takvimi Konuşma 100 sene bü ve hasil Yüm yıyorduk ? Klâsik Türik MmüÜzüği 5 Dans müziğ! Hafif program 8 Ağana Benfontk program Evin aati 'Türkçe z00 plüâklar Karışık program | 1808 Radyo salon | oriceatrası | 10.00 Muhtelit şarkılar | aa0 Ağans 19.55 2015 2045 Bü. | tadır, E | makinel ün muht adarlarla Ankaraya g diye ih çin sehrimize geli Bakicelebi. un imar, k mek çtimaf faa nuştum, Sualle vapları yazıyorum Kastamonunun bugünkü be faaliyeti etrafında © ogram nedir? — Şehrin bugünkü faa zerinde t f ettik ktrik derdi, u tesisatı, Inuır plânı. amonunun Luı_.InıuA olan, bir tralı vardır. F: bugünkü ihtiyacr karşılaman asen — mazotla —it rin takati kııımn:ııınıı Mazot parası yüzünd. ri her ay binlerce lira vern Bu kadar külfete rağmen $ ışığını ancak 19,80 ile 24 arasın da temin edebiliyoruz. — Bugtin kü medeni ihtiyac da — elektrik su ve gıda maddesi kadar eham. miyetli olduğunu söylemiye lü zum yoktur, İşte bunu düşünerek gehrin ik tısadi faaliyetinde de en mühim #o1 alacak olan elektriği sudan 1s, tihsal ederek hem fiyatı ucuz. latmıya ve hem de 24 sant cere- yan vermiye karar verdik. Hü kümetimizin yüksek müzahareti ve kıymetli v Altıok'un delüle zırlanmış bulunan trik iatihsal projesini en kı man zarfında tahakkuk ettirel leceğiz, sıl oldu d kacağını vaade m'şu retleri nastldı | 3945 Berbest 10 Salı 9 Eylül Şabanı 17 | Şaban: Hezr; 127 | Hrur: çarşambal| 10 Eylâl 18 128 5.87 1210 1544 184 1056 uı,,.o.p vuız 545 920 ım | rüya gibi gelmişti. Zaptiye mlıduru oldukca saştırmıştı. min hakiket clması Mistres bir rüya v | kuruna ımnl;mm'ı için kıskanç tallin kendisi | içn kur_uvu bir tuzak! Bu suretle o yalnız: | n rir kadar erken di | B c Demekle iktifa etti. pepağan saati haber verdi, stros Fraskita gözlerini ihtiyar adama dikerek: çeyrek geçiyor!” dedi. hazırlanmıya başlandı Kendir istihsalâtı yakında İzmirin üzümü gibi en mühim ihraç maddelerinden biri HASAN PC oluyor EEDREIIN ULGEN | ekmekten yapılmış küçük B VAKIY $ EYLÜL 1641 BUYUKR EDEBI ROMAN MUCİZELER DOKTORU Yazan: PİTİĞRİLLİ — Bundan senelerce evvel Ve, neziella'da bulunuyordum. kauçuk ek kümları Biüellada bual ne yan 6 raeş- ul u)r um, duğum se üniversitesinde pi çen sene 2 teşrinisani bazı şühitlerin söyledil ölülerle konuşmuş değilim, gün Kopenhagda bir kimya feransında — bulunuyordum. sebeple pek tabil olarak hastala rımı kabul edemedim Hastalarımı beyaz tozlarla te- davi ettiğim doğrudur, fakat bu beyaz tozları bilmem hangi ölü nün dişinden çıkarmış değilim, iz ki bir ka, ldüğü zaman Öksürükle bir. lokma hap- larla tedavi ettiğim de doğrudur, | fakat bu hapların ö emal Bakiçelebroğuu Kastamonunun yukarıda vov.ı iğim gibi., ikincisi de sudur, hrin etrafında birçok su mem | balart olmasma rağmen — gehir, | mualesef temiz sudan mahrum- | ır, Bunun sebebi suyun modern şekilde tevzi edilmemeşi olma- sıdır. Hazırladığımız su projesini pek yakmda tatbik mevkiine koyacağız. Bu projeye göre, İ su tesisatı tamam, lıxr eve muntazam “tiyacımı harqlıuııh ol Kastamonunun bugi imar plânı henüz hazırlanmamış- elimizde 'aaliyete ge miyoruz. K_t.uıııım.da mal sa, hipleri de bize mliracaat ederek veni binalar ve çargıda dükkân yaptırmak istiyorlar, Bu ihtiya. er önlemek arekete geç tik, imar azırlatmak plânını ha Plân gelir gelmez, him imar f:ınlıvet' başlıyacaktır. l b'r hâl yaptıra. h.ınnn (nl' r bu plı:ı da ııılında Vım_uık ve Kastamonu modern Türk şehir arasındaki hakikt mevkiine tür faaliyeti vardır. Fil ba evvelce kastamonuda kız. ve erkek muallim mektepleri, ziraat moöktebi vesalre vardı. Şimdi Türkiyenin bihakkın iftihar etti. (Devom 6 noıda) OÇ KÖŞELİ ŞAPKA xI GAMWPELUNA'NIN BOMBARDIMANI Zaptiye müdürü asmanmm arkasından, ayaklarının » basa göründüğü zaman sesini alçaltarak: ah Fraskita " dı:m Diye cevap verdi ve ona bin türlü iltifatta bulundu: a bu kadar erken geldiniz? Hem de bovlc sıcak bir günde? Buyurunuz beyefendi Üzel ve serindir. ediniz? Bu akşam piskopos cenaplarını da bekliyoruz. Lukas'ıma bağlı ilk salkımlarının tadına ba- Siz nesılsınız? Hanımefendi haz. hasretleri Diğer beyleri nasıl Ona, ümitleri. raskita'yı yalnız bulması bir ut belki de kendini ümit- , sant her halde , Ker#ii müdafaa etmek a bir tesekbüste de bulunmazı, Biraz sonra: — “Lakastan ne haber? Uyuyor mu? Diye sordu (Bunları söylerken zaptiye müdürünün bütün dişsiz insanlar gibi dudaklarını gevgek yercesine ve ıslıklı bir sesle konuştuğunu hatrriryalım, içi, kordein idi., £ çoğu deniz suyu içerek tedavi or lunduklarını — zannediyorlardı.. Hattâ bunların bazıları zemzsem veya moşhur. Londra — koğuki rından gelen mukaddes suları ictikleri zannına da kapıtiryorlar. di Halbuki benim onlara verdik- lerim bromür mahlüllerinden baş | ka bir şey değildi. Hastalara mü- na itibarile boş sözler söylüyor. dum, Bunu da kabul odi Fakat bügün doktorları larına söyledikleri itibarile boştur. Hiçbir şey ifa- | de etmez, eğer bir şey ifade odi- yorsa o da muhakkak doktorun kansatinin aksidir, Sözler insan- lartn biribirlerini anlamalârına yarıyan vasıta değildir. Söz am- cak insanların biribirlerini anla- mağa yaradığım zannettikleri bir vasıtadır. Yazılan veya söy. lenen sözler okuyan veya dinli- yenin arzusuna, 2e' kil alan bir gün gelecek teşrihçi, şair ve file- zof aynı lisanla konuşacaklardır. İşte o gün büyük bir gün olacak. tır, Fakat bugün için bir yıldız heyetsşinasa nöre başka, şaire gö- re başka, köylüye ve çocuğa gör var ne demoektir? Diğer bir ha> taya kalbir “ademi kifayı varne ektir? Diğer bir taya “Sizin sağ reenizde süre zıları mütezayittir” demenin mâ nası ne olabilir ki., tki Alim ikt doktor belki Hisanlarile kendi a- ralarında — anlaşabilirler, . fa bir hasta ile bir doktorun .ır,lış- malarına imkân ve ihtimal yok- tur. Bence bir doktorun hastası- na: — Sizde “kardiak” — görüyo- rüm, veya iltihabı em'adan mu taripsiniz! Demesile: “Karaciğerinizli çinde bir kurbağa yavrusu var' veya “barsaklarmızda bir yılan yaşıyor” demek arasında hiçbir Lürkçesi: MUZAFFER ACAR ığının ne — olduğunu dir, Eğer ben de di- rlar gibi kimso ağı lâtince kelime 1 tercih etmiş ol tığım hasta hr dılu bana gelmez giderdi. Bana loktor. muaye- e, hastanelerde söy lene 'ı!ırıl en cok daha başka gey- lv T duymak arzusunda oldukları- 1 biliyordum de “Si i neden olur? bu- olarak — bilinmesine im> Doktor bu teşhisi layamıyacağı birkac âtince söz Irmağı aslâ ihmal etmez. Ben her gün üniversitede bin erce talebenin okuduğu kitap- larda yazılı isimleri, her gün bü- tün dünyada milyonlarca dokto- run tercih ettikleri dalaverelere itibar etmiyerek kendime has bir sistem kullanıyorsam bunda De günahım var? Yalanı bir şekil söylemekle, diğer bir şekilde söy lemek arasında bir suç delili mi görünüyor? İlim kitapları, tıbbi , tababetin kudreti. 'a çalışan makaleler halk üzerinde müsbet olmaktan uzak, menfi bir tesir icra etmek- tedir, Bizler esrar ile dolu bir dinin son peygamberiyiz ve “Too- dor Zuifeld bu sözleri söylerken sabitlerine döndü - siz de bu dini yapmakla meğgulaü: Bir has- taya kanmda ne kadar — Globil Ruj olduğunu söylerseniz onu ü- zerinde tecrübe yaprdlan bir tav- şandan farksız tutmuş — olursu. nuz. Halbuki ben o hastaya ka- gınm suya döndüşfünü söyler ve kendime bir arkadaş kazanırım, Eğer herkes sizin gibi yapr miş olursa tababet ilerliyeceği yerde muttası! geriler Diye müddelumumi müdahale- bulundu. Tababet doktor nelerinde terakki etmez, nasıl hukukta iki sarhogun muha- kemesi veya bir kiracı ile ev sa- hibi arasındaki anlaşamamazlığı hal ile ilerliyemez, İlim ancak hiçbir maddi menfaat bekleme- Jen yapılan büyük araştırmalar, devamlı çalışmalar sayesinde te- kt eder müddelumuml! bey, yoksa müşterisine ağ kuran dak- tor muayenehanelerinde değil İlmin yükselmesine çalışan bü - yük şahsiyetlere hileum etmiyo » ÜÇ KÖŞELİ ŞAPKA Fakat kocası muhavereyi değistirmek maksadiyle: h ulan Kesoğlu Dn'e bağırdı. Ve tırısa kalkan eşek — konuşmalarına nihayet verdi Asmalı avluda konuşulanlar... Bu konuşmalar, sında cereyan ederken hudut ve zaptiye riş hııı(ı*sılıı müdürünü selâmlryanlar ara- res Fraskita değirmene bir ı taş düşeli küçük avluyu ine beş altı sandalyayı Mi rinden Lukasın sesi işitildi: kita, zaptiye müdürü sana fena hıüa' u daha evvel söyledim, diye cevap olsun bakalrm Dikkat et Lukas, Bana bak. diye bağırdı. Şu lâfr kapat artık, Kim im değil, ben pekâlâ Cl"ıklx sen o kadar çirkinsin ki, ,” vrrdı yorum, Sen bana ne a » — “Çirklı mi dedin, Yukarı çıkarsam seni tepe tak. la aşağı atarım ” "Yuhrl çıikarsan seni diri diri yemeden aşağı Hrdf. maymuna benzetii de!_y de bizi töyle OT , Hic haksm