WARM 9 EYLÜL 1901 Wllleseleler : MİCocuklarımıza sıhhi D süt istiyoruz... Büt çocukları vefiyatına âmi! li sebebin yavrı n den enmesi olduğu olunmuş, kika ana setü kâf n Ki Aâhvalde © rü in Ü, BĞ sütü, eçk sütü ve kesrak sll- #illde verilebi'ir. Ancalı Üğyle kısrak cütünü b olma: keci Bütü ile besi & henın ekseriya kan zafi görüldüğünden çocukların BÜtü e boeslenmaleri en yoldur. Ncak burada mevzuub . Şailhim bir mesele çoct n yarıyacak temiz inek s li bulabilmektir. İBugün acaba İstanbulda veya gkiyenin herbangi bir gehrin. arımıza emniyetle ve imiz bir inek sütü bula- a? Buna manlesef “Ha, sıhhidir için de #lerinin hoosi Bihi bir s beledi l olur? sonra bunu ağa. atlatlığım zaman yavrula, Bi inek sütü ile besliyen anne , evlâtlarına büyük bir mu- Bbbetle sarılan aile — reislerinin rinin dehşetle açılacağına & etmiyorum, ocuklara ait her hususta ol. gibi süt cocuklarına verile, SÜt meselesinde de derin tet- öiklerde bulunan ve Paris, Ber- Viyana, Holanda, İtâlya, Bel. Kibi, gehir ve memleketler, SÜt fabrikalarını ve bu mem- İketlerdeki fenni inek ahırlarını, ö , ineklere nasıl baktldığır bu hayvanların neler yedikle. Bi en inco teferrüatma kadar gocuk dok, sıhhi tü Höyla tarif ediyor: ee Sütün erhhi olması için dik- edilecek hususat ymakla Avruva memleketlerin l erledek sıhhi süt, için evvelâ hayvan muayene, geçirilir, hasta ve bilhassa llem olup olmadı”ına — bakılır, fâra memesinde illihap P bulunmadığı görden gi 4 Sağan öller nis mi, hastalık. gömr, frengili mi, hattâ ailesin. ıklar çeken var eat olunur, Bun- ün sağıldığı kap go” AA Bu kap temiz midir? Su ile mi f Bu ile mi yıkanmıştır. İ. mmistir. gıdası tıb- geker fabrikalar eri, gu veya bunun veya diğet mi besleni. Br. 1 havadar mıdır, Biya alır mı? İnek ahırdan crka- T Hip güneşlendiriliyor mu? İnek J r olunuyor hayvanın altına konan otlar temiz mi, a" hırtn düvarları çini mi, yoksa, hiç değilse yıka ya müsait bir şekilde mi? İnek yattığı ahırda mı sağılıyor, sağılmazdan evvel yıkanryor mu? i bir kaba sa. giıliyer mü ve ıldıktan sonra derhal buz dolabına — konularak altı ceye kadar soğutuluyor mu?,, İşte fenni, sıhhi süt temini i. çin bütün bu saydığfım hususata riayet etmek icabeder ” torumuzun derin bütün atle ım üzerine a bir düşünce Do , — yavrus titreyen anaları almaz mı? Bu düşüncede, endişede çok nkü maattoceslf bur gün memleketimizde bitün bu husnalara riayet edilerek yavru. larımıza sıhhi bir süt hazırlandı. Kına kani olamayız, ttiğimiz bütün ım belki bir kremr, o r kısmr yapılıyor- dur, Fakat manttoemsüf bugün yavrularımıza verdiğimiz sütle, rin hemen hepsi gayri - sıhhidi: ve gocük doktorlarımız gayri sıh Hİ inek sütlerinin verdiği kur- banlara sık sık rastlamaktadır- lar, Bizde süt meselesi ötedenberi halledilemeyip kalan ve artık mizah gazetelerine, mizah mu- harrirlerine mevzu olan bir me, seledir. Fakat nesillerimizin mu, kadderatı ile oynryan, nülus si- yasetimize muhalif bir cephede gidon süt meselesini ciddiye al- mak her halde doğru olur. Mevcudiyeti valnızca isminin zaman zaman ağızdan ağıza © da köngreler falan sebehiyle — dolaşan sütçüler cemiyetinden bunu beklemek hakkımız ve bu işi blediye ile elele vererek hal, r. Siülteitlerden, cemiyetten; ço" cuklarımız için — bugünlük müm kün mertebe — sıhhi süt isti- yoruz, Muzaffer Acar Bir garson başından yaralandı Feridiyede oturan Ali #sdmda birisi, evvelki gece Beyoğlunda Aksu birahanesi garsonu Ali ile eeelesinden kavya etmiş. ga sonunda Hüseyin ö, ira gişesini kapmış ve bütün kuvvetiyle Alinin başmma vurmuğtur, Yaralanan AN, tedavi altına a immiş, Hüseyin yakalanmıstır. Bir okuyucunun sorm»una cecyap Covdet Bereket'et Vacut okuyucula. rına hodiye etmekte olduğumuz rü. Manlart ciltletmeyi bir de düşünmüş, noksünt yüzün « dnkân bulamıyo » ruz. İlk fırsatta temine çalışacağız, lîân'hten Sayfalarza ' Uygunsuz kadınların gör- | dükleri ceza: Taşlanma | Kahbe.. Din namus düşma- Bı., Yüzlerce kadın erkek, Aksara- y sapa bir mahallesini altüst ediyorlardı. Köhne bir evin kapt- sında toplanmışlar çığlıklarla hay karıyorlardı, Muratpaşa camli elvarındaki bu evde, bir yeniçeri mütekaldi otu- ruyordu. Fakat halk, evin önünde bir Yahudi gencini yakalamıştı. Müslüman evine girmeğe cesaret eden Yahudi ile din düşmanını &- vina alan yöniçeri karmır cesala. rını görmeliyüller. Ne kâdmm: — Ben evime kimseyi dım, Diye gözyaşı - döküsü, Yahudinin: ea Ben bu evö girmedim. yol. ha İtirazları dinlendi. Yüzlerce a- Üğmx birden açılıyor ve bir tek ses çıkıyordu; | — ,Gördük.. Bastırdık.. Kafü, doğru Kazasker Beyyazi zade Ahmet efendinin. konağma dayandı: — Dir ve namus düşmanı kah- benin cezasımı isteriz.. Diye bağ- riştyorlardı. Beyyasi eadenin hilccet verme- Si uzun sürmedi, “Ayvrat recm ©- lap Yahudinin — katlolunması,, nı muvafık bul Halk, şimdi bu hüccet ile Sad- razam Kara Mustafa Paşanım hu- zuruna geliyordu. Makamma geç. Hği gündenberi şiddeti ile otrafr nı titreten Sadramam, hücceti a. irr almaz kayığıma atladı. Doğru, dördüncü Mehmedin istirahate çe- kildiği Şamslnaşadaki —sarayına gitti. Kazaskerin hüccetini hattı şerif ile mevkli tatbike koyacak- u Padişah, hâdiseyi büyük bir a. lâka ile karşıladı: — Birzzat kendim de — görece- ğim, Yarın kuşluk vakti İbrahim alma- ne de meydanma — toplanıyorlardı. Padi- sah da saltanat kayığı ila Şemsi- paşadan Sarayburnuna — geçmiş, oradan at meydanıma nazır İbra - him paşa kasrına gelmişti. At mey olmuştu. Yine binlerce insan, bu Meydanda boğaz boğaza — gelmişti. Fakat bugün, bir tek inaanm kı- Yazan Tüyazi Ahmet- Yeniçeri karmsı, Yahudinin vu- rulan boynunu yerde yuvarlanmır - ken gördü, Sönra kamlan çukura İngiltere uzak şarkta Hava filolarını kuvvetlendiriyor Singüğur & (ALA.) — İngiliz — hava küyvetlerinin Uzakşarırtaki — taarrut kudreti, Singapura, on son model, kül, | Hyoetli — miktarda Belmtol « Bienhelm tayyaresitin gelmeki — üzertne daha kuvvetlenmiştir. Uzakşarktaki İngiliz hava kuvvete teri. gimdi, İngütere, Birleşik Ameri, ka, Avustralya ve Yeni — Zelandadan gelen malseine e takviya edilmakte » dir. öeeürnüeğitürünüş Tokyoda taksi tahdit ediliyor Tekyö, 8 (AA.) —- Tokyoda işle. memiye müsaade edilan takallarin sae yızt GÖ47 den 1817 ye İndirilmiştir. Bu takallerden çoğuna gazojen ta, Kılacaktır ve bunlar ancak mühim işe ler için gefer edeceklerdir. Kanalizasyon çukuruna üşen ekmekçi Çenberlitaşta, seyyar ekmek- gilik yapan Davnt, dün ekmek küfesiyle caddeden geçerken a. çılmakta olan kanalizasyon çu. muhtelif yerle- kuruna düşmür, Tinden yaralanmıştır.. beraber, Adalarm — güzel — sonbaharı meşhurdür. ve galiba bunun için ola, cak, geçende gelip geçen ve birkaç gün süren lododlara rağmen —Adalar henlz bütün kesafetini muhafaza e zil kanı akacak ve bir tek kadı- | nm kanı akmadan canı alınacaktı. Binlerce insan bunu seyretmek çin buraya toplanmıştı. Yahudi ile genç ve güzel yeni- çeri karısmı Bsiyaset meydanma getirdiler, Yahudiyo: — Müslüman olurmuan gidersin.. aennete Dedikleri vakit gözleri bir . mitle parlamıştı. Derhal — Müslü- manlığı kabul etti, Fakat bu, Ya. hudiye öbür dünya için yapılan dir lütuftu, fazla bir müddot bu hal böylece de » vüm edecektir, Vapurlarda hattâ faz. ia Ücrete tAbi ölan I4ka mevkide bile yer bulmak vapurun barekatinden ya, TTm eaf evvel içine girmedikge müm kün olmuyor. Denlizyolları işletmedin. den rica edelhim: Bühassa sabah ve Hem kendisi rahat eder, | fırlatıldı. Gözleri dördündü —Mah. medin merak ve heyecanla bakan Rgöaleri ile kargılaştı: — Padişahim, — diye bağırdı. | Bonra devam etti: — Bana iftiradır.. Cürüm ve kabahatim yoktur. Şah' 'aadelerin başt için kıyma., Beni azad eyle.. Deyüa feryat ve figana başladı. Fazla aöyletmediler, — Kardegi, ik tağı hemigiresinin yamı çıplak göğrüne fırlattı. Artık taş müura başlamiştı. Tarihçi Findik . Idi bü vük'ayi anintirken şu aatir. lart kaydeder! “Ma Halekallah rüzü — mahâşer- den nişan verir seyirci, taş ça « rup köğşkek ettiler.,, Tarihin recm diye adlandırdığı kadımı taşlayarak — öldürme, halk tarafından da sik aik — tokrarlan- miştır. Üçüncü Murat zamanında Ho. sapaşa mahallesinden deniz kıyıı- na doğru ilerllyen bir kadin, uy- gunsuz maküleden sayılarak hal . kın hücumuna marüz kalmış, taş yağmuru altında çırpına — gırpıma gan vermişti. Saray imamı — Abdürrahman, mültü kadızade ve aaray — vaizi Şeyh Şücca İstanbulün bütün uy- günsus kadınlarını şehir. hudüdü dişina nefyetmek için padişahım #emrini almışlardı. Onun için, so. kakla gezen bir kadın recme mlla- tahak görülüyor: — İffetli olsa sokakta gezmez- di.. Denerek taşlanıyordu. Birinci Mahmut zamanmda Şey- tan Emine adında bir kadın, yine taşa kurban gitmişti. Bahçekapı - dan Sirkeci iskolesine giderken Ücumuna Emiİne vakasmdan sonra daha bir çok “Titnekâr ve fahişe! marufel namdarm dâhi İimale ve idamları ile kârı siyaset itmam buyuruldu., - Kadmı taşlama tarihe karıştık « tan sonra sokağa gakarmama, gez- me yeriç :» gitmelerine mani ol> ma kayıcıarı geneler ve senelar. eeler ile gezüp,, diye başlıyan for. manı, kadma nefes Bundan yetmiş beş söoksen Hene evvel o vaktin resmi gazetesi olan Takvimi Vakayide “İlânnamdi res- mi,, başlığı tasıyan emirnamelerde Wle aynı göddet gösteriliyordu. İşte bunlardan biri: “Taifci ni- sadan bazıları bir müddettenberi soyir yerlerinde Ve çarşu ve pa- zarda pullu ve parlak şeylerden mamul feraceler iktisasiyle ve gaz Ve ince yaşmak ile acık saçık gesmekte oldukları meşhud olup bu ise mugayiri adab ve lünet ola- — Odesâ aa B 5 /E/ Haflalarca kendisini müda!“” edebilecek ., GİZEL F Lf Londru, 8$ ÇAA.) Bazetesinde çıkan DİT ’_*J. sağı Mmukavemeti t6 y tedir. Odasanın u.vnaıjllf“' çok günler ve haftalâf Ci ef l?:/ ie mikdülfaa eğeceği yi LA Makalede .ı:ıııııuu'“.' p raynanm zaptı nı%j' K Mthanlatının telca ugrAtİĞİ W | da Almanlar tarafından / J iddintar bakikate uygun M ÜLETA fi / LHİ £ 2i kunan Bumbos kömür N ! hi ele goçirseler bunuü A mıyacaktır. Çünkü Uraldaki k madenleri bunların Busbt7 ',, A kaybedilmesiz! telâfi M _—-0—/ Laval iyileşiye” v Parla, 7 (A a) — SÜYi gide iyileşon “'L'::'l' fa olarak husutl G’ dımila yatağımdan L”M # tiğik odayı İşgal & Marcel Doot'yu iyll" ğ Deot, elân yataktadır. j Suikast WWM' ZC Zar (ELGİŞTLİ SEZESESEEİ 'II!' W 5 LA Fakat gezintiler, gece olsun gündüz eğlenceli idi; hem #por ya Hlmıs, hem tabiatın en güzel eserleri en uy- Üln temaşa kürsülerinden derin bir zevk ve fayecanin seyredilmiş ve nihayet — kısacası ü yeni Glemde bu yeni, alacalı, garip ve hu" itiyetleri merak — verici ahbaplar arasında | £lâ hoşça vakit geçirilmiş oluyordu. Ş Bu yeni ahbaplar, yeni âlem, yeni ve âp cemiyet onlara fevkalâde enteresan üyordu. Ahmet Dündar, esasen öteden- her kalıba cabuk girer, hiç bir mecliste acılık hissetmez ve hoşlanmasa bile su- lmaz. d ilk günlerdeki ürkekl Bni muhafaza etmiyordu. Meşhur hekimin damadı mütenhhit mü- dis zengin Betoner, ilk aksam kumar mdan kalkamamış ve Selma ile uzun ya meşgul olamamış bulu: angıç manevrnsr mr, ü tayin edemedi”i icin teklifi reddeti O yüzden müteahhit Betoner'le ahbapr pek sürekli olmadIr: esasen bu aileyi a ilk geceden oldukça tanıyabilmek için R imkân bulmuşlardı. Edebi Roman Yeni tanışıklıklar arasında Betonerin ar' kadaşlarından zengin bir tüccar olan Ömer Tarakçı ve ailesile başlayan münasebet da- ha ömürlü oldu. Bu adam hayrete şayan bir Anadolu âasıdır. Konyanın eski idâdi mektebinde şöyle böyle tahsil görerek ve gar Kiba şahadetname do almadan İstanbula git miş, küçük bir sermaye ile işe başlayarak Anadoludan koyun filân getirtip celeblik et- miş; kazancdığı kaybettiği olmuş; galiba Eğinli olmadığı için kasap dükkânı açma- mış. Mezbaha yolunda hayvan sürüleri ara' sında, ahırlarda, hayvanların barmımdığı — sun” dürmalârda vakit geçirip gi , gözleri mezbübada boşuna akan kanlara takıkp ; kar lırmış. Kendisi anlatıyor, —kirli - oluklardan de caziy ir manzara ile ideta se sürüklenen bu pis ırmak. y mer Tarakçıya bir altın oluktan ve parıltısile göz kamaştıran bir servet çağla' yanı gibi gözükmeğe başlamış. Ömer Tarak" çı'nım kafasında uyanan bir fikirdir. Mezba- ha idaresine müracaat ederek boşuna akan kanları kücük bir bedelle satın almak - iste miş: vermişler. Ömer Tarakçı'nın o zaman bir. Yahudi İMRALIİ Yazan : REFİK AHME' SEVENGİL sermayedarla müşterek olarak kurduğu tez" gâh, bugün İstanbulda kaskoca bir fabrika- dır; burada kandan mürekkep, tutkal vesair re yapılıyor. Daha sonraları mezbahadan at lan kemik parçalarını, tırnakları, - filân da almağa başlamışlar; — dü,; gibi, — tarak gibi şeyler yapmışlar; er Tarakçı'nın bugünkü muazzam serveti bu işlerden gel diği gibi soyadı da aynı menbadandır. Eski adı ile Konyalı Ömer Efendi, bu” gün belli başlı ticaret ve sanayi teşekkülleri- nin başında bulunan ve piyasada ismi dolar gibi saygı ile anılan mühim bir şahsiyettir. Ahmet Dündarla Selma Tumrulun bu adamda en çok beğendikleri şey, bugün dil- leyde destan plan zenginliğine rağmen - eski sadeliğinden hiç bir şey kaybetmemiş olma” sıdır; bilâkis meşhur tücear ve fabrikatör Ö- mer Tarakçıyı bir çok kimseler bugünkü yüksek içtimai vaziyeti ile telifi güç şekilde muhafazakâr sayıyorlar; o kadar ki zengin olmadan evvel bir defa arla için gittiği Konr yada aldığı tahsilsiz, — basit ve kendisinden bir çok defalar daha aade olan karısı ile hâlâ gül gibi yaşamaktadır. Halbuki son seneler” de Türkiyede alabildiğine inkisaf-eden bur leri de oluyor. Ömer Tarakçı oldukça — yaşlıdır, temiz ve kalantor giyinir; yeleğinin ince altm zincirli saati, elinde gümü$ bastonu, boyunbağsımm üstünde inci iğnesi eksik değildir: fakat bütün lar, ne kadar zorlansa ona bir sonradan me halini vermiyor. Gösterissiz, cıksız, samimi ve içten konuşuşu, günlerini üç beş sade kelime ile