8 Ağustos 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

8 Ağustos 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

/ğxx____ “"tlk_: R dlan devlet vıataftarı 1*:_ adamı.. ,_'::ır Ki oruda dev- —'%ı._h Veya filân dev. N İle şöhret kaza- Tarihinin son as- kadar çok misal Paşa, Fransa bey İngiliz ta- Asyanın bazı dev- 'N.':"— benzer hallere D edilir. Füntir taraftarı İdi, idi. diye ya- / memleketin si- vum — sayılabile- e getirebilir. kotin harici si- , me de sadece tarrından tba- hakikati ifar harici si- meafaat he- öl- P edilmesidir. Bu De sadece züm” 'u"’ı ancak — millete x%ho—ıımı meticesi- diğer milletlerle Ülkasehetlerini böyle miyara göre k BARA Ka Z z B 3A ASERA TEFİ V £ va çL tin Z f (£ - ŞEHİR HABERLERİ 19 ihtikâr maznunu dün adliyeye verildi İkinci ceza mahkemesi de dün 22 ihtikâr davasına baktı Yenikapıda kömürcülük ya- pan İbrahim, Hüseyin ve İsmail Kaptan adında üç kişi, mangal kömürünü elden ele geçirmek suretile 8,5 kuruşa kadar çıkar- mışlar, yakalanmışlardı Her üç şuçlu da asliye ikinci isyonu dünkü toplarıdısı da Galatada Necatibey cadc de Ali Ekber, Küçükpazarda numarada Nuri Bostan, Taksim- de Cumhuriyet caddesinde Özen Malatyan ismindeki şahısları t ra ihtikârından dolayı adliyeye vermiştir. Ayrıca, Üsküdarda Sempat 12,5 kurusluk Nalbur Rnemin boyasını 17,5 kuruşa, Beyoğlun- da Majestin pastahanesi sahibini pastalı mdan Sandöviç yapıp la sattığından dolayı Cumhuriyet Müddeiumumiliğine teslim etmistir. Süleyman Tatar adında bir et toptancısı, toptan etin kilosunu fahiş fiyatla sattığından dolayı adliyeye verilmiştir. KÖMÜRDE İHTİKAR YAPANLAR İhtikâr davalarma bakan as- teza mahkemesi dün sama kadar tam 22 ası rüyet etmiştir. rdan başka cürmü meş- hat olarak da sevkedilen birkaç dava bulunmaktadır. Fatih ve Eminönü kazasındaki Sğ:im bu. bakınır N“'“dıı yezkne bah- - , Harici politi. e ilagalada — düşmedi, Prena Akları, dostlukla. ; Nğq,, tib etratında canlı | N.ıq::::m?m değişı (BAT Küöre Türkiye Cum- NN,: a ortaya bu y0 göre meseleleri. lsq_::mp.— göre bey- 'avalarmı N —l!uhıq, milli ih« ) "&ı 'n"l:ı;, Ne Türkiye- 6 do dünyayı kd- TİNEENDE e iyle tar 'ş&zş""m—'-e büyük biz &h p '—“,:_'h'ldyırhıhı bün- | İ&Xıw—mllı"yuhln bün. Yetin — bünyesinden Teşkilâta let organlzasyonu .erılılılıı_ Bütün «l- > bütün Iktidar, İYötler onun em- müstemiren çöden ne - zitmroleri, altında şu ve- , gL Atarı devlet adar & yaları Türkiye- etrafmda —N"llı.,. ş:&:.:’: Millet Meclisi k_ —"e. Büyük Müm *ş* mda — tek bir in- T. Aysı zamanda :'_:eıı Zİbi üstün bir Olduğunn da her üşdektedir. Bu şartlar Cumhuriyetinde ftaraftarı devlet hata ederler, O- Milletinin taraf- Türk millçtinin Monfaati — tezada devletlerle sulh mü- etmek bizlm için bBir hazdır. SADRİ ERTEM SÜver.i site kampı 20 iz:ı. başlıyacak İlen yetlebesinin bu yıl Ampları yirmi a- n başlıryacaktır. aAğustostan 10 devre ve 10 ey- kadar da bir iki devre ©- v e pÜ ! İ $ r'hq" İ l ?k Subay okulune h " vf fırınlar dün teftiş edildi 334 noksan ekmek miüsadere olundu Yüzde yüz buğday ekmek imaline dünden itibaren bütün kazalarda başlanmıştır. Şehrin ekmek vaziyetini tetkik ve gikliyetlerle meşgul olmak Ü- zere kurulan kamisyon dün Emi- nünü kazasile Fatih kazasını tef- tiş etmiş, Eminönü kazasında: Ki Kirkor, Nişancada Ahmet Ali, Küçükpazarda Meh- met Emin, Halil Erdoğan, Diya- mandinin firmları teftiş edil- migtir. Bu fırınlarda eksik — görülen Kahve satışı SA ekmok müzadere oedilmiş, Kumkapıda Kirkor ile Küçükpa- zarda Halil Erdoğan hamur ek- l ettiklerinden — günlük atından beşer çuval ke- . FRANCALA SATIŞI Yüzde yüz buğdayla yapılan ekmek francala ihtiyacını gider- miş olduğundan belediye fran- cala satışını serbest — birakmıya karar vermiş ve hazırlıklara baş lamıştır .Kararın tatbikine pek yakında başlanacaktır, pazartesiden itibaren serbest bırakılıyor Vilâyet, önümüzdeki pazartesi güzünden itibaren kahve tevzü işini serbest bırakacaktır. Bu hususta alâkadarlara — icabeden tobliğat yapıimış, kahvecilere kahve tevzi edilmiştir. Kahve satışı gene 125 gramlık paketler halinde olacaktır. Halkın gikâyetine meydan ver rilmemesi için icabeden todbir- ler alınmıştır. —46— İhtiyar Ömere sokuldu.. Şim. di daha yavaş, âdeta fısıldıyarak konuşuyorlardı. Hakkının bu ceşit konuşmadan sinirjeneceğini biliyorlardı.. İhtiyar, Alinin dü- günmeden karar verdiğini bilir- di. Bu hususta ikaz etmek iste- di: — Oğlum, bir adam hakkında bü kadar çabuk karar verme- Senin, benim bildiklerimiz. hep kulaktan dolma şeylerdir. Kim, bilir bilmediğimiz daha neler var dır. Bu işin içinde bircok haki- katlar gizli olabilir. Bizler bu sırların yabancısıyız. Cinayet üstünkörü aydınlanmış gibi du- ruyor. Bütün kabakat bir zaval- hnm omuzlarına — yükleniyor.. Sonra da flâkete önayak olanlar, belki de hakikatte cinayeti ha. zırlamış veya işlemiş bulunanlar Berbest ve kayıtsız dolnşıyıırl.ıg» İşte, kanunun ayıramadığı doğ- ruları biz do göremez, masum- lara katil, katillere de masum damgasını vururuz. Sonra da Benin gibi, gençlik dolayısiyle v huorta atıp tutanlar bulunur. Be- reket versin ki hâkimler karar larınızdan habersizdirler. Yoksa nice olurdu zavallıların halleri. Ömer bütün bu izahattan kı rayabildiğini birkaç kelime için” de tekrarladı: — Babalık, san fikrince Hak- kı beyi masum mu taniyorsun 7 İhtiyar biraz daha açık söy- kedi: — Şuna dikkat et Ömer. Sen de hâkimler karşısında sorguya çekildin. Sen de bir cinayetin he. sabını verdin.. Hakikf mücrim olduğun yerlerde durmadan, din- lenmeden söyledin. Yalanlar uy- durarak müddeltimumiyi sgaşırt- Petrol tevziatına başlandı Dünden itibaren petrol tevzla- tına başlanmıştır. Tevziat inşo | müstoşarlığına bağlı petrol ofisi tarafından yapılmaktadır. Her bakkala, ihtiyacı nisbetinde pet- | Tol verilecektir. nak, bin dereden su hâkimi yanıltmak yollarını tut. tun.. Öyle değil mi? Ömer itiraf c — Öyle mezat İhtiyar iddiasına devam ede - rek anlattı: — Fakat; sana iftira ettikleri yerde ne söyliyoceğini şaşırdın.. Yalanların tükenmiş, bahane de- relerin kurumuştur. Sana isnat edilen hareketlerin gene senden çıkabileceğine saşmış ve mu- hakkak ki kendini foda k kelime bulamamışımdır. Bu tak. dirde sustun diye mücrüm mü yılacaksın 7.. y Bu izah Ömeri tatmin etmişe benziyondu : — Öyle Thtiyar Ömerin fena düşün- celerini doğru yola sevketmiş olmanm sevinciyle söyledi: — — İzşte Hakkı beyin vaziyetini düsün bir kere.. Susuyor, çünkü kendini müdafaa edecek hakika- ti bilmiyor. Veya yarım yama- lak biliyor, bildiklerine kendi de inanmıyor. Boşuna söz söylemek tenezzülünde bulunmuyor. Buna tamamiyle iftiradır, diyemeyiz. Tahmin ve tesadüflerin kurbanı oluyor belki.. Hangi taraftan müdafan etsin kendini.. Ortada y olur mu moruk ?. Yerli mallar pazarlarında Pamuklu ve yünlü satış- : ları durduruldu Sümerbank yerli mallar pazar- larında bilâmum pamuklu ve yün | lü satışları durdurulmuştur. Bu maddelere ihtiyacı olanlar fiyat Murakabe bürosuna müra- enat ederek ihtiyaclarını tesbit ettirteceklerdir. Pamuklu ve yünlü tevziatı bu esas üzerine yapılacaktır. Bir tacir yalan yere şahadetten tevkif edildi Balatta Sami adında bir fabri- katör, 16 bin liralik yapağıyı 19 bin küsür liraya satan İhsan, Ze- ki Sarıbekir kardeşlerle, Yorgi Kabasakal'ın — muhakemelerine dün de asliye ikinci ceza mahker mesinde devam edilmiş, İbrahim adında bir tacir gahit olarak din- lenmiştir. İbrahim, evvelki — ifadesinden hiç bahsetmediği halde, dünkü ifadesinde mevzuubahis yapağı- ların kendisine satılmış olduğunu iddia etmiştir. Bunun üzerine ten tevkif kararı vermiştir. İbrahim hakkında yalan yere âıırhıdettzn takibat yapılmakta- —— Sürpagop plânı hazırlanıyor Arsa satışına yakında şlanacak . Sürpagop sahasında yapılacak inşaatın plânını hazırlamak Üze- re mimar Progtun başkanlığında müteshassıs bir heyet meşgul ol maktadır. Heyet burada yapılaçak. inga: &t için bir program hazırlamış - tır. Her bina altı kattan fazla olmıyacak ve bir imar plânı mu- cibince inşa edilecektir. Arsalar yakında belodiye ta - rafından satışa çıkarılacaktır. Çakmakçılarda bir ima- lâthane yandı rda Valde hanınım nin imalâthanesi işcile- rinden Hüseyin elinde 40 kiloluk bir benzin ampulü taşırken, düş- ık parlamıştır. lâthane kısmen yan itfatye tarafmdan işlenmiş bir gey var.. Fakat on ca da baş tarafı meçhul.. Söyle- se; sonda bir çıkmaza saparak bocalamaktan korkuyor. Susmak en doğru bir hareket. Mahke- meye kargı maddeten mosul olu- yor. Fakat ben eminim ki o vic- danen rahattır... ör merak etti: — Böyle sumarsa bütün şüphe- lerden kurtulacak mi — dersin.. Buna kanaatin var mı?.. — Bilemem ki., Aklımın eren tarafı, Hakkımın masum oluşun- dadır. Ihtiyar sözünü kesti.. Ömer mırıldandı: - Yazık olur Hakkı beye doğ" rusu.. Ö buralarda sürünecek, bizim aramızda yatıp kalkacak ş:dı.m değil.. Kibar, efendi vesse- İhtiyar, Ömere gider ayak bir nasihat daha verdi: — Mukadderat bu evlât.. İm san ne oldum dememeli, ne ola- cağım demeli. O da bu vaziyet Jere düşeceğini bilseydi kabaha. ti her ne ise daha başlangıçta burnunu sokar mıydı hiç.. Kaza gelirken: — Geliyorum!.. Diye haber vermez Vermiş olsa tedbirini almakta kimsecik- ? Görüp düşündükço; $8 — VAKIT £ AĞUSTOS 1941 Yıkılan evler önünde *“Kaptiçi,, taraflarında bir ev çüktü, Allında yurddaş kanı dükülme- diğine şükrettik. Fakat göküş, aalr günü sasl yirmiyi yirmi geçede ol duğu hülde pergembe sabahi oruda hAlâ tramvay arabalar, Tophaneye gelince, yine — Buradu. ineceksiniz! işlemiyor, Bindiğimiz Dediler. İndik. Önümüzdeki arabalardan da, bizim gibi inenler vardı. Tophane - Karaköy cacdesi trkirm tıkirm doldu. Bu ascakta amumumuza yürüyüşlün, ne ukıcı bir gey olduğunu anlat. mağa lüzum yok. Homurdana homurdana yola koyulduk. Biraz soora, bütün bu belâlara sebep olan toprak, tuğla, kireç seddü göründü. Potrel, direk barsakları dışarıya uğramış yıkınlının önlündeyiz. 'Yol Üstü hemen bemen temizlenmiş gibi devrilen katlar, hâlâ üstüste yatışor. Çiğneyerek Wakat biribirini ldryayım, bu, kazanın — oldu Ne: Kunu duyduğum zaman, birkaç esat tçindo her şeyin düzeleceğini, tram. vayların işliyeceğini ummuştum. İstanbul gihi bir merkezde de büşka tür tüsü akia sıfmazdı. Ama, işte bu akla sığmıyan şey, , gömdi bizi terleten, yarun ve Üzen bir vakındır. Çünkü orada ancak altr nmale çalışıyor. Koskoca bir kaza için altı amele... Bu da bir hayfi gacip. 'Ben, bunda pastf konmma toşkilütmmn bir tecrüdesini bile beksiyordum. “Kaza,, kendisine gelince: Hen, bir çok kereler şu a dediğimiz geyler hakkındaki düşüncelerimi süylemizimdir. Bunların çoğu — Nazrettin Hocanın ağaçtan düşüyüne benzer. İasan bindiği dalt keseran kazanm sırtına yökleyemez. Yılalan spartıman veya ev için madı. Kasırga esmedi. Ufkumundan düştüğümü e ölgü budur. İstanbulda zelzele ol. siklon geçmedi. Tam — tersine en ba veketaiz, en durgun günlerde yaşıyoruz. Şu halde bu çöküştin. bütün sebe. bi Gışta Geğil, içtedir. Eüer belediyeye, vezifesini hakkiyle yapmaya im- kân verseydir bu bina, çökmez, etrafı sarılarak yıkılır, ve şimdi hastaha, bede yatanlar, acılar içinde krvranmazlardı. Biz yapılacak vazifeyi bazlerının zannettiği ve söylediği gibi yıkılma ihtimali gösteren BPoesarı zaman zaman umuüml muayeneden geçirme sar retinde anlamıyoruz, buna rağmen dahi bir binanm yıkılması mümkün... Bizce asti vazife bu hâdiseyi hazırlayan âmili ortadan Altındakti birahaneyi genişletmek için tadil usta hakkı olmıyan ve eline geçirdiği bir destere kaldırmaktadır: Üstünde — hiç Kaserle ve belki yapan kim? izinsiz, çahadetzamesiz işe çıkan birisi... Belediye yapıcı, cülger gibi esnafı inzibata alım: rını kolaylaştırmak için cemiyellerini harekete getirmi Umarız, ki bu musibet dera olur ve başka bizi korur. ve halkın #htiyaçla, lara uğramamızdan HAKKI SÜHA GÜNDEN istenmiyenkomşular stanbulum hayatına bir ni- zam, inşaatına bir güzellik ve ahenk verilmesine çalışırken elimden gelse kamşgular arasın: da tasfiye yanmak imkünını a raştıracağım. Hani şu, Beyazı! eivarını “Üniversite mahallesi” yapmak düşüncesi var ya na benzer bir fil mahalle mahalle ayırarak birine bir cins İnsan oturtacı- fım. Meselâ kitap meraklısı, sükünet düşkünlerini bir ma- halleye,« Spor müptelâlarmı bir başka mahalleye... BSaramtı- lr makinelerle kıvrım kıvrım nakışlar işliyen, dikiş dikenleri bir başkasına... İçki kullanan: ları, karı koca kavgaları pek sik olanları bir başka mahalle ye,. Hele musiki meraklılarını tamamen başka bir mahalleye; hattâ gehirden uzak. Mecidiye- köyü gibi oldukça mücerret bir mıntakaya toplıyacağım Bu musiki merak'ısı komgu- ların bitip tükenmiyen temrin- ler kusur etmez ve bir sürü an- laşamamazlıklar ve. uygunsuz- luklar olmaz. Ortalık süt liman kesilir. Halbuki âlem ve mukad, derat öyle midir ya!.. Felek in- sanı bir gafil avlamıya görsün hele.. Ömer bu sözler üzerine dense coştu. İhtiyarı methede- cek damarları ayaklandı. — Yağşa ba moruk, dedi, bu. gün gene yaman Âf ediyorsun alimallah.. Bir bak göyle.. Hali- me bak.: Benim gibi feleğin çen- berinden geçerke) donunu çal- mış ne idiğü ba'irsizi yarı adam ettin be. Bu da az iş değil val. lahi.. Rahmetli babam: — Sokaklardaki — itler olursa, sen de olursun.. Der, dururdu. Nur içinde yat- sın, gelsin de Ömeri görsün. Gün görmüş beylerle ne çeşit kelâm ediyor, adam olur muyum bir baksın., Hey gidi günler hey.. Ömer durdu.. İçini cekti devam etti: — Bugünkü insan halimi mo- ruğun görmediğine hayıflanıyor rum şimdi. Bu sırada Hakkı ayağa kalk. tı. Odanın içinde bir aşağı, bir yukarı dolaşmıya başladı. Yü- reğinin bir çenber içinde sıkıldı- ga. her an boganmak istiyen bir fırtmmanm kalbinde hızladığı yü- zünden belli oluyordu- ... Günegle beraber uyandılar.. Ömer yatağından kalkmak iş, temiyordu.. İhtiyar gününün dolduğundan sabaha kadar uyumamış, sağa, sola dönerek oflamış, ahlamtş, kıvranmıştı. Gözünü kırpmamış- ti ki uyandığı saat belli olsun. (Devamı var) adam ve k doğrusu can dayanmayor. Keman çalıyorsa gıygiy, tan- bur çalıyorsa dımdım. saksofor çalıyorsa bart bart ve klarnet çalryorsa düi t.. Allahın gü- tü ve gecesi, vakitli v. şitilen bu çılgınca bulunduğu bir ül odilebile nşüm var 6xİ musiki âletleri- küçüklerinden tutunuz da en koğamanlarına varınca- ya kadar nefesle, yayla, tok makla yakla calar; üsteli © zama: d y lar gibi haykırarak, birimizde hal btrakmazdı. Geçenlerde bu moşhur bir musiki- unu ve pek tanınmış heyetinde esaslr bir mevki alarak yüzlerce dinleyi ciyi kendisine hayran ettiğfini öğrendim. Bana ondan bahsedan zat: — Aman efendim, diyordu. da yetişmiş! Ne mükem- mel bir ses ve ne harikulâde bir çahış mahareti Nasıl da yetişmiş!.. Fazla tafsilât vermedan: — Ah, dedim. Nasıl yotişti- Kini bir de bana sorsanız... Bir de, aynı mahallede, beraberce oturduğfumuz diğer komgulari- mızdan, ömürleri vefa edip de sağ kalanlara sorsanız... Musiki meraklısı komşular, gerçekten bir belâdır. Onları e toplayıp, şehrin uzakça bir. maıntakasında bir köy Tleştirm en başka ça" ar. Orada istedikleri gi- çaldırabileceğimiz sazlarını kol tuklarıma alarak, tekrar aramı za dönmelerinde bir mahzur yoktur. HİKMET VİR Yırm: vi evvelki Vakıt B-8B. Dü Tedrisatı iptidaiye ka- nununun tadili İstanbul maarif müdüri rafmdan — önümüzdeki günü için bütün mekâtibi iptidaiye muallimleri Kıztaşı mektobine da- vet edilmişlerdir. Bu içtimada ted. risatı iptida hAzıraya mu müzakerat coreyan edecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: