YAVETELELAALIK T T Z kîğîı!xışgışix ç?'qğ' yöğ ğ ğİİğ îğ $ &ğ F "i . î 7 ;—’îf S AĞAt vE Di F; | ll 8 KURE L b İ İ T Konservecilerin tene- Mürakabe ke ihtiyacı karşıtandı Mintaka - ticaret nüsbetlerde teneke almışlardır tevzi edilmek maksadiyle emrine Gazozeular ise bir tek kişinin verilen 1875 sandık tenekenin | müdürlüğe müracua! Sarıyerde hendek içinde bir ceset bulundu lhn sabah, Sarıyer kazasına tâbi Zekeriya köyü yolundaki: bir tarlada, iınıdekıçındebıroo-[ set bulunmuştur. Ceset sahibi, Zekeriya köyür- den 65 yaşmda İbrahim oğlu Seferdir. Tahkikata müddelumu- milik el koymuş ve adliye dok- toru Hikmet 'Tüner cesedi mua- biti için morga kaklırtmıştır. Cesedin üzerinde hie'bir yara, bere izi yoksa da kendisinin her hangi bir cinayelte kurban gitmiş olması da muhtemeldir. Sefer tarlada çalışmak üzer evden çıks mış bulunuyordu. Tahkikatı müddelumumi muar vinlerinden Tahsin Okur yap- yeno edörek ölüm sebebinin tess ! maktadır. Bütün taksiler|Keçi kılından Dün sabah işlemeye başladı Koordinasyon heyetinin taks siler hakkındaki tabdidatın kal- dırılması kararı dünden itibaren tatbik mevkiine girmiştir. Düxı ux*kdın sonra bütün tak- Galatada saatçı Sotiri- nin dükkânını yakalandı K Bi ni Safranbolulu Hasan leyman adında birisi, det evvel bir gece yarısı, Galata- da saatçılık yapan Sotirinin dük- kânma kepenkleri kırmak surc- tiyle girmiş ve dükkândaki yüz. lerce kıymetli saati bir torbaya doldurarak kaçmıştır. Süleyman bu serveti burada bozduramıyacağını anladığından doğruca Safranboluya gitmiş, fakat saatleri burada birer birer satarken zabıta tarafından — yar kalanarak şehrimize gönderik Miştir. Hasan dün dördüncü sorgu hâkimliğince tevkif edilmiştir. Altın fiyatı Dün de bir altımın fiyatı 26 lira 20 kuruğtu. Fazla miktarda çuval yıpılmıgı başlandı mlüıuhnmddwhu?' ten evvel de aynı şekilde fazla | komisyonu | Ayakkabı satışlarında kârnisbetini tesbit etti Fiyat muraabe kamisyonu dün mutad — toplantılarından — birini daha yapmıştır. Bu toplantıda kamisyon, et işini tetkik etmiş, toptancı kasapların perakendeci kasaplara yüzde 10 kâr ayırma- larma karar vermistir. Bundan başka komisyon, ayak kahıların cinsdlerine göre âyake kabı satışlarına yüzde 15. 20, 25 ve 30 kâr ayırmıştır. BER MARR * Maarif müdür munyinlerinden Şevki Erkaan ile mülettiş Mansur 'Tekin Bartında açılan çocuk kamplar rını teftişe gitmişlerdir. * Fiyat mürakabe Komisyonu dün Gülatada Mahmudiya caddesinde Av- Tam oğlu Böhar İzak adimda bir çay- € De Taksimde Cumhüriyet pastane- #i sahibini, ihtikâr suçundan adliyeye vermişlir, * Buürsa, Yalöva göscedi ile - GCalata Çarşı ve Kalafatçılar yolları, Şişilde “Abideihürriyet yolları tamir ve in - şastr ihale olunmuştur. Bir ev sahibi ihtikâr yapmak istiyor kos suyu jile beraber bu odalas yaın kdrası 10 lira idi. Bv sahibi, LEE Medeni zaîerlerımız “Tablat” a diyoceğimiz yoktur. Memleketimizi gezenler, gör müşlerdir, ki taörat bu ülkenin ber karış toprağını, ayrı bir ıe'vk başka bir emekle işemiştir. Ovası, yaylası, dağları, yamaçları hep birer nimet kaynağı» bakışta, dır, denilebilir. Toprağın yüzünde kalanlar da ilk bizim ne sade çoban, ne yalnız çiftç' olduğumuzu görür. Luıgın otlakiar, yüksek ve serin yaylılarda milyonluk sürü lerin, post mahşeri, yün denizi köpürürken, verimli ovalarda al- tın başaklar, a İklim, bir uçtan tatlılaşa tatlılaşa geçer, boyunu bulur. En kısır tarla, bire on voerir. vea bu topraklardan yumuşaya yumuşaya. Izmirde bademler çiçeklenir, asmalar sürer, kütükler filiz- lenirken, Erzarumrda damlar karlı, Adana, Mersin ve Antalyada almlar terlidir. Meyve, sebze, başak, birinde biterken, ötekinde başslar, Öyle, ki hiç bir mwıxmde gehirlerimizin hiç biri, hiç bir şeyin hasretini cekmez. Ziya Pasa, Adanada vali iken, kendisini yağmur duusma çık- miya davet eden müftiye: — Ben, Allahtan yağmur istemekten utanırım, Çünkü o, bize *Se,han” 1. “Çeyhar” 1 ihsan etmiştir. “Pemişti. Müfti, belki bu cevabın içindeki zehirli alayı anla« mam'stır. Fakat biz, aynı gaflet içinde kalamayız, Sayhar, Ceyban, Yeşil, Kızıl irmaklar. Sıkırya. büyüklü kü- gükli Mendereslar hep bu topraklar üstünde akıyar. Kimbilir kaç bin gene bu sular, yalnız kendi yataklarını de- rinlestire derinleştire akın gitti?.. Fakat artık, Türk inkılâbının “Üç Beyaz” r içine bu irmak. lar da girmiştir. Onların köpüklü ağızlarıma baraj, kanal dizgin- leri takılarak, kurak ovalar sulanıyor. toprak kalmıyacak, Yüurtta step, çöl, çorak İşte daha dür, “Menemen” de böyle bir medeniyet ve refah zaferinin kazanıldığını okuduk. Adanada da çok büyük izlerin büe Şşarılmak üzere olduğunu biliyoruz. Sonra unutmıyalrm. ki şimdiye kadar bohsettimlerimiz, hep toprağın dışına sit şeylerdir. Halbuki biz, bugün vatanımızın üstü kadar, altıniın da falihi olmak davasmdayız. Bugün, yurttaki sular medeniyet uğruna seferber edilmizse, yarı kizgın maden — Gamarlarımın da şülohe edilemez. bu meydanan atılacağını HAKKI SUHA GEZGİN GÜNDEN GÜNE Aıîi_s—tlerîn hayatı (ıe âkıbetleri Sammrr gaa a Tt artisti Afife'nin ölümü, epey ah, vah çekmiye sebep ol du. Ölenlerin ardından — ölmek mümkün değil. Fakat kederlen. mekten de kimse kimseyi me- nedemez.., Ama Afifenin arka- sından duyulan keder, bir hays li derin ve manalı oldu. Birçok Yasan ölür ve hem yokluk içinde ölür, © kadar mesele teşkil et- mez de, sahneye ilk çıkan Türk artistinin yokluk içinde ölmce si, kendimizi haklı gösterebil- ceğimiz bir gekilde , tevillere, tefsirlere, uzun uzun acımmala- ra müsait olabiliyor... Neden?.. Çünkü, ölen insanm olduğuna hükmetmişiz. kıymetli bir artist miydi san bilmiyorum, çi görme- dim. Hep lâfını işitenlerdenim Lâkin sahne hayatımıza yerli unsur olarak ilk adım atan ka- dın olması bakımımdan, temaşa Mıhnxııı:l beyin gözlerine bakı. yordu. İhtiyarın bakışları sabit. leşmiş, yerdeki ölünün üstünden :lynlmıyordu. Hakkı devam et — Cezalarını kanunlara uy - dul vöerecekler.. ut bey hüâlâ dalgındı. Fakat Hakkıyı dinlediği de mu. hakkaktı. Çünkü Hakkının sözü biter bitmez cevap verdi: — Bunların hepsi formalite. den ibaret oğlum. İnsanlar daha önce vicdanlarma kargı borçlu" durlar, Hakikati bilmek ve öğ. renmek, bu borcu ödiyecek Çare. leri aramak ve bulmakta yardım © olur. Hakkı Mahmut beyin ne de - mek istediğini anlamıyor, mak da istemiyordu. Onca or . bepleri vardı. Ve hepsinin ba . şmmda kıskançlık denan sönmi - yen bir ateş ve şüphe denen Ö . lümden daha kudretli bir kuv - vet vardı, Kıskanclık ve güphe.. İste Hakkıyı hakikatten eok . zaklara götüren iki kuvvet bun- lardı- Bunun içindir ki Mahmut beyi de dinlemek istemiyurdü: — Onları da öğrenmek iste. miyorum. İşi mukadderata bıra* rum, Mahmut bey ısrar ediyordu: — Bu kadarı kâfi değil Hak. hürmet edeceğime ıılımırtıkvvvo!.ııkîb*i!" Odınınlçlndomhıı. ladı. Mahmut beyin gözleri kızı Senikanın üstünden ayrılmıyor. du. İnci telefona yakm bir yerde duvara dayanmış olarak — dürir yor, Hakkı beyin oda içindeki bir aşağı, bir yukarr dolaşma. sını gözleriyle takip ediyordu. Bu strada kapı çalındı. Hakkı duymadı, Mahmut bey kımılda. madı. İnci yerinden oynadı.. Yü rümekle durmak arasında. bir te. hareketle. Kapı ikinci defa ve daha sert olarak çalındı. Hakkı odanın ortasında durdu. Dinledi. İnciye döndü: —— Galiba kapı çalmıyor? İncı ileri doğru bir hamle yap. — Evet efendim.. gidip aça - Bıkkı eliyle: — Aç, haydi.. Der gâbi bir işaret yaptı, İnci koştu, merdivenleri acele acele indi. Ortalık yeni ağarmağa baş. lamıştı. Pencereden sızan hafif ışık antreyi aydınlatryordu. İn. ci kapıyı açtı bir kalın ses sordu: — Mahrmmıt Beyin küşkü mü? İnci titriyerek cevap verdi: — Bvet efendimiz. Açılan kapıdan arka amraya 'BENEKTİ 3ONCUK YAZAN:LEMANAHISKAL dört kişi sıyrıldı. Önden giren uzun boylu, temiz giyinmiş nlan biri İnciye döndü: — Bize yol göster kızım. İnci önde ılıı sivil ve iki resmi polis memuru arkdan merdiven. leri çıkmağa başladılar. Tek ko- lime konuşmuyorlardı. Merdi. venlerin sonunda İnci dönerek polislere odayı gösterdi: Hd Buyurunuz - efendim.. bu. Kapıyı araladı. Sokak kapı . sından olduğu gibi aynı zıra üze, rine dört polia odaya girdiler. Mahmut Bey olduğu yerden kımıldamamıştı henüz. Hattâ denebilir ki; gözlerinin bile sa. hııııtıgl noktayı değiştirmemiz cdu- l.numıı çıktığı zamanki Gözleri yerinden kapıda ge.lueeklsl hekliyoıdıı. Müddeiumumt? içeri girdi. Ar. kasından gelen u. Şöyle- ee odayı çabuk bir ı;öllen geçir. diler. Vaziyeti kabataslak tesbit ettilar. Sonra müddelumum! dok ginı bir iki yuna salladıktan son- ra olduğu yerden müddeijumumi. ee — Ölmüş, dedi. Vücudum he. atten fazla bir zaman geçmemiş demektir. Müddelumumit bu kısa izaha. tr defterine yazdı- Odanın içinde dolaşmağa — başladı. — Kapıları, gözden geçirdi. Bu zamana kadar hiç hareket eseri göstermiyen ve oturan bir ölü —. den farkı olmiyan Mahmut Be- ye sokuldu: — Ne vakrttanberi buradası . nız? Mahmut Bey bir manken ha. nkmnıi-iı ve sessizliği içindey. di. Müddelumumi tekrarladı. — Ne vakıt bu odaya gdd' niz? Mahmut Bey dalgın cevap verdi: — Yarım saat kadar oldu, >1. madı. Müddelumumi kapıya — doğru yürüdü. Etraft gözden geçiriyor. du. İncinin yanımdan geçti ve birdenbire geriye dönerek dur. du? — Odaya geldiğinizde, burada kimse var mıydı? Mahmut Bey rüyasından uyan maştı. Odadakilere ayrı ayrı bak te Resmi elbiseli polisler gözüne Yişince irkildi. Müddelumumi - nim suali cevap bekliyordu.. Bir Hakkrva bir de İnciye baktı: -- Damadım Hakkı Beyle, hizmetcimiz İnci vardı. Müddelumumt odanın ortasın. da hareketsiz duran Hakkıya galerisinde belli başlı bir yort; resini aamaklığımız lâsımgelen bir sima olduğu anlaşılıyor. Afifenin ölümü dolayısiyle ea çok dedikoduyu mucip olan u'hıt. yukarda işaret ettiği miz gibi — be kadmcağızın. Gmrünün son günlerinde darlık cekmıswdx 'Teatral pozlar tas titreye — Bir artist!... dsvvorıı:dı Böyle tarihi hiıut görmüş bir artist; nasıl olur da sefalet i- tarihi hizmet görmüş veya gör memiş, difer artistler için dah: mevzuubahistir; ancak biraz da biz kendimizden sorülrm. Düi ma alâkadar makamları itham edip durmaktansa, bir artistin hayatımı mahvetmekte kendi rolü olup olmadığımı da tehkik edelim. , gözümüzda pek K DA SEn ve Mmüneve ver istikbali” meselesini tam bir vukufla hal ve tedavi et mek istiyorsak, onu iki taraf'tan da mütelen lüzımdır. Bir ar tist kendi hayatını kendisi dik gürmüşse, ona yardim etmiye- lim veya, akıbetini lâyık göre. ilm, demiyorum... Bilâkis, ar tisti, o hale düşmekten kendi kendisini korumuya; makul, &» dareli ve sanatma (âyık bir Saa fiyet ve salâbet içinde yaşamıe ya davet edelim demek istiyo ;um ki, denııymlıln en kârlı $- 'ası burada olsa gerek. HİKMET MWIP Mersinden ;dırnıım her gün şeker gelecek Mersinden — gehrimize şeker sevkiyatı devam etmektedir. Dün 13 ton şeker gelmistir. Pazar günü de Mersinden 70 » 80 vagon şeker yola çıkarılmış. tır. Bu şekerlerin bir kısmı gelir rimiza bir kısmı da diğer vilâ- yetlere nakledilmektedir. Şeker, toz ve kesme cinsleri memleketin her tarafımda oldu- —— Yirmi yu evvelki Vakr — 29-7.881 Ankara - Kengri yolu Ankara - Kengırt yolu inşaatı devam etmektedir. -Lâzımgelen tahsisatın muntazaman ayrıldığı takdirde iki ayda inşaatm hitam bulacağı tahmin edilmektedir. Ankara « Sivas gebri 86 nor kla lometreye kadar gelmiştir. Geçen seneden yarım ve bozuk kalmış Mtnnellaın ikınaline çalışılmal> İTYu