PİTİGRİLLİ hükimlerin hemea yanı ba- bir masa üzerinc dizilmiş #işelerden birini aldı, tetkik Zi - reçeleri ben yaz jâçları ben verdim.. , İsinim her gişenin üzerine Syrj yazılmış, Ben hastayı Yene ettiğim her gün bir ge- vermiş oakluğum — ilâçları ün üzerinda görüyor, fakat hirae Tağmin hastanın vuziyelinde T»:lıun iyilik bulamıryordum. .&k:"t tam doğru bir ilim ol- Nk uzaktır., Verilen ilâçlar da kin Aakak beklenilen neticeyi te- Nı.:"'"-- Reaksiyonlar lâbora - ÇN sişelerinde barsaklardakin” "h“k daha küvvetli olur, VÜ- “—:*Fr bir inbök değildir. Bu ne hastanın fenalaşması- şE F TİçT. N d İşd hastalığın ilâçsiz tedavi e- ğine inananlardan deki- hgE€er hasta verdiğim ilâçları Pi ya bunları küllanma - fün YA Kullanmasına müsaade — (Mazmına) Siz de bu ,,__umuı mü? 4 — Pmfesör Hüges'in h.eriıılıı yapılmasın haştaya wsiye ediyordum.. e.’h — Fakat hasta bunlar- MT kaşık bile ikmemiş.. y t — Ona da ben mani o- — $u bakle nöden re- M yaptrıyordunuz? Xe (sııınmuî;" cı'ı:m astanın yanınma girer gir- ğ'ku: Reçetelerimi yaptır. 21? diyor, sonra da; N N_" eczaneye — yaptırdınız Soruyordu. aleyiciler arasında gülüşme- e) Eğer hasta $ Üsyulü tedayinizi tamamen p * etmiş olsaydı kurtulur Muy- & $Ai — Belki, dakat demin-de - b Möylemiştim ya tahabette hic İN kati değildir. Daba yirmi ». doldürmamış bir gönç de © yakalanırsa, Hatreveniz ünun altına safran Bapı VO" pala yapıştırın. yine de diye bilir, bazan dâ kendi biraktığınız samaa en İiy> MidOktorların tedavisinden dâ- '!.g""'" neticeler elde edebi- ş:" — Profesör. Hüges'in kultu Dbilmesini Dterim ki, İh, diterinin — göstermiş Ol- tü tedaviye tamamen UY ı ç öriten iTâçların hepsini al ç Eğer hikim bey müğeade mza profesör Hlyüs hu- ayrılmadan Şahit P- | 5— Silven dinlensin.. İN “ — Bon bu İemi taurmiyo- & Yazındak! iki aza e al- j b *0 Kkonüytü, müddelumumi- ıqrım sordu, Müddeilamu- | dinlenmesinde hiç bir görmedi.. Piyer Sen SİL eme huzuruna çıktı. — Ne kadar'zamandan- nonun — hizmelinde bulu" | daz ” — Piyer Sen — Silven hizmetkârıdır. kim ı'."* y — Beş senedenberi çfen- y VYük bir tevazuğla bana İK Etadaşım der., — (Maznana) Mesai ar- a demekle ne - kastediyor- İ a — (Heyeti hâkimeden ÜÜ k Yahide hrtap ediyormuş Ki- 4 Son Silyeni hor gün 6” Ka Sma hastanım — ilâçların: Ö cenezeye doğil, başka h€ başka bir e;rıvıü'? Orüm ve — proli iıı olduğu ilâçları yap- im, (Mazmtın bu sözleri Mmâasanın üzerindeki Bİ- ü Pürmağile gi ) kupe Drofosörün verdiği ilüç- İ Ama, aynı — ilâçları başka k' yaptırarak evime Zö> qüıonn bunları mehtap ! bilmeni bangi nebaâ- istiheal — ettiğimi | Böyliyerek orun tav- MA O moktarda kendisint ve- ) _T (Şahide) Bu — ifade İş, ç Patronum nihayet gü Ça e mahkemeniz huzurun- Sir izahatım verilmesin? Ş olarağını — evveklen HĞi için, bütün bos şise- BÜYÜK EDEBİ ROMAN MUGİZELER DOKTORU | Sup olmadığını £ Ürkçesi: MUZAFFER ACAR leri saklamıştı. Benları bulup — huzurunuza ge- tirmek benim için hiç de müşkül elmadı. İşbe buyürum., Reis, iki #xn, müddekmumi, şa- hidin, üzerlerinde yaptığı — tesiri anlamıak ister gibi ağır hareket- lerte pardesilsünlin cehinden çıka- mp önlerine döktüğü boş şiçeleri totkik ediyorlar.. Boş sişelarla do tu şiçeleri karşılaştırmak İçin hir kaç dakika göçiyor. Reis biz gaze- tecilere de şişeleri mukayese et- mek imkânını veriyar, tetkik edi- yoruz. Boş şişelerle — dalu şigeler arastada en ufak bir fark bile yok, İlâçlar ayaı miktar alınmış. Bütün gişelerin üzerinde profesör Hügesin ismi var. Değişen yalnız pezane.. Müddelumumi —- — Klaznunun, banâa diğerlerinden daha — karanlık görünen bir noktayı aydmlstması- hI isterim.. Maznun hastaya pro - fesör Bügesin yazdığı ilâçları al. dırıyarmuğ.. Demek ki profesörün tedavi tarcdıla Öyle değil mi? Maznun — Evet ben itimat e- diyordum.. Fakat basta — inahmr yorda, Müddelumum! — Bü — ifadede büyük bir tenskuz var. Yani ne demek istoniyor. Hastanın dokto. ra itimadı vardı dü, tedavi usu - lüne mt yoktu? Şu halde nöden doktoru Esas olan dokto- ran ilmiklir, yoksa vücodü değil.. Maznun — Eğer ben hasla olur samı mühbakkak ki döktorların sa- kallarma değil ilmi kıymetlerine itihar ederim, Fakat Bazt hastalar için bü tamamen aksinedir. İL miyle vücudu bir KÜl teşkii öder. ler, Eğer bir kaç usir göriye gi- der veya — dünya üzerinde söyle garka yahut cenvha doğru meyle- dersek bastane ile Mmüclernin ay- n şey olduğunu — ve doktorluğun biraz da papazlıktan farksız oldu- Bunu görürüz. Bir kaç asırlık inkişaf veya Transatlantik e yapılacak bir kuç inanıslart ik bir. & t insanlarm kafasmdan tamamen &i lip çıkarınış değlldir. (Devamı Yarın itimat — ediyordu. İ 19.6.1941 7.88 Hnfir 1910 Caz program », orkastrusı TAS Ağana 1030 Ajana &.00 Hafif 1045 Yurftan program sekler 830 Byin santi — 2018 Radya 12.38 Hnrir Gazrtesi garkılar 2045 Şapen ve 1245 Ajaun KSehumana 18.00 Kurışık piyane program gözleri 1315 Hnfif 21.00 Kontşma gackilar Momlekot 1X.80 Kuruşık Pustası program 41.10 Sale ARÖR Fasal sazı şarkılar 18.30 Zirant L25 San'atkârı kakvimi Tarımatz 1840 Cax Kkonuşayor erkostenin — İL40 Radye 1800 Dertleşme Sanfani 230 Ağımı Comevet 23 (ConLevel Y Hatır: 45 Hivar: 46 ——— vekitler Vasan Kzamı Vanai ati BAH 528 431 1816 gaa VG z0 SOkâ z0k SS gc 207 1815 S spor Yüzme hazırlık müsaba Su sporları Ajanı t 1 — Bölgemiz 1941 yılr yüzme bazırlık müsabakasının — birincisi ZZnadrınMpıırnmml 18 de Moda yüzme havuzundu yapıla” caketir. 2 — Tülebe sporeular, mektep- leri namma müsebakalara girebi. loceğinden yarmlardan evvel ajan lğa müracsat etmeleri Mâzundır. $ — Hazırlık mahiyetinde olan kı Eryar, Birgea, Nari Bosut, Suat Erler, (Baştarafı dünkü sayıda) — halyada, Yunanistanda ve- ! ya baüşka yerde! n Fenvik'in içinde bir şey kay . nıyordu. Ne kadar zamandanberi, Cdyük bir aakla bir. haftasını Yuncnistanda yahut iki gününü Sicilyası! geçirmek istemişti! Ba.ı zan hakikaten oralara gidebilece gini gannetmişti. Fakat çebinde. ki paraları sayınca,... Fakat hıı deli, kendinden memnun. hodbin adam yok muydu? Nihayet, gışarıdaki al neşe çıkalım neş bir ayağa kalkıyor ve Jüm sarılığındaki gü. D dı.—ı'llll biraz zezmiye 'mi? diye soruyor”'u, gü- saat sonru batacaktır. * Sanki bu Jâkırdıyı. bir bıqkım ona söyletmişti. Geriye dönü. yör ve bir başkasinın ırâşumda örmek is'ivor- «terin evini dyu_ıhî dan. g:nıgyk bir hissin esiri o'muş. tu. Neye » memle/etinin ş ü yeşi !1&ini istiyordu? Niçin? âr- ak istemişti. et her İkisi de yola koq. MMH er ne vakit yolu çıksa, gan- içi varmış v:n fay. ü kaçırıyormuş gi. gı“;ı;ş :emq:wk vücuduyla her- kesin önüne gecerdi. ngrürken, sanki-bir kargaya eki p;!.ç. ları firlatıyormuş göbi omuzları, nn üstünden Fenvik ile konuşu- quü:akıkm hosuma gitti. Ki. min hosuna gitmesdi? Her gey - den evmlîıhy'wuhbıımâ . Bunü elde halde takdire şayan F Zarfı açıp İçi Sanki ve ira. deleri ellerinde değil gibiydi. İrade mi ? İrade denilen bir şey mevcu tdeğildi. Her şey kaderc bağlıydı. Fenvik birdenbire yük- sek sosle güldü. Foaler durmuşstu . — Ney& güldün ? — Bir ş;f hoşuma gitti. Foster kolunu arkadaşınım ka. luna takmıştı: — Kolkola, öt dost olarak böyle gezmek ne hoş şey! Ben çok hassas bir adamım. Bunu inkâr edemem. — Demek isterim ki. hayat çok krsadır, ve herkes biribirini sevmelidir. Sen cok yalnız yaçryorsun, koca herif! Arkadaşının kolünü sikiyor . dü; — Ad bir hakikat! diyordu. Bu bir azaptı, acı, ağır bir â- zaptı. Bu kemik,kadit kolun ken. di kolunu sıktığını Yuymak hoş bir şey değildi! İnsan yanında. kinin kalb çarpıntısını hissedabi- vordu. Bu kolu yakalamak, onu kıtır deyinceye kadar bük. 3 ve burmak... Kaynar su g. Yi insanm İçli böyle bir ar- zunun yükseldiğini hissetenek ne fevkalâde bir şeydi! Biran Fen. vik arkadaşımın eline dökunmuş. tu. Sonra birdenbire kendini çe- kiyor'u. — Şşimdi köye geldik. Burası ber yaz ziyaret ettikleri otel. Sağ tarnfa doğru gideceğiz Sana be. nim gölü göstereceğim. — Cehaletimi nffet, fakat bu ne biçim göl? — Çok küçlik bir göl. Çok se. vimli, sakin bir yer. Bazı yerle- ri çok derin oluyor. z — Böyle bir şeyi görmek iste. rim.. z — Birex uzakta. Yol da biraz taşlıktır. No dersin? " mrüyeti yok. Ben yürü. meyi çak ceverim. — Bı küçük göllerin bazıları Gok decin olur. Kimse bunların dibini bilmiyor. Fakat cam gi- bi % Yalnız ağaçların göl. geleri ülyar. — Bıu'ıwr musün. Fenvik, ben gudan daima korkarım. Hiç yüz. mek öğrenmedim. Dama boğul- 5 — YAKIT 10 HAZİRAN 1941 Denizci ik bahisleri:© Deniz Daniğ tayyarelerinin — otuz senelik bir mazisi vardır. O zamsuılar, daha doğrumu geçen cihan hartıine kadar tayyareye olduğu gibi deniz tayyare- iürkne de büyük bir kıymet verilme. melita idL Kakat geçen Gadtmül hatp sonundu Lüyyarelerin ve Bu arada der niz tayyarelerinin de çok mühim va> zifeler başazabilecekleri — görüldü ve andın sonra Geniz tayyareciliği bem harp. hem Ge nakliyat ve ticarıt aa> halarında büyük hamlelerle ilerlemeğe başladı. 1912 barbi başladığı zaman deniz tayyareleri bakımımdan en sengin Mmemleket Frünsa idi. Çünkü © tarik- lerde Franaaam sekiz tane Niöpor U pi Layyarori Bulunuyordu. O zamana lar Franaa tayyare sanayilnde birinci plânda ve birinci mevkil işgal ettiğin deti 1018 senesine kadar büyük mik yasla tayyare ve ileniz tayyarmal imal olunmuştu. 1914 harbine sekiz deniz tayyaresiyle — başlıyan — Fransızların 1918 de 1266 tane denis tayyareleri ve yüzlerce balomu Vardı. Havadan yapılan keşiflerde — Geniz tayyarelerinin çok mülim bir rolü ol. duğunu inkür edemeyiz. Fakat hava dan keşif yalnız döniz tayyareleri ile yapılmaz Babil bakırlar ve kabili ( Bevyk balanlar da bu işlerde kullanılır, Fakat sabit balonlardan alınan neti ©e bugün için bir hiç mesabesindedir. Kabili aövk balonlara gelince; bunla. rın uzün zaman havada kalahilmeleri ve çok geniş bir sahayı süratle katet- Talort keşif içinde kulkanılmağa eive Fişll olduklarmı iabata kâfidir. Geçen umumt harp sıralarında 1915 te Al manlar bir zeplini Afrikadaki — müs temlekelerine kadar göndermişlerdi. Fakat hava harplerinde hedef ne kadar büyük olursa bertaraf edilmesi de 0 kadar kolay olur. Sekiz bin, en bin metre mikhâbe hacimleriyle de kar bül sevik balonlar Lopçu eteşi için mü- kemmel ve vuruüması gayetle kolay hir hodef teşkil - eder. Sanma — kabili Bevik balealurm inabilmeleri için Küs yetlş geniş ve hususi tertibatı halz Mmuntazaın meydanlar Tazmadır. Bala- mun üneceği meydan her hatgi bir şe- kilde tahrip olunursa artık o zeplinin kurtulmasına imkân yok demektir. Tşte bütüm bu sebepler dölüyüsiyln. T koşif iştarinde atmai Kgörülmüş vebunun üzerine deniz tay- yarelerinden istifade — olunmağa bağ- BİR DENİZ Tanmıştır, Buğünkü harpte denit tayyureleri hem kepif, hera de mükâmmel bir ta» arruz allfihıdır. Denaiz tayyarelerinin mühim işlerde kullanıtması düşünülürkec bu tayya- relerin Huyun üÜzerine konabilecek ve süyün üÜzerinden — kalkabdecek — vazi- yette olmaları düşünülmüş sonra her hangi bir ârıza neticesinde düştüğü takdirde derizin çilvelerine hir Ceres ceye kadar tahamımt! edebilecek ge kilde inşası Için tedbirler urammıştır. İşte bütün bu ihtiyuçlara karşılık ve- rildikten sonra da deniz iayyarısi meydana gelmiş ve bugün şödüğümürz gibl harpta muhtelif vazifaler gürma. ğe başlamıştır. Deniz layyareleri dalma ÇEft satih- idir, AN kanadlın iki baralında tayyar reyi suyun Üzerinde tutan — fotörler vardır. Tüyyarenin gövdesi — merkezi bir vaziyottedir. Tayyarenin — makineleri, kumanda Aletleri, mitrulyöz, balif top ve bönüe ba git harp silâhiarı bep tayyarenin M sandadır. : Deniz tayyaralerinin gövdeleri bür tavvareleri TAYYARK: yük okluğundan uçuşta sürat için müm hlm bir engal teşki! eder. Bu sebeple diğer tayyareler sürat Bakımından deniz tayyarelerine faiktirler. Deniz tayyurelerinin gövdeleri ağır olduğundan ilk deniz tayyareleri üde- ta uçan bir tehlike teşkil etmekte idi. Hattâ geçen umum! harp — Sirasında yapılân bit çok deniz tayyarmeri Çok fect kazalara kurban gitmişlerdi. Bur gün içla ive Geniz tayyareteri büyük bir terakki göstermiş ve pek müdanir bir silih olarak 1009 — 1040 hartın. de müydana çıkmıştır. Deniz tayyarelerinin sürati 60 mil e yüz mü, yâzi sâatte 211 kilametre e 175 kilometra kilomaetre urasında- dir. Buülar bülhnssa #ahillerin mülda- taası ve denizaşırı keşifler için kullae mürtar, Bu tip tayyarelere aahip bir memlekete denizden bir baskın yap mak İmkân ve i&timall yoktur, Çün kü keşif dörccasini yapaa bu. denlir tayyareleri dalma sahikleki müdafan tertibatlariyle muhaubere kalindedirler Bugün içila İngilterenin ba deaniz KDDK Ahetan z hip alduktarım söylüyebDiriz. Bilhassa Teğilizlerin Sunderland tipl dendar Hayr yareleri yerek keşif ve gerelme mu harebe işmde külaynilabilen — mükema mel bir ailühter. Yazan: Hwrgh Walpole maktan korkuyorum, luhal de. ğil mi? Mekteple küçük - bir ço. cukken iri bir arkadağım — beni suya daldırmıştı. - Az kalam bo- guluyordum. O günü hiç unuta. mryorum, Fenvik dikkatle dinliyor ve dü. şünüyordu. Bu, vakanın nasıl o- labileceğini güzelce kendisine tas vir edebiliyordu. Sonra derin bir nefes &ldı. Foster biraz ürkmüş gibiydi. Arkadaşının önünden gideceği verde, dalha emin görerek ya. nından gidiyordu. Ortalık gittik. çe kararıyordu. Taşlık ve kavu- lk başlamıştı. Foster — gittkiçe yoruluyor ve hazir hızlı nefes a. İkyordu. Fonvik eliyle işaret ede. rek: — Göl oradadır, dedi, — güneş batmak üzere. Burası biraz son- ra zıpzından olacaktır. Arkdaşı onu yakaladı. kekeli. yordu: — No acaip manzara. Yolumu bile göremiyorum. — Biz öurada — yapyalnızız. Süküneti hissediyor musun ? Gö. rüyör musun, uzakta hafif bir parıltı var. Bu, bir dakika süre- cektir, sonra her $ey kararacak. tır. İşte benim gölüm. Burayı ve kadar seviyorum. biliyor mu. sun, Foster? Muvaffakıyetler, zaferler, şeref nasıl senin ise, bu göl de benimdir. Bu benim, öbür- leri senin. Belki sonunda — hepi. miz müsaviyiz. Evet... — Bana sanki bu suyla hiç ayrılmıyacak derecede biribi. rimize bağlı imişiz gibi geliyor. Evet, ve kadar siyan, değil mi? — Çok derindir. Öyle zanne- diyorum ki, bir gün beni içine a. lacak ve gömecektir. Foster aksırıyordu. — Çok güzel va haş bir. gey. Fenvik! Hoşuma gitti. Artık dö- nelim. Bu karanlıkta — yürümek çok güç bir gey. Hava da çok se- riİN... Fenvik, arkadaşınımn kolundan tutuyordu. Türkçeye çeviren: Fethi Nuri — Oradaki iskeleyi — görüyor musun? Bir de sandalı var, zan. nediyorum, Gel ve aşağıya doğru bir bak, Su o kadar derin ki... du. Bütün suyun etrafmı ;lıf_muhıdı. 'Tekrar — aksıriyor- — Korkarım ki, soğuk aldım. Artık eve dönelim, Fenvik. Yok. sa yolumuzu bir daha bulama- ı Bir an bu baş döndü ve iki , korkak çocuk gözü kendisine doğ | ru dikildi; sonra basit bir ham. le ile vücut aşağıya doğru itildi. keskin bir bağırtı, bir şapırtı, işitildi. Bonra beyaz bir | gşeyin karanlıkta bir parıltısı gö rüldü. Suyun içinde etrafa doğru yayılan dalgaları bir süküt takip | etti. . Bu derin süküt devam ediyor. du. Fenvik de bu, süküta iştirak | Hiç yerihden — kımıl. | gdanmıyordu. — Gölün mumkkeıpl gibi siyah suyuna bakıyordu. Kol larmı kavuşturmuş ve derin dü- | dimiş gibi duruyordu. Fakat hic bir şgey düşünmüyor. düu. İçinden, düşünceye benzemi - yen bir halâs hissi yükselidyor - dü. Fostor. bu gayretli, hodbin de. U, u(_ılı gitmieti ve hiç bir daha ı;unııyzoüıi. Göl emin bir yer. di. Fenvik kendisinden memnun- du. Nihayet hayatı için kat'i bir harekette bulunmuştu. Senoler . denberi, ümitsizlik ve yeis için - de buralarda dolaşmış — ve bir teselli bulumamıştı. Nihayet ha- rekete gelmek icabetmişti. Evet memnundu. Fakat biraz ilşümüş. (Devamı 6 nerda) leri en müemsir silâh bonuba ve su bom balarıdır. Mitralyöz — ikinci dorecede katan bir alâhtır. Tayyarelerin bome bü atışlarındaki babet sön zamanlar- da ufak münakaşa götürmez bir kal'- iyyet kesbecti. —Su bombaları iaa de. nisalı gem'leri için kullanılmaktadır. Deniz tayyareleri — Genizaltı gemileri: nin umanaız düşmanıdır. Çünkü deniz tayyaseleri denizalti gemilerini yuka- mdan bir şahin gibi gördüğü —halde tahtelbahirler tayyareleri polc müşkü. Jatla görebilmekte ve göreeler bile hiç bir şey yapamamaktadırlar. Halbuki deniz tayyareleris suya dalmış olam deniaalta gemilarini bile mükemmelen görerek İtlâf etmektedirler. Bonra deniz Tatü gemileri de tayya: teşkil eder. Açık denizlerde yapılacak olan bir deniz muharebesinde üstün: Tük muhakkak ki, çok tuyyare gemle #i bulunan ve bu gömllerdel ! Yiyyane” | derini kallarmasını bilerler de olacak kır. B00 zamanlarda tayyarelerin tofpil de taşımaları deniz tayyarolerini çok daha müthiş silâhlar haline sokmuş» | tr. İşle Almanların meşhur Bismürk zarhlırı bu gekilde hava Lorpili taşıyan bir tayyarenin taarruzuna kurban git miştir, Bugün bu bava torpll taşıyan Layyareterden en çok İngilizlerde var- Gr. Almanlar ve İtalyanların elinde de bu müthiş zilkalerdan bir küç ta. ne bulunmaktadır. | Hava torpili deniz Larpülerinden. | yüni makineli torpiderden farksızdır. Bu terçilleri atmak için deniz tayya- ı reşeri alçalır ve törpili birakır, Torpil lin hedefine varmadan bir miktar m da bömm mümkün ham de da ha iyilür. Fakat bütün topları eilâh İyariylr ateş eden bir zırkimın Üzerine inmök ve torpil brrakabümek o Kadar kolay bir iş değildir. Deniz tayyazelerinin zayıf taralla- yi üzüü müddet su Üzerinde kalama- mak ve dolayısiyle hareket üssünden pek uzaklara — gidememektir. Fakat bunu temin için de tayyüre taşıma gemilerinin Hoşası düşüntümüştür. MA — Geleoek Pasar: Tayyare taşıma gemtleri aüi hakekidinii eei — eee a eli aa ödde Iaa